Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
5 j —. Mi Z- 1D1 TAN Gündelik gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN'ın hedefi: Haberde, fi- kirde, her şeyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. Günün Meseleleri Bir taraftan liman, bir taraftan plân Gazetelerde yanyana İki haber 0- kuyoruz: İstanbul plânmı tanzim ile meşgul olan şehir mütehassısı Proust şehir- deki tetkikatmı bitirmiş, plânlarını tamamlamak üzere Parise gitmiş, Onun kanaatine göre limanı Yediku. le tarafına nakletmek lâzımmış. Diğer taraftan İktısat Vekâleti bir İngiliz heyeti ile anlaşarak mev. cut limanı genişletmiye, rıltımları büyütmiye karar vermiş. Bu iki haber biribirini tutmuyor. İstanbulun müstakbel plânında |i- Man nerede olacak, kat'i surette bil. Miyoruz. Fakat limanm mevkiü kat'i Burette tekarrür etmeden, mevcut Hman ve rıhtımları büyütmek ve ge- nişletmek için teşebbüse girişmek Mevsimsiz bir iş olmaz mı? e Anadolu Ajansının biraz daha dikkatli olmasını isteri tlş*ı'-:?zîkl akşam radyoda Parisi din- u);:lîık.radvosu Antakya haberle . rinden bahsederken Hataydaki Türk. lerin ikiye ayrıldığını, bir. kısmının Sstatükonun devamma> /taraftar ol - duklarmı, diğer bir kısmınım da istik. lâl istediklerini bildiriyordu. Hatay Türkleri arasında ikilik ya. ratan l"*raıısız müstemleke siyaseti- dir. Olmıyan bir şeyi propaganda ederek efkârı zehirlemek maksadını takdp ettiği meydandadır. —. Fakat dün Anadolu Ajansı, Ha . M şey değildir..... rın iddiaları! hâdi ucize olamaz. Keramet, olsa olsa, keskin bir feraset şaşırtmacasın- dan ibarettir. Talih te birtakım tesadüf" lerin biraraya gelmesinden başka bir İşte fenni kafaların, kuvvetli zekâla: Hemen haber verelim ki ilâhi bir kay'ı!ıktm bazı seçkin kullara bahşedilen bir imtiyaz gibi telâkki edilen ve dini sahada biribirinden tuhaf ve haştı eksetiya zararlı batıl itikatlara yol açan mucize ve keramet masalları hakkmda aklı ğ fen namma verilen bu istinafsız, temyizsiz hüküm . lere itiraz etmek mevzuubahs değil; fakat mucize, keramet ve talih tâbirlerile kastedilen ve bugünkü bilgilerimize uymıyan hâdiseleri toptan red ve in- kâr etmenin de doğru olamıyacağı kanaatindeyiz. Mucize veya keramet diye nakledilen ve vukuları, leri neden ceffel. selim namına, Amerikalı profesörün tecrübelerinde esas şudur: Bir kâğıt üzerine yazılıp zarf içerisine kapatılmış bir bazan, sübut der varan rinden dolayı mı?, Unutmıyalım tabiatin — sırlarını örten perdenin bir ucu bile henüz ta. mamiyle kaldırıl - mamıştır.. Keşfe . dilen veyahut öy- le zannedilen ta. biat kanunları a- caba tabiatta hü . küm süren kanun- larm yüzde veya. hut binde kaçını bir incir çekirdeği doldurmuyan il- mi sermayemize mağrur olarak ke. sip atmak olmasa gerektir. Evvelâ o hâdisenin doğruluğunu ve sonra da hikmetini anlamıya çalışmak daha iyi olur, M antıkçı ve sistemci lâtin zih- niyetine bu yol pek mülâ- yim gelmez. Şarkta en çok yayıl- miş bulunan bu kültürün aramız- da da tesirleri görülmektedir. Anglo — Saksonlar, bilâkis, am- pirik — (ameli) — çalışmalardan ve bu yolda araştırmalardan — çe- kinmezler. Londra üniversitesinde bir kaç sene evveline kadar — hu- susi bir teşebbüs mahiyetinde ka- lan Pişisik araştırmalar/Lâboratu. Kaberini'aynen vermez mi> O vakit korktuk. Havas Ajansı Fransız hükümetinin bir propaganda vasıt?.sıdır. Anadolu Ajansı bu ajansın bilhassa Hataya ait haberlerini sıkı bir süzgeçten ge. çirmiye mecburdur » — Aksi takdirde onun kötü propagan. dasmna alet olmaktan kurtulmak müm kün değildir . ölerinde bi | Anadolu- Ajansı 5€ raz daha dikkatli olmasını İsteriz. Diplomasi gevelişîoî f âadiseler yürüyor yein omatları faaliyette.. dipl AYrantı da notalar gidip Hükümetleri arasın Beliyor . F İtalya ve Almanya İspanyada âsile- re yardım etmiye başladılar. İngiltere armı kendi, teşküküer, selelerle meşğül olmayi ilmi hay'- siyetlerine mugayir bulmazlar. Bu musahabemizde son seneler içinde Amerikada: bir Üüniversite profesörü tarafından yapılmış 0- lan bazı tecrübelerden bahsetmek istiyoruz. imalt Amerikada Duke üni.- Ş versitesi psikoloji profesörü M.J.B. Rhine duyu — hasseleri- mizin haricinde bir idrak (perception) hâdisesi hakkında Üç yıl süren uzun tecrübeler yapmış. Bunlara dair Boston ruhi araştır- Malar cemiyeti (Boston Society for Psyehical Research) tarafın- dan neşredilen mufassal rapordan nakletmek istediğimiz pırçılırın okuyucularımızı alâkadar edeceği- ni umuyoruz. Amerika ilim mües- seselerinin en başında gelen üç beş üÜniversitesinden biri olan Harvard ve Fransa derhal bu iki hükün birer nota verdiler Ve bir 'dmfi mü. dahale komitesi istediler, İtalya ve Almenya “bir taraftan nota teati ederken hir taraftan yar. gönderdller. Bu Ve Romayâ Hütaaar a A L L Notalar semere verme) fta daha verdiler. Notalar mekik dokuya h:mx_' Almanlar İspanya yülara'a h“;püme_ Mileri göndererek İsPanyA Idular fine ait gemileri zapta - Koyu A İtalyanlar bir taraftan ”'î'n,"t_: anlaşma imza — ederken bir;mrdılu Kais şehrine 6000 asker CW Yine notalar, yine siyasi teşe00”5. ler., yol Fasma Bu defa Almanlar ı’p;: ettiler. Asker çıkarmıya teşebbi fakat Yine notalar, P"“wsfow' ler durmuyor, tabii 5€) Pte devam ediyor. 2:?06 ne olacak?, a haribi ÜTAY i aNn, K '*'““'maârtğmb:;uuı;ıîğu ee Şî:'u:.' felâketi notalarla, pı-otes“""l“ dürmak mümkün d""yı;d“:: t:ıre no - falardan daha sür'atle - Herliyor V€ .?"3'“—)1 mukadder âkibetine 'emekte devam ediyor * DeVletlu notal nilm Üniversitesi profesörlerinden — ve teliflerile tanımmış âlimlerden M. Me Dougall'ın bu kitaba bir. mu- kaddeme yazmış olması eserin İl- mi kıymetini gösteren bir zamân Bibi kabul edilebilir. M. Rhine'in tecrübelerinin esası gayet basit: Bir kâğıt üzerine ya- zılıp zarf içine kapatılmış bir raka- mın veya harfin veyahut bir deste oyun kâğıdı arasından gelişi güzel çekilmiş 've hattâ ekseriya çeken adam tarafından bile görülmemiş bir kâğıdın ne olduğunu keşfetmek- ten ibarettir . 52 kâğıtlı bir desteden çekilmiş bir kâğıdı keşfetmek için 52 de bir ihtimal vardır. 52 kâğıt çekilişin- de bir kere üstüne vurmak İlâzım gelir. Bazı şahıslarla yapılan tec- rübelerde bir kaç bin defa kâğrt çekilip te bu üstüne vurdurma hâ- disesi 52 de nisbetinden hayli faz- la miktarda vukubulursa işte “te- sadüf,, ten başka bir sebep bulun- duğunu teslim etmek lâzım gelir. Bu tecrübede muvaffak olan şa- hısta bir keşif —clairvoyance— tecavüzlerin, haksızlıkların, ve uy gunsuzlukların önünü almıya çalış . madıkça dünyayı felâketten kurtar. mak mümkün olmuyacaktır kalem reddetmeli? Tabiat kanunlarına aykırı