9 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

9 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a m © 2 TAN Dünya Boks( Şampiyonla- Sovyet Rusyadaki Futbol Mağ-rı Faaliyette lübiyetimizin Teknik Sebepler Sovyetler Bizden Daha Müessir Kafile Reis'nin Sözlerinden Anla dığımız Hakikat Futbolümüzün ve futboleülerimizin Rusyada geçirdikleri imtihanlar hep fena gitti. Bunun birçok sebeplerini muhtelif şekillerde söylemek kabil - dir. Ancak muhakkak olan birşey varsa, mağlübiyet sebeplerinin yal « nız birkaç taneden ibaret olmama - sıdır . Vakık Kafile Reisi Cevdet Kerim İncedaymın dünkü gazetelerde uzun- ca beyanatı çıktı, Rusyadaki maçla- rm hep ters gidişini, Kafile Reisine göre birkaç noktada toplamak kabil görünüyor. Fakat insanların çok ü- züldükleri hâdiselerden epey uzâklaş- madan verdikleri ilk hükümlerde ek- seriya yanıldıklarnı düşünerek ye nilmemizin ârmillerini daha başka taraflarda aramak üzere Rusyadan dönenlerin ekserisiyle üzün uzun ko- nuştum. Edindiğim kanaatleri aşağı- ya sıralıyorum : ONLAR DAHA MÜUESSIR 1 — Rus dostlarımızın bizimkin - den daha müessir ha neticeli bir fütbol tr. oynadıkları muhakkak - Bunun asıl sebebini, atletik ka- biliyetlerinin verdiği teknik lüklerde aramak akla ve işittiklerime daha uygun düşüyor. duklarmdan atletik kabiliyetlerinin fazlalığı ile bizimkileri heyecansız iyetlere düşürmüş oldukları- ve gayretsiz Fihakika takati ve kıvamı tam bir ton bir) oyuncunun daha zayıf diğer on bir kişi karşısında dışardan seyr edenlere ekseriya Cevdet Kerim İn - cedaymm kapıldığı hislere benzer duygular verdiği çok defa vâkidir. Takımm mes'uliyeti üstünde ola - rak tribünlere oturan bir İdareci, kendi oyuncusunun bedeni imkân - sızlığı dolayısiyle rakibinin kolayca kurtulduğu vaziyetlere takı kaldı- ğını seyrederken içinden bilâihtiyar şu sesin yükseldiğini duyar : — Bu ne gayretsiz ve heyecansız oyuncudur! Yeri iyi oynardım » İRAN Gazeteci — Rusya seyahatiniz üstün - (5 İ Leningrat maçında Mehmet maya uğ raşıyor Atletik kabili; cunun daha gi si ne kadar mi ezilen o rakibine ezilme- miri İse, idarecinin © ssiz bulması da © | bunlar tekniğir de, kaybedilen bir maçı göğsü dara- larak seyreden bir insanın hissi dili- dir. KASTİ VE ŞAHSI GAYRE' MESELESİ 2 — Rusyadan gelenlerin çoğu bizim takımın son maçlarda rakibini paslaşma itibariyle hâkimiyetine al- dığı halde gol çıkaramadığını, hal - İbuki Rusların nadir fırsatları yıld: rım sür'atiyle | meticelendirdiklerini ZLİK söylüyorlar. Kafile reisi de işin bu tarafını le tasdik ediyor İ “lik mağlübiyetimiz idi. Fa fazla bir üstü lüğü yoktu.., Meselenin bu cihetini miyle tiyle kombine- dan karşi halde o- izliği yü - zünden gol çıkarmamazlık yapamaz tam: teknik cerçeve icinde kalma! Bir takım Öyle fırsatlar olur ki, oyuncunun 8- yağını bağlasak yine gol atmak üze- i o anda hic raklanmasa dahi sahsi şöh- yeti şahlanmıştır. BİR. KÖR, BİR SARHOŞ GİBİ., k idman ka- Bedeni kıvamsızlığın defalar mane lı mütearifelerindendir. İyi antrenörlerin bir tabiri vardır. Derler ki: “Bedeni kifayetsizliği o - İ kadar rakibinden farklı idi ki, bir sarhoş ve bir kör gibi maç yaptı. diğer bir ıstılahla “hiç formunda ol- İ madığından gözleri bulutlu idi.,, İ yorlar . İ İşte birim çocukların kale önlerine kadar geldikleri halde netice alama- İ maları, antrenörlerin dedikleri bedeni kifayetsizliğin verdiği sarhoşluktan