N A Sa iile ir 5 General Ali Hikmet programını anlatıyor Muhabirimize dedi ki: Atletizm başta gelecek, atlet olma- yanlara futbolde yer verilmeyecek güreşe çok ehemmiyet verilecek ” Balikesir, (TAN muhabiri bildiriyor) — Türk Spor Kurumunun Baş- anı, Gaziantep Saylavı General Ali Hikmet o Ayerdem dün ekspresle, ,ocuklarımı görmek ve bir müddet istirahat etmek üzere şehrimize gelmiş. tir. Climpiyattan yeni dönen başkanı Tan namına ziyaret ederek yapıl- makta ve yapılacak olan spor hareketleri hakkında malümat almak iste- dim. Beni güleryüzle ve tatlı bir dille kabul eden başkanla şunları ko - miştuk: J — Kültür Bakanlığında bir sporr—— müsteşarlığı kurulacağını, mektepler-| bir Rumen, Finlendiya, Alman, ilâh... le hariç klüplerin elele vererek çalt“ |usulü değil, Türk usulü esas olacak. şacağımı gazetelerde okumuştum. Be-| tır. ni tenvir eder misiniz? Bütün vilâyet, kaza, ve köylere la 500.000 Dolar Bir Boks maçı için teklif edilen para Bu yazm ortasında Alman bok - sörü Şimelingten beklenmiyen bir mağlübiyete uğrayan zenci boksör Joe Löuiz Amerikâda yine parlâmış- tır. yeni spor Geçen hafta karşısına Çıkarılan hasmı beşinci devrede bâyıltması zenci boksöre yeniden reklâm olmuş tur. Dünya şampiyonluklarını tertip e- den insanlar şimdi zenci boksörün dünya ağır siklet şampiyonu Bra - dokla karşılaşmasını istiyorlar, Cihan şampiyonu bir çok teklifler almıştır. Bü tekliflerin en mühimmi Kaliforniyadan gelmiştir. 500,000 dolar gibi büyük bir servet teklifini alan cihan şampiyonu zenci ile kar- şılaşmağt bazır olduğunu bildirmiş» tir. Fakat diğer taraftan cihan şam- piyonunun hastalık yüzünden dö - vüşemiyeceği Nevyork federasyo - nunca tasdik edilmiştir. Aradaki ih- tilâfların hülledilerek maçın yapıl - jması muhtemeldir. Çünkü ortada oynıyan para miktari pek büyük - tür. .Rusyadaki temas- Spor Kurumu Reisi General Ali Hikmet Ayerdem cak, bu gençleri kaza ve vilâyetlerde birbirleriyle güreştirecek ve galiple- rini federasyona alarak hususi surot- TAN m nn a m 110 6 Yugoslav hikâyesi Yazan: Antun Gustav Matos —ı1— Çok yorulmuştu. Ikinci kattaki a- partmanın penceresinde ; oturmuş, dinlenirken düşünceye dalmıştı. Bi- İriken borçlarından dolayı memleke- tini terketmek mecburiyetinde kal - mışt. Ailesi de, kendisini koymuş, üstelik onu Amerikaya kadar götü- recek harçlığı da vermemişlerdi. Ce- nevede “demirlemek” icap etmiş, kumara dalmış, Islâv, bilhassa Buk gar talebelerini pokerde yutarak &- peyce “mangır” toplamıştı. Talebe - lerden biri bütün varını, yoğunu ku- marda kaybeğerek, kendisini göle atıp intihar edince, kahramanımız Thalak'ın aklı başma gelmiş, ku mardan vazgeğmiş ve Allahtan ola- cak, şöyle usturuplu bir fikir düşün- müştü: Büyük bir'yer tutacak, bir. kaç minder Satınalacak ve eskrim, daha sonraları da boks dersi vere - cekti, (Esasen boksu Parisli bir us- tasmdan öğrenmişti.) İşte bu eskrim sayesinde yüksek sosyetelere, muhitlere girdi çıktı. O- rada peydaladığı nüfuzlu “şahsiyet- lerden”, bilhassa Rusya için birçok tavsiyeler aldı. Bir de son boks ma- çile dünya şampiyonları arasına gi « rince de Parise yollanmak üzere ha- te yetiştireceğiz. Güreş en büyük bhi- : lardan alınan arlıklara bâşlddı. Hayatında ok — Bunun hakkında hiç bir mali. matım yok. Fakat bizim hükümete