e — a 8 BUGÜN) | İl Hitlerin Dünkü Nutku Ömer Rıza DOĞRUL Imanyanın devlet ve hükü - met Şefi Her Hitlerin dün kü nutku, her nutku gibi, bir hay- Wi uzundu. Malüm olduğu üzere Her Hitlerin Sinyor Mussoliniden farkı, birinin uzun, birinin kısa söz söylemesidir. Nutuk. arada bir al- kışlarla, ve heyecanlı tezahürlerle karşılanıyordu. Sürekli alkışlar ve “Hiel,, sayhaları arasında biten tuk, herşeyden evvel, beklem: gibi sürprizlerle dolu değildi. Hat- tâ yeni birşey de öğretmiş sayıl- maz. Fakat birçok noktalar üzerin- de Alman noktai nazarının anlaşıl. masına yardım etmiş gil ir, Nutkun temas ettiği iki mühim nokta İspanya ve Avusturya mese- leleridir. Avusturya meselesi hak- kında Hitler, iki memleketin kar- deş olduğunu izah etmiş ve iki Al man memleketinin şurasında veya burasında doğmanın bir ayrılık se- bebi teşkil etmiyeceğini sözlemiş- tir. Hitler bu suretle iki memleke- tin tam mânasiyle kardeş ve bir ol- duğunu anlatarak Avusturya Baş- vekili Doktor Şuşningin de bu nok- tai nazara iştirakini ümit etmiştir. Daha şimdiden Doktor Şuşnin- gin bu noktai nazara iştirak edece- ğini tahmin etmek hiç te yanlış ol. maz, — Çünkü Doktor Şuşningin bu kar deşliği ve birliği kabul etmekten başka yapacak bir işi yoktur. itlerin temas ettiği ikinci bir nokta İspanya meselesidir. Ona göre İspanyada mutlaka mil- Miyetçiler galip gelmelidir. Mini- yetçilerden maksat asilerdir. Çün- kü asilerin muvaffakıyeti ile Bol. şeviklik mağlüp olacak. Bolşevik- lik mağlâp olmazsa muvazene bo- sulur. Yahut muvazene Bolşevik- bünirkinde gesi BİZE masıl gelecek? Acaha Almanya muhakkak asi- lerin muvaffak olması için yeni yardımlarda mı bulunacak? Yani İspanyaya yeniden kuvvetler, ve silâhlar mı sevkedecek? Böyle yapacaksa vaziyet değişir, belki de onun müdahalesi daha başka müdahaleleri davet eder. Fa- kat Almanyanın kendini Versay kayıtlarından kurtarmak için fe- dakârliklara katlandığı ve hür ya- şamak için Versay kayıtlarını kır- dığı halde başkalarına kendi ideo- lojisini yüklemek için bu şekilde ne hakkı var? Almanya niçin başka milletlerin mukadderatına karışıyor ve niçin | silâhlı kuvvetlerini başka milletle. | rin işlerine karıştırıyor? Buna sebep ideoloji birliği mi? © halde İspanyada mukabil ide- olojiyi güden tarafa, diğer devlet- lerin de ayni şekilde yardım etme- sini, ve bu yardımı kudretinin ge- | Mişliği derecesinde yapmasını ka- | bul etmek lâzım gelmez mi? İ Vaziyet bu şekilde muhakeme “lunur ve milletlerin, bilhassa Av- Fupalı milletlerin mukadderatına sahip oldukları esası kabul edilirse nala tuttuğu siyaseti ma- veya doğru görmiye imkân kalmaz, 5 Hitler Milletler Cemiyeti hak- da söz söylerken onu yalnız ığın ve insafsızlığın kayna- İf saymıştır. Milletler Cemiyeti ni- , Samını Versaydan ayırmak üzerin- de ittifak vardır. Fakat ittifak am- Sak bütün tarafların anlaşarak ça- ile tahhakkuk edebilir. Al- Manya, bu yolda yardim göstere Seğine mütemadiyen tecavüz siy. | #etine müizaherct göstermiş bulu- | Buvor, Mulâsg butuk. yukarda dediği iz Gibi bize Almanyanın siyaseti yeni birşey öğretmemiş, bilâkis bu siyasetin bildiğimiz isti. anlatmakla kalmıştır, di- ŞİMAL