30 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Genç izcilerimiz dünkü geçit * inde gençliğin bütün dinçliğini canlandırıyorlardı İçerde ve Dışarda Bayram Cümhuriyetin 15 inci Yılı Sonsuz Heyecanla Kutlandı (Başı 1 incide ta iştirak ediyordu. Sonra vali, ko- mutan, konsoloslar Ve davetliler tri- bünlerde yerlerini aldılar Geçit resmi Saat 11,30 olmuş, geçit resmi baş- Tamıştı. Evvelâ fırka bandosu alkış- lar arasında geçti ve tribünün karşı- sında yer aldı. Bandoyu güzel bir yü- rüyüşle Yedek Subay Okulu talebesi takip etti. Bundan sonra, Deniz Harp Okulu talebesi, Kuleli ve Maltepe as- keri liseleri geçtiler. Bunu müteakıp kahraman Mehmetçikler çelik adım- larla ilerliyorlardı. Her taraftan bin bir alkış tufanı koptu; halk: — Yaşa!.. Varol!.. diye candan bağiriyordu. Şehit anaları Kahraman piyadeyi süvari, top- çu, muhabere, nakliye, deniz kıtaları mız takip ettiler. Bütün birlikler çok muntazam bir şekilde geçtiler. Müte- akiben, istiklâl uğrunda canlarmı ve- ren aziz şehitlerin anaları ve harp gahalarında uzuvlarını kaybeden ma- lüller geçtiler. Bu sahne herkesi de- rin bir vecit ve heyecan içinde bı - rakmıştı. On binlerce vatandaş dur- madan el vuruyordu. Halk arasında ağlıyan kadınlar, — gözlerinin yaşını gilen şehit babaları görülüyor'du. Bundan sonra, motosiklette, bisik- lette, atta ve yaya olmak üzere dört ayrı grup halinde Istanbul polis müf rezesi çok muntazam bir şekilde geç tiler, bunları da Şehir bandosu ve kayakları omuzlarımda kayakçılar ta- kip etti. Genç mektepliler Şimdi artık — mektepler geçmeğe başlamıştı. İşte Üniversiteliler.. Al- fabe sırasile bütün İstanbul lise ve orta mektep talebeleri... Sert adım - larla geçen dik vücutlü izciler.. gü - Yazan : ALİ RIZA SEYFİ L !ııımmıııım GOKUT GUN GUN AO EUA UDU UU # Hatayda Bayram Antakya, 29 (A.A.) — Ana- dolu ajansının hususi muhabirin- den: Bayram görülmemiş teza- hüratle vekar ve sükün içinde kutlandı. Halk, köylü ve mek- teplilerden mürekkep tahminen kırk bin kişilik bir kalabalık baş konsolosluk önünde sevinçle te- zahürat yaptı. Tebrikâtta bü- lundu. Gazoz ikram edildi. Halk ddit defa - lar Balkona çıkardı. Onun şah- sında Türkiye cümhuriyetini se- lâmladı. Mandater hükümet er- kânı, belediye reisi ve azaları ve Alevi, Arap, Rum arkadaşları- mız başkonsolosluğa gelerek teb rikâtta bulundu. Merasime işti- £ rak etti. Şehir hâlâ coşkun bay- ram sevimci içinde çalkanıyor. BT DDD LĞ zel ve temiz kıyafetli kız izciler ve talebeler... Her taraftan alkış toplu- yorlar. Sonra — muallim" mektepleri; azlık ve yabancı okullar geçtiler. Mektepleri, başta itfaiye bandosu olduğu halde, itfaiye müfrezesi ta - kip etti. Bundan sonra, cemiyetle- rin birliklerin mümessil ve timsalle- ri geçti. Kızılay, Yeşilay, Çocuk E- sirgeme Kurumu, Hava kurumu ta- kip ettiler, Bundan sonra, esnaf temi yetleri kalabalık bir otomobil kafile- si halinde geçtiler. Her esnaf zümre- si, kendi iş ve sanatini gösterir bir otomobil veya kamyon geçiriyordu. Geçit alayı, tramvay yolunu taki- ben Taksime doğru ilerliyordu. Cad- denin iki tarafını doldurmuş on bin- lerce halk hiç durmadan alkışlıyor- lardı. Sirkeci ile Karaköy arasında sem Racl N FYU AAeLLLOLLLLULLULULULLUULULULUULULULULULU OALLLLLLLULALU MARGOUUGAUU C CUOGECAAA D EO CU RUDAC CG OKM GT KO KAM A DU KKO AUA KOU DU GU CKU LA İşte tam bu sırada birkaç çocuğun: — Işte Türk., Işte Türkler!. Bunlar Gâvuür!. Hınzır!. diye bağırdıklar isitildi. Fakat Salman, bu sözlere bakacak vaziyette değildi. Çünkü bu iki Türk levendinin vaziyetleri tehlikeye girmişti. Herkes onlara bakı- yordu. Adetâ hücuma uğrıyacaklar gibi bir sahne hâsıl olmuştu. Fakat bu mert yürekli aslan dilâverler öyle kuru gürültüye post br- rakacak sönük yürekli huvardalardan değillerdi. Yere düşen adamı tekrar bağlayıp asmak için beş, altı Faslı asker ile- ti uzak bazı mektepler alaydan ay- rıldılar. Âbide önünde Alaym ucu Taksime geldiği vakit saat 13 olmuştu. Biraz sonra da vali Istanbül komutanı, diğer zevat oto-_ mobillerle Taksime geldiler, Askeri kıtalar, Cümhuriyet âbidesi etrafın- da bir çevre yaptı. Mızıka İstiklâl Marşını çaldı. Bu sırada meydana şanlı Türk bayrağı çekiliyordu, bay- rak hürmetle — selâmlandı. Bundan sonra, vali ve belediye reis Muhit- tin Üstündağ âbideye belediye namI- na büyük bir çelenk koydu. Bundan sonra, Cümhuriyet Halk Partisi, cemiyetler, birlikler, mektep ler namma birçok çelenkler konul - du. Abidenin etrafı tamamen çelenk le dolmuş, çiçekten bir halka vilcuî de gelmişti. Çelenk konma merasimi bittikten sonra, —Taksim meydanı dalgalı bir deniz gibi — insan seli ile kaynaştı. Alayım nihayeti Taksime geldiği vakit saat 14,30 olmuştu. Halk kürsülerinde Bu sırada Taksim meydanımma ko- nan Halk kürsüsünde'sıraile birkaç halk hatibi heyecanlı. hitabeler irat ettiler. Hatipler birçok vatandaşlar tarafından şiddetle alkışlandı. Şehrin diğer yerlerindeki halk kürsü lerinden de dün birçok hitabeler irat edilmiş, Cümhuriyet ve inkılâp mev- zuları etrafında halka faydalı nutuk lar söylenmiştir, Beyazıt gibi şehrin büyük meydan- larındaki halk kürsüleri — gece geç vakte kadar birçok hatipler tarafın- dan işgal edilmiştir, İlkmektepler Dün sabah ilk mektep talebeleri de kendi mıntakalarındaki halkevle- ri, halk partileri — binaları önünde toplanmışlar, geçit resmi yapmışlar- AKDENİZ KRAPLANLARI riye atılmıştı. Bunlardan hepsinin başları TAN Bilhassa Taksim, , (BAŞMAKALEDEN MABAAT) - Şark Hizmeti iızmeti (Başı 1 incide nulduktan sonra ben şarkta vazife al Mmayı en büyük şeref ve zevk bilirim. Benim gibi düşünen pek çok spor ruh lu, vatanperver gençler va.rdıra Bu tip Türk gençlerile karşılaş- mak insanm ruhundaki nik- binlik meyillerini kuvvetlendiriyor, yarm hakkında daha taze ve canlı ü- mitler uyandırıyor. Şarkta az zamanda yeni varlıklar kurmak için bir şart, orada çalışacak ların hayat şartlarını kolaylaştırmak tir. Fakat diğer bir şart var: O da Mmemleketin kanunlarını her köşede ayni şekilde tatbik etmek iddiasından vVazgeçmek ve geri kalan yerleri umu Mi seviyeye yetiştirmek için yeni ka- nunlar ve hususi tedbirler hazırla- maktan korkmamaktır. Her geri kal- Mıiş sahada ileri gitmiş kasabalar ve uyanık vatandaşlar eksik değildir. Bunlar hususi kanunlardan hoşlanmı yacaklardır. Fakat memleketin umu- Mi seviyesini yükseltmek maksadile bunu bir zaruret diye kabul etmek ve kısa bir zaman için buna katlanmak lâzımdır. Zaten Tunceli kanunile umu mi Müfettişlik teşkilâtı bu gayeye doğru adımlardır, fakat yarım adım- lardır. Halledilecek meseleleri olduğu gibi görmek ve bunlara ameli bir gö- Tüşle çare aramak lâzımdır. Bendeki kanaat şudur ki Celâl Ba- yar hükümetinin en kuvvetli tarafla- rmdan biri ameli görüşü olacaktır. Yeni hükümetin, memleketin geri kal mış yerlerini biran evvel umumi se- viyeye yetiştirmek için hususi çare- ler aramak ihtiyacını duyacağına hiç şüphe etmiyorum, Ahmet Emin YALMAN dır. Her semtte yapılan bu mera- simde müteaddit halk hatipleri söz söylemiş, küçük yavrular milli marş lar okumuşlardır. Bazı ilk mektepler de sabahleyin müsamereler verilmiş, çocuk velilerine büyük Türk inkıla- bma dair konferanslar dinletilmiş, milli piyesler temsil edilmiş ve man- zumeler okunmuştur. Halkevleri Evvelki gündenberi Halkevleri de hummalı bir faaliyet içinde bulunmak tadırlar. Eminönü, Beyoğlu Halkevle rinde dün öğleden sonra toplanmalar yapılmıştır. Toplantılarda milli mev- zulara dair konferanslar verildikten sonra, bunları, piyesler, konserler takip etmiştir. Gece de Alay köşkünde zengin bir müsamere verilmiştir. Beyoğlu Halkevi de bir toplantı ter tip etmiştir. Şehrin diğer semtlerinde ki Halkevleri ve parti semt merkez- lerinde de müsamereleri eğlenceler tertip edilmiştir. Eminönü Halkevi (Arkası 9 uncuda) olduğu anlaşılan ve en ilerde koşan çok uzun boylu, abanoz yüzlü bir zenci, adamcağızın yanına va- rınca elinde tuttuğu kırbaçla zavallının yüzüne o kadar öfke ve- hızla vurdu ki, talihsiz adam keskin bir çığlık atarak daha çözememiş oldu- ğu elini unuttu, arkası üstü yıkıldı. Artık sesi çıkmıyor, yalnız titriyen parmaklarınm yüzünden akan kanla krmızılaştığı görünüyordu. Askerler ile onların başları olan iri zenci onun üstüne doğru eğildiler. 30 - 10 - 937 Ansızın Yzkalıyan Ağrılar Yalnız bir kaşe GRiPiN almakla derhal 43 izale edilebilir GRİPİN Bütün ağrı, sızı ve ıstırabların panzehiridir. Gripin varken diş, baş ve romatizma ağrıları çekil- mez. Gripin nezle ve gripi geçi- rir; harareti düşürür, hastalık- larm önüne geçer. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. İsim ve markaya dikkat. Taklidlerinden sakınınız. Saçlarda aşlıyan yaprak dökümü OPTAMİN Saç eksiri Kullanılarak durdurulabilir ! “Optamin Saç Eksiri,, halis vita- | önüne geçer. “Optamin,, kullanarak minden yapılmıştır. Saç guddelerine s?çwdö:ıdülü;usi tehlikesi tamamen ber seri bir tesir yaparak onları akamet-| — «optamin,, saçlar için hakiki bir ten kurtarır; köklere yeniden can | âfet olan kepekleri izale eder, cilde verir, saç dökülmelerinin katiyetle | hayat aşılar, saçları güzelleştirir. “OPTAMİN,i — srarla — isteyiniz KK L - No. 22 B Ressamı : MÜNİF FEH Meydanı dolduran halk kümesi, bir kurt sürüsü gibi haykırdı: — Bağlaym, asın melunu... Asın., Vurun! Fakat, Tanriyar, bu vahşi manzara karşısında daha fazla dayanam- dı. Bütün sinirlerile, damarlarile titriyordu. Bu vahşete tahammül ede- mezdi. Ondaki mertlik şaha kalkmış, bu vahşeti ezmek ve boğmak için #bpürmüştü. Tanrıyar, şimşek gibi çaktı, seslerin en gürü ile bağırdı, ortalığı şaşırttı ve sonra eli kırbaçlı zencinin önüne bütün heybetile dikildi, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: