10 « 936 TAN Gündelik gazete Başmularriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. —— | | Günün meselelei ————— Çocuğuma nasihatlarım Dün mektepler açıldı. Bu yıl Hee - ye geçen oğlumu yeni mektebine gi derken Karşıma aldım ve on# baz nasihatler verdim. Bü nasihatleri bu sütünde memle- ketin çocuklarna da tekrar etmek is- tiyorum & * — Oğlum, dedim, #le bir devirde Yaşıyorsun ki hayaf senden kuvvet- li bilgi İster, Yarfiyamalak malü - mat İle hayatın karşımda ayakta duramazsın. Eğer okupüzsan şahsiyetine istiklâline sâhip olamaz, başkalarını | uşağı olyaktan kurtulamazsın. » ve Dünyada okumaksızm birşey öğ- retilemez. Fakat yalnız öğrenmek| etmez, öğrendiğini tatbik etmesini de bilmek gerektir. Onun için yalnız kafan kitaplar içinde kalmasın, uf - kunu genişletmeğe, hayalini kitapla- | rm kuru sayfalarından çıkarıp haya-| ta uygun tecrübelerle kuvvetlendir «| meğe çalış. Mektep kitapları haricinde öğren- mek mecburiyetinde bulunduğun bir gok bilgiler vardır. Bunlar kafanın süsü, ruhun gıdasıdırlar. Mektep ki - tapları insana anahtar vazifesini gö-| rür, fakat hayat öğretmez. iyi yazmasını öğrehemezsin; Klâsik - ler bize hayattan uzak görünür; kat dilimizin temelini ve yapısmı| onlar teskil ederler. İnsan kendi dili-| ne sahip olmadıkça bilgili maz. sayıla -| * Fakat wizde İnsanm Yalnız kendi| dilini bilmesi kâfi değildir. Yabancı bir âil ihtiyacı, ana dil ihtiyacı ka .| dar kuvvetlidir, Ecnebi bir dil bü. miyen bir insan bizde dilsiz sayılır. Hangi mesleğe gireceksen &İr, hayat- ta ne olmak istersen ol, fakat mu - vaffak olmak için birinel şart kuy - vetli ve yardımcı bir yabaner dil bil- mektir. Yaşıyan garp dillerinden bi- rine ana dilin kadar sahip olmalısım.. » Bilginin hududu yoktur. İhsan öğ- rendikçe cehlini anlar. Fakat intisap edeceğin meslekte muvaffak olmak için, iyi bir vatandaş gibi yurduna| faydalı olabilmek için coğrafya ve ta- rih bilgin kuvvetli olmalıdır. Maziyi| ve muhitin harleindekileri bilmedikçe insanm ufku dar kalır, Dar ufukla insan ise olduğu yerde saymağa mah- kümdur » Müsamahakâr olmasını öğren. Şu- nu kafana koy ki dünyada mutlak hakikat yoktur. Her sey Bisbidir. Se- nin doğru bildiğin daima yanlış çıka» bilir, Başkaları senden daha doğru, duha iyi düşünebilir, Onun için fikri. ne en gıt fikirlere kulak ver. En düş- man düşünceleri dinlemesini bil, # Dünyada en bahtiyar adam boş yakti olmıyan adamdır. Zaten huyat, öğrenilmek lâzmge - len şeyleri öğrenmeğe (o yetmiyecek kadar dardır. öldürülecek vaktimiz yoktur. Dakikanm kıymetini bil. Öys| 16 çalış ki en büyük şikâyetin vaktin | azlığı olsun. » Bu sözlerim kulağma küpe olsun. Nasihatlerimi tutarsan İleride ba-| Ba hayır dua edersin cnebi gözile İmralı tecrübesi MEN Gözlerimi uğuşturdum: Amerika demokrasisinin en eski basit gün- lerine ait hir kitabı okuyorum. Hakikaten