geldikle- ladı. A- — e mes rakamın ne olduğunu keşfetmek. Mucize, keramet ve talih denilen şey varmıdır? kil eder. : t&0( hıldeerbu gibi bul edilmıy'en hâdiselere — karşı ğa;gılarb :az:îıye. takmılması mü - n © Bin - » nasip olan en dürüst tavır, henüz diseye —tatbik —etmiye imkân Bir Amerikalı profesör bu suallerin cevaplarını araştır- mış ve uzun tecrübeler ne- ticesinde şayanı dikkat neti- ce'er almıştır. Bu yazıda bu neticelerin neler olduğunu öğreneceksiniz Yazan: “—Rauf A. Hotinli Demek ki bu 600 tecrübede te- sadüf kanununa göre ©» 20 den 120 defa üstüne vurdurması icap ederken 238 defa — vurdurmuş. En kuvvetli inhiraf ihtimalinin 18 misli fazla! Bu netice duyularımı- zın yardımı olmaksızın vukubulan bir idrak (perception) delili gibi telâkki edilmelidir . En ziyade muvaffakıyet otomo- bil gezintileri esnasında görül- mMüş, L. ile yapılan tecrübelerin bazıla. rında, talebe kendisini istekli gör- mediği vakitler, gayet muvaffakı- yetsiz neticelerde görülmüş. Hele kendisine bir ilâç —amytal— ve. rildiği vakit keşif melekesini tama . mile kaybetmiş, Tecrübelerden netice çıkarmak için bu tafsilâtm ehemmiyeti var. S. Üniversitede psikoloji asista- nr imiş. Üzerinde 7500 tecrübe ya- pılmış. Kaydedilen inhiraf en muh. temel inhirafın 13 buçuk misli gö- rülmüş, Tecrübe celseleri uzadıkça inhiraf azalıyormuş. Bazan sonla- rına doğru netice tesadüf kanunu. na mutabakat ediyormuş; biraz dinlendikten sonra tekrar bü Yyük muvaffakıyet inhirafları gö- rülmiye başlıyormuş. S ile yapılan tecrübelerde bir de (müsbet — menfi) iki türlü — ce- vaplar usulüne müracaat edilmiş. Çekilen kâğıt “filân kâğıttır., di. yeceği yerde “filân kâğrt değildir., diye cevaplar verdiği vakit te mu- vaffakıyet nisbetini ayniyle muha- faza etmiş. Bu asistanla yapılan 14500 terrüihenin neticesinde vasati inhiraf 21,16. P. — H. ile yapılan tecrüibelerde kâğıtlarm arkasına dokunmasma bazan müsaade edilmiş bazan da edilmemiş. Kâğıtların arkasma do. kunduğu vakit daha ziyade mu- vaffak olmuş. 10,300 tecrübenin neticesinde en muhtemel İnhirafın —6.6— on misline yakın 61.5 inhi- raf görülmüş! Tecrübe esnasmda bir yabancı. nm gelmesi muvaffakıveti azaltı- mevhibesi var demektir u esas üzerine yapılan tec- B rübelerin bazılarını anlat- mazdan evvel tasrih edilmesi icap eden bir nokta var: 52 kâğıtla yapılan tecrübelerde 52 de bir üstüne vurdurma — te- sadüf ihtimali var demiştik. Tatbi- katta bu hesabın yüzde yüz tahak kuk etmesi mümkün değildir. Neticelerde daima az çok bir inhi. raf görülür. Pek çok sayıda yapı- lan tecrübe neticesinde elde edilen en kuvvetli ihtimal bir had gibi a- lmıp o haddi aşan inhirafların te- sadüften başka bir sebepten, faal bir sebepten ileri geldiği iddia olu- nabilir. M. Rhine yaptığı tecrübe- lerde tezahür eden bu sebebin bir keşif mevhibesi olduğunu kabul e- diyor. Amerikalı profesörün yaptığı teçrübelerde en kuvvetli inhiraf ihtimali 6,6 imiş. Bu esasa göre e- ğer inhiraf bu haddin iki misli o- lursa clairvoyance ihtimali — 1:5, dört misli 1:142, altı misli olursa 1:20,000 görülüyor ki tecrübelerde inhiraf haddinin üç dört misli bir muvaffakıyet inhirafı — görülürse bunu bildiğimiz ruhiyat melekele. rinin haricinde, yahut ıstılaha da- ha uygun bir tabirle ötesinde bir metapsişik melekenin siibutu gibi kabul etmek zarurt, merikalr profesörün bu yol- A da istidatlı görülen talebe. lerinden dördü ile Linzmayer, Stu- art, Pratt ve Hubert Pearce ile yaptığı tecrübeleri aşağıda hulâsa ederken bu isimleri baş harflerile göstereceğiz. D. Ciddi, tahisili kuvvetli bir genç imiş. Dindar ve mistik olma- dığı gibi ipnotizma edilmiye de ga. yet az istidadı varmış. Beş kâğıtla yapılan tecrübelerde çekilen kâğı- dı çeken adam da görmediği halde 240 tecrübede 95 defa keşfetmiş. 'Yalnız çeken adamınm gördüğü kâ- gıtları da 360 defada 143 defa keş. fetmiş. fakat | | yormuş. Keza kendi hakkında em- niyetsizlik hissederse inhiraf aza . liyormuş. Bilâkis izzeti nefsine do- kunulduğu, bir iddialı bahis tutul- duğu vakit muvaffakıyet ziyadele. şiyormuş. Bir kere 25 kâğıt çekili- şinin 25 inde de muvaffak olmuş! Diğer bir defa da 25 çekişte 25 de- fa doğru cevap vermekten, yani tesadüf kanunundan, ictinan ede. bilmiş! Profcsör Rhine'ın başka ka- dınlar ve erkeklerle yaptığı cem'an yekün 100.000 tecrübeden daha ziyade misal seçmiye imkân kalmadı. Şimdi, kısaca, neticeye gelelim: Amerikalı müdekkik duyuları- mız haricinde .havas harici extra- Sensorie- bir idrak melekesi bu- lunduğu davasını sabit olmuş far. zediyor; fakat ta. bit bununla iş bitmiyor. Bu me. lekenin mekaniz. masını da izah et mek lâzım. Düşüncelerin bir şahıstan baş. kasına intikali. telepati . de be. yinlerden intişar ettiği farzedilen fakat henüz u. mumi surette ka. yok gibi görünüyor. Oyun kâğıdın- dan bir takım inşialar sadır oldu- ğunu farzetmek —hiç olmazsa şimdilik— akla mülâyim gelmiyor. Meşhur fiziyolojist Charles Richet. nin altıncı duyu (hasse) faraziye- sini bir çokları gibi M. Rhine de ka bul etmiyor. Onun mütaleasınca bu keşif meleke veya mevhibesi gayet yüksek bir zihin veya beyin faaliyetinin tezahürlerindendir, ya ni bir nevi keskin feraset! İzahı için beyinde ayrıca bir merkez ve- yahut nesiç tasavvur etmiye ha. cet yoktur. Zihnin maddi seraitten sıyrılma kabilivetine delâlet eder. “Zihnin maddi şeraitten — sıyrıl. mak kabiliyeti..! görülüvor ki bu sahada biraz daha ilerlersek ayağı- mız tboşa gidecek, metpsişikten me. Bugün de bu Fransız Dostluğu Ben, irfan hamulemin önemli bir kısmını Fransız kültürüne borçlü o - lanlardanım, İkinci -Abdülhamidin istibdadı, şiddetinin nihai mertebesine vardığı bir zamanda, bir çoklarına olduğu gi, bi teselli ve ümit bana, Fransız kay. naklarından geldi. Yurdumun, zül » mün pençesinden ne türlü kurtula . cağmı, milletimin hürriyetine ne su. retle kavuşacağını (Thiers) in (Fran. sa ihtilâli tarihi) nden tefe'üll eder . dim , Etrafımızı kuşatan zindan karan. lığı içerisinde, gözlerimize görünen rünüyordu. Padişahm zulmüne karşı isyana kalkışanlar, mağlüp olacak . larını hissedince, Fransaya iltica e . diyorlardı. Türklerin . yüzde elliden çok ziyade . nazarlarında Fransa hakkm ve hürriyetin timsali, civan . mertliğin enmuzeci idi. Meşrutiyetin ilânmda, birdenbire terennüm edecek zi haykırdılar . Harbi umumi, bizi Fransa ile mu. harebe meydanında karşı karşıya ge. tirdi. Kaderin icabı olan bu husumet samimi değildi. Fransızlarla dövüş - tük, fakat kendilerine düşman olma. dık ve kin beslemedik. Kendilesiyle kucaklaşmak için o müthiş harbin sona ermesini bekliyorduk. Onlar bize bu fırsatı vermemrila birinci bir hata işlediler. Öbür düş . manlarımızın yapmadıklarını, İstan . bula giren Fransız generali d'Esne - rev yaptı: Mütareke dolayısiyle ka. pılarını açan bir şehre Romalı bir fatih gibi cetin ile dahil oldu: Bunu unuttuk.. Hasbelkader mağlüp olarak silâhlarını terketmiş — olan mazlüm Türklere, Fransa, müstemleke asker. lerini musallat etti ve bunlar isle . medik cinayet brrakmadılar: Bunu da unuttuk. Vazifelerini yapmış ol. maktan gayri suçları bulunmıyan ba, zı zabıta memurlarımızı Güyane ce. henneminde . sulhtan sonra bile , inim inim inlettiler. — Bunu da u. nuttuk. Ben o vakitler Matbuat Müdürü Umumisi sıfatiyle beynelmi. lel sansör komitesinde memleketimi temsil ediyordum. — İzmirin işgalin . tafiziğe düşeceğiz. Duralım, ve ta- lih bahsini de başka: bir müsaha - beye bırakalım. Bu senenin Son moda Nufria bir manto. Şapke fötr'dür. Kenarları beyaz tüylerle berzenmiştir. İngilterede Mahbkümlara Yeni Vazifeler İngilterede bundan sonra mah - kümlar, İngilterenin silâhlanması programına girecek gaz maskeleri, kum torbaları ve saire gibi harp le- vazımı da yapacaklardır. Medston şehri hapisanesinde bu - lünan mahkümlar, haftada 5000 gaz maskesi yapmaktadırlar. larını boğmak hususundea en büyük gayreti göst B Fransız baş w bahriye binbasısı Le Rövörend oldu Bunu da unuttuk, Atatürk, yurdu se. lâmete eriştiren teceddüt hareketle . rini ihtiyar ettiği zaman, onun ve bi. zim aleyhimizde campagne açan. si . lâhmı pervasızca bir omuzdan öteki, ne geçiren vine meşhur Fransız mu « harriri, akademi azasından Mösyö Klod Farer'dir: Buna da ehemmiyet vermedik . . Dostluğumuzu harareti, gönülle . rimizin üzerine kondurular bu müte. madi pasları eritiyor, siliyor, süpürü- yordu.. , Hatırladığımız. hatırlamak İstedi « ğimiz ancak ve ancak ufak, tefek dostane tezahürlerdi. Kalnlerimiz bi- ter portavsuz gibi bunları büyütmek. | ten haz duyuyordu. Ümit ediyorduk ki, bizim samimiye timiz günün birinde, bütün Fransa tarafımdan lâyvık — olduğu derecede takdir edilecek ve nürüzsüz Fransız « Türk dostluğu ahlâfa nümune olacak, tır. İşte yalnız bunun için unutu . yor.. ve tahammül ediyorduk.. LAtân tahammiülün de, fertler için olduğu gibi, milletler için de bir ta - hammülü vardır. Bugün, Fransa ile bizim ar da. ilerideki mü ba « tımız üzerinde kat'i surette müessir olabilecek bir dava tehaddüs etmiş - tir. Bir dava ki, bunda haklı oldu « ğumuzu bildiğimiz cihetle, bizim için rücu etmeğe iİmkân yoktur , Ve bu dava, zannolunduğu kadar karışık, çaprasık değil, bilâkis gayet basittir. Biz, Fransadan, imzalanmış bir ahte riayet etmesini, Hataylı yurt taşlarımıza, Ankara — muahedesiyle tanmmış istiklâl hakkımın verilmesi- ni istiyoruz. Fransa İse tereddüt e, diyor. Fransız - Türk dostluğu. böy. lece, tarihin bir dönüm noktasında . dır. Bugünkü Fransa hükümeti, ih- timal ki bunun ehemmivetini farket. miyor. Çünkü farketmis oplsa, on küsur milyon iİnsanın candan dostlu- ğunu, gafilâne bir taassuba ve hir inada feda etmeyi elbette &-- — - dırmaz, Biz, Fransız muhiplerinin ziyade Fransa hesabına temenr'—ia, Blum kabinesinin bu hakikate bir nn evvel vasıl olmasıdır , E. Ekrem - TALU TUT biricik nur Fransa istikametinden gÖ, | milli bir hava bulamıyanlar Marseye, — de Türk matbuatmın haklı feryatla, —