birçok tekliflerimiz olacaktır. Hü. kümetin büyük yardımı beklenecek- tir. Türk sporu ancak bu suretle can- lanabilir. Faaliyet programı General Ayerdem çok kısa bir za- manda tatbik sahasina geçecek olan faaliyet programını ve hükümete ya- pılacak olan teklifi, bir malâmat 6 dinmem İçin uzun uzun İzah ettikten sonra, çok esaslı şekilde çalışılacağı- | nı söyledi. — Talebelerin klüplere dahil olma- sına ne dersiniz? — Anlattığım gibi, sporda zümre ayrılmıyacak, ferdi kudretin - vücut| bulmâsı için çalışılacak. i — Anadoludaki sporu da bu esns-| larla mi canlandırsenetinız? Gelen! antrenörlerden 3 şehirden gayrisi is-| tifade etmiyecek mi? — Uç antrenör getiriliyor. Baş ant- renör gelmiştir. Diğerleri Izmir ve Ankarada çalışacaktır. Ankara ve İzmire dahil olacak o mmtakelardan seçilecek birer mümessille bir kurs açacak ve bu kurslardan yetişecekler de vilâyetlerinde sporun idaresine ge- çeceklerdir. Baş antrenör de sık sik gezmeleriyle bu çalışmayı köntröl e decektir. Daima atletizm Meselâ bir milli takım yapmak iş- tiyoruz. Görüyoruz ki her oyuncu bir sistem tutturmuş. Tam bir takım yapmak imkânsız. Halbuki bizim ka- bul ettiğimiz sistem İngiliz oyunudur, Bu antrenörler sayesinde bütün mem Kkette yalnız bir sistem hüküm sü- Tecek ve bir milli takım yapmak iş- tenince herkes bir havadan çalmıya- caktır... Artık biz de, bütün dünya gibi spor denince futbol anlamıyacağız. Bizde de spor artık atletizm olacaktır. Teş- kilâtımızda atletizme dahil olmıyan sporcuya futbol oynatmıyacağız. Bu #eneki olimpiyattan çok şeyler öğren- dik. Atletizm, daima atletizm, dai- ma ferdi kudret... 940 olimpiyadına 'bu suretle hazırlanacağız. — Olimpiyattan nasıl bir intiba i- Je döndünüz? —bBiz giderken aleyhtarlarımızı belki bilirsiniz. Ben gideceğiz diye is- Tar ettim ve İsrarımda da isabet et- miş vaziyetteyim. Olimpiyada gitmek Je kaybedilmiş hiç bir şey yok, fakat Ni - kazanılmış çok şey var. w”. İki yol ç Türk sporunu iki yol üzerinde vü- rüteceğiz: 1 — Genel olarak, Türk sporunun — terakki ettirilmesi, 2 — 940 olimiyadına iyi yetişmek “İçin hususi bir mesaf. Bu husustaki — hazırlığımız üstün bir vaziyettedir © — Bayrağımızı şeref direğine yük- © #elten Türk güreşi için neler yapıcak- © Biniz? — Güreşte çok ümitvarız. En ön- mim yaydık. Kuvvetli, güreşçi arıya» ispanya iht Meşhur kaleci Za mekten nasıl zeteler yazmıştılar. Bu namlı futbo Ispanyol gazetecisi şöyle“ anlatıy Bizim Madritte sabah gazetelerin- de çalışan muharrirler işlerini güneş doğarken bırakırlar. Geçen Temmuzun son günleri, yi - ne sabaha karşı işimden çıkmış yor- gun, argın evime döndüm. Ispanya ihtilâl kanlı günlerini yaşıyor - ik. Gazetelerdeki çalışma çok ha- raretli idi, Hemen yatağıma girdim. O sırada acı acı telefon çalmaya baş- ladr. Telefonda bir kadın sesi nefes ne- fese: — Antonyo! Antonyo! Goya ma - hallesindeki dostunuz tehlikededir. Çabuk yetişiniz! Dedikten sonra tele fonu kapadı. Göya mahallesi asilzadelerin otur. duğu bir yerdi. Tanımadığım tele - fondaki kadınm ismini söylemediği ahbabım hangisi idi acaba?. . Zihnimi kurcalarken, hemen bir isim batırımda canlandı: Rikardo Za mora! Evet tehlikede kalan arka -| daşım İspanya milli takımının şeref-| li ve emsalsiz kalecisi olabilirdi. #1. | hakika bizim Zamora nasılsa rejim aleyhtarı şüpheler uyandırmıştı. Bu- nun da sebebi: katoliklerin fikirle - rini yayan “Ya,, isimli akşam gaze- tesinin spor muharrirliğini iki sene evvel yapmış olması idi. Halbuki za- vallı dostumun siyasetle filân slâka- sı yoktu, Yalnız spordan çekilmek! üzere olduğu için ihtisas dshilinde| kendine teklif edilen bir işi kabul et. mişti; o kadar... Derhal evine gittim. Salona girdi- gimiz zaman meşhur futbolcüyü, ra- bat çehresi ve dizlerinin üstünde hop attığı kızile bulduk. Bana elini uza- tarak karısının telâşmı anlattı: — Işte bir kadın ki, her saniye ka- pımızın çalınıp beni kurşuna dizme- ye götüreceklerinden titriyor, dedi. 'Tam o sırada kapının zili uzun u- zuh öttü. Kalecinin zevcesi yine ka - pıya koştu. Salondan Rozaryonun hafif tatlı sesine, sert cevaplar ve » ren bir kalabalığın biriktiğini enlr - i kurtulan futbo'cular Senelerce dünyanın en yüksek ve mış ve on seneden fazla İspanya milli yapmış olan meşhur Zamoranın son kurtulduğunu ve bügün ne halde yaşadığını vak'aya şart maye payını kazanacaktır. neticeler Sovyet Rusyada muhtelif spor te- masları yapan sporcu kafilemizin re- isi alman neticeler hakkında alika - darlara resmi malümat göndermiştir. Bu malümatta, Halkevi futbole'ırı- nım Üç maşi kaybettikleri, buna mu- kabil, iki güreş, İki bisiklet ve bir €s- krim müsabakasmın kazanıldığı, bir eskrimda da berabere kalındığı bildi- rilmiştir. Uzak Şarkta gerginlik Çin'hükümeti Japonya- ya nota verdi silâhlı ve başlarında kolundaki işa -| Lonâra, 30 (A-A.) — Röyter &- retten şef olduğu belli bir gençle Za| jansının teyit ettiğine göre, Çin hü - moranm karısma ziyaretlerinin se -| kümeti Japon hükümetine aşağıdaki bebini anlatıyorlardı: dört dileği bildirmiştir: — Dün gece bizim kıtalar üzeri -| 1 — Japon kuvvetlerinin bundan ne bu evden silâh atılmış, böyle Çin topraklarını çiğnem'yecek- — Evi arıyacağız, leri hakkında taahhiit verilmesi. Kıt'anın şefi, Zamorayı görünce: | 2 — Japon Mmilliyetperverlerinin — Vay sen Zamorasm değil mi?|Çinde yaptıkları kaçakçılığın kaldı- Kaleci cevap verdi: rılması, — Evet ben Zamorayım. 3 — Japon kuvvetlerinin Feagtai- Orayı bir sliküt kapladı. Ekserisi |den çekilmeleri, şerefli kalecinin milli takım kalesi «| 4 — Çin, Ying Juking muhtardev. ni nekadar kahramanca müdafaa et. |letine karşı hareket serbestisine ma- tiğini seyretmiş gençlerdi. Cesaret e |lik olacaktır. dip meşhur futbolelinün evini ara .| Bü dileklerin Japon diplomatik mak ağırlarma gidiyordu. mahafilinde büyük bir heyecan uyan- İçlerinden biri; dırdığı söylenmektedir. — Sen Faşist değilsin değil mi? Bize faşist olduğunu söylediler, Meşhur kaleci, siyasetle alâkası olmadığını ilâve etti. Aralarında kah raman kalecinin evinin aranamıya- cağını söyliyenler oldu. — Kaçmazsın değil mi? Sualile ka PIYI çekip gittiler, Onlar gidince Zamora rahat bir nefes aldı. — içeri girseydiler, mahvolmuş- tum. diyerek bana ölüm tehlikesini anlatmıya başladı. — Azizim, geçen sene EF, C. Madrit takımı Valansiya ile karşılaştığı za- man ki, İspanya şampiyonluğu mev- zuu bahis idi Sivil vali bana bir he- diye vermişti, O hediyeyi şimdi gös- tereceğim; fevkalâde güzel bir filin- tadır, Fakat aldığımdan beri bir ke- re kılıfından çıkarmadım. Bir tane de kurşun almadım. Fakat tahmin e- dersin ki, kıt'aların üzerine rteş edil- diğini iddia edenler o silâhı bulsa idi- ler, mahvolmuştum. Hemen yukarı fırladık. Kalecinin karısı kapicıdan bir testere aldı. Çif- tenin evvelâ sapmı kestik. & Ateşte Lr .âlinde güç mora idam edil- kurtulmuştu teknik kalecisi olarak ta takımının eşsiz kaleciliğini lâlde öldürüldüğünü bazı ga- lcünün kurşuna dizilmekten nasıl vlan bir or : Mısır milletler cemiye- yetine kabul ediliyor Kahire, 30 (Hususi) — Mis a- semblenin birkaç hafta sonra Yapıla- cak fevkalâde bir toplantısında Mil letler Cemiyetine kabulü için hazır. lıklar yapılıyor. Manisa öğretmenlerinin toplantısı defa olarak,'bir parça olsun, para toplıyabilmişti. Genç, eğzentrik, ve hele kozmopolit kadınlar, bol bol, hiç sakınmadan paralar vermişlerdi ona. İlk önce, memleketindeki borçlarını ödedi. İnkâr edilemiyecek kadar ve kahraman hudut zabitleri olan ecda- dmdan miraslandığı iyi kalpliliği, te- miz tavrı herkesi hayran birakmış- t. Tanıdıkları tapıyorlardı ona. Bizim birçok öfkesi burnunda, bu) suz, baruta benziyen erkeklerimiz gi bi, kalben temiz ve asil kalmıştı. Çocuk ve adeta kız gibi utangaç ru- hu, sarımtrak karta! gözünü andıran gözlerinden okunuyor, dağlı Hacuk ve Uskok kabilelerinden gelen er - keklerinkine benziyen kalm ve sert AE a Mn du, Aşk denizinde çok gezmiş, sev- miş, sevilmiş idise de hakikatte ho-| şuna gidecek tek bir kadın bulama- mıştı. Zira aslında dalma ve daima | şövalye ruhu İle yetiştirilen bütün insanlar gibi ideal kadını arıyan bir Don Kişot olarak kalmıştı. Büyük bir arsadan bozma bahçe- den tatlı bir rüzgâr esiyordu. Pek yakındaki bir pencereden bir kanar- yenin sesi geliyor, ve daha uzaklar- da da Şopenin ölmez ballatlarından birinin tatlı ve ahenkli iniltileri dar Eilıyor, yayılıyordu. o Thalak, bir vahşi gibi açık gözlerile, hulyalı hul- yalı, cıgarasının çıkardığı duman halkalarmı takip etti. Birden irkildi Çıplak, terliyen ensesinde birkaç! damlanın damladığını duydu, Onis- rı mendilile sildi, Kuruttu. Lâkin damlalar yine düşüyordu. Adeta parlak bir haziran göğünden Yağ * mur yağmıya başlamıştı sanki... De- Tikanlı başmi çevirdi. Yukarı katta- ki apartmanm penceresinde, saksı İve çiçekler arasından yüzü utancm- İdan kızarmış ve bu şaşkınlıkla, söy- lyecek söz bulamıyan ve gözünü de-| bi yaktık, Namlusu kalmıştı. Onuda futboleu pantalonunun bir paçasın- dan aşağı uzattı. Beraber sokağa yorduk. Zamort hemen çocuğunu di zinden indirip kapıya doğru koştu. Ben de onu takip ettim. Kapınm iç tarafmda birçok milis çıktık. Yakındaki göle kadar gezinti yapıyormuş gibi gittik. Namluyu gö- miştir. Bu toplantıda öğretim, eği Hin derin sularına bıraktık. Manisa, (TAN) — Manisa merke. zinde ilçeler murahhaslarının iştira | kültür işyarları ve ispekterler riya - kile yapılan muallimler toplantısı bit. | setinde yapılacak toplantılarda bütün tim, yönetim ve türlü işler üzerinde) Gönderdiğim resim Manisada topla - n Ve işte Zamora ölümden böyle kur | konuşularak mühim kararlar alınmış) nan muallimleri bir arada göstermek- de olacağız. Bir gün gelecek, artık| gençleri, tepeden tırnaklarma kadar) tuldu. Bu toplantı mukarreratı, ilçelerde - İmuallimlere ayrıca © bildirilecektir. duğuna İnanıyoruz. Tabiatle, bir in. zı KOMŞU Çeviren: İbrahim Hoyi ayıramıyan güzel bir kedim başmı gördü. Nihayet, bir çocuğun konuşması- nt andırdığından dolayı kadınların pek hoşuna giden 0, tuhaf fransiz casile: — Çiçeklerinizle birlikte dikenleri de süluyorsunuz madam, dedi, Kadın, ona çocukça bir hayretle bakmakta devam ederek: — Bana bâtamıyacak kadar uzak- tayım ondan... Diye cevap verdi. — Lâkin, batınıyanları da vardır. — Nebatat bilgim pek zayıf, pek kurudur. Bununla beraber haydi de diğinizi kabul edelim, — Çok rica ederim, madam, git - meyiniz. Kaçmaymız. Havsya bakıp ta sizi öyle gökde çiçeklerle çevre- lenmiş bir halde görmek, seyretmek 0 kadar güzel ki... — Köonuşuşunuzdan ve şivenizden &nladığıma göre buralı değilsiniz. — Eseflerimle.. öyle... Tekatide çıkarılmış eski bir zabitim. Hiç şüp- hesiz bildiğiniz gibi de eskrim (ve boks hocalığı yapıyorum, — Evet. Hakkınızda, gazetelerde epeyce şeyler okudum. Zafer Yolun- da doludizgin gidiyormuşsunuz.. — Ne zafer, sefil bir zafek.. Lğ. kin bu da çalmaktan bin kat daha İyi, Erkek ne yapabilir? Çalışmalı değil mi?.. Eğer bütün kurduklarım olursa, Parise gideceğim, Ayrıca a. İa binicilik dersi de vereceğim, Mma- nınız madam, adeta at delisiyim ben. Burada da atsız ne hale gel « diğimi kabil değil tasavvur ede mezsiniz. Bir at görünce, bir bedevi, bir Arap kadar mahzun oluyor, ke- der duyuyorum. Yalnız biz süvari. ler, atla binicisinin “bir” (haydi es. ki tabirle söyliyeyim) yekvlicut ol- san mevcudiyetinde at ruhu olma « mak şartile,.. Sente Glenn» kayrilkalef İz Bari amazonüfuzü buldunuz mu? Thalak kadının renginin ne ka - dar çabuk uçtuğuna, sonra kızardı. ğma dikkat etti ve gözleri (cidden tuhaf) nemlenerek dumanlandı. Bu- na da kadın şaştı. Thadak, genç kadınım sözlerine hararetle ve derü- ni bir sevgi sezişile mukabelede bu- lunmak isterken, kadm sadece kü- çük bir baş selâmı verdi ve dudak. larında zor zaptedilmiş ve tahrik e. dici bir kahkaha ile çiçekler arasu- dan silindi. İşte tanışmaları böyle olmuştu. Akşama, Thalak, Yemek Yemek için şehre gitmek İstemedi. Bir şey- den utanırmış gibiydi. Bir Yabancı- nın mevcudiyeti kendisini şaşırtmış- tı, Gece, karanlıkta, kendisine ya tak işini de gören maröken bir min. dere uzanmış, yalnız ve bahtsız ol « duğunu hissediyor, anlıyordu. Biricik oğlu olduğu, kerdisini fazla şimartan (Allah rahmet ©ylesin) a- nasını düşündü. Delikanlılk çağla- rma yetiştiği zamanlarda bile,” her İsabah anası daha kalkmadan, baş ucuna gitmek mecburiyetinde kalır- dı, Derken babasını hatırladı. Al - bay olan babası, kırmız! yüzü, beyaz bıyıkları, biber gibi Sert tavırlarile tam anlamile hakiki bir “Bruder Ya- vo” idi, Onün, Üzerinde sanki bir askıdaymış gibi duran sivil elbisele- ri, köhne kırmızı sabah terlikleri gözünün önüne geldi. Tasavvur edi- niz ki, Thalsk büyüyüp te zabit olduğu zamanlarda bile, babasından izin almadan önünde bir cıgara yak- mıya cesaret edemezdi. (Arkası var) Kocaeli Parti işleri Adapazarı, (TAN) — Kocaeli Par- ti işlerini incelemeye memur Seyhan saylavı Tevfik Tarım bir müddet vilâyet Parti teşkilâtı işlerini gözdi geçirmektedir. İzmit, Karamürsel, Kandırayı gö « ren Tevfik Tarım bir haftadır Adapa- zarında çalışmaktadır. Buradan son- ra da Hendek, Karasu ve Geyve kaza- ları işlerini yerlerinde inceleyecek « tir. Parti, ocak kongrelerine hazırlan - tedir. maktadır.