Mahnkermelerde HAKARET; Bir Dilsiz Küfür Ettiği Için Mahkemeye Verildi Suçlu, Hususi Işaretlerle Sövmüş “ve Tehdide Kalkışmış Mi eşhut suçlar müddelumumlliği, dün şi suçlusu, şahtileri dil siz olan bir sövme davasını tetkik et- miştir. Davanı mevzuu şudur: Hikmet ve Perihan, karı koca gibi beraber yaşıyan iki dilsizdir. Bunlarla dilsiz Haçader iyi geçin- miyorlar. Biribirleri | aleyhine muhtelif mahkemelere dava aç- mışlar, Dün de Sultanahmet Sulh Üçüneti Ceza Mahkemesinde Hik» met ve Perihan tarafından Haça- dor aleyhine açılan bir davaya devam edilmiş, o muhakemeden sonra Haçador hususi işaretlerle her ikisine de sövmüş ve Periha- na ayrıca: — Senin gırtlağını sıkarak öl düreceğim,, demiştir. Mahkemede dinleyici olarak bu lunan üç dilsiz de bu sövmeye ve korkutmıya şahit olmuşlardır. Müddeiumumi Hikmet Sonel, oku- yup yazma bilen bir dilsiz vasıtasile şahitleri dinlemiş, hepsi de Haçado- run ikisine de sövdüğünü söylemişler dir. Müddelumümilik, işaret suretile ve medlülünü karşısındaki anlıyacak İve diğer dilsizlerin de husumetine İmaruz birakacek şekilde suç unsur- ları bulunduğu neticesine varmış, Ha çadoru sulh ceza mahkemesine gön- dermiştir. HIRSIZLI /K: 1 ge Bir teneke Yağı Aralarında Paylaştılar Bandırmalı Ahmet dün vapurdan çıkmış, getirdiği bir teneke tereyağı» | nı hamal Rifata vermiştir. Hamal, istenilen yere tenekeyi götürmüş ve parasını da aldıktan sonra ayrılmış. tır. Ahmet te eşyayi refikasının ya- nında bırakarak çarşıya çıkmıştır. Ahmedin oradan uzaklaştığım gören hami Rifat, kadınım yanma gitmiş: — Bayan, demiş, kocanız tenekeyi istiyor, götüreceğim. Kadıncağız bunu sahih sanmış ve tenekeyi vermiştir. Rifat çaldığı te- nekeyi satmıya götürürken yolda işsizlerden Serope ile Şaban kendisi- ne musallat olmuşlar: — Rifat, sen bu tenekeyi mutlaka çaldın. Biz de püra isteriz. Yoksa po-| Mise yakalatırız, “demişlerdir. Rifat beraberce satmıya razı olmuş ve bir teneke yağı 545 kuruşa satarak he- men meyhanede eğlenmiye başlamış lardır. Fakat biraz sonra polis bun- ları yakalamış ve Müddetumumiliğe vermiştir. Birinci sorgu hâkimi üçü- nü de tevkif etmiştir. MÜDDEİUMUMİLİKTE: Bir Çocuk Cesedi Küçükpazar karakolu, dün müd- deiumumiliğe yeni doğmuş bir çocuk cesedi göndermiştir. Olüm sebebinin IYARALAMA: Öldürmek Kasdile Yaralamış Dün ağır ceza mahkemesinde, bir ölüm kasdiyle yaralama davasma İ devam edilmiş, şahitler dinlenmiştir. Iddia şudur: Ali Osman, bir gün Tah takaleden geçen arkadaşı Cemali ya- kalamış ve sonra da üstüne taban- ca ile üç el ateş ederek yaralamıştır. Dinlenen kunduracı şahit hâdiseyi göyle anlatmıştır: — Ben Tahtaksleden yukarıya çi- kıyordum. Cemal elinde bir pantalon la geçiyordu. Ali Osman onu çağır dı. İşitemediğim bir ağız kavgası başladı. Iki genç biribirlerine girdi- ler. Biraz sonra Ali Osman bütün çe- vikliğiyle geri çekildi.» Yolcu genç bir kadını kalkan gibi önüne tutarak üç defa boşalttı: Cema — Ay vuruldum, diyerek yere düştükten sonra o kaçtı. Suçlu buna şöyle itiraz et — Doğru söylemiyor, Bay Rels, Cemal bunun hemşerisi, hattâ bazan iltizam ediyor. Gelmiyen şahitler muhakeme, bunların çağırılması i- çin başka bir güne bırakılmıştır. amma cesedi muayene etmiş ve Borga gön- derilmesine lüzum göstermiştir. Ve- rilecek rapora göre tahkikata devam tabancasını çekti ve Cemalin üstüne | olduğundan | l | da evinde yatıyor. Onun için Cemali |” TAN MÜZİK AŞK RAKS ZEVK Herkes koşuyor, mevsimin en güzel filmi TÜRK Sinemasında Millöker'in meşhur fransızca operet FAKİR TALEBE mi derecede muazzam sahneler, binlerce emsalsiz müzik ve fevkalâ- ik piyanistinin rine eee Jurnal, Bugün saat 1 de matine Baş rollerde : VİCTOR FRANCEN müessir, en müthi en büyük filmi ESİRLER GEMİSİ Aşk, macera ve sergü- zeştlerle dolu Fransızca sözlü şaheser ve Eyüp icrasmdan: Zeynelâbidinin Sotiri, Huristski, Yorgi Kostantin, Ahmet, Muanimer, Ayişe Asalaten ve çocukları Murat ve Özdemire velâ yeten, ve Emilyadis, Papolis, Kasabi dis, Kiryako, Osman, Hafize, Gülizar ile şaylan mutasarrıf oldukları Eyüp camiikebir karşısındaki yeni (69 . TI) eski (73 - 75) rakamile murak- kam sağ tarafı Muharrem, 80) tarafı Fatma ve salre, erkanı Bav Rasan ve Eyüp dükkânları, önü tarik ile mah. dut iki dükllünmdan muhterak arsa şuyuunun İzalesi için açık arttırmaya çıkarılmıştır. Kıymeti muhammenesi (560) liradır, Şartnamesi 15 . 2.988 tarihinden itibaren Divanhaneye ası ktır, Birinei arttırması 13.988 tarihine müsadif salı günü saat (14) ten (16) ya kadar yapılacaktır, Art tırmaya girmek için konan kıymetin Se (7,20) nisbetinde teminat akçesi almır, Birikmiş vergi, vakıf icaresi | hissedarlara, rüsum, dellâiliye müşte riye aittir. Birinci arttırma kıymetinin © (75) Bu hafta SUMER ii göstermekte olduğu haftanın en büyük ve en güzel ATEŞ!!., filmi, cidden şimdiye kadar gördüğümüz aşk... Heyecan... De- nizcilik... ve kahramanlık filmlerinin en mükemmeli ve en ha- rikulâdesidir. - EDWİGE FEUİLLERE Bugün mutlaka bu şaheseri gidip g Harici Askeri Kıtaat İlânları sit 4150 kilo sadeyağına talip zuhur etmediğinden 5 —2—-938 salı günü sa st 15 te pazarlıkla mlibayan olunacak tur. Talip olanların tayin kalman gün “1715, nauna mürâtâatleri, # birlikleri ihtiyacı #gin 55900 | kilo Bulgur kapalı zarfla 18.—2—038 #âat 15,30 du almacaktır. Teklif mek tupları belli saatten bir saat evveline kadar kabul olunur, Muhammen be. “566,, Tümen - İdeli 7180 tira, ilk teminat 539 lira Bugün İ P E K Sineması Korsanlık hayatına ait en ÜsBaş rolde: WARNER BAXTER Bugün Saat de Matinesi (BERLİTZ 373 İstiklâl caddesi Akşam Lisan Kurları j Fransızca - İngilizce v. 8. Haftada 3 ders Ayda 4 liradır. raki. Aksi halde en çok artıra. |; nm teahhüdü yerinde kalmak şarti ie artırma (19) gün daha uzatılarak 15-3 —998 tarihine müsadif salı gü nü ayni saatte ikinci artırması yapı larak ihalel katiyesi icra edileceğin. | den ipotek sahibi alacaklılarla irtifak hakkı sahiplerinin gayrimenkul üze rindeki haklarını (20) gün içinde da iremize bildirmeleri akai takdirde hak ları tapu sicillerile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç kalacakları ve da ha fazla malüâmat istiyenlerin daire mizin 938/22 No, lu dosyasına müra 17.5 kuruştur, İsteklilerin gürtname İ sini görmek üzere hergün ve eksilt. meye iştirak için belli gün ve saatte teklif mektupları ve kanuni vesikala rile Tüleburgaz ilmen Satmalma Ko misyonunda bulunmaları, “716,,“567,, * cak 430 ton unun 7.