“. onavgaunes 1FER ŞaFr TAKIN Eses EM EE Um” » Muhaliflerin hepsi kaçar, onların ce- —— 4-1.938 TAN Gündelik Gazete 'TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, #eyde temiz, dürüst, samimi karin gazetesi olnuya çalışmaktır. Er 'ABONE BEDELİ “Türkiye Ecnebi 1486 Kr, 1 Sena 200 Kr, MO» Az 1500 >» > 3Ay s0 » M0 > LAy s0 > Milletlerarası posta Ttthadıma dahil ok Miyan memleketler için 30, 16, 9, 3.5 Lira ÖR, Abone bedeli peşindir: Adres değiş #zmek 25 kuruştur, Cevap için mektup 10 kuruşluk pul iâvesi lâzrmlir, ma — İKTIBASLAR Suriye Gazeteleri ve Türkiye Suriye matbuatı son zamanlarda) kiye aleyhine neşriyatı tamamen terketmiştir. Matbuat, Başvekil Ce- Mil Mardamın parlâmentoda uğradı- İN baza hücumları ve muhalefet par tilerinin iddialarını neşretmemiş, Yal Miz Başvekilin: «Eğer bir harp olursa Sareti yalnız sözdedir.» kelimelerini | bütün gazeteler bariz bir şekilde neş-! tetmişlerdir. Gazeteler, muhalefet liderlerinden Münir Elİcilani'ye bilhassa hücum et Mektedirler. «El-Şebah» gazetesi, Ha münevverlerinin parlâmento reis- Miğine gönderdikleri telgrafı neşret- mektedir. Bu telgrafta deniliyor ki: *Arrivist ve sakit Münir El-İcilani, Vatani hükümete hücum etmiştir. Bu, affedilmez bir cürünidür. EL-İcilaniyi bu meclisten kovunuz ve âdi mücrim- ler gibi mahkemeye veriniz. Mille- tin selâmeti için bu gibi fasit unsuru örtadan kaldırınız. Sakın, hain ve Sakit muhalefet Suriye gençliğinin gazabını uyandırmasın!,, Türkiyeye gelmiş olan Suriyeli ga- Zeteci Eşref El-Kâtibin ikinci maka- Yesi «El-Şebabe ta intişar etmiş bulu- nuyor, Makale şudur: «Türkiye mem- İeketinde takdirle görmüş olduğum iktsadiyatını yükseltmek ve halkı tasarrufa ve iktisada eliştirmak için gösterdiği ciddi gayret olmuştur. Bun dan sekiz sene evvel Türkiyede bir €emiyet teşkil edildi. Cemiyetin, yer- U malların kullanılması ve Türk ikti. #adiyatının yükseltilmesi idi. Cemiyet, hükümete müraenat ede- ?ek senelik bayramının resmi bayram olmasını ve hükümetin şubelerinin bu bayrama iştirak etmesini temin eyledi. Bu bayram, yedi gün sürer. Bu ye- di gün zarfında Türkler, israftan çe- kiniyorlar ve fasarrut ettikleri para- ları milli ve sosyal müesseselere veri yorlar. Bu cemiyetin propaganda u- sullerinden biri iktısadın ve tasarru- fun faydalarını ve milli sanat tekâ- mülünün Hizumunu gösterir büyük levhaları, sokakları dolduracak su -| rette asmaktır. Gördüğüme göre, bu| levhalar çok fayda gösteriyor. Bizim memlekette de böyle levhalar konur, fakat bizdeki levhalar, «Sokakları yal Bız hayvan pisler.», «Sokağa pislik Atman gibi yazılarla Tarzanın, Kızıl Casusun ve aşk göz yaşlarının sine- maların önündeki mutantan ilânların dan ibarettir. Şüphesizdir ki, bizde de tanzifat i- lnları ile sinema reklâmlarından ha- PİÇ olurak meselâ «Ey vatandaş! Yerli malı kullanınız,, yahut «Ey ba- » çocuklarınıza tasarrufu öğreti- Biz,, gibi yazılar asılmış olsa ne kadar Güzel olur, * Türk Vapurculuğu Atinada çıkan Vradini ile Estin ga- Zeteleri, Türk vapurculuğu hakkında Yazdıkları fıkralarda, aynen şunları ileri sürmektedirler; *Türkiye, asri posta vapurları elde *tmiye çalışmaktadır. Bu işte Türki- eyi kıskanıyoruz. Maatteessüf bizim Yolcu yapurlarımız çok geridedir. Son yıllar zarfında satın almış oldu- NaZ posta vapurları en aşağı ön se; Yaşındadır. Turizm faaliyeti yük- ker olan Yunanistan gibi bir memle- bu büyük bir noksanlıktır.,, Çok Çocuklulara İkramiye ta zürüm, TAN) — Burada altıdan ülkümet, etten sonrada 'ü, bir mesele ola» rak eline almış bulunuyor. An- karada — İktisat Vekâletinde bir komisyon, “temiz süt,, me- selesini halletmek için tetkik- lere girişmiştir. Ve bu tetkik- lerin müsbet ve hayırlı netice- lerine herhalde pek yakında kavuşacağız. Süt, en milhim büyütücü ve besleyici gıdadır, Hastalar için de “tek gıda,, gibidir. Süt denildiği vakit aklımıza “inek sütü,, gelme. Hidir. Çünkü inek sütü terkip itiba riyle ana sütüne en yakın olanıdır. Ayni zamanda istihsal baktmm- dan da ileride gelir, Mmek sütünün yağı, çocuklarda hazimsizlik, ishal gibi gayritabit. liklere sebep olmadıktan başka beslemek bakımından da diğer sütlerden üstündür. Zararlı olen gey, süte su katmak değil, inek sü tüne manda ve koyun sütü karış tırmaktır. Istanbulda hilesiz, temiz, ve sık hi süt bekliyen süt çocuğu sayısı bugün 200 bine yakındır. Yakında Istanbulun süt müstahsilleri An. karaya çeğrilncak ve hükümetin kati kKârarı kendilerine (bildirile- cektir, iğer taraftan Istanbul bele- diyesi de, bir müddettenbe- ri süt işini tetkik etmektedir. Ak manya, Danimarka, Isviçre, ital ya gibi ejilçilükte İlerlemiş mem- leketlerin süt işine dair mevcut talimat ve Bümüşür. SUL 0 releri düşünülürken, «#öyle ileri sürülüyor, - Süt fabrikası kurmak ve «sü bir elden idare ederek (hilesiz, te. miz ve ucuz sit temin etmek. Be- lediyenin yaptığı bazı tetkikler ne- ticesinde, bir süt fabrikasınm 400 500 bin liraya çıkacığı tahmininiz elde edildiği söylenmektedir. Süt mevzrunu biz de tetkik et- tik. Vardığımız netice şudur: Derhal silt pastörize fabrikaları açmak lâzitadır. Süt meselesile evvelce uzun boylu meşgul olmuş bulunan mühendis mektebi profe- sörlerinden kimyağer Nurettin Mün şi, bu mesele hakkında gu fikirleri ileri sürüyor: — Süt işi hakkımda bundan beş yıl kadar evvel yaptığım bir tetki- ki Ziraat Vekâletine bildirdim. Bu, uzun bir lâyiba idi. İstanbulda te- miz ve ucuz süt temin etmek için şunlar yapılmalıdır: Bütün süt rolistahsilleri bir kooperatif teşkil etmelidirler. Süt o zaman, asgari fiyata mal olur. Belediye şehrin birkaç yerinde süt pastörize fab. rikaları kurmalıdır. Artık dünya- nın biçbir tarafında süt, hayvan- dan sağıldığı gibi içilmez. Mutlaka pastörize edilir. Bir süt fabrikası zannedildiği gibi çop pahalı birşey değildir. Bundan birkaç yıl evvel Yalovada kurulan modern fabrika ancak 55 bin lirayâ maj olmuştur. Halbuki, şimdi, inşaat malzemesi daha ucuzdur, Ve Yalova uzaktır, nakil ücreti vardır, Şimdi Istanbul da beheri 30 bin liraya çıkacak bir kaç süt pastörize fabrikası kurul. malıdır. Yalovadaki fabrika, bir saatte bin kilo kadar sütü pastöri- 2» ediyor. Demek ki, bir günde 24 bin kilo süt hazırlıyor, Ss üt pastörize edilmeden kati- yen içilmez. Çünkü, içinde her nevi mikrop, hastalık vardır. Fabrikada sütü temizliyen âletle- rin elde ettikleri çamuru, pleliği görseniz, bir daha pastörize olma- miş süt içşmemiye yemin edersiniz, Hulbuki, bu fabrikaya gelen süt hayvandan sağıldığı gibidir. Tetan- bulda satılan, elden ele dolaşmış çocuğu olan ailelere ellişer lira tevziine başlanılmıştır. sütler gibi değildir. EE Medeni dünyada süt, böyle kapalı ve mühürlü şişelerde TAN “Süt, Meselesini Başarmak Nasıl Mümkündür ÇT ç Bugün yalnız İstanbulda hilesiz, temiz ve sıhhi süt) ? bekliyen 200 bin çocuk mevcut bulunuyor. pastörize olarak satılır Sit meselesi hakkında Istanbul belediyesinin çok eski zamandan: beri tetkikleri vardır. Hattâ ope- irant mütehassıslarımızın fi kirleri de şöyledir: Süt işi, tamamen fenne dayanan ratör B, Emin zamanmda bir süt (Sihhi bir gıda meselesidir. Sütün g- fabrikası kurulması için bütün tet (o da bakımından kıymeti ne kader kikler yapılmış, fakat 200 bin li- raya çıkacağı anlaşılmca vazgeçil mişti, Sütün hem temiz ve hem de ucuz olmasma dikkat etmelidir. Yalnız ucuzluk temini için alme- cak bir tedbir fayda vermez Ku- rulacak fabrikada, sütler kapal ve mühürlü şişelere konur. Bu #ü- retle satılır. Teşkilât yapılır. Her eve sabahları, istediği kadar süt bıraktlır, SÜt temiz ve ucuz olün- ca, balk süt içmiye aligir. B ugün Istanbulda onde bir'in san süt içmek itiyadında de- Bildir. Başka memleketlerin süt ihtiyacı çok fazladır. Avrupada süt diyince, hatıra yalniz inek sü- tü gelir. Çünkü, ancak inek sütü içilmiye yarar, Binaenaleyh yalnız bu sütü ele almalıdır. Diğer sütle- rin hazmi ağırdır. Meselâ, Halka lı Zirant Mektebinde bir kilo ko- yun sütünü tahlil ettim. 120 gram tereyağ buldum. Bu fazladir. Şimdi, evvelki senelere nisbetle Istanbul civarmda nakil vasıtası da çoğalmıştır. Kurulacak fabri- kalara kâfi miktarda süt temin & dilebilir. Bütün Trakyadan buraya süt geliyor, Halkalı Ziraat Mekte- binde kilosu 6 kuruşa halis koyun sütü satıyorlar, Alan yok.. Şehrin ihtiyacına kâfi gelecek süt olmadı- ğı rivayeti doğru değildir. Binsen- aleyh, süte su ve saire karıştırmak lüzumu yoktur.,, Sit işinden enlıyari bütün alâ- kadarlar fabrika kurmak çaresin den başka bir çıkar yol olmadığı nı söylüyorlar. ; Kanun Karşısında: büyük ize sıhhi bakımdan da o nis bette ehemmiyetlidir, Sütün man- da, inek, koyun, keçi sütü olması- na göre gıdalı maddelerinin mik- tar ve nisbeti değişir. Terkip iti- bariyle ana sütüne en yakm olan İnek sütüdür. Binaendeyh inek sütüne koyun, keçi, manda sütle- rini karıştırmak süte su katmak- tan daha zararlıdır. Çünkü sütle lenen çocukların barsaklarınm yorulması ve ekseriya ishale ve sancılara tutulmaları bundan ileri gelmektedir. Sütü, yağı almmamış gibi kesif göstermek için içine ka- tilan nişastanın gerçi zarari yok- tur, Fakat bu nişastalı sütün pigi rildiği zaman terkibi bozulur ve çocukların ağımda çiğnenmeden, salya ile iyice ıslanmadan yutula” rak mideye geçtiği için hazimsizlik | yorum. büsule getirir. Yağı alınmış sütün gıda bakı- mmdan kiymeti yoktur. Yağı sim mış sütte Protein ve madeni milh- ler mevcut kalırsa da 3 yaşından yukarı olan çocuklara ayrıca tere yağı yedirmek zarureti hâsıl olur. stanbul ve civarmda besle nen inekler süt membar ol- maktan ziyade krema ve kaymak membaıdır. En iyi tereyağ, inek sü tünden almır, Bundan dolayı man- dralrda kaymak yapmak usulü bütün genişliği ile devam etmek- tedir. Piyasamızda kaymak ve te- reyağ satışları tetkik edilirse bun Yarın pek azının şehir hududu dr şından getirildiğini ve ekserisinin suni olduğunu anlamak mümkün- dür. Vilâyetin bir istetistiğine gö re, vilâyet hudutları içinde 16903 inek bulunduğu görülmektedir. Bu Hayvanların mühim bir kıs- mı süt veremiyecek vaziyettedir. H ırçın K© S.E Varakı Mihri Vefayı Kim Okur, Kim Dinler ? (Yazan: Aka Gündüz) Zerzavatçılıkla kıtkanat geçinen bir küçük kasabamızdaki (Gençler- birliği) nden bir mektup aldım. Bu çocuklar da ötekiler gibi kitaba aç, okumıya susamış. Bunlar da benden kitap armağan- lamamı istiyorlar, Kalemdaşlarımın birçoğu da bu gibi mektuplar almak» tadırlar. Onların ne dediklerini bilmi- Fakat bana gelince; ah ço- cuklar! Sizi nasıl inandırabilirim? Bilmem ki... Bende kitap ne gezer? Benim kendi yazdığım kitaplar bile bir hafta ra- fımda durmuz. Bütün paralı eşlerim, kalantur dostlarım onları bedava, be dava ve bedava tarafından talân eder- ler. İstersem vermeyim! Haddim mi? Maazallah! Ne altım kalır ne üstüm. Ne vefasızlığım kalır ne kabalığım! Tabii ses çıkaramam. Gık deye- meyince de benim kitaplar cebellezi olur gider. Bari aldıklarına göre 0- kusalar. Hayır! Okumazlar, Çünkü okumak için almazlar, bedava oldu- Zu için alırlar. Sanırlar ki, böyle - rarla alırlarsa, taraflarından mazhar olduğum takdirden ötürü pek hoşla- nacağım! Fakat karar verdim; olanca kaba- Uğıma bir pekyüzlülük katıp, kitap değil ya, zırnık vermiyeceğim. Ya- hut şu şartla vereceğim: Hangi ki- tabımı istiyorlarsa - mevcudu olmak şartile - bedelinin tutarı kadarile Ancak 10 bin kadarının süt ver- diği ve her birinden üstüste 4 lit re süt alındığı düşünülürse yevmi- ye 40 bin Titre süt almıyor demek tir, Bu miktar belediyenin bir ista- tistiğine göre, şehirde bulunan bir yaşından küçük 13,770 ve1—2 yaşmda 25,526; 3 — 6 yaşında 45T8T ve 7 — 12 yaşında 102.914 çocuk ki ceman 158,307 sütle bes- lenmek zaruretinde bulunan ço cuklar için kâfi gelemez, Tstihsal olünan inek sütünün bir kısmı şehirde mevcut hastanelere, bir kısmr evlerinde hasta yatana ra, pastacılara, lokantalara satıl- dığına göre 40 — 59 bin Werelik süt hastlâtı şehir ihtiyacmı hiçbir vakit karşılıyamaz. Bunun (için inek besliyenlerin hayvanlarmı ve müesseselerin: kıymetlendirip bu kıymeti sermaye itihaz etmek ve ayrıca sütlü inekler getirtip onla” ra baktırmak suretiyle kurulacak bir kooperatif sayesinde süt mik- başka kitaplar alıp vermelidir. Mese- 1 bir Yiralık bir kitabıma karşı bana bir lira tutarında üç beş başka kitap versinler, Çünkü ben bunları topla- İ yıp kitaba susamış çocuklara, köyler re hediye edeceğim. 25 kuruşluk ucuz kitaplar basmak gibi memlekette çok güzel bir keşilte bulunan (Yeni Kitapçı) da bana baş- ka bir akıl öğretti. Dedi ki — Seni okuyanların çoğu kitapla” rım alırlarken el yazın ile imzalan « masım istiyorlür. İşte bir kitap top- lama yolu, Kim imzalı kitap işlerse, en ax yirmi beş kuruşluk başka. bir kitabı sana hediye etsin. Sen de bun- ları gerekli yerlere verirsin. — Bu, senin de işine yarar değil mi? Gülüştük, Buna da karar verdik; Benden imzalı kitabımı istiyen, her imza için, bana başka bir veya birkaç kitap vermelidir, amma eski, amma yeni, Bu, kitap meselesinin bana gelen tarmı çoğaltmak mümkündür. Gün | yüzü, Bunun bir de öbür yüzü var ki, İük istihsalâtı da Beyoğlu, Kadr köy, Istanbul gibi üç merkezde ku- rulacak pastörizasyon fabrikaları” pa sevketmek en muvafık yoldur. Ayrılıkta Zinanın Cezası İdarehanemde, masamın karşısın- da genç bayan anlatıyordu: — kocamı aldattım. Bu bir hakikattir. Fakat tam dört ay evvel mahkeme kararı ile hâkim bir sene müddetle kocamla ayrılığımıza karar verdi. Ben başka bir evde, o başka bir ev- de oturuyoruz. Gayet tabii olarak o- da beni aldatabilir, ben de onu. Ak- mun, mantığımın kabul etmediği ci- het, nasıl oluyor da, aramızdaki va- ziyet böyle iken, kocam ceza mahke- mesine müracaatla benim aleyhimde zina davası açabilsin. — Açabilir, dedim, Çünkü ayrılık kararı, boşanma demek değildir. Me- selâ bu karar çıktıktan sonra kocanız. Ia barışabilir ve ayni evde de otura” şak eskisi gibi yaşayabilirsiniz, ve yi- ne o sizin kocanız, siz de onun karı- sasınız, Bu cümlemi heniz bitirmemiştim ki, genç bayan: — Allah gösterme sin; diye haykırdı. Ben deyam ettim: — Allahın gös- terip göstermemesini, kanunu yapan düşünmemiştir. Onun düşündüğü şu- dur ki, ayrılık kararı aranızdaki karı kocalık münasebet ve hukuklarını tah dit eder, fakat bu münasebet ve hu- kukları kökünden kesip atmaz. Mese- lâ, ayrılık zamanında, sizden dünya- ya gelecek çocuğun babası kocanız- dır. Bu ve bunun gibi daha birçok haklar İnevzuu bahis iken, kanunu yapan, elbette zinaya ayrılık anında Evet, Du genç bayana uzatlım, Heyecanlı bir sesle şöyle okudu: 1 “Yukanki maddelerde yazılı cü- de ayrılmış veya biri diğerini terket- miş ise her birinin cezası üç aya ka- dar hapistir." 442 inci maddede yazılı: “Yukarıki maddelerde yazılı cürümler” ibaresin den maksat, ayni kanunun 440 ve 441 inci maddelerinde yazılı olan zinanın nasıl ve ne zaman cezalandırılacağı hususunun İzahıdır.) Sonra müşlerime izahat verdim : — Fakat dikkat ederseniz, 442 inci madde, nikâh baki olduğu halde karı koca hâkimin hökmli ilâ ayrı olduk- Tarı zaman, zina işlerlerse, bu hâreke- tin cezası, azami üç aya kadar hapis olduğu tasrih edilmiştir. Halbuki, di- ğer maddelerde, yani, böyle bir ay- rılma hâdisesi yoksa, ceza otuz aya kadar hapis dlabilir denilmektedir. Binaenaleyh, arada fark mühimdir. İşle bu fark ta, karı kocanın bera- ber bir çatı altımda oturmadıkların- dan ileri gelmektedir, dedim. Kapıdan çıkarken genç bayan : — Acaba hâkim cezamı tecil eder mi? diye sordu. — Belki, dedim. İsmail Kemal ELBİR da ceza tertip edecekti. Türk Ceza Kanununun 442 inci maddesi de bu hususu izah ediyor, dedim, Ve kanu- rümlerin işlendiği sırada karı koca biribirinden, nikâh baki olduğu hal- inanınız çocuklar, bizim için çok zor oluyor. Birçok bol bütçeli teşekküller yanında biz muharrirlerin mikrosko- pik bütçelerimiz hu mukaddes yükün altında eziliyor. İmkânsızlaşıyor. İn- san ikide birde kitapçılara da başvu- rTUp rica edemiyor, Gerçi bir şey de- miyorlar, memnuniyetle veriyorlar. Veriyorlar amma nihayet bir gün 0 dama şöyle diyecekleri tutuverir: — Mantocu samur derisini bedava veriyor mu? Bakkal bedava pastır- ma dağıtıyor mu? Terkos beleşe müs- luk açıyor mu? Bazı defa bir kuru selâm vermek bile bir kâr karşılığı: dır. Saikal hamiyyet, barikni hakikat faslı yalnız biz kitapçılara mı kalı yor? Benim hü kitap derdime en parlak çareyi dostum ve komşum Bay Mi- şon buldu. Dedi kiz — Köylere, çocuklara, birliklere bol bol kitap mı armağan etmek isti- yorsun? Kolayı var, — Aman söyle gözünü seveyim — Her ay benden bir tayyare bileti al. Nasıl olsa bir gin büyük ikramiye çıkar. O para ile istediğini yaparsın. — Aferin Bay Mişon! Senin dedi- Eini de yapınıya karar verdim. Elektrik Tesisatı Takviye Ediliyor Erzurum, (TAN) — Belediye elek- trik fabrikasına konulan yeni makine işe başlamıştır. Yeni cereyan 110 volt luktur, ancak saatleri olanlara verile cektir. Lâmba adedine göre cereyan vermek usulü kaldırılmıştır. Şehri- mizin caddeleri de kismen aydınla- macaktır. Buna rağmen arzu edilen derecede elektrik istihsali imkânı be müz uzaktır. i