dana karanlıkta gözlerini kırpmağa başladı... Şehir elektrikler içinde parlıyor. Gökteki bütün yıldızlar, Kutuplarile, Düb- büekberleriyle, Dübbüasgarlariyle sanki bu yayvan şehrin içinde top- lanmış, üstüne kümelenmiş gibi... Adanaya giri - yoruz. Bu toprak ları bir siltirbaz değneğiyle pa» muklaştıran, pâ « mukları balyalar. Ja altın oYapan gehrin çok yanı - ma gelmesini, be- ni içine almasmı merakla bekliyo. rum. Adana... » Eskiden yalnız şarkısmı bilir. dim, Sonra Mill savaş esnasında- ki kahramanlıklarmın destanını dinledim. Pamuk göğsünde nasıl yabancı kurşunlarını eritip kül et- tiğini duydum. Şimdi de koca Ada- nanm nasıl yâşadığını göreceğim. ie sıcak bir memleket di- yorlardı.. Hakikaten hem havası sıcak, hem de kalbi sicak bir mem- ket. Nasıl sıcak olmasın ki topra- neşi kendisine daha çok çekiyor. Bu kanı sıcak, toprağı sicak, İn- #anları sıcak memleketin havası da elbet sıcaktır. İçimde garip bir his var. Sanki şimal memleketlerinden, cenubun insanı gıcıklayan bir diyarma ini- yorum. Hayır, Adanaya iniyorum. İşte Adana burası.. Bu güzel, şi- rin, yayvan şehir... Yeşilliğe ya- yılmış, “koyu çividi bir yatak çar- gafı gibi düz uzanıyor. Ne inişi, ne yokuşu, ns kıvrm- tısı olan asfalt bir caddeden geçi- yoruz. Lâstik tekerlekler tstünde faytonun yürüdüğünü duymuyo- rum; yalnız at nallarının sesleri â- rasında şehrin otrafımdan hızlı bir geçit resmi yaptığını zannedi- yorum. Bu sicak şehre ben de birden #snıyorum. Onun sicekliğiyle, ©- na benim de kanm kaynayıver- di. MS sağlam, güzel bi- nalar yanımızdan geçiyor. Insan rahatmı, gözün ve gönlün zevkini en iyi şekilde tanzim et- mek için yapılmış muntazam bi- “yalar... Palmiyeler bu binalara şemsiye tutuyor. Gündüz sert güneşin fı - rınmda pişen düz duvarlarını yel- pazeliyor. Bahçelerin, yeşil, nefti gölgeleri arasında beyaz gölgeler kıpırds" nıyor. Beyazlar giymiş insanlar dolaşıyor. Palmiye, düz çatılı evler, beya? giymiş kimseler, insana hava si- cak olmasa da derhal sicek bir memlekette bulunduğunu hatırla- tıyor... Ve ben karanlıklar arasm- dan Adanaya hislerimle, hayalim- le nüfuz etmeğe çalışarak etra- fımdaki güzel panoramayı seyre « diyorum. Birden bu panoramanm geçit resmi durdu. Otelin önündeyiz. Artek şiiri elden bırakıp bavullara yapışmalı... Adanada, bu ilk indiğim otel gü- zel bir otel, Fakat (methini işit- tiğim kadar temiz değil. Sonra- dan öğrendiğime göre gelecek ki- oşa temizlenecek, süslenecekmiş; amma neyleyim ki ben şimdi gel- Memleketten Röportajlar PAMUK, PORTAKAL ve SIVRISINEK DIYARINDA dim. Otelin hatırı için kışa kadar bekliyemezdim.. P enceredeki telleri görünce bu şiir sarhoşluğundan büsbü- tin ayıldrm: Dübbüekberi, Dübbi- asgarı, palmiyeyi asfalt caddeyi ve saireyi bir tarafa bırakalım; siv- risinek tehlikesi vardır Sivrisinek, Adana İçin muaz- zam bir mahlüktur. Bit sivrisinek, bir insandan daha büyüktür. Çün- kü kuvveti, bir insanı yere serme- Yüzlerce insanı mahvetmeğe kâ- fidir. Sivrisineğin hayali, gözümün ö- nünde büyüyor, iyor koskoca bir endı oluyordu . Çünkü, Adananın pamuğu ka dar sivrisineğinin de şöhretini duymuş, bu şöhretin emarelerini gözümle görmüştüm. Trende üçüncü mevkideki ko- ridorda yatan benzi soluk köylü- lere rastgelmiştim. Hele bir tane- si berbat bir vaziyette idi. Bir ta- rafa büzülmüş, üzerine koskoca - man bir örtü çekmiş, bu sıcak ha- vada elektriğe tutulmuş gibi titri- yordu, Yüzü muz kadar sarı, göz- leri kuyu gibi derindeydi. Ne çeh- resinde kan var, ne içinde kan vardı, Bu koskoca adamı nakavt edip yere yatıran o çelimsiz, mü- sibet, dermansız ve her daim ış- lık çalarak serseri dolaşan bir siv- risinekti. Yollarâr bunlardan kaç tane "görmüştüm ! #şte otelin penceresinde bu İ canavar sivrisinek ordu- suna karşı kurulmuş telörgüyü gördüğüm zaman derhal bu titri- yen insanların hayalleri gözümün önünde titredi. Aklıma bavulum- daki kinin kutusu geldi ve sor- dum: — Küzum sivrisinek var mi bu- rada?. , — Hayır, bir defa pencereler kapalı. Sonra ilâç yapıyoruz! Bu, biraz yilreğime su serpti. Bu nokta emniyet altına alındık- tan sonra yemek meselesi vardı. Sordum: — Burada en temiz, en iyi lo- kanta nerededir?. — Irmak kenarında... — Uzak mı?. — Araba ile gideceksiniz. — Buralarda başka lokanta bu- Junmaz mı? — Verdir amma, iyi değildir. Hem oraya giderseniz memnun kalacaksmız.. — Niçin?. — Gidin işte!.. Şey.. Bu akşam Istanbuldan kızlar da geldi de... Birden tuhafıma gitmişti: — Acayip ne kızları imiş bun - lar? — Saz kızları, şarkı söylüyorlar. İyi oyunları var... Onların İyi oyunları var amma, benim karnım buradan zil çalarak onlara tempo tutuyor. Açlıktan titriyorum, Nere - de isckendimi sit- maya (tutuldum zannederek evha- ma düşeceğim. Adananm ne 9 geceye bürünen güzel manzarası karnımı odoyur- muş, ne de azılr sivrisinekleri iş tihamı kapamıştı. Hattâ ne de bu kızlarım şarkıları mideme hitap ©- derdi! Bahçeden, şarkıdan evvel bir tabak pilâv ve bir de kaşık bulmak gerekti! Sokağa kendimi dar attım, Ve nisbeten temiz gördüğüm bir lo- kantadan içeri girdim. Bu lokantanm nesi vardı san- ki? İstanbul ayarında bir lokan- ta.. Meğer sonradan öğrendim ki, bizim otelin o lokanta ile alâkası varmış ta onun için öyle tavsiye dinlemek için bile yer Kalmamış. Adeta kulaklarıma kadar doymu » şum.. meğe başlıyorum. Asfalt cadde buralarda biraz daralarak ve kaldırımlaşarak uza- nIyor.. Adananın içi de geldiğimiz yol gibi güzel... Anlaşılan burası, A» dananın en kalabalık (caddesi Daha doğrusu Adananın Beyoğlu» su... Dükkânların bir kısmı bâlâ a- çık, hâlâ işliyor. Kahveler, dondur macı dükkânları hmcahmç dolu. Beyaz caketli, beyaz pantalonlu, beyaz iskarpinli insanlar görüyo- Tüm... Hemen ahalinin yüzde sekseni hararete karşı (mücadele için be- yaz giyinmiş. Sucuların önüdoe- lup dolup boşalıyor.. Ve bardak- tan ağıza giden su, çok geçmeden ciltten fanilâya sızıyor. . Hava sicak, Ben yorgunum. Gi- dip yatmalı... Şi sokakları iskandil et- ksiliğe bakm ki bu, İstan- buldan methini işittiğim otel odasının kapısı da kapanmı - yor. Kilidi işlemiyor, anahtarı dönmüyor.. Oteleiye diyorum ki: — Yahu, şuna bir çare bul! — Bulamam, diyor. Bu saatte çilengirler kapalı bayına!. — Hiç olmazsa biraz yağ getir de yağla! Sana çilingir sormüyo- ruz. Elbstte eczane gibi nöbetçi çilingir yoktur) . — Yağ da yok bayım!, / — Siz salata yemez misiniz?, — Yemiye yeriz bayım! — Oyle is odayı değiştir! Anah- tarı işler bir oda veri, — Bütün odalar komple ba- yn! erkesin bir siniri var. Ben de kapıyı kilitlemeden ya- tamam,. Fakat çarnâçar yataca - Zım. Kapının önüne odadaki ms- sayı koydum. Masanm üzerine bavulları yerleştirdim, bu suretle TAN Akdenizde Emniyet (Başı 1 incide ) İfakat bulan saha akiki vaziyeti şöyle görmek icap eder: Balkanlar ve Ya- H kin Şarktaki bir kısım Arsp memle. ketleri, İran, Efganistan dünyanm kurtulmuş, ifakate en evvel kavuş. Muş yerlerdir. Bu geniş sahada hiç. bir tecavüz emeli hüküm sürmüyor, Bütün askeri hedef, tecavüz ihtimal, İlerine karşı korunmaktan ibarettir. seneye sığdırdığı hamleler ve müsbet lâvya, birlik kurmak ve memleketin umumi seviyesini yükseltmek busu- yaffakıyetle ileri atılmıştır. Yüna- olarak vahdetsizlikten kurtulmuş ve bütün kuvvetini dahili inkişafa ver- miştir. Romanyada dahili inkişaf için Ayni azme ve ayni muvaffakıyetli ça- lışmalara tesadüf ediliyor. birliği yapmakta ve yakınlık ve dost- luk göstermektedir. Bundan yegâne Raye, tam kuvvetle memleketin da- bili inkişafile meşgul olabilmektir. Irak, İran ve Efganistanda ayni ciddi ve samimi inkişaf emellerini ve hareketlerini buluyoruz. Müşterek bir hedef Mesir sebeplerle dün kay. ; bettikleri yolu O kazanmak, bir an evvel iktisadi ve içtimal sevi. iyelerini yükseltmek emeli — besliyen bütün bu ifakat bulmuş memleketler bir noktada mlttefiktirler: O da ha- riçte samimi dostluklar kurmak, komşulerile iyi geçinmek ve bütün dünyanın, bilhassa yaşadıkları civa» rm huzur ve emniyete kavuştuğunu görmektir. İtalyan dostluğu, bilhassa iktisadi ğını bile pamuk Em lm e a mam Ye öleü ile, bütün KA elekler. dan kuvvetlerin membar olan gi- (beş on müthiş tank kuvvetidir, Öyle yemişim ki, içimde şarkı LİR ğer am madde yetiştiren: sahalardir. İtalya Jilerlemiş bir sanayi memleketidir. Arada hakiki bir emniyete dayalı bir münasebet tarzı kurulursa, bir kısım gıdasını ve ham maddelerini hariç- ten tedarik eden bütün bu memleket- İlerle İtalya'arasında iki taraf İçin menfaatli alış veriş münasebetleri ku» rulabilir. İtalyan profesörürün O zannettiği gibi, bizde İtajyaya karşı dostluk ha- ricinde hiçbir düşünce yoktur. An- cek, kapısı önünde silâhla dolaşan ve silâhımı ilk fırsatta kullandığını mü- kerrer misallerle gösteren bir silâh. kya karşı her ferlte ve her millette çok tabil bir ihtiraz hissi vardır. NI tekim İtalya da İngiltereye karşı bu hissi duymakta ve açıkça izhar et. mektedir. Hüsnüniyete karşılık akm Şarktan huzursuzluk ha- yasını kaldırmak ve tam bir emniyet kurmak İtalyanın elindedir. Mili inkişaf hak ve imkânlarını ko- rumak hüsüsundaki O menfaatlerini müşterek gören bütün Balkan ve ya- kın Şark âleminde bu hususta tam bir hüsnüniyet vardır. Akdenizde a- lâkajarı olan İngiltere, Rusya ve Fransa dR Akdenizde tam mânasile sulh ve emniyet kurmak hususunda- ki hilenüniyete iştirak ediyorlar. İ- talyanm bu hüsnüniyete samimi su- retie mukabeleye karar verdiği sâ- siya bütün Akdenizin havası deği- Orta çağın karanlık “devirlerinde bile faal bir ticari alış veriş sahası olan ve Müşterek iktisadi alâkalar sebebile harpten elinden geldiği ka. dar kaçan Akdenizde emniyetsizlik ve huzursuzluk büklüm sürmesine hiçbir hakiki sebep yoktur. Ahmet Emin YALMAN nn bir mevkii müstahkeme çekilerek yatağa girdim. O yorgunlukla uyumuşum!, Bir de uyandım ki bacaklarım yanıyor. Müthiş surette kaşmı- yor. Aman deme! Sivrisinek?.. Kalktım, Bir de baktım ki cil - dim fısla fısla kabarmış. Meğer tatarcıkmış?,, z Dâhi tatareık!, Derhal gözlimiin önüne o tren- de rast geldiğim ısıtmalı insanlar geldi. Titremeye başladım. huzursuzluk hastalığından en evvel wer 22-10-9885 eee Çorluda 300 Yataklı Büyük Bir Hastane Inşa Ediliyor İ oHuzursuzluktan ifakat bulan yeni İ şark memleketlerinin hepsinde | çok / €$aslı inkişaf ve kalkınma emelleri vardır, İnkılâp Türkiyesinin 13,4 neticeler tarihte misilsizdir. Yugos- sunda son senelerde büyük bir mu- mİstan uzun senelerdenberi ilk defa Resmen Balkan birliğine dahil bu- lunmiyan Bulgaristan, Balkan kom- Şularile gittikçe fazla bir ölçüde iş Çorluda inşasına başlanan büyük hastanenin temel atma merasimi Ü- güncü Kolordu Komutanı Genera! Sa- Jih Omürtag tarafından yapılmıştır. Hastanede, mutfak, çamaşırhane. #0- faj ve asansör gibi birçok asri tesi- sat fennin en son terakkiyatmdan is- tifade edilmek suretiyle yapılacaktır Hastane 300 yataklı olacaktır. Hasta- Kambiyo Borsasında Merkez Bankası dün sterlin için 1615 alış ve 618 satış fiyatı test et- miştir. Borsada sterlin 615 te açıl- mış ve 617 de kapanmıştır. Diğerle- rine gelince; dolar 079,2836, Fransız frangı 17,0388, liret 15,0615, Isviçe frangı 3.4350 ve mark 1,9716 da ka- panmıştır. Türk Borcu 23.60, Anadolu tahvili 42.50, Merkez Bankası 94 te kapan- mıştır. Dün altın 988de açılmış ve General Salih Omurtag hastanenin temel atma merasiminde nenin plânı Kolordu mimarı Necmi tarafından yapılmıştır. Edirne, Istanbul asfalt yolu fize- rinde yarım milyon lira sarfile yapı. lacak olan bu . hastane, Cumhuriyet Hükümetinin değerli imar çalışması. nm asırlara devrolunacak bir âbide. 4i olarak kalacaktır, Mübaşirlik ve kâtiplik imtihanı Bugün saat onda adliyede dördün. cü hukuk mahkemesi salonunda adli- yeye almacek kâtip ve mübaşirlerin Adliye encümen! İmtihana girmek için iki şart koşmustur. Birinci şart daktilo bilmektir. İmtihana girecek- ler evveli daktilo imtihanını verecek ler, makinede yazı yazmasını bilmi - yenler asıl imtihana kabul edilmiye- ceklerdir. Adliye encümeni, bundan sonraki terfi imtihanlarında da ma- kine ile yazı bilmenin mecbur! tutul. müsabaka imtihanları yapılacaktır. | 900 da kapanmıştır. ması etrafında tetkikler yapmakta « dır, Adliyede son zamanlırda dakti- : . lo öğrenen erkek memurlarm adedi Taymise göre İiişi imi | Başı 1 incide J gireceklerin ekserisinin kadın olması “Her İki milletin de samimi dostu | İAtİMAM vardır. , oan Macaristan, Berlin müzakerele- ww etmi ame Bale düm ete etmektedir. Çünkü Macaristan, Kont s dai Cümhuriyet Bayramında Ankara, da bulunacak olan Sovyet tayyare fi- losu, Cumartesi günü şehrimize gele- Gaktir. Filonun kumandanı meşhur tayyareci Aydadır. EN MÜKEMMEL MEFRUŞAT Bir mobilyanm kıymeti, ancak zamanla anlaşılır. Bunun içindir 'ki, mobilyayı, yalkız emniyet ve itimad telkin eden i bir mağazadan almalıdır. Beyoğlunda Kabristan sokağında kâin meşhur BAYAS ve PSALTI mefruşat mağazasi birinci sınıf aletleri ve mevaddı iptidaiye. stokları ve mobilyanm teknik ve tezyinatı için angaje ettiği mütehassısları sayesinde sizi en mükemmel mefruşat sahibi yapacaktır. Öiyano'nun bu ziyaretinin sulh eseriz ne ve Avrupada yapıcı bir iş birliğine yarıyacak mahiyette olacağına tama- miyle kanidir. Pınarhisar Belediyesinden ; Her sene açılmakta olan Pınarhisar sonbahar hayvan ve eşya panayırı bu sene de 8 ikinciteşrin 1936 (Kası - mın birinci günü) açılarak üç gün devam edecektir. Panayırın dördüncü günü 125 lira mükâfatlı pehlivan güreşleri yapılacağı. VE panayıra gelecek tüccar ve halkı- mızın her türlü istirahatleri temin edilmiş olduğu ilân olunur. (2582) m m m Iktısat rl Iç ticaret umum müdürlüğünden 30 Ikinciteşrin 1830 tarihli kanun hükümleri dairesin. i “bulunan ecnebi Şirketlerden (Şell Kompani Of ey emi Sirli bu kere müracaatla (Thomas Henry Borland) m Türkiye vekilliğinden çekildiğini ve Yerine Türkiye Cümhuriyeti dahilinde Şirket namma ya- pacağı işlerden doğacak davalarda bütün mahkemelerde dava eden, edi- len ve Üçüncü Şahıs gıfatlarile hazır bulunmak üzere (Oliver Nikolls) u tayin eylediğini bildirmiş ve lâzımgelen vesikayı vermiştir. Keyfiyet ka- nuni hükümlere uygun görülmüş olmakla ilân olunur. ist. Jandarma Satınalma Komisyonundan: Kilo Cinsi Tahmin bedeli O İlk teminatı 10,000 Kabara çivisi 2800 lira 209 lira 1 — Miktar, cins, tahmin bedeli ve ilk teminat mikta- rı yukarıda yazılı kabara çivisi müteahhit hesabına pazar Tıkla satın alınacaktır. 2 — Pazarlık 27-10-1936 salı günü Saat 14 ten 16 ya kadar Gedikpaşada Jandarma dikim evi binasındaki İs - .İ tanbul Jandarma satınalma komisyonunda yapılacaktır. 3 — İsteklilerin ilk teminat makbuzu veya mektubu ve ticarer kâğıtları ile belli gün ve Saatte komisyona gel- meleri lâzımdır. 4 — Şart kâğıdı her gün komisyonda görülebilir. 2376 Bugünkü imtihana ©