2 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

2 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nasıl doğdu? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı? No. 29 — İKİNCİ KISIM — Yazan : Ziya Şakir Damat Ferit Paşa Vahdettine Merbuttu Diye, gözyaşları dökmektelerdi. Hesen münevver ve Şuurlu zümresi, Hürriyet ve İtilâf kelimelerinden nefret ediyordu. Fakat, bu markayı paylaşamıyan- ların srasında, Miralay Sadık Be- yin Damat Ferit Paşaya yaptığı bü cumlar, herkesin hoşuna gidiyor.. Ona karşı, efkârı umumiyede bir takdir hissediliyordu. İlk günlerde Sadık Beye ehem- miyet vermiyen ve onu (Vükulâ Meclisine Memur) etmekle sustur- mak istiyen Padişah Vahdettin bi- le fikrini değiştirmişti. Fırka namı Bâ temas için sık sık saraya giden Şaban Efendinin, saray halkına yaptığı hararetli propaganda saye- sinde, Sadık Bey yavaş yavaş $a- rTayda ve Padişah Vahdettinin na- zarında, dikkate şayan bir mevki ihraz eylemişti. Sadık Bey, böyle ehemmiyet kes bediverince, ötekilerin papuçlarına taş kaçmıştı, Bir gün fırka merke- zinde yapılan bir içtimada, uzun müzakerelerden sonra, Damat Fe- Tit Paşayı feda etmeyi kararlaşlır- muşlardı. Fakat, buna nasıl muvaffak o- lacaklardı?. Padişah Vahdettin, sevgili eniş- tesine toz kondurmak istemiyor- du. Çünkü; - çok hayrele şayan bir hakikattir - Damat Ferit Paşa, zekâ ve görüş itibarile, Padişah Vahdettinden çok aşağı bir dere- cede olmasına rağmen - bu garip ruhlu hükümdar üzerinde tesir ve nüfuz icra etmenin yolunu çok iyi biliyordu. İttihatçılar devrinde, bütün en trikalı işlerde daima gizliden giz- iye beraberce yaşamış oldukları için Vahdettin, Damat Ferit Paşa- nın kendisine karşı son derecede sadakatle merbut olduğuna kana- at getiriyordu. Padişahın bu kanaatlerini tak- viye etmek hususunda da başlıca iki şahsiyet mühim bir rol oynu- yordu. Bunun biri; Damat Ferit Paşa- mın zeveesi ve padişahın en sev- diği hemşiresi (Mediha Sultan) i- di. Bu Sultan, kocasına karşı ina- nılmıyacak derecede bir muhab- bet beslemeke idi. Fakat derhal şu nu da ilâve edelim ki; bu sevgi ha- kiki bir muhabbetten ziyade, bir (minnet borcu) idi, Çünkü.. Sultan Mecidin bu şi- marık kızı, ilk zevci Necip Paşa- nın vefatından sonra, birdenbire büyük bir teessüre kapılmış.. Kor- kunç sinir buhranları geşirmiye başlamıştı. iye hastalığı taşi gecikmemişler.. Bu (iste- Tik) kadının, hekim ilâçlarından ziyade gürbüz ve kuvvetli genç bir koca ile tedavi edilebileceğini söylemişlerdi. Doktorların bu tavsiyesi üzeri- De, saray halkı derhal seferber e- dilmişti, İsterik Sultanın sinirleri- Bİ yatışlıracak kabiliyette bir ko- €a bulunmak için sağa sola haber- ler gönderilmiş. zamanın kalbur Üzerine gelen, ve kendilerine güve , hen gençlerinden resimler istenil- Genç dul Sultanın, son derecede mağrur, kibirli, haris ve şimarık olduğunu öğrenen gençlerden ço- Bu, bu talebe iştirak etmemişler- di. Fakat, Mediha Sultana koca- Mik edebilmek liyakatini kendilerin de gören gençler de, bu parlak fır- Satı kaçırmak istememişler; sara- e