ileri gelmiştir . Memleketin bu sira en iyi görü - idelesnin es e ben olsam daha | nen-futbolcularınm götürülmüş Ol -| ni cinsin spora daha elverisli birh İ masında kafile reisiyle beraberim. nasıl geçti! Futbolcü — Her zamanki gibi: Top atmakla!.. n hakiki ifadesinden ziya -| Reşat, hasım sanirlorunu tut- danda,, derler, İN en iyi oyuncu - büzlükleri oldu - ğu kadardı . Futbolcularımızı daha gürbüz ye- tiştirmek zaruretine geli i olu da ka bugünkü fü i maçlarda ki çalrmı için gü futbolcularımızdar gelişmişleri kolay oyna; meşhur bahatini klüplerden evvel başka yer. lerde aramak da Çi pilmi: olur. ü klüpler ,ancak vücudu ser- ve olgunlaşmış çağı leri slabiliyorlar. gençlerin klüplere girmeleri zaten günüm. İzyreğâlle ele endiğmemi eteği liriz . . Hemen hepsi serp ri liselerde geçirm pehli - kudretleri füt - nemiş i bolcularımızdan daha çok parlaktır. FUTBOLU vanlarımızın bede > YOL Bunun içindir ki, Rus yetler de ayni klü; temin eden güreş #ubemizi fütbolcuyu iyi yetistiremiyen imiz ve ayni idarecileri - miz bedeni kabiliyeti daha olgun ola- | rak ilerletmişlerdir.Bunun Yebalini a- & topuna sapanları yetiştiremi idarecilerden başka, o şubenin li re devam edenleri çı yabiliriz. B tizme giren gençlerin cinsleri, tiğinde de ara. n memlekette fütbo'la lerinin fazlasını ve ciğerlerinin gıda- sını sıralar üstünde almış olanlardır. Nitekim atletizm Amerikada da Üni. versitelerin inhisarındadır. Fütbolu gürbüzleştirmek İrryorsak, başka çareler Un a başka programlarla bu oyuna edenle. İ ) İrin cinslerini değiştirmeği de klüplere başlamasma Salışmak . | Beynelmilel Müsabakalar Macaristan Romanyayı 2-1 Yendi Birinci defa olarak Bükreşte İnan Macaristan - R ında manya 1 işlerdir. , y ar 1-0 Fakat ikinci çıkararak | Macarlar 2-1 galip Birinci devrede Rc galip vaziyette idiler. devrede Macarlar iki gol galibiyeti temin etmişlerdir. DANİMARKA - POLONYA Büyük bir kalabalık önünde Ko - penhagta oynanan Danimarka - Po- lonya maçını Danimarkalılar 2-1 filhakl- | 5 Liseden çıkmıyan | YO” il LEŞTİRMEK ada gelibi- | yahut ay. h Amerikalılar Al- man Boksuna Hak Verdiler |» Ağır #iklet dünyâ boks gampiy: luğu namzetliği Amerikada Zenei C6 Luviz” Alman Şimeling asıl cihan şampiyo- nu ile dövüşmek üzere tekrar Âme- döndü. Fakat elhan armı Avrupalılara kaptırmak gösterdik- sampiyonu ile döv dirdiler, Sebep olarak ta, cihan piyonu 4 Alman boksörü t « kolları Bir iki hafta geç bir bir "Teklif edil ki ma ha çıkarak dünya zetliğini tehlikeye kı du. Tam bu rliklarm olduğu sira- kendi. na bu müsaadeyi verdi lar yapmak üzere müzande alan Bra- iki devrelik hı ngaje olmak 1 toplanan Nevynrk fe- cihan şampiyonuna Al şmek üzere yatırmaya meobur ve olduğu 5.000 doları yatırmasını ünya şampiyonluğu için Almandan ini bildir. nek tarihini İerrmik ınun bu kararı Alman bok di, Fakat Almanla dövüş de 1937 olarak tesbit etti. federasy sörln lehinde gibi görünüyorsa da ta- rihin 1987 olarak tayini maçın bir eceğine delâlet eder. york federasyonu Şika- mü- kaçamak mü ettiremediğinden yen bir boksör için pahasına olursa olsun kendi yük servetler temin eden ağır 8 k için, eskidenberi olduğu bis ede- Karpantiye, Batling Ski, Lö. dü gibi Avrupalıların kurban Şittik- Amerikan kombinezonlarına ba- kalım Alman da baş eğecek mi? ORTA SİKLET ŞAMPİYONU DÖVUÜŞECE Cihan orta siklet şampiyonu Fran- sız Til, bu yazın başında bir cambaz- hane