—2—938 tarihin deki eksiltmesinden sarfnazar edil diği, “720, “STI, » Tümen Birlikleri için 19500 kilo sa İdeyağı kapalı zarfla 18—şubat—p38 saat 14,30 da almacaktır. Teklif mek tupları bir saat evveline kadar kabul olunur. Muhammen bedeli 19500 lira ik teminatı 1462 lira 50 kuruştur. Şartnamesi 162 kuruş mukabilinde komisyondan almabilir. İsteklilerin şartnamesini görmek üzere hergün ve eksiltmeye iştirak için belli gün ve saatte teklif mektupları ve kanu ni vesikelarile Lüleburgazda Tümen Satmalma Komisyonunda bulunma- ları, “719, “570, * iiyarıbakırda üş hangarın gösterik. mucibince yapılması kapalı zarf usu Yile eksiltmeye konulmuştur, Tahmin bedeli 27431 lira olup ilk teminatı 2057 lira 33 kuruştur. İhalesi 21 şu. bat 938 pazartesi günü saat 15 te Di yarıbakırda Levazım âmirliği satmal ma komisyonunda yapılacaktır. Fen İni şartname ve keşifleri görmek isti İ yenler bir ra 38 kuruş bedel muka- bilinde Tsyyare Alay K. İnşaat Ayni yat Muhasipliğinden alabürler. Ihr leye gireceklerin mezkür gün ve Ba. atten bir saat evvel teminatlarile ve Nafia Vekâletinin müteahhitlik vezi. kalarile birlikte Diyarbakır Levazım âmirliği satmalma komisyonuna mü. Pınarhisarda bulunann top alayma | ve saatte Vizede Satınalma Komisyo| x Diyarbakır garnizönu İçin alma-|: 20.1.938 RE Bugünkü program: ISTANBUL RADYOSU: Öğle Neşriyatı: Sant 1230 Plikla 'Türk wuslkisi, 125 Havadis, 14,05: Pİ ms Türk musiki 13,30 Muhtelif plâk neşriyatı, 14 Son, Akşam Neşriyatı: Sant 10,30: Plâkla dans terbiyesi), : Borsa haberleri, 7 i Moşwen ve arkadaşları darafimde İn ve halk şarkıları, 20,30: Hi va raporu, 20,33: Ömer Rıza tarafındı pen söyler, 20,48: Semahat Özdi arkadaşları tarafından Türk m halk şarkıları, sazt ayarı, 21,18: Orkeste agner: Lohongrin Prelude, 2- Rirask Korsakoft: Sehehrezade, 3 — Marena: St subfedern, 4 — Sibellus: Valse trisle, 5 Giinkale deute, 22,15: Ajans haberler 22,30 Plökla sololar, opera ve operet yet çaları, 22,50: Son haberler ve ertesi günü Programı, 28: Son. ANKARA RADYOSU Öğle Neşriyatı: Sun: 13,30 - 13,50: Muhtelif plâk neşri alı, 13,50 - 14,16: Plâk: Türk muzikisi v halk şarkıları, 14,18 — 14,30: Dahilt ve ha ricl buberler, 18,30 dan itibaren müzik öğ retmen mektebinden naklen Cümhurbaş kanlığı filârmonik orkestra heyetinin ko seri; Şet Prsetorius, Akşam Neşriyatı: Saat: 18,30 - 18,33: Plâk neşriyatı, 18,3$ 18,10: Çocuklara Karapöz (Küçük AN) 19,10 « 1938: Türk musikisi ve balk şar kıları (M. Karındaş ve arkadaşları), 18,35 19,50; Saat aynrı ve arapça neşriyat, 10,50 15: Türk musikisi ve balik şarkıları, ÇE Muzaffer ve urkadaçları), 30,16 - 20,90: EN kukt konuşma: Hukuk İlmini Yayma Ku rumu tarafından, 2030 - 21: Türk müsli kisi ve halk şarkıları (Salâhaddin ve ar kadaşları), 24,00 - 21,15: Ajans haberleri 21,15 4 2155 Stüdya orkestrası: i — Mi ebeli: Serenade de balver, 2 — Fetras: Di Keusche Sausahne, $ — Audran: Mascotte 4 — Haberli: Oryantalischen intermezz9 5 — Urbach: Per Aspera ad ssira, 21,88 » 32: Yarınki progrum ve İstiklâl marşa, . Gümün Program Ozü: HAFİF KONSERLER 7,10 Berlin kısa dalgası: Haftasonu konseri, 8.15 Devami, 9,30 Berlin kam dal gast; Sabah balosu dans 10,15 Şen plik lar, 13 Berlin kısa dalgası: Hafif musi ki 14,15: Devamı 17,5 Prag, Brüno ve saire: Hafif musiki 19,15 Varşora: Opo- ret ve sesli film musikisi, 20,39 Graz, Viyann: Eğlenceli konser, 21 Varşova: Karişik konser Salon orkestrası” 21,10 Lâyprig: Karışık şarkılı konser Sopran, Tenor, 71 Belgrat” Bohemya sülüresi, İPE Yeh tahzen 2145. Vize 'kestea Vallace, Youiferoit, Pinmüina ve, 4245 Bükreş: Lokantadan hafif konser nakli, 23,30 Prag: Gece konseri, OPERALAR, OPERETLER 13,10 Bükreş: Operet musikisi plikla- ru ODA MUSİKİS, 17,15: Varşova: Grammel İkdarteti, RESİTALLER 10,30 Berlin kısa dalgası: Mozartm şat kılarından 14,25 Bükreş: Romen musiki #i plâkları 18,15 Varşova: Solo şarkı kon. seri, 22,50 Viyana, Graz: Jobannes Brah mstan piyano DANS MUSİKİSİ 18,02: Bükreş: 10,30 Berlin kısa dalga elgrad 21,15: Bün ; Varşova, 23,15 Belgrad Plâkla tesbiti için Tıbbı adli Enver Karan ' edilecektir. akağımın kenarından yastığa birkaç damla yas döküldü; doktorun elini sıkarak gözlerimi kapadım. Sabah... Saat sekizde beni ameliyat odasına götür. düler; beyaz muşambalı masaya uzattılar. Karşım- da bir yığın makas, biçak, İnce, sivri bir yığın &let pârıl parıl yanıyor. Doktor Semihle iki genç kız bi- rer hayal gibi etrafımda dolaşıyorlar. İçimde ne kor ku, «ne heyecan var; teş gibi sessiz ve duyğusuzum. Ellerimi, dizlerimi bağladılar; yüzüme bir maske kâpadılar. Keskin bir klorform kokusu... Birdenbire tıkanır gibi oldum; sonra güzel bir kendinden geçme... Tatlı bir sarhoşluk; boşluklara doğru bir havalanma... Sonu gelmiyen, beşdöndüren bir uçuş... Göklerin hangi köşesinde kayboldum; zerrelerim hangi bulutlara karışarak dağıldı; nasıl erldim, ken. dimden uzaklaştım, birşey bilmiyorum. Yine akşamki beyaz odadayım. Hasan, tozlu smokiniyle, terden erimiş yakasile, omuzlarında kalan konfeti tanelerile başucumda, gözleri nemli, dimdik duruyor... Yüzü kirli, saçları karmakarışık! Doktor Semih nabzımi avurlarına almız. derin de- rin düşünüyor. Su!.. diye yanıyorum; dudaklarıma ilik birşey & kıtıyorlar. Ağlamak, hıçkırmak istiyorum; Dr. Samih yüzüme eğiliyor; şefakat dolu gözlerle gözlerime ha- kıyor : «— Sakin olun, çok yalvarırım, sakin olun! Sonra başucumda ellerini kavuşturarak perişan haliyle, dağınık saçlarile, yaşlı gözlerile hâlâ ayakta duran Hasana dönüyor; ciddi, dargın bir sesle : — Gidiniz, Hasan Bey, diyor; elbisenizi değişiniz; istirahat ediniz, sonra gelirsiniz.. Hastanın sükünete ihtiyacı vardır. ini bulursa müşterinin uhdesine Hasan, İçimde kopan, artık ses vermiyen ince teli bağlamıya uğraşıyor; sabahları sütümü ellerile içiri- yor; arasıra dolan gözlerini göreyim diye karşıma ge- çip dakikalarca gözlerime bakıyor; böylelikle içim- de taşlaşan şeyi eritmiye çalışıyor: Ben yattığım yerde bin türlü proje hazırlıyorum. Elimde Yüksek Muallim Mektebinden alınmış iyi bir diploma var.. Zaten çalışmak en büyük idealimdi. Ev lenince, Hasan çalışmamı istememişti; ben de bir za- man için buna razı olmuştum. Şimdi pekâlâ bu dip- loma benim işime yarayabilirdi. Hosana çok kırgındım; iki yıl evvel o kadar inan. dığim bu adama artık ne olan samimi bir dostluk gös- terebileceğimi sanmıyordum. Hasan, kafamdan geçen düşünceleri, projeleri, an- ma gibi, beni bunlardan vazgeçirmiye uğraşıyor, İc. — Düşün, Yıldız, diyor, birbirimizi nasıl tanıdık; «ne yüksek ideallerimiz vardı... Dünyanın hiç bir çifti bizim kadar sevişmemiş, anlaşmamıştır. Şimdi- den sonra sana daha çok esir olacağım; en küçük bir çrikniliğimi görmiyeceksin!. Seni kırmamak için elimden geleni yapcaağım. Biliyorum. Birçok müna- sebetsizliklerim oldu; bana hakaret et, bana ne ya- pârsan yap, amma, sonra yine affet. İstırabımı bil ven bana acırsın! Ve dizlerime kapanarak hiçkırıyor, ağlıyor? cantları ilân olunur. TAS, Sonra evleneceğmiiz sıralarda Hasanla beni ya- kından tanıyan bir arkadaşın bir cümlesini hatırlı yorum; bu arkadaş, bana: — “İyi düşününüz, Yıldız Hanım, demişti. Hasan çok ciddi, sözünde durur ir gençtir. Başladığı İşe bi- lerek başlar; attığı adımdan geri dönmez. Sizin için bunun aksini iddia etmiyorum, amma, ne yalan söy- liyeyim, size önün kadar inanmıyorum. Siz çok in- cesiniz; çabuk kırlır, çabuk soğursunuz; Hasan daha basittir; hayattan çokşey beklemez; o, düpedüz bir köy çocuğudur.,, Şimdi Hasandan ayrılmıya kalkarsam, onu ve be- ni İyi tanıdığını sanan bu arkadaş no diyecek? Ben onun önünde hak kazanmak için, bir mahalle kızı gi- bi: “Hasan bana şöyle yaptı; Hâsan beni hastalığım. da yalnız bıraktı; Hasan benim ölümle karşılaştığım bir gece barlarda dolaştı!” diye şikâyet mi edeceğim? Hasanla ilk kırılısta ayrılamayısım bövle olmustu.. Bu sabah, çocukluğumun belirsiz üzüntülerle dolu, fakat mesut, pürüzsüz sabahlarından birinin rüyasile gözlerimi açtım. Bu belirsiz üzgünlüklerin bazı insan ruhunu incelten, yükselten bir karakteri vardır; göz- ler sebepsiz bulutlanır, dudaklar sbeepsiz bir aciyle bükülür; kalp yerinden fırlayacak gibi çarpar; ruh, hava kadar hafif, bir anda bir kâinat dolaşır. Buda kikalar insana bazı sessizlik, bazı carpınıp parcalan- “560, .Âypzig 24: Viyana Plâk, ma, bazı acı bir gülümseme, bazı da hıçkırma istekle- ri verir... Uzaktan, bu ılık bahar sabahına uygun bir melodi geliyor; güneşi karşılayan kuşların sesine ka- rışıyor; tatlı bir rüyaya benziyen bu ağır musikiyle gözlerimi açraken bunların hepsini birden duydum. Yeşil yaprakların arasından süzülerek kâfir bir kod retle ruhumün dinmeyeti nağmelerine karışan bu sa. bah melodisi, beni en yüksek göklere kadar uçurdu... Anladım ki kâinata o İlâhi tepelerden bakmayı bilen. ler, mesuttur. Balkonumu saran yeşil yaprakların uçları yaldız- landı; gökler bir hayat başlangıcının pembeliklerile gülümsüyor ve beni, kâinatı altüst eden büyük kud- retletdeh biri, bir sabah musikisi çağırıyor. Demir karyolamm beyaz örtülerinden süzüldüm, Odamım içine yayılan sesi ürkütmemek ister gibi, yer» lere basamıyarak pencereye yaklaştım. Neredeyim? İnsan bir dakika içinde hayatın bu kadar gerisine, bu kadar ilk günlere dönebilir mi? İşte ben şimdi tam sekiz yaşındayım; bu pencere, şu balkon, şu a ğaçlar, şu yeşil kırlara hemen bu gece kuruluvermiş beyaz çadırlar... Kahramanca bir romantizmle €o- şan bu ağır musiki çadırın arasında birer efsanevi kahraman gibi dolaşan şu beyazlı, siyahlı insan göl- geleri benim sekiz yaşındaki hayatımın ölmez deko- rundan bir parça değil mi? Birer birer hatırlıyorum; gözlerimde neler canla- nıyor: Makedonya... Urrasınaan Kocaman bir dere geçen bir büyücek şehir... Bir yanda bir erimek bil- miyen karlarile buultlara karışmış kara, sivri bir dağ... Kışlalara, hastaneye giden büyük caddenin üstünde yerli tip, kerpiç evlere benzeyen iç katlı, pembe boyalı, balkonlu, bahçeli büyük bir ev... Bizim evimiz... TArkası vari