—— a ? : Yıldızdan San Remoya : Kalan IKINCI KISIM Saraesek No. # HAİNLERİN AKIBETİ Her Tarafta Bir Fısıltı Başladı: "Kaçıyorlar,, Yazan: $. 5. (Sadakatleri, malüm ve mücer. rep olan (tebesi şahane kulları) Diye imza ederek garnizon zabiti vasıtasile Vahdettine göndir nişler di, Iki saat sonra, cevap olavık (ari za) geri gelmişti. Ve getiren çavu gun ifadesine nazaran bir (pajt) - berhalde, Yaver Paşa olacak - bu mektubu geri verirken: z onlara.. Bir daha dermesinler. Kadri, parlak bir kok- mıştız — Nasıl ağalar. aldınız ıı, ceva- b». Diye bağırmıştı. efarete iltica edenlerin bay- raktarları olan Şeyhislâm Mustafa Sabri, Zeynelâbidin, Vas - fi hoca, Rıza Tevfik Bey ve efen- dilerle birkaç paşanm; ayni günde (Hidiviye) kumpanyasının (Feme- ka) vapuru ile Mısra mütevecei - hen hareket ettiklerini evvelce ar- zetmiştik. Bunların vapura binmeleri, vapı Tün birinci sınıf kamara yolcula - rı arasmda mühim bir alâka uyan- dırmıştı. Yolcularm ekserisi, ecne- bi Dünkü ve bugünkü siyaso- tin içyüzünü bilmektelerdi. Ve hep- si de Anadolunun kazandığı bü - yük zafere hayran olan; ve altı yüz elli seneyi mütecaviz bir zamandan beri zulüm ve istibdat altmda ya - şıyan bir milletin şimdi (Cümhu - Tiyet) ilân etmesini en büyük tak- dirlerle karşılıyan ailelerden mü - rekkenti... İşte bu yolcular, birden bire vapurun birinci smıf yolculara mahsus büyük salonuna dolan bu garip kıyafetli, korkudan renkleri solmuş: hareketleri milvazenesini kaybetmiş adamlarla karşi karşı - ya geliverince, biribirlerine girmiş lerdi Her tarafta, telâşli bir fısıltı yükselmişti. — İste, son Osmanlı h damları, — Kaçiyorlar — Renkleri nekadar solgun. Hepsi de mânevi bir perişanlık :- çinde. — Tıpkı, hapisaneden kaçan mahkümlara benziyorlar, Kadınlar, korkunç birer mahlük temaşa eder gibi, birleşmisler ve p mişlerdi. Erkekler; ilik gruplarla kaçan ların etraflarmi ihata etmişti, Her- Kesin gözleri, bu paşalar, beyler, efendiler (hazeratı) nm Üzerine çevrilmişti. Bunların en küğük ba ketlerini bile gözden kaçırma - dan, hayret ve ibretle temaşa et - mektelerdi. Kaçanlar, göze çarpıcak kadar heyecan içindelerdi. Artık vapura girmelerine, ve - tevehhüm ettikle- ri - suikast korkt nı geçmiş ol duğuna kanaat getirmelerine rağ men, vapurun hareketine kader kendilerini emniyette görememiş - Terdi. Nihayet vapur hareket etmiş, ar tık her şey de tabii vaziyete gir - mişti. Bu adamlara karşı gösteri- len ilk alâka da kuvvetini kaybet - mişti, Çinkti bunları bu kadar ya- kından (temaşa) edenler, o kadar fazla ehemmiyete şayan birer sah siyet olmadıklarını, çarçabuk anla- yıvermişlerdi, 'alnız bir tek adam muhte- lif Amerika gazetelerinin &eyyar muhabiri olan (o (Mister Charles). içi içine sığamıyacak ka dar büyük bir sevinç içinde idi. Çünkü altı buçuk asırlık Osmanlı İmparatorluğunun; Türk milleti - nin kabir bir darbesi ile yıkıldığı: Bı gözlerile gören bu Amerikalı ga geteci, yıkılan İmparatorluğun son erkân ve enkazı ile karşı karsıya gelmeyi k ve emsalsiz bir sas- det telâkki etmisti. Akşam yemeğinden sonra, bun- ların etrafmda dönüp dolaşm; başlamıştı. Nihayet, Rıza Tevfik beye yaklaşmıştı. Rıza Tevfik Beyi tercih etmesi sebepsiz değildi. Çünkü bu zat, ar- tık korku devresini geçirdikten sonra, önüne gelen kaptan, vapur zabiti, ve kamarotlarla İngilizce mükâlemelere girişmiş Fakat herkesin işi gücü olduğu için, bun- lardan hiçbiri, Rıza Tevfik Beyin (gösteriş merakı) nın zevkini tat- min edememişti. Zeki bir gazeteci, eline tam iste diği gibi bir adam geçirdiğine mem nun bir halde Rıza Tevfik Beye yaklaşmış; — Size, bir viski ikram etmeme müsaade eder misiniz?.. Demişti. Rıza Tevfik Bey, kendisine İngi Bizce hitap edilmeden büyük bir meserret duyarak; — Büyük bir memnuniyetle, cen tilmen,.. Fakat evvelâ, kiminle mü şerref olduğumu sorabilir miyim ?. Diye mukabele etmişti. Mister Charles'in yirmi yedi Amerika ga- zetesinin seyyar muhabiri olduğu- nu öğrenir öğrenmez; artık pâyan- sız bir sevinçle titremişti Biraz ileride, al kadife kanepe - lerin üzerinde bağdaş kurarak baş başa veren; ve sık sik enfiye çeke- rek bundan sonra yapılacak işleri müzakere eden Mustafa Sabri ve Zeynelâbidin hocalara seslenmişti. — Efendiler Hazöratı!.. İşte, bir dost gazeteci... Hem de nasil, tam yirmi yedi Amerika gazetesinin mu habiri, Benden mülâkat rica edi - yor. Ne buyurursunuz?, Demişti. Rıza Tevfik Beye nisbetle çok temkinli, kurnaz ve çok ihtiyatlı olân hocalar; — Dikkat et. Ölçüyü geçme. Diye cevap vermişlerdi. Rıza Tevfik Bey, gazeteci Misi Charles ile karşı karşıya geçmişti. (Beyanat) ta bulunmıya başlamış- tı. Fakat bu beyanat - hocaların tav siyesi mucibince - bir ölçü dahili de kalmak şu tarafa dursun; mev- cut (vezin vahidi kiyasileri) nden hiçbirinin tartamıyacağı kadar u - zayıp gitmişti. Herkes kamaralarına çekilmişti. Salonun ışıklarından çoğu söndü - riilmüştü. Siyah elbiseli, beyaz el- divenil nöbetçi kamarot bile yüzü. nü ekşitmişti. Fakat Rıza Tevfik Beyin beyanatı henüz bitmemişti. Hister Charles'in sorduğu siyasi suailer, mecrasını kaybetmişti. Si- yasetten, felsefeye. felsefeden, #i- ire,, şiirden Bektaşi nefeslerine. Bektaşi nefeslerinden de yine siya- sete geçerek; meçhul bir memba: dan kuvvet alan bir (devri daim) makinesi gibi, bilâ fasıla işlemek” te devam eylemişti Ve... 27. Amerika gazetesinde, kendinden bahsettirmek zevki ile gaşyolan Rıza Tevfik Beyin beyana tı; - uyku, yemek, tuvalete gidip gelmek gibi zaruri fasılalar müs - tesna olmak üzere - (Pire) lima - nına girineiye kadar temadi etmiş- ti. Ve hiç şüphesiz ki, Mister Char les, - gazetecilik hayatında görme- diği, ve bir dahada göremiyeceği - bu (beyanat) m san satırlarının a tma; (Çok şiikir ki (Pire) lilmanma geldik. Ancak bü suretle, konüş - mıya hitam verdik.) Kelimelerini ilâve eylemişti. apur, bazı sebeplerden dola- V> program harici olarak on saat kadar Pirede kalacaktı. Rıza Tevfik Bey, ortaya bir su- al atmıştı: — Dışarı çıkacak mıyız, çıkmıya cak mıyız? (Arkası var) ATATÜRK den izahat aldılar. raya varışını tesbit ediyor: | e e e m m e m e m e m e e e e Mi ME | j — Çok Acıklı Bır Ölüm | ! Merhum B. Mustafa Sadıkoğlu Kendisini sevenlerce hemüz acısı u- nutulmıyan merhum Sadık Zade Bu Ruşenin oğlu Bay Mustafa Sadıkoğlu, henüz 28 yaşında olduğu halde haya- ta gözlerini kapamıştır. Türk Anonim Şirketinin Müdürlüğü. nü muvaffakıyetle ifa etmiş olan bu kıymetli genç, babasının kurduğu şir ketleri muhafaza etmekle berâber RU ŞEN SAD Limiteğ Şirketini teşkil e- derek FORD Kumpanyasmın Merkez acenteliğini almış ve ailesinin Türk denizcilik âlemindek! şerefli mevkiini genişleterek ticaret filomuza iki yeni vapur daha ilâve etmek üzere Avr paya harekete hazırlanmış bulunuyor du. Bu halük gencin vakitsiz ölümü, malemli ailesi kadar kendisini tanı - TAN Büyük Şef Atatürk, Meclisin yapacağı münasebetile iki gün evvel Ankarayı şereflendirdiler. yonda merasimle karşılanan Atatürk, inşaatı bitmiş olan An- kara garı ile yakından alâkadar oldular ve Nafıa Vekilimiz- Aşağıdaki resimler, Büyük Şefin Anka- Atatürk, Ankara istasyonuna indikleri sırada Yeni Ankara garını tetkik etmek üzere istasyondan ayrılıyorlar Büyük Şef, Ali erik Zerin Vapurculuk | s ANKARADA fevkalâde toplantı İstas- Ve zl ba zahatı ge imliyelar ve Sahte 100 Liralık Ramüzan isminde birinin sahte bir yüz liralık sürerken yakalandığını yaz İmıştık. Aldığımız malümata göre, bu hâditenin tafsilâtı şöyledir Şebinkarahisarlı Ahmet oğlu Ra- mazan isminde bir manifaturacı, A- şir efendi caddesindeki toptancı mani fatura mağazalarından birine girmiş ve bir miktar mal almıştır. Ramazan hesabı görürken ticaretane $a bir YÜZ liralik uzatmış ve üstünü is temiştir. Tezgâhtarlardan para yı bozdurmak ilzere karşıki caddede bulunan Doyge Oryent Banka gönde- rilmiştir. Bankanm veznedarı, yüz li- ralığın sahte olduğunu anlaymca der hal Eminönü merkezini telefonla ha- İberdar etmiş gelen memurlar mağa- sada paranm üstünü bekliyen Ramaâ- zanı yakalamışlar ve karakola götür- müşlerdir. Ramazan, bu parayı Şebinkarahi- sarda kendisine borçlu olan bir tüc- cardan aldığını söylemiştir. Bunun ü- zerine Şebinkarahisar zabıtası mese- den haberdar edilmiş, gerek bura. kata beşlanmıştır. Bu sühte para, bundan beş sene ev. ralıklardandır. cek kadar elimdir. İ Sudıkzade Ruşen köşkünd larak Teşvikiye Camiine caktır. ii Eski vali da ve gerek Şebinkarahisarda tahki- vel piyâsâda görülmüş ve o vakit bir kaçi ele geçmiş bulunan sahte yüz bi- ———— yan ve çok sevip takdir edenleri de| ağlatacak ve büyük acılara gürkede- n kal dırr- | amazı kı-| 19.9.0317 Acı Bir Kayıp Eski Vali B. Haydar Dün Vefat Etfi Olümü Her Tarafta Büyük Teessür Uyandırdı, Cenazesi Bugün Merasimle Kaldırılacak şehremini B, Haydarın vefatını ssürlö haber aldık.Bir İM müüdettenberi Üremiden rahatsız bu- lunan B. Haydar, 3 gün evvel Cerrah- paşa hastanesine kaldırılmış, fakat, bütün tedaviye rağmen dün sabah sa- at sekizde ölmüştür, Kendisi eski ve iş bilen bir idare &- damı idi. Milli mücadele esnasında etlerinde valili yapmış a büyük hizmetleri görül. müştür. Gerek bu hizmetleri, gerek büyük mahrumiyetler içinde mühim nerjik bir adam olması gözönünde bulundurularık kendisi n valiliğinden Istanbul şehremin ine tayin edilmişti. Bay Haydar, buraya geldiği zaman İstanbulda müt efik devletlerin eskerleri olmasına rağmen programlı bir çalışmıya baş- lamış ve bunda da çok muvaffak ol- muştur, Bu srada Istanbulda ilk defa olarak asri belediye itfaiyesini kur- muş, O zamana kadar İstanbulda en büyük bir âfet sayılan yangınları ol- dukça korkusuz bir tehlike haline in- dirmiştir. Başarmıya muvaffak olduğu diğer işler Bundan büşka yine ilk defa olarak Istanbulda belediye zabıtasını ve sey- rüsefer âmirliğini kurmuş, bu suretle o tarihe kadar başıboş olan esnafı si- kı bir kontrol altına almıştır. Belediyenin şehre ait iktisadi işle- rile uğraşması lüzumunu da takdir c- den B, Haydar, belediyede bir iktısat müdürlüğü kurarak bu günkü teşki- lâtın nüvesini hazırlamıştır. Ml ley enkei bâşka. çeki, şebremini Operalör. Cemil zamanmda yapılmıya başlanan İstan bul mezbahasını asri bir şekilde kur- muş, bütün müşkülâta rağmen çalı waktan yılmamış, bu müesseseyi leterek hem belediyeye mühim bir gelir temin etmiş, hem de halkm en ühim gıdalarından biriolan etin sıhhi şekilde kesilip satılmasını temin etmiştir, Hulâsa, o tarihe kadar çok ağır ça- lışan belediyeyi şehre faydalı bir hale B. Haydarın eski resimlerin den biri getirmiştir. Ayrıca yol yapmak, B** yazıt havuzunu inşa etmek gibi sed” rin güzelliğile alâkadar işlere de $İ rişmiştir. Valilikten ayrıldıktan sonra Bay Haydar, sonradan hem vali Be gehremini olmuş, uzun müddet bu v8” #ifede kaldıktan sonra Ankara gehr€ &'wliği ve valiliğine nakledilmiş, © rada da bir hayli çalaşıktan son mebus seçilmiştir. Kendisi, daha sonra serbest fırk#” ye girmiştir. Serbest fırkanın inis hından sonraki intihapta mebus memiş, Istanbula dönerek oldukça #* kıntılı bir hayat sürmüştür. Vati | 1 dimi Mömisyonu “rekl tayin ettirmek suretile merhum& men yardım temin etmiştir. Cenaze bugün kaldırılacak Cenazesi, bugün Cerrahpaza hast#* nesinden kaldırılacak, Valide camii” de namazı kılmdıktan sonra Edirn© kapıdaki aile mezarlığına gömüleceğ” tir. B. Haydarm ölümü, büyük tecesÜf uyandmmıştır. Bu 201 kayıptan do:# yi ailesine mi BA Ekalliyet Mekteplerinde Türkçe Ekalliyet Oo mekteplerinde kültür derslerinden başka diğer tedrisatın hangi dil üzerinden yapılacağı haberi yanlış tefsirlere yol açmıştır. Yaptı- Zımız tahkikata göre, vaziyet şudur: Musevi mekteplerinde olduğu gibi, maarif idaresinin Rum ve Ermeni e | mekteplerindeki bütün tedrisatın da kararlaştırdığı! Türkçe yapılmasını haberi doğru değildir. Ancak, Rum ve Ermeni okullarından bazıları maarif idaresine baş vurmuşlar ve mekteple- rinde bütün tedrisatı Türkçe yapmak ve ana dillerini yalnız dil dersi olarak göstermek istediklerini bildirmişler- dir. Maarif idaresi, şimdi bu müracaat. leri tetkik etmekte ve bu şeklin tat- bikine hukuki, kanuni ve idari imkân olup olmadığını eraştırmaktadır. Bu tetkikler yakında bitirilecek ondan sonra bu hususta kati bir karar veri- BİRKAÇ SATIRLA oş olan belediye müfettişlik” B rinden birine vilâyet maiy*f memurlarından ve eski Vali Hayâ” rın oğlu Melih Haydar tayin tir. Li örülen Kizum üzerine Sarıy#f belediyesinin yeniden teftiş © dilmesine Dr ususi cilipiie sit emir H kin iyi muhafaza edilmesi, bf kalarma hibe veya teri vilâyetlere bildirilmiştir. . ir idaresi binasının önünde meydaslığa yapılmasına kari verilen parkın tanzimine dün baylar” maştar, . pe maarif müdür mit lerinden Neşet Çorum asi müdürlüğüne, Nurullah stanbul tedrisat müfettişliğine nakil ve t9) lecektir. Yurtta Bugünkü Hava Yeşilköy meteoroloji istasyonundan | alman malümata göre, bugün yurdu. muzda havanm kısmen bulutlu geç- mesi ve rüzgürların şimali şarki İs. tikametinder, Trakya, Kocaeli ve Cenazesi BUGUN saat ON BiRde | Marmara havzasında kuvvetli, diğer Sişlide Doktor Şevket B. sokağındaki | yerlerde orta kuvvette esmesi muh- temeldir. DUNKU HAVA Dün hava aksama kadar kısmen Imdıktan snra gehitliğe tevdi oluna-| yulutlu geçmiş, rüzgür simali şarki. den saatta ON kilnmetre olarak es. edilmişlerdir. — VS Eyl 657 PAZAR lu || 9 uncu ay Gün: 30 Hiz: 13 || Recep: 12 Eylül: 6 Arabi 1856 Rumi 1358 Güneş: 5144 — Öğle: 1207 İkindi: 15,37 — Akşam; 1818 Yatsı: 19,45 — Imsâk: 403. hararet en çok 26.2 en az 18.5 miştir. Barometre 7608 milimeti gi” tierat olarak kaydedilmiştir.