görülen man- zara karşısında insan göz- lerine “inanamıyor. dliye Vekili geçen A gün İmralı adasına gittiği zaman yanına ec- nebi misafir olarak Ame- rika sefareti müsteşarı Mister (Shaw) 1 almıştı. Mister Shaw İmralıda- ki yeni Türk eserini gö- ren yegâne ecnebidir. Ay- ni zamanda da Şahsen s€- nelerdenberi hapishane 1s- lahatına ait meselelere merak etmiş ve bu mevzu üzerinde derin araştırma- lar yapmıştır. Bunun için Mister Shaw'ın Im- ralı ziyareti neticesinde ne gibi İn- tıbalar peyda et çok merak ettik. Gidip kendisile konuştuk. Amerika sefareti müsteşarı bir saniye tereddüt etti: Gazetelere mülâkat vermeye salâhiyeti var mı? Sonra mevzuun politikaya ta- alluku olmadığına, şahsi düşünce- lerini söyliyebileceğine kari © riar She öğelerini biriz 3- şağıda okuyacaksınız. Bu sözleri anlatmıya başlamadan bi durmak ve size bu dostun nıtmak isteriz. ver. saniye uzu ta- kullandık. - Bu kelime ye- rinde değildir. Memleketimiz Mis- 'ı hiç olmazsa Amerika derecesinde biz de benimsiyebili- riz. Amerika müsteşarı, memle mize 1921 de ge! ir. Memlek tin bir tarafımı işgal altında bul- muş, bir tarafında da yeni inkılâp Türkiyesinin doğduğunu ve inki- şaf ettiğini görmüştür. Amerikalı dostumuzun daima tekrar ettiği söz şudür: — Osmanlı devletinin son hatv- ni gözümle gördükten sonra ge Türkiyenin doğmasını ve nı takip ile geçirdiğim Moülerii zevkini ve heyecanımı dünyada hiç w 1928 da Amerikaya gitmiştir. Fakat orada da Ameri- ka Hariciye (o Nezaretinde Yakm Şark şubesinin müdürlüğünü miş ve memleketimiz hakkında es- ki tahaccür etmiş fikirlere saplan- mış olan Amerikalılara yeni Tür. kiyenin hakiki çehresini tanıtmak için senelerce, adeta vatanperver bir Türk gayretile çalışmıştır. 1930 da Mister Shaw yeniden Ankarasma kavuşmuştur. Kendi. sine terfi yolunda çok mühim iler tekli? edilmiştir. Dostu- muz bunların hepsini reddetmiş ve Türkiyede kalmayı, Türk muhitin. de yaşamayı ve doğduğunu gi düğü yeni Türkiyenin in ait müşahedelerine devam etmeyi tercih etmişti ddemeden dönelii hakkındaki rmı bize şöylece anlattı m saatler ka- dar meraklı, alâkalı bir zamanı çoktan beri geçirmedim. İntıbala- rrmi anlatmak için ne kelime kul- lansam duygularıma nisbetle za- yıt düşecektir. Imralıda gördüğüm eser üzerin. de Türkiyeye ait bir müessese di- ye durmadım. Dünyanm neresinde olursa olsun, cezaevlerinin ıslahı. na ait hareket ve teşebbüslerde a- lâkadar olanlar, İmralı adaamı ileriye doğru hızlı bir adım diye karşılıyacaklar ve bunun tetkiki- ne kiymet vereceklerdir. Imralıda maddi ölçü İle bir fev- sonra Mister intibala- kad mesul zaçta Krimonoloğ bahsederler. Böyle bir ili Hapishane ıslahatı gibi bir de muvaffakıyet temin edi li usul bilmiyo- E cak Mutahbar Şerif ruhunda in. masi ve gayele kendi hüviy, çalışmaları sayesinde bilir. Dünya hapishane si içinde bir kaç Mutahi Bu fat etmediğ mütevazi adamıdır, kendisine it imi, incit t bla iğim vi hakikati ortaya koj endimi alamadım. diyanlar, jandarmal, diğer tarafta mahk lar daima tesadüm ve ihtilâf linde iki unsurdur. başka memleketlerde bu önüne geçmeye ha ihtilâfın nokta gözüme çarptı: Burada ihti- lâfın ortadan kalkmasına ç lunmuştur. o Ortada iki kadar, ayni gayede birleşmiş, kay kvücut bir cemaat v Küçük bir piyes oynanıyordu. Jandarmalar mahkümların ar sında dağılmışlardı. Şurada yirmi mahkümun ortasmda duran silâh- sız bir jandarma, burada bir mah- kümla müsavi bir insan gibi ko- nuşan bir Adliye Vekili, bir hapis- hane mütehassısı... tipte r etmeye $ mralıda alıştığınız hapishane havasından büsbütün baş- | narak onun | bir inkârıdır | Amerika sefaretı müsteşarı böyle mlardan bahsedi kelime bulamiyarak dedim, Faka hpus bu kelime Imralıda Bir insan diğer müsavi bir Bir “Türk vütandaşmın felâkete uğramış di- bir Türk vatandaşının derdine ortak olmas rum nsan ile konuşması... Gözlerim! Hakikaten görülen © manzara, beklenebilecek manzaradan o ka dar farklı ki insan gözlerine namıyor, ina- duygularını izahta zahmet çekiyor. tanımıyan ve bozan adamı bu adamı tedavi ni yeniden k Kafesin içine nda şında öyl e büyük bir | bir güzel- | rına ehemmiy 1 örtmüş, muş, dar kafesin en n büy ük ye -Jiri ve bi yor. Eşine bile... Onun ayakları dibinde kocaman, yelesine ır padişahı şöhret Dişi töket erkeği tıpki bi tüyleri ipek gib a kabarık yeli slan ona Dak kedi gibi yaltakir - bi ışıldi- #aryOr, yan sirti iyor. | yor ve ön bu dişi aslan işgal e- | e yer bırakmağı düşünmemiş) e rağ -) üzülmüş! cin deği, #rf henüz geldiler. K elerini sürü *|8iz yere kavga etmi söylüyor himaye hürriyetten m; Mükemmel yeti maksadile bıra. Fakat kendini nak aca & görmüyor diye hareket edeceği bestçe insanlar arasm: beş sene, on sene da bir mücri zedi bulacaktınız. Bu halde Müş buradan ce e dost ve sadık bir unsur di. ye ayrılmasını beklemek satdillik değil » Belki o adam bizim yanlış öl ştlir. Fakat dir? müzle ceza görmü ye zaten onu ce di, değiştirmek tirmekti. Da- ha fena bir ğine göre kendi kendini Seri diye c cemi değil, cezaları oluyordu. tliğe kavusan cü rüm hamzedinin tecavüz e mâliri hesâbını deyordu. cah cemiyet ö. siyetler vardir. muhitteki h ulunmast tem edilecek ruh olduğu gibi, Tü deki mücrim sıfatının h telif edil ve tak Dediğim gibi, dirimin derece: nlâka itade © edecek kelime bulamıyorum. Bütün söy» lediklerim içi duyguları taz mamile İfade etmekten uzaktır. pençeleriyi kuyruğunu kıpkızi dili rak onu süslemeğe çalişiyor. Dişi aslan onun bu Y £ vermiyor pe okunuyor, » Fakat öteki, dişisinden bu kadar u kadar korkunç olmasına rağmen onun dizleri ; dibinde Adeta | ona sığınır gibi bir hali var: Bu kafeste geçen şey nedir? Bir sile faclasi mi? Bir dargınlık | mrt. Bu 'aslan, ihaneti Yakalanan ve ötedenberi | bir kocayı da pek #ndıryor. Yoksa hiç bir kavge ve bi Oy Kafesi içinde seye onun sinirlerini bossmaz mı?, m sonra kocasiyle sebep- nm kadın içi. ir kadın kaprisi mi?.| | İ kurmağa teşebbüs © İ Tarihi Dedikodu B Ahmet Şefik eski sistemin Efendi ve Mithat Paşa İkinci Mahmut, Yeniçeriyi kaldır « dıktan sonra devleti Sarp usulü üzere » Nazırlıklar ihdas eyledi, reisülkütapları harici nazırı, sadaret kethüdasını dahiliye nazırı yaptı. Yüz ellişer o bin kuruş maaş bağladı. Babriliye gidip gelir - ken de on beşer atlı İle alay teşkli et- melerini ferman etti. Debdebe, dârat, haşmet mikem - meldi. Yeniçeri azameti, yeniçeri istibdadına alışmış olan halkın gözünü doldurmak için de saltanata, gösteri ge Tük görülüyordu. Tâ ki her na- mr nüfuzunu yürütebilsin ve sözü - nü yerine getirebilsin!, Mahmudu Adli, bununla da iktifa etmedi; umuru devleti mizskere et- mek için üç meelis kurdu: Biri Mee- | isi Ahkâm Adliye, biri Dürr Şürayı | askeri, üçüncüsü de Dârı Şürayı Babsâli idi, Sultan Mecit devrinde bu b lâğvolundu. Yerine Meclisi Viğik ko - nuldu, Meclisi Vâlâya maz'af 2 harrirleri almak bzzmgeliri zam Reşit Paşa, Meclisi V iken mazbata muharrirlerini ie almak istedi, Babiâlinin alt da, Şürayı Devlet dairelerinin | ğinde bir büyük Resit Paşa bu odaya indi ve imf namzetlerini eyledi. Bu oda ve geniş oda orada kendisi in (Mazbata Odası) N Meşrutiyete kadar ©. böyle kullanıldı. rak tanındı, Sadrazam Büyük Reşit Pasanm meclisi, bu odada kuruldu. İmtihana dahil 0- lanlar arasında Rusçuklu Ahmet Şe fik Efendi ile sonraları (Ayaklı kü- tüphane) namiyle yadolunan Sabit Efendi de yardı. Ruscuklu Ahmet Şe- fik Efendi hattı divaniyi kalemde, al- inde tahsil liyakatini gösterdi- divanı hümayun kalem zabi » bizzat riyaset ettiği imtihan o (Mithat) lâkabı verildi; Mit- hat Paşa oldu. Ayaklı kütüphane Sabit Efendi de Bağdat merkez mü- tasarrıflığına tayin edilen Sabit Pa - şa oldu. Sabit Paşa, Bağdat merkez mutaasarrıflığında 180 senelik Bağ- dat kölemenleri tarihini yazdı. Ahmet Şefik Efendi de 1293 kamu nu esasisini kaleme aldı. İmtihan tahriri idi. Büyük Reşit Pasa, Mithat Efendinin verilen mev« rine kaleme aldığı mazbatayı zu üzel | görünce (bu mazbatanın müsevvidi | sadrazam olacaktır) kehanetinde bu- İ kundu ve nitekim de oldu. kendinin, Abdurrahman Âdil EREN En büyük kılıbık izde kaç tane bulunur? Kadın bu... r... Sebepsiz yı ri tutunca tu » hem eşinin keyfini ka rır Işte, şiddetle yerinden kalktı. Bü. ec onu süslemeğe, kocasına ağ» tererek ba « sevmeğe çab ak diş Eırdı. Ve pençesini gösterdi Öteki hiç ses çıkarmadı. Kabarık yeleli muazzam başını mazlüm, miaz- NIZ ârasm lâm önlüne eğdi. Ve bu defa karısnm ayaklarımı ylar, aslanın erkeği böy. an sonra hâlâ arkadaşları « karılarmızdan korktu - zu söylemeğe bilemem ki ne çe- kinirsiniz?. Suat DERVİŞ &