—— n.10.098 — Son Osmanlı Sadra- İCENUP RÖPORTAJLARI | zamının Hatıratın- | ii dan Dikkate Değer Parçalar Alıyoruz TEVFİ K rs. Anlatıvor Venizelos Casus! O razamı Tevfik Paşanm geçen sene biz- gat anlattığı hatıratından muhtelif ve şayanı YAZAN : MÜMTAZ FAİK , Antakya ve Iskenderun Iktısadi Işkence Altında Amık ve Reyhaniyede 50 misline çıkarılan vergiyi ödeyemedikleri için 60 köy satılığa çıkarılıyor dikkat parçalar: “«. - Venizelos mu? Onu ben elli iki sene evvel tanırım. O zaman Atina elçiliği kâtibi idim. Venizolosa biz “Lefter Efendi” der- dik. Bizim Atirlada casusumuzdu o. Her ay g€ lir, aylığı olanon beşlirayı benden alırdı. Çok çalışırdı, durup dinlenmek bilmezdi. Po- Jitika islerine atılmış haris ve cesur bir geriç- ti ve yaman bir casustu, O sırada Girit me - selesi yine alevlenmişti. “Lefter Efendi” he- İ ün elinde bir liste ile gelir, Giritten k Yunanistanda yerleşenleri bize bil- . Biz de Yunan hükümetine müracaat ederek bunları tekrar Giride gönderirdik.,, “KLEMANSO” HAKKINDA ve” den evvel sulh müzakeratı için inden bir Paris” e gitt Damat Feri gonra kendisinin de anlatüktan sonra diyor varma» muhtı- Osmaniyeni a - ; / sını tarifte sonra, budut Rümelide Makedonyayı, Anadolu - da da “Arabic s”i istiyordu. Damat Ferit, “Arabia feliks,, i Suri-| | ye zannediyordu. Halbuki bu Yemene| | Bundan sonra da “Istanbu -| - Osmanlı hükümetinin en son sadrazamı Tevfik Pa- şanın Hariciye Nazırı iken alınmış bir resmi aittir. : lun-minare 0: derek bir hay “Kiemanso” verdiği cevapta “Müslü man Türkiye, Protestan *Antalya ve havalisi,, kaydı katolik Avustu ortodoks Bul, yazılmış bulunuyordu. ristanla dünyayt soymak için birleş- ce tiler,, diyor, sonra “Siz âm âleminin iftihar ettiği bir 5 e bu âlemi temsil eden bir sanız Hiyordulk; Hele Anadolunun cenubu İçin bu ga- | yet sarihti. Hâlâ un iğ i Almanya, açıkça | ben hay-| Samajeste a buyurur musunuz? Dedi-| ler. | : yorsu:| Büyük bir nezaketle; ilâve ediyordu. Itiraf | — Af buyurmanızı istirham ede- at Feridin kemali gaf özene bezene biribirlerine pek manso” garip b “LOID CORC”A DAİR öid Çöre, doğru Böylemekten | hiç haz etmeyen bir adamdı. Diplomat olmak, bu değildir. 1wid Core için iyi diplomattır, |* derler. Bence iyi bir diplomat her şeyden karşısındakini ikna € debilmek hassasma melik olan b adamdır. ite Loid Corcun bu k madığın! Kördüm.,, “Tevfik PAŞA, bu seyahat müras tile İtalya Eral yi de anla aktadır, Ju ile yap mede bu malümi ul nakla be ZA Kik paşanın bizeat mametziği | Zevfik Paşa, 1865 de kâtipken da tekreriamağı fay»! rim, dedim, çünkü tek başıma ne st- - fatla olursa olsun bu tarzda bir kâ- ALYA BİZDEN NE (id: imza etmek için kendimde hiçbir iğ İSTİYORDU? hak göremiyorum. K tütarek; Samajeste:; E evfik Paşa, Mütareke ce Bu kâğıdı gördüğünüze ve oku da birinci "Londri.. Seyahu-in-|duğunuza dair, bir kenarına olsun den dönerken, Italya Kralının. izhâr| bir imsa atsanız, buyurdular. ettiği arzu Üzerine, ye 1 78 Sİ) — Bunu da yapamıyacağım dip Samajeste Viktor Emanüci tara. | mütöessirim, dedim. fından kabul edildiğini anlatirken, Kralm kendisine pek mültefit bir ta- vırla muamele eylediğini, Türk -Ital. van dostluğundan bahsettiğini söy- or ve nihayet diyordu ki: Viktor Ema: için Ben İstanbula dönünce, Iaiyan el- İçisi ziyaretime geldi. Ayni bahsi aç- tw 2 meselesini mevzuu bahse- , İderek bir hayli de israr eyledi Ce- vabım, yine Krala verdiğimin ayni oldu ve mesele de böylece kapandı... BUYUK HARP BAŞLARKEN... ir ki Bunu, dedi, kabinemiz hazır- Tamiş. Okur musunuz Bu dikkatle tekrar tekrar okudum. da da Iki devlet arasındaki dostluk- mumi Harp başlarken Lon- tan bir hayli bahsedildikten Sonra,| drada Elçi idim. — Ingilizler| bu dostluğun takviyesi için Weride ya | bitaraf kalmamız için gok çalıştılar... pılması lâzım gelen işler sayılıyor | Nihayet harbe girdik, ben de Istan- du. Bir kelime ile hulâsa etmek icap | bula geldim. eylerse, bununla biz, âdeta Itslyanm | . Padişahım bir şeyden haberi yok- İdiği gibi idare edebilmek kudretine tu. Harbe onun h: olmadan gi ilmişt olma - bir — Niçin beni yalniz b nuz? Neden hep miş duruyorsunuz? Diyerek zımuen | 5 başı z uu, Halbuki ok.yaydan fırlamıs, olan olmuştu. Padişaha bunları soyak) manasızdı. Beri yandan da akseka- imi ıslatan gözyaşları içime dokumu- | yordu. Heyhat ki devlet İş 8 m yeri yoktur.,, “SEVR” MUAHEDESİ VE TEVFİK PAŞA k Paşa, “Sevr müshede:| nin Damat Ferit ile ğını anlattıkt hun tasdik etm Damat Ferid i ve ken-| geldiğini etlerinin bütün tazyik ve ısrarlarına rağmen muahedesini Padişaha tasdik ettirmediğini söyliyere “ — Böylece, Sevr muahedesi İm edilmiş, fakat tasdik olunmamıytr. Çünkü bu muahedeyi ne yapıp Yapı- rak, bir günah gibi sakladım, Padi şaha götürüp sdi Ve asıl beni mes'ut eden cihe' iğim bu Mlua- dığını da görmüş ol - mamdır.,, “KAYSER VİLHELM” TECRÜBESİZDİ ilhelm ve Bism dır, Kayser Vilhelm zannedildiğinin hilâfma töcrübesiz bir adamdı. Va kat kalp aylamasını bilen bir Hü-| kümdardı.., Tevfik Paşa, Meşrutiyetin ilânmı memnuniyetle | karşıladığını söYler- ken İttihat ve Terakki ricalinder de | bahsederek diyordu ki: “— Eğer Meşrutiyetin ilk #ene lerindeki keşmekeşler olmasaydı Os- bu kadar ça- sarsılmazdı, Onun şarsili; nalıyız ki fazla Anadolu köylüsü çekmiştir. mani Imparatorluğu buk acısinı unu herkesten Talât Paşanm da, diğerleri en büyük kusurları tecrübesizlik ör. Enver Paşa... Belki iyi bir ze.| bitti. Fakat acaba iyi bir kumandan mıydı? Sonra İyi bir F olabilir miydi? Nihayet koca bir Im- paratorluğun başma geçip onu dile. ror kenara çekil | Arta iki dağın arasında, dünyanın en renkli, en tatlı ve en ballı meyvala- rın Tü rından yapılmış bir sandüviç gibidir. Onun için herkes burada yaşıyanla- rk olduğuna bakmıyarak bunu bir yudumda yemek istiyor ya. Şenir şarktan garba uzar, Dar ve uzundur. Fakat dalgalı, boralıdır. Manzarası beyaz ve muntazamdır. Ortasın bir kışla caddesi vardır. rap caddesine bağlanır. Faki mesini bilmiştir. nlatayım Suriyen bir kahvenin , Bunun üzerine basto- nünu kapan £ tarla 4 caddesinin üze- ia vücutlu, fa- kat tek kalpli bir kütle hâsıl ol muştur. Bu kütle derhal kışilanm yolunu tut zahüratta rinde 2.000 den muş ve orada vatani te- bulunmuştur. Gerek Fransızlar, g liler bu vak'a karşısında dernal sinmişler, seslerini | çıkaramamış. Z sonra uloritesini ha» trlıyan kumandan askere süngü tak emrini vermiş, fakat tezahü- ratçılar gene dağılmamıştır. Ku- mandan kalabalığa karşı ateş em- ini vermekte tir. Çünkü inin muhak- kak saymıştır. Tezahüratçılar bu di anda kadar çekinmemiş ydi, ne duruyorsunuz diye haykırmıslardır. et sükün kendi kendi ş ve kalabalık dağıl Işte kışla caddesindeki kışla böy le hüküm bir kışladır! aşağı beyaz taşlarla B yapılmıştır yaz, evler hep temiz eski Ist Soka be- 1 evler vierinin En çok yerlerden niz