Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ç- Kontrol gemileri Vazife başında » Londra, 18 (TAN) — Akdenizi korsanlıktan korumıya memur İn- giliz gemileri Cebelüttarıkta toplan- maktadır. Bugün resmen bildirildiği- ne göre, 26 İngiliz harp gemisi, 20 destroyeri ve 2 tahtelbahiri burada bulunmaktadır. Bundan başka Akde- nizdeki İngiliz hava kuvvetlerini tak- viye edecek olan 5 merkez tayyare- sinden mürekkep birinci grup bu sa- bah Maltaya hareket etmiştir. Comet adındaki İngiliz muhribile Glorius tayyare gemisinin Malta a- çıklarında torpil taarruzuna uğramış oldukları haberi katiyetle tekzip 0o- lunmaktadır. Ingiliz mahafili, böyle bir taarruzun aslı olmadığını bildir- mektedir. Italyan deniz kumpanyalarının Ka- radenize olan seferlerini tatil etmele- ri için talimat verilmiş olduğuna dair werilen haber teeyyüt etmemiştir. Nyon anlaşmasının metni İtalyaya verildi Roma, 18 (A.A.) — Fransız ve İn- giliz maslahatgüzarları B. Blondel ve B. Ingram, bu sabah Kont Ciano ta- rafından kabul edilmişler ve kendisi- ne Nyon itilâfnamesine munzam iti- lâf metnini tevdi etmişlerdir. Arnavutluk Akdeniz anlaşmasından ayrılıyor “Alınan haberlere göre, Arnavutluk hükümeti, Nyon itilâfmdan çekilmek | istediğini ve anlaşma hükümlerine u- yarak otuz gün bekliyeceğini alâka- dar devletlere bildirmiştir, Dün geç vakit, Ankara Arnavutluk mahafilinde yaptığımız tahkikat bu haberi teyit etmektedir. Fakat, bu mahafil izahat vermekten çekinmek-' tedirler. AM osE , Erkek Çorapları İçin Hazırlanacak Nizamname ! Erkek ve çocuk çoraplarının kadın çq;;aplan gibi standardize edilmesi i- çin İktısat Vekâleti tarafından bir ni- zamname hazırlanmaktadır, Bu ni- zamnameye göre, erkek ve çocuk ço- k raplarının imalinde kullanılacak iplik lerin sağlamlık dereceleri de kontrol edilecektir. eT K S Yıldızla Eminönü Arasında Otobüs Yıldız — Beşiktaş — Maçka — Tak sim — Dolmabahçe — Tophane yolu ile Yıldızdan Eminönüne kadar oto- büs işletilmesi için belediyeye bir mü- racaat yapılmıştır. AM D SAA Dilsizler Cemiyetinde Yine İhtilâf Çıktı Istanbul dilsizler cemiyeti idare he- yetı inhisarlar arasında yine bir ihti- — yeti âzaları arasında yine bir ihtilâf — çıkmış ve bunlardan bir kısmı istifa — etmişlerdir. Çekilen âzalardan bazıla- /— rı dün matbaamıza gelerek halen ida- /— re heyeti bulunmadığını, cemiyet na- /— mımna yapılacak müracaatlerin hüküm — süz sayılması lâzım geldiğini bildir- — mişlerdir. KANZUK Saç Boyaları JUVANTİN KUMRAL — SİYAF Ter ve yılnıımıklı kat'iy. Ü yen çıkmaz, tabii renk veren ta- Ü — — ammış yegâne sıhhi saç B boyalarıdır. | ENGILİZ KANZUK ECZANESİ BEYOĞLU — ISTANBUL (BAŞMAKALEDEN MABAAT) Bir Haftalık Tarih e konferansa karışmayınca ve maksadı ne olduğu bilinmedikçe Italyayı ana yolların âsayişini muhafazaya me - mur etmek, işi sürüncemeye atmak demekti. Derhal harekete geçmek i- cap ettiği için hazır bulunanlar ara- sında elbette kati kararlara varıldı. Bundan başka âsayişi korumak, bi- taraflığa lüzum gösteren bir vazife - dir. İtalya, Ispanya âsilerinin zaferini benimsiyerek, bunu kendi zaferi saya. cak dereceye gittikten sonra Akdeniz de esaslı bir âsayiş vazifesini Italyan lara yüklemek hatıra gelemezdi. Gerek Italya ve gerek Alman gaze- teleri, Nyon anlaşmasına hakiki man- zarasından çok başka bir manzara ver mek için ellerinden geleni yapıyor - lar. Bir Alman gazetesi diyor ki: “Bu kararın tatbikinden vaz geçmek lâ- zımdır. Çünkü bu kadar İngiliz ve Fransız harp gemisinin Akdenize top- lanması, müvazeneyi Italya aleyhine çevirir, İtalyanın emniyetini ve Trab- lusla muvasalesini tehdit altında bıra- kır. Bundan başka Ingilizlerle Fransız larm başladıkları hareketler, hakiki bir harp halindeki işbirliğinin manev. ra şeklinde bir tecrübesidir.,, Almanyanın sulh şartı lman ve İtalyan gazeteleri hâ- diseleri bu kadar aykırı bir şe- kilde tasvir ederken, B. Hitler ecnebi gazetecileri Nürenberg — civarında, Barbarosanm tarihi şatosunda kabul ederek oldukça itidalli sözler söyledi. B. Hitler gazetecilere dedi ki: “Bize kendi müstemlekelerimiz geri veril- sin.., Sulh için bu mutlaka lâzımdır. Niyetimiz müstemlekeleri askeri üs diye kullanmak değildir. Zaten böyle bir şey yapılacak olursa müstemleke- lerin maliyet masrafı o kadar yükse- lir ki, onlardan iktısadi istifade temi- nine imkân kalmaz.,, Eğer müstemleke yolile hakiki ve tam bir sulhe ve silâhsızlanmaya var- mak imkânı varsa devletlerin bunu alâka ile karşılıyacaklarına şüphe yoktur. Nihayet işin içinde silâhlan - ma masrafının külfetine ve eski Al- man müstemlekelerinin teşkil ettiği nimete ait bir hesap ve mükayese meselesi vardır. Fakat insana öyle geliyor ki, B. Hitler kati bir söz söylemek fikrinde bulunmuş değildir. B.Hitler bazan da- hili istihlâk için şiddetli, bazan de ih- racat için itidalli sözler söylüyor. Ecnebi gazetecilerine son beyanatı- nı sadece son nev'e tasnif etmek İcap eder. Avrupa satranç oyununun gelecek hamlesi, Hitler - Mussolini mülâka- tıdır. B. Hitler, gazetecilere, bu mülâ- katın mânası üstünde olduğunu, faz- la bir söze lüzum olmadığını söylemiş- tir. Cenevrede çalışmalar illetler Cemiyeti toplantısı de- vam ediyor. Ruznamede mü - him işler var. Ispanya, İtalyanın mü- dahalelerinden şikâyetçidir. Çin mu - rahhası B. Velington Koo Çinin gör - düğü haksız muameleleri anlatmış ve nutku çok alkışlanmıştır. Bu mesesle- lerin ikisi de cemiyetin ruznamesinde. dir. Filistin işile beraber konuşulu - yor. Fakat haklarında şikâyet olan memleketler cemiyete ya resmen veya fiilen dahil bulunmuyorlar. Cemiyet misakı âza olmıyanlara karşı da zec- ri tedbire müracaat hakkını veriyor, fakat bu gıyabi hükümlerin çok te - sirli olmadığını Habeş işi göstermiş- tir. Milletler Cemiyeti Çıkmazda aspanya ve Uzak Şark işlerinde l cemiyetin çok haklı şikâyet- lere kulaklarını tikaması imkânı da yok, faaliyete geçmesi de... Aradaki boşluğun tatlı dille doldurulmasından başka cemiyete yapacak şey kalmı - yor. Milletler Cemiyeti bu gibi for- müller bulmakta üstat kesilmiştir. Bir taraftan Koo gibi kıymetli Çin devlet adamı Cenevrede dert döker- ken, bir taraftan da Çinde sellerle kan akıyor. Harici âlemin rolü karşıdan karşıya mazlumlara acımaktır. Çinli- lerin ilk şiddetli mukavemetlerinden sonra yine Çinlilerin de bekledikleri neticeler beliriyor. Japonların askeri üstünlüğü, malzeme fazlalığı elbette tesirini gösteriyor. Fakat Çinin yüz- lerce milyonu için harp bitmemiştir. Henüz başlamıştır. Japonyanın Çinde tutunması ve silâh kuvvetile mal sat- ması, her halde astarı yüzünden pa- Tuncelinde Son Vaziyet (Başı 1 incide) Cümhuriyetin imar ve ıslah progra mma mühalefet eden, nüfusları az ol makla beraber altı aşirettir. Bugün bu altı aşiretten müşevvik ve serger- de ne kadar adamlar varsa bunlar re- islerile beraber faaliyet imkânından tamamen mahrum bırakılmışlardır. (Alkışlar) Altı aşiretten birinin re- isleri, imha edilmiş ve diğerlerinin re islerinin hepsi yakalanmış, adalete teslim edilmiştir. Tuncelinde isyan ve ıslahat anane- si, Dersimin bütün hatıraları, değları tepelerile bir takım aşılmaz, geçilmez ve bütün isyanlara mesned olan yu- vaların ve istinat noktalarının hikâye lerinden ibarettir. Orada Kutuderesi, Kalanderesi, Dojik Babadağı ve saire gibi isimler vardır ki, sadece bu isim lerin teleffuzu ve eskiden bir çuk se- ferlerin bunlardan biri etrafında <ör düğüm olup kaldığını, bahusus, isyan edenlerin' bunlardan biri içinde sığına rak aşılmaz bir melce halinde maksat larıma muvaffak olduğunu ifade eder di. Cümhuriyet ordu ve — , zabıtasının muvaffakıyeti Cümhuriyet ordusu ve zabitası, bu hâdise esnasında yaptığı takiplerde hurafe olarak zihinlerde yerleşen ne kadar uçurum halinde dere ve ne ka- dar çıkılmaz dağ varsa hepsini An- kara sokakları gibi baştan başa Beç- mişlerdir. (Alkışlar). Kanun götüren ordu, jandarma neferlerinin ve Ordu- dan bir neferin ayak basmadığı yer, inmediği dere ve çıkmadığını tepe yoktur. (Bravo sesleri alkışlar). Cümhüriyetin ıslahat ve imar pro- gramına muhalefet eden bütün en - geller ortadan kaldırılmış ve program bir an fasıla vermeksizin ilerletil- mekte bulunmuştur. Bugün orada yapılmakta olan yol- lar, kışlalar ve karakollar, mektepler, hükümet konaklarile memleketin en mamur ve en ziyade iş içinde bulunan bir muhitinin manzarasını görmek size, hepimize zevk verse gerektir. (Alkışlar). Zayiat yekünu ne kedardır? Arkadaşlar, mukavemet vaziyetini bertaraf ettikten : ve serbestisi için takip edilen prog- rama devam ediyoruz. Bu vaziyeti size arzederken yazın başından - beri devam — eden — faaliyette kaçınılması mümkün olmıyan insan zayiatının da neden ibaret olduğunu olduğu gibi söylemek isterim. Dün akşama kadar yani 17 eylüle kadar Dersim harekâtının başından itibaren verilen zayiat şudur: Subay: 1 şehit, 4 yaralı. Er: 28 şehit, 46 yaralı. Bekçi: 1 şehit, 1 yaralı. Arkadaşlar, cümhuriyet kanunları- nın hükümlerini yerine getirmek için aziz canlarını severek bu vatan uğ- runda feda eden subay er ve bütün vatan evlâtlarını huzurunuzda hür - metle yadediyorum. Bu vazifeyi ifa etmek için bütün kudretlerini aşkla sarfeden cümhuriyet ordusunun Ve cümhuriyet jandarmasının, kuman- danlarına, subay ve erlerine takdir ve şükranlarımızı ifade ettiğim zaman B. M. Meclisinin asil hissiyatını ifade etmiş olduğuma eminim. (Bravo ses- leri alkışlar). İsyana iştirak edenlerin zayiatı: 265 Arkadaşlar, bütün bu harekât es- nasında isyana iştirak eden, iğfal e- ilmiş zavallılarda vukubulan zayiatı olduğu gibi size söyliyeceğim: İsyana iştirak edenlerden 265 mak tul vardır. 