b © tir ki, bunu kâfi göremeyiz. Halkev- © evleri, elimizdeki en iyi banzehirdir. İ © (para çalarken tutulmuştur, 4 BAŞMAKALEDEN MABAAT Zehirlere Karşı Panzehir (Başı 1 incide) ğu dolduran vasıtalar da kumar, içki ve cinsi zevklerin en kirli ve yıkıcı şekilleri olur. Bugün, kumar ve içkinin zevk ve- sıtası diye içtimai hayatımızda aldığı yer. korkulacak derecelerdedir. Asri hayat diye bu zevk vasıtaları en uzak köşelere kolayca sokuluyor. Fikren en iyilerimiz bile topluluk hayatı ge- çirmek için bir araya gelince ne ya- pıyoruz? Ya içki eğlencesi yapıyoruz, yahut oyun kâğitlarına sarılıyoruz. u vaziyetle nasıl mücadele &- Bir İngiliz gazetesine göre, Almanya - Avustarya ve etrafı TAN İngiliz Kabinesindeki Ihtilâf his olmuştur. Ajans Havasa göre, İn- giliz kabinesi buna karşı gelmek ü- zere mutavassıt bir hal çaresi bul- mak için uğraşmıştır. Mister Eden, bu sırada Ziraat Nazırı Morrison ve İskoçya Nazırı Ellet ile görüşmüş, daha sonra kabine dairesinde müza- kerata devam etmiştir. Bu zatlardan başka müstemlekeler Nazırı Orusybegore ile Olivir Stan- ley de Edene müzaheret etmektedir. ler. Edenin istifası takdirinde bu na- İzırlardan bir kısmının da istifası bek Jenmektedir. Bir habere göre İtalya ile İngilte- re anlaşmasına ait bir proje Romaya bildirilmek üzere Grandiye verilmiş! 21-2-930 Bugünkü Cenaze Töreni (Başı 1 incide) | kıymetli arkadaşımız Bay Sabri Top graf tahsili için Almanyaya gönder | rağın cenazesine bütün Darüşşafa - miş, dönüşte Trablusgarpte Derne| kalıların gelmelerini ve merhuma telsiz telgrat istasyonuna müdür yap | karşı son vazifeyi yapmalarını dile- muştur, riz. Meşrutiyetin ilânında İstanbula » gelmiş, posta ve telgraf mektebine| Fenerbahçe Spor Klübü Batkanlı- müdür olmuştur. Posta ve telgraf |ğmdan: milletlerarası kongrelerinde seneler | Klübümüze uzun seneler reislik ce hükümeti temsil etmiştir. etmiş ve gayelerimiz uğrunda büyük B. Sabri sonra Manisa mebusu ol- | hizmet ve fedakürliklarda bulunmuş muş, İttihat ve Terakkinin Beyoğlu | olan muhterem Manisa saylavı Bay ve Kadıköy kâtipliklerinde bulun- | Sabri Toprağın vukuu vefalı bütün muştur. Fenerbahçelileri mütecllim ve mü- Mütarekede diğer bir çok arkadaş | teessir etmiştir. Merhuma son vazi- larile beraber Maltaya sürülen Sab- | fenin ifası için Fenerbahçeli arkadaş ri Toprak orada (tel örgüsü hastalı-|ların bugün saat 11 de Beyoğlunda ği) denilen sinir rahatsızlığından u- | Sıraservilerde Alman hastanesinde zak kalan pek az mahpustan biriydi. | hazir bulunarak cenaze merasimine deceğiz? Nasihatle mi, kanu- ni memnuiyet ve cezalarla mı? Ha- 'yır, böyle tedbirler boştur. Bataklık. ları, ancak daha yüksek zevk şekil- leri yaratmak, bunların cazibesini yükseltmek ve ortaya iyi örnekler koymak sayesinde kurutabiliriz. Bu gidişte başlıca dayanacağımız vasıta, spor teşkilâtile beraber halk- evleridir. Memleketi koruyan müda- fan kuvvetlerine, iktisadi kıymetler yaratan teşekküllere nekadar ehem- miyet veriyorsak, halkevleri denilen içtimai hayat kaynağını da ayni alâ- ka ve ehemmiyetle karşılamalıyız. İç- timal hayattaki zehirlere karşı hali Bu itibarla dünkü halkevi bayra- mı, üzerinde durulacak bir hâdisedir. Bu münasebetle öğreniyoruz ki, bu- gün 167 halkevimiz var, Dün de üçü | İstanbulda olmak üzere yeniden 42| halkevi kurulmuştur. Halkevlerinin 'bütün Türkiyedeki azasının sayısı 90 bine çıkıyor. İ Altı senede böyle neticeler alım ması, güzel bir eserdir. Fakat boşluk © kadar büyük, ihtiyaç o kadar geniş” lerinin sayısı binlere çıkmalıdır, aza“! Sının sayısı yüz binleri geçmelidir. Bugün halkevi kelimesini'ancak ku- lak dolgunluğu şeklinde bilen birçok vatandaşlar, kendi omuhitlerindeki halkevi ile temasa gelmeli, böyle bir a Lİ Gİ ve şikâyeteçi olmalıdırlar. Halkevle- rinin faydalarına kendi taraflarından bir şeyler ilâve etmeyi bir vatanday- ik vazifesi saymalıdır. enginlerimiz de, kendilerini u- mumi seviyeden yükselten im küânları hazırlıyan muhite duydukla- Tı borcu, halkevi hareketine yardım. (Başı 1 incide) ihtilâl başardığını anlatmış ve şöyle devam etmiştir: İhindeki vaziyeti Almanya tarafından ancak © müzaheretle karşılanabilir. Çünkü yer yüzünde Almanyanın hiç “.- Bilhassa 1933 ve 1934 senele-| bir muamele yapmadığı memleket rinde demokrat memleketlerde öy- le devlet adamları, öyle siyasiler ve öyle gazeteciler gördük ki, nasyonsl sosyalist ihtilâlinin usulünü ve ted- birlerini tenkit ettiler ve bu tenkit. ler budalalık ve küstahlık nümünesi idi.,, Hitler, bu münasebetle diğer ihti- Milleri hatırlatmış ve evvelâ Bolşe- vik #htilâlinin milyonlarca insân kanı pahasına yuku hulduğunu, İspanya ihtilâlinin asgari yarım milyonu bu- lan katliâmlara sebep olduğunu söy- Temiştir, Hitler daba sonru iktidar mevkii. ne geçtiği zamanki Alınanyanın Va- ziyetinden bahsetmiş, bu vaziyetin tehlikeli ve felâketli olduğunu, ev- velâ radikal tedbirlerle işe başladığı mı, sonra harekete geçmek cesaretini gösterdiğini anlatmış ve gazeteci pa- Tavralarına, parlâmento zevzeklikle- rine tahkikat komisyonlarına, bey- nelmilel müzakerelere, gülünç kârar suretlerine, Alman ve yabancı dev- let adamlarımn boş sözlerine değil, fakat milli çalışmalara başladığımı, milletin zekâ ve enerjisihden her şe- yi beklediğini söylemiş ve işsizlik meselesini nasıl bertaraf ettiğini, ©- gösterdiğini uzun uzadıya izah ot miştir. Her Hitler bu sırada Almanyanın bütün iktisadi sahalardaki istihsalini de rakamlarla uzun uzadıya anlat- mış, daha sonra siyasi vaziyete ge- çerek evvelâ Almanyanın barış se- verliğinden bahsetmiştir. Her Hit süretile göstermelidirler. Meselâ Ü- niversitede talebeye topluluk imkân- Jarı verecek bir halkevi bulunmaması bütün memleket hesabına acı bir boş- luktur. Bunu derhal dolduracak bir zenginimizin ortaya çıktığını görsek büyük bir ferah ve iftihar duya cağız. Bir vatandaşın adını gelecek nesillere hayırla, minnetle yadettir- mek için bundan güzel bir imkân dü- şünülemez. Bu satırları yazdığımız sırada Da- | lere göre, Almanya barış taraftarı- dır va derinden derine barışçıdır. Fa kat barış severliği zâf ve teslimiyet, şerefsiz korkaklık saymaz. i Her Hitler daha sonra müsteml, keler bahsine temas etmiş ve Alman yanın müstemleke istemeğe devam edeceğini söylemiş, bu vâdideki be- yanatı sırasında “Kredi istemiyoruz. Milli varlığımızı tahkim edecek esas lar istiyoruz. demiş ve meseleyi halletmek için ileri sürülen beynel hiliye Vekili ve Parti Genel Sekre- | milel projelere işaret ederek, Alrsan teri Şükrü Kayanın, halkevleri bây- rami münasebetile dün söylemesi beklenen mutkunu henüz görmedik. Yakat hiç şüphe etmiyoruz ki, halkev lerinin içtimei hayatımızda gördüğü ve göreceği büyük rolü bu nutuk can- hı surette tebarüz ettirmektedir. Yanın beynelmilel konferanslara gü venmediğini, bu konferansların mil- etlere itimatsızlıktan başka bir his telkin etmediğini anlatmıştır, Her Hitler dahâ sonra Milletler Cemiyeti meselesine temas etti ve “Milletler Cemiyeti, milletler hakkı varsa Sovyet Rusyadır. Sovyetler beşeriyetin fikirlerini #ehirliyor ve beşeriyet dünyasını mü temadiyen buhrana doğru sevkedi - yor. Almanya sovyetliğin andiçmiş düşmanıdır. Ve bölşevikliğin intişarı- na mani olmak için elinden ne ge lirse hepsini yapmağa hazırdır. Hat- tâ vaziyet icap ettiği takdirde onun- ls dövüşmekten zerre kadar çekin - mez. Bu bakımdan Japonların U - zak Şerkta muhakkak muvatfakıye- ti lâzimdir, Almanya bu yüzden Man çukuyu tanıyor, Milletler Cemiyeti ise Japonyaya karşı bir tarafa mü- zaheret politikasını takip etmek is- temiştir. Halbuki vaziyet, daha fazla Çinin gözünü, kendisini tehdit eden tehlikelere karşı ciddiyetle açmasını iktiza ediyor. Çünkü Çin, bolşevikli- ve Kont Grandi, Mussolininin tasvip edebileceği bu projeyi Romaya gön- 'dermiştir. Projede İspanya mesele- sinin diğer meselelerden ayrıldığı an laşılıyor. Amele partisi de Mister Eden'in 'kabinedeki irtica unsurlarına esir ol- maması için tezahürler yapmaktadır. Amele liderlerinden Morrison, söyle diği bir nutukta Chamberlain'in dik- itatörlük lehinde temayül gösterdiği- ni anlattıktan sonra Mister Edenin zelilâne bir anlaşma karşısında istifa- ya mecbur kalacağını ve İngilterenin İaşistlere boyun eğeceğini söylemiş- tir. Yeni Siresa Pariste çıkan Le Journal gazetesi- nin Londra muhabirine göre, İngil- ni ıslah yolundaki teşbbüsü muvaf. İakıyetle neticelenecek olursa bir nevi Stresa cephesinin yeniden vü- cude getirilmesi mümkün olacaktır. Bin tehdidine maruzdur. Çin mes- | Ouwre gazetesi ise, son A: lesini Milletler Cemiyetine havsle-| vakalarının Roma - Berlin kn de hiç bir fayda yoktu. Çünkü Ja -| oi takviye ettiğine kani bulunmak- ponyanın zaferi değil, belki bolşevik liğin muzafferiyeti beyaz adamın fe- lâketini mucip'olur, Almanya ve Avrapa Daha sonra Hitler Avrupa mese- lelerini birer birer gözden geçirdi ve ADAŞIR, olduğunu . söyledi ve Avrupada Fransa bakımından Almanya ile Fransa arasında hiç bir arazi mese- lesi bulunmadığını ilâve etti. İngil tere ile de vaziyet ayni merkezde - dir, Fakat bir sürü geyrimesil gaze- teler arayı bozmak, ve vaziyeti ka - ranlıklaştırmak için uğraşmakta ve mütemadiyen güçlükler yaratmakla dırlar. Ş Almanya haricindeki Almanlar Daha sonra Her Hitler, Almanya harleindeki Almanlardan bahsetti ve bu bahiz üzerinde uzun uzadıya söz söyledi. Ona göre bugün Almanya dışında 10 milyon Alman vardır. Fa- kat bu Almanların Raich'ten ayrı ol- maları onların haklarından mahrum yaşamalarına sebep teşkil etmez. Bi- lâkis bunların da Almanyaya güve - rından İstifade ederek yaşamalarını iie nerek hür ve iyi yaşamaları icap e- İ der. Bu hususta Almanyanın İngilte- İreden bir farkı yoktur. İngiltere na- sı) bütün İngilizlerin bütün hakla - tadır, Eden'in Yerine Halifax Londra, 20 (A.A) — Sunday Dis- pateh gazetesine göre, Lord Halifax B. Eden'in yerine diş bakanlığına geçecek! m miştir. B. Eden Başvekületten çıka- rak dış bakanlığına gitmiş ve yolda: “Biz Eden'i istiyoruz ve İtalya ile hiçbir pakt istemiyoruz" diye bağı- ran halk tarafından hârüretle alkış lanmıştır. Londra, 20 (A.A) — Havas bildi- riyar: B. Edenin istifa ettiği teyit e- dilmekte ve fakat diğer nazırlardan da istifa veki olup olmadığı henüz meçhul bulunmaktadır. Londra, 20 (A.A.) — Saat 1930 da yapılan mahdut bir kabine top- lantısından sonra B. Eden'in istifa ettiği teeyyüt etmektedir. Şimdiye kadar Büşvekile başka hiçbir istifa verilmemiştir. rinvevlâdıyız,, demiştir. Eer Hitler Macaristan, Bulgaristan ve Yugoslavya ile daha başka dev- miş ve hepsi ile Almanya arasındaki İ münasebetlerin iyi ve dostça olduğu İnu anlatmıştır. Komünisilik aleyhindeki misak letlerden dostça bir lisanla bahset -| nr korumuyor, bilâkis Milletler Ce- miyeti Versay zulümlerini müdafaa eden bir varlıktır. Alhanya bir daha bu cemiyete girmiyecektir. Çünkü Almanya Milletler Cemiyetinden sulh namına bir bayram bekleme - mektedir., demiştir. İspanya ve Hitler Hitler daha sonra İspanya mesele- sinden bahsetti ve İspanyada milli —— şir hükümetin teşekkül etmesi lâzım Hırsızlıkları İeldiğini anlattı. Çünkü İspanyada Azılı sabikalılardan Deli Davit ev. | kızıl bir hükümet teşekkül ettiği tak velki gece Piripaşada Yakup Aslan |dirde vaziyet değişir, müvazene bo- isminde birinin motöründeki 200 li. | zulur ve İspanyada teşekkül edecek ra kıymetindeki zinciri çalarak kaçar | kızıl hükümet kominternin iradesine 'ken tutulmuştur. boyun eğer. 4 Ali isminde biri Arapcamiinde Almanya ve Uzak Şark bir tornacı dükkünma girerek ötebe-| Bu bakımdan Hitlere göre, Japon- ri çalarken tutulmuştur. yanın Uzal Şetikii kominfezn ali - # Sabıkalı Tevfik, Beyoğlunda e ÇARŞAMBA iramvayda Tahsin isminde birinin ce EK Halkevleri yedinci varlık senesine girerken hepsine muvaffakıyetler di- İeriz. Öyle umarız ki, vatandaşlar bu müesteselerin ehemmiyetini gittikçe geniş'bir ölçüde kavrıyacaklar ve bu kıymetli müesseselere devam etmek, faaliyetlerine karışmak, bunlara ye- Bi bir şey katmak suretile faydalı ol. mayı vazife bileceklerdir. Ahmet Emin YALMAN binderi parasını çalarak kaçmak ister ken tutulmuştur. X Sabıkulı Cabir Beşiktaşta Pa- Zar yerinde öteberi almakta olan Ma Tika isminde bir kadının cebinden SİNEMASINDA İsterse Almanya da Almanların men faatlerini ayni şekilde gözetir. Al — manya da Almanların insani, mall, ideolojik bütün haklarının temin © Junmasını İster, © Her Hitler bu sırada Almanyanın Lehistan ile münasebetlerinden bah- İsetmiş ve bu münasebetlerin iyi bir vaziyette olduğunu söylemiş daha sonra sözü Avusturyaya nakletmiş - tir, Almanya ve Avustarya Her Hitler Avusturyadan bahsede rek son anlaşmadarı son derece mem nun olduğunu anlatmış. daktor Şuş- nig'in vuku bulan daveti kabul et- mekle gösterdiği uluvvücenabı, ve anlaşma hükümlerini tatbik yolunda gösterdiği ihtimamı kaydetmiş, daha Her Hitler, son tasfiyeye işaret e- tiği mevzu antikomintern misakı ol muş ve Almanyanın bolşevikliğe ta- mamile düşman olduğunu, binaena- leyh antikomintern faaliyetin devam edeceğini söylerken “Almanya sulh- çudur, harp istemez, fakat harpten de korkmaz,, sözlerini ilâve etmiş - tir. Her Hitler, son tabiyeye işaret e- derek bütün Almanyada bir tek par tinin bulunduğunu, onun da Nazi par tisi olduğunu söylemiş, en nihayet “kadiri mutlak olan Allah hepimize yardım etsin, bizi boş gururlardan korusun, hakikati yaymağa dalma ce seret ve kuvvet versin,, dediği Za - man kopan alkış tufanı arasında or- sorra bütün Alman yurtlarının bir ol | du ve millet hakkındaki takdirlerini duğuna ederek “her nerede doğar -| anlatmış ve bu surtle nutuk son bul- sek doğalım hepimiz ayni anavata - 'muştur. Brodway Melodi 11; ve sinema harikalar şaheseri Aşk - Musiki - Daima neşesini ve Jâtifeci tabiatini muhafaza eder, arkadışlarının bede binliğini dağıtmağa çalışırdı. Bay Sabri, Maltadan dönüşte An- karada posta ve telgraf umum mü - dürü oldu, bu sıfatla milli mücadele ye büyük hizmetler etti ve sonra da Manisa mebusü sıfatile meclise gir < di. Meclis reis vekili, ziraat vekili, sonra Bükreş sefiri oldu. Bükreşten ayrılınca yeniden mebus oldu ve ölü müne kadar Manisa mebusu kaldı. Bay Sabri Toprak, çok basit bir hayat geçirirdi. Bunu görenler, ken- disini para artırmağa çalışır bir a - dum zannederlerdi. Bay Sabri, eline | geçen paranının yarısını artıracak şekilde yaşar ve bu para İle yetim- lere bakardı. Kendisi yetimlik acısı çektiği için hayatta tattığı en büyük haz, yetim kalplerindeki yaraları sarmaklı. Hayır işlerine olan bu yük sek alâkasını âdeta bir sır gibi gizli tutar, kazancının yarısını yetimlere bakmağa ayırdığını, bir, iki sıkı dos tundan başka kimse bilmezdi. Bay Sabri Toprak, ölümü, tabii bir hâdise diye büyük bir sükünetle kar ştlamıştır. Trene binip seyahate gi- decekmiş gibi dostlarına veda et - miştir. Ölümünden dört dakika ev - vel eski arkadaşı Bay Nâzuma şu söz leri söylemiştir: A ek gi lerini hoş et... Ve bü sözleri söyledikten sonfa gözlerini ebedi surette kapamıştır. Cenazesi bugün saat on bir buçuk- to Alman hastanesinden kaldırila - caktır. Namazı Teşvikiye camiinde kı lınacak, sonra asri mezerliğa gömüle cektir, * Darüşşafaka Mezunları Cemiye- tinden: & Mektebimizin eski mezunlarından 22 Şubat Salı Günü Akşamı TURAN Tiyatrosunda Artistler Gecesi Sanatkâr Naşit ve sanat- kâr Safiye Şehir Tiyatro- sunun kıymetli artistlerin den Halide ve Muammer birlikte Kavuklu Alinin iştirak etmeleri rica olunur. ÖLÜM Şehrimizin maruf tüçcerlarından Mehmet Niyazi Bergamalı 20; 2 38 gecesi.ani olarak vefat etmiştir. Merhumun cenazesi bugünkü pa- İ zertesi günü Fatih Kıztaşındeki ha- İnesinden saat on bir buçukta kaldı- İrılarak öğle namazını müteakip Fa th camli şerifinde namazi kılındıl- tan sonra Edirnekapı şehitliğindeki medleni mahsusuna defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. Gm mene Zehirlenmiş Üsküdarda oturan Halil isminde biri Hristo isminde bir asçı dükkü- nında yediği balıktan zehirlenmiş, te davi için hastaneye kaldırılmıştır. Dolandırmış Mehmet İhsan isminde birisi ken- disine milli emlâk veznedarı süsü ve rerek Beşiktaşta Dikilitaşta oturan Ayşe isminde bir kadının 25 “lirasını dolandırdığından yakalanmıştır. Istanbul Belediyesi Şehir Tivstroları OPERET KISMI IN Saat 20.30 da SOZUN KISASI komedi 4 perde ll , Pazar, günleri 16,30 da Matne TRTUĞRUL SADİ £EK TİYATROSU Yarin gece: (Kadıköy Süreyya) sinemasında MUREBBİYE RALK OPERETİ 25 şubat cuma gecesi, 28 şubat cu- martesi gündüz matine Turan tiyat- Tosurnda hafta içinde Kadıköy Sürey ya. Beşikteş Suatpark. Pangahtı Kur tuluş tiyatrolarında temsillerine baş yor. © Sİ iştimkile GÜLME KOM- ŞUNA büyük komedi tafsilât el ilânlarında Senenin en meşhur romanı Bağaskn ca iküyük HillMi MALAKALI KADIN EDWİGE PELİLLERE ve PİERRE RİCHARD WİLM'in temsilleri Pek Yakında SARAY Sinemasında VİCTOR FRANCEN - BLANCHE MONTEL MACERA ADAMI ALFRED CAPUS'ün “Aventurier” isimli eserinden Yakında TÜRK sinemada Baş rollerde : Dans kraliçes; ELANOR POWELİ. ve sinema yıldızlarının en meşhuru . ROBERT TAYLOR ” Paya ”