gibi — Neo Kâzım yine müşerref olduk! — Geldim, yine Bayım. — Baksana bu gelişi ben pek beğenmiyorum. Iyi adam bu şekilde gelmez. Arkanda polis filân... Daha, dün teşer- rüf etmedik mi zatıâlinizle.. — Evet.. — Peki. Adın Kâzım, babanm adı Halil 24 yaşında. sm Mudanyanın Tekkei âtik mahallesi yedi numarasında oturuyorsun. Yengeni dövdüğün ve çocuğunu düşürdü - gün için üç ay mahkümiyeti nvar. Bak adın ve adresin |“ bile daha aklımdan silinmedi. mm Sorguyu yapan Sultanahmet ih ceza hâkimi Osman Tev z | dava kâğıtlarını tetkik ettikten son- te sordu #en işi azıtın, Bak se- nin adın İsmailmiş. Bize dün Kâzım dedin ,hem de Müdanya Bursa olunuş, mahalleniz de Umurbey mahallesi, Hem de Galatada Yüksek Kaldırım. da Hasanın evinde oturuyormuşsun ? — Polisler yanlış yazmışlar, Kâzım evvelsi gün de Karagümrük- te Hüseyin ve Zehranın evinden bir ceket çaldığı için ayni hâkim önüne çıkarılmış ve muhakemesi üç gün son raya bırakılmıştı, Kâzım çaldığı beş lirayı tedarik eğip gelecekti, Iddia edildiğine göre, Kâzna dün sabah Unkapanında aşçı Cemalin dük kânma gitmiş, yemek yemiş. Çıkar- ken de çirak Arifin ceketini sırtındaki çuvala koymuş ve bir; rıldıktan Sonra farkına varılmış. rifle Cemal yetişmişler, ceketi iste- mişler. Aldıkları cevap şu olmu — Ben ceket falan görmedim. Şim- di birer yumrukla sizin dişlerinizi dö- keri Bu sırada polis yetişmiş ve karako- la götürülmüşler. Ceket Kâztmin çu- Yalından çikmış. Hâkim zabıt sonra suçluyu baştan aşağı s — Dün sırtındaki ceketi burada #oyduk. Ceketsiz kaldın, Kendine bir ceket uydurmaya çıktın. Sırtındaki ceket te uydurmaya benzer. Onu da bir yerden aşırdın galiba. Sırtına gö- Te bir ceket buluncıya kadar demek ceket toplıyacaksın. Kâzım işler karışıyor, iş iki iken yor. Getir bakalım, şu çuvalı görelim. Kâzım, çuvalı açtı. Eliyle çıkardı- fı ceketi hâkimin masasının Üstüne koydu. Bundan sonra bir bahriys pan tâlonu ile kasket çıktı. Hâkim, sualini tazeledi: — Kâzm, galiba çuvaldan bir suç daha çıkıyor. Sen asker kaçağı falan olmıyasın. Kâzım, yeni terhis edi di. Bundan sonra çuvaldan a; aç ta| bana nasıl girdi amma nın üstü manifaturacı tezgihma döndü. Eşya arasında bir de cüzdan bulundu. Açılmea; içinden parlak taz. İl küpe, gerdanlık ve bilezik çıktı. ne hâkim sordu: — Kâzım, bunlar ne? — Onlar, benim refikamm, — Demin bekâr olduğunu 5yledin, inden dönüyorsun ? — Bursada bizim rük hamallatından Alinin kızı Bedi ye, Bana kuyumculara bir ye verdi. * Hâkim bunları tetkik ettikten son- Ta: — Kâzım, bunların üstünde rstav- roz var. Galiba bunların altından ça- panoğlu çıkacak. Müslüman hamal kızları istavrozlu gerdanlık, takmazlar. — Şimdi herkes takar... ay' hâkim, onlar Yunan har. ağma edilmiş. Elde kalmış Şu Arifin ceketi senin t onu merak ediyo- Ben — Nasn yesi gibi... Demek torbaya nasıl girdiğini merak ediyor. sun, öyle mi? Bundan sonra şahitler. dinlendi Hâkim, Kâzımı hirsizlıktan bir sene e onu merak ediyorum! tin Hocanın Bostan hikâ Onun , | hapse mahküm etti, Fakat çalınan ce- ketin kıymeti az olduğu için bunu al- ti aya indirdi. Arifle Cemali tahkir ım, topyekün altı ay on gün hapis yatacak ve 80 lira da ağır para ceza- ararı yazdırdıktan sonra imdilik mahkeme sana merhamet etti, Seni bu kadara mah- küm etti, Sen biraz rahatsızsın, dev- let misafirhanesinde biraz yat baka- Im. İyileşince çıkarsın. Haydi, yürü. lar, gömlekler, fi Gece No, 76 — Öyle... Bizim apartmana, top- lu gelirseniz, olmaz! Nizamı, intizâ- mı bozulur. Sarayın incileri dökü - lür.. Teşrifatçılara haber vermeli! Birden tavrı değişti, hiddetle yaka arası, yüzü buruştu, Jelâlin önünde durdu, yumruklarını kalçalarma da- yadı: — ielâl Hanım, alay mı ediyorsu- nuz, Allah aşkma?. Onun taklidini yapıyordu: — Ne o? Kabul buyurulmuyor mu?. Ielâl, kahkaha ile güldü: — Bilmem! Pek şaşırdınız da... Mevlüt, kollarını kavuşturdu, boy- nunu büktü; — Şaşırmamın sebebi var. Evimi- ze gelin, başüstüne! v Kıskıs güldü: — Kaçan yol vakit seçtiniz. Sabahat kalktı, gitti, Annesi hast ce, rüyasmda görmüş, merak etmiş. Arkasmdan, ben de çıktım. Sabah çayımı, kahvede içtim, Evin içi alan taran.. Haydi, hep beraber gidelim. | Çingeneye düğün | olsun.. Gelgelelim, çok aynasız bir şerkenden | ymış; ge-| | AL polis bun: Yarısı Mahmut YENAL hat hazırlardı. Iclâl, Mevlüdun koluna girdi, ku- lağına fısladı: — Sizin apartımana gidersek ve örada herşeyi hazır bulursak, ne der- siniz? . Mevlüt, Telâlin elinden sıyrıldı, ve korkmuş gibi gözlerini açtı: — Kadın milleti mi? Vallahi ya- mansinız?, Parmağını ağzına götürdü, Telâle baktı: — Sizden korkmıyan, Allahtan korkmaz! Parmağı yanmış gibi ağzından çek ti: — Evvelden pasa parola, öyle ? liyle alnma vuruyordu: — Ben, sahi budalayım, be... Sa- bâhatin, erkenden sokağa çıkmasın- dan kuşkulansam ya?. Sabahat er- kenden kalkar da, sokağa çıkar mı? Annesi hastaymış... Annesi, dün ak- şam tiyatroda idi Durmuş, kendi kendine şaşıyordu. — Ben, nasıl oldu da bunu düşün- medim? Gece, hep beraber, tiyatro- Fakat hiç birşey Obulamıyacaksınız. Evvelden söylemiş olsaydınız, Saba-İrim olmadan, gece varısı telgraf m:| korktum! ll dan çıktık.. Sabahate, benim babe - bilezik | AAA an TAN Mahkemelerde | Nasreddin hocanın bostan hikâyesi Ceketin çuvala nasıl girdiğini suçlu da bilmiyor! | Sokak ta Dün saat 17 ye kadar müddelumu- miliğe 20 meşi intikal Beyoğlu müddeiu: ne de bir sokakta öpüşme vak miştir, Iki genç evvelsi gün Bi nun yan sokaklarından birinden gi. derken erkek kolunda kadını öp- rden İki kigi ler ve poliş umumiliğe getirmistir Er kek, kadının nişanlısı oldu kadm da bu öpm adığını söylemi . dise, meşhut suçlar çerçevesine girmediği için ikisi de serbest bira. Köpeklerini..,, Köpekleri sustur, yoksa sen bi irsin, — Azizim sen çıldırdın mı, sökük.) taki köpeklerin ben kâ ksım.. Fazla bir tokat., | saym MEVLID Sıvas - Erzurum demiryolu müte- ahhitlerinden, geçen sene vefat eden mühendis Ömerin ruhuna ittihafen 3.10.1936 Cuma günü, öğle namazı- müteakıp Kızıltoprak Zi camiinde mevlit olunacaktır. Kej sini tanıyanların buna iştirâkleri te menni olunur. Açık teşekkür vaz'ı hamlinde yüksek imamlarına şahit ol - duğumuz Fatihte do; Doktor Bay derin ve kalbi teşekkürle rum, Doktor Selâmi Bilsel Nikâh merasimi Askeri Müze Direktörü Şükrü But- tem'in kızı Lemis ile Kurmay Binbaşı Fuadin nikâhları © miştır. CASHH sında Mm İnim Şirketi) sermaye bakiyesinin rar verilmiş oldu ) kelimesi sehven res İstankut Seteriyesi ŞehirTiyatrosu eki gün yapıl -) 22 - 10-936 Bu akşam ,Ş ZA MER sinema Herkesi ve bilhassa (Louis FEUİLLADE) iKi filmini takdim edi çük ve sevimli CL BARGHON MAXUDLAN - ESCANDE ve Tâveten; Fox Jurnal ve YAVRUCUK anneleri alâkadar eden in meşhur eseri yor. Baş rollerde ğ ALICE TİSSOT - SİNOELİ MADELAİNE GUİTTY TAKSIM ITPAIYE TÖRENİ Yİ Taras Pierre BENOLIT tarafndan adapte ve GOGOL'un ve (MOSKOVA GECELERİ) rejisörü GRANOWSK zı sihne edilen bu hayat ve hareket dolu şaheser. Bulba erinden İktik tarafından ve$i muâzzam ve emsalsiği HARRY BAUR - DANIELLE DARTIEUX Jean Pierre Aumont ve yüzlerce kâzak tarafından temsil edilmiştir ik N Bu akşam ME L EK Sinemasında EN MEŞHUR VE EN SEVİMLİ İKI FRANSIZ ARTISTI DANİELLE DARRIEUX ve HENRİ GARA tarafından yaratılan ÇAPKIN GEN , zevkli Fransızca film, Bu ları birer şaheserdir. inya haberleri ve fiümde (O DANIEL : Paramount ADINI HAYATI FRANSIZ Tiyatros KISMI Akşam 20,30 d DUDAKLARIN m | LI UN ŞIK SiNEMASI 1No. lu HalLK Evvelsi gece Tavukpazarında ge - anane hanhallasmnienmmnlamisamanmlan. Ai iye dördüncü ceza mahkemesinde İddiaya göre, dört arbis, brkası i | ayı çek son ra sokakta havl Te CAN almış bu an köpe ekleri metmedin İzannettiği için ona müracaat ve son- ra hakaret etmiştir. X Mahkeme suçu sabit gördüğü için) fevkalâde Her yerde parlak bir muvaffakıyet kiki ve Niveten; Fox Ju: ve Taksim geldi? Rüyasında görm Masal ama, ben inandım ya, sen, O-| nabak.. Sabahat, rüyada annesi görecek te, merak edecek, erkenden | kalkıp gidecek! » Gözümün önünde perdeler açılı - yor gibiydi: — Bak şimdi düşündükçe bir bir aklıma geliyor. Sabahat giderken, biraz şaşmıştım; hamaratlığı üstün- de! demişim.. Ben evden çıkarken, kömürcü geldi, bir çuval kömür ge“ tirdi miş amma, nasıl ?.. Kömürciye bor- cumuz var. e değil, dirhemle almağı düşünüyoruz. mürcüyü nasıl kafese koydu? merak ettimdi. Kömürcüye sormak işime gelmedi. Ielâle yanyan bakıyordu: Demek Panımaçi panga, iş için- de iş varmış!.. Buna rüfailer bile k8 rışmaz... Sabahate, bugün bu toplanacağımızı söyledi dudak büktü. Demek, burada toplanmakl! - ğımız, Sabahatin dudak bükmesi fi" lân, hep numara ha? Genç kadının önünde durarak W- zun uzun süzdü; Allah aşkına - doğrusunu söy * Ielâl Hanım. Apartıman bi- Jeyini; âyesi, annenizin evinde ziyafet ver | İmek; hattâ evlenmek te, hep birer numara mı? Olur a! Artık sizden .. Sabahat göndermiş... Gönder-| DÜŞMANI Şasrarir arr sızca sözlü büyük fil Umumi duhu Gurbisi 35 gün hapse ve pe ma mahküm etti. Garbis tevkif tabii renkli üç kısımlık nefis şarkılı ve danslı komedi rica olunur. Tel. DEFİNE ARAYICILARI Numaralı yerlerin evvelden aldırılması Bu akşam SAKARYA Sinemasında MARCEL CHANTAL - JULFS BERRY ve LUCIEN BARO tarafından bir süreti fevkalâdede temsil edilen STAViSKY SKANDALI emsalsiz filminin ilk iraesidir. Maroken koltuklarınızı evvelden aki . Telefon; 41841. Tlâveten; Mahalli SAKARYA havadisleri völ e RAKADUNK İUrDal, marn MAZURKA POLA NEGRİ'nin "eseri Görülecek bir fi a Mevsimin büyük sürprizi! Emsalsiz... Kusursuz... Ve taklit edilmez... Kahkaha, Şi neşesi kıralı Bu akşamdan itibaren SARAY Sinemasında bir program Montekristo kahramanı ROBERT DO SATILIK HAYALET 'T tarafından t kazanmış bir film. Ve nihayet: BERLİN OLiMPiYADLARI tam film. İtfaiye tören Ayni biletle 2 büyük film birden r... Apartımandan çikaca -| gız, bir müddet anhemin evinde 0- turacağımız, doğru... Bunlarm yala- ni, şakası yok... Sizin apartımanda toplandığımızı isteyişimin sebebi de bu apartımann tadı kaçlığı için. Sizi buraya çağırdım; hakikaten çok ciddi olan işleri konuştuk.. . Mevlüdun koluna girdi, yavaşça: — Size önceden mahsus söyleme- dik! dedi, — Neden?, “V sahibisiniz, masraf eder- siniz, diye korktuk... Mevlüt, Telâlin elindi odanın öbür köşesine git — Bunu düşündüğünüze çok İYİ etmişsiniz... Dün akşam, Suattan p&* İFa yerine nasihat aldık... Bana güve- Derek gelmiş olsaydınız, mükemmel İ bir hava kürü alırdınız. Mevlüt hem söylüyor, hem etra - fn& bakınarak aranıyordu; Jelâl, sordu; — Ne arıyorsunuz? , — Şapkamla kaşkolumu... Burada bir yere koymuştum amma, arka - daşlardan biri bir muziplik etmiş am“ ma Ielâl, odadan çıkıyordu: — Hep hazırlanalım. Balıkpazar! - na da uğrayacağız.. Mevlüt, şapkasiyle kaşkulunu bul- » kultuldu, müştu; Bilâla: GEORGES MiLTON (Bouboule) geliyor... Yarın akşam şehrimizde olacak. ve YALNIZ 3 GÜN iÇiN TEPEBAŞI GARDENİ Sahnesinde en güzel şarkılarını okuyacaktır. Cumartesi ve Pazar saat 17 de matine arkı ve i ği 1jsesleri yakınlaşıyordu. i Bilâl, Mevlüdü sürükler gibi çe ed — Haydi, biz önden yürü dedi. Apartımandan çıktılar. Merdiven- leri ağır ağır iniyorlardı. Birinci ka- tm sahanlığıns £eldikleri zaman, Mevlüt, durdu, Bi baktı: — Bilâl, ben bu kadından kork - mağa başladım. Bilâl, başın! iğerek tasdik etti: — Ben de... — Sen, neden kuşkulandn?. — Şu, yahut bu, diye söylemem. Içim, biraz çürüdü. Onu bilmem, bu kadının sözü tü — Yürüyelim. — Hızlı, hızlı iniyorlardı. çiktılar. Mevlüt: Doğru, bize gidelim, dedi, — Evet nasıl olsa oraya geli ler... — Bilâl, sen, neden kuşkı — Bizim Sun'ullah Bey akli İbizim apartımana! dedi, Telâl İmın cevap verişine sen dikkat medin. Bir “İnşaallah!,, dedi, içi bin bir mâna vardı, — Bizim evde sofra hazmlatı! şaştım. Sabahatla ne zaman k tu, ne vakit, nerede kararlaştırdı! Yüzünü buruşturarak hiddetli detli Bilâle baktı: — Bırâk be!.. Bizde durürur akıllı geçiniriz.. Kurnazlığı, açik lüğü kimselere vermeyiz. Bilâl, felezoftu, tespihini, saat ciri gibi çeviriyordu: — elâl Hanımm gözleri a Şimdi hakça söylemeli... Kolise dandığı #ümanları biliyoruz. müzle görmediklerimizi de gör Sol açıldı. — Evet... Celil Mahirle tanıştığı zamanki gibi değil... — Orası muhakkak , — Bizim Sun'ulleh Bey, aklı sıra, hu mantara bastırdım, sanıyor! — ©, oldum olası, kendi aklını beğenmiştir. Mantara bastırdım, sanıyor ammâ, kafese girecek, görürsün. Bilâl, dediydi, dersin. — O, hâla, eski Telâl Hanım sa - niyor. — Aklıyla yaşasm.. Hem Fofoya nisbet veriyorum, hemde buldum v bir kaz yolarım! diye kendi kendine | den işittik. Doğrusu, gözü kapal! övünür. kadındı. Evvel Aljah, Celil M — Benim anladığım, eski çamlar,|onu uykudan uyandırdı.. Uzeri bardak olmüş... Sun'ullah, avucunu! biraz uyku sersemliği vardı; Al yalasın! inayetile, onu da biz giderdik. Yukarı kat merdivenindeki YA f ayak