Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ge | — | B ! Pu Ha eĞ — h Yaş . T ir ae T” İ —— 7.2.07 TA KUMANDANLARIN HÂTIRACARI GENERAL GALIP ANLATYITOR: Hicaz harekâtında büyük tehlikeler |kendinigösteriyord U vak'alar, mahiyetleri de - tnda Biştirilerek Araplar ara - tâz , * Avılıyor, ve hükümtein Hi - TMeşil “zisne hiristiyanların gir - 'lr' Müsaade ettiği şeklinde tnda €dilerek, askerlerimiz ara - Cötün Almanlar bulunduğu neti - da yi Varılıyordu. Şimdi Mevlâna P'll.n beyannamede bu pro - %k:ilyl benim ağzımdan ve be- ı“ınu €mimle tasdik ettirmek yo- N!;:ımaktı idi, Bu ,, ©© büyük tabakayı dolduran bb;:nlmn göze görünmiyecek le ,, Tİhe göyle mahirane bir cüm ıııçi lştı: bulu, Pizde Almanlar ıın::d“Ğunu söylüyorlar. Bu ya- Tabap — Planmayınız. Bununla be- * Hicaz arazisine hıristiyan- ıehmgımwlinde beis yoktur. Ni - h"'htî Vakti saadette Mekkeye, edumy"llum girmesine müsaade ekte idi.,, lâna, bunu teyit için yazı - uıı,trn““ bir de hadis ilâve et - mnöylo bir beyannameyi imzala - Akla ben, aleyhimizde söylenen özleri tasdik etmiş olacaktım. h;:*n“k Mahmut Hasan nâmını ta- _bi-l' Mevlânanm oyunlarına huî'“hlyı_t vermek lâzımgeldiğini “n" bu haini, derhal Taiften dı- K çlılrttım, , rip î:disini örfi divanıharbe ve - Mak Yik olduğu cezaya çarptır - a hA?-ıı_ belki mümkündü. Fakat dise yüzünden aleyhimizde 'Pllcîıket eden düşmanlara yeni bir tim, Vermiş olacaktım. Vazgeç- qğyı lattığım vaziyetine göre, Yi bir taburla takviye edecek m:de, Oradaki taburları, birkaç Yi €vvel Mekkeye çekerek, Cidde- %t'.-hllye etmek hatırıma gelme - dej Ancak, her askerin ol d k:âu Bibi benim de tasavvurlarım 1sma idar! ve siyasi birtakrm iler, dikilivermişti. Bunlardan 1 sayayım: ı“dıi — Büyük bir sabırsızlıkla bek Yo Ye son günlerde R.abiğ hmındl bulunduğunu tahmin etti de Fahri Paşa kuvvetlerini Ckî Lüzh * Rabiğ arasında karşılama Nüğ H'alarımızım biraz evvel an CY Ciddenin tahliyesini mütea- İğgi iz kuvvetleri tarafından ü &dileceğine şüphe yoktu. Şu 'hu,.' Emirin ekmeğine de yağ sür Olacaktık. Yani, mülki mesu- îy.% ziyade, Emaretin vilâyet - “Mrugı edip, İttihat ve Terakki lı_,% eti aleyhinde İngilizlerle an lap ($ Olduklarına dair ortaya atı- te , Yalahları, teyit eder mahiyet- biz hâdise icat etmiş olacaktık. »e ’dîl Garnizon, tamamile tahli- &ceğine göre, nakliyat için gv* tedariki imkânsızdı. İaşe key ııı,_etı de son derece müşküldü. Hâ ah İTibirlerine lehimli birçok ta ürlar ve tehlikeler karşımı- çlk')'ül'ı:lu, : E D büyük tehlike ise şu İdi: l X Fahri Paşanın Rabiğ yoli- Şeyg'lmesi muhakkaktı. Çünkü İ , Hüseyin (Mübeyrek)in, ma- biğ, yi İh’kr:î için bir istinat noktası 0 Yordu. Pa,, Sünkü vaziyete göre, Fahri Ha lı.“::n Rabiğ yakmlarına kağğl' İ İlerliyebileceğinde şüphe îlî:ğ Ancak bundan sonraki yol, daz © bağlr olan kabileler arasın- /— Böçeceği gibi, denizden de düş sadakati dolayısile,Ra - U YAZAN Salâhattin _ Güngör General Galip, Milli Savaşta Konyada vali iken ü "Mustafa Kemal Paşa” gönüllü alayına sancak teslim ediliyor man tehdidi altında bulunuyorlar- dı. Eğer Cidde, tahliye edilirse, çok mühim olan ikinci istinat noktasın dan da mahrum edilen o yorgun müfreze, müthiş bozguna uğratıl - mış ve bu süretle de düşmanın e- mellerine hizmet edilmiş olacaktı. Yorgun müfreze dediğime, bilhas- sa dikkatinizi çekerim: O günkü umumi isyan vaziyetinde Medine'- den Mekkeye kadar kızgın çölller- şa müfrezesinin kolayça ilerlemesi, bir mucize ile kabil olabilirdi. Mu- cize devri ise, çoktan geçmişti. Müfrezenin, külliyetli cephanesi - ni, en az yirmi beş günlük erzakı - nı, su yerleri arasındaki mesafe İ- çin sularını ve sair eşyasını taşı - yacak develerden başka iki veya * Üç nefere bir binek hesabile ayrıca bir hayli deveye de ihtiyaç vardı. Bundan başka, sıhhiye teşkilâtı mü kemmel olmalıydı. Rabiğ ile Me - dine arasındaki su başlarında iki üç menzil noktası, daha evvelden işgal ve tahkim edilmiş bulunma- lıydı. Sonra, bu müfreze, muntazam bir düşman karşısında tek bir he - defe yürür gibi hareket etmiye - cekti. Yürüyüş kolu, her yanından müteaddit çeteler tarafından taciz edilecekti. Bu sebeple pişdar, dim- dar ve canibdarları ayrılacak, bü. tün gün harp ederek yürüyecek, geceleri de geniş emniyet tertiba- ti alacaktı. Yorgunluğun derecesi anlaşılıyor değil mi? aifte, kasabanın bir kena - T rmda, ve kışla yakininde, kale namımı alan üç katlı bir bina vardır, Birinci katı kârgir ve diğer iki katı kerpiçten. Bunu yüz sene SY YGE "Maifi iygeal adomn Wohahilar yapmışlar. Vaktile, adı gibi kendi de belki kale imiş. Sonraları, bir aralık hükümet konağı olmuş ve bir zaman da, merhum Mithat Pa- şa ile arkadaşlarına zindanlık yap- mıştı. Mithat Paşa ile arkadaşları Ab - dülhamit iradesile, binbaşı Çerkes Bekirin nezareti altında, mülâzım Çerkes İbrahim ve çavuş Memiş, zenci Ali çavuş, Mahmut çavuş ve birkaç arkadaşı tarafından iple bo gularak şehit edilmişlerdi. Ben bu canileri, vak'adan epeyce sonra, Yemende tanıdım, yaptıkları hiz- mete mükâfat olarak Çerkes Be - kir, ferikliğe ve 13 üncü firka ku - mandanlığıma, Çerkes İbrahim a- ğa, kaymakamlığa Memiş ağa, bin başılığa, zenci Ali yüıba.şılığa. Mah mut ta Kolağalığa terfi etmişlerdi. (Arkası var) Radyo Bugünkü program Kstanbul: Öğle neşriyatı: 12,30 plâkla Türk musikisi. âî'ssoo havadis. 13,05 muhtelif plâk neşriyatı. n, Akşam neşriyatı: — 18,30 Varyete musi- ki Ambasadörden naklen, lg.aoulğonlennı: Selim Sırrı Tarcan tarafından. 20 Müzeyyen ve arkadaşları tarafmdan Türk müsikisi ve şarkıları. 20,30 Bay Ömer Riza tara- fıimndan arapça havadis. 20,45 Belma ve ar- kadaşları tarafmdan Türk müsikisi ve halk şarkıları: Saat âyarı. 21,15 Örkestra, 22,10 :r;:::.:ı_ ı;.ğ% hş&:ı:hd ve ertesi günün »30 pi sololar, Ş peret parçaları 23, son. SAÇ . * Günün program özü Senfonik konserler: 18 Roma: Victor de Sabata'nın idaresin- de; 18 Katoviç, Varşova: Senfonik ko:ı.:: 22.15 Prag: Çek filharmonisi, Hafif konserler; 12.50 Bükreş: Romen halk müsikisi; 13.03 Varşova: Küçük orkestra, şarkı; 17 Kolon- ya: Örkestra, sopran, tenor; 18 Nis—Kot— Dazür: Radyo orkestrası; — 18.30 Viyana: Hafif musiki ve dans havaları; 18.35 Prag: Orkestra, Şarkı; 19 Nis—Kot—Dazür: Kon- ser nakli; 19.20 Lâypzig: Plâk Mmusikisi; 19.45 Bükreş: Plâk konseri; 19.50 Buda- peşte: Çigan musikisi; 20.05 Brüno, Prag: Hafif musiki: 20.15 Paris P.T.T. : Karışık koönser; 20.15 Viyana: Plâk musikisi; 20.50 Belgrad: Plâk konseri; 21 Belgrad: — Sırp akşamı; 21.40 Roma: Karışık konser; 22 Paris P.T.T.: Varyete neşriyatı; 22 Buda- peşte: Örkestra; 22.10 Bükreş: Radyo or- Dün akşamki Tramvay Kazası Dün akşam, ihtiyar bir kad ö. lümüyle neticelenen bir tramvay ka- zası olmuştur. Hâdisenin tafsilâtı şu- dul?üıeyin Abdülmalikin idaresindeki 99 numaralı Beşiktaş — Fatih araba- sı, Necatibey caddesinde giderken altmış yaşlarında Martiçe adında bir kadma çarpmıştır. Çarpışın şiddetin. deri kadın yere yuvarlanmış ve teker- lekler arasında kalmıştır. Güçlükle, ifade veremiyecek bir halde arabanm altından çıkarılan % tiyar kadın, kaldırıldığı hastanede ö müştür. Hüseyin Abdülmalik yaka. lanmış ve yapılan sorguda, kendisinin sunitaksiri olmadığını, arka firenin düşmesi yüzünden arabayı durduta- madığını gsöylemiştir. ; Vak'a mahallinde yapılan ilk fenni muayene neticesinde, arka firenin düşmüş olduğu görülmüştür. Bu va- ziyete nazaran, ölüme sebebiyet suçu ile tevkif edilen vatmanm ihmal ve- ya noksanı nlmadığı anlaşılmaktadır. dyo orkestrası, ; 22.55 Bükreş: k:r.ıîî»";s 20 Belgrad: Radyo orşeıtzm. ğ 21.40 Milano: Paul Abraham'ın Bı:iu':iı: von Hawai” opereti; 22 Roma: Bellii « Puritani” operası. N Mektep Müsameresinde Röportaj nilmez ya!, miğ! çocukça.. Fakat bütün bu çocuk- luğun içinde bir insanlık heyeca- nı, bir his şöyle veya böyle duyuş böyle söyleyiş ve böyle temsil e- susiyet var.. Kusursuz manzum konuşan g-nç kızlar içinde Işık rolünü yapan a- teşli genç talebe heyecanile, Söğüt rolünü yapan saf yüzlü genç kız sesin temiz ahengile bir mektep temsililit değil *amatör sahnele- Tinla “en*TYİT artistieri mertebesin yükseliyomlarlrtüğrne z sralsü ” Tam ben yerime oturduğum za- man ilk perde alkışlarla kapanı- yor.. Bunu, güzel bir piyano konseri takip ediyor. İkinci perde bittiği zaman yine piyano ile müzik yapılıyor. Üçün- cü perdede bütün talebeler sahne- de mükemmel ve .kusursuz oynu- yorlar. Yalnız, kız oldukları için narin ve ince vücutlarile, incecik seslerile erkek rolünde olanları ko- nuşmağa başladığı zaman bazan arkadaşlarının kahkahalarile kar- şılaşıyorlar. Üçüncü perdeden sonra oynanı- lan zeybek balesi fevkalüde mü - kemmei. Ve esasen seyirciler ta- rafından o kadar çok alkışlanıyor ki, tekrar ediliyor. M Ve şunu söyliyeyim ki, ben bir mektep müsameresinde değil, bi- zim tanılmış sanat sahnelerinde bile bu kadar mükemmel bir bera- ber oynayış görmedim dersem belki bir mübalağa sayılır. Fakat mübalağa değil, hakikattir. Bunu takip eden numara bir perdelik bir komedi. Mevzuu da şu: Zengin bir Mısırlı bayan tara- fından açılmış bir kız mektebi var. Bu bayan çok müteassıpdır ve genç kızların kır gezintilerine çık- masını istemiyor. Fakat bir gün genç kızlar o kadar rica ediyorlar ki, mektep müdürü buna müsaade ediyor. Fakat aksilik olacak genç kızlar dışarı çıkar çıkmaz Mahi Peyker Hanımefendi, yani mekte- bin sahibi mektebi ziyarete geli - yor. Müdür talebelerinin gezmeğe Bittiğini itiraf edemiyor. Sıkıntı i- çindedir. Fakat üşüyen ördeklere . R aDldEZ SS eli GU AĞA lll b e e d Genç kızlarımızın müsamereleri çok güzel oldu Çapa Kız Öğretmen Okulunun geniş konferans sa- lonu.. Sıralar tâ nihayetlere kadar talebe ile dolu.. Önlerdeki koltuklarda öğretmenler yer almışlar. Ben kapıdan içeri girer girmez.. Göğsünde yeşil bir kördelâ bulunan ve bununla müsamere tertip veya idare heyetinden olduğu anlaşılan siyah önlüklü, be- yaz yakalı bir genç kız beni karşılıyor.. Sahnede talebeler bir müsamere programının en uzun numarası olan üç perdelik (Özyurt) piyesinin birinci perdesini oynuyorlar, Ve işte ben de bunun için ayaklarımın ucuna basarak ilerliyorum. Sahne- deki eski zaman elbisesi giyen genç kızlar.. Büyük bir sahnenin üstünde oynanmiyan bu piyes içinde kostümleri tenkit etmek ve hepsinin ayni devre ait olmadığını söylemek bence ukalâlık ölur. Hiç şüphe- siz ki, sahnede oynayan ve bu sahneyi tertip eden- ler benim kadâr ve belki de benden daha iyi kıyafet tarihini bilirler. Fakat bir mektep Ssahnesi aksesü- arından bundan daha büyük bir zenginlik de iste- Hem esasen mektep müsamerelerinin bugüne ka- dar henüz tadına ermemiş olduğum ve bugün zevki- ni hirinci defa hissettiğim hususiyeti Gde bu değil Herşeyindeki bu temiz, saf ve çocuk iptidallik!. Sahnede oynayan genç kızların sesinde hayat tec- rübesizliğinin tatlı acemiliğinin ahengi Jestler çocukça, Mizansen çocukça, inşat ve temsil —— Yazan: dişte yepyeni ve orijinal bir hu-. Müsamerede #emsil verenrer duyuluyor. Duat Devriş esvap Glkimek içiü Dütün arkadaş- larımiın kumaşlarını kesmiş olan ve ceza olarak mektepte kalan bir yaramaz, müdürüne yardım ölsun diye,talebeler gezintiden 'dönünce: -ye,kadar Mahı Beyker Hanımı 0- yalamak için, kâh deli bir talebe, kâh kurşuncu bilmem ne molla, kâh bahçeye girip meyve çalan bir oğlan çocuğu, kâh bir mahcup kız, kâh bir kekeme v& sarsak talebe, kâh monden, asri bir genç kız, kâh bir spor meraklısı rolle- rini yaparak sahneye çıkıp onu meşgul ediyor.. Mahı Peyker Hanımefendi rolü- nü yapan genç kız, jestleri ve bil- hassa Arap şivesile konuşuşunun mükemmelliği ile bir sanat kabili- yeti gösteriyor. Fakat sahnede 5 dakikada bir muhtelif bir şahsi - yeti temsil eden Zerrin rolündeki talebe Nimet, her türlü sitayişin fevkinde kalıyor. İ Ve insan onu seyrederken ergin bir artist seyredermiş gibi zevk duyuyor. Ş Bundan sonra Çobanm Rüyası balesi de pek mükemmel. Fakat işte asıl en güzel sahne şimdi açılıyor. Canlı mankenler defilesi, Selçük Kız Enstitüsünde yapıl- Miş güzel elbiseler, birer, birer sahneden geçecek. Evvelâ çocuk- lar çıkıyor. İki güzel çocuk, biri- sini tanıyorum, Meslektaşım Re - fik Ahmedin güzel yavrusu.. Üze- * rine giydirilmiş elbiseleri ne ka - dar da kendine yakıştırıyor. Hele mavi plâj pijaması ve mavi Fran- sız bahriyelisi şapkasını andıran plâj şapkasile ne cana yakm olu- yor. Bu güzel pijama bu küçük a- facana ne de yaraşıyor. Bundari sonra iki kadın pija - ması, bir sabahlık teşhir ediliyor. Pijamaların ikisi de güzel, biri si- yah pantalon, yeşil ceket, öteki blödüsaks, bir de pembe sabahlık var.. Pembe sa- bahlığın boynun - daki çiçekler da- ha yumuşak bir i- pekliden, meselâ vualden olmalıy - dı. Gündüz elbise - leri içinde göğ- sünde geniş, tu- runcu bir korde- lâsr olan nefti el- bise, nefti fötr, tu runcu tüylü tirö- liyen şapkasile en Genç kızlarımızın elleriyle hazırlanan Çiçek sergisinden güzel bir köşe Temsil verenlerden başka bir poz iyisi, maamafih etrafı gümüşi kürklü blö kostüm tayyör de hiç fena değil. İki giyme elbisesi teşhir edili « yor: Birincisi, sahneye verilen 1- şıkla koyu mor görünen ipek ka- difeden düz boncuk harçlarla ar- kasının dekoltesi ve bunu süslen- miş olanı çizgilerinin kibarlığı ile, ikincisi olan beyaz organtinden tu- valet te orijinal kolları ve tazeli- ği ile birbirinden güzel... Bu »müsamereden çıkarken söy- lenilebilecek şey yalniz: ' — Pek güzel ve pek muvaffak olmuş bir müsamere... Sözüdür. Ben kendi hesabıma mesleğim dolayısile hayatın bin bir acı ve sıkıntısını hergün gören ve bu hakikatlerin içinde yaşayan bir insanım. Ve bu mektep müsameresi yor- gun kafamı, kırda geçirilmiş bir — ilkbahar günü gibi - tazeliği ile 4 — gençliğile, temizliği ve safiyeti ile dinlendirdi. v Bu kadar istidatlı, olgun ve ze- ki ğençler yetiştiren bu mektebin müdürü, öğretmenleri ve idareci « leri hakikaten tebrike ve teşvike lâyıktırlar. Romanya Sefiri — Romanya Sefiri M. Telemağüe kıy- - j metli misafirimiz Romanya Hariciye Nazırmı karşılamak üzere dün İstan- bula gelmiştir. 3 Salı günü burada bulunması bekle- nen Romanya Hariciye Nazırma eşi — de refakat edecektir. -. Balkan ,Matbuat Birliği Kongresi Ankara, 6 (TAN) — Atinada 14 ' şubatta açılacak olan Balkan Basın — $ Birliği kongresinde Türkiyeyi Yaşar Nabi temsil edecektir. Yunan Ataşenavalı Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakmlık dolayısile Yunanistan An- H | karada bir ataşeraval bulundurma- * — | ğa lüzum gbmexniş ve bu vazifeyi 'Ş lâğvetmiştir. Yunanistanın Ankara Ataşenavali Albay Ekonomo Atima Bahriye Mek tebi direktörlüğüne tayin edilmiştir İzmirde Türkküşu Dersleri İzmir, (Tan) — Izmir Türkkuşu şubesi bilfiil açılmış, nazari derslere hava kurumu binasında başlanmıştır. Türkkuşuna otuz dokuz üye kayde . dilmiştir. Bunların beşi bayandır. * ı Gecle eli BAA a u Dd