* Dünkü tc sütun, a Sütun, anmıştir, A ilâve eder ve an Özür dileriz.) kal, yn h e aya kâfi gelmişti, N buçuk ie bayat ân Mevrus olan keramete it edilmi Diş ni Sıfatı verilmişti. gi ek Hzimd Bötünüüm ia iL düzü güze Şeş im Sini, e Yaz çehresi üzerinde, uçları ks yu ti büyük bir if r g 20 ve gayretile mü- z 2 “ilâ verilmişti, Büklüm Sin a ral saçlar taşan kafa tüy, altnda, © yaşta bir çocuk- *tein yı, yatak kadar kuvvetli ve Ona ir dimağ yetişmişti | im yar rYeyden evvel, (Şia) &- Mezheb, ve itikadı ile, (Caferi Öğret, > hin hikmet ve felsefesini Ya kudr, iv | ten 2 etli ve idöşlist ellerde ve | * yapı © (Şah İsmail), kendisi | Mekin telkinleri kolayca haz- tiki, Ve öyle bir gün gelmiş- erek. alarının yüzlerine gülüm- İ > | | : , 7 le zanneği A İyorum ki, bana Ma, ENİZ seyler, bir hayli nok- “lk iha gelince, bunları ikmal Mg, dermiş, e kn, artık istikbal Ni Ni miti | tt ler beklediği bu tek Daş iç Darezelerden galip çıkabil Yi bie gay, kemmel bir bin'ei, ve Kiye or olmasına da ehem- e yy L âyles ihtiyarlamış olan la- Pin Par ile güreş idmanları ya- xa Sah İsmail, en haşarı bir Ye vala bir kuşa ok atmayı. May, Lülbent parçasma kılımç çal De Mekiği deri görzü (1) en fay- ullanma; ü e ren. yı mükemme ( Yalnız fikir terbiyesile ik- | Mg emişi, Onun, hayatta giri- | gibi kayalardan atıl- | İl A Tomsah Bânü, bunları da kâ- İM, ti nemişti. Artık parlak Mig #liyen oğlumun natıka kud | te U Arttırmak için, ona günler | a hatipleri dinletmiş.... ler iyütübet tarzlarını ve dinli- İ ş— inn milessir olacak jest ettirmişti, a mi? in — teyişnlarla beraber bu kü- Ni > yü göstermek için o- i Vk ge ha öğretilmişti, O da, İ yüne ermek, , banı Şeyh Haydarmki gi Si Yen eden bir külâh üzerine ek rengin 2 e *düz Hint keteninden, ya- üzen ia İmama delâlet e- Taral, dikişli herkasile, küçük N (pir) postu üzerinde Bia 9 görenler; onu, , , çok ol | amamiyie tekemmii etmiş. tefrikamızır unun sonundan üçünet ie m sehven dokuz sa- Bugün o satırlar okuyucula.. di görmek, onların Bi e senelerdenberi yanıp tu “#ret ateşini bir anda din- Yaşmdaki genç Seyh, Yaşındanberi, efsanevi mİ Seşirmişti, Dalma ölüm- Kiş o evkalâdeliklerle pençeleş- dadnga, hayat, genç Şeyhin, ee- edil, trağgi Onun için kendisine hiç eden, (Anadan doğ- afih, şu hakikati de ilâve ir ki, (Şah İsmail) in &) »üzünve zihabı vere. li ağ, hattâ, kuvvetlendirecek ge- (Büy: Baya gi Damı verilen Şeyh İn tek yapiniz > Pe? yasında - İ, ve çok güzeldi. Ba- Haydarın çehresindeki Bika nasr Alemşah Bânürun Uygun bir şekilde imtizaç İşi yy, 4. bütün görenlerin kal- «e yi, da teshir edecek derece- ei vakur ve cazip bir gü- rmişti, i Şiir Bİbİ parlıyan duru be- | maç, ilân İnce kaşların al- lermlana kıvılcımlana ba- 18 rengindeki göz- iade ve irade kudre. Sarılmış tacı.. yine ye- yen.. (zikudret).. ve (pür heybet) bir adam olmak üzere kabul ederler di, Şah Ismail, kendisine zorla veri- len bu büyüklüğün mânasını çarça- buk idrâk etmişti. Ve bunu idrâk eder etmez de, artık talih ve mü- kadderatın kendisine açtığı cereya ». tâbi oluvermişti. B ahcandaki muvakkat der- gâh, artık dolup dolup bo- şaliyordu. Her gün, Şah İsmailin ziyaretine gelip onun dizlerini öpen yüzlerce ve binlerce müridin yerini, ertesi günü yine yüzlerce ve binler. ce mürit alıyordu. Altı senedenberi gizli yapılan â- yinler, artık âşikâreye vurulmuştu. Her taraftan: Yüzseler cümle vücudim Kalmasa tende derim Dönmezâm Böbü Aliden Haydariyem, Haydari. 'Teranelerinin arasmda, coşkun müritlerin: — Medet.. Yâ, Ali!... Nâraları yükseliyordu. Yapılan âyinler, tamamiyle bir gösterişten ibaretti. Dergâhm bü. yük meydanmda sazların, çokürle- rin tannan âhenkleri arasmda ne- fesler, suzişler, (on iki imam) a ait methiyeler, Kerbelâ şehitlerine ait menkıbeler okunarak müritlerin heyocanı galeyana (getirirken, tekkenin diğer höcrelerinde de ateş Il müzakereler cereyan ediyor. Si- lâhma ve kuvvetine güvenilecek en seçme müritlerden, gizli bir ordu teşkil ediliyordu. Bu teşkilât, bir iki ay zarfında ik mal edilmişti, Ve bu teşkilâtı vücu. de getirenler de, (Emir Şemsettin Zekeriya), (Şemsettin Geylâni), (Şamli aşiretinin relsi Hüseyin P--5, Varsak beylerinden Aptal yı gbi Erdebil tekkesi müritle. rinin en mümtaz şahsiyetleri idi. Teşkil edilen orduda, bilhassa; A£. çar, Kaçar, Varsak, Şamlü, Tekeli, Rumlu, Zülkadirli, Usttaçlı ve saire gibi en cesur silâhşor aşiretlerden geçilmişti. Ordunun mikdarı yedi bin güzi- de atlıdan mürekkepti. Bunlar da, yukarıda saydığımız Türk ve Türk- men aşlretlerile, İranm Yerli hal. kından olan Farslardan ibaretti, İlk Hedefte Feci Bir İntikam er taraftan sert ve hiddetli davul sesleri yükseliyor. At kişnemeleri, silâh şakırtıları bi- ribirine karışarak derin ve korkunç bir uğultu husule geliyordu. Kızıl külâhlı süvariler, birdenbi. ye Lâhcan ovasmı doldurmuşlardı. Fakat bunlar, nereden çıkmışlardı? (Kızılbaş) olmıyanlar, buna ce- vap bulamıyorlardı. Çünkü, Lühcanda herşey, çok kuvvetli bir ketumiyet içinde cere- yan etmişti. Yedi bin Türk ve A- cemden mürekkep bir ordu, bütün teferrllatına kadar hazırlandığı hal de, bundan hiç bir yabancı haber- dar edilmemişti.. Senelerdenberi fe lâketten felâkete uğrıyan Kızılbaş- lar, tamamiyle (sr saklama) yı ÖZ renmişler.. Bütün işlerini, hayrete şayan bir sükfnet ve soğukkanlı. lıkla görmüşlerdi. Davul sesleri, gittikçe kuvvetleni yordu. Yeşil sancakların etrafında, parıl pörü parlıyan silâhlar güme- Jeniyordu... Emir atlıları, oradan o- raya koşuyorlar. sert ve tannan seslerle, (büyük kumanda heyeti) nin emirlerini her tarafa tebliğ edi- yorlardı, Artık, son hazırlıklar bitmişti. Birdenbire, korkunç bir kös (2) se- si igitilmişti. Köse indirilen ağır ve fasılalı darbeler Üzerine, küçük da- vullar, derhal susmuş, her taraf. tan kumanda sesleri yükselmişti. Yedi bin atir, bir anda atlarına binmişlerdi. Bütün gözler, Lâhcan dergühmm kapısına çevrilmişti. Aradan birkaç dakika geçer geç- mez, koca Lâhcan ovasında, müt- hiş bir alkış sesi, müselsel dalgalar gibi gürlemişti, (Arkası var) (0 Büyük, demir topuz. (2) Pencere şeklinde bir tekme üzerine, kapak gibi gerilen deriden yapılmış olan, yalnız bir taraflı mu harebe davulu, Sergey Danilin eçenlerde üç Sovyet tayya- recisi tarafından büyük bir muvaffakıyetle başarılmış olan ikinci Moskova - Şimal kutbü - A- merika hava seferi hakkında Sov. yet gazeteleri yeni tafsilât veriyor. lar, Moskova (o Gazetelerinde yazıl dığına göre, bu son seferde ki muvaffakıyet bir tesadüf nelice si değil, alet ve Materyal bakımın dan çok dikkatli ve itinalı bir şe- kilde hazırlanmış olmanın verdiği riyazi bir neticedir. Ant-25 tipindeki tayyare 12 tem- muz 1937 günü sabahı saat 3,21 geçe Moskovadan hareket etmiş ve şu yol üzerinden uçmuştur: Moskoya s Kulguyev adası - ye- ni Zemblö adası - Fransuva Jozef toprağı - Şimal kutbü - Patrik a- dası . Bank adası, Tayyare bun- dan sonra 120 inci tul dairesi üze rinde ve Kanada semasmda uç muş, Roşöz dağlarını Seattle ci- varındâ aşmış, müteskiben San Fransiskoya, oradan Los Angelese varmış ve nihayet Meksika hudu- duna 16 kilometre mesafede bulu- Hân Santa Jacinto'da yere inmiş. tir. Rildolf adasile kutup arasmda, tayyare bir siklona yakalanmış ve saatte 40 kilometrelik bir hızla kar şıdan esen bir rüzgâr, pilotlara hay kı zorluk çektirmiştir. Hay Mısır Hay! Biz ona mısır buğdayı deriz, frenkler de Türkiye buğdayı der- ler. Halbuki musırın asıl vatanı A- merikanm cenup kısmıdır. Ameri- kanm keşfinden önce, ne Avrupa- lılar, ne Asyalılar, ne de Afrikalı. lar mısır buğdaymı tanımazlardı. Fakat bir kere tanmdıktan son- ra hertarafa pek çabuk yayıldığın- dan birçok memleketlerde halk 0- nu öz alalarmdan kalmış lezzetli bir yemiş gibi seve seve yerler, Is. tanbulda da vaktiyle Göksu deresi- nin kenarına dizilen mavi, pembe maşlahli bayanların mısır koçanmı ellerinde tutarak tanelerini beyaz dişleriyle ısırdıklarını o görenler, İrenklerin buna Türkiye buğdayı demelerine hak verirlerdi. Mısır buğdayın burada en çok yenilen şekli suda pişmiş olanı ise de, asıl vatanmda en makbul şek- Mi ateş üzerinde kebap edilmiş mi sır buğdayıdır. Oradaki pehlivan- ların iddiasına göre kebap mısır İm, sanı hem iyi besler, hem de kemik- leri büyütür ve onlara kuvvet ve- rir, Biz Türkler zevki selim sahibi olduğumuz için, misir buğdayının haşlanmasından başka hem koçanı Üzerinde kebap edilmiş, hem de kı- şın tane tane patlatılmış mısır ye- meyi öğrendiğimiz halde Avrupa. klar ondan ancak bulamaç yahut çörek yapmasını bilirler, Bunda hakları yok ta denilemez, çünkü mısır buğdayı un edilip bulamaç veya çörek halinde yenilince daha kolay hazmedilir, Halbuki bizim yediğimiz gibi suda haşlanmış ya- hut koçaniyle kebap edilmiş mar buğdayı —bilirsiniz ki— pek ko. lay ishal verir. Onun için Avrupada mısır buğ- dayı yetiştiren memleketlerin hal- kı çocuklarına mısır buğdayından bulamaç yedirirler ve bundan ço. cuklarmın büyümesi bakımından pek istifade ettiklerini haber ve- rirler. Yine Avrapalı hekimlerden bazılarınm kavline göre birim Ru- melili pehlivanların İri yarı olmala rı sebeplerinden biri de Rumelide mısır buğdayından yapılmış çörek- lerin çokça yenilmesidir. Mısır buğdayı hangi sekilde ye. nilse midede pek a7 kalır, Hazme- dilmesi asıl barsaklarda olur. Ter- kibinde buğdaydakinden sekiz tais- Ni fazla yağlı madde hulunduğun- dan linet verir. Bundan dolayı haf. tada bir iki defa mısır yemeyi tüv» siye ederler. Karma şişkinlik ver- memesi de bir iyiliktir. Yalnız, her nedense, filri iyi bes- lemez diye adı çıkmıstır. Onun için fikirlerinin mahsulü ile geçinmiye mecbur olanlar ona pek rağbet et- mezler, Buna mukabil mısır püskülü her keste idrar artırmak için iyi bir ilâçtır. Bunu ev kadmları bildikle. ri gibi hekimler de idrar yollarm- da kum sancılarımdan, iltihaptan şikâyet eden hastalarına mısır püs külünden yirmi gram kadar bir lit- re susiçinde kaynattırarık içmeyi tavsiye ederler. Mikhail Gromov GE "Andr& Yumaşev Moskova - Kutup ve Amerika Seferine Ait Yeni Rakamlar Tayyare hareket etmeden birkaç dakika önce ei ayyareciler bu uzun yolcu Vuğa çıkmadan evvel esaslı bir surette hazırlanmışlar ve bir gün önce altı bin metreye yükse lerek makinelerinin oksijen cihazı- nı tecrübe etmişlerdir. Tayyareciler, alete fazla eşya almamak hususunda çok titiz dav randıkları için, bol bol benzin yük liyebilmişler ve böylece 500 kilo- metrelik bir yol için de fazla ben- zin almışlardır. Tayyare ilk uçuşuna saatte 105 kilometre bir hızla başlamış ve gökyüzünde yükselmiştir. Kutüp havalisinde ise hız, saatte 240 kilo- metreye çıkmış ve irtifa da 300 metreyi geçmiştir. 'Tayyarenin içindeki eşya ile bir- likte bütün ağırlığı 11500 kilogra- mı bulmaktadır. Ant-25 in bir havalanışta uçtu. ğu mesafe 11500 kilometredir ve tayyare bu yolu 62 saat 17 dakika- ön almıştır. . Moskova gazeteleri bu eşsiz u- guşu başaran tayyareciler hakkiın- da şu malümatı veriyorlar; Sergey Danilin usyanm kurtuluş harbine basit bir asker olarak işti- rak etmiş, sonra tayyare fotoğraf. çılığı mektebine girerek genç ya- şında uçmıya başlamıştır. Danilin Rusyanın havadan hari- talarını yapmak hususunda bi muvaffakıyetler göstermiştir. Gayet İyi hesapçı ve yol çizmek hususunda bricik denecek kadar us- tadır. Kutüp seferine iştiraki bil- hasan, cografya bilgisinin kuvve- tinden, ve kaptanlığından ileri gel- miştir. Kasırgaya yakalanılmasına rağmen, Danilinin hesapları saye- sinde şimal kutbü üzerinden, mu- ayyen saatten 13 dakika evvel uç- mak mümkün olmuştur. Andrö Yumaşev p ilk defa olarak 1924 te tay- yarecilik mektebinde uç- muştur, O zamanlar, 20 yaşlarında kadar vardı. Yumaşev yükselme rekorile çok meşgul olmuş ve bü- yük ağırlıklar yüklediği tayyare- leri çok yükseklere çıkarmış bir adamdır. Meselâ 5 ton ağırlığında bir tay- yare ile 9000 metre yükselmiştir. Kendisi ayni zamanda ressam ve Sovyet Rusyanm en usta akroba- tik pilotlarındandır. Yararlığma, binaen kendisine kızıl yıldız nişanı verilmiştir. Pilot Mikhail Gromov g Ik defa olmak üzere 1917 senesinde ve 19 yaşmda ole duğu halde uçmuştur. Uzun yillar plânöreülükle ve harp tayyarecili- ile meşgul olmuş, nihayet mual- Bim pilot olmuştur. Gromov eski püskü tayyare par çalarından yeni tayyareler İnşa © derek, inşaat mühendisliğine olan büyük kabiliyetini göstermiş, son- ra tayyare tecrübe pilotluğuna ta- yin edilmiş ve birçok rekorlar kır. mıştır. “Sovyet Rusya kahrama» nı,, ünvanına maliktir, Sinema Artistliği Yapan Mektepli Kız 16 yaşındaki mektepli artist Annie Vernay Pariste Moliere lisesinin genç tale- belerinden biri olan Annle Vermay gü nün birinde bir sinema mecmuasınm müsabakasma iştirak ederek birinci- liği kazandı. Aradan az bir ziman geçmeden, meşhur rejisör Turjanski- nin çevireceği (Nina Petrovna'nm ya- latif) filminde gayet mühim bir rol oy nadı ve sonra yine mektebine gide- rek derslerini okudu. Daha 16 yaşm- da olan bu güzel genç kız şimdi (Prenses 'Tarakanova) filmi için ye- niden mektebi terketmek maeburiye- tinde kalmıştır. Bu filmde baş rolü yapacak ve #on- ra yine mektebine dönecektir.