bir tek süprüntü bu x. Bu, Fransızlar eskidenber yalı çök muntazam, çok titiz bir Türktür. Dükkânlar hep göre toplanmıştır. Meselâ k lar, terziler, manifaturacılar, b tâ tenekeciler ve bakırcılar bile ayrı ayrı yerlerde mütekâsiftir, Çarşısının her sokağı ayrı bir san'at ehline tahsis edilmişti len başka 80- girintili çıkımtılıdır. rine geçmedir. sana't Büyük caddeleri kakları hep Biribiri şehrin plânmı a: Arkada üzerinde Çili Buraya Fransızlar bir karakol yapmışlardır. Fak; şehre ancak, bir me rür, işte o kadar. Çünkü binler seneliktir. kale Kalenin tarzı mimarisini sorma- Çünkü bulamazsınız. Zaten bu kadar yaş yaşıyan bütün ka- lelerin tarzı mimarisi zerre kadar anlaşılmaz. Asırlar ve ırklar da ma ona kendilerinden bir se; ve etmiş ve onu renk renk, zevk zevk parçalardan yapılmış bir boh- at buna rağmen Antakyalıların heyeci z da 2,5 kilometre kadar uzıyan geniş O da şehri garptan şarka böler, Dört ayakta Beynelha- Kışla bu caddededir. Büyüktür, geniştir, yola hâkimdir. Tezahürata hâkimdir. anı geçenlerde bu kışlayı da yola getir- Güzel Antakyanın umumi görünüşü ça haline sokmuştur: Bir taraf » tan Hitit eserlerini görürken öbür yandı Roma rölisfleri nazâri dik. kate çarpar, Bunlar, Selçuk veya Arap tarzile girift olmuş, bir ta» in Türk tarzı yükselmişti Dünyada hiçbir z bir mimari müzesi Her eser n bırakılır. Halbu t fıçılara yet ba- mâner- işte Antakya kalesi etlerin b olan bir kaledir. de böyle ardakl, bnan neksdar ini vermişse k dağlar da o kadar tevazu göstererek ge. ri çekilmiştir. Şehrin önünde vâsi bir o nır. Bu 0 Antakyanın kalk gindir. Bu top masini bilir sir tan altın çil madiyen. Çi Bun. din zeybekleri gib onlardan biraz daha iri. Bazıla; bacakları çipi bazılarının o poturludur. rinde üç peşli, uzun bir gömlek vardır. Bu gömlek köy ağaları - sırtmda kli, rençberlerde lerinde geniş oir Toprağı terlerile dir. Üzerle - » bir Türk köyüne uğra miyagörünüz!,, Derhal sizi köy &- gaları baş tacı eder. Siz artık ken- dinizin olmaktan çıkmış, köylünün olmuşsunuzdur. Siz Tanrı misafi - risinizdir. Köye uğrayıp ts orada İkram görmemek imkânsızdır.' Siz iste. meseniz dahi sizi konaklarlar. Der. hal bir kuzu kesilir. Bahçenin en renkli, en olgun o meyvaları top- lanır. 20 karpuzu bir adamın ye. mesine imkân olmadığı halde şi. zin önünüze adeta bir sergi seri. lir, En fakir köyüne uğrasanız, en fakir köylüsile karşılaşmanız size muhakkak hiç olmazsa bir hindi veya tavyğunu kesir, misafirperverdirler. H le Türkiyeden gelen Türk iseniz, hele ana v nım kokusu, tozları üz miş bu kadar bir ata rinize sin- © zaman 8izi koyacak yer y 5 m gölünün içine niz, dakdka halka halka Bişler ve muş gibi 7 peygamber bul- i sorarlar; oğul, hıçkırık, bir a İşte yecanını zapted aplarım yaşları ol > sakalı Bir kadın bıçkırış gözlerinin pmarl nın t ucuna gözyaşlarını emdiriyor, Yedisinden yetmişine kadar bir heyecan ve ans yurt sevgisi ge ferberliği var... — Hey oğul ne zaman kir de ben o günle sem!... Ana vatanın başı ucunda her. gün gözyaşlarını akıtan bu güzel Ya Tİ göremezğ- nasıl eridiğini bir küçük sancak köyüne uğra mak kâfidir. Çünkü bu küçük kö: koca sancağın bir hüce bu hüceyreler biribiri rak koca bir halinde sarı Rürada A işen zeytinler. bütün Yu. nan adaları zeytinleri edecek derecode nefistir, yetişey görmek ntakya | zengindir, Burada n meyvaları dünyanm bir tarafi ri yoktur. Vaktile ta Rus ihracat Yapan, du