Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— ——— 18 - 10 937 TAN Gündelik Gazete ERS BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN 'TAN'ın hedefi: Haberde, fi: kirde, her şeyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. | GÜNÜN MESELELERİ Maarif Vekâleti Harekete Geçti Son haftalar içinde efkârı umumiİ- yeyi işgal eden üç maarif meselesi vardı: 1 — Mektep kitapları. 2 — Universitede dönen talebenin şikâyetleri, 38 — Mekteplerde hocalarıma sul- kast yapan çocuklar, Maarif bu üç meseleye de el koy- muştur. Mektep kitaplarımın baskısı- nı bir an evvel bitirip talebeye kitap yetiştirebilmek için vekâlet meşriyat müdürü Istanbula gelmiştir. Bu işle doğrudan doğruya meşgul olacaktır. Universite talebesinin şikâyetleri etrafında vekâlet lâzım gelen tetki- katı yapmış, icap eden tedbirleri de almıştır. Hocalarına el kaldırmak küstal - Tığında bulunan çocuklar llll-kk“'_"ııı ise hem hükümet, hem millet hük- münü vermiştir, Kİ Bu vesile ile vekâletin bu üÇ derdi de, gelecek seneler bir daha nükset- miyecek surette kökünden halledece- gine de şüphemiz yoktur. e Belçika - Almanya Anlaşması Son günlerin hâdiseleri içinde zik- re şayan beynelmilel meselelerden biri de Almanya ile Belçika arasında imzalanan anlaşmadır. Almanya, diğer Garp devletleri gi- bi Belçikanım bitaraflığma ve tama- miyeti mülkiyesine riayet etmeyi ta- “ahhüt etmiştir. —» : Bu taahhüdün mânası şudur: . etmek, Ve Avrupddâ'bir harp vukmu halinde bitaraflığını muhafaza etmek ister. Cihan Harbinde ağzı yanmış, haksız bir tecavü uğrıyarak top- rakları çiğnenmiştir. Yeni bir harp vukuunda bu acı tecrübeye bir dahâ imkân bıral ti lindedir. Bu maksatla, Engiltere ve Fransaya Bel- çikanın tamamiyeti mülkiyesine ve bitaraflığıma riayet edeceklerine da- ir bir taahhütname imzalatmıştır. Şimdi ayni taahhütnameyi Almanya- ya da imzalatmakla bitaraflık vazi- yetini tahkim etmiştir. Yalnız Almanya bu taahhüdümü bir şartla tutacağını bildirmiştir: Belçika Almanyaya karşı almacak askeri tedbirlere iştirak etmiyecek- tir. Belçika Milletler Cemiyetinde â- zadır. Almanya herhangi bir komşu- suna karşı tecavüzi bir harekette bu- lunduğu takdirde, Milletler Cemiyeti, Habeş meselesinde İtalyaya karşı ol- duğu gibi, Almamyaya karşı zecri tedbirler tatbikine karar verebilir. Milletler Cemiyeti âzası sıfatiyle Bel- çika da bu kararı tatbika mecbur ola- bilir, Bu takdirde Almanya Belçika- vm bitaraflığına ve tamamiyeti mül- kiyesine riayet etmiyecektir. Almanyanm bu şartı ileri sürmek- ten maksadı bir taraftan Çekoslovak- yaya taarruz ettiği takdirde Garp hudutlarmı emniyet altına almak, bir taraftan da Belçikanım Milletler Ce- miyetiyle olan bağlarını çözmektir. Bu suretle Milletler Cemiyetine bir darbe daha vurmuş olmaktır. Ademi Müdahale Komitesi Ademi Müdahale Komitesi ikinci bir komedi oynamıya başlıyor. Franmsa komitenin İlk içtimamda Barih teklifler yapmıştır. İtalya mu- Tahhası da iki taraftan müsavi mik- Tda gönüllü askerin çekilmesine I- alyanm hazır bulunduğunu bildir- :;liâtlr. Italyanım bu cevabı, komite- d?ki müzakerelerin alacağı şekli şim- ç;ıden tahmine müsaittir. Hükümet- t €r tarafında beynelmilel taburlar :;Şk" edem birkaç bin yabancı gönül- | Vardır. Halbuki âsiler tarafımda, bin İtalyan askeri, Franconun Yşpo 'ap IAST “Susye3ayN ucor,, istsy PUNANH UUL)sSNUcuUN *se'nin toprağı olan Kefalonyanın İ. tak adasında doğmuştur. İlk tahsi. lini yaptıktan sonra ğSkerliğe gös- terdiği ve ailesinin de isteği dolayısile Evalpides ğşlferî mektebi- ne girmiş, burayı bitirip istihkâm mülâzimi olarak orduya girmiştir, Metaksas Yünan ordusunda bir iki sene içinde temayüz etmiş, (1899 . 1903) yıllarını orduda geçirip Tesalonya erkânı harbiyesine da. hil olmuştur. Nihayet Almanyaya askeri tahsilini ikmale giderek Ber. lin Harp Akademisinden muvaffa. kıyetle diploma almiş ve tekrar memleketine döndüğü vakit, Yunan erkânı harp zabitleri için açılan kurslara muallim tayin edilmiştir, enizelos Yunanistana geldi. v ği zaman, Metuksas,”ordu. nun en ileri gelen ve en şöhretli erkânı harplerinden biri idi. Veni. zelos, Harbiye Nazırı olunca, Me- taksası kendine yaver almakta ge. cikmemişti. Bunun da faydaları az zamanda görüldü ve Metaksas Sof yaya giderek Bulgaristanla Yuna- nistan arasında bir mukavele yap- mıya muvaffak oldu. Nihayet, Londra muahedesi im- zalandığı zaman, Metaksas da as- keri müşavir olarak konferansa iş- tirak etti, az bir zaman geçince telgraf, telefon, teknik işlerinde ça- lışmlübhAlmııvırdlf.lldhnl— tan müsavi miktarda gönüllü çekmek demek, Alman ve Italyan gönüllüle. rini İspanyada alakoymak demektir. Teklif, mukabil teklifi davet ede- cek, teklifler çoğaldıkça müzakere u- zıyacak, ve bu suretle İtalya yine maksadını temin etmiş olacaktır. Maamafih bu son bir teerübedir. Inşallah müspet bir netice vererek, İspanyol harbinim beynelmilel bir Avrupa harbi haline gelmesine mâ- ni olacaktır. M. Zekeriya 1913 Balkan harbinde Yanya mu- hasarasında bulunmuş ve bu har- bi müteakıp ta murahhas heyet re: isi olarak Sırplarla müzakerelere girişmişti. Görülüyor ki, General Metaksa- sın Büyük Harp başlangıcmna Ka - dar hayatı, dolgun bir faaliyet dev- resinden ibarettir. Balkan Harbini müteakıp Metak- sas kaymakamlığa kadar terfi et- mişti. Aradan az bir zaman geçin- ce Büyük Harp başladı ve Gene- rale tekrar mühim vazifeler ve- rildi. Nihayet 1915 te Yunan er- kânı harbiyesi umumi reisi oldu. Birkaç zaman sonra da Venizelo- sun siyasetine iştirak etmemesi YÜ- zünden bu vazifeyi terketti. 1 917 ye kadar, harp ve dahili mücadeleler onu o kadar yormuştu ki, tekalide sevkedilme- sini istedi, fakat birkaç ay Sonra sürgüne gönderildi. 1920 de hükümet, Metaksası tek- rar orduya çağırdı. Fakat General, o zamanlar bir entrika yuvası hâ- line gelmiş olan Yunan ordusunda kalmak istemiyordu. Tekaütlüğün- de ısrar etti ve generallikle tekâ- üde sevkedildi, Artık kendini politikaya vermek istiyordu. Geniş siyaset sahasında 1921 den itibaren (Elefthörophro- nes — Serbest mefküre) partis! reisi olarak gayet mühim bir rol oynamıya başlamıştı. Metaksas, Yunanistanın Anado- lu sergüzeştine girmesine A değildi. Bu yüzden zamanm hükü- metine karşr şiddetli bir mücade'e açtı. 1922 de Stratos, kabineyi tes- kile memur edildiği vakit, 0 Zâ - manlar daha mebus olmıyan Me- taksasa kabineye girmesini teklif etti. Lâkin bu iş, Metaksasın karak- terine uymuyordu. O, Anadolu harbinin aleyhinde idi. Halbuki ye- ni kabinenin programında harb_e devam da vardı. General, nazırlı$I TAN M General Metak siyası hayatı ve - kavsaları ——— ' Gi © N Dost ve mütte- fik Yunanistanm, değerli — hükümet Şefi General Me- taksas, şu satırla- rı okuduğunuz sı- ralarda memleke - timize şeref ver- miş bulunuyor. Ge | neral Metaksas'ın, | komşu devletin si- t yasi tarihinde zen gin bir hayatı var | dir. Ve bu hayat | faaliyetle doludur. İ | L Yi , kabul etmedi ve bu hükümetle de bütün enerjisile mücadele etti. Ne çare ki, bu mücadele de generalin yeniden sürgüne gönderilmesi, hak- kın ve hakikatin örtbas edilmesile neticelendi. Bu sefer, kendisini it- ham edecek sebep bulamamışlar, Gargalides ihtilâl hareketine siyasi müşavirlik ettiği şeklinde bir kulp takr'mşlardı. Metaksas, yeniden Yu- nanistanı terke mecbur oldu. Y unanistanda cümhuriyeti ilân _ eden dördüncü Millet Mec- lisi umum? bir af kararnamesi ka- b!ıl etmişti. Metaksas yine Yuna- nistana Gdönerek kendi partisine mensup 54 mebusun başıma geçti ve meclise girdi. General Metaksası —— ——— s'ın bundan sonra kabinelerde nazırlık vazifeleri almış olarak görüyoruz. Fakat 1928 intihabatında Ser - best Mefküre Partisi ekseriyeti te- min edememişti. Metaksas, yeniden meclise girebilmek için 1932 inti- habatına kadar bekledi ve bu se- çimde Kefalonyadan mebus çıktı. 1933 te mebus intihap edildiği za- man kendisine yeniden kabinede va- zife teklif edilen General, bunu an- cak Çaldarise ve General Kondili- se, 1935 isyanmı bastırmak husu- sunda yardım için kabul etti. zun bir siyaset hayatı ona Yunanistan politikacılarınm cümhuriyet prensiplerine uyabile - cek kadar olgun adamlar olduğu hissini vermemiş; tecrübeleri bu- nun tamamile aksini isbat etmiş- ti. İşte bundan sonraki umumi rey toplanmasında General Metaksas yine ekseriyet kazandı ve krallığın yeniden tesisinden sonra da hükü- metin basına geçerek bugünkü re- jimi kurdu. Dost millet Başvekili sadece as- ker, diplomat ve devlet adamı ola- rak kalmamış, ayni zamanda içti- mai, felsefi ve hattâ edebi mev- zuları alâkadar eden bir çok eser- ler ve makaleler neşretmiştir. General Metaksasın muhtelif za- manlarda yazılmış ve neşredilmiş eserleri gözden geçirilirse bu bü- yük devlet adamınm şayanı dikkat bir fikir istikrarına sahip olduğu ve yıllarca evvel yazdıklarını he- men bugün de esasları tamamen uygun ve daha mütekâmil bir şe- kilde düşündüğü görülür. Metaksasın parti programı, ide- allerini, devlet, millet ve idare hak kmdaki fikirlerini hulâsa eder. Bu programa göre, Metaksas geniş bir hürriyet taraftarı ve kuvvetli bir vatanperverdir. Devletin, milli e- konomiyi geniş mikyasta himaye etmesine taraftar olmakla bera - ber iktısadi hürriyeti tercih etmek- tedir. Metaksas, devlet icraf kuvvetinin kesifleştirilmesine taraftardır. Ha- rici siyasette sıkı dostluk esas. larını bütün enerjisile müdafaa et- mekte, mertçe dostluktan ayrılmak istememektedir. Kuvvetli ve disip- linli bir orduya şiddetle taraftar- dır. Nihayet Generalin en kuvvetli fikirlerinden birisi de: Devletin her ne pahasma olursa olsun milliyet- perverliği korumayı istemesi ve ha- riçten gelecek bütün propaganda- lara şiddetle aleyhtar bulunması - dır. KANUN KARŞISINDA: Hukuk mahkemesinde — hâkimin karşısmda iki avukat... Bunlardan biri davacı kocamın, diğeri de dava o- Tunam ve zina eden karmın haklarını müdafaa ediyorlar. Kocanın avtkatı: “Bay reis, vaziyet ortada. Karı zina etmiş, Bu hususu birçok şahitlerle yüksek mahkemenizde ispat ettik. Binaenaleyh, Türk Kanunu Medeni- sinin (129) uncu y K aA 3hi, Zinâ Sebebile Boşanma Davası karının bir sene müddetle evleneme- mesine ve çocukları ufağın ba- bada kalmasına ve haftada iki saat çocuğu gör karar hi e HA Teti MÜTECAVİZ KİME DERLER? Mütecaviz kelimesinin lügat mâna- sını biliyoruz. Milletler arasında te- cavüze geçecek millete verilecek bu sıfatın mânası da Cemiyeti Akvam müzakerelerinde, elli iki milletin iş- tirakile verilen kararlarda tasrih ;- dilmiştir. Mütecavizin tarifimi yap- mak için bu elli iki millet, belki elli iki içtima yapmıştır. Nihayet orta- ya koydukları tarife göre, hiçbir ta- arruza uğramadığı halde, hudut be- raberliği olan veya olmıyan herhan- gi bir ülkeye silâhlı hücum yapan — — millete bu sıfatı vermeyi muvafık | gördüler, Imza sahibi milletler, mü- — | tecavize karşı sulhü korumayı bera- berce tekeffül edeceklerini ilân etti. ler. Dünya sulhünü bozan ilk tecavtiz Japonların — Mançukuyu — istilâsiyle —— başladı. Ikinci tecavüz, Italyanın Ha- — | beşi hü ile, üçü AR | man ve İtalyanlarm İspanyaya asker çıkarmasiyle, dördüncüsü yine Ja- | ponların Çine saldırmasiyle meydana | geldi. Tecavüze geçen her millet ev- velâ Cemiyeti Akvamdan çekildi, — Milletlerarası muahedeleri yırttılar, ı Bu dört tecavüz hâdisesimde de, mü- tecavizlerden hiçbirisi tecavüze uğra- — mış değildir. ki KU | Mütecaviz sıfatmım kime verilece- ği meydanda bir hakikat iken, Japon- yanm, Amerikanın davetiyle Brük- selde toplanacak olan Dokuzlar kou- gresine, ancak kendisime mütecaviz sıfatı verilmediği takdirde iştirak e- deceği söyleniyor. Milliyeti malüm olduğu halde te- cavüze geçen tahtelbahirlere “meç- hul,, demek, harp ilân etmeden harp yapana “muharip,, ismini vermemek, kanlı bir tecavüzle yüz binlerle Çin- liyi, mazlümu yerlere serene “müte- caviz,, dememek, muhakkak faşizm lüğatindeki ıstılahlardandır. Biz de- mokrasiler, faşist lisaniyle konuşmu- yoruz, Ve Bizim lügatimizde müte- — cavizin mânası, Cemiyeti Akvamm yaptığı tariftir, bütün dünyayı har- be sürükliyen milletlere verilir, © Mütecavize karşı hâlâ müdafaaya — geçmiyen, bütün dünyaya, sulhü ko- rumayı beraberce tekeffül ettikle- ri halde ses çıkarmıyan siyasetlerin demokratik mânası, tehlikeli bir ba- siret değilse, mütecavize cesaret Ve. ren tehlikeli bir ihtiyattır. Galiba işim sonunda hiçbir mütecaviz, hiçbir muharip yokken, ülkeler yerle yek- san, medeniyetler kül olup uçacak, sulhü barut yapıp demokrasilerin ba- şınma sıkacaklar, ve ortada yine ne te. cavüz, ne de mütecaviz — buluna- cak... Bu da harplerin yeni bir şekli, — vahşete doğru bir tekâmülü... . / Sabiha Zekeriya —— & RER AAT ERE Kömez e ha PS ll P L ! .. | Yunan Güreşgçisi Atinada Evlenecek Bir Amerikan artisti ile evlenmiye karar veren dünya serbest güreş sa. bık şampiyonu Yunanlı Cim Londos'. — un düğünü Atinada çok zengin bir şekilde yapılacakmış. Mevsuk bir yerden haber aldığımıza göre, Yu- — ! nanli güreşçi İstanbula geldiği za- — man tanıdığı birkaç kişiyi düğününe hususi kartlarla davet etmiştir. Cim Londostan davetiye alanlar a- rasında, Mülâyim pehlivan ve serbest güreş hakemlerinden Cemal vardır. verdiler, Bu bir sene evle- nememek karı için bir nevi cezadır. Fakat doğrusu pek mühim bir ceza değil. n kamun — daliresinde hi karı kocanın boşanmalarını talep e- diyorum. Madde sarihtir: “Karı ko- cadan her biri diğerinin zina etmesi sebebi ile boşanma davasında bulu - nabilir,, dedi. Bu sözlerden sonra karmın avuka- tı kalktı. Uzun bir müdafaa yaptı. Ta bit kanunun sarih ibaresime ilişeme- di. Fakat zina vuku bulmadığırı is - pata çalıştı. Çalıştı, fakat muvaffak olamadı, Reis ve azalar dinlenen şa- hitlerin sözlerine nazaren zinanın vü- ki olduğuna kanaat getirdiler ve ta- rafların boşanmalarına ve kabahatli M verdiği bu kararı dinledikten sonra, bundan bir müddet evvel bir İngiliz hukukşinasımım İdarehanemde bana anlattığı bir kararı düşündüm. Bakmım İngilterede hâkim nasıl zina e- den karıyı cezalandırmış: Karı koca- nın iki yaşında ufak bir kız çocukla- rı varmış, Evlendikten bir. müddet sonra kadın zina etmiş., Koca da dava etmiş. Hâkim kararında çocuğun a- naya her hafta yarrm saat mecburi olarak gösterilmesini emretmiş, Fa- kat kadınm çocuğuna anası olduğu- nu bildirmesini menetmiş. Çocuk böy lece büyüyecek, ana onun inkişafını yakından görecek, fakat “Yavrum!,, — diyemiyecek. Bir ana için ne büyük — ıstırap! Ne büyük Ceza! Yakından — yavrusunu sevmemesi, büyüyümciye — kadar onu kucaklıyamaması... Haki- — katen bir ananm her an kalbini par- - çalıyacak bir azaptır. Dostum, İngiliz hukuksi bü. na anlattığı bu hikâyenin aslı olup olmadığını tetkik etmedim. Fakat — muhakkak olan bir şey varsa o da, ; zina sebebi ile bir aile yuvasını bo.- —— zan, böylece bir masumu bir nevi ök- — süz bırakan karı veya kocaya her — halde ciddi bir ceza vermek cemiyet için faydalıdır zannındayım, İsmail Kemal Elbir | Istanbul Barosunda Avukat —