Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
AN asz C£ NUP UDU DU UD B | No. 2 yollarını Yazan: MÜMTAZ FAİK Kaçak yoldan gider- ken kaçakçıların arıyoruz! kaçakçıların “— Anam olasın Memet! Benim olasın Memet! Yetim kalasın Memet! Heeeyyy... Şoför keyif ehli bir adamdı. Hem direksiyonu idare ediyor; hem — de nağmeleri ağzında geviş getirir gi- bi çiğniyerek omuzlarını koltuğa daha ziyade yaslıyarak şarkı söy- lüyordu: “— Anam olasın Memet! Benim olasın Memet! Yetim kalasın Memet! Heeeyyy... Yolun iki tarafındaki taş mağa- raların — rüzgârlara karşı duyduğu iştaha ile açılmış dev dudakları bu heyi şoförün ağzından kaparak hep birden esrarengiz bir sesle tekrar ediyorlar: “— Heeeeyyy!..” Dört saatlik bir yolun yolcusu- yuz. Diyarbekirden Mardine gidi - yoruz. Kaptıkaçtı gene tıklım tık- ilım dolu... Ne ise ben şoförün yanında bir o parça rahattayım. Yalnız altımda- |ki marokenin zemberek kemik- leri biraz dışarıya çıkmış. İşte — © Yolu biraz hafifletmek, şoförün yanımda bütün davudi sesile bağır- masının önüne geçmek için onu bi- raz lâkırdıya tutayrm dedim. Meğer ©o da kendi sesinden bizarmış gibi lâkırdı arıyormuş; beni isticvaba başladı. Bütün isticvaplarını: “Ne- reden gelip nereye gidiyorsun? A- “ gimetin ne tarafa?” cümlelerile hu- — lâsaşetmek kabildi... Toprak bir yoldan ilerliyoruz. Arabamız bazan kamburlar sekiyor, çalkanıyor, zıplıyor. Ve kendi ken- — disinin çaldığı tenekelerle bu inişli yokuşlu yolda bir kirpi gibi oynu - 'Or. F Halbuki Diyarbekirle Mardin ara- Bımda gayet güzel bir şose vardı. Yeni yapılmış, temiz, düzgün ve ba- kir bir şose... Fakat bu şoseyi her nedense mahsus yer yer İiri iri taş- larla kesmişler ve otomobiller, ara- balar geçmesin diye birer set vücu- de getirmişlerdi. Şoföre sordum: — Niçin bu yol kapalı?.. Güldü: — Efendi, dedi. Bu yol kışlık yol- | dur. Yazın bozulmasın diye açıl- — (maz... Sonra bir kahkaha salıverdi: — Anlasana, Konserve yol! diye — Hlâve etti. — Konserve yol bir tarafta uzanı - — yor, turfanda toprak yol onun bel- “ kemiğine sürtüne sürtüne gidiyor - du. Şoför bir müddet sustuktan son- ra daha fazla tafsilâta girişmek için — anlatmıya başladı: ÜF / — Fakat, dedi, bu yol daha ra - — hattır. Yazın toprak şilte gibi olur. Şimdi bakma, yağmur yağdı da bi- raz gsertleşti. Buna kaçak yol derler... Kaçak yol?.. Şoförün bu sözleri kafamm İçi - ne bir sürü istifhamın çengellerini takmıştı. Kaçak yol? Acaba kaçakçılar bu yoldan mı istifade ederlerdi?.. İ Şoför izahat veriyordu: | — — Yani kaçak yol dedimse, ka- W çakçıların yolu anlama... Her şeyin — doğrusu, kaçağı olduğu gibi yolun da kaçağı, doğrusu vardır... b — Ya kaçakçılar? diye sordum. — Onlar nereden geçerler?.. ör: —- — Bütün şu gördüğün tepelerin arkası onlar için yoldur... Onlar, da- ğ ha ziyade dağ yolunu tercih eder- “ler. Gündüz bir derenin kenarında, “ weya bir kayanın içinde saklanırlar. — Gece oldu mu tekrar yollarına — de- vam ederler. Şoförümüz, sade ehli keyif değil, ayni zamanda vâkıfı ahval bir ada- Diyarıbekir - Mardin yolunda inleri önünde sonra demin şarkı söylerken çekti- ği “Hey” i dev dudaklarile bir koro halinde tekrar eden bir yığın taş mağaraları gösterdi: — İşte inleri, dedi... — Peki, burada — yakalanmaktan korkmazlar mı?.. — Korkarlar amma, kaç yüz tane mağara vardır! Bunların hangi bi- risinde ne zaman olduklarını kim bilir?.. Hem onlar teşkilâtla iler - lerler. Yakalanmamak için bütün tedbirlerini alırlar. Yakalamak ba- zan çok müşkül olur. Fakat — hoş son zamanlarda çok sıkı takip edi- liyorlar. Onun için onlar da biraz korktular ya... O teşkilât sözünü söyleyince ge- ne bir muamma ile karşılaştığımı anladım. — Ne gibi teşkilâtları vardır me- selâ? diye sordum. Şoför bu kadar derin bir mesele- ye girdiğimi görünce biraz tereddüt eder gibi oldu: — Ne bileyim ben ağam, dedi. Elbette bir usulleri vardır... Bu sefer meseleyi karıştırm» —ak için ben şarkıya başladım: — Hey Mustafa, Mustafa! Ettin bana çok cefa... Şoför keyiflendi. O da şarkıma iltihak etti. Arkadan bir başkası daha söylemiye başladı ve bana da yavaş yavaş sesimi azaltıp susmak düştü... ke İ Şimdi iki tarafı otluk bir arazi - nin içinden ilerliyoruz. Otlar"” çok yüksek, Kaptıkaçtımım penceresi hi- zasıma kadar yükseliyor ve gözün alabildiğine uzanıyor. Bu otların kilometrelerce uzanan esrarlı manzarasını ömrüm oldukça unutamıyacağım.. Bu otlar, kızıl bakır renginde idi ve kâh turuncu ya çalıyor, kâh bulutların lekelerile paslanıyor ve küfleniyordu. Bir ot ormanı idi burası... Bir ta- raftan çıplak suratsız cenup çölle- rinin başma muazzam ve muhte- şem bir peruka halinde geçmişti. Bir taraftan, yavaş yavaş alçalan kızıl güneşe sırmadan yapılmış azametli bir eteklik hizmetini görüyordu. Yolun bir yerinde bu otların ke- narında büyük bir dalgalanma gör- dük. Ot denizi suya atılmış bir taş- tan sonraki manzarayı aldı, dalga - landı. Önümüze siyah çember sa - kallı, siyah bıyıklı, uzunca boylu, tığ gibi bir delikanlı çıktı. Başında bir agel, onun üstünde bir kasket taslağı vardı. Şoföre elile yalvarır gibi bir işaret etti: — Dur!.. Dur demekti zâhir bu işaret! Durduk. Bugün Güneş Tutu'acak Bugün güneş tutulacaktır. Güneş tutulması bizim saatimizle 22 yi 5 ge çe başlıyacak ve öbür gün dördü beş geçe nihayet bulacaktır. Bu tabii hâ dise bizim memleketimizden görünmi yecek, ancak Pasifik Jenizinden Ja- pon adalarının Cenup sahillerile Şi- mali Amerikanın Cenubu Garbi sahil lerinden görülebilecektir. Bu sene güneş, 8 haziranda külli bir güneş tutulması hâdisesi daha olacaktir. Bu da bizim saatimizle gece olacak ve gene bizden görülmiyecektir. Dünkü yangında yanan | dükkânlar Şiğe buhranına karşı /— tedbirler alınacak Edebiyat Gecesi Toplantısı Edebiyat fakültesi talebeleri, her se ne ayni günde tekrar edilmek üzere bir edebiyat gecesi yapmaya karar vermişlerdir. İlk defa önümüzdeki salı günü akşamı Fransız tiyatrosunda yapılacak olan bu geceyi Saylav Fu- at Köprülü açacak edebiyatımız hak- kında bir tarihçe yapacak, divan, ta- savvuftan bahsederek sözü Sadettin Nüzhete hırakacaktır. Saadettin Nüz het, Türk edebiyatının eski nümüune- lerinden ve halk şiirlerinden okuya- caktır. Ali Nihat, Ahmet Hamdi ve Adnan tarafından da birer konferans verilecektir. Yol Tamiri Ol lamırı T ge l İçin Faz'a ey A Tahsilât Daimi Encümen, belediye ve vilâ- yetin 937 bütçesinin masarif faslın- dan sonra ziraat, nafıa fasıllarını da bitirmiş ve sıhhiye faslının tetkiki- ne geçmiştir. Bütçenin vilâyet kıs- mı bir haftaya kadar bitirilecek, on- dan sonra belediye bütçesine geçi - lecektir. Yeni belediye bütçesinde yol ta - miratı için fazla miktarda tahsisat konulacaktır. Hi Eyüpte dokuz dükkân yandı yüp, evvelki gece bü- yük bir yangın tehli- kesi atlatmıştır. Saat ikiyi çeyrek geçe Camiikebir cad. desinde çıkan yagın, az za- manda büyümüş ve O civar- daki 9 ufak dükkânı yakmış:- tır. Ateş ahçı Abduürrahmanla aktar Abidinin dükkânları a- rasındaki bölmeden çıkmış- tır. Ahçıda yatıp kalkan Mu: sa ile Sabri, ellerine geçir- dikleri çıra ve kâğıtlarla ate; yakmıya uğraşırlarken — her nasılsa aktar dükkânına bir- kaç kıvılcım sıçramıştır. Bu dükkânda benzin bulunması yangının kolaylıkla genişle mesine meydan vermiş, ateş beş dakika içinde büyümüş- tür. Vaktinde haberdar edi- len itfaiye, polis tahkikatına nazaran, 17 dakika sofra ge Fabilimiş ve » zamana kadat da dokuz dükkân yanıp kül olmuştur. Yanan dükkânlar arasında üç kahve, bir hallaç bir lokanta, bir tenekeci, bir aktar dükkânı vardır. Polis, dikkatsizlikle yangı- na sebebiyet veren Musa ile Sabriyi yakalamış, aktar Abi- din hakkında da benzin satış! dolayısile tahkikata girişmiş- tir. p Yılbaşı gecesi, Maslak yolunda iki otomobil kazası olmuş- tur: 1 — 1820 numaralı taksi arabası, yolun bir kenarında bir ağaca çarp- mış olarak bulunmuştur. Arabada bir hayli hasar vardır. Otomobilin şoförü meydanda olmadığı için — a- İkinciteşrinin 18 inci günü ay tutu lacak, bu da bizde gündüze tesadüf o ma benziyordu. Bunu söyledikten İ t y ettiği için görülmiyecektir. ranmasına başlanılmıştır. Vak'ada herhangi bir yaralının da bulunması Yılbaşı gecesinde Maslak yolunda İki kaza oldu Maslak yolunda kazaya çuğrıyan otomabil lüzum hissettirmiştir. 2 — 1535 numaralı hususi otomo- bil de bir hendeğe yuvarlanmıştır. Seyrüsefer merkezince yapılan tah - kikat bu otomobilin Cemal isminde birine ait olduğunu göstermiştir. Sarıyer Jandarma Kumandanlığı her iki vak'anın da tahkikatına el koymuştur. Iki hâdise de biraz esrarlı görül- ihtimali tahkikatın genişletilmesine | mektedir. uleze lll Müracaat Müddetibugün Başlıyor işe kullanan bütün müessese. ler bugünden itibaren ölçüler baş müfettişliğine müracaat ederek tahditli şekilde şisşe kullanmak için müsaade istiyeceklerdir. Bazı gazete ler, bu müsaade istemek mecburiyeti dolayısile piyasada rakı, bira, şarap, likör ve gazoz satılamıyacağını yaz- mışlardır. Halbuki, ortada böyle bir vaziyet yoktur. Marmara mıntakası ölçü ve âyar baş müfettişi kendisile görü- şen bir muharririmize bu hususta şu izahatı vermiştir: Müsaade ile kullanılan şişeler ne Uymıyan kısmı, bugüne kadar Ni bince İktısat Vekâletinden senelik i- zin alınmak suretile kullanılmıştır. Bu şişeler tabii kullanıla kullnıla kırıldığından yerlerine tedricen ni - zamnameye muvafık şişeler konmak- tadır. Bu yüzden üç senedenberi izin- le kullanılabilen eski şişelerin memle kette Mmevcudu azalmıştır. Tahdit kararı üzerine Bu tabii vaziyeti takip eden İktısat vekâleti, bundan üç ay evvel gazete- lerle ilân olunan ve alâkadarlara tev- zi edilen bir tamimle izinle kullanıla bilen şişelerin miktarında 1937 den itibaren tahdit yapılacağını bildir . miştir. Bu tahdit ispirtolu içkiler şi- şelerinde yüzde 40 ispirtosuz içkiler şişelerinde yüzde 30 nisbetinde ola - caktır . Şöyle"ki; senelik ihtiyacı, meselâ, 81 kIrk bin doldürüş için e ye uygun şişe kullanmak şartile, ge- ri kalan altmış bin dolduruş için de uymıyan şişe kullanmak izni alabile- cektir. Bu suretle dört sene evveline nazaran nisbetleri azalmış olan eski şişelerin yanmda yüzde kırk nisbe - tinde uygun şişe kullanmak mecbu . riyeti konulmuştur . Nizamnameye uygun şişeleri Paşa bahçe Şişe ve Cam Fabrikası imâl et mektedir. Bugüne kadar bu fabrika- nın talepleri daimi temin etmiş oldu ğunu biliyoruz. ç Şişe kullanüan müesseseler Şişe kullanan müesseseler 1 Kânunu saniden itibaren tahditli şekilde kul- Janma izni almak için müracaat ede- ceklerdir. Izin salâhiyeti vekâlet makamma a it olduğundan piyasada şişe sıkıntısı olmaması için vaziyet ve ihtiyYaç seyri müuntazam tetkik ve takip olunmakta dır” Türk - Isviçre Ticaret anlaşması Ankarada Türk - İsviçre ticaret anlaşması müzakeratı devam mektedir. İsviçre Hükümeti, Türk pazarlarında satılan Türk Malları - nın fiyatlarını tetkik etmek üzere memleketimize bir eksper Bgönder - miştir, Eksper tarafından yapılmak ta olan tetkikat Türk buğdaylarının fiyat yüksekliğine — rastgeldiğinden edecektir. İ 't— Ölçüler kanununun tatbiki ta- rihinde memlekette mevout şişeler - den ölçüler nizamnamesi hükümleri zamnamenin 85 inci maddesi muci - 4 » daha bir müddet bu tetkikata devam Memurlar, cesedin bulunduğu yer- de tetkikat yapıyorlar W Hüviyeti Meçhul Bir ceset Bulundu D miinin arka avlusunda yüzü ve elleri parçalanmış bir erkek ce- sedi bulunmuştur: Top oynamak üzere avluya gelen çocuklardan biri, bir aralık topu av- | lunun gerilerindeki geniş bir çuku- | ra kaçırmış, almak üzere oraya git- | tiği zaman bir ceset görerek feryat- larla geri dönmüştür. Çocuklar ilk heyecanı geçirdikten — sonra karaköla 'koşarak haber ver- e n Si ) vi Yâth Hmntgler. cespAin H ö yüz bili şişe olan bir rakı imalâthanec Pre ©i Ha ""“'.î.ısuî’ıîı'îînmgı icik ançılurlar da Mü: haberdar etmişlerdiğ!i Cesedin yüzü gözü kan içindedir. Ayrıca, bir elinin parmakları maf - sallarından oldukça derin bir şekil- de kesilmiştir. Az ilerisinde de küf- lenmiye yüz tutmuş bir bıçak bu » lunmuştur. Cesedin üumumi yaziye - tinden ölümün birkaç gün önce vu- kua geldiği anlaşılmaktadır. Adliye ve polis doktorları dün hâdise yerin. de tetkikat yapmışlardır. Zabıta tahkikatı, cesedin Kocaeli vilâyetinin Akçamescit mahallesin « den Mehmet Ragıba ait olduğunu göstermiştir. 35 yaşında olan Ra -» gıp, iş bulmak Üzere İstanbula gel- miştir. Ölümün şekli ve hakiki se- bebi henüz belli değildir. Tahkikat derinleştirilmektedir. BİRKAC SATIRLA Yeşllıy Kurumunun yıllık top « lantısı bugün — saat li te Halkevinde yapılacaktır , e. adıköy Halk Paritisi için yeni bir bina yapılmaktadır. Bu bir da Kadıköy Halk evi işgal edecektir . e ün — Yılbaşı — münasebetiyle şehrimizdeki Fransız ve Yu- nan 1 kendi tebaalarının mutat olan Senebaşı tebriklerini ka- bul etmişlerdir . 2 İKİNCİKANUN CUMARTESİ bulutlu, kapalı ve zaman zaman ya zışlı geçecektir. Rüzgâr Şimal istik metinden esecektir. Dünkü hava Dün hava kısmen bulutlu geçmiş; Rasat merkezlerinin tesbit ettiği - ne göre, bugün Mmemlekette ümumi hava vaziyeti şudur: Hava kısmen tir. Hava tazyikı 778 ,en çok sıcaklık 5, e naz 1 kaydedilmiştir. Bugünkü Hava: KAPALI Gün: 2 Kasım: öt 1352 Rumi l1inciay 1355 Hicri Şevval: 19 20 Birincikânu! Güneş: — 7,26 — OÖğle: 12, Ikindi 14,388 — Akşam: 16,5. aYtsı: 1828 — Imsâk 5.3P