' Amerikalı Antrenör ise varamadı mı? Levis'in gayretiyle biz © — Atletizmde birçok © rekorlar kazanmıştık A Atletizm Federasyonu tarafından yol verilen Ameri- kalı atletizm antrenörü Mister H. Lewis hakkında Milli atletizm kaptanı Galatasaraylı maruf atlet Mehmet Ali — bize şu makaleyi gönderdi. Atletlerin hocaları hakkında ne düşündüğünü gösteren bu yazıyı aynen dercediyoruz: : Spor işlerimiz yürümüyor! Bu gi- © dişle daha uğun müddet te yürüye| ceğe benzemiyor. j Sporun, bir memleketin sosyal ha- yatında en mühim bir mevki işgal ettiği şu asırda, içinde bocalamakta ş olduğumuz veziyete bir hatime çek- mek icap ettiğine, sporla alâkadir olmuş her aklıselim sahibi inanıyor. © — Hattâ bugünkü spor teşkilâtile bu derde deva bulabileceklerini zanne - den spor erkânmin bitkin görüşleri- ne mukabil spor âlemimizde bir zih- niyet değişikliğinin ve bunun netice- © — si olarak bir sistem ve teşkilât de- Eişikliğinin vücude gelmesi icap et-| tiğine, benim gibi inananlar da var..| YOLSUZLUKLAR K Spor hayatımızı takip edenler, be- Ğ nim arada sirada icap ettikçe, ve | bilhassa yapılan yolsuzluklar (o atle- tizm sahasını alâkalandırdıkça, ya- gı yazdığımı bilirler, Bunu söylemek ten maksadım bu yazımın bazı kim- © — selerde uyandırabileceği infialleri şimdiden önlemek ve (omaksadımın : şahsiyatla uğraşmak olmadığını, pek | gevdiğim bir sporun idaresini deruh| te etmiş, onu geregi gibi yürütmek- le mükellef bulunan kimselerin bu! #pora zarar verecek icraatını objek- tif bir tarzda tenkit etmek olduğunu batırlatmaktır. SEBEP NEDİR? Gazetelerden öğrendim: İki sene- © ye yakın bir müddetten beri milli at İletizm takımımızı çalıştıran Ameri-| © O kul antrenör (H. Lewis) in vazifesi- ne nihayet verilmiş. Bu kararın esbabr mucibesi zikre- dilmiş olmumakla beraber bunun tah © (mini güç değildir. Zira bu gibi ahval- de ancak iki şık mevcuttur. Şöyle ki: Antrenörün vazifesine ya badema atletizm antrenörü kullanılmiyacağı İçin veyahut ta antrenör ehliyetsiz olduğu için hitam verilir, Hemen Söyliyelim ki; bu hüdise- de her iki şık yanlış ve binaenaleyh karar Türk atletizmi için zararlıdır. KAÇ ANTRENÖR? İddiamızı teşrih edelim: 'Türk Spor Kurumu Futbol şubesi için bilmem kaç tane antrenör getirt meyi lüzumlu görürken atletizm şu- - besinde bir antrenörü fazla ve lüzum suz görmiyeceği, spor (siyasetinde © — prensip birliği bakımından kuvvetle © tahmin olunabilir. Antrenörün; ölü bir halde bulunan bir spora can ve- ANTRENÖRÜN VASIFLARI Nihayet iyi bir antrenörde aran - ması elzem olan evsafa geliyorum. Bu evsaf aşağı yukarı şunlardır: a — Öğreteceği san'at hakkında derin bilgi sahibi olmak; b — Talebelerile anlaşabilmek için İyi bir psikolog olmak. Lewis Türkiyeye 1035 senesi bida» yetinde gelmiş ve bu tarihten itiba- ren pek mahdut bir zümre teşkil e- den Türk atletlerini çalıştırmıya başlamıştır. Faaliyetinin müsmir o lup olmadığmı anlamak için elimiz- de müsbet bir ölçü var, oda Türkiye rekorlarıdır. Lewis'in faaliyete baş- ladığı zamanki Türkiye rekorları cetveli İle Lewis'in vazifesine niha- yet verildiği şu günlerdeki Türkiye rekorları cetveli mukayeze edilecek olursa görülür ki: 100, 200, 1500, 3000, 5000, 10009 110, 400 mania, yüksek, uzun, Üç a- dım, sırık, cirit, disk, rekorları kırıl- miş ve senelerdenberi yarım mukâa- vemet koşularındaki zâfımıza bir çare bulunmuştur. Ve hattâ büyük bir kehanette bulunmaksızın denile- bilir ki, şayet Lewis gelecek mevsim de alakonmuş olsa idi 400 ve 800 metre rekorlarımız da (sahiplerini değiştireceklerdi. ÇOK SEVİLMİŞTİ Diğer cihetten Lewis bugüne kâ- dar Türkiyede antrenörlük etmiş o- lanlarm en kültürlüsü olduğu için,| ve kimbilir belki şahsi nezaketi de buna inzimam ettiği için temas etti-| ği herkesi, ve bilhassa talebeleri kendisini pek çok sevmiştir. Bir antrenörde aranan en büyük hakikat, talebesile arkadaş olmak hasleti, Lewis'de fazlasile mevcuttu. Bu uzun tahlilimizde varmış oldü- ğumuz neticeler nazart İtibara alına cak olursa denilebilir ki: Lewis omltekimil birinsan ve çok değerli bir hoca idi. Atletizm fe- derasyonu şu son vermiş olduğu ka- rarla yani, Lewis'in vazifesine niha- yet vermekle, atletizm (sahasında yapmaktan hali kalmadığı gaflardan bir tanesini daha mış ve Türk at- letizmine terakkisi yolunda yine en- gel olmuştur. Bilmem atletizm sporunu idare © denler, o mevkie ship olmalarının hikmeti, sırf spor yapanlara hizmet- te bulunmak olduğunu ve. ittihaz e- decekleri kararların keyfi ve şahsi recek kudrette bir ilâç olduğuna esas #tibarile kanli olmamama rağmen, Türk atletizminin bir antrenörün hizmetlerine muhtaç olduğu da a - çıktır. Binaenaleyh verilen kararın © İkinci şıka istinat ettiği iddia oluna” bilir. Demek oluyor ki; antrenör Le- wis'in vazifesine ehliyetsizliği yüzün den nihayet verilmiştir. ACABA. ÖYLE Mi? H. Lewis, Duke Üniversitesinden mezundur. Hocası bulunduğu &por- da fiilen temayüz etmiş, 3 sene evvel © Amerikada bir yarım mukavemet koşucusu olarak 800 metreyi 1 daki- ka 54 saniyede, 1500 metreyi 3 da- kika 53 saniyede yapmıştır. Geçen sene Amerika milli takrmi- le Berlin Olimpiyatlarına iştirak et- © miş olan 1500 metreci Veuzke ve B00 metreci Robinson'un Lewis tarafm- © Odan mağlüp edilmiş olduklarını da Mâve edersek antrenörün atletizm © Osahasmdaki şahsi kıymeti iyice an - — laşılmış olur. ii iz olmaması icap ettiğini ne zaman an- liyacaklar? Sözlerimi bitirmeden önce, İki se- nedenberi arkadaşlık etmiş ve spor- daki bilgisinden istifade etmiş oldu- ğum (H. Lewis) e; pek çok sevdiğim Türk atletizmine, maalesef pek kısa süren şu müddet zarfında, yapmış olduğu iyiliklerden dolayı eski bir atlet sıfatile teşekkür etmeyi bir vazife bilirim. Avrupada Futbol , Şampiyonaları Ankara, 4 (A.A.) — Dünkü pazar günl Avrupanın muhtelif şehirlerin. deki spor harekâtı hakkmda aldığımız malümatı aşağıya yazıyoruz: Çekoslovakya lig maçları: Sparta — Afk 4-0, Dfe — Union Ziçkov O -| 0, Skliben — Bohemlane 1.1. lu ii Mik TAN ALLO! ALLO! Güreşçilerin Finlândiyaya seyahatleri münasebetile Spor Postasının 4 - 1 - 937 tarihli nüshasında yazdığı makale den: “Sporlarımızan hemen he. men gepsinde olduğu gibi milli, güreş takımımız da Berlin olimpiyatlarmdan son ra tam bir hareketsizliğe düş müştür. O kadar ki bu bitmek tükenmek hilmiyen istirahat" ne umumi merkez, ne mmtak? güreş ajanı ihiğle cesaret ede- mediğinden ba»ka spor yazıs' yazan arkadaşlarımız bile on- ları bu kaş uyktsundan uyan - dırmaktan korkar gibi çıt bile çıkarmamışlardır. Esasen Balkan güreş mii sabakalarının Yapılmaması nm asıl sebebi de bu değil mi dir?. Elindeki faktmınm güre kabiliyetini çoktan anlayaral bütüm hislerden kendini kar - tarmak suretiyle önun genç leştirilmesini temin edecek ve Malkevinin yaptığı hareketi bizzat kendi yaparak yeni ele manlar arayacak olan güre federasyonumuz terede? © güreş federasyonu ki bunu vapmadıktan basta bu güres çilerin birer birer dağılmasın elleri böğründe baktı kaldı!.. Bir Ecnebi Takımı Şehrimize geliyor Önümüzdeki hafta zarfında şehri. mize bir ecnebi takımı geleceği ha. ber alınmıştır. Bu takım burada bir- kaç futbol müsabakası yapacaktır. Bu hususta muhdberelere devam edil. mektedir Mehmet Ali Adanada spor himayesizlik içinde bunalıp kaldı KLÜPLER DAGILIYOR MU? Adana muhabirimiz yazıyor: Adanada kalabalık bir spor gençliği ve günden güne inkişaf etmekte olan bir spor hayatı vardır. Bu nazarı itiba alınarak modern bir stat yapılması için teşebbüslere de girişilmiştir. Yeni stadyom ve hi- podrom Şakirpaşa yolu üzerinde 30750 metre murabbaında bi i üzerine yapılacaktır. Bunun için de 100 bin lira sarfe dört senede bitecektir. Adanada spor şimdiye kadar cid- Yi” di bir himaye görmüş değildir. Türk spor kurumu Adanaya para yardımın. da bulunamamıştır. Adanada mevcut üç klibe Parti veznesinden senede 300 lira kadar bir para verilmektedir. Bu- nun kifayetsizliğini söylemiye bile hi cet yoktur. i Şimdiye kadar da maddi bir eser olarak Adana sporculuğuna stadyom daki 200 kişilik tribündan başka bir gey verilmiş de değildir. Adana genç. leri bana rağmen nevmit olmamış » lah ve bütün ihtiyaçlarını . kendileri temin ederek hayatlarını idame etmiş * *#Ş lerdir, 1 iğ Adanada diğer mıntakalar kadar 7 himayeye lâyık bir gençlik olduğun- dre. a eri al piri KENE. dana stadyomunda tribünün “ ei örkaden görünüşü Muhabirimizin bu mektubunda, klüplerin yaşamakta olduğu yazıl - makta olmasına rağmen Adanada çi - kan (Türk Sözü) gazetesinde (Nev » zat Güven) imzasiyle çıkan bir ma » kalenin başında şu satırları okuyarak müteessir olduk: “Dün içimi sızlatan bir haber aj - dım. Adana spor klüpleri yardımsız - ık ve alâkasızlık yüzünden düştük - leri kötü vaziyet içinde daha fazla ö.. mür sürmelerine imkân göremedik - ler.” kilâtım yeni ve emin olduğumuz için biz. Adı emin olmalarını tavsiye ederiz, leri için toplanıp dağılmıya Okarar vermişler ve bu kararı (lâman Cemi- yetleri İttifakı) merkezine bildirmiş- lerle daha fazla alâkadar olacağına İ Akşam... Karanlık... Yağmur çise- liyor. Gece daha şimdiden sokaklara İsinmiş gibi. Ses az, kımıldanış az. Yokuşu ağir ağır çikan kadının genç bir silueti, fakat yorgun bir yürü-! yüşü var. Bir vapur tektük yolcusi- le bu güz akşamına kısa bir zaman| İcan veriyor, Işıktan çıkan insan göl geleri tekrar ışık ve sicağa kavuş -| İmak için kaçıp, koşup, dağılınca bu geçici canlılık ta sönüyor ve yollar İ gene sessizliklerine | dönüyor. Yalnız jo, yorgun tavırlı, genç siluetli kadın, lo.. acele etmiyor. Yokuşu ağır ağir tırmanıyor, Sinemanın önline varı - yör. Orada bir dakika aydınlığa ba: İkıyor. Belli karanlik ve soğuk ona da ışığın ve sıcağın hasretini vermiş. Fakat durmuyor. Başımın içinde baş- ka bir ışığm çeken kuvveti var mut-| ilak... Son seyirciler, yanyana, kolkola, grup grup geçiyorlar. Dönüp yalnız İkadma, yorgun kadına, soğuğa, yağ- mura aldırmadan ağır ağır yürüyen | gene kadına baktyorlar, sonra $ine - manm ışığında kayboluyorlar. “Kö- şede kestaneci başlama zaman: biten sinemanın bitme saatini umutla bek- leyip ellerini uğuşturuyor.. Üşüyor, Ibtimal yorgun da... Fakat içi belki bu genç kadından daha şen... Yokuşun başma yaklaşınca Solda - ki sokaklardan birine sapıyor. Kim- seler yok; köşede yanan elektrik fe- neri taşlara aksettirdiği ince, genç gölgesinden ona bir eş yapıyor. So - kağa gözlerini kapıyan evler aydın - lığmı içine dökmüş. Kim bilir o bu saatte herbirinde nasil bir gece baş- Inmak üzere, O, bunlara bakmıyor. Küçük ayakları gecenin sessizliğini ürkek ürkek çiğniyerek birkaç adrm ilerliyor. Beyaz bir evin tas merdi - eri önünde sendeler gibi, düşer, kılır. gibi duruyor. | Beyaz evin de dışı uykuda. İçi u - yanık. Her tarafı karanlık. Yalmız| alt katta pancurları açık bir odanın Tetiği bir ısık ME A camların ardında bir radyo Toskayı| galıyor: “Gökte yıldızlar pırıldıyordu” Toska, onun en sevdiği hava... Be- yaz ev onun taptığı yuva ve bu ak - şam onun gurbete düştüğü akşamın! ilk dönümü... Tam bir yıl önce o bu- rada neg'eyi, şefkatini, saadeti bıra- İ yaz evden, neş'eyi, şefkati, saadeti Yazan: Neyyir Karamanlıoğlü l kıp kaçmıştı. Aşkın büyüliyen, bU$ yuran, çeken sesi “gel” dediği gin beyaz evin kapısını kendine bir Gül | ba açılmamak üzere kendi elile X4 payıp gitmişti. Arkasında aylar aylar süren bir yas ve yaş bırakif bu gidiş, onunla beyaz evin aral hiçbir şefkatin eritemiyeceği bir hiçbir sevginin dolduramıyacağı uçurum, hiçbir merhametin sile! seği bir kiiskünlük doldurmuştu. Serap ardında koşan susuz bir san gibi nekadar boş yere ve nel dar uzaklara gitmişti, Bu dönüş İcin şimdi? Yok, hayir, bu bir dö değil, bir geçiş ancak... Fakat gefi kadın geçmiyor, geçemiyor. Gönli geçemediği yerden insan geçip gide biir mi? Orada, beyaz evin önün gseliyen yağmurun altımda dışari nın soğuğundan çok içinin ateşi: titrevip duruyor, : İyi kapanmamış bir storun yan! dan duvara asılı bir resim, bir kuğ konmaz, bir koltuğun üst kısmı rünüyor. Daha fazla, daha ba şeyleri, onları, annesini, ba kardeşini görmek için yanan gö beyaz storlar perdeliyor. o Bel storlar bu yaş dolu gözleri, dal ölmeden, tıpkı bir toprak yığını gil kör ediyor. Merdivenin dibinde, ışığı soki vuran mutfak penceresine eğili; Küçük hizmetçi kız seker gibi gen rahat dolaşmakta. Içerde biri: — Fatma, haydi kızım, geci diye sesleniyor. Bu ses, genç kadınm içinde yli yılı çağıran, yirmi yık bir ateş tutuşturan bu anne sesi yalnız kü çük Fatmayı çağırıyor. Onun fari da bile değil Yabancılara, dilenci! re bile acıyarak açılan beyaz evin pısı ona açılmıyor. Başını mutfak kapısının taşına yıyor. Öna başının içinde yanan aff ancak bu taştan aldığı soğukla e) lecek gibi geliyor. Okşayıp ö; meki mak cin soğuk taşa vanan dayıyor. Böyle kim bilir daha neki dar zaman kalacak. Fakat içeri yaklaşan bir ayak sesi var, Kork: korkak karşı kaldırıma atlıyor. gönlünü bıraktığı kendi evinden rülmekten korkan bir hursız gibi zaklaşıyor. —— - ez Nizamname Ne Zaman Tatb k Edlecek ? Geçen umumi spor kongresinde leşkilâta yeni bir şekil vermek için bir yeni esas nizamname > yapılmış fakat dahili nizamnamelerin kongre» ce tanzimine imkân olmadığından dolayı bu iş umumi merkeze bırakıl. muşti. Bundan bir buçuk ay kadar evvel Umumi merkez teşkilâtına dahil olan ve olmıyan eski sporculardan mürek nİzamnamelerin tanzimi işini Ona vermiştir. Bir kag.gün evvel bu komite Âza- nm. ye klüplerin tescili ve sporcula- rın klüp. değiştirmeleri. hükümlerini havi bir projeyi ikmal ederek umu- mi mörkeze göndermiştir. Diğer taraftan öğrendiğimize göre yeni hükümleri havi dahili nizamna me neşredilinciye kadar işlerin sekte ye uğramaması İçin Umumi merkez daha bir müddet eski nizamname hükümlerinin tatbikini alâkadarlara tamimen bildirmiştir. Hilâl Klübü Kongresinin Kararları Hilal Spor Klübünden: Kongremizin verdiği karara tev- Bu, doğru İse acmacak şeydir. Teş- | fikan bütün üyeler kayıtlarını yeni - szimkâr ellerde klüp. | liyeteklerdir. Kayıt yenilenmesi İçin idare heyeti 15 şubat 1937 tarihini son gün olarak tesbit etmiştir. Uv: yelerimizin bu tarihe kadar kayıtla” bu kararlarından vazgeçmelerini vel... yenilemeleri ve bü işi yaptırmı- Türk Spor Kurumunun himayesinden | yanların kliple alâkalarının kesile- ceği bildirilir, kep bir komite teşkil ederek dahili. Allahın yarattığı tabii ve saf gocuk gıdaları. Pirinç, yulaf, mercimek, buğ” day, irmik, patates, mısır, arp8 çavdar, türlü, badem. HASAN özlü Un'arile çocuklarınızı besleyiniz ve bü” yütünüz. & Vitamini ve kalorisi bol olan bu özlü unlarmdan i#” tediklerini ve sevdiklerini DEKİ tırmıyârak değiştire değiştir" yediriniz. Çabuk büyürler, G#” buk diş çıkarırlar, dg Başk Hasan markasına dikkat. marka verirlerse almaymız aldanmaymız. Bütün eczane ve bakkallarda bulunur, Has” deposu, İstanbul, Ankara, ” yoğlu, Beşiktaş, Eskişehir.