deste resimler göndermiş Bu resimlerden yapılan muhte- şem koleksiyon, Mediha Sultana takdim edilmişti. (İnsan sarrafı) “olduğuna cidden inanılmak lâzım- gelen genç dul Sultan, bunların Aârsından (Londra sefareti İkinci kâtibi Ferit Bey) i seçmişti. Üçüncü babası Ermeni ve valde- si Kürt olan Ferit Bey, tam mâna sile ıstıfa görmüş bir vücut ve bün yeye malikti. Paris ve Londrada da, kadınlara karşı nazikâne mü- amele edilmesini öğrenmişti. Tabii dir kl, bu iki mühim meziyete ma lik olan bir genç, iyi bir koca ad- dedilebilirdi. Nitekim, Ferit Bey de bu husustaki ehliyetini ispat etmiş; genç dul Sultanın sabık zevci için akıttığı hararetli göz- yaşlarını çarçabuk dindirivermiş- ti. Ve, bunun mükâfatı olarak ta (1306) tarihinde, (Vezaret) rütbe. si, (murassa Mecidi ve Osmani) ni- şanlerile taltif edilmişti. (Damat Ferit Paşa) markasını taşiyan sabık sefaret kâtibi, (Bal. ta Umanı) ndaki muhteşem yalıya yerleşir yerleşmez; artık bütün hayatını, - kendisini bu büyük ik- bale nail eden - Mediha Sultana vakfetmişti. Bir taraftan, Sultanın birinci zevcinden olan oğlu (Sultan zade, Sami Bey) e (Lala) ik öderken, di- ğer taraftan da sarayda, zevcesi- nin hoşlanacağı şekilde bir ıslahat vücuda getirmişti, Sarayın (müs- tahdemin kadrosunda esaslı bir ten sikat yaparak, bahçivan, uşak, tap lekâr, ahçı, seyis, arabacı ispirle- rin (ameli manda) larını kâmilen genç, gürbüz, ve yakışıklılarile değiştirmişti. Medha Sultan, memnun ve mü- teşekkirdi. Kocasını; — Kocaların, en nazik ve terbi- velisi... Diye, tavsif etmişti Lâkin, bir taraftan Saltanat ha- nedanı ve diğer taraftan da halk arasında şayi olan birçok dediko- dular, nihayet (Abdülhamit)e ak- setmiş.. Ahlâki meselelerde son derecede mutaassıp olan bu hü- kümdar, birkaç defa Damat Ferit Paşayı huzuruna celbederek, ih- ira ra a mecburiyetini im Sültan, zeveine yapı- lan bu ihtarlsra şiddetle i- tiraz etmiş.. Hattâ (308) senesi #- çinde bir kandil tebriki münasebe- tile Yıldız sarayına gittiği zaman, bu yüzden (Abdülhamit) ile lav rında çıkan münakaşada, padişt- ha karşı âdeta mütecâviz bir lisan kullanarak: — Siz, sarayınızı genç ve dilber kadinlarla dolduruyorsunuz. Size karışan var mı?.. Ben de sarayım- da istediğim gibi hareket ederim. Hem o kadar Üzerime varmayın.. Kocamı, çocuğumu alınca, Avru- paya giderim. Demişti. Abdülhamit, hemşiresinin ne- kadar haris, şimarık ve cüretkâr olduğunu bildiği için. daha fazla ileri gidememişti... Yalnız, Damat Ferit Paşa için: — Şu pis herife yüz vermeyin. Suratını görmek istemiyorum. Diye, saray erkânina emir ver- işti. Damat Ferit Paşa, artık sarayı- na kapanmıştı. Bütün meşguliyeti- ni, zeveesini memnun edecek şey- lere temine hasretmişti. Artık zev- cesinin nazarında büsbütün; — Kocaların en nazik ve terbi- yelisi. Sıfatını ihraz eylemişti. Mediha Sultan kocasına olan memnuniyeti arttıkça artmış. A- deta, bir minnettarlık şeklini al- mışta. Ve bu minnettarlığını öde- mek için, kendisini çok seven, ve her halini boş gören (Vahdettin'in tahta geçmesini beklemiye