Mahkemelerde KAÇAKÇILIK: Sigaraları elden gidince! suç uydurmıya kalkmış! Meşhut Suçlar Müddeiumum!! tetkik etmiştir: liği, dün çok karışık bir iddiayı Halil Bağdaş adlı bir köylü, dün sabah İstanbula köyden altı kilo köylü sigarası getirmiş, satmak istemiştir. Küçükpazarda bakkal Hâmidin dükkânında kaçakçı'ardan Ahmetle tanışarak 1990 kuruşa pazarlık etmiştir. 4 Ahmet, Halil Bağdaşa: YARALAMA: İhtiyar Babasını | Döven Bahçivan Meşhut suçlar müddelumumiliği, dün bir baba oğul kavgasını tetkik et miştir. Davacı Bakırköyde bahçıvan lık yapan Anastas isminde 75 yaşında bir ihtiyardır. Suçlusu da 40 yaşların da oğlu Nikodur. lddiası şudur: — Tarla benimdir. Ben iht'yar ha- imde aldım, diktim, Dün-maru! toplu yordum, oğlum Niko yanıma geldi Beni yere yatırdı. Tokatladı, tek «ele di ve sövdü. “Burasmı ben aldım., di yordu, Insan babasını döver mi. tarla onun bile olsa insan babasını bir ca - Tul için ayakları altıma alır mı? Müddetumumi şahitleri dinlemiş, suçu sabit görerek Nikoyu Sultanah. met sulh ceza mahkemesine vermiş. tir. Sopa İle Kafasını Parçalamış Bugün, ağır ceza mahkemesinde Çatalcada eniştesi Kâmilin sopa ile kafasını parçalıyan Ahmet oğlu Şakı rin davasma devam edilecek, müldei umumi Sadun Gazioğlu iddiasmı söy Jiyecektir. Hâdise bir oyun yüzlinden çıkmıştır. Kâmil kahvehanede arka - daşlarile iskambil oynarken Şakir de bu oyuna iştirak etmiş, eniştesi razı olmayınca aralarmda ağız kavgası öl Bıüştur, rehin, yut maması Yenen rek Şakir! öldürmek istemiş. o da 60 pa ile Kâmilin kafasını parçalamı; - tir. İs yp Selediyesi Şehir Tiyatrosu DRAM KISMI saat 2030 ds İİİ Erkek ve Hayaletleri Piyes 4 perde 1A *ahio KYmabI KISMI Saat 20.30 da, SATILIK KIRALIK Komedi 3 perde .RTUGRUL SADI TEK TIYATROSU Pazartesi ları ii senden teslim alır, varını da orada veririm, demiştir, Beraber eve gitmişler. Ahmet cigaraları al . mış, sonra da parayı Hâmidin dükkâ nında vereceğini o söylemiş ve yine beraber dönmlişlerdir. Ahmet “dali Bağdaşı Hâmidin dükkânma getir - miş, şu teklifi yapmıştır: — Arkadaş. ben cigaralarmı al . dım. Parasını vermiyorum. Istersen git beni dava et. Hali) Bağdaş, müşkül vaziyete diş müş, cigarslar kaçak olduğu için ha. kikati söyliyerek polise müracaat ede memiştir, Nihayet Hümidin taveyesi ni de dinledikten sonra karakol git miş ve: — Ahmet, sokakta önüme çıktı Boynuma sarıldı, Cebimden 25 'iramı aldı, Diye şikâyet etmiştir, Polis, Ahme di yakalıyarak müdde umumiliğe ver miştir. Ahmet müddelumumilikte: pa rasını almadığını, elgara alırken yaka landığını söylemiştir. Davacı da hâ. diseyi olduğu gibi itiraf etmiştir. Bu nun Üzerine müddelumumi derhal $ı- kâyetgi müfteri sıfatile suçlu mevki İne geçirmiş ve bu bakımdan da tahkikata başlamıştır. Evvelâ inhisar idaresinden böyle bir cigaranın misa dere edilip edilmediği sorulacaktır. Üzerinde Bir Paket Eroin Çıkan Mevkuf mrülkteki asl'ye beşinci ee. MESELE ve vaa ŞE bir aşki davasma başlannı Suçlu, sirkatle 10 ay 20 güne matı küm olan Tevfik isminde bir gençtir. Şahit olarak dinlenin tevk fane gurdi yan: Ibrahim Günaydın, şunları söyle miştir; — Tevfik, tevkifanede sübyan ko Zuşuna girmişti. Gardiyan o Mehmet Ali kend sinden şüphelenmiş. nü aramak istemiş. O bağırıyor ve gardi yana hücum ediyordu. Ben arkadeşi ma yardım ettim, O kendisini yete attı: — Beni öldürecek misiniz? diye ba gırıyordu. Ben ellerini tuttum, Arka, .daşım ceplerini aradı. Arka cebinden Kadıköy - Süreyya SUT KARDEŞLER bir paket eroin çıkardı. Muhakeme, karar için kalmıştır. TAN Jerreresesesez. Batan Vapur Davası Bugün Çanakkale önünde (İspanya bandıralı Magalleines o vapuru tarafından batırılan İtalyan Ka- ro, puru acentasının açti ğı davaya bugün İkinci Ticaret Mahkemesinde devam edilecek- tir. Davacı vapur mümessili, İs- panya vapurundan vapur para- sı olarak (35) bin, navlun ve eşya bedeli olarak ta (50) bin İngliiz lirası tazminat istiyor. Mahkeme, İspanyol vapuruna aczi koyduğu için vapur mü- messili mukabil bir dava açarak talyan vapur acentasından ha- ciz dolayısiyle uğradığı zarar ve ziyanı İstemiştir. Mahkeme buğün iki tarafın İddiaların tetkik edecektir. z TET eee “e....az MÜDDEİUMUMİLİKTE: Arapça Ezan Okuyan Müşahede Altında Müddeiumumilik dün bir “Arapça ezan okuma,, iddiasnm tahkikine el koymuştur. Adem Ali isminde b:risi, göçen cuma günü Sarıyer camiine st) namaz kılmış ve bir aralık ta 8. yağa kalkarak Arapça okumuştur. Müddelumumilik, Adem Alinin ak. Wi vaziyet nden şiiphe ettiği için tabibi wlillere muayene ettirmiştir. Tabibla.. diller suçlunun tıbbsadli müessesesin de müşahede altıma alınmasına lü . zum göstermiştir. Adem Ali jandar- malar tarafmdan akşam üzeri müşa . hedehaneye götürülmüştür. Şüpheli Görülen Ölüm Müddeiumumilik, dün şüpheli bir ölüm tahkikatile meşgul olmuştur. Kasımpaşada oturan 45 yaşlarında Şükrü isminde bir zat dün sabahle yin komşularından bir kadınla kavgr Şiypim biraz sonra da düşerek ölmüş. Tabibiadil Env: ayene etmiş ve ölüm sebebinin tes - piti için cesedin morga kaldırılmasına | Tüzum göstermiştir. Almacak rapora göre tahkikata d.vam edilecektir. iz HIRSIZLIK : Masa Üstünden Yok Olan Çanta Sultanahmet sulh birinci ceza mah | kemesi, dün bir çanta hırsızlığı dava şa başlamıştır. Usküdarda oturan Ada sanatoryormu ( hemşilerinden Fütüvvet, evvelisi gün, şapkacı Vitali aran cesedi mü. j Türk armatörlerden bazılarının mu- İnülmektedir. Esasen, kanun buna Deniz ve Liman: Romanya Yahudilerini Gemilerimiz Taşıyacak Romanyadan çıkarılacak Yahudi- | lerden mühim bir kısmının Filistine gitmek kararında oldukları haber veriliyor. Römen gemileri, devlet idaresinde olduğu için Museviler, bu! gemilerle seyahat edemiyeceklerdir. sevi kafilelerini Filistine nakletmek | üzere Romanyaya memur göndere-| rek teşebbüslere giriştikleri bildiri-| liyor. Gemi Kurtarma İdaresi Şirket Olarak Kalacak Gemi Kurtarma Şirketi, hususi şa haslar elinde bulunan 150 bin liralık hisseleri de satın alındıktan sonra| tamamiyle devlete geçmiş olacaktır. Bu müessese, en çok ecnebi gemiler. le iş yaptığı için, kurtarma bedeli o- larak alınan para Londradaki hakem komisyonunca tespit edilmektedir. Devir işi bittikten sonra Denizbanka bağlı bir :/ ket halinde idaresi düşü müsalttir. Bu şekil kabul edilirse, şirketin üç kişilik bir idare meclisi olacak, hükümetçe bir umumi mü- dür tayin edilecektir. Seyyah Kafileleri Geliyor Yeni yılın ilk seyyah kafilesi Şu-| batın 10 unda Fransız bandıralı Pro vidans vapuru ile gelecektir. Yine Şubatta İtalyan bandıralı Patria ve Roma vapurları da seyyah getirecek lerdir. Bundan sonra, İtalya, Mil woke, Theophile Gautler, General Von Steuben, Sthrstomore vapurla rı ile hayli seyyah gelecektir. Bu vapurlardan bazıları İzmire| uğrıyacaklardır. Yeni Gemi, Denize İndiriliyor Almanyada inşa edilmekte “olan yeni gemilerimizden ilki, yarın me- rasiinle denize indirilecektir. Bu va- pur, orta çaptadır. 3500 gayrisafi tonluk, 2000 beygir ( kuvvetinde, 13.5 mil üsratindedir. 37 yataklı bi- rinci, 44 yataklı ikinci mevki yolcu kamarası vardır. 18 Marta teslim edilecek olan bu vapura “Trak,, adı verilmiştir, Bacı taşıyan gemiler rakkında ba- 2 yeni sıhhi tedbirler alınmıştır. Ka radeniz limanlarından gelen hususi hacı gemileri, İstanbuldan transit o- larak geçecekler, limanlarımızda ka lamıyacaklardır. Diğer taraflardan gelen hacı gemileri de Kavak tahaf- fuzhanesi önlünde muameleye tâbi tu- tulacaktır. . şapka przarlık ed'p çıkarken mass bm Üstünde para çantısını unutmuş tar. Biraz sonra ““-düğü © man, pa. zarlık ettiği desgâhtar Nesim inkâr mahkemede şahitler dinlen . miş, hâd'se yerinde yapılan keşfin ra poru için duruşma başka güne kal» isminde birinin dükkânma gitmiş, bir /duygularımızın neşrine sayın Tan ge >» CHARLE ve sarışınların en güzeli J 411.938 İİ S BOYER onu EAN ARTHUR Bir Saadet Gecesi cazip ve komedi dramatik Slm nd“ Onümüzdeki P. ideal bir çift teşkil ediyorls” azartesi aksımı SAKARYA SİNEMASINDA «s5 MEŞHUR ve DAHİ SAN'ATKAR Mamma JACOUES THiBAUT'nu 19 Sonkânum Çarşamba akşamı saat 9da SSAHZLAY Sinemasında vereceği Yegâne Viyolon Resitali içir Bm Yerlerinizi evvelden aldırmız, Biletler şimdiden satılmaktadır. gi mw» İSPANYOL ispanyolca büyük operet. Zudızları: tistli ri Primadonna RAPULE£ RODRIGO - Tevor ROBERTO REY . GUEL LEGERO - DOLORES CORTES, Müzik MADRID FILARMO" ÇİÇEKLERİ emmesi Madrid operasmın en meşhur are) | NIK ORKESTRASI, İspanya temsil san'atmın en güzel eser, neşe, «Ör! İence, Ispanyol şarkıları ve Manisa Halkevinde Faaliyet Manisa, (TAN) — Halkevimizin bütün kolları büyük bir hızla çalış- maktadır. Dil, edebiyat, tarih şubesi her haf! ta birer konferans verdirmekteğir. Ar kolu muhtelif zamanlarda konser ler vererek muzik ihtiyacını karşıla- mıya gayret etmektedir. Gösterit kolu, vazifelerini pek gü- zel başarmaktadır. Ara sıra civar köy lere de gidip temsiller vermektedir. Mandolin, Keman, okuma, yazma | dersleri ile model uçakçılık kursu da muvaffakıyetle devam etmekte, mil: | 72 ve sergi şubesi tarafından hazırla | nan devrim sergisi her pâzar halka| açık bulundurulmaktadır. Her on beş günde bir edebiyat gecesi tertibine karar verilmiş, ilk toplantı yapılmış ur. Bu toplantıda öğretmen Vahit, Kültür direktörü Rauf Inan, doktor Necdet, Hikmet Bozkurt ve Mustafa Dümer tarafından halk şiirleri okun maki Eline Aas Şairi mem; öğretmenler tarafından teşkil edilen koro herkesin takdirini kazanmıştır. B. Fuat Bulcanın Teşekkürü Kızşmız Sur'un ölümü karşısında duyduğumuz acıya ortak olmak lüt funda bulunan birçok dostlardan ve bizi sevenlerden aldığımız baş sağı telgraf ve mektuplarma ayrı ayrı ce vap yazmıya imkân bulamadığımız için bu kıymetli alâkadan çok müte hassis olduğumuzun ve minnettarlık zetesinin lütufkâr tavassutunu rica ederim. irsi .larTÜRK SİNEMADA Türkçe Sözlü TAE PATİ YAYİİİ TEŞEKKÜR Uzun zamandanberi hasta olar şim ve kardeşimiz Türkân Tuga ölümü dolayısile seımıza işti - sile dostlarımıza ve tede, EA ela Tevfik Sallm ve “Akil Muz, pğjü” seki hastanesi başhekimine te, * kürlerimizi sunarız. Eşi: Hüsam tin Tugaç, kardeşleri: Fahri B Necmi Belen. ————— TEŞEKKUR: — Anamızın ölü İ dolayısile telefonla ve tel yazısı) ve bizzat cenazeye gelerek bu ele! li günümüzde bizleri teselli ve etmek ve çelenk göndermek sureti bağlılık gösteren dostlarımıza 8 ayrı teşekküre teessürümüz mani duğundan sonsuz şilkranlarımızın lağına muhterem gazetenizin tav! sutunu saygılarımızla (o dileriz, Mİ Müdefaa V. Deniz Müsteşarı Alb Sabiha Bulca Fuat Bulca Sait Halman ve Eşi. Ona şu anda nekadar yakmdım. Şu toprakları kaz. sam, kolumu uzatsam onu orada bulacaktım.. Şu insanlık he garip seymiş!.. Eskiden Nalânın ö Yür ihtimalini hatırıma getirdikçe deli gibi olurdum.. Onsuz bir dakika yaşıyamıyacağımı sanırdım. Hal buki şimdi!.. Çok iyi anladım ki, insanların taham mül kabiliyeti sonsuzdur. Uzun uzun dualar ettim. Mezarın Üzerine kapanıp yüksek sesle Allaha yalvardım. Bu smrada arkamdan bir 865: — Elverir !.. dedi. Başımı çevirdim: Kireç gibi beyaz yüziyle karşım da Afif B. duruyordu. Bir adımda yanıma geldi Elini omuzuma koyarak: — Ona, İhamiden başka, hepimiz acıdık, hepimiz ağladık. Fakat elden ne gelir?. Dişlerim kısılmıştı. Cevap veremiyordum. Yalnız, yanıma oturmasını işaret ettim. Bir müddet sustuk. Biribirimizin yüzüne bakmı yorduk. Biraz kendimi topladıktan sonra sordum: — Son nefesini verirken siz yanında mıydınız? — Evet!, — Oyleyse bahtiyarsınız!, — Kimbilir?. Onun da gözleri yaşlı idi. Dedi ki: — Her seven sizin gibi sevilmek saadetini bulama dı. Siz hepimizden daha bahtiyarsınız Kenan Bey... Demek ki, bu adam da Nalâna âşıktı!. — Nalâna ettiğiniz iyilikler için teşekkür ederim, dedim Hele son arrusunu'seve seve yapmanız. Du- dağını büktü: — Adam sen de, dedi. Bir telgraf çekmek te iş mi sayılır?, — Ams onu sevdiğiniz kadınm sevgilisine çekmişti BİZ... — Ne ehemmiyeti var?. Ben sadece Nalârım mesut olmesın: istiyordum. Durdu. Sonra elini alımda gezdirerek; İİ YY İT —5ı— — Siz, telgrafı benim çektiğimi nereden biliyorsu nuz? dedi, Göğsümün üstünde duran kâğıtları hışırdatarak: — Bunlardan öğrendim, dedim. — Onlar nedir?. — Nalân bana ölümünden iki gün öncesine kadar bütün hayatmı yazmış, — Ya!, Yine aramızda derin bir sessizlik oldu. Sabah gü neşi, nefti servilepin arasından süzülerek mezar taş larını yaldızlıyor, uzaklarda, cinsini tayin edemedi ğim. b'rtakım kuşlar ötüyordu. Birdenbire dedim ki: — Beyefendi; mademki benim, Nalârın kardeşt ol madığımı öğrendiniz. mademki birib'rimizi sevdiği mizi biliyorsunuz. Öyleyse söyleyiniz. Ilhami Bey Nalâna yaptığı hakaret ve işkencede haklı mıydı, hak siz mıydı?. Hiç tereddüt etmeden : — Haksızdı, dedi, Nalân günahsızdı. Buna imanım var, Afif Bey benden Bağlarbaşında ayrıldı. Köşke bit kin dönmüştüm, Merdivenleri ağır ağır çıkarken yu karı katta gezinen bir iskarpinin gıcırtısı işittim ve son basamağa adımım: basmadan İlhami Beyin kumral ve dağınık saçlarını gördüm. Elleri arkasmda, asabi bir tavırla sofada geziniyor, bir yandan da dudaklarını kemiriyordu. Ayak sesimi duyar duymaz döndü. Gözleri bana ilişince öyle bir titredi ki, hemen oraya düşüverme sinden korietum. Rengi kireçten daha beyazdı. Kolunu uzatarak ba na: — Dur! dedi, Sonra iki adımda yanıma yaklaşarak gözlerime iş leyici bir bakışla bakarak : — Seni bekliyordum; vaktinde geldin, dedi; görüşe cek şeylerim var!.. — Görüşelim, dedir. Salonun kapısmı açtı. Önce kendisi, sonra ben içeri girdik. Daha şimdiden, hazırlandığım uzun mücâdele nin yorgunluğunu hissediyordum. O karşıma dikilip dedi ki: — Herşeyden önce şunu söyliyeyim ki, siz benim için sadece saadetimi yıkan bir sefilsiniz.. Başımı kaldırıp, sertçe : — Biraz daha nazik ve düşünceli konuşmanızı rica ederim, dedim. Gözlerime bain ve vahşi bir nazarla baktıktan son ra: — Fazla söze lüzum yok, dedi. Siz sorduklarıma cevap verin, Kollarımı kavuşturup durdum. Birkaç saniye dü şündü, Sonra birden sordu: — Nalânla münasebetiniz hangi tarihte başlama, tır?. — Nalânla münasebetimizin başlamasına meydan kalmamıştır. Çünkü Nalân bu münasebet başlams dan öldü. — Alay mı ediyorsun külhanbeyi?. Benim gülme diğimi görüyorsun... Sana soruyorum. Karım hangi Senedenberi senin metresindi? Kaşlarımı çatarak şaklıyan bir sesle: — Karınız benim metresim olmadı, dedim. — Yalanet, düzenbaz. — Ağzınızı toplayınız efendi... — Siz habasetinizi inkâr etmek için onunla söf birliği mi etmşsnz?.. — Işlenmiyen hir habaset için söz birliği etmiye Hk ram yoktur. — Bana doğru cevap verecek m'sin Kenan?.. — Verdiğim cevapların doğruluğuna İnanmanl# isterdim. ; — Halbuki hiç birinin doğru olmadığına imanı varı. — Inadınıza bu kadar sadık kalırsanız daha çok 58 man yanılacakamız. — Senden nasihat değil, itiraf bekliyorum. Bir adım geri çekildim Hiddetim son dereceyi bül muştu. Tok bir sesle dedim ki: — Günasız bir kadına akla gelmez zultimler yapıt Yiodansız bir adama, ölen karısile düşüp kalktığı ana azm hiç birşey lâzımgelmez... Zira ölen tür... Herşey bitmiştir. Bir saniye sustuktan Sonra ayni giddetle deva ettim > “Arkası var)