Tramvay arabasını birdenbire durdurdu diye sövmüş Dün Beyoğlu birinci sulh cexa mah. ©— keriesinde karışık bir hakaret dava. #ına bakılmıştır. Hâdise şudur: Vatman Şükrü, idaresindeki tram. vay arabasını, Parmakkapı ile Tak.| sim arasında giderken önüne çıkan bir çocuğu ezmemek için kuvvetli bir frenle durdurmuş, araba sarsılmış, yolculardan Moris isminde birisinin bu yüzden eli incinmiştir. Moris, can » ecisiyle vatmana hakaret etmiş ve buz. tulan zabıt varakasiyle Moris ve vat.| man Şükrü nöbetçi sulh ceza mahke. mesine götürülmüştür. Hâkim Emin Ultay, mahkemede suçluya hâdise hakkında ne diyeceği. ni sordu. Moris şunları söyledi: “.— Araba birdenbire fren yaptı. Vatmâna dikkatli olmasmı söyledim. Hakaret etmedim, Fekat o, bu ikazı. mı hakaret telâkki etti ve tramvay. dan inerken karımm yakasını tuttu.” Vatman Şükrü, suçlunun freni mü teakip kendisine fena söz söylediğini iddia etti. Şahitler, bu iddiayı teyit ettiler. Hâkim Emin Ultay, suçu sa. bit gördü. Morisin üç gün hapsine ve bir lira da ağir para cezasiyle mah, kümiyetine karar verdi : “.— Sizi üç gün hapse ve bir lira pa. ra cezasına mahküm ettim. Fakat iç. timat hususiyetinizi nazarı itibara a. larak cezanızı tecil ediyorum.” de. di. Vatman beraet etmiştir , tır. Şüpheli Olüm Bir arabacı Muhakeme Ediliyor Arapcamiinde Naci isminde üç ya- gında bir çocuğun ölümüne sebebiyet vermekten suçlu Yakubun muhake - o mesine tçlüncü ceza mahkeme. Binde devam edilmiştir. Arabacı Yakup, dünkü celsede ken- verilememiştir. Dün dört Kaza oldu Dün şehrimizde dört muhtelif ka. za olmuş ve bir yankesici cürmü meş. hut halinde yakalanmıştır 1 — Hikmet isminde bi sindeki 188 numaralı motosiklet, dün Edirnekapıdan gelirken Salim ismin. ! de birine çarparak yaralamıştır. 2 — Burhan isminde 12 yaşında bir çocuk Yedikule tramvayma atlamak isterken o müvazenesini düşmüş, yaralanmıştır. 3 — Fındıklıda Kauçuk fabrikasın.. da amelelik eden Muammer, 8ol elini makineye kaptırmış, yaralanmıştır. 4 — Kireçburnunda Taksimde tramvayda, cebinden, için. de 200 lirası bulunan cüzdanımı Mus. tafa isminde bir yankesici farkma varmış ve polise yakalatmış. Görü en Dün, Halıcroğlunda şüpheli lüm vak'ası olmuştur. Cesedi bulunan, Bademlik caddesinde oturan Kirya. kidis isminde biridir. fından yapılan muayenesinde şüpheli görüldüğü için defnine İzin Ceset morga kaldırılmıştır. Yapıda. | cak otopsi ölümln hakiki meydana koyacaktır. Eve Zorla Girmemişler! TAN Bir A, Amerikalı rakı- şikâyetçi sızlıktan Dostumuz soru Bir Amerikalı dostumuz(” gazetemize müracaat etti. Şöylece dert döktü: “İki senedir Türkiyede- yim. Buraya çok alıştım. Hele Ankaraya âşıkım. An- karanın gurup manzaraSını seyretmeğe doyamam. Türkiyede bir de rakının tiryakisi oldum. Arasıra içki içmekten hoşla- turım, Fakat her zaman tercih etti. ğim içki rakıdır. Bana rakınm ver. diği keyfi, zevki başka bir içki vere mez. Birdenbire Türkiye haricinde bir vezifeye tayin edildim. Terfi edilmiş oluyorum, Bununla beraber nekadar teessür duyduğumu tarif edemem. Ayrılık âcısmı bir türlü içime yatı - ramıyorum. Yılbaşı akşamı için kendi kendime niyet ettim: Bol bol rakı içmek, hiç olmazsa oakşam için tecssürümü boğmak... Birkaç arkadaşla beraber Garden- bara gittik. Rakı istedim. — Olmaz, Bu akşam