başla- mişta. İttihatçıların ortadan çekilmesi üzerine, Mediha Sultan ilk kabine- yi kocasına teşkil ettirmek iste- mişti, Fakat o buhranlı günlerde ne Vahdettin ve ne de Damat Fe- | Tit Paea, buna essaret edemamis. ler,. Zamanmı beklemişlerdi. Niha yet, o zuman gelmişti. Ve damat Ferit Paşa da sadaret makamına geçmişti. Fakat, sadaret kavaslı- na bile lâyik olmıyan bu adam, m foyasını meydana veri- P 2 Paşanın memlekete bir felâket getireceğini, ken- disinin bizzat kabinesine seçip al dığı bazı - bitaraf - nazırlar hisset inişleri. Bu kabinenin teşekkülün den kısa bir müddet sonra, (Na- fıa Üazırı, Çürüksulu Mahmut Pa şa), bir gün Vükelâ Meclisinde, Ali Kemal Bey ile kasten bir kav ga çıkararak, derhal nmezaretten çekilmişti... Padişah Vahdettin ta rafından, efkârumumyieyi oyala- mak için (Vükelâ Meclisine me- mur) edilen eski Sadrazamlardan Tevtik ve Müşir Ahmet İzzet Pa- şalar da birer bahane ile istifala- rını vermişlerdi. Çünkü, mecnunane bir gurur ile hiçbir nazırın sözünü dinlemi- yen, ve hiçbir mütalea ve müna- kaşa kabul etmiyen Damat Ferit Paşa, hükümetin bütün işlerini, » dahili ve harici siyasetini - ken- di kafasile, kendi düşüncesile ve kendi iradesile yürütmek istemiş- ti. Tabiidir ki, bu hale; ancak ve ancak, kendisine #menfaatle mer- but olanlar tahammül edebilirler» di (Arkası Var) | alınmasını LOKMAN SATISLAR: Av Derileri Satışı da Borsaya Alınmalı Tiftik ve yapak satışlarının borsa- da yapılması için verilen karar pi- yasada çök iyi karşılanmıştır. Bazı tüccarlar, av derilerinin de borsaya istiyorlar. o Borsadaki nümunesiz satışların birçoğu borsa dışında baya satışı yapılmasına ve fi- yatların düşürülmesine sebep olmak tadır. Bu suretle her satış günü gü hüne borsaya yazdırılacaktır. Tiftik ve Yapağı Satışı Geçen 1937 senesinde istihsal edil. miş olan Anadolu tiftiklerile Anado- lu ve Trakya yapaklarından muhte- if dış memleketlere yapılan ihracat mikdarı tesbit edilmiştir. İstanbul gümrüklerinden ihraç muamelesi ya- pılan tiftiklerin mikdarı kırk yedi bin küsur balyadah ve yapak mikda- ri da yetmiş iki bin balyadan ibaret- tir. Tiftiklerin çoğu sırasile Almanya ve Ingiltereyedir. Yapakların fazlası da Sovyet Rusyaya gönderilmiştir. Bu hafta içinde yerli fabrikalara A- nadolu ve Rumeli cinslerinden par- çalı olarak yüzbin kilo mikdarında satılmış ve kilosu 64 - 65 kuruştan verilmiştir. Anadolu malları ise 35 kuruştan satılmıştır. Av Derileri Piyasası Bu sene av derileri satışları geçen seneye göre, gevşek olarak geçmek- tedir. Piyasamızda alıcıların az mal istemeleri yüzünden fiyatlar yüksel- memektedir. Anadoluda toplanan av derileri de geçen seneye nazaran da- ha azdır. Zerdovaların çifti 28 - 93 lira, sansarların çifti 22 - 26 lira. Ka- radeniz malları 28 lira, tilkilerin çif- ti 4 - 7 lira, porsukların çifti 3.5 - 4.5 lira, çakalların ise çifti 150 - 160 ku- ruştur. Tavşan derilerinin adedi 18 kuruştan fazla fiyat bulmamakta- dır. Yemekleri Hazim Müddeti Yemek insana ilkin keyif verir. İştahsız hastalar müstesna, insan karnı