İmtiyaz: Dün çıkan kısmın hulâsasını veriyoruz: Abdülhamidi saltanattan düşüren 1t- tihat ve Terakkinin iki maksadı vardı. Biri irticar tepelemek, diğeri muhale- fetin önüne geçmekti. 31 Mart vakasın- da cemiyet kısmen arzusuna muvaffak olmuştu. Fakat, cemiyeti idare edenle- rin muvazeneli hareket edememeleri vaziyeti değiştirmekte idi. Halkım coş- kun bağırışmalarına aldanan cemiyet azaları yeni bir inkıdâp — yarattıklarına zahip olmuşlardı. Münevverler istibda- dın kalktığma, hürriyet ve Meşrutiye- tin yerleşeceğine emin olmuşlardı. Lâ- kin cahil tabaka ve hocaların, vaizlerin sözlerine aldanmağa alışmış olan bir kısım halk, ne hürriyetin manasını nr de meşrutiyetin ruhunu anlamıştı, Mat- buat hürriyeti, serbesti kalem vardır diyerek Babıâli caddesi bir şahsiyet meşheri haline gelmişti. Herkesin yüzü kâbei hürriyet olan Selâniğe doğru çev- rilmişti. Bir kısım bakışlar da Şeref so- kağma doğru uzanmıştı. Meşrutiyetin feyizli bar sanılart bu ki Mü nif Paşa konağından — gelen emirlere: «Cemiyetin emri böyledir. İtaat lâzım!» deniliyordu. İtaat Böstermiyenlere de: «Eski idarenin adamıdır. Kapı dışarı a- tılması lâzımdır!» yaftası yapıştırılıyor- du. » —Z Cemiyet, (kahramanı hürriyet) lere verdiği gibi, bunlara da bir iCimtiyaz) bahşetmişti, Senelerden- beri menfa haytında çektikleri çi- lelere hürmeten, şimdi bunları da inkılâbın feyiz ve nimetlerinden is- tifade ettirmek istemişti... Birçok- ları, —almlarma (eski devrin ada- mıdır) diye damga vurularak— iş- lerinden çıkarılan memurlarm yer- lerine yerleştirilmişti..Rakat.ekae- risi, kendilerine ikram edilen san- dalyeleri beğenmemişler; (kahra- manı hürriyet) lerle Tekabete gi- rişmek istemişlerdi... Bu rekabet, derhal cemiyetle aralarınm açılma- sına sebep olmuştu. Böylece, yeni bir muhalefet unsuru daha doğ- müştu, alkı, eski devirden nefret et- tiren sebeplerden biri de, (caka, ve tahakküm) idi, Eski devirde, imtiyazlı bir smıf mevcut idi ki, bunlar kendilerini daima halkım fevkinde görürlerdi.. Saray mensupları, (Paşazade) ler, K(damatbey) ler, vükelâ ve saray mensuplarının uşakları.. Hattâââ, bunların hısım ve akrabaları.. Bit- tabi (hafiye) ler... Bunlar; umumi yerlerde, oturuş- ları, kalkışları, halka karşı yüksek- ten bakışları, konuşuşları, selâm ve- rip alışlariyle, derhal seçilirlerdi. Bunların çoğu vapurlara bedava binerler.. Tiyatrolara bedava girer ler.. Hattâ —daha katı yüzlü o- lanları— meyhanelere, birahanele- re girerek bedava yerler içerledi. Bunlardan, hesap ve kitap isten- mezdi. Şayet istenilecek olusa; ce- vap hazırdı: — Vay.. Beni tanımıyorsun, ha.. Pekâlâ.. Ben sana gösteririm. De- Mek kâfi idi, Bu sözler, bütün he- Bapları temizlerdi, Bunlar; yüzlerine dikkatlice ba- kılmıya, önlerine geçilmiye, yürür- ken kaza ile kol çarpılmasma da tahammül etmezlerdi. Ya, (şırrak) diye tokatı indirirler.. Veyahut el- lerindeki altım. saplı bastonla ka- İaya göze darbeler indirmiye giri- Şirlerdi. — Ben.. (. . .) Paşanın adamı- Demek; herkesi durdurmıya ve Susturmıya kâfi gelirdi, Bunlara karşı derhal boyunlar eğilir; — Şerrine lânet, deyip, her dava Ve nizadan vazgeçilirdi. alk, bu (imtiyazlı smıf) ın bu (caka ve tahakküm) lerin- den bikıp usanmıştı. Meşrutiyet İlân edildikten sonra, bu smıfım or- kalkacağını sanmıştı... Vâkıa, Mesrutiyetin ilâniyle bu sınıf kas — BKi 31 Mart isyanından bir safhayı gösteren tarihi bir resim: “Şeriat isteriz!,,lerden bir kısmı Hareket Ordusu tarafından tevkif edildikten sonra Köprüden geçiriliyor yıplara karışmıştı. Fakat bunların yeri, boş kalmamıştı. Derhal, yep- yeni bir zümre türemiye başla- Mışti. Ceketinin altından koca bir Ka- radağ tabancası sarkan.. Omuzları yengeç gibi birer tarafa çarpılan.. kaşlarınm üstüne eğdikleri feslerin ve keçe külâhların altında, gözleri atak bir mâna ile parlıyan.. ve bil- hassa; — Abel.. Diye söze başlıyan bu yeni zümre, halkın kalbine daha korkunç bir dehşet salmıştı. Bun- lar, kimlerdi?,, Bunlar, kendilerine (hürriyet kahramanları) (millet fedaileri) süsü veren inkılâpçı taslakları idi. (İnkdâbın hakiki kahramanları) ve henüz hiç kimse tarafından bi- Hinmiyen (cemiyet âzaları), kendi isim ve şahsiyetlerini ortaya koy- maktan hicap ediyorlar; yaptıkları milli ve vatani vazifeyi izam etme- mek için büyük bir tevazu gösteri- yorlardı. Halbuki garip bir talih ve tesadüfle: — Uydum kalabalığa, diye,. in- kılâp gürültülerine karışrvermiş o- lan bazı (cakacılar), şimdi birer ikişer meydana çıkıyorlar.. Hak.ıki inkılâpçıların hesabına, kendilerine pay çıkarıyorlardı. Gidenler; — Ben., (. . .) Paşanım adamı'- yım, diyorlardı... Bunların yerleri- ne gelenler de: — Ben.. (cemiyeti muhtereme) nin adamıyım, diye böbürleniyor- lardı. Ve, halka karşı (üUmacı) gibi görünerek kendilerine bir im- tiyaz temin ediyorlardı. Halk, şaşırmıştı. — Gelîıîer. îidenleri aratacak. Diye, gikâyetler başlamıştı.. Bu şikâyetler de, (cemiyet aleyhine) bir takım (gayrimemnunlar) — yarat- mıştı. emleketin her tarnfmdî iiîlît karışmıştı. Dehşetli ü narşi başlamıştı. Cemiyet, inkılâp yapmıya teşebbüs ederken, bu ka- dar büyük idare işlerine girişmiye hazırlanmamıştı. Teşkilât henü_z noksandı. (Eski devrin adamı) di- ye, vesair sebeplerle hükümet İşle- rinden atılanların boş kalan yerlîn doldurulamamıştı. Bütün işler yüz üstü kalmıştı. Bu karxşıklıklar_ &- rasında, birçoklarmın hakları ziyaa uğramştı. İşte bunlar da, âyrıca bir (Bay- rimemnun) zümresi yaratmıştı. Bunlar, belki zaman ile, hâdisat ile halledilebilir şeylerdi. Fakaat.. bunfardan daha korkunç;' hattâ memleket hesabına felâket adde- dilecek müthiş bir cereyan başla- mıştı. O da: — (İhtiras) tı. — | İlk ihtiras bayrağmı açan; (_All Kemal Bey) di... Meşrutiyetin ilâ- nından bir gün eyvel Avrupadan İstanbula gelen bu zat; kendisinin, uzun seneler Avrupada (Meşruti- yet mücahedesi) nde bulunduğunu iddia ederek; inkılâbın ön safında yer almak istemişti... (Oemlyet?, bunun aksini iddia ederek, ona bir parmak bile yer v. İ Sit d tklülller di n Arkadan, (Mizancı Murat Bey) zuhur etmişti.. Kendisinin, (İttihat ve Terakki Cemiyeti) nin Reisi olduğunu iddia ederek, inkı- lâpçıların en başıma geçmek iste- mişti... Cemiyet, bu iddiayı reddet miş.. Ona da bir parmak yer ver- memişti. Daha arkadan, (Prens Sabahat- tin Bey) çıkagelmiş.. o da: — Babam, (hanedanı saltanat) tan idi. Mahza bu milletin uğrun- da, rahat ve huzurunu feda ederek, benim ve küçük biraderimin elle- rimizden yapışarak Avrupaya firar etti... Orada senelerce mücahede de bulunduk, Millet uğrunda, aç ve sefil kaldık. Babamız, bu dava- ya kurban gitti. Fakat saçtığımız tohumlar, her yerde feyiz verdi. Bu inkıâbı, biz yaptık, (Arkası var) İçerde (Başı 8 incide) de bir balo vermiş, çok eğlenceli ol- muştur. Ankara ve İstanbul radyoları birle şik olduğu halde dün öğleyin saat 13 ten geceyarısıma kadar neşriyat yap- mış, mühtelif Vekâletler namma, Cümhuriyetin 14 yıl içinde başardığı mühim işler hakkında konferanslar verilmiştir. Fener alayları Geceyarılarından sonraya kadar, halk sokaklarda idi, Bilhassa Taksim Bayezit meydanları çok guzel bir şe- kilde tenvir edilmişti. Taksim mey- danındaki renkli su tesisatını görmek için şehrin en uzak semtlerinden bir- çok vatandaşlar akın 'akım / geliyor, meydanı dolduruyordu. Şehrm_ her ta rafı tenvir edilmişti. Denizdeki bütün merakibi bahriye de çok hoş bir man zara arzediyordu. Dün gece yapılan feneralayları da çok parlak oldu. Beyoğlu ta_tafmdam feneralayı saat' 20 de Taksim mey- danında toplandı. Burada tez_a.hürat yapıldı. Milli marşlar söylendi, Mübarek şehitlerimiz mmünmbetile dün saat 15 te Edirnekapı haricinde- ki şehitlik te ziyaret edilmiştir. Şe- hitliği ziyaret için hazırlanan resmi zevat ve davetliler saat İd te Fatih be lediye dairesinde toplanmışlar ve bu- radan şehitliğe gitmişlerdir. Şehitlik te daha evvel bir bölük asker ve ban- do hazırlanmış vaziyette idi. Evvelâ İstiklâl marşı çalındı. Vatan için can- larını feda eden aziz şehitlerin ruhu için bir dakikâ süküt edildi. Müteakip törene riyaset eden Fatih kaymaka- mı tarafından şehitler âbidesine, Be- lediye nammma büyük bir çelenk kon- du, müteakıben, Fatih kaymakamı kı sa bir nutuk irat ederek, hazır bulu- nanları aziz şehitlerin ruhunu hür- metle anmağa davet etti Vatan uğ- runda canlarını veren memleket ço- cuklarının bu en büyük ve insani hiz metleri karşısında Türk milletinin şükran borcunu hatırlattı. Merasim hazin bir şekilde nihayet buldu. Ankarada ve Bütün Yurt İçinde Ankara, 29 (Tan muhabirinden) — İi G GLklklü Neden Bozulur ? Karaciğerin kifayetsizliği hikâ- yesinin sizi sıkacak kadar uzadığı- nı ben de biliyorum. Fakat karaci- ğerin işlyerini görememesi sadece moda, görenek neticesi birşey de- ğüdıl'. Çokçâ isitil i. rahatsızlı mideden, türlü hastalıklar da, Mikroplar hastalıklardan sonra içkilerle gelen zehirler: Şarap çok içilince karaciğeri yalnız bozmakla gelaı her Bi çokça olmasından sileri geliyor. Okuyucularım arasında da . henüz fam bir hastalık sayılamıyacak - bu halde bulunanlar çokça olduğu- nu tahmin ediyorum. Onun içim bu bahse biraz daha tahammül etme- nizi rica edeceğim. Bâhusus bugün sayacağım se- bepleri herkesin bilmesi lâzımdır. Çünkü karaciğeri bozan, onun iyi işliyememesine sebep olan şeyler Pek çoktur. Bir kere, mikroplu hastalrkların hepsi karaciğeri azçok yorarlar ve bozarlar, Istanbulda bizi her yıl faz- laca ziyaret eden, bazı yıllarda 15- tambullulara karşı sevgisini fazlaca Bösteren tifo hastalığı bu ateşli hastalıklardan biridir. En ağır ge- çen tifolar karaciğerde daha az te sirler bırakırlar da, hafif geçen pa- ra tifo hastalıklarının . hele B. Pa ratif c'nsinin . karaciğere tesiri da ha büyük olur, Sıtma hastalığının birçok yerler de kökü kazınmış olmakla bera- ber, bu hastalık hâlâ bazı yerlerde vardır. O da karaciğeri bozan bü- yük sebeplerden biridir. Verem hastalığmın girmediği yer yoktur. Bu da karaciğere pek ziyade doku nur, Pek ateşli, ilerlemiş şekillerin de karaciğer üzerindeki tesirleri i- kinci derecede kalsa bile, hafif şe- killerinde karaciğer rahatsızlığı haylice ehemmiyetli görünür. Genç lik hatâsı neticesi olan o, adı bile çirkin, hastalık hem kendi mikrop larile, hem de tedavisi için kullanıl maya mecburiyet görülem ilâçlarla karaciğeri yorar. Bunlardan başka kal büyük hastalık yapar. Iç- kilerle karaciğer arasında münase- betin mühim bir noktası vardır: In san arada sırada çok ta içse kara- ciğere dokunmaz da azar azar, fa- kat devamlı içince daha ziyade do- kunur. (Akşamcılara ibret!) kah- ve, çay, tütün bile karaciğeri bozar lar Tütünün dumanı çekilince tesi ri daha fena olur. Çabuk yemek, etli yemeklerin çoğu, baharlı ve biberli yemekler, buzlu içkiler, üzüntü, gerek vücut- çe ve devamlı yorgunluk karaci” rin kifayetsizliğine sebep olurlar. Görüyorsunuz ki, hayatta her- şey, karaciğerin yorulmasına, bo- zulmasına sebep olur. Ondam dola- yıdır ki, hekimler herşeyde itidali tavsiye ederler, y Morfin, kokain, afyon, yalnız if- rat halinde değil en az mikdarda bile karaciğere dokumurlar, Zaten bunların başka cihetlerden sebep oMlukları çirkinliklerin yamında ka raciğer üzerine tesirleri pek hafif kalır Bir de bazı sanatler karaciğer üzerinde menfi tesir yaparlar. Me selâ kurşun tutmıya mecbur eden sanatler. Altın da karaciğer için bir zehir dir. Altın çıkaram işçilerin karaci gerleri bozuk olur. Ondan dolayı o- lacak ki, altın paranın geçtiği za- manlarda çokça altın sahipleri onu saymaktan ziyade kürekle alarak saymayı tercih ederlerdi. Şimdi kâğıttan para sayesinde, karaciğerin hiç olmazsa bir tek ze hirinden kurtulduğumuzs şükret- meliyiz. e Z iç ve Dışarda ğ ” (| Şehitlikte., Bütün yurt içinde, yurdun her şehrin de, kasabalarımızda ve bütün köyle- rimizde Cumhuriyet Bayramımız çok heyecanlı ve içten gelen coşkunlukla kutlanıyor. Birçok şehir ve kasabalarımızda Atatürk anıtları dikilmiş, yeni tesis lerin küşat resimleri yapılmıştır. An karada da bayram, cumhuriyetin ebe diyen temelleştiğini ifade eden geniş bir heyecan ve milli bir ağırbaşlılık- la kutlanmaktadır, Çelik kanatlar Geçit resmine saat 14,40 ta başlan dı. Evvelâ yüzlerce tayyaremiz bir- denbire Ankaranın ufuklarını kapla- dı. En önde liva kumandanı sıfatile Atatürk kızı Sabiha Gökçen uçuyor- du, Bombardıman ve avcı tayyarele- rimizin muntazam uçuşu takdirle kar şılandı. Bundan sonra merasim ala- yı geçide başladı. En önde Türk bay rakları arkada oymak bayrakları ol- geçtiler. Memleketin dört tarafından bu büyük bayrama Türk gençliği nâ- mına iştirâk etmek için gelmiş olan 1600 izcinin çok muntazam geçişi tak dirle seyredildi. İzcilerle beraber ge- çen talebelerin yekünu 2334 kişidir. İzcilerden sonra erkek ve kız Türk kuşu muallim ve talebeleri ellerinde model tayyareler olduğu halde geç- tiler. Bu sırada Türkkuşuna mensup dört tayyare Akköprü üzerinde uçuş İar yapıyordu. Paraşütçüler Altısı kız olmak üzere 21 genç pa- raşütle atladılar. Türkkuşundan son ra Ankara musiki muallim mektebi, kız lisesi, İnönü kız enstitüsü geçtiler. Bundan sonra Harbiyeliler, Ankara garnizonu, muhafızgücü bahriyeliler süvariler, motörlü kıtalar ve tanklar büyük bir intizam ve mahabetle geç- tiler. Tayyareler indikten sonra tay yareci Sabiha Gökçen Atatürkün tri- bününe geldi Atatürk kıymetli kadın tayyare cimizi ve hava müsteşarı Albay Ce- lâli tebrik ettiler. 120 bin vatandaş Ankara, 29 (Tan muhabirinden) — Ankara fevkalâde günlerinden birini daha yaşadı. Cümhuriyetin 14 üncü yıldönümüne rastlıyan bugünde en küçüğünden en büyüğüne kadar 120 bin vatandaş heyecan ve sevgi ve ne- şe içinde sabahın altısından beri eşsiz bir bayram yapıyor. Bu senenin cüm- huriyet bayramında ayrı ve müstes- na bir hususiyet vardır. Romanyanın sayın Başvekili Ekselâns Tatarescıf_, Iİran Hariciye Nazırı Ekselâns Semii ve Balkan antantma dahil devletlerin Genelkurmay başkanlarile yüksek ku manda heyetine mensup diğer zevat Türk cümhuriyetinin 14 yaşını bitir- duğu halde kız ve erkek izcilerimiz:" Bayram diği bugünde şehrimizin aziz misaf' ri bulunmaktadırlar. Bu suretle Ankara, en sevinçli gü- nünde kendisinin de dahil bulunduğu iki kuvvetli paktın iki muhterem mü- messilini sinesinde görmekle cidden bahtiyarlık duymaktadır. Şehir dün akşamdanberi fevkalâde günlere mahsus bir manzara arzet- mektedir. Bugün sokaklar, resmi ve hususi müesseseler, evler elektrik ve bayraklarla donatılmıştır. İstasyon caddesi ve misafirlerin oturdukları Ankarapalasın önü Türk—Romen— İran ve Yugoslav bayraklarile süs - lenmiştir. Halk sabahın çok erken saatlerinden itibaren sokaklara dö- külmüş ve geçit resmini görebilmek için bir yer tutmıya çalışmıştır. Ge- çit resminin yapılacağı sahada tribün ler saat 11 de tamamen dolmuş bulu- nuyordu. Yeni Ankara garı Ankara, 29 (TAN) — Yarın saat 16 da yeni Ankara garı bir törenle açılacaktır. Saat 15 te de bir heyet Cebecideki Şehitliğe giderek bir ih- tifal töreni yapacaklardır. Yine öğle- den sonra Ankara stadyomunda atle-« tizm ve futbol müsabakaları yapıla- cak, Peşte takımile Ankara muhteliti karşılaşacaktır. Yurt Dışında Bayramımız Berlin, 29 (TAN) — Berlin rad- yosu bugün Türkiye Cümhuriyet bayramı dolayısile Türklerin hisle- rini ve sevinçlerini ifade etimiş ve ilk evvelâ Türkiyeyi ziyaret eden bir Alman kadını radyo ile nutuk söyle- miştir. Alman bayan gözlerini şu şekilde bitirmiştir: — “Türk milleti güzel ve zengin olacaktır. Bayramı « nız kutlu olsun.,, Daha sonra Türkiye Cümhuriyeti Berlin büyük elçisi Hamdi Arpağ türkçe olarak bir nutuk söylemiş ve Türk vatanının bugün aziz cümhuri« yetin yıldönümünü — kutlarken ha« riçteki vatandaşların da ayni aşk ve hararetle buna iştirak ettiklerini, ha riçteki Türklere gurbet hissi vermi- yen büyük. ve dost Almanyanın da bu merasime kalpten gelen hislerle iştirak ettiğini — anlatmış ve Berlin radyosunun sesini memleket havasi- le temas etmek imkânını verdiğin« den dolayı bu güzel teşebbüse önayak olanlara teşekkür etmiştir. y Bu nutuktan sonra İstiklâl mMmarşı çalmmış ve daha sonra almanca nuü- tuklar söylenmiştir. İtalyada Roma, 29 (TAN) — Roma — Ba« ri radyosu bu akşam Türkiye Cüm- huriyetinin yıldönümü şerefine neş « riyat yapmış ve bu münasebetle Cüm huriyetin Türkiyedeki başarıları ü- zerinde türkçe bir konferans irat e. dilmiştir. Konferansta Türkiye Cüm huriyetinin her sahadaki muvaffakı. yetleri anlatıldıktan sonra şu sözler. le nihayet verilmiştir: *“Sulh ve medeniyet için çalışan u- luslar, yeni Türkiye ile yanyana bu« lunmaktadır. Atatürk Türkiyes-ine faşist İtalyanım en samimi tebrikle« rini sunarız.,, Romanyada Bükreş, 29 (TAN) — Bükreş rad- yosu Türkiye Cümhuriyetinin 14 ün cü yılönümü münasebetile bu akşam türkçe neşriyat yapmış ve Türk Cüm huriyetini kutlamıştır. En mutedil fiyatlarla en mükemmel Empermeabi Pardesüler Tüccar Terzi İTKIN İstiklâl cad. No. 405 Tel: 40450 17, 11, 937 çarşamba günü saat 15 Mukavele, leri, proje, lecektir. Muvakkat teminat (243) liradır. üeüi dd S KA SKSLA yiler < Isteklilerin en az (1500) liralık bu i rinden almış olduğu vesikalara istinaden Istanbul Nafra Müdürli s - üdürl yazılmış ehliyet ve ticaret odası vesikalarile gelmeleri, (7299) 4 İstanbul Nafıa Direktörlüğünden : te Istanbul Nafıa Müdürlüğünde (3226,18) lira keşif bedelli Istanbul Asarıatika müzeleri fotoğraf atölye- sinde yapılacak inşaat işleri açık eksiltmiye konulmuştur. eksiltme bayındırlık işleri genel, hususi ve fenni şartname- keşif hulâsasile buna müteferri diğer evrak dairesinde görü- şe benzer iş yaptığına dair idarele- iğünden