D Mahkemelerd ' ' İsviçre Sefarethanesinden - Çalınan Kıymetli Halılar K , Ustasını yaralayan çırak Dün asliye üçüncü ceza mahkeme. gi ustasını kama ile yere seren on beş yaşında bir çırağın muhakemesini bitirdi. Davacı Ksenefon isminde bir pastacı idi. Mahkemeye gelmemişti. Jandarmalar suçlu Bedrosun elindeki kelepçeleri çözdükten Ssonra suçlu yerine geçirdiler. Müddeilumumi Kâ- Mmil iddiasını söyledi. Ksenefon beş ay evvel Bedresa ig olmadığı için yol vermek istemiş ve bir akşam da kararmı kendisine bildirmiştir. İşsiz ve parasız kalaca- ğinı anlıyan Bedros hemen saldırma- sını çekerek ustasınım göğsü altma saplamış ve yere sermiştir. Ksene- fon dört aylık bir tedaviden sonra hayatını zor kurtarmış ve fakat da- imi bir zaafa uğramıştır. Müddelu. mumi dinlenen şahitlere, suçlunun iti rafma ve doktor raporuna göre Bed- rosun cezalandırılmasını istedi. Mah- keme kararımı bildirmek üzere muha. kemeyi talik etti. ' Köylü Sigarası Satarken Yakalandı Fatihte Otlakçı yokuşunda Türbe sokağında oturan 40 yaşlarında Meh met isminde birisi, dün inhisar takip memurları tarafından kaçak köylü kigarası satarken yakalanmıştır. Me- murlar, Mehmedin üzerinde bulunan köylü sigaralarımnı müsadere etmiş - ler, ceplerinde bir miktar da afyon bulmuşlardır. Mehmet hakkımda si- gara ve afyon kaçakçılığından taki . bat yapılıyor. - Bir Dilenci Mahküm Oldu Sultanahmet Sulh birinci ceza hâ- kimi dün Fettah oğlu Tahir isminde bir dilencilik suçlusunu altı gün be- lediye hizmetlerinde çalışmıya mah- küm etmiştir. lAlman Firmalarının İstedikleri Mallar . Birçok Alman firmaları memleke- timizden portakal, elma, mandarina ile zeytinyağı, tiftik, yün, safran ve krom madeni satın almak istiyorlar. Suçlu 1,5 sene hapse ve 2750 lirayı ödemeye mahküm oldu Bundan10 kat daha | alkışlarını toplamaktadır. Harpten evvelki Rusyada geçen büyük bir aşk romanı... CHARLES BOYER'nin DEMİR KAPI şaheserini kim hatırlamaz? kuvvetli, Halk Kalhırarnarları TÜRKÇE SÖZLÜ - AŞK - HEYECAN - DEHŞETLİ SAHNELER NEFİS VE MÜKEMMEL BİR FİLM ANNA STEN Kendi güzelliği ve san'atindeki harikası ile Balalayka Fransızca sözlü şayanı hayret filminde, lükse ve ihtişam sahneleri ve güzel çıgan dans ve şarkıları ile bu hafta SARAY SiNEMASINI Her seansda baştan başa doldurmakta ve takdirkârlarının daha GÜZEL Bugün | SÜMER Sinemasında | Yeni nesil ile genç kızlar terbi- || yesi hakkında yapılmış olan VE | MARİE BELL MADELEİNE RENAUD — MAURİCE ESCAND tarafından temsil edilen SÖZDE KIZLAR Filmini mutlaka gidip görünüz: Bu filmde 30 genç ve güzel kıZ B ile Ampir'in bale heyeti görü- lecektir. Dün Asliye Birinci Ceza mahkemesinde İsviçre sefarethane- sinden kıymetli halıları.aşıranların muhakemesi neticelendirildi. Mahkemede davacı olarak bizzat İsviçre Sefiri Hanri Marten ile avukatı İsmail Kemal bulunuyordu. Suçlu mahkemede yoktu. Hâdis_e şöyle olmuştu: Davit isminde bir Yahüudi İsviçre sefaret- hanesinin kapısına anahtar uydurmak Suretile altı kıymetli halı çalmıştır. Davide bu işte İlya oğlu Marko isminde bir arkadaşı yardım etmiştir. Polis çalınan haltlart ararken bir gün İmam sokağında bir meyhanede iki halı elde etmiştir. Bunları İsmail isminde bir arabacı oraya götürmüştür. Polis İsmaili ve sonra da halıları oraya indiren hamal Abdiyi bulmuş ve tahkikat neti- cesinde halıları Davidin çaldığı anlaşılmıştır. Bulunan halılar sefire gösterilmiş Bir aşk kadınının tarihçesi... İlâveten: FOX JURNAL son dünya haberleri Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Bugün TÜRK Sinemasında . Şayanı temaşa 2 büyük ve zengin film birden : EI’HOVEŞIZ';? îsîîlveve muhte- B E K A R . EVLiİLER LİL DAGOVER ve WİLLY BİRGEL'in, 250 kişilik Berlin O- ipera orkestrasırim iştirakile fev- İkalâde bir surette temsil ettikleri $ V?'dvil tdrzında cazip ve eğlenceli bir komedi, nefis musiki ve canlı Buğün saat 11 de matine. Umumi dühuliye 35 kr. SON OTUZ SEMLİN TANHIMIZİ HAKİNİ FİLM VESİKALARILE CANLANDINAN Tüneçt SÖZLÜ BİYÜN MİLLİ FİLM ve çalımnan halılar olduğu anlaşılmış- tır. Bulunanların kıymetleri o kadar yüksek değildir. Ele geçmeyen 4 ha- Imımn çok yüksek kıymette olduğu id- dia, edilmektedir. Bunlardan ikisi es- ki İkdam sahibi Ahmet Cevdet mer- humun varislerinden alınmış ve an- tikacı Hayım da bunların birisine 1500, diğerine 1250 lira kıymet biç- miştir. Polis Davidi ararken Samsunda yine başka bir hırsızlıktan dolayı tev kif edildiğini öğrenmiştir. Mahkeme giyabında devam ediyordu, Dün mah kemeye sabıka kaydı gelmişti. Davi- din 336 senesinde hırsızlıktan bir se- ne dokuz ay hapishanede yattığı an- laşılryordu. Geçen celsede müddeiu- mumi muavini Davit hakkında ka - nunun tatbikini istemişti. Reis sabı- ka kaydini okuduktan sonra sefir Hanri Martene söyliyecekleri olup olup olmadığını sordu. Sefirin otur- duğu yerde Fransızca olarak söyle- diği şeyleri avukat mahkemeye ter - cüme etti. Aynen şöyle söylüyordu: — Ben suçlunun şahsi vaziyetini ve sabıka kaydini tetkik ettikten son ra cevap — vereceğim. — Yakında (Bern)e gideceğim için muhakeme- nin üç ay sonraya talikini isterim. Bundan sonra celse tatil edildi. Ve uzun bir müzakereden sonra celse a- çılmca reis: — Bu işte âmme hukuku vardır. Müddeiumumilik, takip etmek mec- buriyetindedir. Binaenaleyh üç ay talik talebiniz reddedilmiştir. Muha- keme bitiyor, başka bir diyeceğiniz var mı7 dedi. Sefir, avukatı vasıtasile yine talik talebinde bulundu. Sefirin elinde Fransızca bir de İsviçre ceza kanunu vardı. Kendisine bu talebenin mah- kemece reddedildiği anlatıldı. O son defa olarak ısrar etti ve: — Sefir olduğum da nazarı itiba- ra almarak davanın üç ay sonraya Bundan sonra reis hazırlanan ka- rarı bizzat okudu. Davit, hu:ıızlxkun suçlu olduğu i- çin af kanunundan istifade edemi - yordu. Mahkeme evvelâ kendisini bir sene hapse mahküm etti. Çalınan şe- yin kıymeti çok olduğu için cezasının yarısı kadarını artırdı ve çalmanla- rm bede'i olan 2750 liranın tazmini- ne de hükme ti. Sefir, tohir talahina -#ağman hu kadar süratle verilen bir hükümden çok memnun olduğunu gösteriyor - du. Çıkarken eğilerek mahkemeyi se- lâmladı. ÖLÜM Istanbul müddeiumumisi Hikmetin amcası, erkânıharp kaymakamı Dur- sun ve İstanbul Hukuk Fakültesinde ord. prof. Mustafa Reşitin kayınpe. deri mülga Evkaf nezareti mebanii hayriye müdürü, mütekait MEHMET HAŞIM MOREV &4 Şubat 1937 per- 9 UNCU ve cevval nüktelerile bütün se- yircileri eğlendirecektir. —a Bugün saat 11 de tenzilâtlı fiyatlarla matine —i SEN FON Baş rollerde: ŞEHİR TIYATROSU — |)| | İ MonaA GöYyA — PİzeLLA — DRAM KISMI ı Te En büyük hissiyatı beşeriyenin GABAROCHE Bu akşam | WHW makesi. Fransızca sözlü film 20,30 da Hılh"mud ve 15,30 da BAHAR TEMİZLİĞİ fena bir talebenin iftiraları.. _ v Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine MiLLi sinemada Bugün S A K A R Y A Sinemasında Kaçırılmıyacak fevkalâde ve zengin programı görünüz: A L Ç A K L I K (Fransızca sözlü) %VIIRIAM HOPKİNS — MERLE OBERON — JOEL Mc. CREA tarafından temsil ve iftira yüzünden ittiham edilen üç genç kız, Ayrıca: Kızılay tarafından çevirtilmiş ve Taksim Bahçesinde yapılmış olan bütün eğlence ve merasimi bütün teferrüatile gösteren KERMES EĞLENÜLLERİ "Türhyt voztu ŞarKIN TI Haveecu. rravayıs SURTENÜNY KU V üYAT tebcilen Beyazıt meydanında yapılan büyük miting Büyük muvaffakıyetlerle de- vam eden 2 film birden: CAPKIN GENÇ Baş rollerde: DANİELLE DARRİEUX . HENRY GART Gençlik, aşk, saadet, zevk, neşe ve hayat taşıran ve başından sonuna kadar hümmalı bir faaliyet içinde geçen zengin bir operet. Ayrıca: KIZIİL ÇAYIR aa Bu filmde görülen şeylerin hiçbirinin heyecanı noksan değildîr-’ KOLTUKLAR: 50, 40 Kuruş ŞEHİR TİYATROSU Operet Kısti' yi — Pa aksam 20000 1', y ıi. ve 15,30 da .( _h |il “H.H AŞK MEKTEBİ ı TÜ İ| h Yazan: Yusuf Ziyf Beste: M. Sabahatti? —) VEFAT — / zt T mütekait merhum Abdürrefi F fendinin kerimesi, Çanakkalt Ceza Reisliğinden mütekait mef” hum Hüseyin Firuzun eşi, İnhi” sarlar Başmüfettişi Faik Kunt ve Kayseri Tayyare fabrikas? idare âmiri Binbaşı Refik Uys# lın kayınvaldeleri, İstanbul 4 üne cü icra memuru eski gazeteci 27 kadaşlarımızdan Ziya Kuntüf büyükvaldesi Bayan Hatice Bef” riye cumartesi gecesi vefat ©* miş ve cenazesi dün Topkapıd&” şembe günü vefat etmiş, na- mazı Sahrayıceditte kılmarak aile makberesine defnedilmiştir. Cenaze töreninde bulunan, sözle, yaziyle teessürlerimize iştirak eden sayın zatlara teşekkürlerimizi suna- rız. Merhumun eşi, kızları, damatları — O bir kahramandır. Onu sevmemek imkânı var mıdır?. Bu kızım asker havası ve asker terbiyesi, asker düşüncesiyle beslenen ruhunda yüksek bir aşk yara- tacak tılısım ancak bir kahramanlık eseri olabile . cek. Bu mavi gözleri çiçeklendirecek hâdise, mutlak tehlikeler aşan ve Harikalar yaratan bir insanın ha- reketi olabilecek! Onun ve henüz aşkı tatmamış kal. bini filizlendirmek için müptezel aşkların hayal — ve evhamdan ibaret bol gıdasını vermek kâfi değil. Onun sevgisine lâyık olmak için hayatımı dolduran kahramanlık hatıralarına taze hâdiseler yaratmak lâzımdır. irleme y X oe p ttlar Mi ü Bunu hissetmiyor değildim. Fakat bugünkü vak'a- »dan sonra tamamiyle inandım ki bu kızın gönül mu. ammasını çözmek için hâdiselerin üstünde yürümek ve onun gözünde mutlak ve hâkim bir erkek olmak lâzımdır. h Ve her şeyden evvel onunla bu zemin üzerinde ko« nuşmak imkânı olmadığını anladım, e Dayımın yanına gidiyoruz. — | Kastamonuya pek uzak değil... Kıyık sırtından inerken uzakta doğup büyüdüğüm güzel kasabanın beyaz evleri göründü. Dayım ve amcalarım, teyzelerim geleceğimizi bili- yorlardı. İki üç yüz adım ileride gördüğümüz kala « balık her halde onlardı, Bizi karşralmıya çıkmışlar « dı. 4 « Yaylıyı sürdük. İki dakika sonra kalabalık etra « fımızda idi. —- İstanbulda geçen macerayı anlatmış ve kasabaya beni kurtaran binbaşmın ailesiyle geleceğimi yaz « mıştım. Bizimkiler benden fazla onlarla meşgül ol- mıya. başladılar. Kadınların biribirleriyle dos olma « ları erkekler kadar güç değildir. Bizimkilerin misa « aa NÜ Za He AR Eseri hazırlıyan: firlere kırk yıllık ahbap gibi karşivermeleri hoşuma gitmedi değil! Dayım burada şube reisi. Bugünlerde askeri işler o kadar çok ki... Buna rağmen dayım da bizi karşıla- mıya gelmiş. . « -Büyük bahçeli evimizin yukarıdaki en iyi odasını Feriha Hanımla anne annesine hazırlamışlar, O ak « şam şube bahçesinde yeni askere gidecek delikanlı « larm şenlikleri varmış.. Yemekten sonra hep beraber gittik. Yarın milli orduya karışacak gençler bu gece eğ- leniyorlardı... . Ortada bir delikanlı bağlama calıyor. —Elli alt « Mış genç etrafında oynüyorlar. Kasabanm yaşlıları eski helva tenekelerine gazla kül karıştırıp ateş ver- mişler, her taraf kızıl alevler içinde... Dayımım kızı, görmiyeli öyle serpilmiş, boy atmış ki minimini iken brraktığım maskara koskoca kız olmuş.. Geçen yıl bana ailece grüp olarak çekip yolladıkları resimde pek belli olmuyordu.Şimdi âdeta. boyu boyuma yakm: : — Ağabey, tâlihiniz varmış, bu akşam yine eğ. lencemiz var, diye sokuldukça şaşryorum, Seniha çocukluktan genç kızlığa geçen çağm e yarı utangac, yarı haşarı demlerini yaşıyor. Ona takıldım: — Demek sizin burada böyle sıksık eğlenceleriniz — St cia IHAKİKİ İNKILAP ROMANI|J ö 186 (660) —ii ğ URTİM Z t Mahmud Afillâ AYKUT var ha! — Sevkiyat olduğu geceler. Artık bu kadar olma- sın mi ağabey?. Bu sefer Feriha Hanıma döndüm:. K — Talihimiz varmış değil mi, Feriha Hanım?, O hafifçe başını salladı: — Çok güzel. Asker oyunlarını Zaten çok severim. Çifte dâvul zurnanın da karıştığı Oyunlar epey sürdü. Feriha Hanım yorgun olduğunu söyliyerek sonunu beklemeden dönmek istedi. Tabil onu yalnız bırakamazdım. Seniha ve teyzem kaymakamm karı- sını yalnız bırakmayı doğru bulmadılar. Beraber eve döndük.. . Yıldızlı bir gece.. Havada baharm bayıltıcı bal : kousu var. Hiç konuşmadan eve kadar geldik. e Sofadan idare lâmbasmı alıp onu od kadar çı- kardım. Teşekkür etti ve henüz uyumıyan anne an- nesinin yanma girdi. Yazılacak mektuplarımı akşamdan hazırlamak için odamda çalışmıya başlamıştım. Ne kadar zaman geçti bilmem. Kapım vuruldu ve Senihanm sesini duydum: " — Ağabey! — Seniha!! — Rahatsız mısmız, niçin yatmadmız?. — Yazılarım var Seniha, gelsene! Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi Direktörlüğünden: Okulumuz eski okurlarından tasfiyeye tabi olup ta evvelce ilân edilmiş olan muayyen vakit zarfında müracaat edenler için 15 Şu- bat 1937 den 21 Şubat 1937 tarihine kadar devam etmek üzere son bir imtihan devresi açılmış olduğundan 15 Şubat 1937 tarihi- ne kadar mektebe müracaatları. —— — Ö ÖD ki aile kabristanına defnedilmi$ tir. Merhume için Allahım rahmt” tini diler, kederli ailesine ve â7” kadaşımıza taziyetlerimizi sun& rız. İçeri girdi. Yavaş yavaş yanıma sokuldu. Halinde bir tereddüt, bir durgunluk vardı. Gülerek sordum: — Galiba sen hastasın Seniha, rengin değişmiş.. Omuzlarını kaldırdı: — Benim bir şeyim yok: ağabey! —'Daha başka eğlenceler oldu mu?. Dudaklarını büktü: — Hepsi o gördükleriniz işte... — O halde, Feriha Hanımı getirmek mecburi « yetile erken döndüğüme teessüf edecek bir şey yok Seniha garip, mânalı bir kahkaha attır — Ona ne şüphe! Ve tekrar etti: - — Şüphe mi var! Bu kız ne demek istiyordu. Dilinin altında bir şey vardı. Hislerini zapt ve idcare etmiye alışmamış olan dayızademin halinden belli idi ki, kafasında birşeyler kaynıyor. Onu kendi haline bırakmak daha doğru olacaktı. Öyle anlıyorum ki o aklından geçeni elbet söyli- yecektir. ? Dedim ki : — Kaymakam beyin hanımı ile aranız çok İyi.. Hakikat pek nazik kadın. Senin daha uykun gelmedi galiba! — Yani artık git mi demek istiyorsunuz — Yok çocuğum. Öyle şey olur mu7. — Feriha Hanımın odasında hâlâ aydınlık var. — Belki okuyor. Meraklıdır.. Cevap vermedi. Fakat Senihanm gözlerinde çö * zülmesi lâzım bir meselenin gezindiğini görüyorum. Lâkırdıyı dolaştırıp istediği noktaya getiremiyordu. Bunun için * denbire sordu: — Siz doğru eve mi geldiniz ağabey (Arkası var) ——