ile seyahate çıkmıştı. Cam hanede hor gün gösteriş boksü y rak şehir şehir dolaşan dün; piyonunun konturati bitme! pa sam» üzere- dir. Kendisi bu kış cihan şampiyonluğu taya koyarek iki maç ya Maçlardan biri Kanadalı ır. Fransız boksö- çen Sene ayni Kanadalı ile çar- pışmış ve münakaşalı bir şekilde gö- lip ilân edilmişti. Yunanistanda Atletizm Atina, 8 (TAN) — Yunan Başve- general Metaksas, Gümülcineye giderek Garbi Trakya #tletizm bay. bulundular. ! Küçük Hikâye D O Ikisi de küçükken karşı karşıya| akat Hik mütevazı, iki katlı bir ev, Zeynebin ki, muazzam bir bahçe ii kö ız ya otururlardı teşem bir köşkte yal şın, Şişlideki a lerdi. Bu iki ynarkân gi yolun rında oturan genç bir di- m otururlardı, kr- ırtmanlarına gider e güzel ço- biribirlerine ve anala- rına, babalarına bağışlasın Dilenci kadın yaz olduğu için ga- yet hafif ve ucuz giyinebilen o Go- klar arasında bir servet, sınıf farkı olduğunu farki Hikmet on, Z: i dılar. Hikmet, Erenköydeki ilk tebe gider, Zeynep, evinde, husus! ders alırdı. Sonbahar geldi mi, Hik bir hüzün gökerd. Zeyi — Ne o, darıldın mi? 8 sorunca: Hayır, derdi güne kadar gideceksin de, rum. Daha o yaşta, mak” dan memnun ol i ederiz Zararı yok, gelecek yaz gene Yalnız. kadınlığın, “aran ran küçük kız bun- fakat onu zevkine buluşmıyacak mığız? Böylece aradan baş altı sene 2e$ İti ve bir yaz akşamı artık serpilm olan Iki zaman, Zeynebin rı yolda karşıladı. — Böyle geç hem de dadın kaldığını görmi ğ Sonra Hikmete dündü ve ona: — Siz de, dedi, kendi emsal nizle meşgul olsaniz daha münasip sı, onları, va e olm. bir daha olur. Hikmet on altı yapma girmişti Pİ | Bu sözlerin manasmı pek iyi anladı. Kıpkırmızı kesiler Üç gün biribiri ynep, plâja dadı at üç gündür H Ten dnüreniyün iğluk & yemekten nep bahç kmış, parmaklıktar karşıki evin pencerelerine bakıyor- du. Hikmetin odası karanlıktı, ev- de hiçbir ışık yoktu. Zeynep: “Aca- İba misafirliğe mi gittiler?” diye İ düşünürken, yanıbaşmda bir gölge- nin belirdiğini farketmedi ve “Zey: nep" diye bir fısıltı duyunca “At.” e haykırdı. - Korkma Zeynep, benim! Bu, Hikmetti. (o Hummalı, bir sesle: — Zeynep, dedi, geçen akşam ba- banın söylediklerini duydun. Çol doğru sözlerdi bunlar. Aramızda ervet, seviye ve #mıf farkı var. Se ninle beraber dolaşmamız, beraber titr zun düşündüm. Bir şeye karar ver- dim. Yalnız bu kararımın tatbiki senin bir kelimene bağlı! Zeynep, bu sözlerin manasmı Uuyamıyor, fakat, bu yaşta, yalnız İ genç kızlara mahsus bi sezişle Hik- metin ne demek İstedi; duyuyor- du. Sesini çıkarmadan Hizmete de- vam etmesini anlatan bakışlarla baktı. Hikmet: — Zeynep, dedi. Ben eğer bekli. yeceğ vadedersen, aramızdaki bu farkı kaldırmak için çalışacağım. Bu çok mu sürecek? Bilmiyorum, fa- kat zengin ve meşhur olmak arzu- bende, yalnız senin var. an- söz vermezsen, buna İht yok. öyle, bekliyecek misin beni? Zeynep, büyük bir heyecan, gurur ve memnuniyet duyuyordu. Hikme- tin ellerini tuttu ve bu temas, bir şimşek gibi iki genç vücudu biribi rinin kollarma attı. ... Hikmet, o yaz gecesinin sabahı, evinden kaybolmuş, bir gemide mi- golukla, Amerikaya gitmişti. Onun kayboluşu Erenköyde bir hâdise ol- muş, herkes merak etmişti. Yalnız, küçük Zeynep gülüyordu. Babası kızı ile sıkıfıkı olduğu için kendisi- ni endişeye düşüren bu çocuğun kaybolmasına ve üstelik kızının mü- teessir olmayışma fevkalâde mem- nun olmuştu. ramı açmıştır. Bu spor tezahürüne pek çok Yunanlı atlet iştirak etmek- kazanmıslardır . tedir . Zeynep, ilk seneler, sayfiyeye gel- İdiği zamanlar, Hikmetin birdenbire karşısına çıkacağını Ümit etmiş, fa- İLENCİNİN DUASI İkin Z pİz birkaç | İbembeyaz, gümüşi bir beyazlıktı te-Jdı. döndükleri | mede olmamız, doğru değil. Ben uzun W-| 9.10.9906 zf Y j Fikret ADİL kat aradan altı sene geçip te es seda çık tu. uzak akrabalarını bir na gelince dö, an zengin bir genç ile evlenmişti. Bu evlenme, daha zi- yade, bir iş evlenmesi olmuştu. Zeynebin kocası gençti, güzeldi. Lâ“ €ynep onu emişti. Baba- ısrarı olmuştu. e Sonra, kocası Öli dul 1. Şimdi, kalbi boş, etraft dolu, 24 yaşımda fevkalâde güzel bir üzerine r: iki #slmu İ genç kadındı. . ; 4 Gene, eskiden olduğu gibi, sene Erenk Zeyne; nin kapısı nm bira; her O sabah, ere bahçe- an çıktığı zaman, ilerisinde şimdi görmedi kapı” kadar ği markads enberg,, idi. ni işittiği bu otomo- bir 868 oba: nep, şöhr Bu ses... kulaklarında kaldırdı. Evet, rabbi, nekadar Kalbi durur gibi oldu, bir uğultu ile başmı! bu Hi Ya- dej açları, Yüzü tunç gibi yanıktı. gözleri ayni gözler — Haydi canım, gels. Mermer bir heykel gibi dona kal- miş liğini, Yalr en — Tanımadın mı? dedi. Ben, Hik- met... Ve otomobilden aşağı atlıyarak, yanma geldi, Zeynebin elini tuttu. Bu temas bir şimşek gibi, İki genç vücudu biribirinin kollarma attı. İk kendine gelen Zeynep « tu. Endişe ile etra! bah bu saatinde, esağen tenha olan uş» bakındı. Sa-) bereket versin, yolda kimseler hareketle Hikme- uldu, boğuk bir Hikmet dedi. Beni bırak.. Sana lâ ve N e SOPA na gunuyordu Sus, dedi şeyi biliyorumu Ve sonra, düşündüm. On üç yaşın- daki bir çocuğun verdiği söze ne de- receye kadar bağlı kalabileceğini ündüm. Hayat bana neler r unları değirmende a- ğartmadım. Sus... Biliyorum... Her şeyi biliyorum... Yalnız istikbal. Durdu. Yüzünden bir endişe göl- Bu arada, Zeynep, 26 gözlerle ona bakıyordu. Onda gayet İzarif elbiseler içinde, çelik, mütena- sip bir vücut keşfediyordu. Aklima, Amerikan mecmualarmda gördüğü, renkli otomobil reklâmlar: geldi. Bu ikütu bozan gene Hikmet oldu: Zeynep, ister misin gene eski- den olduğu gibi plâja gidelim? | Elele yürümiye ba ar. On beş sene evvel olduğu gibi, kestirme ol- sun diye, tarlalardan koşarak geçi- yorlardı. Yola çıkınca, karşılarına simdi artık ihtiyar olmuş dilenci ka- arım, dedi, Allah sizi bi- ribirinize bağışlasın. Bana bir ek mek parası... Durdular. Hikmet, Zeynebin göz- lerinin içine bakıyor, bir cevap bek- liyordu. 7 p te ona bakıyordu. Nihayet, mukavemet edemedi, Göz- lerini indirdi. O zaman Hikmet, cüz- danını çıkardı ve içinde nekadar pe- ra vârsa kadının avucuna sıkıştırdı. Ihtiyar dilenci avucunda paralar, İ eli havada kalmıştı. Hikmet, Zeyne- bin koluna girdi, Yürümiye başladı- lar. Fakat İki adım sonra, Zeynep, nu çekti, geri döndü, bilezikle- rini ve bütün yüzüklerini çıkararak, onlara “Acaba delirdiler mi şaşkın şaşkın bakan dilencinin öte“ ki avucuna doldurd —— m Atinadan Son Kafile- de ge'di Balkan oyunlarına iştirak etmek üzere Yunanistana gitmiş olan atlet- lerimizin son kafilesi de dün axşam8 doğru şehrimize dönmüştür. Atinadaki (o muvaffakiyetsizlik » leri etrafından kisaca fikirbe yan eden etletlerimiz, Balkanli komşularımızın stletizme çok fazi ehemmiyet vermekte olduklarını söy» lemektedirler,

Bu sayıdan diğer sayfalar: