az 2.10.9937 TAN Gündelik Gazete —— BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN 'TAN'ın hedefi: Haberde, fi kirde, her şeyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. (con NON MESELELERİ | BA Londra Uzlaşması Londrada toplanan “Ademi Müda- hale Komitesi, bir uzlaşmıya varabi- lcceğe benziyor, Ilk toplantıda, Italya delegesi Grandi, gönüllülerin geri çe- kilmesi esasını kabul etmekle, baro- metresin akrebini “İyi, ye doğru sev- ketmişti. Ikinci toplantıda “fırtma,, ya doğru bir dönüş müşahede edildi. Ucüncü toplantıda, Italyan deleresi İngilterenin temmuz plânma it hak ett'ğini bildirdi. Bugünkü uzlarma budur, Buna göre, Fransanın gönül- lüleri derhal geri çekmek tek'ifi na- garı itibara alınmış bulumuyor, Bey- nelmilel bir komisyon, gidip bunun şartlarını yerinde tetkik edecektir. Bu ne ifade eder? Ik günündenberi, Ispanya davasmı, De askeri ne de politik cepheler hal ledebildi. Iki İspanya ile beraber, iki Avrupalı karargâh çarpıştı. Buna Üç ideoloji arasmdaki rekabeti de ilâve &decek olursak, manzara tamam olur fakat vuzuhu artmış olmaz. Bu Ispanya meselesi nedir? Magiltereye göre: Ispanyol milleti isteğiği rejimi İs- tediği yoldan seçer, sandıkların ba- sında reyle yahut cephelerde kanla, buna karışmak doğra değildir. Fa- kat, mavi boncuk, galiba Franco'da- dır, Bunun haricinde, İspanya wese- esi, Septe boğazı meselesidir. Tek bu değşimesin, herşey değişebilir. Fransa için: | — Ispanya İşine karışmamak doğru- dur, Ancak, “Halk cephesi, Fransa- Almanya için: “Halk cephesi”, bizatihi bir yabanc müdalınledir. Binaenaleyh mukabil müdahaleyi yapmakta bir mahzur biyik devlet Avrupanın diğer iki bü- Yük devletinin bütün haklarını tanı- TAN Türk gazetecil owv0o ıgını halle muhtaç bir davası Gazeteci "Nadi,, İş Adamı "Nadi,, yi Cumhuriyet Matbaasından Kapıdışarı Etmeli! arlonun Şehir Işıkları filminde çok garip bir insan tipi yaratılmıştır. Bu tip, çifte şahsiyetli bir milyoner- dir. Akşamları. Şarlo ile bulu- şup beraberce bir, iki kadeh parlatmca dünyanın en iyi â- damı kesilir. Dostuna: “Dile benden ne dilersin!,, der. Fa- kat ertesi gün ayık halde Şar- loya rastgelince kendisini ka- tiyyen tanımaz. Azametli bir milyoner hissile hareket ede- rek: “Bu adam da kim?, gibi bir tavır takınır. Şarlo, bu buluşuyla çok ince bir psikoloji meselesine dokunmuştur. Tanıdıklarmıza göz gezdirirseniz görürsünüz ki her İnsanda az, çok böyle ikilikler var, Yalnız kimi in- san kati şeklini almış olan şahsiye- tibden pek az uzaklaşır; kimi in- san da biribirinden çok aykırı birkaç şahsiyete kalıp hizmetini görür. irden fazla şahsiyet sahibi çok adam gördüm. Fakat Cumhuriyet gazetesi sahibi B. Yu- nus Nadi kadar dağınık ve zıt şeh- siyetleri ayni vücutta birleştiren bir insana hiç rastgelmedim. Bel- ki de bu noktada dünya rekoru B. Yunus Nadidedir. İyi bir arkadaş, idealist bir ga zeteci, mükemmel bir baba, hassas bir insan; sonra iş meselelerinde Siğil Yere Sai başi DUE dam, rekabete hiç tahammülü ol- mıyan dar düşünceli bir gazeteci, ayni vücut içinde yanyana yaşar durur, Cüsse itibariyle vaziyet müsaadesiz olmamakla beraber bu kadar muhtelif şahsiyet ayni vücut içinde nasıl yer bulur? Günün muh- telif saatlerine ait rolleri taksim suretiyle nasl uslu uslu, yanyana yaşarlar, Yunus Nadi, curcuna ha- line düşülmesine meydan kalma- dan nasıl bunlar arasında muvaze ne ve ahenk yürütür? Bence dün. yanın en meraklı muammalarından biri budur. Yunus Nadi, bir vakit. ler Ahmet Ağaoğlunun yaptığı gi- bi “Ben kimim ?,, diye bir yazı se- risi yazmıya kalkışırsa bü yazılar gazetecilik ölçüsüyle paha biçilmez bir kıymet arzedecektir. İNN adi ile uzun seneler meslek» taşlık ettim. dn- yanm en iyi arkadaşı ve en iyi ada- mı sandığım dakikalar oldu. Bâzan da eyni adamı göğü dönmüş, Taki- bimi arkadan bıçakismıya mühey- ya bir hırs ve kin adamı vaziyetin. de gördüm. : Bu son nevi adama karşı ne Zâ- man nefis müdafassınm en icaplarını yapmak mecburiyetinde kalmışsam yüreğim sızladı. Gözü dönmüş, fena rakibe ve iş gazete- cisine atıları ok ya hassas Hieel İşin nihayet bir saat Hirse! İşin içinde i meselesi var, Nadinin hangi gahsi- yetinin hangi saatte İş duğunu nasil katiyetle kestirmeli? TAN'ı birkaç arkadaşla beraber almıya teşebbüs ettiğim sıralarda bir akşam Ankara treninde B. Ye nus Nadi ile karşılaştım. kabet meselesinden bahsetti. De - di ki: all Sie Lik duyuyorum. makale sütununu tamamiyle kal- 1 hakkında fikir yürütmek hususun- da insan tek başma kalınca iyi ol. muyor. “Acaba bir başka gazeteci bu meseleyi nasıl bir gözle görür?., diye insana bir yalnızlık ve boşluk hissi geliyor. Meslek meselelerinde beraber çalışılacak, mesleğe can- dan bağlı arkadaşlara mutlaka ih- tiyaç var. MZ “Nekadar geniş düşüncek a- dam!,, Diye düşündüm, Hayran kaldım. azetecilik mesleğine taallâku o- Jan bazı işler vardı. Trendeki konuşmamızdan bir iki ay sonra Cumhuriyet matbaasında bunler hakkında bir toplanlı tertip edildi, Rakipsizlikten rahatsızlık duyan, meslek meselelerini elbirliğiyle haile taraftar olan “geniş düşünce- Hi adamm,, matbaasının bir odasın- da, günlere €vvel tayin edilen bir Badtte, bulun gazetelerin sakalıyek BH mümessilleri buluştular. Epeyce bekledikten sonra ev sahibinden şöyle bir haber geldi: — Kendi aralarında konuşsun- lar. Bay Nadi şimdi çok meşgul- dür, Kendilerini kabul edemiyecek. Arkadaşlar çok acı hislerle Cum huriyet matbaasmdan ayrıldılar. Aradan zaman geçti. Bir akşam Yİ ne Ankara treninde Bay Yunus Nadi ile karşılaştım, Bay Nadi ye- mekte, kültür gazeteciliği diye bir meseleyi diline doladı. Kültür ga- zeteciliğinin minasmı, hudutlarını tarif ettikten sonra kendisinin kül- tür sahibi bir gazeteci sıfatiyle el de ettiği muvaffakıyetleri anlattı. Sözün neticesi şuraya varıyor - du ki, Bay Yunus Nadi memleke- tin yegâne kültürlü gazetecisidir; hiçbir eşi yoktur. Bay Nadinin, büyüklük ihtiyacım! kültür sahasmda tatmine çalışma” sma memnun oldum. Evvelden ka- rarlaştırılmış bir saatte kendi maf- baasmda toplanan gazete sahiple- rini lütfen huzuruna kabul etmi- yen, kendine gazeteciliğin imtiyazlı bir derebeyi süsünü veren başka bir Bay Nadiyi göz önüne getirdim. Karşımdaki Bay Nadinin kültür hakkındaki iddiaları, öteki Nadiye nisbetle herhalde iyiye doğru bir inirişaf demekti, rastge- | | Bizim bütün temennimiz, bütün "Nadi,,lerin idealist gazeteci "Nadi,,nin relsliği altında bir toplantı ya- İİ parak vaziyeti tetkik etmeleri ve gazeteci “Nadi, | yi Türk gazeteciliğine kazandırmak yolunda berrak | bir karara varmalarıdır. İdealist "Nadi, iş gözete- cisi "Nadi, yi "Cumhuriyet,, dışarı attığı gün, Türk gazeteciliğinin manevi sevi- | yesi birdenbire yükselecektir. —> . 4 Matbaasından kapı » ki üç hafta evvel geçen bazı İ hüüiser, rekabetin telâkki an gâzeteleri imti- yi Bu #radı rakip ih- tiyacı duyan gen$ düşünceli Nadi- a i Na bini gazlar olak oldı Gazetecilik bütün mesuliyetleri ve vazifelerile beraber ayni zaman- da bir spordur. Gazeteciliğin böyle bir centilmence spor tarafı ve at- Yatmak zevki olmasa, bu mesleğin dertleri ve yorgunlukları çekilir belâ değildir. p Bir sporcu, kendi sahasında bir muvaffakiyet elde edince hakiki srorcular kendisini candan tebrik ederler ve elini saf ve samimi duy- gularla sıkarlar. İçinden “şuna ar- kadan bir bıçak çeksem de bir T2- kibi ortadan kaldırsam,, diye düşü- “nemadem, sporcudan çoğ başka ve üm Malak Balak a LAYIK Olur, 2 6 Eylül Pazar sayımızda ga- zetecilik ölçüsüyle iyi bir atlatma hâdisesi vardı. Bütün mem. leketin alâka İle beklediği bu hâdi- se iyice takip edilmiş, toplanmış. okuyucular arasmda berraklık ve birlik uyandıracak bir şekilde or- taya konulmuştu. Bütün gazeteci arkadaşlar bu hareketi meslek bakımından teb- rik ettiler, Hele akşam sahibi Kâ- zrm Şinasi Dersan bunu çok geniş bir sporcu ve centilmen ruhuyla yepir. Diğer tarafta kültür sahibi ga- zeleci Yunus Nadi atlatma hâdise- sini katiyen hazmetmedi. İki, üç gün Cumhuriyet gazetesinin bütün sütunlarından ve bütün mesimele- rinden kin, hırs, düşmanlık, kıs kançlık gibi hisler sızdı ve taştı. Bir gazetenin halini sahibine ak Mu Ayna olsa ve iyi Na- dilerden © aynada Cumhuriyet gezetesini olduğu gibi görebilse herhalde iftihardan çok uzak his- ler duyacaktı. Cumhuriyetin birçok sütunlarını dolduran düşmanca yazılarda eski Babrâli caddesinin, şuna buna çat- mak ve saldırmak hakkında klâsik usullerinin bütün icapları vardı. Sen ve ben kavgası en çirkin şek- Hinde açılmış, en ciddi fikirler tahri f6 uğratılmış, “sen cahilsin, ben Üstünüm,, yokındaki iddialar sıra- ya dizilmişti. Kavga malzemesinde hiç eksik yoktu. azetemiz bir kazaya uğra mışlı ki, tekrar çıkmıya başladıktan sonra bunun mâhiye- ni açık bir şekilde anlatmıştık. (Cumhuriyet), pek basit mahiyeti- ni bir gazetecinin pek kolay ölçe- bileceği bu kazayı, memlekete kar. $ı fena niyetle mürettep bir sul- kast şeklinde göstermek için eski devirlerde gömülü kaldığını san- dığımız bütün dilleri dökmüş ve vasıtaları kullanmıştır. Bu manzara karşısında Nadi be- sabma teessüf duydum. Yunus Na- di herşeye rağmen mesleğe bağlı bir gazetecidir. Hiçbir mevki ve faaliyet ondaki (gazetecilik da- marmı uyuşturamamıştır, Gazete- ye ait en küçük bir haber için bir muhbir gibi çalışmak, uykusunu ve rahatını feda etmek istidat ve zevkini tamamiyle muhafaza et- miştir. İyi bir gazeteci çok güç yetişir. Nadi gazetecilik hakkındaki bazı telâkkilerini değiştirse memleketin iyi gazetecilerinden biri olabilir. Bu nun için iyi Nadileri fena Nadile- rin tesirinden kurtarmıya çalış- mak, mesleğe bir hizmet demektir, erp sonlarmda idi. Matbunt cemiyeti bir gün Nadinin psisliği sitende toplanmıştı. Arka- daşlsrdan Biri ortaya birmenele-rt tı: Bir gazeteci, tıpkı bir avukat gi- bi şunun bunun işiri makale ve ha vadis sütunlarında müdafaa edebilir mi ve umumi menfaat yaftası taşı- yan sütunlarında hususi menfaat- lere âlet olabilir mi? Çok konuşmıya lüzum kalmadan ittifakla şu neticeye vardık ki; bir gazetenin satış ve açık ilândan baş- k& kazanç kaynağı olamaz ve bir gazete sahibine ve başkalarına ait hususi menfaatlere hiçbir şekil ve surette âlet edilemez. Bu arkadaş bu meseleyi, meslek hesabına berrak, ve dürst bir vazi- yet yaratmak maksadiyle ortaya atmıştı. Çünkü bazı memleketler- deki gazetecilik telâkkisi, hiç süp- he yok ki, bu ölçüye uygun değil dir, Böyle memleketlerde gazete- lerin hususi menfaate âlet olmalı. rı okadar umumidir ki, halk bunu Âdeta tabil görmiye alışmıştır. Şu kadar ki bu gibi memleketlerde ga- zetecilik halkın gözlinde kıymet ve tesirini kaybetmiş, bir propaganda âleti veya vakit geçirmek vasıtası haline düşmüştür. Ş « gazeteciliğinin memleketi- İ mizde hiçbir hayat hakki yoktur, Bir tek gazetenin bu yola sapması, bütün gazeteleri halkım gözünden düşürmiye kâfidir. Hal- buki İnkilâp Türkiyesinde halkın ve hükümetin hürmetine ve itima- dma lâyık dürüst bir gazeteciliğe siddetle ihtiyaç vardır. “Oümhüriyet” vakit vakit çok açık iş gazeteciliğinin iz- lerine tesadüf ediliyor. Gazeteciler den mürekkep bir haysiyet heyeti “Cümhuriyet” gazetesinin kolleksi yonlarını karıştırırsa iş gazeteciliği 'Nadilerin idealist gazeteci Nadinin relsliği altında bir toplantı yapa- rak vaziyeti tetkik etmeleri ve ga- zeteci Nadiyi Türk güzeteciliğine kazandırmak (yolunda bik karara varmalarıdır. İdealist Nadi iş ga- zetecisi Nadiyi Cumhuriyet mat. baasından kapı dışarı attığı gün, 'Türk gazeteciliğinin manevi sevi. yesi birdenbire yükselecektir. aj YE TAŞAN s—— Okuyucu i mektupları |) rar amm Aksarayda Sıtma Aksaraydan yazılıyor: “Karasaz bataklığnın kurutulme- sından Aksaraylılar büyük sevinç duy muşlardır. Çünkü, asirlardanberi srt- madan aman bulamıyan halk, bu sü- yede rahata kavuşmuştur, Yalnız, birkaç seneden beri bütün glmulü İle başlıyan Sıtma mücadele- 8i, sön zamanlarda gevşemiştir. Bu- nun neticesi olarak Dejlorman dehi- len mevkideki su birikintilerinden mil yonlarca sivrisinek peydahlanmış ve halkın yine sıtma mücadelesi kapı- larına taşınmasma sebep olmustur. Bu hususta alâkadarlarn nazarı dik- katini gelmenizi rica ederiz.” Bandırma, Odun ve Kömürsüz Kaldı Bandırmada Şerefiye sokağında 13 numarada oturan Rahim Doğu ismin- de bir okuyucumuz bize gönderdiği | mektupta aynen şöyle diyor; “— Bandırma odun ve kömürsüz kalmıştır. Soğukların tesirini hisset. tirdiği şu mevsimde bu yüzden halk sıkıntıya düşmüştür. Kömürün kilosu 7 buçuk kuruşa çıkmış olduğu halde yine bulunamıyor. Odunsuzluk yü- zünden memleketin zaten bir tane o- lan hamamı da kapanmıştır.” TAN: Bandırmada alâkalı makam © ların bu işle yakından meşgul bulun. duklarını şüphesiz addediyoruz. Ale nacak tedbirlerin süratle tatbik edile ceğini ve bu sıkınt en kısa yok dan İznlesi çarelerine başv nı ümit etmek İsteriz, t, Paraları Çalınan Mahküm Sultanahmet sulh birinci ceza his kimi Reşit dün, hapisanede geçen bir hırsızlık “hâdisesinin sorgusuna başlamıştır. Suçlu, hırsızlıktan mah küm Abdülcelil, davae: ırza geçmi suçundan mahküm Mehmet Ali minde iki koğuş arkadaşıdır. İddiaya göre, evvelki gece Abdülcelli Meh. met Alinin başı altından 3,5 lirasmı çalmıştır. Suçlu kendisini müdafaa ederken şunları söylemiştir: K — Bay hâkim, ben doğrusunu söy. liyeceğim. Davacmın söyledikleri hep yalandır, Gece hava sıkmtılı idi, Pİ. reler harekete geçti. Arkadaşım uyu yamıyor, bir taraftan bir tarafa dö, nüyordu. Bu sırada paraları da yerg döküldü. Ben topladım. Sabahleyin kendisine vermek üzere sakladım. İş. te hâdise budur Şikâyetçi davasında ısrar ettiğin * den muhakeme şahitlerin çağırılması için başka bir güne talik edilmiştir. — e — Kunduracılar Kooperatifi y menin İktisadi mevzulara aykırı gö- rülen bazı maddelerinde değişiklik is — tenecektir. Hattâ, kunduracılık 82. naylinin inkişafını kolaylaştıracak maddeler ilâvesi suretile yeni bir ta» Timatname hazırlanması muhtemel. dir. sk ii Merkez Bankasının Tüccarlara Açacağı Kredi ” Ankara, 22 (A.A.) — Ihracat mey. siminin başladığı bu sırada, memle. | ketin ekonomi menfaatlerinin icap ettirdiği tedbirler elimlesinden ola. rak, hükümet bu defa ihracat malla rımızın kolaylıkla satışını temin et. mek üzere kliring hesaplarında ala. | caklı memleketlere katl satış suretiy le yapılacak ihracat, vesaiki muka bilinde Türkiye Cümhuriyet Merkez Bankasmca finanse edilmesini karar. © laştırmıştır. Bu süretle vâki olacak ihracat © Cümhuriyet Merkez Bankamızca der hal ve faizsiz olarak finanse edile. cektir,