10 aaaaesasesaseze i Yıldızdan San Remoya : İm Si e ie Zeynelâbidin Efendi Bile Telâsin Farkındaydı Esasen buradaki içtimadan mâk- sadimiz, şöyle ihvanca toplanıp has bühal etmekti. Ve sonra da, bazı #iyasi vesaite müraenat ederek, z2- Turet halinde bulunan arkadaşlara, et yolu tedarik etmek ecekti. Düiniz, nefsim ehli ayâlimden ziyade, bu- retleri biraderimiz de şahittir. Am ma ve lâkin, bizim hüsnü niyetimi- xe âzüh olmıyanlar da varmış. Biz, bunlara karşı ne diyebiliriz?.. An- Cak, istikbaldeki icradtımızda mu- vaffak olarak, maksadımızm hayı- Ya matuf olduğunu gösterebiliriz Bugünlük, bu kadar müzakere kâ- fg. Demişti. Pehlivan Kadri, derhal yerinden kalkmıştı: — Hoca!, Sen, çirkefe taş attın mma, hiç merak elme.. Artık, sıç ramıyacağım... Senin ve demek iste diğini anladım. Pekâlâ. meydanı sana bırakıyorum. Lâkin, şu ka- dür adam şahit olsun. Eğer sen de... Bir iş becerüp te,. Mısır sokakla- rında rezil ve sefil bir halde dola- şan şu cemaate bir tek simit alıp hediye edersen.. Ben şü bıyıklarımı kazıtır.. Borsa meydanında kıvtra kıvıra bir köçek oyunu oynarım.. Şimdilik Allaharsmarladık. Diye bağırdıktan sonra, yerinden fırlamıştı.. Artık, tadı tuzu kalmıyan meclis te, müzakereye devam etmeden da gılmıştı.. Orada sadece Mustafa Sabri, Zeynelübidin hocalarla, Fey- zi Efendi, Kürt Zeynelâbidin, Şa- ban Ağa ve saire gibi (siyüset) ke- Mmesi, kafalarında sabit bir gekil alan fırka oyuncuları kalmıştı. Bunlar da başka bir gün, hususi bir içtima yaparak kendi aralarm- da bir müzakereyi Kararlaştırmış- derdi. “ Bu kararı verip te tam dağıla- cakları zaman odadan içeri, bir (sa bık mutasarrıf) girmişti, Biraz ev- velki parlak içtimada bulunmak sa adetinden mahrum kalan bu zat, te Mâş içinde idi. Zeynelâbidin Efendi bile onun bu telâşınm farka varmış: — Hayır ola, Molla!.. Nedir bu istical?, Demişti, abık mutasarrıf, bu suale u- Zun cevap vermiye lüzüm görmiyerek, elindeki gazeteyi uzat- mış. Kısa bir fıkra göstemmişti. Ve: — Okuyunuz. Demekle iktifa etmişti. Gazete, (Kahire) şehrinde çıkan (ELEMAN ismindeki Sabah gazetesi iâl, Oğle postası İle henüz gelmiş- ti. Yazılı olan kisa fikra da, gün- dân ibaretti; (Mevsukan haber aldığımıza gü- Ye; Hicaz Kralı Hazretleri, elyevn Maltada ikamet eden sabık Halife: yi Mekkeye davet etmiştir. Sabık Halifenin, bu daveti kabul edip et- miyeceği, henüz belli değildir.) (Mutedii Hürriyet ve Itilâf.fır- Kası) nın şanir şöhretli İlderi, ba- #mi kaldırmış, gazeteyi veren Ba- bik Mutasarrıfm yüzüne bakmışt. Ve lâkaydane gazeteyi iade eder- ken: — Ne olmuş., Sanki, mühim bir gey mi?.. Diye mırıldanmıştı. Sabık mutasarrıf; — Hay, dangalak herif. anla” madı. Bu kısa havadisin içine sıkı- gan #sühim inceliği anlamadı. Münasını ifade eden bir tavır al yaştı. Adeta öfke ile gazeteyi, çe- kerek; — Efendi Hazretleri!,. Hele gür pu, bir de zatı devletiniz mütelea buyurun. Diye, Mustafs Sabri Hocaya uzat miştir. Arapçanın yetmiş !ki lehçesini su ibi sabık Şeyhislim, gazete- semiyerek almıştı. Fakat, gözlerini 6 satırlar üzerinde gezdi- Fir gendirmez, gözleri faltaşı gibi a çılmış; > yay Garip hava- dis. Bunun nahmü fihinde bir hay- li mühim mâna mündemiç.. Ne bu- yürüfsun, Efendi Haaretleri” Diye söylenmiye başlamıştı. Kürt Zeynelâbidin, Feyzi Efendi, Mustafs Natık Paşa ve saire, der hal hoca Sabri Efendinin etrafına toplunmuşlardı. Merak ile gazeteye bakıyorlardı. Fakat, şuumlübarek Misir topraklarına ayak bastıkları gündenberi öğrenmiş oldukları 4- rapça kelimeler bir sıraya dizile- cek olursa, henüz bir karışı geçme diği için, gazetedeki o fikramn mâ naşını söküp çıka ramıyorlardı. Mustafa Sabri Efendihin sualihe, Zeynelâbidin Hoca, yine kayıtsız- lıkla cevap vermişti: İ — Ne olmuş... Senki mühim bir gey mi?. — Aman Efendi Hazretleri, mü him olmaz mt?.. Evvelâ, başlıktaki yazılışa dikkat buyurun... (Sabik Halife), diyor... Halbuki; zâtı şaha ne, kendilerini şabik 8 idetmiyor- Jar. Bu hususta, Ingiltere hüküme tine de resmen beyanatları Var. Haydi buna, bütün dünya halkı le beraber, biz de gülüp geçelim. Fa- kat, Hicaz Kralınm şu davetine ne diyelim?.. — Zatı âliniz buna nemâna veri yorsunuz?. — Mâna,. sarih.. Tilki ile karga hikâyesi, — Acaba?.. — Acabası, yok... Kral Hatretle- ri, bizimkinin yüzüne gülecek. Pa- | mük ipliği ile bağlı olan (hilâfet) i koparıp elinden alarak kendine maledecek, — Eh.. Muhtemel, — Muhtemel değil.. isterseniz, ka pı kadar sent vereyim, Hepsine, derin bir düşünce gel- mişti. Çünkü Vahdettinin daha hâ- YA taşımak iddiasında bulunduğu sahte nam ve'finvan onlar İçin 78- yıf bir ümitti: Günün birinde, dün- yanım bir köşesinde, bir hilâfet mer kezi teşkil ederek, İslim âleminden para çekmeyi, ve bu beleş imaret- te, şöylece yangelip ömür geçinme- yi ümit etmektelerdi. Halbuki ya Vahdettin, veyahut Vahdettinin id dia ettiği Halifelik gürleyip gidive- rirse, o sefil hayatlarını nerelerde, ve ne işler peşinde koşmakla geçi- rebileseklerdi?.. Mustafa Sabri Efendi, elindeki ga zeteyi sabık mutasarrıfa uzatmış. ekşi bir çehre ile: — Eğer bu havadis sahih ise, Al 'ah eneammı hayreyliye... Diye mırıldanmıştı. Ötekilerde de, telâşlı bir fısıltı başlamıştı. Kürt Zeynelâbidin, bir cevher yumurtlamıştı: — Derhal Maltaya bir mektup yazsanız. Zatı şahaneyi ikaz buyur sanız, Mustafa Sabri ayni ekşi suratla Zeynelâbidinin yüzüne bakımıştı: — Şüphesiz.. derhal onu yapa- cağım.. Fakat onun hali de acayip tir. Bazan söz dinler, bazan da din- lemez... Yanmdakiler, malüm. Hep $i de, sivri akıllı, Ya, bizim tavsi- yemizin aksine olarak kendisini Hi caza gitmiye teşvik ederlerse... eynelâbidin Hoca da mütale- asını beyan edecekti. Fakat birdenbire sözleri boğazmda kalr- vermişti, Çünkü, otelci telâş ile gel miş; — Efendiler! Aşağıya iki zat geldi. Kim olduklarmı söylemiyor- lar, Fakat hallerinden Hicazlıya benziyorlar. Acele sizinle görüş- mek istiyorlar. Demişti. Bir an, herkes süküt etmişti. Ve herkesin gözleri, sabık Şeyhislâma çevrilmişti. İster zekâ, ister ilham eseri ol sun: birdenbire Sabri Hocanın yü- zünde, bir tebessiim belirmişti. Ade ta, heyecanlanan bir sesle, oteleiyi kısaca istievaba girişmişti. — Bicazir olduklarını neden ta- müm. — Lisanlarından, — Kiminle görüşmek istiyorlar. Isim tasrih ettiler mi?, (Arkası var) BULMACA Dünkü bulmacanm hal edilmiş şekli 89 0 gonna uyu BUGUNEU BULMACA 173456 11910 Nm va vx 1 e SOLDAN SAGA: 1 — İstanbulda bir mahalle 2 — Bedava — Askör 3 — Teslim — Bir nevi Jâmlm 4 — Isim — Nota 5 — Bir nevi epor — Aza — $$ 6 — Yaşama! — Bir cins toprak 7 — Peşrevi olmaz — Tavlada zar sayısı 8 — Rum kızı — Dibine ışık Ver” mez. 9 —Edat 10 — Ince bir zenaat © YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Bir nevi gözlük 2 — Yurdumuzun parçası 3 — Ramazanın ilk üçü — Zaman ölçüsü 4 — Bağışlama — Ebedi olmıyan 5 — Futboj sayısı — İnsan 6 — Havlamak 7 — Odalara serilir — Işaret 8 — Mesafe ölçüsü Esas — Arzın dürtic üçü — LAP TETEKe ye) : MERK Le ayari Yİ $ GE AKİKA OY İİ Gi G G7 MİMİK Purıomierin İstinzar edudgı #ran ganm Midi havalisini gezmiş iseniz tabiatin çiçekleri merkezinde yarat- tığı bir nevi balmumunun cildi be yazlatmak ve güzelleştirmek husu- sunda şayanı hayret (o bassalarım bilirsiniz. “Sir Aseptik, tabir edilen bu şaya- pı hayret cevherin tasfiye edilmiş hz lâsasmın cild Üzerinde sihirâmiz bir tesiri vardir. Bunu; geceleri yatmazdan evvel tatbik ediniz. Cildin sert ve kırmız dış tabakasını yumuşatarak parça parça döktürecek, sabahleyin ipana- mıyacağınız taze ve beyaz bir cildin yeni güzelliği ile karşılaşacaksımız. Açık mesameler, siyah noktalar, kır- mızılık jekeleri ve tenin gayri s3f bütün maddelerinin tamamen zail ol- duğunu göreceksiniz. Ancak, yüzü nüzün gençlik güzelliği ile fazla te zad teşkil etmemesi için boyunda, omuzlarda, kol ve ellerde dahi kul tanmanız lâzımdır. Kolay, pratik ve eyni zamanda az masraflı olan bu “Sir Aseptik,, bütün eczanelerle eczâ depolarında satılır. TAN Muvaffakıyetin Sırı RADYOLİN Lâboratuvarlarda dişleri üzerinde yapılan binlerce tetkik ve tecrübenin mahsulü olduğu İçin: insan Bir yandan dişleri beyazlatıp leke ve kirleri izale eder, dişlere tatir bir parlaklık verir, nefesi tatlılaştırırken diğer taraftan diş et- lerini de tedavi eder ve kuvvetlendirir, diş- lerin en büyük düşmanı hamızlarla mücade- le eden tükrüğü çoğaltır, mikropları öldürür. Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra günde 3 defa iradeli, Vitamin - Gıda - Kalori - Sıhhat Pirinç - Yulaf - Mercimek - Buğday - İrmik - Patates - Mısır - Arpa - Bezelya - Çavdar » Türlü - Badem. HASAN ÖZLÜ UNLARİLE besleyiniz ve büyütünüz. Yüksek evsafa malik Hasan özlü unları yavrularm gürbüz, tombul ve canlı ve sıhhatli olmasını temin eder. Beynelmilel sergilerde kazandığı altın madalyalar ve zafer nişanlarile ve birincilikle ihraz ettiği diploma- larla cihanşilmul şöhret kazanmıştır.. Yalnız ve musirren Hasan marka- sını isteyiniz. Bütün bakkaliye ve eczanelerde bulunur. Baş, diş, nezle, grip, romatizma ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir İsim ve markaya dikkat, Toklidlerinden sakıpmız. KAYIP: 229.37 tarih 17136 Nolu! Beyoğlu Dördüncü Noterliğine: ve 249.37 tarih 17831 No lu ithalât beyannamelerini zayi ettim o yeniden tur. Arçiri Argiryadiş 23.10-937 Saat Kibiriri sek ediyor ve hölE tebatlepn höze bir kevvetle kalkakilmei çın bize bözm den vökin bir eykere tir tüllü kavuşemıyoruz. İşte burada VALIDOL imdadimize yetişir Ons "Bir here Serie inin Torarez ve enleri iyslin ede olar'hu laç uykasuzluğa karp omumez bir devidir VALIDOL: danla tabler ve hap Balimre har toner buhur. San'at hayatımın 19'ncw yıldönü- nifi münasebetile yarmii Pazar günü saat 14 den 18e kadar Beyoğ'unda AGLIYAN ALONUNDA BIR IÇKİSiZ ÇAYLI MUSiKi ZiYAFET: tertip edilmiştir. Bu ziyafete memleketimizin en meşirur mü- siki sen'atkârları iştirak eöecektir. Umum mexwheat 45 kuruştur. SERRA OSMANLI BANKASI ILAN Osmanir Bankasının Galata, Yeni- cami ve Beyoğlu daireleri, Cumhuri- yetin ilânının yıldönümü münasebe « tile ilkteşrinin 28 (öğleden sonra) 29 ve 30 ncu günleri kapalı bulunacak- tur. ———— OSMANLI BANKASI ILAN $b 5 faizli 1918 tarihli istikraz de hili tahvilâtı hâmillerine: 1 İkinciteşrin 1937 vadeli ve No. 40 k kupon bedelinin, 1 ikinciteşrin 937 tarihinden bağliyarak, Osmani Ban- i kasınm Galata ve Ankara idaelerile vilâyet merkezlerindeki bütün Şube - leri gişelerinde tediye edileceği ilân olunur. Behteri 20 Türk lirası itibari kıymetindeki birlik tahvil kuponuna karşı kâğıt para olarak 50 kuruş ve- rilecektir. Almanca - Türkçe TEKNİK LÜGAT Adnan Halet Taşpmar Almanca - Türkçe tercüme işlerile meşgul olanlar ve teknik kitab oku- yanlar için faydalı bir eserdir. Tevzi yerleri: İstanbul İkbal Kitabevi, Be- yoğlu Haşet ve Erith Kalis Kitabev- leri, n Zührevi ve cilt hastalıkları » Hayri Ömer Öğleden sonra Beyoğlu Ağacamı karşısında No. 133 Telefon:43585 lektrik ayar istasyonunda mevcut bu lunan bilümum alâtı edevat, tesisat ve üşyayı Fransada Sen eyaletinde Monruj 12, Place des Btats - Unis'de mukim “Compaknie pour li Fabri- cation des compteurs et Matöriel â'Usines â Gaz Sociâtö Anonyme,, şirs ketinden taksitle satın aldığımı taksitlerin mecmuunun tamamen Ö - ve İ denmesine değin mezkür alât, edevat, tesisat ve eşyanın mülkiyetinin şir - keti mumaileyhâ uhdesinde ipka ve muhafaza edildiği ve bu husustaki mukavele, ikametgâhımın noterlerin den Beyoğlu dördüncü noterliğinin defteri mahsusunda kayd ve tescil edilmiş olmakla, işbu eşya ber ne ka- dar elimde bulunuyor ise de, borcu » mun hitamma kadar metkür şirke tin sırf malı olduğunu alâkadırlarım malümu olmak üzere beyan eğerim.. O YG rr Gin Vere da caddesi 73 No. da. Uç parçadan ibaret ba ilân dairede saklı aslına mutabık olmakla Ticaret kanunu ab kümma tevfikan ilin olmamak üzere Tan “Gulatada Voyvada caddeşi 73 nu-| agzetesine irsal kılındı. çıkaracağından eskilerin hükmü yok | maralı mağazanın arka tarafını teş - kil eden mahalde tesis evlediğim €- 12 Teşrinlevvel 1987 Revağtu Dördüncü Noterliği İ li