20 yaralı ve 27 yakalan- mış ve müsademe esnasında 849 kişi teslim olmuştur. Bunların içinde mücrim olan, bile- rek fenalık yapmış olafi ve bir çok zavallıların zararıma sebep vermiş o- lanlar vardır. Fakat bu çalışkan ve istidatlı Türk halkının en çok kısmı, fesatçıların, bu fena başların zulmün- den zarar görmüşlerdir.., Bilerek bilmiyerek, muhalefet yo- luna sapıp kanunun şiddetli tedibatı na maruz kalmış olarak hayatlarını kaybadenler hakıkında da B, M. Mec lisinin teessürlerini ve bunun diğer vatandaşlara ibret olması temenni- lerini ifade ediyorum, zannediyorum. Arkadaşlar, hakikati Türk mille - tine olduğu gibi söylerken bulundu- ğu gibi, bu kadar uzun süren ve Cüm huriyet kanunlarını behemehal yü - rütmek için gösterilen azim, şiddet karşısında bile zayiatın binnetice ha- halı bir hareket olacaktır. Ahmet Emin YALMAN fif ol dikkatinizi celbetmek is- terim. Silâhlar çok mtütessir ve silâh TAN Hazırlıklar Tamamlandı (Başı 1 incide) ga, Macar profesörü Acfoldi, Alman profesörü Dorpfeld ve Leh profesörü Prezevortski olmak üzere yedi ecnebi tarihçi daha gelmiştir. “Yeni Türkiye, Osmanlı İmpa- ratorluğunun devamı değildir,, Ecnebi profesörler Tarih Kurumu Üyeleri tarafından karşılanmışlar ve Tokatliyan oteline misafir edilmişler- dir, Güzel Türkçe konuşan Alman pro- fesörü B. Hartman dün bir muharri- rimize şunları söylemiştir: “— Berlin Universitesi Arapça, 1s- lâm tarihi ve Türkoloji profesörü - yüm, Türkiye ve Türk tarihi ile şah- sen meşgul olmaktayım, Bundan ev- vel iki defa buraya gelmiştim. Ben yalnız Istanbulu görmekle kalmadım. Ayni zamanda Ankara, İzmir ve A- danaya da gittim. Yeni Türkiyeye da- ir muhtelif makaleler neşrediyorum. Bu defa Tarih Kurultayında “eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında bir alâka bulunup bulunmadığını,, anla- tan bir tez okuyacağım. Benim kana- atime göre, Yavuz Selime kadar bu- günkünden çok başka bir Türkiye mevcuttu. Türk kavimleri vardı. Fa- kat bir millet teşekkül etmemişti, Se- limden sonra ise Osmanlı İmparator- luğu hilâfet oldu. Osmanir memleketi bir Islâm memleketi haline girdi. Ve en nihayet Atatürk, eski Türk- lerin yapamadığını yaparak kuvvetli bir millet vücude getirmiye muvaffak oldu. Yeni Türkiye, Osmanlı impara- torluğunun devamı değildir. İlk Türk lerin, asri ve mütekâmil şekilde de- vamıdır. Osmanlılar, memleketi bir Türk olarak değil, Osmanlı olarak i- dare ettikleri için bir Türk milleti vücude getirememişlerdir.,, Lehli profesörün söyledikleri Lehli profesör B. Prezevortski de şunları söylemiştir: “— On sene evvel İstanbula gele- rek Asarıatika müzesinde tetkiklerde um, Bu mü betle dört ay kadar İstanbulda kaldım. Daha sonra Ankaraya da giderek Alişar- höyük hafriyâtında bulundum. Ben bilhassa 'Türk 'Asyasr ırkeoıojiaile olu; nadoludı bronz asarının ehemmiyetı,, mevzulu almanca bir tez hazırladım. Bu tez, Eti devrindeki madencilik hakkında hağırlamakta olduğum ki- tabm hulâsasıdır. Eti devrine ait madencilik ön As- ya medeniyetini aydınlatacak mahi- yettedir. Lehistanda, Türkiye ile alâ- kadar olan profesörler çoktur. Bun- ların ekserisi dilcidir. Türk Tarih ku- rTumunun mesaisi, ilim sahasında bü- yük bir alâka ile takip edilmektedir. Son zamanlarda Ahlatlıbel ve Alaca- höyükte Tarih Kurumu tarafından ya ptlan hafriyat üç bininci yıldaki ön Asya medeniyetini tenevvür etmesi itibarile çok ehemmiyetlidir. Kurultaya iştirak edecek mebuslar Ankara, 18 (TAN) — Tarih Ku- rultayına iştirak etmek üzere şehri- mizdeki mebuslardan mühim bir kıs- mı bu akşam İstanbula hareket et - mişlerdir. Her gün hareketi mutat olan iki İstanbul treninden başka, mebuslar için saat 20,20 de hususi bir tren kaldırılmıştır. Her üç tren de Ta rih Kurultayına yetişmek üzere ha- reket edenlerle hıncahımç dolmuştur. Birçok kimseler yer bulamıyarak ha- reketlerini yarına tehir etmişlerdir. Tarih Kurumunun tebliği Istanbul, 18 (A.A.) — Türk Tarih kurumundan: 1 — İkinci Türk Tarih kongresi 20 eylül 1987 pazartesi günü saat 15 te Dolmabahçe sarayında toplanacaktır. 2 — Kongreye iştirak edenler ken- dilerine gönderilen kartlardaki gün ve saatlerde Türk Tarih Sergisini de ziyaret edeceklerdir. olmadığı halde isyan edenlere karşı silâh kullanan ordu heyetleri ve Cüm huriyet jandarması bir hayatı kur- tarmak için ve korumak için ve içti nabı kabil olan bir zararı ika etme- mek için son derece şefkatle, kuv - vet içinde mündemiç olan şefkatle- dir ki, zayiat böyle mahdut sahaya inhisar etmiştir, Aşiret reisleri mahkemeye verildiler B. M: Meeclisinin memnun olacağı- na eminim. İsyana iştirak eden aşi- ret reıslerinin hepsi mahkemeye ve- ları kullanmak için hiçbir tereddüt Umumu, tahit olarak adliye mıh “ATİ GÜNEŞ - RÜZGÂR - DENIZ ÜÇ SIHHAT KAYNAĞI Bir iki hafta sonra salon hayatına dalacak bunların cilde yapacağı tahribattan müteessir değiller çünkü KREM PERTEV ile yaptığı masajların cildlerine vereceği taravetten - 85 senelerin verdiği - tecrübe ile o kadar emindirler ki Kapalı Zarf Usuliyle Eksiltme İlânı Uzunköprü Belediye Reisliğinden: 1 — Eksiltmiye konulan iş: “Uzunköprü kasabasının Nafıa Vekâletinden musaddak elektrik jesi mucibince elektrik tesisatı.,, Tahmin edilen bedel: A — Bedeli keşfi 13,300 lira olan lokomobil ve teferrüatı, îl'! B — Bedeli keşfi 19,486 lira 50 kuruş olan altemator, tevzi tablosu, tibat nakilleri, santral tenviratı, beş tonluk pon rulan “Şehir şebekesi 1 montaj ki ceman 32786 lira 50 kuruştur. | 2 — Bu işe ait şartname ve evrak şunlardır: A — Eksiltime şartnamesi | B — Mukavele projesi İ C — Fenni şartname D — Keşif cetveli, E — Projeler. p Istiyenler bu şartname ve evrakı beş lira bedel mukabilinde Uzunköîfıt belediye muhasebesinden alabilirler. ; 3 — Eksiltme kapalı zarf usulü ile olup 27—10—937 tarihine tesadif eden çarşamba günü saat 16 da Uzunköprü belediye dairesinde )'IP“' caktır: 4 — Eksiltmiye girebilmek için isteklinin 2459 lira muvakkat vermesi ve bundan başka aşağıdaki vesikaları haiz olup göstermesi lâ”” ü ' dir. 2490 sayılı kanunda yazılr vesikalarla beraber Nafıa Vekâletindel # lımmış ehliyet vesikasını ibraz etmek şarttır. 5 — Teklif mektupları yukarda ya zılı saatten bir saat evveline kadâf ı" zunköprü belediye daimi encümeni reisliğine makbuz mukabilinde lecektir. Posta ile gönderilecek mektupların 3 üncü maddede yazılı saate kadaf gelmiş olması ve dış zarfın mühür mumu ile iyice kapatılmış bul! şarttır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (6267) pN' j Ankara Devlet Koııservuiuvcırına Bu Yıl Aİ" ' ve Opera” kısımlarımna kız ve erkek talebe almacaktır. Okul pDarasız tılıdır. Talebeye her ay bir mikdar da harçlık verileeektır. A — Aza ve vücüdu kusursuz olmak, | B — Sesi güzel olmak, nını tekrarlıyabilmek,,. D — Kızlar için en aşağı yaş 16, erkekler için 18 dir. Uı sese malik olanlardan bu şart aranmaz”, | F — Şivesi ve vücudu sahneye müsait bulunmak, | A — Tiyatro kısmı için şunlar aranılacaktır: W A — Düzgün ve serbest konuşma, gördüğü veya okuduğu şeyi anlst 1 B — Okuduğu veya gördüğü bir tiyatro piyesi içerisinden seçilecek F” rolü yapabilmek, B — Opera kısmı için şunlar aranıacaktır: A — Kendi seçeceği, bildiği bir şarkıyı söylemek, C — Ritmik duyma ve hissetme kudreti. L 3 — Smavlar, 5—10—937 Salt gününden 9 — 10 — 937 Cumüf ' da 11—10—937 Pazartesi gününden 15—10—937 Cuma gününe W"f. Her gün saat 9,30 da Cebeci'de Müzik Oğretmen Okulunda bir heyet M | İstekliler, pullu dilekçelerile Istanbul'da Şehir Tiyatrosu ReJuÖrluıu ne ve Ankarada Müzik Öğretmen 'Okulu Direktörlüğüne buvumlkd“"n A — Nüfus tezkeresi veya bunun tasdikli bir sureti, B — Orta okul diploması veya tasdikli bir sureti, | D — Hüsnühal varakası. (3255) (6031) * | Istanbul nehari ve Çorum leyli küçük sıhhat memurları mekteplerifir DA eylül başında biteceği ilân edilmiş olan kayıt ve kabul müddet.lerl bir * 1937 — 1938 öğretim yılı için Ankara Devleî'î'ommvm “'I'İY'“' 1 — Aranılan genel vasıflar şunlardır: € — IVi kulağa Mülik bulunmak “İşitüği eealeri Hanimak veyahut 8)" E — En az orta okuldan diplomalı bulunmak “Opera kısmı için pek 2 — Istekliler arasında bir seçme sımavı yapılacaktır: ma kudreti, C — Sınav heyetince verilecek bir rolü yapabilmek, : ll B — Sesleri ve melodileri tekrarlıyabilmek, tesi gününe kadar Istanbulda Şehir Tiyatrosu Rejisörlüğünde, Ankâfi' | rifetile yapılacaktır. * — Dilekçelere şunlar bağlı bulunmalıdır: ] C — Sihhat raporu, | Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleflnde":*'* teşrin başma kadar uzatılmıştır. (6301) kemesine verilmişlerdir. Bunlar hâ-| « kimlerin vereceği hükümlere göre, | | Cümhuriyet kanunlarının kendileri Modellerimizi kopya, biçimi: için işaret ettikleri hükümleri, hâ- Şi — zi taklid ediyorlar. Birin- — B kimlerin ağızlarından işiteceklerdir. D ÇRevi İeliz kumasarı | Arkadaşlar, Cümhuriyet kanunla - A İ rmm ancak refahı, umranı, iyi ge- | kotlar, muşambalar, kover- — |P çinmeyi hedef tutan hükümlerini yü- |N — kotlar ve gabardin pardesü- —D rütmek için çetin şartlar içinde alı- ğ lerin zengin çeşitlerini ucu? B nan müspet neticelere ermek için fiyat ve şeraitle takdim edi” | Cümhuriyet idaresinin kuvvetli oldu- | yoruz. j MUÜSAVI CİNSTE — İSBee | DAİMA USTUNUZ. — | 3aker Magazala!' ğu kadar şefkatli ve adaletli olduğu- | nu göstermek itibarile Tunceli hâdi- sesi en son ve en mukni bir misal ol- | muştur. (Şiddetli alkışlar, bravo Ses- I leri).