Banula beraber Dertli Hasan san- İlin içinde doğrulmadı. Ipi bıçaği- kesti ve boşta kalan sandalı da rin gittikleri yoldan uzağa için kürek çekmeye baş- Sİ, Stlbi büyük bir heyecanla çarpı #İ Bu çarpmtınm sevinçten mi, yok- ii korkudan mı olduğunu anlamak Sil değildi. « şZten o şimdi böyle boş şeyleri Ünmüyord Sİ,Recep Reisin kadirgası yelkenle - sişirmiş olduğu halde kürekle- İn hepsini çekerek uzuklaşıyor - gemiler de birer birer geç- şaş Dertii Hasan birer karaltı balin - Börülen İzisnda kıyılarma doğru Hin kuvvetile kürek çekiyordu. O- varmak için acele ediyordu. Ski Sarı Kız onu bekliyordu; ya- 0'İ £ Onu başkasına vereceklerdi. vel Shin denizi ardma almıştı. Sert çi), Soğuk bir rüzgür altnda tek ba- ve küçük bir sandalm içinde e#- bir maceraya atılıyordu. yerlerde Sarı Kızdan baş - Miçbir tanıdığı yoktu. Oda her “âs Dertli Hasanı gülerek ve sevi- karşılıyacak değildi. Hattâ Hasanı cezalandırması için bile kışkırtabilirdi. Türk de isini sevmiyen bu kız, onu bir değil, bir korsan, bir gardiyan rl, tanıyordu... v4İ Xndan başka, gittiği adada otu - m dillerini de bilmiyordu. Sa- yahut forsalardan duya- hi SİX aklında kalin birkaç ingilizce meye yarardı? Zaten kıyafetini İr görmez, Türkleri evvelce gör- ğ b olanlar onun da Türk olduğunu ij Sen anlıyacaklardı. i i - sinin viyt İl maceraya AMA süphe yoktu. Dertli Hasanm nde tutuşan aşk onun aklmı n almış ve bu yola sürükle- ti il Karanlık bir gece... Tesız bir de- Kutbun buz yığınlarından sö “b de Izlandanm karlı ve buzlu “ai “arını yaladıktan sonra buralara & gelen iğveli bir rüzgir.. Dertli Hasan durmadan kürek çe- 9. bir an önce kıyıları yüklaş- çalışıyordu. Çünkü rüzgürm İş, <6 sertleşmesi ve bir fırtına çAsı da beklenebilirdi. a li kollarile durmadan kü - “te asılıyordu. İşstridin hemen Vestman adasma i ih, serilmiş olmasma imkân yoktu. P İhetü Türklerin uzaklaşıp gittikle- vel, bilmiyorlardı ve onlar bu kıyı. sl 2 dolaştıkça hiç kimse denize a-| Dertii Hasan bunu düşünerek! “gru Bessastadire gitmeye ka -| İ, vermişti. Kasabaya yaklaştığı h başmdaki kırmızı külâhı, sm. Kİ cepkeni atmayi tasarlıyor - bunun maksada yetmi - BİRİ de biliyordu. Bunun için: Ah, bir yerli elbisesi bulabil - di < İN — Yazsün : Kadircan Kafı — Recep Reisin kadirgası, yelkenlerini şişirip küreklerinin hepsini çekerek uzaklaşıyordu Islândanın şimal sahilleri bir damla su yoktu. Girintili 'çıkintili kıyılardan ge çerken engine de, karaya da dikkat- Ie bakıyordu. Oralarda kimseler) buzlar ve uzakta da dereler ve bu de| görünmüyordu. — Buralarda hiç dere yok mu a- caba?, . Yeni bir girintiye girince dipte kısacık söğüt ağaçları gördü. Bunlar iki sıra üzerinde iyerilere doğru W- — Işte... Orada su var. Dedi ve sandalı o tarafa çevirdi. Yanılmamıştı. Orada bir dere vardı. Hem de bör- rak ve bol suyu olan büyücek bir de- Te... Küreklere hızir hızlı astlerak iler- ledi. Dereye girince durdu ve sanda» Im kenarmdan Suya eğildi. Oradan buz gibi suları avuç avuç alarsk bü- yük bir iştaha ile içti. Susuzluğunu giderince birkaç sa - at sonra tekrar susayacağını hatir - Jadı; — Maşrapayı me yarardı!, Yalovada imar.. İskele karşısındaki dükkânlar yıktırıldı, yerine alayım simdi. ve ime * Sonra kendisini avuttn? — Adanım iç tarafları hep dağlık.! Bu dağların üstünde de karlar ve relerin de suları bol olsa gerek. Sandalı bırakarak karadan gitme- yi doğru bulmadı. Çünkü denizde 0- nu görmüş olsalar bile biraz açılmca hiç birşey yapamazlardı. Zaten de - nizlerdö uzun zaman yaşamış ve bu hayata alışmış olan bir adam için karada yürümek daha zordur. Burada kıyılar alçalıyordu. Dertli Hasan derenin ağzından çık tıktan sonra, çıplak ve uzunca bir bu runu dolanmak lâzım geldi. Ucuna yaklaştığı sırada yassı tepeciklerin ardından birkaç çığlık, birkaç küfür duyuldu. Durdu ve dinledi. Yanılmıyordu. Orada kavga vardı. Acaba kimlerdi? Gelen gürültünün çoğu çocuk, ka- TArkası var) TAN bir > park yapıldı wi 151 Yeni teşkil edilen bando devam ettiğil (Yalova, (Tan) — Yalovanm mü-| tertimıştır. Bu araziye, ortasmda bi. Elektrik işleri etüt idaresi faaliyete geçiyor Vekiller heyetince kabul edilen talimatnamenin esasları “Ankara, 9 (Hususi muhabirimiz yazıyor) — Geçen yıl bir kanunla Ankarada kurulan elektrik işleri etüt idaresinin dahili talimatnamesi ha- zırlanmış ve Vekiller Heyetince de kabul edilmiştir Talimatnamede, ida renin çalışma mevzu ve gayesi teba- rüz ettirilmekte ve takip edeceği yol- lar tesbit olunmaktadır. Elektrik işleri etüt idaresinin faa- liyet mevzuu memleketin her tarafı- h& bol, ucuz elektrik vermeyi temin için etütler yapmak, ve projeler ha- sırlamaktır. Mühim ve esaslt mevzular İdarenin göreceği işlerin başlıcala- rı şunlardır: a) Memlekette mevcut olup elek - trik kudreti istihsaline elverişli su kuvvetleriyle maden kömürü ve Tin- yit gibi sair enerji menbalart üzerin- de etütler yaparak bunlardan elek - trik istihsal etmiye en müsait olan- ları tesbit etmek... b) Memleketin ( elektriklenmesini temin için lâzrm olen büyük denizle- rin mevkilerini tayin suretiyle şehir- lere kasabalara, fobrikalara, maden- lere, demiryollarına, çiftliklere lâzım olan elektrik enerjisini! en ekonomik bir şekilde temin suretini aramak... c) Müstakbel sanayi programları- nın elektriklendirme kısımlarmı ha - zirlamak ve bü programlar mucibin- ce tesis edilecek fabrikalarm enerji bakımından yerlerinin tesbiti hakkm da mütalea beyan ötmek., d) Elektriğin temin ettiği faydala- ri memleketin her tarafına yayabil - mek için memlekete lüzumlu ölan e - lektrik mühendislerile fen memurla» rnm ve ustaların yetiştirilmesi hu- susunda tayin edilecek usul ile yöpi-| lacak tedrisat programları hakkmda mütalealar hazırlamak. €) Memlekette mevcut olup, bele- diyelere, imtiyazlı şirketlere veya hü susi şahıslara ait santral ve tevzi şe- İ bekelerinin bugünkü vaziyetlerini tes bit ile istatistiklerini yapmak. Elektrik santralleri f) Elektrik santrallarının maliyet ve satış hesaplarını tetkik etmek, bunların rasyonel ve verimli çalışıp çalışmadıklarını kontrol eylemek, ile- ri memleketlerdeki bu gibi kurumla- Fin verimlilikleriyle mukayese etmek Ve santrallarımızın verimini arttır - mak için hükümetçe almacak çare - leri araştırmak... &) Elektrik enerjisi üzerine konul- muş vergiler hakkında etütler yap - mak. h) Elektrik makine, alât, edevat ve mâlzemesine ait gümrük (tarife kanunu maddelerinde yapılacak de - gişiklikler hakkımda etütler yapmak.. |) Elektrik tarifelerini sanayi ve halkm ihtiyaç ve * menfaatlerine da- ha uygun bir şekle koyabilmek için memleketteki elektrik ücret tarifele- ri hakkında etütler yapmak:.. Bütün müesseselere sür'atle cevap verilecek Elektrik işleri etüt idaresi, memle- kette elektriklenme işin için büyük Yazan: Stephan ZWEİG MARI ANTUVANET:.. ROMONL Çeviren: Rezzan A.E. YALMAN Başta hassa askerleri, arkada Kralın süslü arabası geliyordu Kraliçenin hal ve tavrı tamamile jarabayı halk (Yaşasın kral) sedalas değişmişti. O zamana kadar gürül til ve patırtı seven, eğlenmek için can atan kadın, şimdi sükünetten ve yalnızlıktan hoşlanıyordu. Tiyatro lara, balolara, eğlencelere karışmı - yordu. Yalmız çocuklarınm yanmda yüzü gülüyor ve eğleniyordu. Ço - cukların saf ve temiz havalı odasma ancak yavrularının şen kahkahası doluyor, siyasetin müfsit havasi o - Taya kadar giremiyordu. Amneliğini hissedince kraliçelik gailelerini unu- tuyordu. Sonra bu kadının hayatında, yeni bir safha başlamıştır. Pek geç ola- rak kalbinin bir sırrını keşfeylemiş- ti: Bir erkek onu teshir etmişti. O- nufi dostluk ve şefkâti Kalbini tert - mişti, Ruhunu anlıyan ve kendisini seven bir insan bulmuştu. Fakat, ne yazık ki buna pek geç kavuşmuştu. Kadınlık hayatınm fırtınaları ar- tık durulmuştu. Fakat kraliçeliğinin elrafnda şimşekler ve gökgürültüle- ti vardı. Tam kabahat ve kusurlarını enli- yordu, tam bunları tashih etmeye başlamak istediği zamanda gaddar bir kuvvet karşısma çıktı, Güzel ka- dma tarihin en korkunç saatlerini yaşattı. — On Sekizinci Bap — Kat'i kararlar veriliyor En güç zamanlarda maliyeyi 18 - lah için iktidar mevkiine çağırılan Necker fırtmaya göğüs verdi. Ya - rım tedbirlerin işe yaramıyacağın anlıyarak kat'i ve radikal işler gör“ meye başladı. Hiç kimsenin artık 'Nersay'a Itimadı kalmamıştı. Halk, kralm verdiği sözleri tutmadığına kaildi. Artık öna da inanmiyordu. Bunu anlıyan kral, halkım yeniden re düşündü: Millet meclisini içtima- a davet etmek... Varılacak kararla” rım me$'uliyeti bu sayede kral içn hafifliyecek ve milletin de teveccühü geriye gelecekti. Fakat millet başka fikirde idi. Kralların milletlere yaranmak ihti - yaçmi hissetmeleri, halkça dalma bir zâf telâkki edilir. Millet mecli- #inin içtimamı da kral korkusundan yapıyor diye düşünüldü. Bununla beraber halk, meb'us intihabı için yapılan hazırlıkları sevinçle karşı - ladı. Sokaklarda heyecan ve telâş hissediliyordu. 5 Mayıs 1789 tarihinde meclis iç- tima için hazırlanmıştı. Bütün şe - dört bin kişiden mürekkepti. Meb'us- iarin miktarı iki bin kişiydi. Bun - dan başka bütün Paris civarından ları dolduruyordu. Alayı seyretmek için bir pencere bir kese altın muka- bilinde kiralanıyordu. Şehre misafir yarısından balk heyecan ile merasi- me hazırlanıyordu. Yiyecek fiyatla” rı üç dört misli artmıştı. O kadar izdiham vardı ki adeta etraf kor - hizmetler görecek bir müessese hali- ne getirilmiye çalışılmıştır. Bu iti - barladır ki, idare kendisine müraca- atta bulunan belediyelere ve smaf müesseselere en kısa bir zamanda ce vap vermekle mükellef tutulmuştur. Bütün muamelelerinde ticari usul- lere göre idare olunan ve tam mana- siyle bir devlet müessesesi sayılmı- yan İdarenin malları, İlerde geniş bir teşkilât halini alacak Iâboratuvar ları ve getirtilerek modem elektrik cibazlariyle vücuda gelecek olan mu- azzam tesisatm hüsnü muhafazası i- çin şiddeti mileyyideler konmuştur. Bunları çalanlar, ihtilâs edenler, zim metine geçirenler veya her ne suret- le olursa olsun .sulistimal edenler hakkında, devlet mallarına karşı işle nen bu çeşit suçlara alt ceza takibat yapılacaktır, İdarenin umumi heyeti Başvekhlet ten intihap edilecek üç murahhas başladı. kemmel bir su sehri olması için ge.) Yük bir hsvuzu bulunan güzel. bir)| ile Büyük Milet Meelisinin bütçe, ik- acıkmıştı. celi gündüzlü çalışmaktadır. Bütün | park yaptırılmıştır. Yeniden 17 kişi | tsat ve Divanı muhasebat encimen- yarısmı yedi. Zeytinle- EMİN deki di lik bir bando heyeti teşkil edilmiştir. | leri azalarının toplantısından vücü * Yemekten kendini a- ekimin ay irt Bando, haftada üç gün yeni : parkta | da gelir. Umumt heyet Başvokâletter ikisi de insanı çok göselerle bağlanmıştır. z AKSI -İ muhtelif parçalar çalarak halkım mü | gönderip Kamutay tarafından hava- , Halbuki yanında| smdaki kadim, köhne dükkânlar yık-| zik ihtiyacını temin etmektedir. le edilen elektrik işleri etüt idaresi - kung bir kal almıştı. Halkm heyecanı dehşetli idi, Ar- tık kimsenin iki hâkim kuvveti din- lemeğe takati kalmamıştı: Ya kral, ya millet meclisi.. Bunlardan birisi ortadan muhakkak ki kalkacaktı. içtima, halkla krslı birleştirecek yerde büsbütün bir ayrılık sebebi 0- lacaktı. Sokaklarda binlerce insan görülüyordu. Hiç kimse bu mühim hâdiseyi kaçırmak istemiyordu. Ver- say sarayı kendisine has bütün deb- debe ve ihtişamı gösteriyordu. Bu birçok hassa askerleri gidiyordu. Arkada kralm süslü arabası geliyor. du. Kralm sağında büyük kardeşi Vardı. Küçük kardeşleri de arabanm ön iskemlelerinde oturuyorlardı. Bu nin yıllık bilânçosu İle raporunu, mu rakabe heyetinin yıllık raporunu ve İktmat Vekiletinin bunlar hakkında- ki mütaleasmi tetkik ve bunları ka- bul veya reddetmek #slâhiyetine ma- Biktir. z itimadını kazanmak için yeni bir ça-! İrile karşıladı. Ikinci arabada krali- ga ve prensesler vardı. Bu araba gö gerken hiç kimsenin sesi çıkmadı. Bilâkis halk, hain gözlerle kraliçeye baktı. Efkâr umumiye : hükmünü vermiş, kralla kraliçeyi biribirinden ayırmıştı. Arkada kralın akrabaları ve saray erkânı vardı. Hepsi sırayla kilise kapısma kadar geldiler, Orada kral ve kraliçe hiç bekleme- dikleri bir manzara karşısmda kal « âılar: Süslü ve yaldızlı . elbiselerile asılzadeler, koyu renk elbiselerile papazlar kendilerini bekliyordu. Fa- kat bunlardan maada hepsi eş elbi- İseler giymiş ve beyaz kravat takmış iki bin kişilik bir kütle vardı. Bun- lar biribirlerine sokulmuş bir halde durüyorlardı. Küstah bakışlarla ki- rala bakıyorlardı. Bunlar meb'us - lardı, Vaziyetlerinde kralı tenkit &- den ve ona meydan okuyan bir hal vardı. Kral ile müttefik değil, ona düşman görünüyorlardı. Bunlar mil letin selâmeti için çalışacak millet vekilleri olduklarını duyurmak izti- yorlardı. Kral geçtiği yerden (o (Yöşasn Eral) #edalarile karşılanıyordu. Fa- kat kraliçe her defasında başka bir tahkire uğruyor, hiç kimse-(yaşasm kraliçe) demiyordu. Bu süküt onu yaralıyordu. Millet meclisinin açılışı üç saat silrdü, kraliçe yerinden ki mildanmadı, fakat hiç kimsenin no bir selâmma ve ne bir iltifatına ma- ruz kaldı. Netker'in uzun nutku bit- tikten sonra kral ile beraber salonu terkederken halk arasından birisi haline acıyarak (Yaşasın kraliçe) diye bağırdı. Fakat başka sesler | bunu takip etmedi, Meri Antumnet | beşile bu yegâne taraftarına selâm vererek teşekkür etti. Eskiden ken- disini karşılıyan ateşli ve sürekli al- Kışlarla bu defaki sönük se3 arasm- da nekadar büyük farklar vardı! Parisi ilk ziyaret ettiği zaman 0- nu çok sevmişlerdi. Artık halkım gön lünden sildiğini ve onlara bir daha kendini hiç sevdirmiyeceğini anlıyor ve müteessir oluyordu. Herkes Krali- çenin yüzündeki mahzunluğu ve tes essürlü hali görüyordu. Her zaman şuh ve şakrak konuşan Mari Antu - anet o gün çox sakin ve sessiz İdi. Bu kederine bir sebep daha vardı; Halka kendini gösterip alkış bekler « ken sarayda altı yaşındaki küçük oğ lu yatağında ıztırap içinde kıvranı » yordu. İki #ene evvel dört çocuğun - hirde bir bayram hali vardı. Saray! dan birisi, Prenses Sofiyi on bir aylık kaybetmişti. Şimdi ikinci çocuğunun İda ölüm döşeğinde olduğunu düşün- İmek kadını harap ediyordu. Artık ü- midi yoktu. Yakında bu oğlu da öle İ cekti. Herşeyden kuvvetli olan anne- gelen binlerce meraklı insan sokak - ; lik hisleri yüzünden son de â tessiir duyuyordu . O kadar halsiz ve kuvvetsiz idi ki gelen halk odâ; hattâ yatak bulmak: | iŞ birsey İle uğraşacak, hiç bir siya ta müşkülât çekiyordu. Daha gece |8i mesele düşünecek hali yoktu. Vukuât bir sel çoşkunluğu ile ilerli yordu. Her geçen gün, Krallık nüfu- zunu biraz daha zayıflatıyordu. Ya- vaş yavaş herkes kralın aleyhindeki tarafa geçiyordu. Zabitler, askerler, şo hir erkânı, memurlar hepsi isyan ha linde idi. Palais Royal sarayında Duc d'Orleans'ın riyaşeti altımda binlerce insan toplanıyor, bağırıyor, çağırı - yordu. Kral her gün biraz daha kaybet - tiği nüfuzunu kullanmak emeline düş tü. Temmuzun on birinci günü birsey, yapmış olmak için halkın en sevdiği ve beğendiği Nazır Necker'i azletti. Fakat biçare bir adam olduğu İçin Yaptığı hareketin mahiyetini anlaya miyordu. Hâtma defterine bu mühim hâdiseyi şu şekilde kaydetti: (11 Tem muz, hiç bir vaka yok. Necker üzle « dildi). 14 Temmuz Fransa taribininen mühim günlerinden biridir. Bastille bugün zaptedilmiş, Kralm nüfuzu si- fira inmişti. O gün Kral defterinde (biç vukuat yoktur) diye yazılıdır. Çünkü Kral için hâdise teşkli edecek birşey olmamış, bir av hayvanile ge zinti yapılmamıştır. (Arkası ver)