Yazan: Ziya Şakir Ebâ Müslim, Haberi Olmadan Bir Çember İçine Alınmıştı İçinde herne yazılmışsa, bilâ tere düt icraya girişirsin.. Yok eğer, mühür tamam basılmışsa, o zaman anla ki, mektup benim değildir. Be- nim namıma yazılmış, ve başkası tarafından mühürlenmiştir. O ve- kit te, vaziyet neyi icap ediyorsa, ona göre hareket edersin. Diye, talimat vermişti. Nihayet, hareket günü gelmisti. Ebi Müslim, halkm tantsnalı teş. yi merasimi ile, (Rey) den hare - ket etmişti. Kendi saray erkânı ile hakiki perestişkârları, üç konaklık yere kadar onunla gelmişler; ora- da veda etmişlerdi. Eba Müslimin maiyetinde bulu- anlar, üç yüz kişiden ibaretti. Ha Mfeyi şüphelendirmemek ve fena tesirlere meydan vermemek için, yanına fazla adam almak İsteme- mişti, Yolculuk, gayet tabii Halife Mansurun beklediği kasabasma, her konaktan müjdeci- ler gönderilmişti. Müdayine üç konak mesafede Ha- Hfe tarafmdan gönderilen bir he. yet, Ebâ Müslimi istikbal etmişti. Kendisine büyük hürmet ve tazim eserleri göstermişlerdi. Kasabaya bir konaklık yerde de bütün Abbasi Ptenâleri Je Halife sarayınm en milmtez erkânı Horasanlı serdarı Karşılamışlar; Halifenin bu ziya Tetten duyduğu meserret ve mem- puniyeti bildirmişlerdir. Abbasi Prenslerinden mürekkep Olan heyete, Halifenin amcası Isa riyaset etmekte idi. Konak yerine kurulmuş olan - Halifeye mahsus- muhteşem çadırda, Ebâ Müslime parlak bir ziyafet verilmişti. Bu ziyafette, Abbasi Pr Eba Müslime karşı sonderece hürmet ve riayet etmişler; hattâ ayrı ayrı Onun elini öpmek suretile, tazim göstermişlerdi. u sırada Ebâ Müslimin ya- unda oturan Halifenin amcası: — Görliyorsun ya ?.. Bütün bun lar, Halifenin sana karşı beslediği muhabbet ve ihtiramm en bariz de İilleridir. Onun için, şayet Halife. ye karşı kalbinde bir şüphe ve ves vese varsa; artık bu gibi geyler, kâmilen silinmelidir. Demişti Ebâ Müslim de, ayni fikirde idi, Birdenbire etrafını saran Yık ve sa kin havanın içinde, artık fırtına bu Tatları aramak abes teşkil edecek- ti.. Buna binten W5â Müslim de samimi bir lisanla kanaatini İsaya izhar etmiş: — Abbas Hünedanma karşı bes. Jediğim hürmet ve merbutiyet, bunca hizmetlerimle sabit iken, Halifeden şüphe etmeyi aklımdan bile geçiremezdim. Fakat ne çare ki: aramıza bazı müfsitler girdiler. Benden ziyade, Emirlilmümüninin kalbine evham verdiler, Çok emi, nim ki; kendisinin elini öptüğüm zaman, ihlâs ve safiyetim hakkın- da kendisine kâfi derecede kana- at vereceğim. Kalbimdeki rabıta ve hürmetin ne derecede büyük ol- duğunu ispat edeceğim. Diye, cevap vermişti. Ebâ Müslim; Abbasi prensleri, saray erkânı, hükümet memurları, halkm en güzide sınıfı, en müm- taz kumandanlar ve saireden mü. rekkep o muazzam istikbal kafile- sinin arasmda, (Müdeyin) kasaba- sna gelmişti. Burada yapılan merasim, diğer- lerini kat kat geçmişti. Kasâbanm kapısından itibaren saray kapısı. n& kadar, Ebâ Müslimin geçeceği yollara kâmilen halılar serilmişti. Kasabanın bütün halkı, bu merasi, me iştirak ettirilmişti. Halifenin maiyet alayları, yolların kenarına dizilmişti. Horasanlı serdar; bura- da, tıpkı br hükümdar gibi istik- bal edilmişti. Ebi Müslim, Halifenin sarayma girdiği zaman, her taraftan alkiş- lar yükselmişti. Halifenin teşrifat- çaları, on atının başraz ve üzen. Me Bi dü gilerini tutarak attan idirmişler.. Kollarma girerek, doğruca Halife- nin huzuruna götürmüşlerdi. Halife Mansur; Ebâ Müslimi gö Tür görmez, oturduğu yerden kal karak ona doğru bir iki adım iler. lemiş; — Hoş geldin; (Serdarı Ali Re sul)... Demişti. Ebâ Müslim, Mansurun ellerini öptükten sonra; — Hakkımda gösterdiğiniz lü . tuf ve tevecelihe teşekklirler ede- rim, Beni, İltifatmıza garkettiniz. Bugüne kadar olduğu gibi, bugün- den sonra da, hayatımın nihâyeti- ne kadar size ve sizin hânedanmı. za en sadık bir hâdim olduğuma kanaat buyurmanızı rica ederim, Diye cevap vermişti. alife, Ebü Müslime karşı o kadar mültefit ve mütevazi davranmıştı ki; ona oturmak için sağ tarafında yer göstermişti. Hal buki Ebü Müslim daha ziyade te. vazu göstererek sol tarafında hür- metle diz çökerek oturmayı tercih etmişti, Bütün Prenslerin, #aray erkânı- nın, hükümet ricalinin önünde, E. bâ Müslimin gösterdiği hürmetkâ- rane muğmeleler, Halifenin hoşu, na gitmişti... Bir müddet afaki şey. lerden görüştükten sonra Halife Mansur Ebâ Müslime izin ve! — Yol yorgunusunuz. Tabidir ki hamama Ve istirahate ihtiyacı- nız vardır. Yarm tekrar görüşü- rüz, Demişti. bâ Müslim, Halifenin tekrar elini öperek kendisine tah- sis edilen daireye çekilmişti. S3. ray Nâzırı, Malik bin Heşime Hali- fenin adamlarına hissettirmeden, Ebâ Müslimin etrafında kuvvetli bir muhafaza çemberi çevirmişti. Bilhassa Halifenin onu hamama göndermekten maksadı, bir #ui- kast düzeni zannetmişti. Şayet © fendisi böyle bir baskına uğrar- sa, maiyetindeki zırhlı muhafıslar. la sarsyı altüst ederek derhal Ha- lifeyi öldürmiye karar vermişti. Fakat bütün bu zan ve tahmin- leri boşa çıkmıştı. O gece, tabü va ziyet ve süküneti ihlâl ederek şüp- he verecek hiç bir hâdise olmamış- t. Ertesi gün, ziyafetler başlamış. tı. Yine Sütün prensler, saray er- kânı ve hükümet ricali saraya top lanmışlardı. O zaman mühim birşey, Ebâ Müs limin nazarı dikkatini celbetmişti. Hükümet ricalinin en başında bu- İunması lâzımgelen (Bermek oğlu Halit). i, ortada görememişti. Ve buna, hiç bir mâna verememişti. Ebâ Müslim; uzun zemandanbe- ri Halifenin Halidi şiddetli bir ta- rassut altında bulundurduğunu bil miyor değildi. Ancak şu var ki; ar. tık aradaki şüphe ve vesveselerin kaldırılmiyna. çalışıldığı böyle bir zamanda, o kadar sevdiği eski bir dostunun da aralarında bulunaca- ğini zannetmişti. Halbuki şimdi Halidin meydanda görlilmemesi, Ebâ Müslime pek gerip gelmişti. Ve, bunun gizlice tahkikini, kendi Saray Nazırı Malik bin Heşime em- retmişti, Malik, kısa bir tahkikattan son- rat Ebâ Müslime ml gu habe- ri getirmişli: — Halit, uzakta değil Halifenin dairesine muttasıl bir odada Ade- ta mevkuf bir halde, Üç gün evvel, kendisini huzuruna celbetmiş.. “Bir takım müfsit ve münafıklar, Ebi Müslim ile aramıza fesat soktular. Bu arada, senin isminde geçti. Şimdi biz, aradaki bu soğukluğu kaldırmaya çalışıyoruz. Bunun için de ihtiyatlı bulunmuya mecburuz. Herşey tabii halini alıncıya kadar, sen bir hastalık bahane et. Kimse. nin gözüne görünme, Vaziyet dü- zeldikten sonra meydana çıkar- sm” demiş.. O odaya bir yatak yap tırmış, Halidi içine yatırtmış. Et- rafını da kuvvetli bir muhafaza çemberi içine aldırmış... (Arkası var) "BİP İri için bu yıl koza rekoltesi EKONOMİ PAMUKCULUK meyi iti MAP id Günün Piyaşaşı ! Yeni mahsul Anadolu ve PARA Çavdar ihracatçıları lidir. Arpa 3,35 kuruştur. teklidir. Dün şehrimize on vagon tılmıştır. Alivre olarak ketentohumu aranmaktadır. CR Pe M. Kemalpaşada Koza Fiyatları M. Kemalpaşa (TAN) — Koza a- lişverişi devam etmekte, müzayede ile ve kilosu 60-15 kuruşa kadar sa- tılmaktadır. Bazı müstahsiller koza. larını daha iyi satmak için Bursaya götürmektedirler. Böcek tohumu açma zamanında ve daha evvel, koza fiyatlarınm düşük olacağı şayi olduğundan birçok kim- seler böcek bakmaktan vazgeçtikle- azdır. Halbuki bu yılki fiyatlar geçen se- nekilerden daha yülsektir. Paris Borsasında Paris, 28 (TAN) — Paris borsası- nın bugünkü kapanış fiyatları: Lon- dra 11054; Nevyork 22,42; Berlin 898; Brüksel 378,624; Amsterdam 1233,25; Roma 117,95; Lizbon 100,50 Cenevre 513,8714. Madenler: Gümüş 23,18,9; bakır 62-64; kalsy 255,2,6; altm 140(10; gilmüş 19,15,16 çinko 22,10. LOKMAN “HEKİMİN GU TLER ii e. Tifo ifo hastalığından kurtulmak i- çin en İyi, en emniyetli çare, şüp- hesiz, aşılanmaktır. Bir memleket- te hükümet, belediye herhangi bir felâkete karşı ne kadar tedbir al. sa, halk o tedbirlerin tatbikma yardım etmezse tedbirlerin faydası eksik kalır. Istanbulda tifo hasta- lığmın önünü almak için de halkın kendi menfaatini gözeterek yapa. cağı en iyi yardım tifoya karşı a- Şilanmakta acele etmek, tehalük göstermektir. Bu hastalığa tutula- bilecek herkes — yüni bilhassa gençler — Asilaımış bulunursa, hastalık ta yatıracak kimseyi bu. lamayınca, kendi kendine söner: En şiddetli yangınların yolu üzerin de yakacak bir şey bulamayınca söndükleri gibi. Geçen büyük harbin sebep oldu- Zu büyük felâketlere karşılık bir iyiliği tifo aşısının o kötü has- talığın önünü almaktaki faydasmı İ isbat etmek olmuştu. Bu aşı bü- yük muharebeden haylice zaman önce, daha 1888 senesinde bulan- duğu halde, acaba gerçekten fay. dası var mıdır, acaba zararları da olur mu? gibi mülâhazalarla tat- bikatmda tereddüt edilmektey- di. Muharebe oOkopunea, OÖy- le mülâhazalara ve tereddütlere yer kalmadığından tifo aşısı bi. tün ordularda, büyük mikyasta tat bik edildi ve asılananlarn tifoya tutulmaları pek nadir, pek müstes- na olduğu sabit oldu. Muharebelerde yorgun ordular- Aşısı da bile faydasını göstermiş olan tifo aşısmın, o kadar yorgun ol - miyan halk üzerinde de ayni fayda. hı tesiri yaptığı şüphesizdir. Aşı - lanmış kimselerin tifo hastalığına tutulması pek müstesnadır. Böyle müstesna olarak tutulsa bile has- talık hafif geçer, korkunç tehlike kalmaz. Aşmın tatbikatı da, bilirsiniz ki, pek basittir. Bir şiringa iğnesinin acısı İnsanı hiç te korkutacak bir şey değildir. Aşıdan sonra almacak tedbir de, bir gün istirahat etmek. ten ve yemekleri hafifçe yemekten ibaret kalır, Yalnız pek yorgun kimselere ve bazı hastalık taşıyan kimselere şirmgayla aşı yapıla - maz. Hangi hastalıkların tifo ası. sına mâni olduğunu aşıyı tatbik ettiren hekimler bilirler ve aşıyı yaptırmazlar, Insan, Şırınga iğnesinin acısın. dan korksa da, yahut bir hastalık. tan dolayı şırmgayla aşı yapılma- sına engel bulunsa da yine tifoya karşı aşılanmak lâzumdır: Çünkü böylelerine mahsus ağızdan tifo aşısı da vardır. Razı memleketler- de —galiba halk iğne acısına kar- sı daha korkak olduğundan — her kese böyle ağızdan aşı verilir, An. cak bilmelidir ki, ağızdan aşının ko rumak müddeti ötekinden daha kı- sa görünür. Her halde, şırmgayla olsun, a. ğızdan olsun, tifo aşısmdan kaç- mak, insanm kendisine karşı, hem- şerilerine karşı bir hata olur. ları için piyasa açılmıştır. Anadolu yapağıla- rına elli kuruştan ve Trakya mallarına 60 ku- raştarı talip çıkmıştır. Almanya ile yapılacak ticaret anlaşmasının neticelenmesine kadar piyasanın yükseleceği tahmin olunmaktadır. vagon arpa gelmiştir. Fiyatlarda hiçbir te- * beddül yoktur. Gelen malların bir kısmı sa- o 40 avanslı ve Temmuz, Ağustos aylarında teslim şartile g tohumlarımızın iyi fiyat bulacağı ve ihracat için kâmilen satılacağı tahmin olunmaktadır. A İİ Trakya yapağı- Çar ihracat için çavdar aramaktadırlar, Çavdar fiyatı dört kuruştur, Dün şehrimize mal gelmemiştir. Piyasa istek- * İhracat için is- j inkişaf eleri Nelerdir? S İzmir, 26 (TAN muhabirinden) —Nazilli pa- muk ıslah istasyonunda salâhiyettar bir zat, Ege pamukçuluğunun inkişafı için neler yap- mak lâzım geldiği hakkında mühim bir rapor buğday ile bir O hazırlamıştır. Bu sene keten- Türk Borcu Üzerinde Satışlar Dün borsamızda yalnız Türk bor- cü Üzerinde hareretli muameleler ol- muştur. Sabah 263 ve akşam 265| frank gelen Türk borcuna, şehrimiz de 1830 liradan piyasa açılmış ve 1750 liraya kadar düştükten sonra 18,20 lirada kapanmıştır. Bu süku - tun sebebi bazi bankaların borsamıza arbitraj suretile fazla Türk borcu çıkarmalarından ileri gelmiştir. Mil Wi tahviller tizerinde hiçbir muamele geçmemiştir. Aslan çimentosu 13,20 Jiraya inmiştir. Bugün başlıyan likidasyonda 4330 adet Türk borcu eksik görülmüştür. Bu miktar hava satışı olduğundan bu itibarla likidasyondan faiz tah- min edilmektedir. Merkez bankası bir İngiliz lirasına 624-627 kuruş fi- yat tespit etmiştir. Paris borsa- sında Osmanlı Bankası 480, elektrik şirketi 1228, Süveyş kanalı 25505, Royal Doyç 5348, Fransız rantı 69,60 Yugoslav ranti 221 frank olarak ka» 28 Haziran 1937 PAZARTESİ PARALAR Sterlin 621,— 628,— Bu raporda bahsedilen mühim noktalar şunlardır: “Pamukçuluğumuzun inkişafı kolay satılmasını temin etmeliyiz. Yurdumuzda pa muk zannedildiğinden çok fazladır. Yurdumuz ihti- yacından çok fazla pamuk alabiliriz. Fazla mahsulü, pamuk yetiştirmiyen komşu dost memleketlere sata» biliriz. Ancak pamuklarımız hariçtki emsali ile en a3 ayni derece ve kalitede olmalıdır. için oOmalımızın Pamuk fiyatı bugün hariç piyasaya göre çok yüksektir. Pamuk değerleri- ni indirmek çarelerini aramalıyız. Pa. muk fiyatlarını düşürmek için dört noktadan yürümelidir. 1 — Islah edilmiş yüksek vasıfir tohumlar kullanarak dekar başına mahsulü çoğaltmak. 2 — Fenni usuller tatbiki ile de- kat daha verimli mahsul almak. 3 — İnsan ve hayvanlarn ilmi w guller tatbiki ile az kuvvet ile fazla iş görmelerini temin. 4 — Çırçırlama işinin ıslahı ve U- cuza meletme çareleri, Tohumların ıslahı dan doğruya hükümetin ıslah İs yonları uğraşmalıdır. Bu hak biçbip suretle hususi müesseselere veya “. hıslara birakılmamalıdır. Aksi takdirde ıslah edilmiş taha lar arasında, islahçılar ayrı ayrı gaye takip edeceklerinden, fark < caktır. Ekimde yeni usuller 2 — Çok çalışkan olan köylüler miz ilmi usulleri bilmediklerin den fazla emek sarfetmekteği Misal olmak üzere ekimin el Je pılması, sürgü kullanılması, b j şekilde görülen boş emeklerdir. Mibzerle ekim kolaylaşır, tohut yapılabilir, sulama, toplama çok kolaylaşır. Yalnız başıma kullanmak dekara yapılan masr en az 3,1 nisbetinde azaltır. Sü yerine dilimli merdane kullanılır çift hayvanlarının çalışma saati az İki misli uzar, iş daha İyi Dolar 123,50 Pransız Fr. 110— Liret 110,— Belçika frangı 80.— Drahmi 18,50 İsviçre Fr. o 570— Leva 20,— Florin 65,— Kron Çek T5— Şilin Avusturya2l,— Mark İZ — Zioti Pengo Ley Dinar Kron İsveç Altin Banknot ÇEKLE Londra 626,50 | New-York 0,7874 17,64 14,97 149570 4,68 817,1610 3,4330 63,7908 3,99 3,987 107,1025 107,0175 344775 3445 Yokohama (o 2.7425 2,74 Moskova Stokholm toprak kaymak bağlamıyaca kaymak kırma &meliyesine kalmaz, © Çok iş görmek için 3 — Birinci madde ile bunun alâkası vardır. Sıraya ekilen de çapa, sulama, toplama çok lay olacağından bir insan günde di ha çok yer işliyebilir. Koşumları mü tazam, iyi beslenmiş hayvanm veni ceği iş şüphesiz ki, bakımsızdan dah fazladır. Kuvvetli, sıhhatli bir çifçi hayvan ile iş gören çiftçi ayni çi içerisinde, ayni saat zarfında gön ceği iş hem fazla hem daha çalışma saati daha uzundur. 4 — Çırçırlamada da bı masrafı azaltacak birçok nol vardır, Bu fabrikalarda yapılacak lahat makineler ve bina tertib zerindedir, 1934 te Eğe pamuk Gi resinde yapılan tetkikat birçok fi rikalarda kariç olan kuvvetin G yüksek olduğu görülmüştür. Oto tik tertibat ile balya ve preseleme ha çok ucuza mal edilebilir. Pamuk ziraatinin inkişafı velee söylediğimiz gibi mu let getirmelidir yalnız vi gi aletlerin birçoğunun yurdun fabrikalarda yapılabileceğini | mamalıdır. 1 — Tohumların ıslahı ile doğru dan iktısat edilir, çapa makine ile kara yapılan masrafı azaltmak fa |