Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—10 LA A A HÜ İ TTTT T B p İ Yıldızdan San Remoya — YAZAN: S.S. Feylesof Rıza Tevfık Mantık Yürü +u He Sıkıntı ve düşüuce ile geçen gün- ler, Rıza Tevfik Beyin âsabını büs- bütün germişti. y Artık, küçük bahanelerle arka- — daşlarma çatmıya; kısa sürmesi lâ- — Zzım gelen dil dalaşlarmı uzam u- — Zzam uzatmıya başlamıştı. ir Bir gün, Vasfi Hoca ile fena hal de çarpışmışlardı, Sabık Evkaf Na- zırı, birkaç arkadaşın içinde, onun — yüzüne karşı: - — En teessiüf ettiğim birşey var — sa, senin gibi mesleksiz bir herifin — aramıza karışması.. Haydi biz, mar kası üzerinde adamlarız. Hürriyet — ve İtilâfçı olmak için doğmuşuz... — Öyle de, öleceğiz. Fakat, ya sen.. — Dokuz kocalı karı gibi, siyaset â- leminde dolaşıp durdun... Meşruti- yetin ilk devrinde, İttihatçı oldun. Sonra, muhalefete geçtin. Bu siv- ri aklınla, güya Rumeliyi kendine bendedip, bir külâh kapmak iste- — din, Fakat, Gömülcinede, binlerce — halkımn huzurunda, yüzü koyun ha- |— Bırin üstüne yattın. Meydan daya- — ği yedin. Bu rezaleti hazmetmek için bir köşeye çekilip te, âleme karşı bunu unutturmak lâzım ge- İHirken, bilâkis dayaktan sonra has- yet) meselesinin oynadığı mühim /— tanede aldırdığın resimleri teşhir | ederek, kendine reklâm yapmak is — tedin. Yani, kendi felâketini bile |— istismar etmek istedin... Sen, bir -— timarhane delisinden başka birşey Ü değümü Diye, bağırmıştı. Rıza Tevfik Bey; kendini, yine — kendi mantığı ile müdafaa etmiş- ti. Derin bir: " — AAAh. — Çektikten sonra; — — Azizim hocafendi!.. Beni, kim anlıyabildi ki, sen anlıyabilesin ?.. — Ben, bir insan değil, bir cihanım.. — Omuzlarımın üstünde yükselen şu ' — yuvarlak kafa ile, üzerinde karın- — ca gibi dolaştığın şu koca dünya /— arasmda, ne fark var sanki?.. Fa- l ( — kat bunu senin sarimsak kafan a: — Bvet,,, Bugün, açım, Seli- - Tim. Perişanım...Fakat, siyasi hü « -— cumlar yüzünden vatanından çıka- /— rılan meşhur İtalyan şairi, (Dan- te) nin talihine mazhar olduğum — için, pek mağrururm. Ancak, onun yor gil.. Ermenist detii ni derecede sıtkile çı.lıştım Ve da- ha da çalışmak istiyorum.. Beni, Ermenistana gönderin. Maarif Na- zırlığını bana verin. Milletinizi, beş sene zarfında, cihanın en me- deni milletleri sırasına çıkancnk bir kültür aşılryayım. Demişti... Ermeniler, Rıza Tev - fik Beyin bu sözlerini, tıpkı bir ko medi aktörünün monoloğu gibi dinlemişlerdi. Ve sonra, gülümsi- yerek: — Fakat.. Biz, kendi kültürü - müzle yetişmeyi tercih ederiz. Ba husus siz, Türksünüz. Diye cevap vermişlerdi. Rıza Tevfik Bey, babasımın Ar - navut, anasımın Çerkes olduğunu söyliyerek Türklük ile hiçbir mü- nasebeti olmadığını iddia etmişti. Fakat, bu idealist adamları, bir türlü ikna edememişti. Nihayet; — Yazık!.. Siz de beni anlıyama- dmız. Diyerek, çıkıp gitmişti. FFakat bu hâdise, Rıza Tevfik Beye iyi bir ders vermişti. Belki de hayatında ilk defa olarak (Milli - rolü keşfetmişti. Büyük bir sevinç ile arkadaşları- na koşarak:- — Eh, dostlar!.. Hoşça — kalın.. * Ben gidiyorum. Demişti. Ötekiler, merakla sormuşlardı: — Nereye . — (Amman) a. — Niçin?.. v Kaıdime geniş bir ufuk.. Par lak bir istikbal yapmak için.. (İsa peygamber) in güneşi de, oradaki dağların arkasından doğmadı mı?. İçlerinden biri, dayanamamıştı. — Filozof!.. Üç yüz yaşına da gelsen, aklını basına toplryamıya- caksm, Şu zevzekliği elden bıra - ksm, " z O zaman Rıza Tevfik Bey coş- muüş, köndisine”geniş birüfük: ve parlak bir istikbal yapacak olan TTEEEU - Dünyaşğw : E_n Güzel Örnek (Başı 1 incide) General Metaksas, bu güzel yola en derin bir kanaatle bağlı olan yol- culardan biridir. İki milleti biribirine yaklaştırmak ve aradaki dostluk ve NTANU Fırtına, yağmur Ve kar (Başı 1 incide) takalarile, Karadeniz kıyılarında çok bulutlu ve yağışlı geçmesi ve rüzgüâr- ların umumiyetle poyraz istiyaketten kuvvetle esmesi ihtimali vardır. Karadenizdeki fırtına şiddetini ek- siltmeden devam etmektedir ve istid- lâllere göre bir müddet daha devam edecektir. Vapur seferleri Fırtma dolayısile Karadeniz sefer- leri i intizamsızlık henüz zail ol- yakmlığı çoğaltmak h da dai- ma en büyük bir samimiyet göster- miş ve candan uğraşmıştır. Dost ve müttefik Yunan milletinin bu kadar kıymetli bir mümessilini a- ramızda selâmlamak, çok mesut bir hâdisedir. General Metaksasın harice olan ilk seyahatiı;i Ankara yapması- nı bir tesadüf saymıyoruz. Ankaranm ilk seyahat hedefi diye seçilmesini i- ki millet ve iki hükümet arasındaki yakınlığın güzel bir ifadesi diye telâk- ki ediyoruz. Bugüne kadar yaptığımız iş, sağlam bir temel kurmaktan ibarettir. Bu temel üzerine en güzel bir dostluk binası kurmak, iki taraf arasındaki münasebetleri ve iş birli- ğini çoğaltmak, müşterek menfaat- ler için muhtelif sahalarda beraber- ce çalışmak; iki taraf için de çok ta- bit gayelerdir. General Metaksasın bu seyahati gibi fırsatlar, geyelerin ta- hakkukuna doğru mühim adımlardır. Hiç şüphe etmiyoruz ki, General Metaksas, topraklarımıza ayak bas- tığı dakikalardan başlıyarak kendini bir kardeş evinde hissedecek, her at- tığı adımda Türk — Yunan dostluğu- nun en candan tezahür ve ifadelerile karşılaşacaktır. Şurasma da şüphemiz yoktur ki, bu seyahat, iki memleket arasında daha sıkı bir iş birliğinin başlangıç noktası olabilecektir. Ahmet Emin YALMAN - BULMACA - 1sasoryı M projesini anlatmıya başl t — Veyi, sizlere ki., Burıdı mis- kin ve âtıl bir hayat içinde bekle- Ja teselli buluyorum... En acındığ — bir şey varsa, o da, şu gafil insan- |— JTarım benden istifade etmeyi bilme — Mmeleridir.. Hiç bir paygamber, iki /" defa dünyaya kelmemiştir. Ben de, Şu köhne dünyadan göçüp gitti- — ğim zaman kıymetim bilinecektir.. — Zavallı (İsa peygamber) in de ha- yatta iken kıymeti bilinmedi. Fa- — kat o çarmıha gerilip can verdik-. /— ten sonra, milyonlarca ve milyarlar ca insan, ona taraftar ve ümmet / kesildi... Çok iyi biliyorum ki, be- ni mâkibetim de öye oaclak. Ve /— günün brinde, şu fâni dünyadan — gürleyip gidersem, arkamdan en — çok ağlıyan millet, Yahudiler o - | lacak.. Siz, beni anlamadınız. An- ç liyamadınız. Ve anlıyamıyacaksı - şuz. Demişti. Araya, bilhassa Süley- — Man Şefik Paşanın girmesi üzeri - — Ne; o .günkü kavga, mayna edil - / Mişti. " Fakat.. Pek sıklaşan bu dil da- ve gördüğü istiskal Üzerine, Tevfik Bey artık Mısırda ve —arkadaşları arasında barmamıyaca ğımnt hissetmişti. Başka bir yerde kendine kısmet aramak mecburi- yetini hisseylemişti. Gündüzleri sokağa çıkmaktan çe — kiniyordu. Çünkü onu tanıyan Mı- — gir gençleri, derhal peşine takılı- /— yorlar; nümayişlere ve hakaretle- “re başlıyorlardı. Bir aralık, uzun saçlarını kestirip, bıyıklarmı kazıt- — Mayı tasavyur etmişti. Fakat; — — Aslan yelesine benziyen bu /| sarlar, nasıl feda edilebilir?.. — Diye, bundan vazgeçmişti. | Bu muztarip ve müteessir gün- Jlerinde, Rıza Tevfik Beye parlak b biv- fikir gelmisti. Bu fikrin ilha- ile, bir gece doğruca Ermenile- / rin (Taşnak klübü) ne gitmişti. Klüp reisi ile orada bulunanlara u- — zunca bir konferans vererek, mü - tareke devirlerinde Ermenilere kar / gI yaptığı iyilikleri dizmiş, dökmüş.. / Ve sonunda da; — — Ben.. Yalnız Yunanistanm de * | halliyiz. Arada bir fark varsa, biz yip dur sorarım size, ne bekliyorsunuz.. ne olacaksınız?. Mal tadaki efendinizin lütfu ihsan, ve in'amü iltifatlarını mı? geç, efen- dim geç... O mentereciyi ben bili - 5. g! A!DAY I E| ILİLARH !F"!ll-:iıf'_ AIILIY OK Z > | l Vi n h rim. Alimallah, menfaati ol insana selâm bile vermez.. Burada; ya biz onun yüzünden sürünüyo - ruz., Ya, o bizim yüzümüzden ora- da sürünüyor.. Yani; tırhalli, bir de metelik yok. Fakat o, herhalde boş gelmemiştir. Ne de olsa, bir - kaç yüz bin altınlık dünyalığı be- raber alıp getirmiştir... Halbuki bize, bir mangir göndermedi. Hat- tâ, halimizi sormıya bile lüzum görmedi. Insan oğlu ayı değil ki, tabanını yalıyarak açlığmı gider - sin... Çok şükür ki, benim idrâk ve irfanım; vaziyeti tahlile, ve bu işin sonunu keşfe müsait. Onun için ben, gidiyorum... Oraya gidip te, ne yapacaksın?. diyeceksiniz. . (Arkası var) yuyuem her KS bâ gün Ç Arsenoferratose ' içirir. Demir, yumurta akı ve arsenikten yapılmış bu şurup iştahı açar, vücudu gürbüzleştirir ve kan yapar. Arsenoferratose Her eczanede reçete ile ve reçetesiz satılır. ON H * w »H GN |EİTİEİ Lllı:lg'i a 9 Aıkfiıı-ıaıı.uxııı mLIREMMmhmH BUGUNKU BULMACA 12 3 S0SUĞÜT 8 9710 KS ö S ©6 h 4a WN el - ba SAĞDAN SOLA : 1 — Sebze. 2 — Vilâyet merkezi — Tatsız. 3 — Tecavüz eder — Haysiyet. 4 — Ek — Meşhur tango. 5 — Renk — Babanın yarısı. 6 — Çamaşır — Kasaba, 7T — Emir — Görülür amma yok- tur. 8 — Dibine ışık vermiyen şey — Şart — En çok sevdiğimiz. *9 — Parçası — Taaccüp — Renk. 10 — Nizamnamei esasi, © YUKARDAN AŞAGI: 1 — Balıkçılarda vardır — Tekne- lerde vardır. 2 — Gayrimuntazam. 8 — Tavır — Genişlik — Sorgu. 4 — Araba ahırı. 5 — Şöhret — Isim. 6 — Renk. 7T — Kafkasyada bir kabile, 8 — Fiyaka — Rabıta. 9 — Lâzım gelen. 10 — Dost memleket — Tekne, mamış ve dün limanımıza gelmesi bek lenen vapurlar gelememişlerdir. Ve- rilen malümata göre, Karadenizdeki limanlarda yükleme ve boşaltma işle- ri imkânsız bir hale gelmiş ve gemi- ler bulundukları limanlardan ayrıla- maz olmuşlardır. Yalnız dün saat 12 de Trabzon postasını yapmak üzere limandan hareket eden Güneysu va- puru Boğazdan çıkmış, gecen perşem be günü Bartıma kalkan Mersin va- puru da evvelki gün tekrar çıkmıya teşebbüs etmişse de geri dönerek Bey kozda deıniriemıçür Misafirimiz ASA Şehrimizde General Metaksas Bu Akşam Buradan Ankaraya Gidecek (Başı 1 incide) Vekâleti ataşelerinden M. Papadowv- Tilos ve bir de sefir Papadakis refa- kat etmektedir. Misafir Başvekili taşıyan zırhlı sa- at 16 da Haydarpaşa önlerine gelmiş bulunacak ve 21 atım topla şehri se- lâmladıktan sonra Dolmabahçe önü- ne demirliyecektir. Zarhlıyı iki tor-| pitomuz Marmara açıklarında kar- şılıyacaktır. Ayrıca Hariciye Vekâle- ti hususi kalem müdürü Refik Amir ile diğer alâkadar hariciye memurla- rımız ve şehrimizde bulunan Yunan Smfâdîen bir motörle saat 14 te decekler ve Averofu Mar- Dün, h dan istifade eden bazı şıleplıet Kın- denize açılmışlarsa da, mühim bir kısmı Büyükderede kalmışlardır. Dün akşam Beykoz ve Büyükdere koyla- rında on kadar vapur beklemekte idi. | ceklerdir. Fırtınanın başladığı sıralarda Mu- danya önlerinde karaya oturan Tür- kân vapurunun kurtarıldığına dair, dün Liman idaresine haber gelmiştir. Gemiyi, havanın kısa bir müddet i- çin gösterdiği müsaadeden istifade ederek kurtarmak mümkün olabil - Miştir, Evvelki gün, Boğazın ağız tarafla- rında, Kavakların önünde halk, bir kaç ceset görmüş ve yapılan araştır- malarda bunlardan bir tanesi bulun- Müştur. Bunun Yön burnunda batan İsmail kaptanm motöründeki tayfa lardan olması muhtemeldir. Fırtına başladığındanberi tatil &- dilmiş olan Ankara hava postaları dün açılarak bir tayyare gitmiş ve bir tayyare de gelmiştir. Seller yüzünden Yağan şiddetli yağmurlar vüzün- den demiryollarda da ufak tefek za- rarlar görülmüştür. Evvelki gün sa- at dört butukta”bir-marsandiz tre- ni Sapancaya iki- kılg_metre yakm bir yerde bozukluklar olduğunu far- ketmiş, 200 metre dahilinde bir sa- hada 2 buçuk 3 metre irtifamda ve on metre uzunluğunda birkaç yerde demiryolunun imlâ yerleri bozuldu- ğu anlaşılmıştır. Bunları tamir için 2000 kilomet- re mikâbı kadar taş ve saire teda- rik edilmiş, gece de bir amele treni gelerek imlâ yerleri traverslerle dol- durulmuştur. Bu amele trenile yol başmüfettişi B. Galip ve bir otode- rezinle de işletme müfetttişi B. Ab- dullah kaza yerine giderek gecen sa- baha kadar çalışılmış ve yoldaki â- rıza tamamen — ortadan kalkmıştır. Böyle bir ârızanın çok kısa bir Za- manda ortadan kaldırılması, Devlet demiryolları idaresinin lehine yaz- lacak büyük bir muvaffakıyettir. Bu sırada Sapancada bir tren bek liyordu. Yol tamir edilince bu tren yoluna devam imkânını bulmuştur. Evvelki akşam, bu ârıza dolavısile Ankara treni kalkmamıştı. Fakat dün öğle treni hareket etmiş, dün ak- şam treni de kısmen yataklı vagon- lardan mürekkep olarak hareket et- miştir. Kocaelinde Izmit, 17 (Tan muhabirinden) — Beş gündenberi devam eden yağmur lar dün sabah şiddetini artırmış ve öğleden sonra Sapanca ile Derbent arasında demiryolunu sel basarak bir kısım yolu tahrip etmiştir. Coşkun seller yolun imlâ kısmını alıp götürmüş, raylar bir köprü gi- bi havada kalmıştır. Haydarpaşadan, İzmitten ve Adapazarından sevkedi- len binden fazla amele büyük bir faaliyetle çalışarak bozulan kısmı ta- mir etmişler ve bu suretle demiryo- lunda sefer intizamı temin edilmiş- tir. İzmitte beklemekte olan iki tre- nin yolcularile İzmit valisi B. Hâmit son derece alâkadar — olarak bütün yolcuları otellere taks'ım etmiş ve is- |- tirahatlerini temin etmiştir. Geyveyi sular basmış ve Geyve oyaşı sular al- tında kalmıştır. Erzincanda har Erzincan, 17 (A.A.,) — Birkaç gün lük fasılalı yağmurlardan sonra ci- vardaki yüksek dağlara kar yağdı. Hava soğudu. marada istikbal edeceklerdir. İstanbul Valisi ile Istanbul Komu- tanı da generali Haydarpaşadan kar şıhymkıuve(hoıgd&miı') diye- Aveıof zarhlısı Dolmabahçe önle- rinde demirledikten sonra Akay ida- resinin bir vapuru zırhlıya yanaşa- cak ve General Metaksas ile maiye- tindeki zevatı Denizyolları idaresinin rıhtımıma çıkaracak ve burada aske- ri merasim yapılacaktır. Buradan otomobillerle Perapalas oteline hareket olunacak ve orada bir müddet istirahatten sonra misafir Başvekil Ankaraya gitmek üzere 18,45 te oteli terkedecekler ve 7,5 da Haydarpaşadan kalkacak olan husu- si trenle Ankaraya hareket edecek- lerdir. ç General Metaksas, Ankarada par- lak merasimle karşılanacak ve Anka. rapalasta misafir edilecektir. Yarm saat on birde Cümhur riya- seti köşkünde defteri imzalıyacak, 11,20 de Hariciye Vekilini, 11,40 da Mareşal Feyzi;Çakmağı, 12 de Baş- vekili ziyaret edecek ve müteakıben | , 'bu ziyaretler kendisine iade-oluna - caktır. Bundan başka Bayan Metak- sas ile, Bayan Bayar ve Bayan Çak- mak da karşılıklı ziyaretler ya- pılacaktır. Muhterem misafir, 15,30 da Millet Meclisi reisini ziyaret edecek, akşam üstü de Başvekâlet vekili Celâl Ba- yar tarafından verilecek ziyafette hazır bulunacaktır. Bu ziyafeti bir suvare takip edecektir. Muhterem misafirlerimiz çarşam- ba sabahı Ankarayı gezecekler, öğ- leyin Hariciye köşkünde verilecek ziyafette bulunacaklar ve akşam üs- tü de Yunan sefiri tarafından bir zi- yafet ve suare verilecektir. Perşembe günü öğleye kadar yine gezintiler yapılacak, öğleyin Mare- şal Çakmak bir ziyafet verecek, sa- at 17 de Dahiliye Vekilimiz B. Şük- rü Kayanın çay ziyafetinde bulunu- lacaktır. Bunu müteakip 19,30 da hareket edecek hususi trenle İstan - bula gelecekler ve cuma sabahı bu- rada bulunacaklardır. Dost gazeteciler Şehrimizde bulunan Yunan gaze- tecileri dün öğleden — evvel Bebeğe kadar bir gezinti yapmışlar, öğleyin, Yunan konsolosluk - binasında, baş- konsolos M. Gafus tarafmdan veri - len öğle ziyafetinde hazır bulunmuş- lardır. Gazeteciler öğleden sonra da Bü- yükdereye kadar bir ötomobil gezin- tisi yapmışlardır. Kendileri bu ak- şam Ankaraya gideceklerdir. Dost Yunan matbuatının hararetli neşriyatı Atina, 17 (A.A.) — Atina ajansı bildiriyor: Bu sabah intişar eden gazeteler, Başvekil Metaksasm —Ankara seya- hatine heyecanlı başmakaleler tahsis eylemektedir. Katimerini, diyor ki: *“Blen Amiral gemisi, bugün Ege- yi, Yunanistanın ateşli selâmlarını hâmil olarak geçmektedir.,, * Katimerini, bundan sonra, Averö- fun eski devirdeki harp faaliyetlerini hatırlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Türk topraklarından atilan selâm toplarile mukabele görecek olan A- verofun bugünkü selâm topları, si- li.h çatırtılarının, top seslerinin ve derimizin h 1 bun - dan böyle Türk topraklarında ikiz kardeşleri bulunduğunu gösterecek- tir. Başvekil Metaksas, hükümetin ba- şına geçtiği zaman, kuvvetli surette tesis edilmiş bir Türk — Elen dost- luğu bulmuştur. Fakat Metaksasır yaratıcı zihniyeti, Yunanistanın kara, deniz ve hava kuvvetlerinin takviye- gi ile bu dostluğa yeni bir resanet ver Büyük adamların hususiyetini teş- kil eden bir samimiyet ile, Kemal A- tatürk, Yunanistan ve Türkiye ara- sında artık hudut bulunmadığını ilân eylemişti. Türkiye ile Yunanistanm bir tek orduya malik bulunduklarmı söylemekle Başvekil Metaksas, ev - velki gün, bu sözü ikmal etmiştir. Bu vaziyette, imzalanacak yeni an- laşmalar mevzuubahis olamaz. Fakat çok daha iyi bir ihtimal mevcuttur: Türk — Elen dostluğunu genişlet - mek. Zira, ufuklar, daima açıik ve ölçülemiyecek derecede vâsidir.,, İki millet arasında yeni dostluk Messager d'Athenes gazetesi, bir. çok zaman düşman kalmg ola.n iki millet ar daki (i lerin doğuşu tarihçesini yaptıktan sonra, diyor ki: “Türk ve Elen milletleri arasındal' yeni dostluk, sulhten doğduğu ve sulh için mevcut olduğu sebebile sağlam- dır. Yedi senedenberi, iki devlet a- rasında mevcut olup bütün medeni- yet dünyasının gıptasını çeken her sa hadaki karşılıklı yardım, gerek bu i- ki-devlet vesgerek-diğer müttefikleri için geniş .surette iyilik verici fikir "beraberî*ğmî tam surette tebarüz et- tirmektedir.,, Eleftron Vima, diyor ki: “Bugünkü şeraitte Başvekil Me- taksasın Ankarayı ziyareti, her şey- den evvel, Türk—Elen münasebetle- rinin sarsılmaz ve yorulmaz mahiye- tini ispat eylemektedir. Türk — Elen dostluğu o derece mutlaktır ki, iki devletin, orduları ve siyasetleri ile taksim kabul etmez bir birlik teşkil etmekte olduğu söylenebilir. Bu iki devlet, siyasi, askeri ve ticari temas- farını temin için karada ve denizde de müşterek bir hudut muhafaza et- mek azmindedirler ve eğer askeri kuvvetlerini fazlalaştırırlarsa, bu sırf diğer millerleri kendilerine karşı has- mane plânlar kurmaları endişesinden âzat eylemek içindir. Ankara görüşmelerinin cereyan e- deceği hava, işte bu derece mükem- mel bir havadır. Bu görüşmelerden Türk — Elen ittifakı için yeni bir kuvvet ve bu ittifaka karşı yabanel- larm yeni bir itimadı doğacaktır.,, Sarsılmaz dostluk Hellinikon Mellon, diyor ki: “Başvekil Metaksas, yalnız Elen milletinin temennilerini değil, fakat ayni zamanda, Türkiye tarafmdan Elen hükümet reisine gösterilecek hüsnü kabule karşı minnettarlık his- lerini de beraberinde götürmektedir. Başvekil Metaksas, hey şeyden evvel, Elen milletinin, Türk milletine, onun şefine ve hükümetine karşı duyduğu her zamankinden fazla derin ve sar- sılmaz dostluk hislerini hâmildir.., Gazeteler, ayni zamanda, Başvekil Metaksasın, Türkiyeye hareketinden evvel, kral tarafından kabul edildiği- ni de tebarüz ettirmektedir. Tabanca Patlayınca —— Dün gece Beyoğlunda Çı.ghyan' gazinosunda eğlenmede olan Şevket isminde birisi gazinonun helamdı tabancasını düşürmüş, çıkan kur- şun kendisine isabet ederek ağır ıu-î'_" rette yaralanmıştır. Şevket ümitsiz. bir halde hastaneye kaldırılmıştır. b