18 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AX&A G Sanatkâr - Pastırma Bizim rejim güzel te önem, NTT B * a bi NOĞT Dilimi - Şatafat Hai fakat mükâfat; bir di- sanatkâra değer verir. Bunu kolla- Mak, ilerletmek, yaymak için de resim - heykel - mimari . süsleme akademisi açar; temsil ve opera a- kademisi kurar; konservatuyar besler; sergiler tertip ettirir. mü- sabakalarda kazananlara hatırı sa — yılır mükâfatlar verir; azımsanmı yacak hattâ çoğumsanacak bedel- lerle eserler satın alır, Kısacası — milli kültürümüzü medeni dünya | kültürü seviyesinin üstüme çıkar- mak için elinin ve gücünün yetti- ğinden fazlasını yapar. d Ben öyle tablolar yilirim ki mu- b fiyatına al bile çok pahalı olduğu halde avuç do- lusu ile ödenmiştir. Tek, sanatkâ- Tı biraz ferahlasım, çalışma hızı — artsm, daha iyilerimi yapmıya ça- - işsın diye, ) Öyle entipüften müzik notaları lim sinirli pastırma! Koca bir şehre, bir defaya mah- sus olmak üzere yapılacak bir gü- zel sanat eserine - hele böyle beş bin bile verebilecek kudrette oldu - ğu halde - dört yüz elli lira verilme. sine bir dilim sinirli, küflü pastır- madan başka bir ad verilemez. Çünkü bizde devletten başka, he nüz bu gibi mükâfatları (sokağa atılmış para) sayanlar epeyce bol- dur. Şavulu çarpık, hendesesi kırpık kalfa dururken mimara mükâfatlı proje mi yaptırılır?. Yalama çimento dururken ana vatan mermerini heykeltıraşa İş- | letmekte ne kâr var? Ben Akademiden diplomalı bir mimar veya heykeltiraş olsaydım hem kendim bu müsabakaya gir- Sekktani bort dol — dinledik ki davul, b — paralarla alımarak sınıtkârlırmm | şevkleri, çalışma güçleri arttırıl- mıştır. Eh.. Mademki bu güzel fikirde geniş adımla yürüyoruz. Bu işi yal — mız devlete bırakmıyalım, biz de* halimizce ve ülkümüzce destekle- me ödevimizi ödiyelim, Amma na- — sıl ödiyelim? Şu ilânı okursanız nasıl ödiyelimi anlarsınız: “...Şeh- /rinin dört yol ağrma muazzam bir #bide dikilmesi kararlaştırılmıştır. Bu âbide için Güzel Sanatlar Aka - demisinden mezun olan yalnız — Mürk sanatkârları arasında bir — proje müsabakası açılmıştır. Bu /— projeler bu ayın - Boyacı küpüne — sokup çıkarma kabilinden -. . . cı- ,1 gününe kadar teslim edilmiş ola- caktır. Jüri heyetinin (???) beğe- — meceği ve ait olduğu yerdekl husu- /| si “âbideler komisyonu” nun tas- dik odeceğl projelerden birinci ge- leııc Ü ğ — Üçbin.. Iki bin. Bin beşyüz.. Bin. — Yedi yüz elli.. Beşyüz lira mı bek- — liyorsunuz? Aldamırsınız. Birinciye 450 ikinciye 150, üçüncüye 50 li- “î rall! Cu am şey müuazzamı, şartlar dim, hem öimı gir- memeleri için teşvik ederdim. Bu na “vatandaşları isyana teşvik” denmez, buna “sanatkârları mesle ki haysiyete, şerefe, değer tamıtır- hğa teşvik,, denilir. Ne çare ki buna girmiye birçok yönden mecburdur- lar. Bir dilim pastırma, bir dilim pastırmadır da ondan, Bir heykel olur ki bir karış bo- yundadır, Onu yarım karış eninde bir kaideye üçyüz kuruş masrafla oturtabiliriz. Fakat bu heykelin sa nat değeri beş bin, on bin liradır. Biz sade yapı masrafını düşünüyo ruz, sanat değerini viz geçiyoruz. Defin parsası ile işin şatafatı bize yeter. Falih Rıfkı Atayım vaktile yaz- dığı bir fıkra aklıma geldi. Atay o fıkrada bir teklif ortaya atmış- tı. Diyordu ki bu gibi işlerde yine devletin yardımımı