“— Tanıdım.. Sen Birkaç Defa Bana Müracaat Edip Yardım Istemiş'in, Değlimi?,, Diye, hüngür hüngür ağlamıya baş lamıştı. Ve ağlarken, Amır ibni As'ın kısa bir İşareti üzerine, hemen oraya çöktürülerek derhal kafası ke- silmiş, vücudü de, kılıçlar ve tekme - ler altında parçalanmıştı, Ölüm döşeğinde.. Toni Meleemin kastine o uğrıyan (Ali), derhal vefat etmemişti, Ba . gından aldığı yaranin derinliğine, ve kılıcm üzerindeki zehrin yavaş ya - vaş vücudünü tesmim etmesine r&; men, birkaç saat ecelle pençeleşmiş ti. —— (Ali) nin yatağının etrafı, onun eshabi ve perestişkârları tarafm - dan çevrilmişti. Onun ölüm döşeği nin bulunduğu bu basit döşeli ve basık tavanlı evde de hazin hıçkı - rıklar biribirini takip ederken, Küfe sokakları da bir matem kaynağı ha- Bine gelmişti. Kapının önüne, büyük bir halk zümresi birikmişti, Bunlar, yerler - den aldıkları toprakları , Yüzlerine sürerek « — Yâ Ali. Yâ, İmam. Yâ Emirül. müminin... Biz! Emevilerin eline bi- rakıp nereye gidiyorsun ?, . Diye feryat etmektelerdi, (Ali), bir aralık gözlerini açmiş.. etrafındakilere gülümsemişti. , — Kendinize, boş yere istırap ver- meyin.. Mukadderat ne ise, o olur... Beni katletmek istiyen adam, çok doğru söyledi.. Hüküm, Allahındır... O büyük hikmeti söyliyen adamı getirin, görmek isterim, Dedi, Elleri arkasma bağlanmış olen Toni Melcemi, Alinin huzuruna getir- mişlerdi, Ali, Toni, Melcemi, görür görmez, — Tanıdım. evet; ben seni Gani “ dım.. Sen, Mekkede bir kaç kere ba- na mürsesat etmiş, yardım İstemiş. | tin Toni Melcem, gözleri dolarak ba. gın: önüne eğmiş; cevap vermişti: — Evet. yâ imam... — Hattâ.. bir defada benden bir at talep etmiştin. — Evet. yâ imam.. Ben senin bir hayli lâtuf ve keremini görmüş. tüm. — Şimdi anladım. Demek ki, ben, den gördüğün bu iyiliklere bu su retle mukabele ettin öyle mi?, Keş. ke sana hiç bir iyilik etmeseydim. Dedikten sonra, gözlerini baş u . unda duran (Hasan) ile (Hüse . yin) e çevirmiş: — Bu adama, sakm ezâ ve cefâ etmeyiniz.. Neticeyi bekleyiniz. Eğer ben sağ kalırsam ,onunla biz - "sat hesaplaşmak isterim. “Yok eğer, vefat edersem; şeriatin o hükmünü yerine getirin... Fakst, bü hükmü ye. 'rine getirirken, sakın. ona ıstırap gektirmeyin... O bana bir darbe vur. du... Siz de bir darbe le Onu kısas edin. Demişti. Kimi lâyık görürsenir.. (Al) Ein, hayatıma kasteden bir katl hakkımda bile bu sep e hir düşlince izhar etmesi, orada bu- lunanlarm kalplerine büyük bir hü. 'zün ve rikkat vermişti. Bu büyük "mertlik ve Alicenaplık karşısmda co, şan kalplerden, bir hıçkırık tufanı yükselmişti. Abdullah Bin Abbas, kendini tu - amış: — Yâ, Rap! İnsanlığın bu büyük İMurunu, nasıl söndüreceksin?.. Diye feryat etmişti. . Bir başkası; — Yalnız ilmin medinesi değil. fazilet âleminin .seması da çöküyor. | Diye bağırmış. Alinin yatağna kapanarak kendinden geçmişti. Fakat; bütün bunlar, beyhude idi. Bu büyük faclanm seyrini hiç bir kuvvet durdurmıya kâfi değildi. (Al), rüzgira karşı tutulan bir um gibi erimekteydi. Yarasından #rran kanlar, bir türlü dinmemişti... b bezler; al kandan, kizil ir taç haline gelmişti... Göz kapak- ağırlasnıs.. Nefesi seyrelmisti.. Ölümün aci sekerat: biltün korkunç luğu ile baş göstermişti. HİÇ şüp - hesiz ki, beş on dakika sonra, Alla. , yerine gelecekti. O zaman, Abdullah oğlu Cendip, (Ai) nin yanma diz çökerek son bir vazife ifa etmek istemişli. Onun; soğumıya başlıyan elini, yüzüne gö-| züne sürdükten sonra, hıçkıra biç kıra ; “> , Emirülmüminin!!.. Allah göstermesin.. şayet sana bir hal o. lursa, büyük oğlun (Hasan) « biat edelim mi? Demişti, Bu sözler, sanki birdencire (Ah)- ye kuvvet vermişti.. Derhal gözleri- Aİ açmış.. sağ ölizin şahadet parma. ğini kaldırmış; — Ben.. bu hususta size, ne em- rederim.. ne de, nehiy gösterebili -| rim... Kimi lâyık görürseniz, ona bi'ât edin., Diye cevap vermişti, | (Aİ) nin bu sözlerini, derin bir arasında geçen bu derin süküttan sonra, Alinin gittikçe titriyen Ve kuvvetini kaybeden sözleri, işitilmişti; ği Ya, Hüseyin Resulüna iman .. Beni dinle. ze, mertlik ve faziletten, Aayrılmamanızı vasiyet ederim. Za - lm hasımlarınıza bile zulmetmeyin.. | Muhammet Ümmeti arasmda n gikarmaktan ihtiraz edin... .Size te- cavüz etmeyenlere karşı, zinhâr kı. İç çekmeyin... Ve artık beni de. ken di halime terkeyleyin... |. Demişti... İ OBUtUM" Bazlak “yepe eğilmiş. "Ne | fesler cebredilmiş, hıçkırıklar, zor - la kesilmişti... İnler gibi derinden ge. | figan istilâ etmişt İda bir dedikodu başgöstermişti: tekrar) YAZAN: ZIYA ŞAKIR titretmişti... Ve bu tekbir sesi yavaş yavaş sürüklenirken, (Ali) nin de gözleri ağır ağır kapanmış. dudak- lar, hareketsiz kalmış.. geniş ve be- yazlaşmış bir sakalla omuhat olan muhteşem çehresi, bembeyaz kesili. vermişti. (1) Küfeyi, baştan başa bir feryat ve » (Ali) nin, ye şil bir örtüye sarılmış olan tabutu;| bu feryadü figan içinde kabrine nakledilmişti. Fakat ayni zamanda, halk arasın- | — Ali, vasiyet etmeden vefat et. miş. kime bi'at edeceğiz? Vaziyet, çok mühimdi. (Muavi - ye) nin taraftaları, derhal harekete geçmişler; kuş gibi uçan | hecinlerle (Şam) a haberciler göndermiş - lerdi. Köfeliler içtimaa çağırılıyor (Ali) nin faziletine perestiş e-| süküt takip etmişti... Ve hıçkırıklar | den, ve (Ehli beyt) e hürmet ve; mükemmel bir sığımakmış! muhabbet besliyenler, derhal (AK) | nin bu zik oğlu (Hasan) 1 camiye ge.| tirmişler., Hilâfet makamına geçire rek bi'at eylemişlerdi. Bu suretle; babasından (İma- met) sifatmı ve halkm intihabiyle de (Hilâfet) makamını ihraz eden (mam Hasan), derhal Küfe so- İkaklarında tellâllar nida ettirmiş... | Küfelileri camiye umumi bir içtimaa davet eylemişti. Ve sonra minbere İ çıkarak, halka şu sözleri söylemiş. td: i (Arkasi var) (1) Ali, altmış üç yaşında vefat etmişti. (Hicretin 40 senesi Rama - zanının 27 inci - Milâdın 661 senesi len bir tekbir sesi, bütün kalpleri Sayın Rivayete göra, bir gün. Apollon anrıdan sevzeler hakkında fikri- Nİ sormuşlar: — Kırmızı turp, demiş, ağırlı” Rica altın değer, Pazı ağırlığınca gümü, şalgam da ağırlığınca kurşun değer... Siz da, balki, şalgam yemeyi sevmezsiniz. Bunda hakkınız ola. bilir. Fakat Apollon Tanrının söy- lediği gibi, şalgama hürmetsizlik | Zösterirseniz, o zaman haksız çi- kartınız. Bu zamandaki insanların bilgisi eski zaman o Tanrılarının bilgisinden daha ziyadedir. Apel - len Tanrı şalgamın insanlara hiz- metini bilemediği için ona karşi hürmetsizlik gösterebilirdi. Halbu ki yeni bilgiler bize öğretiyor ki şalgam Avrupanın cenup tarafla » rındaki - yani bizim de bulunduğu- muz yerlerdeki - ilk insanların beslenmelerine çok hizmet etmiş- ir. Bilgileri derin arkeoloji müte. hassısları, 6 pek eski atalarımızın Şalgamı külde pişirerek yedikleri- hi bile bize öğretiyorlar. Şu hal - de, şimdi. şalgamdan daha İnce sebzeler” bulduğumuz için şalgam yemeğini sevmesek bile ona karşi SAYEI göstermiye borçluyuz. de - mektir , Bizim dilimizdeki £ — İnsan yılda bir kers ya şai- gam yemeli, ya onun tarlasından geçmelidir... , Atalar sözü de şalgama karşı insanların borçlu oldukları saygı” Yı anlatmak için olsa gerektir Eski atalarımız şalgamla beslen. diklerinden dolayı pek te akıllılık #tmişlerdir. Yeni yapılan tahlille- ! : i SAGLIK ÖGÜTLERİ A İİ İİ a kânunusanisinin 27 inci günü.) m LOKMAN HEKİM Şalgam kerin de ne kadar iyi besleyici madde olduğunu bilirsiniz. Bütün hareketlerimiz, düşüncemiz, şe - kerle olur, Şalgamdaki şeker nisbeti vakiâ pancardaki yüzde on iki buçuk nisbetine göre az olmakla beraber şalgam pancardan iki defa daha | yağlı olduğundan bu da şalgamın iyiliğini gösterir Şalgam eski zamanlardaki ata- larımızı besledikten sonra, orta 2a- manlarda da birçok derde deva di ye kullanılmıştı, Müzmin romatizma ağrılarına | karşı şalgam yedirirler, hatt ağ- riyan yerleri şalgam suyu ile yi- karlardı. o Nefesdarlığına © karşı safran ve misk ile karışık şalgam suyu birebir ilâç yapılırdı. İdrar artırmak, uykuyu düzeltmek, yüre ği kuvvetlendirmek, merak dağıt- mak, üç günde bir gelen sıtmayı iyi etmek, dişağrılarını geçirmek, çocuğu olmıyan bayanları anne yapmak için, hattâ koltuk altında- ki kötü kokuyu gidermek için bol bol şalgam yerlerdi, Atalarımıza bu kadar iyilikler yapmış olan şalgamı nasıl sayın tutmıyalım?.. Bu zamanda Şalgam yemeğine rağbetin azalması, şüphesiz, hazmi ağır sanılmasından, ve yenildik » ten sonra karında fazla gazler hâ- sıl etmesinden ileri gelmektedir. Bunlar da şalgamin kendisinin kabahatinden değil, onu pişi - ren aşçının acemiliğinden olur, Şalgam iyi pişirilirse, hem haz- mi kolay olur, hem de hiç gaz yap- maz, Hele iyice pişirildikten son- ra makineden geçirilerek püre ya- re göre, şalgamda yüzde yedi bu- Suk nisbetinde şeker vardır. Şe-* pılırsa, et kızartmasının. yanında pek lezzetli bir garnitür olur, KIŞLA DUVARLARI Mehmetçik Si'âhı Kadar ARKASINDA Hayvanına da Bağlı B össavusun ahenkli bir komutası ile tavlaya giriyoruz: — Kaşağı, fırçayı a...1! Hayvan başına!., İçeride, seri bir hare- ket oldu. Tavlacı erler, el- | lerinde kaşağı ve fırçalar- | la hayvanların başına koş” tular. Tavla dediğim zaman, eğer gözlerinizin önüne içi fışkı kokan, saman ve gübre yığınlarile dolu, karanlık ve berbat bir &- hır geldi ise sözümü der- hal geri alırım, Size, hizmetini Meh- metçiklerin yaptığı, bir kışla tavlasından bahse diyorum. Dışarıda soğuk bir künun aksa. mığın başladığı bir saatte, bu 88. ri hayvan ikametgâhı, meğerse Evinde birkaç kullanan bahtiyar insanlar, içimizde azdir. Bir kışla tavlasında ömür geçiren hayvanların ise, bir değil, birkaç bakıcısı var, Topgeken ha; sıcak ahir köşesinde; orduy lıkları ağır hizmetin, - fazlasiyle mükâfatmı görüyorlar. Şehir deki hemeinslerinin hasretini tikleri yulafı, bol bol göv riyorlar. Bütün hayvanların birer numarası ve birer adı var: Kunduz, Pamuk, Canavar, Gürbüz, Çeti Güvercin, Sırtap, Cessur, Çarpı Çe orirn, hepsinin fırça, gebre ve kaşağıları ayrı ayrı... Bir beygirin fırçasiyle öteki beygi- ri fırçalamıyorlar. Bir katırın ko- şumunu, ötekine kullanmıyorlar. İçlerinde (650) Liradan başlıyarak, kıymeti bin liraya yaklaşan hay. vanlar var, Bunların yük taşıma kabiliyetle, ri müthiş... Bir tek katır koskoca topu, namlusunu, yahut tekerlek. leriyle kalkanların sirtma Vurup dağın tepesine tırmanıyor. Tavla- da çatışan Mehmetçiklerin, hay. vanlara karşı beslediği sevgiyi, bü. tün vuzuhiyle gözlerinde okuyo- rum, Bu sevgi, onları bazan İnanıl- miyacak fedakârlıklara sevkedi. yor. Mehmet, silâh kadar hayvanma da bağlı!.. Çünkü, savaş sırasında | bir atın, bir top kadar kiymeti ol. | duğunu biliyor, Hayvaniyle meşgul ölürken, Mehmetçiğin titizliği görü- levek şey!... Talimden dönen katırları, aradan yarım saat geçince, ahıra girerse niz, kolaylikla tanıyamazsınız. Ya. rı bellerine kadar çamura batan bu <efakâr hayvanlar, Mehmetçiğin ©. linde öyle bir makiyaj görür ki; değme artist herhangi bir çehrenin bu kadar az bir zaman içinde man- zarasını değiştiremez. omutan, tavlanm temiz tu- tuluşundaki sebepleri göy- le anlatıyor; — Mehmetçikte hayvana iyi bak mak, mensup olduğu temiz kanın ieabıdır, Köyünde hayvana binmi- yen bir er bile, buraya gelince, değişir. Gizli kalmış birçok kabi- liyetleri arasında hayvan sevçisi de, kışlada pek çabuk inkişaf eder, Komutanından hiç bir emir silmasa bile, Mehmet kendisine emanet edi. len hayvanı bir dakika için dahi ihmel edemez. Çünkü katıria bey- girin, savaşta en büyük yardımcısı olduğunu bilir, Ben öyle erler Lanırım ki, hayva- nm savurduğu çiftelerle dişleri ağ- zına dolmuştur da, yine yularmı ©. linden bırakmamıştır. e Geçen akşam, tavlada çalışan bir er, hayvanını suya götürüyordu. Beygir. kendini arıklık bir kir | Mıyanlardan ibarettir. i pılacaktır. | pılmeıya kader Halkeviyle Hayvaniyle Mehmetçiğ igin meşgulken titizliği lecek bir şeydir! Kahraman fapgulanmız bir tatbikatta Yazın SALAHADDIN GUNGOR ortasında bulunca birdenbire ön 4. yaklarını havaya dikti, Acı acı kiş- riyerek, var hıziyle ileri atıldı. Fakat Mehmet, bırakır mr? Hay. van, bir iki taptakladıktan #0 Mehmedi peşinden o sürüklemiye buşladı. Yardıma Muhtaç Kimse er Son günlerde belediyeye, H. Parti, sine ve Halkevine müracaat ederek Yardım talebinde bulunanlar fevkalâ- de çoğalmıştır. Bu müracaatçıların| içerisinde, bir kısmı hakikaten Yar. dıma muhtaç olduğu halde, diğer bir kısını ya kısmen yardım edilmiye lâ. | yik, yahut ta hiç yardıma ihtiyacı ol Bu vaziyetleri tetkik etmek ve cid.| den yardıma muhtaç olanlara muaye. nette bulunmak Üzere bazı © esaslar tesbit edilmesi kararlaştırılmıştır. Bu maksatla önümüzdeki cumarte- - .Zünü saat 16 da Halk Partisinde Valinin başkanlığında bir toplantı ya. Bu toplantıda bir talimatname ya- Sihhiye Müdüriyetinin emrinde bulunan yar. dım faslından kimseye para verilme. | mesi de alâkadarlara emredilmiştir. Şarkıcıların Kazanç Vergisi | Seyyar olarak çalışan şarkıcı ve çalgıcılarla sanatkâr Zati Sungurdan almacak kazanç vergisinin hisbetini tesbit etmek üzere bir komisyon ku. rulmuştur. Bu komisyonda Ticaret Odasmdan da iki mümessil buluna - caktır, Ölen Muallimlerin Aileleri ne Yapılacak Yardımlar Olen muatlimlerin kanun! veresele- rine yardım İçin kurulan cemiyet son Rünlerde çalışmasına © hız vermiştir. Beygir dörtnala koşuyor amma, çifteler altında her dakika bir ölüm tehlikesi geçiren Mehmet, aldırmi. yor bile... Hayvanla cessur muhafızı ara. sında sürüp giden bu mücadeleye bir son vermek lâztmdı. Mehmede uzaktan seslendik; » Birak şunun yularmı.. Gide. ere gitsin. Yokaa, parçalıyı « Bedik. e, istemiye bıraktı. Hay. van, kendi kendine tavlasma dönün. ce, Mehmetteki sevinci görmeyin. Bizim hayvanlar, kaçanlar da, tavladan uzun zaman ayrı o dura- mazlar. Yem zamanı gelince, tıpış tapış yuvalarma dönerler. van hangisidi — Kunduz, efendim! — Niçin Kunduzu' ötekilerinden larma, bana gösterdikleri yüksek nezaket ve unutulmaz kolaylıklar. dolayı teşekkür ederek Davut pasa kışlasından ayrılıyorum. Duvarları arkasında çok heye. canlı santler yaşadığım bu koca bina, uzaktan bana heybetli bir kaz le gihi görünüyor. Fakat asıl eye betin, önün icindeki etten ve ke mikten yapılmış canl o kalelerden geldi de unutmuyorum, Bir Amele Ağır Yaralandı Tahmil, tahilye amelesinden Kasım t vapurundan mal ağına demir düş Sirkecide bir boşaltırken, #7 müş ikeli surette yaralamıştır. Bir Çocuk Yaralandı Vatman Mehmedin idaresinde Fe. tih — Harbiye tramvayı dün öğleyin Eminönünden geçerken 12 yaşların da Emin oğlu Remzi isminde bir ço. cuğa çarpmış ve ağır surette yarada mıştır, Remzi hastaneye kaldırılmış. tır. Vatman sorguya çekilmiştir. Geçenlerde ölen muallim Aliye kim. sesiz İki çocük bıraktığı için cemiyet bunlarm tahsilini üzerine almıştır. Cemiyet, kurulalı beş muallim öl. müş ve ailelerine 330 ile 360 lira a- rasında yardımlar yapılmıştır. Cemiyetin azası İki bini gecince, aylık aldat 25 kuruştan 1 küruşa in. dirilecektir, Kadınların ve güzellerin ve genç- lerin hayati istekleridir. Sabit, nçık orta ve koyu renkleri vardır. Raj | 60, Allık 5 kuruştur. Hasan deposu; İstanbul, Ankara, Beyoğlu ,Beşiktaş, Eskişehir,