KUTBUNDA: Papanin Heyetinin Kurtulma Safhası Çok Heyecanlı Oldu Moskova, 20 (Radyo — TAN) — Bir buz parçası üstünde haftalarca ö- lüm saatleri yaşıyan Papanin ve ar- kadaşlarının kutupta yaşadıkları ma- cerayı anlatmadan evvel Sovyetlerin pek ehemmiyet verdikleri bu ilim he yetinin hayatından ve maksadından bahsetmek faydalı olur. Papanin 1894 senesinde dünyaya gelmiştir. Babası Karadenizde çalı şan bir bahriyelidir. Kendisi pek genç yaşta hayata atılmak mecburi- yetini hissettiği zaman — Sivastopol tersanesinde tornadı çıraklığına gir. mişti. Fabrikanın dar muhiti onun sergüzeştlere atılmıya hasret olan ru buna kâfi bir dekor teşkil etmediği için burasını çabuk terketti ve gemi- ciliğe başladı. Babası gibi Karadeniz de gezen bir gemiye yazılıp birkaç seter yaptı. 1917 isyanında Papanini kara hizmetinde görüyoruz. Bu ara- lik onun Lenin nezdinde yapılmış bir müracaati de vardır. Maksadı ihtilâ- li müteakıp orada burada başgöster- miye başlıyan kıyamlara karşı gel mek üzere teşkilât yaparak başına geçmek müsaadesini almaktır. Fil hakika onun dahili muharebelerde hizmeti fevkalâdedir. Tekrar bahri- yeye döndüğü vakit bir torpido muh- ribinin kumandasını eline almış bu- Tunuyordu. Kerç istikametinde muh- telif seferler yaparak Kırım yarıma- dasının etrafını dolaştı. Deniz kuv- vetlerine aşıladığı inkılâp fikrini ka- ra ordusuna da sirayet ettirdi ve Kı- rım üzerinde inkılâp ordusunu vücu de getirdi. Ondan sonra RUSva bahriye küvvetierinin tüşkukz ve ti graf işlerinin teknik safhalarını tan- zimi işinde çalıştı. 1938 senesine ka- dar muhtelif işlerde hakiki bir Tiya- katle hizmet etti ve bir arahk yolu- nu bulup kendi kendine bir kutup se yahati tertip etti. cenubim dai Avdette Sovyet hükümetinin kuv. ” vetli bir keşif heyeti tertip etmek fikrinde olduğunu görerek bu teşeb- » büsün başına geçmek istedi. Hükü- met, heyetin maddi ve teknik ihtiyaç ları noktasından eksik birşey bırak- mak istemediğinden hazırlık uzun zaman devam etti, Son Kutup seferi Heyet geçen senenin yazında ku- tup yolunu tuttuğu vakit dürya bu! işle bugün olduğu kadar alâkadar ol- maktan uzaktı. Kutup birçok insan-| ların başını yemiş, birçok heyetleri | olduğu gibi kendi meçhul. âleminin sükünuna gömmüştü. Fakat Papanin adım adım hedeflerine yaklaşırken hiç kimsenin göstermediği mehareti gösterdi ve bütün medeni âleme he- sap vermekten uzak kalmadı. Müh- telif yerlerde istasyonlar kurdu. Ku- tup hava tebeddüllerini tabi! teşek- külâtı ve simalin hususiyetlerini ik min istedğli mücerret çerçeve içinde | kavdettirdi. Nihayet bir gün haber alındı ki| büyük bir fırtına bu ilim: heyetinin üzerinde bulundukları huz parçasını ayırarak Şimal denizinde meçhu! bir istikamete “doğru sürüklemektedir. Hiç akla gelmemiş olan bu hâdise seferi tertip etmiş olan Savyet hükü- metini telâşa düşürdü. Prof. Şmit'in keşiflerine ek olacak keşifler yapan bu ilim heyetinin medenivet âlemi. nin bütlin vestialarına rağmen mah- volwp gitmesi fehabir akıbet ola- caktı. Kurtarma başlıyor *ân deniz ve havs vesitalarının kur- tarma işine yarıyacak olanları sefer. ber hale getirildi. Haftalarca süren bir endise Rusya ile birlikte bütün ilim âlemine sira- yet etti. Kurtarma yolunda en çok a TAN HARİCİ HABERLER Matbuat Korkusu Siyaset Adamlarını Kiyasete Sevkeder Paris, 20 (A.A.) — Adliye Nazır Campinehi, Fransız ve ecnebi gaze- tecilerin toplantısında, matbüat me- selenin ana hatlarını anlatmış, ye- ve fikir hürriyetinin korunmasi 10 i mimunda israr ederek demletir ki: “— Gnzeteci korkusu siynset ndam- larını kiyasete sevkeder. Fransanın başını gelebilecek en büyük feliket matbuatın hürriyetini kaybetm: m ni devletin veya hükümetin emri al- tına girmesidir... Adliye Nazırı matbunt hürriyetinin bazı ahvalde sulistimal edildiğini ve e rr sinaenaleyh buna karşı kaymak için dazı tahdidaf"İcap ettiğini de söylemiş ve demistir ki: “— Tam ve mutlak hürriyet mede- ni bir camiada yaşıyamaz. Bilhassa fertleri İftiralardan en İyi sartlar i- de koruyacak kanunlar zaruridir. : UZAK ŞARK: Japonlar . Son Taarruzda Ne Kazandı'ar? Tokyo, 20 (A.A.) — Japon impara torluğunun teessüsünün yıldönümü olan geçen İl şubat tarihinde Şimali Çinde başlıyan umumi taarruz hare ketine hitama ermiş nazarile bakıl maktadır. 8 gün devam etmiş olan bu laarruzun neticeleri şunlardır: A: Şansi eyaletinde bulunmakta olan Japon ordusu cenubu garbi is- tikametinde 120 kilometre ilerliye- rek Kiehsui'yi işgal etmiştir. B: Pekin — Hankov demiryolu - üzerinde Changteh'den hareket et - — miş olan Japon kıtaatı Çin müdafa- asını tahrip ederek 90 kilometre İ- terlemiş ve Sulsiang'ı tamamile iş - Pupanin heye!'<ilun Kes önkel i| Ayni mıntakada Puyang'dan hare ket etmiş alan bir Japon kolu Seri nelirin sol sahili boyunca ilerlemiş ve (180) kilometrelik bir mesafeyi aşarak Yangvu şehri elvarında Sin- sing cenubunda bulunan Çin kuvvet- lerinin hattı ricatini kesmeye muvaf fak olmuştur. Bu harekât esnasında Japonların İ zayiatı 56 maktul ile 412 yaralıdan barettir. Çinlilerin zaylatı daha faz- adır. k Tokyo, 20 (A.A.) — Mimi sefer - erlik kanunu bugün parlâmentoya erilmiştir, Lâyihanın müzakeresi sazartesiyo başlıyacaktır. Bu lâyiha #bında mathuatın kontrol altına a- masını derpiş ediyor. La aa YUNANİSTAN: Atinada Beyannameler Dağıtılmış Atina, 20 (A.A, Eski nazırlardan Papandreou ile eski mebuslardan Sta Duz adasının son vaziyetini gösteren kroki dalarında tayyare taşıyorlardı. Bir- kâç metre kalınlıktaki buzları kıra kıra ilerliyen gemiler ikide © birde tayyarelerini uçuruyor bunlar ( bir- kaç saatlik bir cevelindan sonra ya sis yahut kar fırtınası yüzünden bir- şey göremeden dönüyorlardı. Nihayet bir gün tayyareci Vlasov kazazedelerin kampını gördü ve yan | larına indi. Heyetin meskün diyarlar |matios Mercouris, fesatçı bir takım | dan gelen bir insanla sarılıp öpüşme- | beyannameler neşrettikler iiçin tev-| si emsaline oz ütesadüf edilir lâvha-| Kİf edilmişler ve bir adaya sürülmüş lardari biridir. (lerdir. Bundari sonra da'artık dünyalı | mmm. kâbuslarla dolu olan bir köşesinden il olan insanın duyabileceği mesut güzel haberler gelmiye başladı. Buz eme gel eğirme kıranlar heyetin bulunduğu istika- z 1 mette ilerliyorlar, Papanin kampı gö) ,, “yeti” iki gemiye nasıl taksim e- rünüyor. Telsizle yapılan muhabere- pro lere le pişmiş mr pi de heyet gemilerin ışıklarını gördü. | 2Yet bu İş zar atmak suretiyle. hal- Bünü bildiriyor gibi. a Nasıl kurtarıldılar? l İ müş, Krahav ile Fedocoff'ta Nurman Rusya gazeteleri kurtarma © işinin | uzkıranına binmişlerdir. $on safhasının teferruatile doludur | Dün saat 17 bucukta başlayıp 19 gelmiş, karşı karşıya yaşamış bu İn İri derha) Rusyaya ve dünyanm her sanların vapurlara alınması gayet he | tarafına bir şimşek süratile yayılmış yecanlı olmuştur. Tahlisiye gemileri- |kutup buzları üstünde kaynaşmış o- . ? » AVUSTURYA: Yahudiler Sermayelerini Çekiyor'ar Belgrat. 20 (Hususi) — Burada çıkan Vreme gazetesinin Vivanadan aldığı malümata göre Viyanadeki Yahudiler aresında büyük heyecan hüküm sürmektedir. Yahudiler, nas- yonal sosyalizmden korktukları içir sermayelerini çekmek lüzumunu his setmekte olduklarından borsada ps- nik havası esmekte ve Avusturya ik vsadiyatı büyük zararlara uğramak tadıp. VATİKAN: Yugoslavya Ile Bir İlktilâf mı? Belgrat, 20 (A.A. — Avala) Gaze- teler, Romadan almış oldukları bir haberi neşretmektedirler. Bu kaber- de, Osservatore Romano gazetesinde imzasız olarak intişar eden. fakat ya- rı resmi kaynaklardan mülhem oldu. ğu anlaşılan bir makalede, papalık makamının bu ayın 15 inde Yugos- lav hükümeti nezdinde 1935 senesi temmuzunda imza edilmiş bulunan ve bizzat Yugoslav Başvekilinin iti rafı ile sabit olduğu veçhile tasdik edilmek üzere Yugoslav parlâmen tosuna tevdilerinden sarfınazar edil miş olan konkordato'nun uğratılmış olduğu bu âkıbeti protesto etmiş ol duğunu yazmakta bulunduğu bildi- rilmektedir. ROMANYA: Rus Maslakatgüzarı ve Bir Macar Tekzibi Bükreş, 20 (A.A) — Bazı gazeteler. Butenko'nun kardeşinin Macaristan. İda ikumet etmekte olduğunu yazmış lardır. Macar telgraf ajansı bu habe- rin doğru olmadığını bildirmektedir “ MACARİSTAN: üdafaa Encümeni Toplantı Yapıyor Budapeşte, 20 (A.A) — Meclis mi) li müdafaa komisyonu 22 Şubatta top lanmıya davet edilmiştir. Komisyo- nun Macar ofdusu hakkında malü- mat almak için toplanacağı resmen bildirilmektedir. BULGARİSTAN: Yeni Değişmeler Var Sofya, 20 (A.A) — Sofya garni - zonu kumandanı general Zlatanov'un İyerine general Loukazh getirilmiş - tir. Ordu erkânıharbiye reis muavi- ni general Svetoslav Popov'un yeri İ ne de general Hadji - Potkov getiril miştir, Romanya İle Türkiye Arasında Pamuk Mukavelesi İmzalard; Bükreş, 20 (TAN) —Türkiye Elçisi ile Romanya Ticaret Nazırı arasında pamuk mukavelesi bu sabah İmza e dilmiştir. Son defa Türkiye ve Ro- manya arasında aktedilen ticaret an- laşması bu pamuk satışı ile fili saha- ELEK Kayak Aydın! (Yazan: B. Felek) Bizde de kayak sporu aldı yürüdü. Ayağına takoz gibi kunduraları ge çirenler soluğu Uludağda alıyorlar. Kayak sporu son senelerin en moda olmuş sporu ve bilhassa zenginlere mahsus bir eğlencesi olduğu için bu- nun arttığını görmekle bahtiyar ol. mamak kabil değildir. Demek hem spor artıyar, hem zenginlik. daha ne istiyebiliriz? Gercek ben de sinema» ayaklarındaki kayaklarin w- çar gibi atlamalar yapan, yabut da larda ğm bembeyaz yamacından tığ gibi kayan genç, güzel hayat ve neşe ile dolu kız erkek &#porcuları gördükçe pek İmreniyorum. Lâkin doğrusu şöyle biz bize bir tecrübe etmeden 'kayakları omuzlayıp . Uludağa çık» mayı gözüm yemiyor. Arasıra gördüğüm gibi Maçka İparak hemşerileri eğlendirmiye pek lüzum görmediğim için bütün isim İ kayakçıların Uludağdaki aslanlıklar rini dinlemekten ibaret oluyor. Bu Kurhan Bayramında da İstan- huldan yüzlerce kayakçı Uludağa daha ihtiyatlı söyliyeyim— Bursa» va gitti. Bunları dinlerseniz her birli Uludağın tam O tepesine Okadar cıkmış, belki yolda birkac kurt bile tepelemiştir. Lâkin edebiyata merakınız yoksa bunları dinlemeden rivade etrafı dinlemenizi tavsiye e derim, Bursaya gidip Uludağa çıkay bu kayak şampiyonlarından bir iki- siyle görüştüm. İçlerinde hakikati söyleyip birkaç gün dağ otelinde va» kit geçirdiğini itiraf edenler var, Var ama bunların! e İtiraf edilebilir birsey. Ya tam avadanlıkln Bursaya gidip bütün bayramı şehirde bir otele de getirenler ve hergün takoz kun. |duraları ve nefti renkli vün veyn de» ri tulumları giyip Çelikpalasın #ner- divenlerinde ve holünde takır takır dolaşanları, Uludağa çıkmamış ol- duklarını ilirafa nasıl icbar edebili- riz. İşin asıl parlak tarafı şudur: Bu ahbapların bir kısmı, dağa cikmadık» ları hakkındaki berhangi bir rivayeti tekzip etmek için dağın Bursaya va» yılmış eteklerinden birinde hafif karlar arasında fotoğraflar çıkarıp size ve bana göstermektedirler. Bunlardan biri hakikaten Uludağa çıkmış bir o kayakçı ile İstanbulda karşılaşmış. Otelde oturup yalnış gönlü Uludağa çıkmış olan bu genç kendisi çıkmış gibi maceralar anla. trken öteki atılmış. — Ne günü dağa çıktınız? Beriki biraz afalladıktan sonrat — Bayramın ilinel günlü. demiş, Beriki bir daha yüklenmiş: — Ben hayramın ikinci günü otel de idim. Orada kimler bulunduğunu biliyorum. Bunlardan birkaçını söy» ler misiniz? — Tanıdığım kimseler yoktu. — Öyle ise ben sayayım; Falan. (- ân. filânca, fesmekân... Siz bunları herhalde tanırsınız. — Tanırım amma biz oradan geç medik.. — Başka yol yek! Bu sefer işi zorbalığa vurmektan başka çare göremiyen nazari kayak» Çı şu cevabı vermiş: — Yahu! Ne üstüme varıvorsunuz. Nereden gittiğimi söylemiyeceğim işte! Allahm dağında vol mu vek?. Ve ondan sonra meclise hir süküt İcökmüiş, kimse artık kavaktan hah İsetmez olmus. Simdi ona satasmak İistiyenler son günlerde Ulmdağda ik- icabı üşümüş neva makamından ya girmiş bulunuyor. Bu sene zarfın. | söylenmiye başlanan: ni kaptanları heyet âzasiyle taşkın |lan sevinç hisleri bütün Rusyayı sar. | 48 iKi memleket ticaret münmsebet- bir sevincin verdiği heyecan içinde: | mıştır. Fabrikalar, ordu, donanma | lerinin evvelki senelere nazaran üç| vakın arkadaşlarından İse ağız dolu — Kavak aydın! diyorlar ve pek İ caddelerinde de kayak tesrübesi var yebiliriz. ilerlemiş olan iki buz kıran gemi bar- Derhal Şimal mınlakasındaki bü- - birçok kereler karşı karşıya |da bitmiş olan kurtarma işinin habe mütekabil nutuklar söylemişler, in-| mensupları, bütün millet saatlerce misli genişliyeceğine itimat etmek| su küfür işitip gülüşüyorlar. Maksat a sanlığa karşı olan bir vazifeyi yap-İheyecanla bu hâdiseyi kutlamıştır. lâzım gelir. ta bu!