| i Bay Yunus Nadiye açık mektup Bu tecavüz nedir Ben onları bıraktım, fakat onlar benim yakamı bırakmadı! ( Yazan: Bürhan FELEK ) Ustadım! Başınızdan cidden aşmış işleriniz arasmda gazeteni- n yakasını zin bütün yazılarını, hele spora ait yazıları okuyabilece- ginizi ummadığım iç in bu açik mektupla “Cumhuriyet”in bazı neşriyatını ve bilhassa salı günkü nüshanm ikinci sayfasında “Doğru değil mi? »» başlığı altında ve çerçeve içinde sıkışmış yazı üzerine dikkatinizi celbetmiye mec: bur oldum. | Romen takımın sol müdefii Nikolai GP Ri Takımı Geliyor Romanya profesyonelliğinin kuv- vetli takımlarından Ç. F. R, takımı bugün saat 10 da Daçya vapuriyle| Köstenceden şehrimize gelecektir, Dün haber verdiğimiz gibi, kadro. sunda birkaç enternasyonal oyuncu bulunan C. F. R. takımı şehrimizde Addialı iki maç yapacaktır.Dün akşam toplanan Beşiktaş, Fenerbahçe, Ga- İstasaray, Güneş klüplerinin murab- beslarınlan mürekep komite bu takı. ma karşı klüplerimizin muhtelit ola. rak oynamasını tesbit etmiştir. Tik maçı cumartesi Beşiktaş, Galatasaray muhteli' ikinci maçı Fener - Güneş muhteliti yapacak. Komitenin bu kararı ortaya yine meraklı bir mevzu çıkarmıştır. Aca. ba hangi muhtelit bu takıma karşıda ha iyi netice alacak? Bunu önümüz- deki maç günlerinde öğrenmek kabil olacak, fakat şimdiye kadar muhtelit. lerin kendi arasmda yaptıkları “maç, Yarı göğönüne getirerek Fener-Güneş muhtelitinin daha iyi netice alabilece. ği kanaatine varabiliriz. Zaten Romanyada bu takıma karşı bu iki güzide klübümüzün karşılaşma- #i konturat icabı iken Romenlerin sa. | ha dalaveresi yüzünden maç akim kal miş. Bu vesile ile futbol meraklıları yi- pe stadyomda heyecanlı (dakikalar geçirecek ve zevkli iki maç seyrede - ceklerdir. Bakalım hangi mubtelit daha iyi netice alacak? Jim Sarandos - Cim Lon- dosla Karşılaşacak mi? Istanbulda Kurtuluş klübünden vü- cudunün iriliği sayesinde organizatör ler tarafından Amerikaya götürüle - rek meşhurlar meyanina ithal edilen Jim Sarandos, Yunan gazetelerinin | yazdığına göre, Nisanda Atinaya ge! lerek eski dünya şampiyonu Cim Lon- dosla bir maç yapacaktır. Bu müsabaka, kralm yıldötümüne Sebebini bilmediğim ve araştırmı- ya da lüzum görmediğim bir husu - met “Cümhuriyet,, spor muharrir - erile benim aramı öledenberi açar durur. Bunun heticesi olarak “Cüm- huriyet,, gazetesi 935 yaz mevsimin de benim tertip ettiğim Balkan oyun ları münasebetile aleyhimde on beş- ten fazla, seri halinde hiciv maka * lesi yazmıştı. Sizi temin ederim ki bu neşriyatın hepsi boş, uydurma ve mugalata idi, Nitekim o sene 80- nunda toplanan umumi spor kongre #i bu mesele hakkında “Cümhuri - yet,, gazetesi neşriyatmın taban ta- bana zıddı kararlar verdi. Fakat bu kongre kararını “Cümhuriyet,, neş- reğemedi. Yakamı bırakmadılar İşte bu esassız hücumlar arasin - da “Hilâlishmerin rozet toplaması - na müsaade etmediğim halde bir a - yak satıcısından 25 lira alarak nane şekeri sattırdığıma,, dair intişar e- den bir fıkradan dolayı gazeteniz a- teyhine dava açmıştım. Uzun ve mü- tevali çelselerden sonra © fıkrayı yazmış olanlar Cümhuriyet gazete sinde “benim böyle bir para almiş olmaklığım hatırlarımdan bile geç - mediği,, hakkmda bir tavzih neşret- tiler. Ben de yakalarını bıraktım, LA kin onlar benim yakamı hâlâ bırak. madılar. l Gelelim Olimpiyatlara Dört beş aydanberi “TAN,m spor neşriyatma yardım etmiye ve orada ömrümün otuz senesini ver - âiğim spor işlerini mütaleaya baş - Ismıştım. Bu meyanda da bir aktüa- lite olan olimpiyat işlerini tetkik e derken yapılan masrafların fazlalı - gırı gördüm ve yazdım. Çünkü pek | iyi biliyordum ki, olimpiyatlara git- mesine hiç lüzum olmıyan birçok se- yirei, hatir için götürülmüş, yapılma» ama hiç lüzum olmıyan birçok mas- raflar scemilikle yapılmış, ve mese- lâ yalnız otomobil kirası olarak Ber- linde 2500 mark'a yakm para sarfet- mek gibi israflar olmuştu. Harcanan, hükümetin spora Yardım olsun diye re bunun israf ve idaresizlikle heder olmasma karşı şikâyet etmek ve 2- lâkadarlardan hesap İstemek en ba- sit bir fazilet ve vicdan borcu idi. Be nim bu hareketime hemen hemer bütin spor mecmüsları ve ekseri yevmi gazeteler iştirak 'ettiler. Hat- tâ sizin gazete bile. Bir tecavüz ki... Lâkin şu son günlerde birdenbire Cümhuriyette, ben de dahil oldu - ğum halde spor İşlerini ve olimpi - yat hesaplarını tenkit edenlere karsı son derece mütecavizane bir lisanla tariz edilmiye başlandı. Salı günkü Cümhuriyette de daha ileri gidilerek hepimize, gazeteci arkadaşlarımıza bir milli müessese olan spor teşki » Tâtıma karşı düşman olmak gibi garaz kârlik imadına ve aynen: “Bu spor mütehassıslarının çe- dır. Ne söylesek boş! Bu çeneleri yina o kasadan başka kapatacak İstad tribünleri tamamiyle dolmuş va. İ ziyetteydi. nesini teşkilâtın kasası yormakta- | Pariste Büyük Br Maç Geçende Pariste Fransa ile Yugos- lavya arasında yapılan maçı mühim bir farkla Fransızlar kozanmışlardı. Resimde Fransız kalecisinin bir kurtarışını görüyoruz Pera İle Şişli Oynadılar Dün Ermeni vatandaşlarımızm yor. dında Apoyevmatini gazetesinin ter- tip ettiği kupa maçı yapıldı. Bu kupanm federasyon hariel klüp leri alâkadar eden çök mühim safha. ları vardır. İki sene evvel Apoyevma- tini gazetesi tarafından yine bu klüp. ler arasında bir turnuva tertip edil - mişti, Bu iki ekip şimdiye kadar 5 Asfa karşılaştılar ve çok çetin maçlardan sonra bazan kavga çıkarak, bazan da müsavi bir oyundan sonra berabere kaldılar. Böylelikle bir türlü şampi- yonu tayin edemediler. Şeref stadında duran Apoyevma - tini kupası bu yüzden meşhur oldu. Işte dünkü Karşılaşma bu şesmetli kupa için yapılmıştı. Tatil günü Olmamasma rağmen Saat 15 de her iki takım| taraftarlarmın müthiş tezahüratı a- rasmda Fenerbahçe antrenörü Mister Elyotun hakemliğinde oyuna başladı- lar. Oyun tamamen Peranm hâkimi» yeti altında gecti ve rakibinin sıfır neticesine karsi 5 golle gal gelen Pera takımı, iki senedir sahibini bek- yen kupayı merasimle aldı. TAN — İfine kadar varıldı. Bu meslekte hepimizin eskisisiniz. Size “Cümhuriyet,, gazetesinin sahi- bi diye değil, tecrübedide bir gaze - teci olarak soruyorum: Bu tecavüzlere karşı biz de ayni şekilde sövüp saymıya mı kalkalım? İşi kalem sahasından sokağa dü » sporculara verdiği para olduğuna gö | yürüp kavga döğüş mü edelim? Yine mahkemelere düşüp Türk gazeteci- lerinin biribirinin havsiyetini kirmı ya, vakarımı ihlâl etmiye nasıl çalış- tıklarmı #leme İlân m: edelim, Yok- sa meslektaslık hislerinize güvenip tecavüze uğramış arkadaşlarmızı tatmin edici bir tavzihin Cümhuri - yette intişarını mr beklivelim? Ne dersiniz üstat? Söz sizin. bir kuvvet olmadığı anlaşılıyor., sözlerile de şantaj. para çekmek Için aleyhde yazı yazmak ve alın. Basa? alan 91 Nisanda olaektır. en susmak gibi bir namussuzluk at- O YAZAN HALİKARNAS Ak ökova körfezinde balik av- hyorduk. Kayık rüzgürine bulmuş, yolunu almıştı, Kiyının kırmızı arjil toprakları, renkli ka. yaları, burunları, kumassalları, zümrüt gibi koyları, mavi dalgaları kapkara çamlıkları, ve Bahur or - manları kayık öne fırladıkça ardı- mıza doğru kovalaşarak, biribiri nin Üzerine abana Bbana kaçışı - yorlardı. Eye denizinde Sirti denilen sü- rütme avı ipini Veli tutuyordu. Rakı şişeleri Deliye ve dümen de Tepeliye emanet edilmişti. Birden Veli neş'eli hir nâra attı. Tepeli kayığın yolunu kesmek için orsa etti, Çünkü orsa ecdrek yolu kes. miyecek olsaydı hızla, balığın vol taya takılan yerini koparıp at-eak balığı kacıracaktı. Veli alabildiğine ipl çekiyordu. Tü arkamızda, dört beş karış uzun- luğunda bir gümüş parcası yeşil denizden sıçradı. Heplmiz bir. den “Sinagrit, diye bağırdık. Doğrusu okaçırmıya gel Deli hem sövüp sayıyor, hem y varıp dun ediyordu. Tepeli de a. man söyle edin, bövle edin diye bo vuna nasihatler ediyor, tavsiyeler. ie bulunuyordu Veli ise, hem klifreğdiyor, hem dua ediyor, hem de nasihat veri yordu. İşte hemen oracıkta vakte bir şeyler oldu. Ya zıvanasından, yayından boşanıp alabilidiğine uçtu ve bir asırlık zamanı bir saniyede bitirdi. Yahut zingadak yerinde saplanakoydu. Her ne hal ise, hakikatte bir dakika bile sürmiyen, fakat balıkçı» lara bir pazar günü kadar uz. yan bir zaman zarfında onlar küs für, dua Ve tavsiyeden başka bir şey yapmadılar... Ve nihayet öf, Kkesindes hazmtip DOZU. AŞAN» dan sulâr püsküren balık kuyru - ğiyle tepe tepe kayığa girdi. Üç avet biribirlerine — sarıldılar, se. vinçlerinden: bir balkanlı sırtosu, bir hora * tepişi gibi bir dansla güverteyi güm güm öttürdüler . Kayık yine yol aldı. Bu sefer Tepeli Sirtiye, Veli †dümene geşti.. Derken Tepelinin kolu sar'aya tutulmuş gibi sarsü- mıya başladı. Her halde bu sefer takılan bir balık değil, fakat bir alâmet, yahut bir ada olacaktı. T epelinin yüzli kıpkırmızı ke. sildi, sesi kısıldı. Veli telâ- smdun Delinin istif ettiği rakı $i- şilerinin üzerinde zıpzıp hopliyarak çoğunu patlattı. Tepeli her nasılsa sesini buldu. “Orsa alabanda bire herifler!,, di- ye gürledi. Veli gövdesinin bütün yükiyle dümenin lekesine day: Kayık ebediyen dünyadan ayri lacakmış gibi göğe doğru atıldı. Sonra rüzgâra doğru yükselirken güvertesini dimdik bir kiremit da- mı gibi eğip yasladı. Elleriyle giç â ambar tavanma tutunabilen ayakları altından farslar kayboluverdi. O orada armut gibi sarkmış ha- Yayı tekmeliyordu. Veli etleriy ayakları üzerine gelmis, denize baş aşağıya dalanlar gibi ardı havaya kalkmıştı, ÖOlanen kuvetiyle #kotaya asil. yordu. Geminin sancak punyaları Şisli kalecisi bir müsabakada muhakkak bir gelü kurtarırken... hattâ küpeşteleri adam akıllı de. nize batmıştı. Tepeli (Aman kork- mayınız batarsak. katalım, koca - man bir Örfos yahu, aman kaçır. miyalım!) diyo avaz avaz yulvarı- yordu . Yelken yırtıldı ve bir sürü kor. delâ şeklinde rüzgârda yapraklan. dı. Kayık hızla dönerek provasını rüzgârın gözüne dayadı ve durdu. Balık asılmca ipi koparıp kaçma- sm diye Tepeli yavaş yavaş balığa kaluma, Yani ip veriyordu. Tepe - linin avucu ipi sıkmaktan Kıpkır. mızı olmuştu; fakat 6 an kolu hile koparılmış olsaydı, duymıyacaktı. Tepeli her ne kadar elmri davran- dıysa da, balık eldeki ipin topunu çekip götürmüştü. Artık balığa verilecek ip kalmamıştı. Ne varıki, tam o sırada balık 2- sılmaktan, İp almaktan vazgeç mişti., Tepeli harıl harıl ipi geriye alı- ordu. Ve geri aldığı her k ipi ammını üye bir tria ve 3 yeti telâkki ediyofdu. Dünyada binbir çeşit muvaffa. kiyet vardır. Fakat acaba hangi muvaffakiyet tutulan bir balığın götürdüğü ipten gerisin geriye kas Fiş karış ip çalmak kadar hoştur? İşle tem bu sırada Allah Tepeliye karşı, sekiz kollu bir Hint mabu- duna karşı davrandığndan çok daha cömert davranmıştı. Tepeli. nin kolları mintarafillâh “bini bile aşmıştı. DurmamacasınA bin kolla ipi çekiyordu. Etraftaki çamlar, denizler, koylar, burunlar, başında fırıl fırıl dönüyorlardı. R epeliye yardım İçin Veli bir aralık ipi elinden almak istedi. Tepeli oracıkta ölüverse bi- le ipten vazgeçmiyeceğini, kızgm kızgın haykırdı, Veli kepçeyle yardıma koşayım derken, panta- lonunun paçası güverlede serili ta. kımların birisinin iğnesine talaldı. güverteden tepetakla, kayığın am- barına devrildi. Başı yazılmıştı. Kalkmen “nasıl balık geldi mi?.,, diye sordu. Bu sefer yakalanan ayı gibi bir Örfostu, üstü kahve renkli, lâci- vertli, hareli, karnı turuncu mavi beenkli, bir azmandı. Yeşil sular a. rasından geliyordu. Fakat kayığı görünce bir torpido destroyeri gi- bi yana fırladı, Tepeli az kaldı he- lecanı kalpten patadak güverteye cansız düşecekti. Ambardan çıkmıya muvaffak 6. Jan Deli “amen kaçırmıyalım! Or- fonların dedesi, daniskası yahu, diye nârslar atıyordu. Balık yel- değirmeni kanadına benziyen kuy. ruğiyle, kayığın bordasında suya bir şamar indirdi. Sular havaya fırladı, Avcılar, tepeden Otirnağa kadar sırsıklam olmuştular, amma Deli balığı iki gözünden tutarak i kayığa almıştı. Orfosun dana gözleri kızgın, Kız gm bakiyor. Kulskları kocaman bir demirci körüğü gibi üfleyip Püflerken kuyruğu güverteye vu- ruyor, ve güverleyi Bağdat kösü gibi gümgüm öttürüyordu. Avcıların yüzleri güneşten kir- mizi sahtiyana dönmüştü, burun » larmm derileri söyülmuş, kuru - dukça yenilenen katmerli püskür- melerin turu, kaslarında saçlarım. Tepeli harıl harıl ipi geriye alıyordu da ağarmış, sırsıklam elbiseleri nin üzeri yeryer, ve renk re balık pullariyle donanmış. Ki ter içinde güvertede bağdasıyor $ lardı. M arathon, İstanbul Cre ve Vaterlo muharebe! cereyan ederken “dur bakalım gi di ne yazacağız,, diye elinde kale neticeyi bekliyen ak sakallı tai avcılar avlarken öylece durakalm ve beklemişti Şimdi o kalın ve âğır tarih tüğüne emniyetle “on kiloluk Of (0911 diye kayıt koştu. Tarihi bunca gümbürtüler eyliyerek geli geçmiş ujce İmparatorlar, taçlı falar vardır. İşte onlar orsel gelip Deli, Veli ve Tepelinin © daki gurur ve kuruluşları huz! na çıkaydılar, dünyada devir mak, kapsamak, ve değiştirmek bi marifetlerinin ufak tefekliği, utanırlar, geldikleri ar derin, A ee eri gibi yine $' Balıkçılar kürekleri taktılar; *! lânkavi bir boğazdan içeri daldi lar. Burası (Longos) idi. Ge bir sağa bir sola gidiyor sanki d nize tango oynuyordu. Yeşil deniz de akışmı, kıyn gidişine (OUydurarak, nâzediyü süzülüp salmıyordu. oğazın dibinde ufacık, parlak, yeşil bir koy, günesi pri pırıl parlıyordu. Dibin, re renk âlemi, yeşil duvak ali gülümsiyerr gelin gibi hayal mı sezilebiliyordu.. Kıyılar bu gü yüze gönül bağlıyarak, ona mef sinlerinden, ağaçlarından, çiçek rindet bir çelenk dolamıştı. Balıkları pişirip yerken Deli © le geldi- “Acaba İngiltere Kralı Jorj, 9 lığı böylesini, yerin böyle gü linde yiyebilir mi,, diye sordu. tekiler koyu seyre dalmişlardı. © vap vermediler. Deli yine “acaba (şehirdeki heyle uğraşıyorlar? Ne yapâ diye sordu. Yine sözüne kulak veren © dı. Yaradılış, lâkayt lakayt bü rüzgârlariyle ıslık çalıyor. Ds ları kumsallara yayarken, © yerde usullecık “ben ne dil onu yaparım!.,, diye fısıldıyorü Lig maçları İ Istanbul futbol ajanlığından © rildiğine göre, Cumartesi, günü ref stadında Anadolu - Vefa ve koz - Süleymaniye B takımları & yacaklardır. Pazar günü de yine Şeref staf Bevlerbeyi « Altınordu, Anadi Vefa ve Beykoz - Süleymaniy& kımları karşılaşacaklardır. Dahiliye Vekilimiz Spf culara Teşekkür Ediy©. Ankara, 6 (TAN) — Dahiliy kili Şükrü Kaya Türk sporculfğ Berlin olimpiyatları esnasınd8 termiş oldukları terbiye ve İl reketi takdiren Türkspor KU başkanlığına bir teşekkür te2© İ göndermiştir.