—— x.1.v NAPOLYONUN MISIR SEFERİ: dan 1867 senesinde keşfedilen dakti- İtidai daktilo makinelerinde mürek- Be Şu garip dünya: Daktilo. Makinesinin Tarihi Nevyorklu mühendis Şols tarafın- lo makinesinin 70 inci yıldönümü, İ geçen Künunuevvel ayında kutlan- mıştır, Şols, evvelâ, bu makineyi kör (ler için yapmıştır. Körler, bununla iyazmak öğreneceklerdi. Fakat, bu ip kepli şerit yokmuş.. Makinenin harf leri, hususi bir mürekkep hokkası içi he batıp çıkıyor, sonra kâğıt üzerine temas ederek iz bırakıyormuş. Abukır deniz savaşı Fransız Filosu Abukır'da Niçin Mağlüp Oldu? Yazan: General H. Emir mara omudor Villeuneuve, Amira» Wi Nelson ile İngilizlerin 1. İfadelerine göre, Loryanın aavaya uçma hâdisesinden sonra dahi za feri Fransızlara tenin ve eğer ge- ce yarısı belki açıp merkez ve sol 'cenahta muharebeye iştirak etsey. di Ingiliz donanmasını tahrıp ede birdi. Villeneuve'in mert ve iyi bir deniz ei olduğu söylend'ğinden,, 0 maile bes kalyon ile iki frrkateyni muha. Tebeye iştrakten meneden girip Ye münasebetsiz hareketinin «she- bi sorulur?! Onun emir beklediği anlaşılıyor! Fakat temin ediliyor, ki Wransız Amiralitona hareket İşaretini vermiz, arrest, barut Ân. man'ari bunun görülmesine wâni “otlar. Genetal "Bonapart, notia rında bu münasebetle gu acı sun- W soruyor: “Harbe iştirak etmek ve arkadaşların yardımına koşmak için bir emir ister miydi?',, oryan saat 1l de infilâk et. m şti. Ertesi gün saat 2 den sonraya kadar daha 13 saat muharebe edildi. Bu zamanda ku manda eden Villeuneuve idi. Oyle ise niçin bir şey yapmadı?; Be part bu zat İçin “Kararsts ve ener- jisiz bir yaratılışta 'di. diyor ve bütün sebebi karakter noksanlığın da bulüyor. Napoldön, son o zânunlardeki Fransız deniz harplerinin #yamı 6u sebeplere atfediyor: 1, Baş ko. müutan Amiral'erin kararsızlığı ve karakter eksikliği, 2: Tao've" fenalıkları, 3: Gemi süvari: un denizcilik tecrübe ve malâmat nok sanlığı ve bu zabitlerin, ancak işa. retlere göre hareket lâzım olduğu fikrine saplanmış (o bulunma'arı. Fransızlar Ouessant muharebeseri, ve 1798 ve 1794 senelerinde Okya. nusta ve Akdenizde vukubulan 'h. 'tilâl savaşlarmı hep bu sebeplerle kaybetmişler, elsan, kazandığı muhnrehe için “bu bir galebe değil, bü Yük bir fütuhatır,, demiş ve muha rebeden ancak birkaç gün sorra, Tskenderiyeyi abkıka 'çin ıki gemi terkederek denize ıştı. Enaz Amirali Napoli limanında bir kâh- ramen olarak karşılandı. Abukırda #ransız donanmasının tarafından yakıldığı ha - Istanbula gelince, Babrât'den İngiliz maslahat güzarına teşekkür. name yazılarak Ingiltere devletine ve Amiral Ne'sona mahzuziyet ve. Yan olunması rica edilmişti. Bu deniz muharebesine dar bilâbart tafsilât gelince, ingiliz masla'at. Büzarı Babiâliye davet olunarsk giydirildi ve Amiral Nelema Bücevher çelenk ve ma'yeti nefer. ler'ne taksim olunmak üzere de,, — KA asi çifteye binmeler; için pâye ve gi imparatoru birinci Pau sonra, murassa bir çerçeve içinde res mini hed ye etti. Nihayet ingitere Kralı UL Corç Amira'ine, Nil ba. ronu adımı verdi ve iki bin Ingiliz lirası maaş bağladı u muharebeyi kazanmakla Ingil zler Hindistanı ve Hint yolunu büyük bir tehlikeden kurtardılar ve Akdenizin rakipsiz hâkimi olâ Jar. General Bonapart Abukır deniz muharebesile bera . ber Frunsa için daha nelerin kay- bolduğunu şöyle anlatıyor: “Aby. kır deniz sa m ç hattâ dünya üzerinde büyük tesirler yapmıştır. Eğer Fransız filosu kuftulsa idi, Suriye seferi &ngele. “#-amaz, muhasara topu. su çölün öte tarafına kolay ve emin bir surette naklölunur ve Akkâ ka lesi Fransız ordusunu gsla, durdu. ramazdi, Fransız filosu tahrip olu nunca Mısır divanı da Fransaya harp ilânina cüret etti Fransız ordu $u, donanmanm ziyaile büyük bir destekten mahrum olmuş, Mısırda ki rolli değişmiş ve Napolyon, garp te Fransanm kudretin! Mısır sefe. rinin neticesi Le temin fmldinden sarftnazara mecbur olmuştur.,, Hülâsa bu deniz savışnda Fransız donanmasının tahribi Fran sızların M'etr ve dolayssile Suriye ve Hnt seferinin akametine baslı- ca âmil olmuştur. w Bir Memur Ambara Düştü, Yaralandı önünde tamirde bulunan İngiliz ban dıralı Poliseri vepurunda nöbetçi bulunan muhafaza memurlarından Tahsin, vapurun kömür ambarına düşmüş vücudunun muhtelif yerle- rinden ağır surette yarslanmıştır. Tahsin, Gureba hastanesine kaldırıl ştar. Bir Ceset Bulundu Dün, saat on bir sularında Arna- vutköy vapur iskelesi açıklarında, denizde bir erkek cesedi görülerek sahile çıkarılmıştır. Morga kaldırı- lan-cesedin kime ait olduğu henüz anlasılamamıştır. Kayıkçının Üstüne Düştü Güneysu vapuru yolcularının eş- yalarını çıkarmak için iple vapurdan aşağıya sarkan liman işletmesi ha- mallar çavuşu Hasanin elinden ip! kurtulmuş, ve denizin üstünde, kâ- yıkçı Mehmedin “başına * düşmüştür. Mehmet Beyoğlu hastanesine kaldı- Tılmıştır. Katil Henüz Anlaşılamadı İki gün evvel Kurtuluşta işlenen cinayetin tahkikatına devam edili- yor. Katilin kim olduğu henüz anla- sılamamıştır. Kasımpaşada bir numaralı havuz * İpin verilmesine sebep vücudünün . 25 senelik garson Virko namında biri Zagrepte bir kahvehanede 25 senedenberi garson- luk yapmaktadır. Fakat geçenlerde bu kahvehanenin direktörü Saydi, artık bu garsonu işinden Çikarınayı düşünmüştür. Bunu duyan kahveha. nenin en muteber müşterilerinden 30 kadar edip ve şair, kahvehanenin direktörüne yazdıkları bir mektupta, garson Vinkonun vazifesine nihayet verilmemesini rica etmişlerdir. . 22 yılda biten şah oyunu İngiliz zabitlerinden Core Maknal, 22 sene evvel dostu Cems Rocers ile şali oynamıya başlamış, Oyun. mek- tuplaşmak vasıtasiyle devam ediyor- ruş.. Fakat, Corc Maknal, 1916 se nesinde Yutland civarında bir deniz müharebesinde ölmüştür. Muharebe. den sonra, Maknal'in arkadaşların. dan, tekaüt olan deniz zabiti Rocers dostunun yarıda bıraktığı bu oyuna kızıyla oynamak suretiyle devam et- miştir. Oyun. 22 sene sonra. Kânunu evvelin 10 unda Rocers'in ölmesiy'e, kızı Eymunın kuzanmasile bitmiştir. . Eğlenen mahkümlar Lehistanda, Kalomeya şehrinde dir, yanın en orijinal hapisanesi bulun maktadır. Bu hapisanenin direktörü Yan Kopeteki, egitnöe (yerlerinde eğlenmeleri için,-mahkümlara - her akşamizin veriyormuş. Direktör, ha- pisane dışında mahkümların bu eğ- tentilerinde bizzat ta bulunuyormuş. Fakat, hapisanede meydana çıkan bir sulistimalden dolayı direktöre iş ten el sie e Üç iy milyoner Hari Smit ve 14 yaşındaki kım, A- vustralyada Tenant Krik şehri civa- rında bir nehrin kumluğunda iri sk tin taneleri bulmuşlardın Buldukları bu altın taneleri 4 milyon frank kıy- metindedir. Böylelikle, baba. kız Üç gün içinde milyoner olmuşlardır. . Hakikat olan rüya Viyanada Bayan Mariya Vista ko casiyle çok iyi geçinmektedir. Fakat, bir göce korkunç bir rüya görmüş ve rüyanın döhgetinden derhal yata- fından fırhyarak ayağa kalkmıştır. Yüzünü yıkamak için mutfağa gitti- ği zaman, açık bırakılan hava gezi musluğundan gaz intişar etiğini gör- müştür. Neticede, gaz musluğunun Maymun Kızlar Paris fen adamları birkaç gin ön- ce Lüksemburg salonunda «May- mun Kız» adı verilen bir genç kızı muayene etmişlerdir. Kıza bu ünva- list yarısının baştan başa maymun gibi kıl içinde olmasıdır. Son seneler içinde buna benzer iki kadın daha keşfolunmuştur. En $on bulunan kız İspanyoldur, ve her hali ga iyet normaldir. Yalnız ensesinden i başlıyarak bacaklarına kadar wza- nan kısımları tamamiyle kıl içinde- İdir. Bu kızı bulan antropoloji âlimi Bernolet Moens, bu kız üzerinde tet- kikler yapmaktadır. Ayni halde olan ikinci maymun kız Fransızdır. Ve kendi vücudünü eğim ederek ekmeğini kazanmakta- Üçüncüsü Almandır. Evlidir ve bir vilenin reisidir. PAZARDAN PAZLRA Medyum Bulmanın En Yeni Usulleri H avalar inadına soğuk gider mek pek göze almacak eğlenceler. den değildi. Bugün açar, yarın n- çar diye beklediğimiz hava da gün den güne kışa dönerek hararet de recesi #ılırm altma düşünce evden dışarı çıkamamak zarureti kapı gi bi karşımıza dikildi, Eh! Ne ya. palım! Oturduk, oturduk, oturdnk. Artık can sıkıntısından patlamak üzere iken bir dostum telefon »ti. “Tunıdıklarından birinin evinde “n teresan,, bir ispritizma seansı yapı lacakmış. Benim de oraya gitme. mi teklif ettı. Zeten evde kalmak. tan usanmış olduğum için teklifi bemen kabul ettim ve dediği gihi Taksim istasyonunda dostumla bu luşmıya gittim. Dostumun rivayetine nazaran, hane sahibi son derece meraklısı imiş ve ona inanmak Jâ- zımgel'rse bu adam manyatizma - ya o kadar inanıyormuş k', bir kuy vetli medyum isterse Şirketi Hay. riye vapuruna: — Dur ya mübarek! diyince ma kineförin bütün kuvvetile tornayit işlemesine rağmen vapuru durdura bileceğine kuni imiş. E böyle bir adam doğrusu görül. miye lâyik bir nümunedir diye bu fırsatı kaçırmamış olduğuma mem. Bun oldum. Gide z apartıman zaten pek uzak değildi; Kısa bir yoldan son- ra vardık. Kalabalık değildik. Ade dimiz ev sahibile beraber altı ol. muştu. Içimizde kadın da yoktu. Bizi loşça bir odaya aldılar, Her ta rafta bir esrarengizlik, bir sükü . net hükümferma. Kahn ve koyu renkli perdeler, Siyah istorlar, as. ma lâmbanın üstünde fes rengi bir abajur. Mavun takımlar. Yerde koyu br halı, Süküt içinde yalnız muntazam ve ağır bir saat: — tak, tek, tak, tık! İşliyor. BE (Jj e e oplandık, Ev sahib'nde bi. raz göze çarpan bir tehey.. yüç gördüm. Beni odaya götüren: — Bu akşam mühim bir tecrübe var da onun için! dedi, Braz oturduktan sonra günlük işlere, tramvaylara, havaya, suya dair özsüz lâflar edildi. Saat ona doğru ev sdhihi içimizden bir dok torun kulağına eğilip bir şey söy. ledi. O da yüksek sesle: — Mutlaka bir tane günlük yu, murta lâzım, cevabını verdi. Ben içeride bir hasta için görüşülüyor, tahmin ettim, Ev sahibi bu söz fizerine çıktı ve beş dakika sönra gelip yine dok tora: — Kaplcıyı köşedek' sütçüye gönderdim, Kapalıdır amma açtı racak, Allah vere de bülse, dedi. Evdeki sülüt, odan löşluğu, ev sahibinin hali ve doktorun dü - şünceli tavrı doğrusu bana bir me. lânkoli, bir garipsilik verdi, Üç ne feste bir içimi çekmiye başladım. Susuvorduk. Ben böyle geylere ge. lir adam değilim amma, bir kere k'. işin içine girmiş bulunduk Saat dokuz buçukta geldiği bir evden de, adam yarım saat Sonra çıkıp g'de, mez ya! Ara sıra, beni oraya ge. tirmiş olanm yüzüne bakıp, lisanı halimle: — Ne bekliyoruz? Diye göz edi- yordum mms o da dudak büküp ademi malâmatmı gösteriyordu. Bir an geldi ki, hemen ortaya fır. layıp, ken sinemalara gidip üşü. , e Yk zi B. PELEK; — Ulan siz deli misiniz be! Hay di kalkın bir çiftetelli » oymıyalım. Diye bağıracak oldum: Tam o sırada kapı vuruldu. Ev sahibi çabucak çıktı ve elinde bir yumurta ile geldi, doktora sundu. Doktor, yumurtayı aldıktan son- rü: — Bir eski şapka yahut kasket getirin! Başltyalım, dedi. Ben içimden: — Doktor hokkabazlık mi yapa cak diye sordum. Kasket geldi, Doktor: — Işığı söndürün ve masayı or. taya getirin, dedi, Odadaki loş ziyayı veren üç am. pullü asma lâmbanım iki ampulü söndürüldü. Br alaca karanlık için de kaldık. Doktor; — Masa etrafına toplanalım, de- di ve hane sahibine:, a f 7 rtada duran yuvarlak ve üç ayaklı orta boy mavun bir masanın otrafına dizildik, Doktor başladı. — Efendim! Bu akşam burada Paris batıni ilimler enstitüsünün re'si profesör doktor Pasonun is prtizma seansında en kuvvetli medyumu bulmak için yeni kıyfet. tiği bir usulü tatbik edeceğiz. bu usul günlük bir yumurtada mevcut 6 lan en saf hayvani elektriğin vöcu dü beşer fizerindeki tesirle jspritiz ma kuvvetinin artması esisma müs tonittir, Tatbik edilecek usul, beş dakika bu yumurtayı vücudün di. mağa en yakın bir yerine koyup beklemekten ibarettir. Yumurta kimin başında iken masa hareket e- der ve yahut kimde en çok hareket ederse sennsin en kuvvetli med - yamu o olduğu anlaşılacaktır. Yel niz zahiren gülünç görünen bu u. su'ün pek ciddi telâkki edilmesini Sizden ehemmiyetle rica ederim. Yoksa tecrübeye iştirak etmemek daha müreccahtır. Doktorun hak'katen acayip olan izahatını, bu son sözleri üzerine İs. ter istemez hisnütelâkki edip ma sanın başına geçtik, Ben doktorun 80'una düştüm. Di Zerleri de sıra ile dizildiler. Dük - tor cebinden saatini çıkardı, Mas nm üstüne koydu. Ve: — Masaya yalnız parmaklaını. zm ücile dokunun! Sakın basma - yın! Dedikten sonra: — Müsade buyurun! diyip taze yumurtayı tepeme koydu ve düş - mesin diye de kasket; kafama ge- girdi. Biraz büyücek olan kas - ket kulaklarıma kadar indi, Güle. ceğim amma kızacaklar diye kan. dimi tuttum. Beş dakika kadar sessiz sadasız durduk. Taze yumur tanm manyetik tesiri altında olma ma rağmen doğrusu kendimde is. setmedim anıma, sol gözüm muutts si seyirdi oktor, sağ elle masanm üs. tİlne urak bir darbe vurup bana hafif sesle sordu. — Bir şey hissetmediniz mi?, — Hayır! — EH çbir.. — Yani ehemmiyetli bir sey his setmedim. Sadece sol gözüm #ayır- di, — Evet! O kadarı herkeste olur, Müsade buyurun! dedi ve yutrer, tayı başımdan alıp yanımdaki 7a. ta hitaben: — Şimdi sıra size geldi. Digereki ona koydu. Beş dakika kadar da o, nün için bekledik. Masada bir hare ket olmadı amma adamcağız. iki defa uksırdı ve yumurtayı başın - dan düşmekten güc zaptetti. Uzatmıyalım : Sıra mevcudun be ginc'si olan ev sah bine gelinciye ka dar kimsede medyumlük hassas görünmedi. Yani masa yeriuden kı pırdamadı. Yumurta kendi başma konduğu zaman ev sahib; büyük . teheyvüç halinde idi, Tertibat b ttikten son- ra ellerimizi masanın Üzerin? oyup sustuk. Iki dakika kadar geçm$ş idi ki. masada bir hafif hareket ol. du. Belki teszdüftür dedim. Lâkin bir iki san'ye sonra belli bir şekilde masanın bir ayağı kalktı ve tekcur yere indi. Biraz daha bekledik Bu sefer masanm benim tarsfımduki ayağı iki defa kalkıp oturdu, O 3. na kadar bu seansın alav “refile meşgul olmuş olmama rağınen İHR birsz da ciddi olmak ihtininlin. der piş etm'ye başindım. Duktorur &. hündeki sante nazaran t222 yumur. ta ev sahibinin başında #ördütncü dakikasını ikmal ediyorken masa da bariz bir ihtizez biseiilm'ye başladı. Tam o,andâ İoktörg Ka, ba bir sesle söylediği şu süzer vit tik: — Ey küinatım h'Tkar srrma va kıf, hayvanstın iradesine . hâkim, cemadatın nesçine na?» oisn ruh. Şimdi aramızda İsen «cndini gös. ter!,, u söz bitti. Masa dahı şiğ- detle sarslmıya ( oaşladı Hep miz gözlerimizi mastnm orta sma dikmiş iken birdenbire ev sa. hibinin: ” — Aman Allah! diye fırladığını gördük. Doktor da arkasından kalk tı ve lâmbayı yaktı, ne göccüm. Ev sahibi gözleri evinden fırlamış. Tk elile #kaklarından akön yu murta sarısı elleyip elleyip oakt yor. Beni bir gülmek aldı. Misafirler bu hale gülmet mi, yoksa hâdisenin İnkiyafını mr bek lemeli? Diye düşünürken doktor ev sah bine sordu: — Ustat! Neden bağmdmız! — Aman doktorcuğum! Başıma bir darbe indi ve şakaklır#sn doğru bir ıslak gey akmıya başlı. dı, Çağırdığınız ruhun baş'ma, #öy lemesine teeddüp ettiğim bir zey yaptığını sandım. Son derecede korktum. Allah aşkıma bir daha böyle tecrübe yapmıya: Doktor kıskıs gülerek bi: Zer odaya çekti. Ev sahih yisünü gö. xünü yıkamak içn dışarı çıktığı zaman kısaca, bu akşamı iç'imein bilhassa ev sahibini bu kötü me raktan kurtarmak için kendisi ta. rafından tertip edilmiş bir numara o'duğunu ve en heyecinı 3kika. da ev sahibinin başma elile kerdi. #'n n vurmuş olduğunu gülerek an. lattı. Avn hikâyeyi hwne sahibine de tekver ederek bu kütire serak tan artık Vaz gecmesine söyledi Eg ref satine düşmliş oiacak ki: ondan sonra adamda bü meraktan eser kalmadığı gibi bir daha spirtimna nn adını bile ağzma maz hale geldiğini öğrendik. Rİ LI POE ka İri pek ii