rakı satmı - yoruz, dediler, — Eğer rakı satmaktan kârınız 42- sa, daha pahalı içki satmak için bu- nu yapıyorsanız haber verin, size fazla para vereyim. Diye yalvardım. Israrlarım fayda etmedi. Yılbaşı akşamı beni rakıdan mahrum bıraktılar, Rakı Türkiyenin bir nevi hususi içkisidir. Türkiyenin yerli. içkisini satmaktan imtina etmek ve herkesi ecnebi içkisi içmiye mecbur bırak. mak, büna kapitülâsyon ruhunun çir- İkin bir izi gibi görünüyor: Beyoğlu, gebebiri | rüriiye ol lŞLİYİ sf in idare. kaybederek oturan AH aşirırken bir ö. Doktor tara. ölüm | Amerikalı dostumuzun şikâyeti çok haklıdır. Türkiyenin her şeyi | gibi inme Sk yor: “Beyoğlu Türkiye olduğunu Kine razı olmıyacak mı: mı?,, Yöndehi Konulacak Lâmbalar Şehrin karanlıktan kurtarılması e hafif tenviratlı semtlerin tenviri için belediye tarafından bir proje ha. zırlanmıştır. Bu projeye göre, muh. telif mıntakalara 2000 lâmba daha ko nulacaktır. Belediye, mesele üzerinde elektrik şirketiyle anlaşmıştır. Pro jede son bazı tadilât daha yapılacak ve iş Şehir Meclisinin şubat toplantı. sında görüşülecektir. marttan itibaren sokaklara konmıya başlanacaktır. Balıklı Hastanesine Dikile- cek Heykel Yedikuledeki Balıklı hastanesini bahoesine Atatürkün bir büstü dikile, cektir, Hakişehir ( Saylavı İstemad Gözdamar, bu hususta çalışmak üze. re teşkil olunan komisyonun reisliği. ne seçilmiştir. Kuruçeşmeye Yapılacak Rıhtım Kuruçeşme kömür depolarmın ö. nüne geniş ve büyük bir rrhtım yapı | lacaktır. Bu rıhtıma kömür almak istiyen merakip yanaşacak ve kömür, depolardan doğrudan doğruya gemi. lere konacaktır. Bu suretle, şimdiki gibi, kömür tahmil ve tahliyesinde mavna tahrikine lüzum kalmıyacak zı olmıyacak mı?” (indirme ve bindirme sünmela yapin caktır. Ayrıca, şimdiki kömür depo. larının yıktırılarak yerlerine büyük Yeni lâmbalar) Türkiye Tıp Encümeni Toplantısı Türkiye Tıp Encümeni, Birincikâ. nunun oluzuncu çarşamba günü Pro. fesör Fahrettin Kerim Gökevin baş. kanlığında yaptığı toplantıda Profe.! Sör Nazım Şakir uzvi ve ruhi bozuk. luk göstermiş epileps vak'alarmda | kuduz aşısı ile alınan iyi neticeleri tebliğ etmiştir. Profesör Hulüsi Behçet, bazı Dermih vak'alarında dahi iyi netice almdığını, Fahrettin Kerim bir erkenbunamu vak'asmda gördüğü marazi sar'alılarla aldıkları İneticeleri söyledi. Profesör Neş'et Omer Irdelâp reti, külo endotelioi sistemin hyps #plosie sinden ibaret çocuklarda nadir görü. len. s#plenohepatomeğali'den ibaret Yanehen hastalığı üzerinde tebliğde | bulunmuştur. Prof. Lütfi, bu hastalığın nedreti üzerinde teşrih ve hattâ tetkike İtmi söylemiştir. Profesör Kemal Hü. | İseyin tifüs hastalığı üzerinde, tavşa. nın üzerinde yaptığı tecrübeleri teb. | İliğ etmistir. Gelecek toplantı 13 L kincikârun çarşamba gilnli yapılacak. tır. Bu toplantıda Profesör Nistey güğüs içindeki mihanikf maniaların | kan cevelânı üzerindeki tesiri hakkın. Üniversite Ailesinde Bir Evlenme Universite Rektörü Cemil Bilselin kızı Baysn Nimet ile Universite Riya. ziye Düçentlerinden Doktor Orhan Hamdinin evlenme resmi Üniversite. de Rektörün ikametine mahsus daire. de yapılmıştır. Vali Muhiddin Ustündağ, Universi. te profesörleri ve aileleleri, şehrimi. | zin diğer birçok tanmmış simaları ha. zar bulunmuşlardır. Universite profesörlerinin bu top. tesirini yapıyordu. Ecnebi profesörlerin çoğunun * ko. nuştuğu Hsan türkçe İdi. Bu profe. sörlerden bazıları dilimizi cidden pil. rizsüz, noksansız söylüyorlardı. Yeni evlilere saadet dileriz. pp Senenin en büyük muvaffakıyeti roda İŞeref Acar, Mustafa Niyazi, Safa, Mümtaz Zeki, Fikri seçimi: dir. Mürakabe heyetine de iL Liman Umum Müdürü Liman umum müdürü Rauf, Anka radan şehrimize dönmüştür. Umum müdür, idarenin yeni sene bütçe ve kadrosunu da getirmiştir. Yeni kad. 27 memur açıkta kalmıştır. Bun. lara tazminat verilecektir. Kadro dolu olduğu için yeniden me. mur almmıyacaktır. Açıkta kalan memurlar, daha bir müddet çalışacak. lardır. İstiklâl Lisesi Mezunları Toplandılar İstiklâl Lisesi Mezunları Cemiyeti, dün Eminönü Halkevinde yıllık kon. grelerini yapmışlardır. Kongrede &e- nelik rapor okunmuş, yapılan İşler gözden geçirilmiştir. eti idareye Şeref, Semiha, Nüsret Fitnat, Halis, Ulvi intihap edilmişlerdir. Yeni heyeti idare önümüzdeki cu. martesi günü saat üçte Istiklâl Lise. sinde toplanarak bu yılki programla. rini tesbit edeceklerdir. “ “YENİ NEŞRİYAT Yeni Adam — Yeni Adam 157. nci sayısı ile 4 yaşma girmiştir. Ye. İni Adam eski Darülfünun müder - İrislerinden İsmali Hakkı Baltacroğlu tarafından tesis edilmiş ve 1934 ten itibaren (o her hafta muntazaman çıkmaştır. Bayındırlık İşleri Dergisi — Ba- yındırlık Bakanlığı yapış direktör - lüğü tarafmdan 8 ayda bir çıkarı - lan bu derginin lantısı elden samimi bir sile içtimar Me son nüshası du neşredilmiş » kânünuevvel 1038 ir, ŞEHİR TİYATROSU m TI OPERET KISMI 20.30 da Leylâ ve Mecnun FREDERİC MARCH Fransızca sözlü disini müdafaa etmiştir; — Ben çocuğu görmedim. O araba © yürürken iki tekerleğin arasmdan gir- miş ve arka tekerleğin altında kala- rak can vermiştir. Ben onu ön teker. eğe çarptırarak düşürmüş ve öldür- © mliş değilim. Duruşma, şahitlerin çağırılması İ- çin talik edilmiştir . İzmirde. Yere Tükürenlere Asliye üçüncü ceza mahkeme. #inde bir zorla eve girme ve çocuk düşürme davası neticelendirildi. Da- vacı Bayan Fikretti, Iâdiasma göre, zabıtai belediye memurlariyle bir po- li& zorla evine girmeşler, korktuğu İ- çin de çocuğunu düşürmüş. Filhaki- ka Fikretin çocuğu düşmüştür. Müd- deiumumilik bunu da tesbit etmiştir. Dün suçlu olarak mahkemede polis Sadıkla, belediye memurları Muhtar, Kâmil, Fail kvardı. Onlar eve #orla rakısını da seven bir dostumuz ne » den Beyoğlunun şu veya bu köge - sinde rakıdan mahrum bırakılsın? Fakat Amerikalının şikâyet ettiği bu rakı düşmanlığı yalnız Beyoğlun- da da kalmıyor. Yataklı Vagon Şir- keti de rakıyı her nedense hakir gö- rüyor, yemek vagonlarmda sattırmı- | yor. Her memlekette yerli içkileri satmakla mükellef olan Şirket rakı- ya karsı neden böyle bir düşmanlık | gösteriyor? Rakmm servisi işkâl et- Ceza İzmir — Sivil belediye memurları, “yere tükrülüp tükürülmediğini kon - “trol etmektedirler. Yalnız bir günde, yere tükürdükleri için 27 kişi teczi- © ye olunmuştur. cesinde değil, di, Küçük kasabanın şimdilik en mühim | işini » ye- ni kaymakamlarile meşgul olmak teşkil etiiği için Onun her günlük hayatı, küçük teferrüat bile unutul mamak şartile kulaktan kulağa anlatılıyor, türlü tür Hü tefsirlere uğruyordu. Yusuf yeni kaymskamı daha ilk geldiği gün gör- dü. Odasındaki tahta masanın başında oluruyor, kamış Kalemlerden birile oynuyordu. Birdenbire ka Pı açıldı. Evvelâ sarışın bir baş, sonra siska bir vü- Cut içeri girdi, Izzet Beyin kirli sarı saçları, biraz daha koyu br- yıkları ve kaşları vardı. 32, 35 sularında görünüyor- du. Donuk mavi gözlerini süratle etrafında gezdiri - yor ve sözünü müteakip, sanki izah ediyormuş gibi, uzun ve zayif kollarile işaretler yapıyordu. Odada - kilerin herbirine adlarını sordu, sonra Yusufun ma - sasma gelip ellerini dayadı: “Sen ne iş yaparsın?,, dedi. N ,“Kâtiplik yaparım efendim!.. “Canım, vazifeni değil, yaptığım İşl soruyorum!,, "Yusuf biraz durdu, sonra: “Ne iş verirlerse onu yaparım", deği, " Kaymakamın yanında ve elleri bağlı olarak gezen bir memur izahat verdi: * “Merhum Salâhaddin Beyin damadıdır efendim!” İzzet Bey başmı çevirerek manalı bir tavırla: ““Bu mudur 0?" dedi, —“Evet efendim!" Yusuf masanın başında ayakta duruyor ve gözle- rini kaymakamın ellerinden ayıramıyordu. Boğum - — ları sarı tüylü ve iri kemikli parmaklarının trmak - ları kısa, yasar, ve öne doğru kıvrılmıştı. Örrfinde bu kadar çirkin el görmiyen Yusuf hayretle onlarm hareketlerini takip ediyordu. Kaymakam sual sorar- ken bir elini kaldırıp Isaretler yapıyor, öbür elinin parmakları ile de masayi şıkırdatıyordu. Dilinde biraz Rumeli $ivesi vardı, fakat bunu bel- Ni etmemiye çalışıyordu. Yusuf ta evvelâ farketme - girmediklerini söylediler. müessesesi de çocuğun korku neti - kendi kendine düştü - ğü hakkımda rapor vermişti, Mahkeme, suçluları beraet ettir - Tabibâdil | tiği gibi iddinlar yerinde değildir. Çünkü rakısını beraberinde getiren - ler, yemek vağonunda İstedikleri ka- dar rakı içiyorlar, Yalnız dahili hat larda rakı satılmak göyle dursun, ra- kı, Yataklı Vagon Şirketinin millet. hangarlar yaptırılması da kararlağtı. rılan esaslar arasındadır . — —— ——— lerarası hatlarmda da mütenevvi iç- kiler arasında yer almıya lâyıktır. Dünyanın her tarafında rakının zan- nedildiğinden çok fazla dostu vardır. Inbisar Idaresi rakı ihracatını adam- akılı teşkilâtlandırsa rakı bellibaşlı ihracat maddelerimizden biri olur. MAZURKA Baş rolde: POLA NEGRI Cidden görülecek bir film Bu iki güzel filmi tenzilâtlı fiyatlarla göreceksiniz. Şık sinemada dühuliye 20 Kr. $ Yıldız sinemasında dühuliye 30 K. Ölüm Perisi Filminde takdir alkışlarını toplamaktadır. Lorel HardisÇocuk Hırsızlar TÜRKÇE SÖZLÜ FİLİMLEKİN EN GÜZELİ - 10 kısımlık kahkaha şahesir Kuyucaklı Yusuf MEMLEKET ROMANI — 5 mişti. Fakat kulağı evdeki hizmetçinin sözlerile do- Tu olduğu İçin kaymakam- “Bu midir 0?" deyince der- hal anladı. Yeni kaymakam gözlerini odanın duvarlarında gez- dirdikten, kenarda dayalı duran birkaç büyük ve es- ki deftere şöyle baktıktan Sonra: “Haydi bâkalım, oturun yerlerinize!” diyerek çık- tigisi, Kaymakamın bu ziyareti Yusuf üzerinde hiç hoş olmıyan bir tesir bırakmıştı. Onun baktığı yeri kir. letiyormuş hissini veren yapışkan mavi gözleri ve masasınm üzerine yerleşip bir müddet orada kımıl dıyan korkunç derecede çirkin elleri bir türlü zih - ninden çıkmıyordu. Nekadar küstahça, nekadar istihfafla sualler 80 - ruyordu? “Adm nedir?" e “Ne iş yapıyorsun ?” derken sanki dudaklarınm a- rasından: “Sen de adam msm?” diyen İkinci bir cümle ses- sizce dökülüyor ve muhatabının dimağına varıyordu. Ihtiyar Hasip Efendi ve Nuri Efendilere karşı mer- hametle karışık görünen bu istihfaf ifadesi Yusufa gelince daha keskinleşmişti. Hele gözü Yusufun ka- lem tütan başparmaksız sağ eline ilişince bu kadar komik bir manzaraya tahammül! edilemiyeceğini bel- Ni eden bir gülüşle yüzü yayılmış, sarı fakat munta- zam dişleri meydana çıkmıştı. Yusuf ayni zamanda İzzet Beyin kendisi hakkında: 3 — SABAHATTİN ALI “Bu mudur 01” demesinden de kuşkulanmıştı. Demek bu herife kendisinden bahsedilmişti! Neden acaba? Sonra kim bahsetmişti? Yusuf bunları düşü- nürken burada, eski kaymakamın oğlu veya dama- dı sifatile, nekadar münasebetsiz bir Vaziyette oldu- Şunu hissetti. Babast sağken bile memürların ma- nalı fakat çekingen tavırlarından sinirlendiği halde şimdi onlarm sarih bir ehemmiyet Vermeyiş ve kü- çük görüm şeklini alan, hattâ bazan alay etmek de- recelerine varan muamelelerine tâhâmmül etmiye mecbur kalıyordu. Hasip Efendi bir arahk başmı Yusufa çevirerek: “Ne düşünliyorsun evlât!” dedi. “Hiç, beybaba!" t “Beğendin mi bu adamı?” Yusuf omüzlarmı sikti. — Bunu menfi bir cevap telâkki eden Hasip Efendi esefle başmı sallıyarak: “Benim de gözüm tutmadı.” dedi. Nuri Efendi bulunduğu köşeden, gene o asık sura- tile mütemadiyen mırıldandığ: duaları keserek lâfa karıştı: “Her akşam beylerden birile içiyormuş!,, dedi, Hasip Efendi cevap verdi: “Merhumun bu heriflerle karşı karşıya oturup eğ- lenmesine imkân mı vardı? Kimsenin aklına bir fe- malık gelmiyeceğini bildiği halde bir eşraf davetine bile gitmezdi. Hem de on sene burada oturup kendi. 0! tanıttığı. herkesin de ne mal olduğunu öğrendiği . amaa © haldel” Bir müddet durdu, sonra tekrar başladı: “Daha geleli üç gün olmadı. Nereden de tanışıp işrete başlarlar, Kendini kurmaz zannediyor amma, üç günde kafese girer. Biz Selâhaddin Beyden evvel buna benzer kaymakamlar gördük, bu kasabada benden akıllısı yoktur diye dolaplar çevirmiye kalk- tılar da defolup giderlerken halk arkalarından tene- ke çaldı. Bilmem amma, bunun da sonu oğur!” Nuri Efendi gene okumayı keserek: “Yusuf Efendi oğlum! dedi, “Dün akşam Hilmi Beyle beraber içmişler. Evvelâ Çınarlı handa bir sofra kurdurmuşlar, sonra Hilmi Beyin evine git- mişler.” Yusuf bir an düşündü. “Ne çıkar bundan?" dedi, Fakat birdenbire aklına kaymakama kendisinden bahsedenin Hilmi Bey olması ihtimali geldi. “Aca- ba bu herifler benden daha ne istiyecekler?" diye söylendi. Nuri Efendiye daha sormak, bir geyler konuşmak istiyordu. Bugün nedense her zamanki gibi sessizce oturamıyacaktı, Fena halde sıkiliyordu. Fakat Oo sırada ber iki ihtiyar çoraplarını çıkarıp ayaklarma nalm giymişler ve teneke ibriklerile aptest almıya gitmişlerdi. Bir müddet sonra Hasip Efenâi önde, Nuri Efendi arkada döndüler. Dualar mırıldanarak kurulandılar ve odanm ortasma serdikleri eski seccadenin Üzerin- de yanyana namaza durdular, Yusuf akşamı zor yaptı. Daireden çıktıktan sonra hızlı adımlarla evin yolunu tuttu. o Yukarıçarşıdan geçefken Avukat Hulüsi Bey yazıhanesinin pencere- sinden başımı uzatıp onn çağırdı. Yusuf babasınm ölümündenberi Hulüsi Beyi gör- memiş, cenaze günü ise ancak bir İki kelime konuğ- muştu. O zaman Hulüsi Bey: (Arkası var)