Hırsız Sanmışlar! Iş Üstünde Tutulan Sabıkalı Ziyaretçiy Ben Bir | im,, Diyor Polis, meşhüt suçlara bakan Asliye Dördüncü Ceza mahkeme- sine Hasan adlı bir suçlu getirmiştir. Hasan, elindeki torbası ile beraber suçlu yerine geçirildikten sonra mübaşir, torbayı açarak içinden şunları çıkarıp masanın üstüne koymuştur: Bir destere, bir büyük eğe, bir de kapı zorlamak için büyük demir. Sorgusu Evinde Yapılan Bir Suçlu Pendik belediye muhasebecisi Ha- san Rıza ihtilâs iddinsile tevkif edil miş ve ağır ceza mahkemesinde 8or- gusunu başlamıştı. Pendik belediye. mi âzasmdan Bay İzzet meydan vermek ve ihtilâsın mikta - rını artırmaktan suçlu bulunuyordu. “ Mahkeme, İzzetin meflüç olarak| evinde yattığını, mahkemeye gelemi- | yeceğini öğrendiği için âzadan Bay Muhlisi naip sıfatile evinde sorgusu- nun yapılmasına memur etmişti, Dün sabah Muhfis ile milddetumumi Ah - met Remzi İzzetin evine gitmişler ve yapmışlardır. İzzet bu ih- wolaylaştırmadığım, miktarının artmasına sebep olmadığını, muhase- beci Hazan Rızanın gizlice bu ihtilâsı Yaptığını söyelmiştir. Bir Sahtekârlık Davasında Dün ağır ceza mahkemesinde bir #ahtekârlık davasma başlanmıştır. Ye nibâhçede Mimar Sinan mahallesinde yapılacak stadyom için istimlâk edi- Jen bahçelerden birisinde rissesi bulu man kahveci Sotiri iddinya göre, Bay ram oğin Yusufaki, Mateo, Karye Müryora ve Angelosla birleşerek sah te ibtilâsa te bir ilmühaberle bahçedeki başka-| larına ait hisseleri de Maryora üzeri- he geçirmişler ve belediyeden 6500 Ti- | Ya almışlardır. Kristiyanya adlr asıl hissodarla diğer akrabaları bunun far İkna vardıkları için dava ogmışlardır. Büçlulardan Maryora hasta olduğu i- çin mahkemeye gelmemiş,muhakeme Iddia şudur: Hasan, evvelki gün saat tam 19 da (uledibinde 17 numaralı apartımana | giderek kapıcı bulunmadığı bir sada | alt kata inmiş, çamaşırhanenin kapt- smı kirarak eşyaları çalarken yaka- lanmıştır. Şahit kahveci Hayim hâdiseyi şöy le anlatmıştır. Ben apartımanın ittisalinde kab- veciyim, Dükkânı kapstmak zere i- nı, Aparlımanın alt katından şid - detli gürültüler duydum. Şüphe! dim, Hemen kapıcıyı arattım; bul - dum. Kendisine hüdisoyi anlattım, Beraber sit kata indik. Çamaşırha - nenin özek, arkasma kadar açıktı. | İ Kapıcı bir kibrit çaktı. Duvarın dibin İde bu adamın bir heykel gibi dikildi. ' ğini gördük. Ben hemen yukarıya fır İladım ve demirkapıyı kapıyarak: | — Polis, bekçi! diye feryadı - tım. Bekçi Mustafa geldi. Aşağıya indi ve bunu yakaladı. Deştere, eğe olduğu için yakaladılar. Huzurunnza Bundan sonra dinlenen bekçi Mus- tafa da ay a tu kendisini şöyle mildafaa — Bay reis, ben küçük Hend Faik isminde bir arkadaşımı arıyor - dum. Yerini bilmediğim için bu apar- tımana girdim. Kaptcısını arıyordum. | Beni hırsız sandılar, Zaten sabıkem İ istediği için muhakeme talik edilmiş kadar geldik. Hasanm bu şekilde birçok sabıka ar tespit edilmiştir. Hasan kapmın hal İ kasmı kırmak suretile açmıştır. Müd deiurumi, yerinde kesif yapılmasını istediği için muhakemeyi talik etmiş | J tir. ———— Adliyede Yeni Terfi Kararnamesi Ankaradan gelen haberlere göre, Adliye Vekâleti terfi listesine giren bütün hâkimlerin terfileri için yeni bir kararname hazırlamaktadır. Bu karamamenin Cümhuriyet bayramın da alâkadarlara tebliğ edileceği de pek yakında MELEK» Sinemasınd? 28 Birinciteşrin Salı akşamı21 pFransız Tiyatrosunda Büyük'âmâ'piyanist İMR Biletler evvelden alınabilir. konseri verilecektir. 23.10-937 GRETA GARBO ROBERT TAYLOR LADAMO KAMELYA BİR ŞAHESER Bugün saat 1 de tenzilâtlı talebe ma tinesi » İşte, büyük bir sinema hâdisesini teşkil edecek bir film daha: Pek Yakında MAURİCE DEKOBRA 'nın meşhur romanından iktibas edilen ve SESSUE HAYAKAWA - PİERRE RİCHARD WİLLM - MİCHİKO TANAKA ile en güzel ve hakiki GEİSHAS'lar tarafından temsil edilen YOSİV ALLA aşk ve esrar filmi. Bambaşka bir tarzda ve son derece ihtiraslı bir mevzuda olan bir E UNGARin SS ÜJM EE? Sinemasında Fransız filmidir. / Dünyanm en büyük maceralar filmi , 20000 figüran, 10000 vahşi at... Hakiki kırmızı derililer... GARY GOOPERİ Maki ATRIN UFFALO Maceralar Kralt (Türkçe sözlü) Onümüzdeki Perşembe günü matinelerinden i bulda doğmuş... Bir Fransızın zevcesi ve Alman casusu - SARAY SLbMedimda -i e Maraz DOKTOR Tekrar İstanbula gelmiştir. Onu bu hafta SÜMER SİNEMASINA DİTA PARLO « PİERRE “BLANCMHARD - TİEKKE TKEJMAT ile oynadıkları büyük Fransız filminde; Hatbi Umumi esasında SE- LANİKTİEE çevirdiği entrikalarile yaptığı Mâveten: casuzluğu hareketlerini görünüz EKLER JURNAL ve dost Yunan Başvekil 5, E, Metaxas ve esrarengiz Istanbulda, Taksim âbidesine çelenk koyma merasimi htitün teferrünti- le, orijinal sesi ve musikisile, Yavuz ve Averof zırhlıları bir arada, . MiSCHA ELMAN'ın Yegâne gt yaam RESİTALİ için biletler 25 Birinciteşrin güntinden itibaren SA RI A AY SİNEMASI a “| Gedikpaşa | apn Çarşıkapı AZAK SİNEMASI Bu hafta 2 büyük film birden 17- Beyaz Zambak wn KAY FRANCIS'in son filmi 2-HavdutTuzağı Cümhuriyet Bayramı haftası şerefine selecek program 35 kısım tek- mili birden UN daha ağlemdir daha keskindir. daha dayanıklıdır. Trtuğrul Sadi Tek TİYATROSU (AKSARAY) da BUĞUN (Talebeye) BU GECE HAMLET KORSANLAR TREN Büyük sergü- sest filmi (John Wayn targfından b ER UK ŞARK FİLMİ > SOZKU İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolar ln DRAM KISMI 5 Sant 20,30 da Size Öyle Geliyorse 3 perde OPERET KISMI Saat 2030 ân, 3 perde ÖLÜM Zafranbolu eşrafından merhum Hi, dayet oğlu Bay Ragıp zevdesi ve Ka, radeniz Orman İşletme Türk Anonim Şirketi murahhas azası Bay Talâtın validesi Bayan Naile düçar olduğt hastalıktan kurtulamıyarak dün ge ce rahmeti rahmana kavuşmuştur | Cenazesi bugünkü cumartesi güni saat on İkide Binbirdirek meydanm dü 7 numaralı apartmandan kaldırı larak Beyazıd camiinde namazı kılm dıktan sonrr Edirnekapıdaki Şehitli ğe defnedilecektir. Mevlâ rahmet ey talik edilmiş! birden kalbi o kadar kuvvetli ve mütehak- kim hislerle dolmuştu ki âdeta ıstırap duyuyordu. Bunlarm sevinç ve zafer duyguları olduğundan Se- Bila şüphe etti. Mükerreme gelince, odada durama- miş, verdiği cevaba hiç birşey ilâve edemeden yukarı giknişti. xvn Haftada iki kere olmak Üzere Mükerremle Nüzhet İki ay muntazaman buluştular. Nüzhet genç kadmı kendisine her şefer daha üşık ve daha hayran bulu- yordu. Fakat bu yeknesak sevişme genci çok çabuk #ikmiya başladı. Bu münasebet böyle deyam eders? Onun için tabammül edilmez bir yük olacaktı. Kolla- rmdâki kadın tamamiyle kirlenip alçalmaz, hattâ ar- Kadaşlarla güle eğlene değiştirilen bir meta şekline girmezse, ömrü birkaç dakikadan fazla #ürmiyen ih- tiras nöbetlerinden sonra 0 kadm sikici bir mahlük olur, mutlaka atlatılması icap eden birbelâ haline dönerdi. Onu eğlendiren kadınlar srkadaşlarile bera- ber oturan, içen ve kendilerile en ağır şakalar edilme- sinde hişbir mahzur bulunmıyan nevileriydi. Arka- daş ismini verdiği kimseler İse bilhassa kavga ve gü- rültüde düşman tarafını dağrtıp mahvetmek üzere beslenilen külhanbeyleriydi. Mükerrem durup dururken kendisini çilgn gibi kalbinin üstüne basarak büyük bir hüznün doldur. duğu gözleriyle yüzünü hayran hayran seyrettiği ve- ya “— Beni aldatırsan! Benden bıkar ve beni aldatır. #an ne yaparım!, diye tıpkı modası geçmiş romanlar- daki gibi konuşmuya başladığı zaman onu kollarından atmak, mantosunu başına fırlatarak geldiği yere gön dermek arzusunu güçlükle yeniyordu. Yüzünü ve vü- cudünü çok beğendiği ve her sefer hep ilk defanm ih tirasiyle sardığı bu kadındaki bu acayip, bu gülünç, bu eski zamanlara alt ruhu değiştirmek, kendisine sevdayı sadece bir eğlence, basit ve sirf adalelere hi- İ haber verilmektedir. V iye. DİA Gi 1 NİZ —241— tap eden bir zevk olarak kabul ettirmek lLâzrmdı. Bundan başka, sevişmelerine İt merasimden ve dekordan da ayrıca bıkmıştı. Her sefer annesine rica ederek onu Üstkata hapsetmek yahut sokağa yolla- mak, hizmetçileri ortaya çıkarmamak, O halecandan yüreği vura vura kapıyı çalan Mükerremi merdiven basamaklarını dörder dörder inip hemen içeri alarak kom$ularm kendisini görmemiş olduklarına ve şayet göseler bile hatırlarma hiçbir şey gelmiyeceğine, an» mesinin de bu haftada iki defa gün ve saat sektir. meden gelen kadınım kim olduğunu bilmediğine dair ber sefer türlü teminat vermek.. Bunlar artık hiç çe- kilmez şeyler oluyorlardı. Ve evinin senelerdenberi tanıdığı, ortalarında anaâsiyle babasınm kalın ve ağır vücutlarını gördüğü eşya ile dolu bir odasında Mü- kerremi kollarına aldıkça, içine sanki onunla evlen- miş gibi bir hiş geliyor, bu histen de hiç, hiç hoşlan- muıyordu. Diğer taraftan, bu münasebeti Nuriye de artık faz- Ja sürmüş, uzamış buluyordu, Oğlunun Âşrkane mare raları daima hoşuna giden ve bünlur ne kadar artar- sa o nisbetle gurur duyan Nuriye, Nüzhetin kalbinde kendinden başka bir kadınm yor ulmasına asla ta- hammül edemez. bunu kendi hukukuns ve haysiyeti- ne karşı âdeta bir tecaviz sayardı. Ve artık Müker- remi kıskanmıya başlamıştı Şimdiki halde bu müna- sebetin devamına yardım ve hizmet etmiyeceğini söy lemiyerek sade genç kadından bahsederken istihfaf edici tavırlar takmmak ve fikirler atmak suretiyle sevgili Oğlunu ondan soğutmıya çalışıyordu. Bunların bir tesiri olmadığını görünce bir gün açik hücuma geçti: — Nüzhet, bu soğuk, aptal mahlüktan hâlâ mı bik madın ? Büyüye inansaydım, sana mutlak büyü vap- mış olduğuna hükmederdim! Onunla buluşmak için hem de türlü eziyete katlan:yorsun! Nüzhet bir cevap verecek, belki “bende bıktım. Bir türlü başımdan atamıyorum. Bana bir akıl öğret anneciğim!" diyecekti. Fakat ilk sefer bahsin bu ka darda kalmasını İstiyen Nuriye Iikırdıyı hemen baş- ka bir mevzus sürikledi, Oğlunun bir cevap verme sine imkân bırakmadı. XIX Nüzhetin hayattaki tekmil ustalığı annesinin canı- a sıkmamak, onu daimi surette pohpohlamak, bir des giğini iki etimemekti, Mükerremle sürüp giden bu mü- nasebet hakkındaki fikrini o böyle açık ve kati bir gekilde meydana koyunca, genç kadmı artık eve gö tirmemek, aralarındaki bağın o istemediği için kop- muş olduğuna Nuriyeyi inandırmak istedi, Fransız mahallesiyle Maden mektebinin srdma düşen kırların altında ve adına Kapuz denilen koyun kenarmda bir- kaç ev vardı. Ve bunların birinde, babasma ait mo- törleri idare eden Mahmut kaptanla oğlu Selim otu- rurlardı, Bu Selim, Nüzhetin birinci kafadar ve dal- kavuklarındandı. Mahmut kaptan hemen daima de- nisde olduğu için, bu eve mlitemadiyen bir takım unsuz kadınlar getirirlerdi. Fakat Mahmut kap- tanın Zonguldakta bulunuşu da eğlencelere pek müni teşkil etmezdi, Mükerremle artık bu evde buluşmıya karar verdikten sonra Nüzhet genç kadma meseleyi: — Kapuzu biliyorsun değil mi? Diye sorarak açtı. O ilk önce hatırlıyamamış, sonra da sualin nereden estiğini anlamamıştı. — Şu Madön mektebinin arkasmdaki küçük koy değil mi? Yeni geldiğimiz zaman bir kere gitmiştik. Yazm enikonu hoş bir yer. — Orada birkaç ev de vardır, dikkat ettin miydi! — Hatırlıyorum. — İşte gelecek sefer orada, o evlerin birinde bulü. sacağız. Zaten adamlarımızdan birinin evidir. — Ah şimdiye kadar bunu niçin düşünmedik Nüz- het! Buraya gelmekten nasıl çekinip korktuğumu halbuki pek iyi biliyordun! Mükerrem çok sevinmiş, boynuna sarılmıştı. Nüz- hete öyle geldi ki, bu yeni yerin imiri o olacak, ken» disi her istedikçe, belki gün aşmı oraya tirterek istediği kadar tuttuktan sonra salıverecel Halbu- ki Soğuk sudak! evde genç kadın komşulardan çeki» derek, dedikodulardan korkarak, Nüzhetin annesin. den utanarak ve hele babasınm (küt!) diye gelmesi ihtimaliyle titriyerek pek yerleşemiyor, her canı İste dikçe gelemiyor, velhasıl istediği gibi hareket edemi, yordu. Ve oğlan Mükerremin bu sevinişine sanki artık büküm altına tamamen girmiş gibi öfkelendi. Ondaki ba sevinci söndürüp yok etmek ihtiyacını duydu. Bu maksatla dedi ki: — Evet, gelecek sefer orada buluşacağız. Lâkin bütün gece, sabaha kadar benimle kalacaksın! Hakikaten de bu sözlerle genç kadının bütün o de. minki sevinci kaçıvermiş, uçuvermişti, Hattâ kendisi, ni şimdiden büyük tehlikelere düsmüş sanarak: — Kabil değil Nüzhetçiğim, dedi. Orada buluşalım, lâitin gece kalamam! (Arkası var)