mM , 2-8.057 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI rai Emin YALMAN kirde im hedefi; Haberde, fi” tü” her seyde temiz, dü- sai .. Bazeteşi gi olmak, kariin | SONUN MESELELERİ | Spor Gençliği i Son hâdiseler, vd bir tebliğ Bu tebii, Zin e blm a; Bu isyan, sevk, temi) Müsbet ş Vüc Hedbirlere cihazlanı iye b DA sey a evin “inek uye e a6 ağ, bilhass, ben, by Yoruz, De bayan inen gelişi Yahağiş, nihayet, saym Baş- itein mecbur “po, er satırında, Türk la, “ASİL Cığırından çıkaranlara yı a İsyanmı hissedi- *i spor gençliğini ye- ik ve terbiye edecek tır. Biz ve kafaca, çetin ve güç asın başarabilecek Ke. Yoruz, Kençliğini yetiştirmek isti- davayı, bir yarış veya are- ihterası ile değil, ye- Barlar yar Türkiyesinin yaratıcı un. osunu bir an evvel elde m > takip ediyoruz, Türk azı kimselerin seyahat başkalarmın tayfacilık Mamak, yet etmek vesilesi: ol- samdır. Hastalik ve bakım- m şehir ve kasabalar- hava sg *İtİĞİ Türk bünyesini açık 2 VE oyunları ile kurtarır. | Pametiy yonda içindeki bazı kötü ii tedavi etmiye uğraşı» Belen Vlet maddi manevi elinden Yapıyor: Nihayet hem 6m de ana baba itima- Süzel harcandığını, eski Sülüği iliği ve sokak küfür- asının, sık sık, spor mey. GECMİS GÜNLERDE TALNLAR T tir, derler. Bu; ağız larda sakız gibi çiğnenen bir lâf olmuştur. Fakat bazı hâdi- seler var ki Kasımpaşa deresi gibi umumi hayatımıza dur- madan akar, bizi boyuna 7e- hirler. Buna tekerrür değil, de- vam denebilir. Tanca'lı gezgin İbni Batuta 621 yıl önce Bi- zansa geldiği zaman İstanbu- lun ve bilhassa Galatanın pis- liğinden tiksinerek bahsetmiş- tir. Galata sokaklarından lâ- “Galatanın çar şıları güzel ise de pislik pek ziyade- dir. Ortasından murdar ve neci- salâd bir nehir geçer. Bu tarafın kiliseleri dahi pis ve fenadır,, der. ME VE spor siğ 0d i sütunlarını işgal et- z l b or. Türk gençliğini saf:| aş ere Ml m b amm m i ipleri ki al Sevirmiy, ipleri kin ocuklarma| © biçin has har, Bünye? Kimsenin hakkı yok. sıhhatli, ruhça asil ve devkli, hı ÜYE meyi, dayanışmayı, Yer; tü, ve İn, Cen 2 ak Mba Yaş kadar himaye ediyoruz. halledecektir. Parişş Kang Tecavüz Edeni Öldüren Ana Ba, > Saraya mahkemede Rdalet Büy, Bastı, a ler, da ha My suçlusu, Bayan Saraf. i kadmıdır. Bayan mahafili Fransada pek ADAN bir cinayet ile meş Mİ böyle bir gençlik Sy, hedef edineeeklerdir. u, - ç Semiyette müstesna bir ter. tilmen terbiyesinin tim- telâkki edilecektir. Biz en böyle bir gençliği ara- Yeti Ve İstediğimizden ve onu devlet mirakabesi ve nizamı tai Falih Rıfkı ATAY ba ve taun diye bahseder. Muhtelif hastalıkların karakterleri tama. men tesbit edilmediği için her bu- lasimr hastal adr beren ven vaha dır. Dilimizde de buna “kan, w. mumi vasfmı vermişiz. Bununla beraber türkçenin muhtelif leh- gelerinde sari hastalıklar ayrı ayrı adlandırılmıştır. Fakat eskiden yazı dilimize a. rapça ve farsça hâkim kılındığı *İ için sari hastalıkları ayrı ayrı ifa. de eden bu kelimeler kullanılma. rtıştır. Dilimizde istilâcı hastalık. ları vasıflandıran şu kelimeleri bu. luyorum: Geçeklü, kıran, kırlagan, kiken, | Miçki, ulet, Yumurcak, Yumrucak, 'Tünömö, ark taun ve vebaya o kadar çök kurban vermiştir ki her hamlesinin zayiat yekünunu en a- şağı milyon kelimesiyle ifade ede- biliriz. Ben İslâm dininin İntişar | günlerinden 9 uncu Hicret asra | kadar Yakin Şarkı kasıp kavuran bazı meşhur taunları Ve .Vebaları topladım. Başvurduğum mehazle. rin de biribirini şerheden yalnız iki kitap olduğunu kaydedersem top. ladıklarımın devede kulak kabilin. siniz: H. 60 yılmda Basrada Carif ————— CC Sarafyan, bundan beş altı ay evvel, Pariste dişçilik eden Sassouni adlı bir adamı öldürmüştür. Mesele, ne bir aşk, ne de bir kay. ga yüzlinden, bilâkis garp memleket- lerinde nadir fastlanan bir sebepten, namus meselesinden çıkmıştır. Vaka şöyle olmuştur Sassouni adlı dişçi, kendisine teda- vi için gelen, Sarafyanın on dokuz ya sındaki kızını klorformla bayılmış ve tecavüz etmiştir. Kız, bunu sonradan anlayıp ta eve geldiği ve anlattığı zaman, anası ba- sı damarlarını keserek intihara kalk- mıştır. Bunun üzerine Bayan Saraf- yan, ailenin eski tabancasını alarak İ dişçinin evine gitmiş ve ahlâksız dok- İdoru dört kurşunla yere sermiştir. Mahkemenin alacağı netice, Fran- İsada merakla beklenmektedir. ğamlar aktığmı söylerken: — — VEBA FELAKETİ BÜTÜN DÜNYAYI HIRPALAMISTI Konyalı den kalacağına derhal hükmeder. | bası perişan olmuşlardır. Hattâ baba | Yazan: : IBKAHIM MAKKI : : ; saree denilen bir tâun zuhur etmişti. İnsanlar sokaklarda dolaşırlarken köhnemiş birer ağaç gibi devrilive- riyorlardı, Ölüleri kaldırmıya im- kân bulunmadığı için şehrin pis kokusu tâ uzaklara kadar yayılmış ve damlarma et yiyici kuşlar üğüş. müştü. H. 79 da büyük bir tâun Şamı kasıp kavurdu. H. 86 daki tâ- un bir ölüm tırpanı halinde bütün Yakın Şark şehirlerini dolaşmıştı. Bu tâun yalnız gençleri öldürdüğü için tarih bunu “gençler kıranı,, di. ye (adlandırmıştır. Milyonlarca genç bu tâunun tırpanı önünde ku- ru bir ot demeti gibi doğrandılar. TARİHTEN SAYFALAR . 330 senesinde Bağdatta, H. 462 de Mısırda “vebayı müf rit,, çıktı. H. 749 senesinde Şamda çıkan büyük veba milyon- sari ara. H, S1Y yaram tâunu bütün döfŞa mamurelerini kasıp kavuran bir âfet olmuştu. Bu tâun gıdasının en çoğunu Is- tanbtldan toplamıştır. H, 820 yılı. nın vebası Mısırı kirtp geçirdi. Ve- baların en müthişi olan tifo H. 901 yılında “Bilâdırum,, a musallat ol- muştu, Uç sene süren bu kıranda milyonlarca Türk öldü, Bu hastalı- gın en büyük kurbanları yine Is. tanbullular olmuştu. Tifo şeklinde tahribat yapan veba oBizansın kökleşmiş bir hastalığı idi. Zaman zaman kuduz dilini çıkarır İstanbu- lu mezarlığa çevirirdi. Tarihin kaydettiği müthiş kı. ranlar arasmda bir de “vebayı âmı behabım,, vardır. H. 708 yılında çıkan bu hastalık Şarkın bütün hayvanlarını tırpanmdan geçir mişti, (2) Gazetelerde şöyle bir havadis vardr: “Resmi dairelerde işi olan halktan bazıları memurlar mun- melesinden şikâyet etmişler, tah- Kikat neticesinde bu şikâyetler haklı görülmüş ve alâkadar ma- kamlar, memurların halka iyi mu- amele yapması hususunda yeniden emirler vermişlerdir. Bunu okuduğumuz zaman, dört beş kişi bir masa başında oturu- yorduk, Arkadaşlardan biri, içinde bir bitap bulunan gazeteye sarılı paketini masanm üzerine koy- muştu, İşte bu havadis, bu Kitap paketinin üst tarafma tesadüf et- miş ve içimizden birinin dikkatini çekmişti. Hoş sohbet olduğu nis bette de muzip olan bir arkadaş gavetevi aldı. Actı, tarihine baktı ve bize de gösterdi. Sonra şu tek- Hfte bulundu; — Bu haberin intişar tarihin- den sonra içimizde dairelerde İşi bulunmuş olan varsa gördükleri farkı söylesinler! Gariptir. Biri müstesna olmak üzere bütün arkadaşlar, bu tarih- ten sonra ve biribirine çok yakın günler içinde muhtelif dairelerde muhtelif muamele tarzlarma ma» ruz kalmışlar. Birer, birer anlat. tılar, Hükümetimizin gayesi, daireler- de eskiden kalma itiyatların tama- mile tasfiyeye uğratılması ve hal- kım işi günü gimine görtilmesidir. Arkadaşlarımın anlattıkları hikâ- yeler bir araya gelince, alâkadar daire şeflerinin işlerine yarıyacak bir rapor olabilir, Fakat ben raâ- por yazmasını bilmediğim için ar- # stanbül belediyesi son za. I mânlarda yine azıtan tifo münasebetiyle umumi bir pislik mücadelesine başladı. Kanunları- mızın, zabıtai belediye talimatna- melerimizin koyduğu yasakları tat- bika çalışıyor, kedileri, . köpekleri, kırdırıyor, dilencileri toplatıyor, 8. çık lâğımları kapatıyor, her türlü pislik ve intizamsızlıkla savaşıyor. Tarihin her çağında Istanbul böyle mücadele ihtiyaçla . duymuştur: Dört asır evvel bir padişah şiddetli | bir fermanla Istanbul sokakların. daki köpekleri kırdırdı, Fatih Sul. tan Mehmet bütün vakfiyelerinde vakfettiği birçok eserlerin mermer duvarlarını, direklerini, süslü kapı. arını yazı ile, resimlerle kirletme, meleri için her müesseseye birer, ikişer bekçi ayırmıştı. Topkapı Sa. rayında saklı bulunan 1141 — 19 | sayılı vakfiyesinin 120 inci yapra- ğında Fatihteki imarethanesinin duvarlarmı yazılarla, nakışlarla kirletmemek için günde iki dirhem gibi yüksek bir para vererek bek- çi tayin ettiğini söylüyor. Ayni vakfiyenin 127 inci yaprağında da darlişşifasnın duvarlarını kirlet. memek için yüksek yevmiyeli mu- hafızlar tayin ettiği görülüyor. eçen sene cizamlılarm gehir G içinde gezdiklerini gazete- lerde okuduk. Hattâ bunlardan birisi bir gazete idarehanesine ge- lerek mikroplarm kemirdiği par. maklarını ve burnunu gösterdi. Ge, çen sene bu mevsimde çıkan bir gazeteden şu haberleri alıyorum: 1 — Belediye şehir köpekleri ile önemli bir savaşa geçmiştir. Bir - Resmi Dairelerde Memurlar ve Halk kadaşların dediklerini, anlattıkla- rı mümkün olduğu kadar kendi ağızlarından çıkığı gibi zaptetmiye çalıştım. Bunları tarih sıralarına göre sıraladım. Yazılar şunlardır: 1 — Istanbul icra dairesinde. 2 — Bir kalem mümeyyizi nez- dinde, 3 — Bir nahiye müdürlüğünde, 4 — Bir polis merkezinde. 5 — Postanede, Arkadaşlarla görüştükten son- ra bu yazıları olduğu gibi gazeteni- ze göndermiye karar verdik, Neş- rinde memleket ve alâkadar ma- İ kamlara hizmetteki faydalar varsa | ve yazılışı muvafık İse neşredersi- niz... (TAN: Yazılar bize geldi. Ya- | rmdan itibaren meşredeceğiz.) İ FEN ALEMİNDE : Yeni ve Mühim Bir İlâç Keşfedildi Ingiliz gazetelerinde okuduk: Liverpol şehrinde toplanan öezaet- lar kongresinde büyük bir ehemmliye. ti haiz olan yeni bir ilâcın keşfinden tir. Bu iliçtan birçok hastalıkların tedavisinde istifade e dilecektir. Menenjit, pnomi, kan xe. hirlenmesi, sıcak memleketler has- talıkları, barsak hastalıkları bunlar arasındadır. Bundan başka bu İliç kızıl humma, romatizmal hummalar ve kızamık gibi hastalıkların ihtilât yapmasına da mâni olacaktır, Tec- rübeler çok iyi neticeler verdiği için bu ilâç yakında aspirin fiyatiyle pi- yasaya çıkarılacaktır. Çocuk doğui lari hummalarında da bu ilâçtan bi yük istifadeler temin edileceği anla. #ılıyor. Londranm kadın hastanele. rinde yapılan tecrübeler neticesinde doğum hummalarından ölümler, yüze de 22 den ylizde sekize inmiştir. Tâem adı Para - Aminobenzenesl. pho namide'tir. Buna kısaca Sulpha nilade denilmektedir. Ilâç, kömür İ ziftinden istihsal olunuyor. Tecrübeler Iki sene evvel başlamış ve keşif bir Alman âlimi tarafından tesadüf eseri olarak yapılmıştır. Eczacılar kongresi reisi o Mister Lescher ilâçtan bahsederken şu söz. leri söylemiştir: “Son yirmi sene içinde vücude geti- rilen üç büyük ilâem biri budur.,, v Balıkesirde Mahrukat Buhranı Şiddetli Balıkesir, (TAN) Mahrukat buhranı devam ediyor. Vaziyet o rad- deye gelmiştir ki tek bir odun bile bu Tunamamaktadır. Şehrimizdeki frm- lafın birer birer kapanmasından kor« kuluyor. —————— ——— köpek kuyruğu getirene on beş kuruş verecektir, 2 — Müddelumumilik adliyenin duvarlarını, aptesanelerini yazılar- la, boyalarla kirletenleri yakala» mak ve cezaya çarptırmak için emniyet direktörlüğünden üç sivil memur almıştır. 3 — Beyoğlu ve Beşiktağf kay. makamları lâğım suları ile sulanan sebzeleri imha ettireceklerdir. 4 — Belediye dilencilerle adam. akıllı savaşacaktır. Polis dün müd. deiumumlliğe beş dilenci verdi, ... v Ben aklım erelidenberi Istanbul güzetelerinde haftada hiç olmazsa iki defa bu dilenci mücadelesini o- kurum, Fakat köhne Bizansın top» rakları bu zehirli baldıranları ye. tiştirmekte çok cömert olacak ki bir türlü kökleri kesilmiyor. Bi. zans İstanbuluda böyle imiş ki Tbni Batuta bunları sayıp dökmüş, tür, p kinci Selim zamanımda (H. İ gü4 982) Tstanbul esir pa zarlarında kör, topal kambur, ar. sak, veremli, cüzamlı köle ve cari, yeler için çok yüksek bir piyasa vardı. Pırlanta gibi Çerkez cariye. lere ve tuttuğu taşm suyunu çıkar- tacak kadar kuvvetli kölelere kim- se para vermiyordu. Fakat bir kö. türüm cariye veyahut köle mezat, ta inanılmıyacak kadar yüksek fi- yat buluyorlardı, Sahipleri bunları dilendirerek bol bal para kazani- yorlardı. Bunların çoğu Arap y&s rmadasindan getirtiliyordu. Arap yarımadası Istanbula boyuna di. lenci yetiştiriyordu. Cerci #oftalar da halkı izaç ediyorlardı. Bugün Istanbul sokaklarından eksilen yalnız cerci softalardır. Fa. kat onların yerlerini daha müte. kâmil (!) bir dilenci kafilesi dol- durmuştur. Işte II Selim 381 sene evvel ks- dısma gönderdiği şiddetli bir fer. manla bunları menetmek mecburi. yetini duymuştur. ii Muharrem 937 tarihli bu mühim ve enteresan ferman Babiâli hazinei evrakında saklıdır. (1) Ibni Batuta seyahatmamesi cild 1 sayfa 392, (2) Kâtip Çelebinin “Takvim üt - teyarih,, £ şerheden “Müriy » üt - tevarih,, in 186, 187, 188, 328, <2 499 45 avibf