aç olmadığı vakit bile, yahut karmı duyduktan sonra da yemek- ten hoşlanır. Nitekim keyif veren “içkileri henüz bilmiyen, yabani de diğimiz, insanlar arasında yalnız yemekle keyiflenenler bulunduğu bizim aramızda ve medeni de diğimiz insanlardan da, Oo yemek yedikten sonra keyiflerine göre bir sofra bulunca tekrar yemiye otu- ranlar vardır, Fakat yemekten asıl maksat bes Tenmek, kuvvet bülmak, isterse- niz, sarfettiğimiz kalörileri tekrar yerlerine koymaktır. Bunun için de yediğimiz yemekleri vücudü - müzün içinde hazmetmek, hazim- den sonra kalan maddeleri kanımı za karıştırmak lâzımdır. Yemeklerin hazım müddeti her yemeğin cinsine göre değişir. Ki- misi daha kısa bir müddet içinde hazmedilir, kimisinin hazmi uzun sürer. Her yemeğe ait hazim za- manını gösterir cetvelleri çocuklu» ZEunuzda sağlık kitabınızda oku- muşsunuzdur. Çocuklukta işitilen okunulan şeyler daha iyi hatırda kalmakla beraber, cetvelleri hatır da tutmak her yaşta güç olduğun- dan yemeklerin hazim müddetini bugün hatırmıza getirmek isti. yorum. En çabuk hazmedilen gıda - za- ten tahmin de edersiniz - sudur. Bir bardak su midede bir, nihayet iki sant durur, Fakat 300 gramdan ziyade olunca üç saate kadar ka- lir. Çay, kahve, et suyuda bir, iki saat kalırlar. Fakat şarap ax da olsa yine üç saate kadar mide de kalır. Alkollü içkilerin de mide- de hayliee uzun zaman kaldıktan sonra kana karıştıkları yeni tetkik lerden anlaşılmaktadır. Ekmek taze de olsa, bayatla- miş ta olsa midede iki, üç saat ka- Tır. Çavdar ekmeği ile peksimedin hazim müddeti daha uzun, üç, dört santtir. Etin hazim müddeti pişirme şek- line göre değişir. Çiğ et. iskarada kızartılmış pirzola, biftek, bir de jambon ve haşlama etler üç dört saatte mideden çıkarlar, Fırında kızarmış etler daha ziyade, dört beş saat midede kalırlar. Midede en az duran beyindir, iki nihayet üç sant içinde hazmedilir. Tavuk eti, dana eti de çabuk hazmedilir- Jer. Fakat kaz etinin, ördek etinin hazmi uzun, dört beş saat sürer, Balık ctleri de oldukça çabuk, iki üç saat içinde hazmedilirler. Fakat konserve balıkların hazmı dört beş suat sürer, Süt ile rafadan yumurta da en çabuk, bir iki saat içinde, hazme- dilen gıdalardandır. Sebzelerin hazmi cinsine göre değişir. Pirinç, patates, karneba- har iki, üç sanat içinde; havuç, is- panak, yeşil salata üç, dört saat içinde hazmedildikleri halde kuru sebzelerden fasulye, mercimek, be zelye dört, beş saat içinde hazme- dilir. Yemeklerin az veya çok yağlı olmalarının hazim müddeti üzeri- ne büyük tesiri vardır. Çok yağlı yemekler daima daha geç hazme- Tanur. Bu söylediğim hazim müddetle- #i, tabii, ortalama sayılardır. Ye- meği hazmetmek müddeti herke- $in midesinin haline göre de az çok değişir. Bir kere, neşeyle ye- nilen yemeğin hazmi de kolay 0- Tur. Sonra da iyi işlemiyen mide, yemekleri daha uzun müddet tu- tar. O sayılar ancak mideleri hor- mal halde işliyenler içindir. Herhalde hu sayıları mümkün olduğu kadar hatırda tutarak bir yemek hâzmedilmeden yeniden yememiye dikkat etmek ihtiyatlı