istiyelim, Dev- let bu işlerin maliyeti üzerine yüı-[ de birşey koysun. Koyacağı bu; yüzde birşey proje sahiplerine ka- nuni hak olarak verilsin, pastırma* dilimi diye verilmesin. Bir çeşit liberalizma,olan bu gar- | pık gidişi de yine ve aneık devlet * diresi yola ktir. Râzi'nin — Resmi Kilisede — Nevyork muhabirimiz bildiriyor: Birkaç gün evvel hristiyanlık âle- minde hiç görülmemiş bir hâdise ol- tur: Prinsten Üniversitesinin kili Besine iyi bir hristyanın hürmet et - 1âzımgelen büyük adamlardan Sıifatile Müslüman Trp âlimlerin- n Râzinin bir resmi asılmıştır. Re- gim, renkli cam üzerine bir sanat e- eri şeklinde işlenmiş v2 kilisenin pon relerinden birine geçi” miştir. Ki- papası, bu vesile ile söylediği nu- tukta demiştir ki: “Râzi müslüman tıp âlimlerinden en büyüğü ve iyi gö- rüşlüsüdür. Çiçek ve kızamık hasta- Jıkları arasındaki farkı fenni klinik lerile ayıran ve diğer birçok ye- nilikler yapan adamdır. İnsanlığa fay dalı olmak için zekâsını muvaffakı - yetle kullanan adam, başka bir din- “den bile olsa kendisine hürmet gös- rmek bir hristiyan için vazifedir. nun için Râzinin resmini bu kili- eye astık. Prinsten kilisesi, büyük bir müslümanmın resmini rürmet ma- a asan ilk kilise olduğundan do 1 saadet duyar.., — Amerika dini hayatında yakınm va- kitlere kadar ne gibi dar fikirler hü 'm sürdüğünü bilenler, bir müslü- n âliminin resminin bir kiliseye a- sının nekadar dikkate değer bir olduğunu takdir ederler. Bu , dinf tesamüh cereyanlarının nn dise Nasılsa Şeytana Uymuş! Şehremınmde Hasansezaı sokağın- da 4 numaralı evde oturan Seyit 0ğ- lu Süleyman evvelki gün bir mikdar kavun almış, semte giderken rakı İç- tiği için çok Barhoş olarak rezalet çıkarmış ve polis Emine de hakaret etmiştir. Evvelki gün meşhut suçlar müddeiumumiliğine getirilen Süley- man, kendisini şöyle müdafaa et- miştir: — Havalar sertleşti. Bir mikdar ka vun aldım. Ticaretile kendime elbise yaptırayım, dedim. Arabamla semte doğru çıkarken bir arkadaşın teşvi- kile biraz içtim. Çoktanberi içmedi- ğim için sarhoş olmuşum, Yüz para- ya kavun diye bağırıyordum. Halk u- cuz diye başıma toplandı. Bu teha- cümden de sinirlendim, Ondan sonra rakı tesirini daha fazla gösterdiği için ne yaptığımı bilmiyorum. Bir de- fa şeytana uydum. Hiç sabıkam yok. | Eğer beni affederseniz bir daha gel- mem ve esasen ömrümde mahkeme huzuruna çıkmış değilim. Suçlu, asliye ceza mahkemesine ve- rilmiştir. Şahitler dinlendikten son- ra suçlu müdafaasını — tekrarlamış, Mahkeme suçunu sabit görerek ken- disini bir ay hapse mahküm etmiş- Ticaret Filomuzda Yeni Gemi Almanyada inşa edilen yeni gemi- ler geldikçe, Denizyolları idaresinin gemi kadrosunda bazı değişiklikler yapılacaktır. İdarede bugün çalıştırı- lanların çoğu 40 yaşmı aşmış gemi- lerdir. Bunlar kadro dışmda bırakı- lacak, bu suretle gemilerin eskiliğin- den doğan tamir masrafları topyekün kazanılacaktır. Diğer taraftan, inşa halinde bulu- nanlar teslim alındıktan sonra, Oon milyon liralık tahsisat ayrılarak bir- kaç gemi siparişi daha verilmesi muh temeldir. Bu da tahakkuk ederse, İ- darenin bütün gemileri yenilenmiş 0- lacaktır. İktısat Vekâleti, yeni gelecek ge - milerde çalıştırılmak üzere altı maki- nistin staj için Almanyaya gönderil- mesine karar vermiştir. Bu makinist. ler, yakımda yola çıkacakludn'- uquoy Meydanı Belediye şehir plânının tatbikini beklemeden önce Karaköy meydanını kısmen genişletmiye karar vermiştir. Ancak büu meydanın genişletilmesi için paraya bağlı işler plâna bırakıla- caktır. Bu arada belediyeye ait olan eski Borsa hanı epey geriye almacak- tır. Belediye, fen ve imar büroları bu hususta mütehassıs Prostun fikrini almışlar ve bu yolda çalışmıya Daş- lamışlardır. İtfaiyede Çalışanlar Terfıh Edılecek Alevler arasında bir itfaiye neferi Belediye reisi Muhittin Üstündağ, İstanbulu vakit vakit harabiye sürük- yankınları — önliyen fedakârlıklarla ça- mensuplarının bu günkü — vaziyette — bırakılmalarını doğru görmemiş, — bunların müm- kün mertebe terfih edilmelerine ka- rar vermiştir. Muhittin Üstündağ, şehir ve şehirliler için canlarmı bile istihkar eden ve bu teşkilâtta çalı - şan âmir, memur, onbaşı, şoför ve neferler için şehir bütçesinden daha ziyade fedakârlık yapılmasını doğru görmüş ve bu hususta bir proje ha- zırlamıya başlamıştır. 938 mali yılı başından itibaren tat- bik edilecek olan bu projeye göre, it- faiyecilerin hem maaşlarma zam ya- pılacak, hem de giyme, yeme ve iç- me hususlarında kendilerine yardım olunacaktır. liyen büyük ve bir çok lişan — itfaiye Şıra İçmiş, Sarhoş Olmuş Sarhoş olarak Aksarayda nara at- tığından dolayı zabıta — tarafından mahkemeye verilen Niyazi isminde bir gencin dün cürmü meşhut mah- YNT AN TT T P iğel, ŞNT 18 - 10 937 |Ekmek Meselesi için Yeni Teklif Proje Ha İstanbul Frıncıları Bir zırladılar Bir fırın önünde: Belediye, fırmlarda temizliğe via- yet edilmediği zaman, ekmekler nok- san ve bozuk olduğu takdirde fırıncı. ları cezaya çarptırmaktadır. Bu ceza bazı fırmedlar hakkında sık sık tatbik edilmektedir. Fakat belediyenin tef- tişlerine ve bu cezalara rağmen bu işin bir türlü kökünden önüne geçi- iememektedir. Bir kısım fırıncılar, bu gibi teftiş- ler neticesinde ceza veri ile dü - rüst çalışmaktadır. Diğer bir kısım fırıncılar ise, halk nazarışda şüpheli bir mevkie düşmektedirler, Bu vazi- yeti arzui etmiyen ve esasen bugünkü fırmların ıslahı için belediye ile elele vererek hareket etmek istiyen fırm- cılar, firmlardaki hilelerin önüne geç- mek için bir proje hazırlamışlardır. Bunların yakmda belediyeye vere- cekleri bu proje, belediye tarafından kabül edildiği takdirde ekmek mese- Bu Proje Tatbik Edildiği Hileli ve Bozuk Ekmek Satılmasına İmkân Kalmazmış! Takdirde lesi diye ortada bir mesele kalmıya- cakmış. Bu projede hamurkâr, yardımcı, pi- şirici ve çırakların üçer sınıfa ayrıl- malarını, hepsinin imtihana tâbi tu- tulmalarını, muvaffak olanlara sınıf- larmı ve ihtısaslarını gösteren birer ehliyetname verilmesini ve bütün bu işçilerin kahvelerden değil, ekmek ya- ptetları cemiyetinin delâletile işe alın- ması teklif edilmektedir. Bu takdir- de fırın sahibi noksan ekmek yapıl- masını veya harman esnasında ikinci nevi un katıştırılmasını emerttiği za- man hamurkârlarla yardımcıların bu dileği yerine getirmemeleri imkânı elde edilecek ve ekmekler de bozuk ve eksik çıkmıyacaktır. Bu proje hakkında belediyenin ne karar verocığl.rtıhü şimdiden. kes- “İpek Çoraba Boyko’r' Amerikada Japonyaya karşı şid- detli bir bokyot hareketi var. Japon- yadan gelen eşyanm yerine başka ne- vi eşya geçirmek için çareler düşü- nülüyor. Bu arada bilhassa ipek ço- rap üzerinde durulmuştur. Amerika- nın ipek çorapları meşhurdur. Bütün Amerika kadmları bunları giydikten başka dışarıya da pek çok ihracat yapılıyor. Bu çorapların ipeği de Ja- ponyadan geliyor. Eğer Amerika ka- dınları ipek yerine pamuk çorap giy- miye razı olurlarsa Japonyadan A- merikaya yapılan milyonlarca dolar- lık ipek ihracatı, bir kalemde yarıya inermiş... Bu haber bize eski Amerikan Ge- neral Konsolosu B. Ravenal'in te- Amerikaya İpek Satamaz mıyız ? şebbüslerini hatırlattı. Senelerce İs- tanbulda yaşıyan ve memleketimizi çok seven bu General Konsolos, Ame- rikaya giden Japon ipeğinin | rine Türk ipeğini koymak. için senelerce uğraştı. Risaleler neşretti. Amerika sindikalarını alâkadar etmiye çalış- tı. Bu teşebbüsleri mütareke devrine düştüğü için netice vermedi, Amerikaya ipek ihracatı bu boy- kot vesilesile düşünülecek bir mese- ledir. Fakat bunun için kozacılığı memleketin müsait kısımlarında tâli bir iş diye köy evine sokmak ve ma- liyet masrafımı ucuzlatmak lâzımdır. Bugünkü koza fiyatları, ihracatı mümkün kılmak şöyle dursun, halis ipek sanayiini öldürecek kadar yük- sektir. Şehir İçindeki Mezarlar Müstakbel şehir plânının tatbikine başlanır başlanmaz İstanbul şehir sı- nırları içindeki bütün mezarlıkların kaldırılmasına karar verilmiştir. EByüp, Karacaahmet, Maçka gibi büyük mezarlıklarla şehir arasındaki diğer küçük mezarlıklar da kaldırıla. cak olanlar arasında bulupmaktadır. Ancak tarihi değeri olanlar, dışar - Dört Kumarbaz Osman, Hüseyin, Hüsnü ve Adem isminde dört kumarbaz Göztepe is- tasyonunda Cavidin kahvesi üstünde- ki odada kumar oynarlarken cürmü Elektrik Sanftralları Akan Sulardan da İstifade Edilecek Yurdun elektrikle aydınlatılması ve sanayide kullanılması için yapılmakta olan etütler bir hayli ilerlemiştir. Ve- rilecek enerjiyi temin için Zonguldak ve Kütahyada kurulacak santrallerin projeleri hazırlanmıştır. Zonguldak santrali 45 bin kilovat kudretinde o- lacak ve Zonguldağm kömür süpü- rüntüleri yakılarak meydana gelecek. tir, Bu suretle senede 100 milyon ki- lovatlık enerji istihsal edilecektir. Kü tahya santrali ise 60 bin kilovatlık o- lacaktır. Bu santral senede 350 mil- yon kilovat istihsal edecektir. Yur - dun bazı yerlerinde akan sulardan da istifade edilmesi kararlaşmıştır. Bun dan dolayı Sakarya, Adana — Kay- seri mıntakası suları, Ege suları, F- rat nehri, Kızılırmak gibi nehirleri - miz üzerinde tetkikler yapılmaktadır. Garip Bir Cürmü Meşhut Meşhut Suçlar müddeiumumiliği bir zina davasının tahkikine el koy « muştur. Tahtakalede yangın yerinde bir evde oturan işçi Salih, bir aydan- .| beri refikası Samiyeden şüpheleniyor muş. Onun ara sıra o civarda bir ku- lübede oturan arabacı Sadettinle bu- luştuğunu işitiyormuş. Salih, iki gün evyel akşam evine gelmiş. Karısını evde bulamayınca Sadettinin kulü « besine gitmiş. Kulübede ışık yokmuş. Bir kibrit yakarak pencereden içeri- ye bakmak istemiş. Birinci kihrit sön müş, ikinci kibriti çakmış, bu defa pencereden Sadettinin başı uzanmış ve kibriti söndürmüştür. Salih karı- sınm orada bulunduğuna hükmetmiş, karakola giderken Sadettin kendisini takip etmiş ve korkutmuş, fakat bi- raz sonra bekçiler rastlamışlar. Salih şikâyetini anlatmış, bunun üzerine de Polisler Sadettinin kulübesine gelmiş- ler, Samiyeyi aramışlar ve odanm al- tındaki bir kapağı açınca Samiyeyi o- rada bulmuşlar, Sadettinle . beraber Samiye kendisini müdafaa eder - en: — Kocam beni tehdit etti. Korku- dan Sadettinin evine kaçtım. Oraya geldiğini görünce bodruma saklafı « dım, demiştir. Müddeiumumt suçluları asliye dör- düncü ceza mahkemesine vermis ve muhakeme şahitlerin çağırılması için talik edilmiştir. Hatay Heyeti Ankaraya Gitti Yakında başlıyacak olan Hatay milli meclis azalarınm seçimi işine nezaret etmek üzere Uluslar Kuru- mu tarafından seçilen yedi kişilik he« yet dün sabahki ekspresle şehrimize gelmişler ve Perapalas oteline iİnmiş- lerdir. Heyet, muhtelif milletlere men sup diplomatlardan terekküp etmek- tedir ve dün akşamki ekspresle An- karaya hareket etmiştir. Heyet, Ankarada bir gün kalacak ve oradan Hataya gidecektir. ee Kaşbaşı Köyünde Bir Cinayet Bartın, (TAN) — Kaşbaşı köyün « de bir cinayet olmuştüur. İsmail oğlu Mehmet kahvede otururken dışar « dan atılan kurşunla öldürülmüştür. Cinayeti, Mehmet Kabukçu oğlu- nun tertip ve teşvikile Kara Mustafa ile taşçı Alinin işledikleri anlaşılmış, üçü de yakalanmıştır. Maktulle mü- şevvik arasında bir aile kini bulun- ğ meşhut halinde yakalanmışlardır. duğu da tesbit olunmuştur. Yurtta Bugünkü Hava i8 'fı'iıîîğ?ıiı"öîi"l PAZARTES! güzel bi ğ tir. Sabıkası olmadığı için cezası te- hükamalla : ü £ | bir zafer elde ett delâlet cil edilmiştir kemesinde mu: a;itlenn ıfııdl'ıııluın:u: dan, içerileri görülmiyecek surette Yeşilköy meteoroloji i ai | Düörel e e DŞ aei n tır. Dinlenen ş: Ki SÜSELABSÜR kapatılacaktır. Bunlar da şimdiden | nan malümata göre, bugün hava yurdumu- ti ti £ TPi dlir : cesinde sarhoş olduğu sabit olan Ni- la 1 takalarile Katadeni İal Şaban: İkinciteşrin H H ici i, kendini şöyle müdafaaya ça- ayLENAKADIT. V BİRİR aa D 'ıi.m: ın:î: ve yağışlı dr.ıi Si hln d Arabi 1356 Rumi 1353 " azı, g ulut er — yerlerde # Yen' çOĞIIk AnSİkıopedISİ lîştl: zarlıklar arasında mevcut bazı tarihi :nıîı:n bııhıll“ geçmesi ve rüxılrî.ım u- | | Güneş: — 614 — Öğle: 11,58 « — Annem, babam çok ihtiyardır- mezarlar başka bir yere taşınacaktır. şimal i di kuvvetli İ İkindi: —15,02 — Akşam: 17,27 Cıı C" 5 n in ihti &, $ İ muhtemeldır. Karadenizde fırtına- İYIm 18,59 — İmsâk: 4,35 İ 1 ğ 8 lt üz 27 8 I lar. Kardeşim de askerdir. Kederim-| Belediye şehrin ihtiyacı nisbetinde, | esmesi muhleme Ur. Becende. n ş H Vi daha D Kuponu Kuponu den ve para.sıılıktan üç bardak şıra | fakat gehirden gök uzak yerlerde ye- :::mn: etmesi muhtemeldri. ve rüzgâr şimali şarkiden saniyede 6 met i pi n ti ldum.,, Fakat ortada | niden mezarlıklar tesis edecektir. Bu olaak iştir. B Htre TGĞE DA 10 kupona mukabil bir içtim, saı_-hoş KEEArR VE e K re olarak esmiştir. Barometre 768, B wılîum)mkuîablltuîk cungııî kurüştür. suç görmiyen hâkim, kendisine biraz | mezarlıkların nerelerde yapılacağı da DUNKU HAVA limetre, hararet en çok 12,8, en az 102 v R - 3 —— -. nasihat vererek beraetine hükmetti. | şehir plânında gösterilmektedir. Dün hava akşama kadar kapalı geçmiş İ santigrat olarak kaydedilmiştir. * N a A PP? ea et eli i öi Bek . OELAA Ğ le e VA 2 ni w* 4 ğ aa M me e . bet —— e a Üü e AŞ AÖ H A B Ö e B e er —- aeta L L L A 0 a

Bu sayıdan diğer sayfalar: