Trakyada Egitmen kursunun talebe ve direktörleri, General Dirikle beraber ÇALIŞAN TRAKYA Yeni Faaliyet Arasında “ Nehirlerin Temizlenme İşleri de Dahildir M uharrir arkadaşlarımız. İbrahim Hakkı Konyalı, geçende Trakyaya gitti. Maksadı orada tarihi eserleri tetkik etmekti. Arka- daşımız bu arada, Umumi Mü- fettiş General Kâzım Dirik ile de görüşerek zengin bir inki- şaf devresinde bulunan Trak- yamızın bugünkü vaziyeti hak- kmda zengin malümat topla- dı. Bunun ilk kısmını birkaç gün evvel verdik. Bugün de ikinci yazısıti/ haşrediyoruz dan dirnenin Türklüğünü bu top raklara çiviliyen muazzam ve sayısız dede yadigârları arasın. da dolaşırken bugün yaşıyan Türkü ve onun mucizeli kalkınma hare- ketlerini görmemek mümkün de- ğildir. Bu harekete kalkınma deme- yi de doğru bulmuyorum, Trakya bü seneki bol ve bereketli mahsu. Uiyle kalkınma ve tutunma çâğmı aşmış ve şimdi serpilmiye ve geniş leme devresini yaşamıya başlamış. tır. Son senelerin mesai hızı ve par. lak neticeleri gözlerimi âbide kapı- larından muhteşem eski kubbe ve kitabelerden yaşıyan Edirneye çe- kiyor, Edirnenin her köşesinde baş döndürücü bir ümran faaliyeti var: Yollar, mektepler, köprüler, zira. at bahçeleri, tavuk, tavşan, arı parkları yapılıyor, Eski eserler ve etnoğrafya müzeleri kuruluyor, sa. yısı yüzleri aşan tarihi eserler ta- mir ettiriliyor. Açılan kız ve erkek sanat mektepleri genişletiliyör, to- hum ıslah istasyonları faaliyete ge- çirili Hülâsa balk ve devlet mü. esseseleri elele vermişler bir kârm. ca mesaisile çalışıyorlar, Yurdun Garp kapısı ve Avrupa medeniyeti eşiğinde bulunan bu pır n bütün âbidelerini, mü. zelerini, köprülerini, darlişşifa ve medreselerini , kervansaraylarını, €ski saraylarmı, mabetlerini ve bunların tarihlerini söyliyen kita- belerini gördüm ve tetkik ettim. » kinci Beyazıdın Tunca sahillerini İ süsliyen cami, mutbak,medre hane ve şifaha. n içtimai muave- ini gezerken şifahane- yarındaki eski ve acı bir kkatimi çekti, Zalim işgal senelerinde düşman; vaktile hasta- allılara şifa ve sıhhat da ğıtan bu müessesesini hapis. hane yapmış. Duvarlarında o felâ. ketli günlerin hâtıralarmı yaşatan irçok yazılar ve resimler vardır. Her eski şeyi toplama itiyadnam iyaki bir hareketle (na- azı, >ostaya verilemiyen bir ktubudur. 13 Haziran 1922 yılında “Samsunlu Mehmet Sait, feryatnamesidir. Bigünah olarak i- damma karar verildiğini, bir iki gün sonra kurşuna dizileceğini söy- lüyor ve diyor ki: “Otuz altı sene devreden haya- tımda, değil bir insana, en ufak bir hayvana bile fenalık etmedim. Ma- sumum. Bu Yazıları mütalea eden şahıs, bilâ cins ve mezhep Allah aş- kma atideki adrese vefat ettiğimi bildirmesini rica ederim.,, Adres: Dersaadette: Beşiktaşta Uzunca ovada Tuzbaba yokuşunda 37 numa ralı evde Rüsumat memvırlarından Mehmet Bey vasıtasile familyam Semiha Hanım, elimelerin perişan yazılışı ö. lim korkusiyle ttriyen bir kalemin mahsulü olduğunu pek gü- zel gösteriyordu. Vasiyetnameyi kopye ettikten sonra benimle bera. ber eski eserleri tetkik eden Eâir- ne Müze Müdürü Bay Necatinin yüzüne baktım ve sordum: — Doğru mu? O, kanayan bir iç ağrısiyle cevap verdi: — Evet maalesef doğru. Onu düşmanlar mektuptaki tarihten iki gün sonra kurşuna dizdiler. O va- kit beni de casuslukla itham et- tikleri için ben de hurada mevkuf- tum. — Pekâlâ bu idamdan silesinin haberi var mı? — Bilmem ki.. Ihtimal bu zavallı gehidin ailesi hâlâ onun âlabetini ha, ber almadı. Gazetenize yazarsanız bir Türkün son nefesindeki arzusu. nu da tatmin etmiş olursunuz. Ikinci Beyazıt tarafından 893 H yılında yapılan ve o günkü Türk hastanelerinin mükemmel bir örne- ğini veren bu şifahanenin içinde altı sofa, 6 Oda ve genliş kubbesinin altında da büyük bir gadırvan var- dır, Burasının bir akıl hastanesi O larak ta kullanıldığı yerlere tesbit edilen kalın demir halkalardan an. laşılıyordu. Hastalıkları ilerliy ler bu halkalara zincirle bağlanir- larmış. Istilâ senelerinde de Türk- ler bu zincirlere vurulmuşlardır. Va siyetnamesini naklettiğim Samsun lu Mehmet Saide de bu halkalara bağlanarak işkence edilmiştir. on zamanlarda nehirlerin ya tağı dolduğu için fazla yağ- murlu günlerde taşan sular Türkün bu inci âbidelerini kirletiyor ve bü- sıyormuş. Ben gezdiğim günden bir gün evvel de yağmur yağınış, bü- tün bu tarih manzumesinin içlerini su doldurmuştu. Edirnelilerin de su baskınından canları yanmıştı. Şark demiryolu yapılırken kumpan ya köprüleri tutturmak için Meri- &e çok taş atmış, Set halini alan bu taşların yü. zünden e nehirlerin yatakları dol- muştur. Seyahatimi Trakyanm iç- lerine uzatmadan evvel General Kâzım Diriğe veda için gitmiştim. ——— kr e manita Trakyrdaki yeni vatandaşlardan bir göçmen ailesi “Bir köylü hızının karduğt fenni tavuk istasyonunda Yeni bir arı kovanı a an alınan film- leri tecrübe etemkle meğguldü. O. na nehirlerin tehlikeli vasiyetini sordum. Edirneliler için güzel bir 7 7 “TE : Bugünkü Akdeniz ? Nrrarmamazanz ara **ee SARK ANA TİCARET YOLU «HİNT YOLU , İTALYAN DENİZ ve KARA HUCUM MERKEZLERİ İtalya Karşısında İngiltere S on günlerde Akdeniz yeniden dünya sulhü. nün mihveri olmaya ve herke- sin dikkatini kendi üzerine çekmeye başladı. Hakikaten bugün dünya sulhü için birinci derecde tehlike mıntakası . Fa şist - Nazist ve Komünist ku tuplar arasındaki bütün gürül- tülü düşmanlık tezahürlerine rağmen »- Orta Avrupada değil Akdenizdedir, Kollektif emniyet prensiple- rine samimiyetle inanmış ve bir zaman için silâhlanma yarı- şmı bırakmış olan devletler, şimdi önüne geçilmez bir hızla silâhlanıyorlar. İngiliz aslaniy- le İtalyan glâdyatörü Akdeniz- de kozlarını paylaşacaklardır. Bu gün Akdenizde ikinei dere. cede birkaç mesele bir tarafa bı- rakılırsa, en mühim mesele İngiliz. İtalyan rekabetidir, Uzun yıllar. danberi bu denizde rakipsiz bir hü. kümranlık idame eden İngiltere, şimdi karşısında Faşist İtalyayı, yumruklarmı sıkmış, kendisini bu denizden atmaya ahdelmiş görü. yor. ese belli ilk Tİ sayısız rekabetlere sahne olan ve nice imparatorlukların yi- kılıp nicelerinin kurulduğunu gö- ren eski Akdeniz, bugün de iki mo- müjde olan şu cevabı aldım: “— Bütün nehir işleri devlet plâ numa girmiştir. Buradaki nehirlerin temizlenmesi için de Yu metile anlaşma yapılmıştır. Bun lsr da temizlenecektir. Egede de letin başladığı büyük su is! plânmdan sonra sıra Traky: lecektir. Trakya bu günü 5 nıkla bekliyor. İşe herşeyin baş lan. Meri nacaktır.., gut 0- temizlenmesile başla. mumi müfettişliğin gezici ve öğretici sinem, dikkati çeki » General Kâzım Dirik Trakyadaki umumi kalkm. mayı ve son ıslahatı gösteren 45 saat sürecek bir film ha; tır. Bana bundan yarım saatlik bir perde gösterildi. Ben kalkınmanın süratini gösteren bu şeritleri sey- rederken General anlatıyordu: “.- Görüyorsunuz ki, Trakyada şehirlerin ve kasabaların kalkınma & şaşmıyan bir plân edir. BL gan köyünde De varsa Kırklareli- nin köyü de aynidir. Her iş düzene girmiş ve tıkırına konmuştur. Han gi köye girerseniz giriniz. Kali ma vaziyetini sorunuz, mânevi şah- #iyetler adma ekilen ve biçilen ma Sullerini sorunuz. Coşkun ve cm. Akdenizde Neler Yapıyor ? gasaesaseasasassesezsee, :0 YAZAN: ; ; ; ; ; ; ; i EN Kosal dern empe: izmin boğuşmasma tere ve İtalyanın son: la halledecekleri, 8 hakikettir. Harp sonumun Faşist İtalyası büyük bir m leke impar: luğu kurmak emelindedir. Bunun tahakkuku Akdenize ve Akdenizin hâkim olmakla imkân dahiline girecektir. İtalya bunun için çalışıyor ve bunun içindir ki karşısında Akdenizin yıllanmış hâ- kimini, Ingütereyi buluyor. Büyük imparatorlukları, cihangü, rmez bir kapılarına tan memba, deniz ticaretidi tün harpler, ticari rekabetlerii lâhla hall k kadar bü- yümesinden çıktı, bütün harpler hep bu ylzden çıkacak. Siyasi ve büşlü bir duygu ile iyi karşılıklar alacaksınız. Çünkü köylü davaya ve büyüklerine in. Trakyada yeknesak bir Ul ilan yeni mektepleri ve radyolu köyleri gösteriyordu. Ge. neral izahatına devam etti: — Okullar ve okuyanlar gittik- lıyor, K uma od yayım sergileri, hele bazı köy dyolar gör bütün nimetlerini bağrına bas. mıştır. Atatürkün gür sesi bütün köylünün kulağında çınlıy büyük aşkı köylünün aşkıdır. Böy- le bir ağk hayatta kimsenin başın- dan geçmemi; aşkı, Yeni kalkınmanın birçok eserle- rini yine memleket içinden alan bu filmler çoj kta 'Trakyalıya gösterilmektedir. Bu se ne bu makineler 35,5 milimetreye çevrilecek ve her yere kopyeler ve. rilecekmig. Pdirnedeki eğitmen kur sü da çok muvaffak bir eserdir. Bu. radaki gençler beş ay sonra köyle- rine dönerek eğitmen olacaklar, nmiştr.,, ve her le meşguldü, Ona teşekkür ederek ayrıldım. L H. KONYALI MARA ticari münasebetleri ve harp sev- külceygini man ler doğruca Ak- denizde O devirlerde retini elde Bugü, tutmak dava bu zde doğan ve gittik deniz satveti, bu denizin kapılarından taşmak, açık denizle, y Akdenizde! kırmak n bunu önlemek oğuyor. ığrafi durumu harita ildir. Bugün stiyor. ın kapıları üze ağını da Haritada noktalarla gösterilen yol, Hind yoludur. Bu yol Hindis- tan, uzak doğu ve Avustralya ile Ingiltere arasındaki en kısa muva, sala hattıdır. Kolombo.Aden-Sü. veyş - Malta » Cibralta . Southamg ton üzerinden uzunluğu takriben 12,000 midir, Hindistanı | İngiltereye bağ» Iıyan ikinci yol, Kolombo . Maurl tus , Cape - Southampton hatı dır ki takriben 19800 mil uzunul « Zundadır. Iki yolun uzunlukları rasındaki fark 7300 mil gibi bü. yük bir yekün tunar. Bu fark, var sati 10 mil çiğniyen yük gemileri için 730 saat, yani tam bir ay va, kit kaybını ve o nisbette fazla masrafı mucip olur. Avusturalya ve Yeni Zeland gk bi Ingiliz dominyonlariyle Britan- ya adaları arasındaki muvasala hatları da Kırıldeniz, Süveys, Ak» deniz üzerinden geçerler. Bu yok lar da Afrikanın cenubundan do, laştılkarı takdirde vasati bir he » sapla 3000 mil kadar uzarlar. | Görülüyor ki deniz - Süs veyş . Akdeniz üz Şark ana ticaret yolu gerek itibariyle yoldur sırların ansnesine dayanan İngiliz sulh ve harp seve Ja Hindistana yerleğeii meğe başladığındanberi bütün sist yasetini bu yolun emniyeti işi üze rine toplamış ve plânlı h lerle evvelâ Hürmüz adalarını ve Adeni ele geçirerek Hürmüz Yöğ Mendep boğazlarmı tutmuş. sofi ra da Akdenizin kapısmı, SÜSÜ veyş ve Cibraltayı almak suretiiği Hind ve uzak doğu yolu emniyetini tamamen sağlamıştır. ; Büyük Harp sonunun İ Akdenizde bi lini almea olum Uzak döğl ralya ile Adak) i kısmı yü tarı, bir İngiliz kontrolünde ve haki bir emniyet altımda bulunuyonsl (Lütfen sahifeyi çevirinii