olur. Yenilen bir yemek midede dururken üzerine yeniden yemek katmak her zaman zararlıdır. GÜNLÜK İlg PİYASA Evvelen şehrimize getirilmiş ve buzbanelerde saklanmış olan beyaz peynirlerden 7 bin kiloluk bir parti, kilosu 38,33 - 60 kuruş arasında sa- tılmaştır, Anadolunun muhtelif mıntakeların dan piyasamıza getirilen altmış bin Kilo mikdarında Anadolu arpası ki- Josu 4,04 - 4,08 kuruştan satılmıştır. Yerli fabrikalarımızın biri dün plyasadan on bin kiloluk bir parti $ Trakya malı yaptık satın almıştır. Bu $ satış vadeli ve kilosu 71 kuruştan ve- $ rilmiştir. $ eeaeaeeemeseseeseseseesesi CEMİYETLERDE: Dün Yolnız Dokumacılar Toplandılar 937 senesinin hesapları ve bu 88- ne yapılacak işler hakkında görüş- mek üzere bakkallar, kahveciler, şe- kerciler ve sucular esnaf cemiyetleri umumi heyetleri, dün Eminönü Hal- kevinde toplanmışlar, fakat ekseriyet bulamamışlardır. Oğleden sonra yal nız dokumacılar esnafı toplanmıştır. Bu toplantıda bütün esnaf cemiyet- lerinin bir elden idare edilmesi ve yüz bin lira tutan umumi iradın se- kizde biri olan on iki bin lira ile ye- ni bir dispanser ve bir revir açılma- sı, ayni zamanda teşkilâtın genişle- tilmesi kararlaştırılmıştır. Bügün, ekmek yapıcılar, Jokanta- cılar ve sütçüler esnaf cemiyetleri Eminönü Halkevinde toplanacaklar- dır. eg işide Cins Boğalar ve Atlar Bigâ, (TAN) cins boğularla üşimevine getirilen! cins aygırların döllerinden birkaç se ne içinde çok güzel boğalar ve atlar yetiştirilmiş, bunlardan diğer kaznla Ta dâmuzlık boğular gönderilmye baş ilanmıştar. Ayrıca kuvvetli ve yüksek katır dölleri alınmış, kasabamızım balkan içinde yaşıyan köylüleri bundan çok istifade etmiştir. Şimdi Bişa atları her yerde aran. makta, ex fiyatla alınıp satıl- lanacaktır, Sürü sahipleri şimdiden damızlık edinmiye; teşebbüs etmiş. lerdir. (BORSA! ! , 1—2—933 PARALAR Aş Satış Frank mi e İ Dolar 123,— 126— Liret 48— 106— Belçika Pr, 80mm Bi Drahmi 18— 22 Tevçre Fr, 570, 580— Leva 0— 33 Florin 6— 10— Kron Çek #— Bö Şilin Avusturya o 21.— 25 Mark M— 2050 Zioti m— 72— Pengo 21 2 Leş 2— 0 Dinar 8— 52— Kron İsveç s0— 32— Sterlin 626— 652 Altan Bugün fiyat yokcar. Banknot Bugün fiyat yoktur, ÇEKLER Açılış Kapanış Paris 24215 2428 Nevyork 0,7180 0,7950 Milano 151222 151190 Brüksel 470 46902 Atina 86,1460 86,7460 Cenevre 34331 34825 Soya 654920 634020 Amsterdam 14234 LAZ Prag 226415 — 226415 Viyana 420 420 Madrit 1365 13,65 Berlin 19784 asraz Varşova 419 419 Budapeşte 389 39880 Bükreş 1058730 105,8730 Belgrat dam 4.2460 Yokohama 21008 İzan Stokholm 3,0795 o 30795 Londra 60—— 630,—— Moskova 2m 2 BORSALARDA : Buğdaylarda 5 Para Kadar Bir Yükseliş Var Dün zahire borsasında satılmak ü- zere 23 vagon buğday ile 3 vagon ar- pa getirilmiştir. Piyasa biraz daha canlılık göstermiştir. Cumartesi fi - yatlarına nazaran buğdaylarda 45 para yükseklik görülmüştür. Arpa fiyatları ise 1-2 para kadar düşmüş tür. Dün satılmak Üzere piyasamıza dokuz bin kilo tiftik, kırk beş bin ki- 16, un, yirmi iki bin kilo yulaf, yir- mi bin kilo susam, yetmiş beş bin ki- lo mısır, iki bin kilo nohut ile on bin kilo ketentohumu getirilmiştir. Hayvan Borsasında Muameleler Mezbahoda kesilmek üzere şehri - mize getirilen muhtelif cins kasaplık; hayvanlardan 2170 karaman kilosu orta fiyatla 21-29 kuruştan, 185 dağ- iç 19.87 den, 430 karayaka kilosu 19,84 kuruştan, 579 kuzu 26.35 ten, elli keçi 12-14 ten, 69 öküz 13.29 dan 1 inek 12 den, 20 dana 1133 ten.7 manda 8,60 tan, 6 malak 11,11 kuruş tan satılmışıtr. Borsacılar Hazırlanıyorlar Borsanın Ankaraya nakli kararın- dan sonra borsa acenteleri arasında hususi görüşmeler devam etmekte - -İdir. Acenteler birliği, bu hafta için- de Ankaraya götürülecek raporu ha- zırlamış bulunacaktır. Umumi bir top lantıda rapor tasvip edildikten sonra birlik reisi ve umumi kâtibi Ankara- ya gideceklerdir. Dün borsa muameleleri gevşek geç miştir. Ünitürk 19 lirada durmuştur. Sıvas - Erzurum tahvilleri 95 lira- dır. Diğer milli tahviller üzerinde iş olmamıştır. Aslan çimentosu 10,30 Vİ radan satılmıştır. Merkez Bankası bir sterline 627 - 630 kuruş kıymet koymustur. Paris borsasından Üni- — Köylere © verilen | türk 340 frank olarak bildirilmiştir. Londra borsâsmda bir sterlin 152.05 frank ve 5.0167 dolardır. Borsa dı- şında gayrimübadil senetlerinin yü» zü 20 bucuk liradan satılmaktadır. Bağdatta Banko Di Roma Banko di Roma, bügünlerde İrak merkezinde bir şube açmıştır. BALIKESİRDE: Mezitler Kö Feci Bir Kaza Oldu — Tursun Beyin Mezitler köyünde seksenden fazla av cınm iştirak etüği sürekte milessif bir kaza olmuştur. Avcılardan Ibra. him oğlu Hüseyinin omuzündeki çif- tenin kayışı kopmuş, çifte yere düşe rek patlamıştır. Çıkan saçmalar Üç avcıyı hafif, birini de ağırca yaralı. miştir, On Beş Yaşında Carih Balıkesir, (TAN) — 15 yaşlarmda Mehmet oğlu Hakkı isminde bir ço. cuk, kendinden büyük bir genci vur. muştur. Bu çocuk, bir deli e alay ettiğini görlip kendisini nasihstle menetmek istiyen 17 yağlarında sucu Durmuşu kunduracı bıçağı ile ağır surette ya. relamıştır. Hakkı tutulmuştur. Durmuşun ha. yatı tehlikededir. * Balikesir, (TAN) — Burada çi kan “Türk Dili,, gazetesi muharrirle- rinden Muzafferin evine gece'iyin hır sız girmiş, 100 liraya yakm para ile bir kambaranın içindeki paraları alıp kaçmıştır. * Bslrkesir, (TAN) — Köylülere ağaç yetiştirme usullerini öğretmek üzere burada bir kure açılmıştır. Bu sene köylerin ağaçlandırılmasma çok ehemmiyet verilecektir. a Sevindiklide Bir Cinayet Nazilli, (TAN) — Geceleyin Sevin dikli köyünde feci bir «inayet olmuş Kürt Halit isminde birisi öldürülmüş tür, Kürt Halit, gecenin geç vaktinde elinde lüks lâmbasile çıkıp köy içinde E'derken meçhul bir şahıs arkadan gifte ile iki el ateş etmiş. kasıklarm. dan ağır surette yaralamıştır. Halit, iki seat kadar yaşadıktan sonra öl. müştür. Ölmeden evvel düşmanları hakkımda, zabıtaya verebildiği ifade- ye göre derhal köyde ve civarmda tahkikata başlanmış, beş, altı kişi ya kalanarak ifadeler; alınmıştır. Tahki kata devam edilmektedir, e AŞMA ŞAN A gg MANN EKONOMİ e.

Bu sayıdan diğer sayfalar: