7 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a Za NaT YEĞŞAĞİ Ü skeri Liseler Şampiyonası Neticelendi Birinci Kuleli, Maltepe, üçüncü Deniz Lisesi Üç haftadanberi devam eden tepe, Deniz Liseleri ile Deniz Gedikli Mektebi- nin iştirak ettiği Askeri Liseler güreş şampiyo- nası dünkü nihaft müsabakalarla neticelenmiş- İştirak eden Askeri Liseler amatörleri bü- tir. yük varlık göstermişlerdir. datlı ve kuvvetli gençler bulunduğunu minder- deki hemayar rakiplerine karşı da isbat eden Askeri Liseler güreşçileri dereceleri elde etmişlerdir: İçlerinde çok isti- umumi tasnifte şu İkinci ve Küleli, Mal- îg 15 puvanla Kuleli takımı birinci; 11 puvanla Mal- tepe takımı ikinci; 7 puvanla Deniz lisesi takımı üçün- cü; 3 puvanla Deniz Gedikli takımı dö-düncü, Dün Maltepe Askeri Lisesi salo- nunda yapılan nihat müsabakalarda: 56 kiloda Kuleliden Turgut, Deniz li. sesinden Sunguru tuşla yenerek Sik- letinin birincisi oldu, 61 kiloda Kuleliden Kemal, Malte- peden Haydarı sayı hesabiyle mağlüp ederek sikletinin birincisi oldu. 66 da Deniz lisesinden Şükrü, Ku- leliden Cihadı tuşla yenerek sikleti. nin ikincisi oldu, 72 de Kuleliden Cihat, Maltepeden Fethiyi tuşla yenerek sikletinin birin- cisi oldu. 79 da Maltepeden Mehmet, lisesinden Ercümendi tuşla sikletinin birincisi oldu. Deniz yenerek Ayni siklette Kuleliden Yusuf, Ge- dikliden Mustafayı tuşla yenerek i- kinci oldu. 87 de Hulüsi sikletinin birincisi ol. du. Maltepeden Şani de Gedikliden Halisi tuşla yenerek ikinciliği aldı. Müsabakalar neticesinde: 56 da Kuleliden Turgut birinci, Deniz lise- sinden Sungur ikinci, Gedikliden Ke- mal üçüncü, 61 de Kuleliden Kemal birinci, Maltepeden Haydar ikinci, Gedikliden Ihsan üçüncü. 66 da Mal- tepeden Hikmet birinci, Deniz lise- sinden Şükrü ikinci, Kuleliden Cihat üçüncü, 72 de Kuleliden Cihat birin- ci. Deniz lisesinden Necmi ikinci, Maltepeden Fethi üçüncü. 79 da Mal- tepeden Mehmet birinci, Kuleliden Yusuf ikinci, Deniz lisesinden Ercü- ment üçüncü, 87 de Kuleliden Hulü. si birinci, Maltepeden Şani ikinci, Gedikliden Halis üçüncü. Gençleri, muvaffakıyetlerinden do- layı tebrik ederiz. Bulgar - Yunan Güreş Temasları Sofya, 6 (Tan) — Bulgar amatör güreşçileri klübünün, Yunan Amatör Güreşçileri Federasyonu ift yaptığı müzakereler neticesinde, muhtelif kategoride bazı Yunan güreşçileri, Sofyaya gelerek Bulgar güreşçileri- le karşılaşacaklardır. Maçların Saatleri İstanbul Futbol Ajanlığın- dan: Bugün Taksim ve Şeref statlarında yapılacak maç- ların karanlığa kalmamasını temin için saatleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: Birinci mâaç 11,30 İkinci maç 13,30 Üşçlüncü maç 15,15 Üçüncülüğü kazanan Deniz İlisesi güreşçileri Şampiyon Kuleli takımı: Ortada Yusuf, Sağda Hulüsi; Güreş solda Cihat TAN 'B. takımlarının . Dünkü maçları Güneş 3 Beşiktaş 1 F. Bahçe 2 G. Saray 0 Dün Taksim stadında senenin en mühim B takımları karşılaşmasın- dan olan Fenerbahçe — Galatasaray Güneş — Beşiktaş maçları oynan. dı. Ilk maç Beşiktaş — Güneş arasım- da oldu. Güneşliler hâkim bir oyun- dan sonra ilk devrede 2 ve ikinci dev- rede 1 gol yaparak oyunu 3 . 1 galip nihayetlendirdiler. Bu galibiyetle, Güneş klübü B takımları maçında i- kinci olmuştur. — İkinci oyun Fenerbahçe ile Galata- saray arasında yapıldı. Galatasaray B takımı bu sene bazı istihaleler ge- çirdiğinden ligte yedinci vaziyette bulunmaktadır. Oyun başlamasiyle beraber hâkimiyeti alan Fenerliler ü. çüncü dakikada Şeref vasıtasiyle bi- rinci sayısını yaptı. Ve ilk devre bu vaziyette nihayetlendi. İkinci devre Küçük Fikret vasıtasiyle bir gol da- Arjanlin Takımı galıp Bir Aydanberi Buenos-Aires şeh- rinde devam eden Cenubi Amerika futbol şampiyonası Arjantin takımı- nın lehine neticelenmiştir. Son müsabakayı Brezilya ile Ar - jantin takımı oynamıştır. Brezilya- nın Arjantin takımına nazaran - bir puvan avantajı vardı. Fevkalâde he- yecanlı ve sıkı oynanan bu maçta Arjantin takımı İ—0 galip gelerek müsavatı temin etmiştir. Şampiyonluğu tayin için ayni ta- kımlar ikinci kere karşılaştırılmıştır. Son maç olduğundan her iki taraf ta fevkalâde bir gayretle oynamış ve neticede sıfır sıfıra berabere kalmış- lardır. Maçın sonunda on beş dakika tem- dit edilmiş bu ön beş dakikalık tem- dit müddetinde Arjantin takimı yo- rulmuş olan Brezilya müdafaasın - dan yarmağa ve iki gol atmağa mu- vaffak olarak Cenubi Amerika şam- piyonluğunu beşinti kere olarak al- mıştır. ha yapan Fenerliler bir de penaltı ka- gırarak oyunu 2 . 0 galibiyetle bitir- diler. OKSUZ OSMANIN YAZ asabada Telli Obanımn oğlu Osmanın horozu döğme - dik horoz bırakmamış, bütün dün- yaya meydan okumüştu. Bu horozun sahibi öksüz Os - mandı. Öksüz Osmanın sahibiyse kasabanm Telli Kadım, mahalienin 'Telli Aba dediği kimsesiz bir ka,- dıncağızdı. İki gözlü damında iki keçisile bir ineğine Dakarak yaşı - yor, yaptığı süt yoğurtla oğlunu ve kendisini güçlükle besliyordu. Osman hiç te kötü bir çocuk ol- madığı halde dayağı Sevmediği i- çin mektebe gitmemiş, dağda kır- da, keçilerin ineklerin arkasında a. matör bir çoban olarak büyümüş, vaktinden önce inkişaf etmiş, ya- şına rağmen, koca bir çocuk ol- muştu. Boş vakitlerini ya bıçak yapmak la, ya döğüş horosu yetiştirmekle geçirirdi. Onun yaptı biçaklar sağlamlığı, pratikliği, ve gü- zelliği itibarile bütün kasabada meşhur olmuştu. Öksüz Osman, bu işi nasıl ve kimden öğrenmişti, burasını kims&e bilmiyordu. Ya ye- Şi Ya bu müthiş, bu yırtıcı hayvanlar... Kimse Osman kadar 4 ordu. Öksüz Osman, eline geçirdiği herhangi bir uyuz horozu, birkaç ay içinde kahra - man yapıyor, birkaç kâat mecidi- ye mukabili, meraklısıma satıyor, yenisini yetiştirmiye bakıyordu. E ahar geldi mi, kasabada horoz eri başlıyor, galip horoz, ve galip horozun şahsında onun:-sa hi bi müthiş itibarlar görüyor, her - kes bütün sene onu kasabanın en mühim adamı, veya genci olarak tanıyordu. ğ korkunç, bu İşte yine bahar gelmişti. Herkes horosunu döğüştürmiye başlanış- tı. Yavaş yavaş ximin horosu müt- hiş, bu anlaşılıyor, Çinarlı kah - vede Mmaç habderleri aâjans haburle- rinden tazla Tağbet görüyordu. Halksa bu işe kandsiu tamatnile vermişti. Eşraftan Göncü Ömer ağanın 08 u Hlacı da bu sene horüs ücgüşü” ne merak etimiş, Osmandan . Ho - ros alacak, veya istiyecek yerde Kayseriden para ve masrafi KIS - kanmıyarak müthiş bir horos g€ * tirmişti. Bu hotos Kayseride nekadar ho- ros varsa döğmüştü. Onun gelişi, kasabayı tethiş etmişti. Hemen hO roscuların cümlesi, Hacı ağanın horosu - karşısında — şaşırmışlar, korkmuşlar, pisi pisine döğüşmek- tense, namusluca çekilmeyi tercih etmişlerdi. Hakikaten ilk maçta, Hacı ağanım dik, yüksek, ve - SOn derece sert horosu, kasabanın bü- tün horoslarını döğerek oraya Bel miş müthiş hasmını ilk hamlodg kaçırmıştı. O akşam kasaba sanki hasta oldu. Zaten parasma, adam- larına, uşaklarına dayanarak ka - sabayı haraca kesmiş genç Ha_ı'_l_. veya Hacı âğa, bu zaferin verdiği gürurla bütün bütüne şimarmış, garşıyı baştan başa ayağında ÇİZ - meler, elinde kamçı, arkasında &- dam teftiş etmişti. Herkes bu müt hiş Hacı ağadan ya korkuyor, ka>- çıyor, ya korkuyorvseliî—' eUcrn?e kapanıyorlardı. Çinarlı kahvenin kapısında gözüktüğü vakit h'—'f'k" işi şakaya dökerek gülüşmek iste- mişti: Hacı ağa bugün senin ho « ros mu döğüştü ? Hacı ağa bu kabil küstahlığa ce- vap bile vermedi, ve gitti bir köşe- ye, adamlarının arasına oturdu. iki gün sonra bütün kasaba- ya şöyle bir haber yayıl - dı: Hacınım horosile kimse döğüş- müyor. Hem herkes Hacıdan korku- yor, hem hoöros müthiş bir horoz millet horozuna acıyor. Osman bu haberi aldığı vakit, ana be! Dedi, ben bu Hacının ho- rosunu döğeceğim. Telli Aba, ahı- rı süpürüyordu: — Senin batası horozun mu Hacı ağanm horozu - nu döğecek, dedi. Osman satınak için yetiştirdi- ği genç, dik, altın gibi güzel ho - rozuna baktı: — Göreceksin, dedi, ben bu ho- rozu döğeceğim. — Hacı ağa ve öksüz Osman yaşıt- tılar. Bir mahallede oturmuyorlar- dı, fakat birkaç defa biribirlerini görmüşlerdi, Ve öksüz Osman Ha- cıya iki güzel bıçak yapmış sat - mıştı. Osman, Hacımın yaptığı vel- veleye kulak bile asmıyarak, kalk- tı,doğru Göncülerin demir kapılı mağazasına gitti, ve Hacı ağa bu- rada mı diye uşaklara sordu, ve te- kellüfsüz: — ÖOnunla horozumü döogğüştüre- ceğim, dedi. şaklar Osmana güldüler: U — Benin işin yok mu. Öksüz dediler, onun horozu herkesi dö - ğgüyor. yu-sırada Hacı ağa kamçısile, kerpeten gibi eğri bacaklarile gö- züktü: — Ne o, n& istiyorsun Öksüz de- di? Öksüz, hiç efendi ağa diye cevap verdi, seninle horozumu döğüştür mek istiyorum. Hacı ağa Osmanın bu teklifine karılar gibi, karılar gibi güldü. Birkaç gün sonra, kasabanın müt hiş tazyiki. Hacr ağanın Osmanın horozundan kaçmış-olması riva - yeti, Göncü ailesini sinirlendirdi. Osmanın horozunu karşılamalı_i bu alle için hem şeref, hem şeref- sizlikti, Şerefti, çünkü bu son ha- sım da mağlüp olursa kasaba mağ lüp olacaktı. Şerefsizlikti, çünkü Osman Hacı sağanın akranı değil- di. Maç günü kararlaştirıldı. Os - man o gece, maçm olacağı günün gecesi hiç uyumadı, ve boş otur - | mMamak için kalkıp bıçak işledi. Sabah, Osmanın horozunun al- tın ibiği gibi güzel bir güneş ve sa bah Osmanı döğüş meydanına sü- Tükledi. Öksüz horozunu meyda - na alıştırmak istiyor, hayvanın hâ leti ruhiyesini diyelim, döğüşe ha- zıirlamak için tedbirler alıyordu. Çayırda hemen hemen kimse yok- tu. Osman ve horoz. Bütün saat- leri orada geçirdiler. Telli Aba oğ- lunun muhakak dayak, yiyeceğini düşünüyor, onu karşılıyacak cüm- leler hazırlıyordu Nihayet akşama doğru millet oraya geldi. Hacı ağa en arkada, en geride olmak şartile, bütün kasabayı döğmüş horoz da öteden gözüktü. Göncüler cemaat- lerile oraya gelmişlerdi. Horozlar karşı karşıya geldiği yakit millet, bir ağızdan güldü: — Ulan Öksüz diyorlardı, sen bizim. le eğleniyor musun? Senin horo- zun nerede? Hacı ağanınki nere - de? Öksüz yine aldırmadı. Eli kuşa- ğında oraya eğildi. Bir an onun de NİBAT YUSUFLİL HOROZU rengi atmıştı. Çünkü Hacı aganml horozu öksüzün horozundan hi$ olmazsa bir misli büyüktü. Döğüş başlamıştı. Vakit vakit Öksüz haydi Çilim, haydi Çilim di yor, sonra hayvanın gözlerini göze lerile yakalamış gibi bırakmıyor * du. Millet bir tek yürek olmuş, bir tek ciğer olmuş, meydana eğilmiş* ti. Ses yoktu. , Hacı ağa arkada, döğüşe bakmı- yacak kadar mağrur eşiniyordu. Kulağına bir aralık, yaşa be Çil, yâ şa be öksüz! Sesleri geldi, fakab yine aldırmadı, Nihayet birkaç sa“ niye geçmemişti ki, halkım alkışi, yuhası, bravosu, ıslığı çayırı işgal etti. Koca horoz kaçmış, Çil horoğ galip gelmişti. Z Biraz sonra millet, önde - Öksüz Osman ve kucağında ibiği parça parça olmuş horozu, kasabaya doğ ru yürümiye başladılar. Arkadâ Hacı ağa eğri bacaklarile, kamçı « sile, uşakları ve dayak yemiş ho * rozile taşlaşmış kalmıştı. Kasaba Öksüzü bir kahramani gibi karşıladı. Telli Aba sevincin* den ağlıyor, horozun kanlı ibiğini öpüyordu. b — Ayadan hi B İ ,ki: öksüz Osmanı; yaptığı en güze bıçaklarla delik deşik edip bir kü- yuya attılar. Dünya Şampiyonu İngiliz Dövüşüyor Geçende Londrada yapılan bir maç$ ta Amerikalı Montanoyu - döverek dünya tüy sıklet şampiyonluğunu kazanmış olan İngiliz Beni Linç bü aym onunda Glasko şehrinde a_v'ni sıklet İspanya şampiyonu ile dövü * Şşecektir. ERE S HASAN Kuvvet Şurubu Zaafı umumi, kansızlık ve ke- mik hastalıklarına şifai tesirle- ri çoktur. Çocuklar, gençler, genç kız - lar ve ihtiyarlar her yaşta isti - mal edebilirler. 1936 - 1937 baş mahsulü Norveç Mori- na Balıkyağı Halis Morina balığının ciğer - lerinden çıkarılmıştır. İçmesi ko- lay ve nefistir. Mideyi bozmaz Gayet temiz ve müuakkam ve ye- ni Hasan markalı şişelerde satı - hr. Taklitlerinden sakınınız. 1/4 litre 40, 1/2 litrelik 60, 1 litrelik 100 kuruştur. HASAN DEPOSU Ankara, Eskişehir, — Beşiktaşı Beyoğlu ve İstanbul merkezi

Bu sayıdan diğer sayfalar: