e 4 Sie imla AİN No, 41 Bu ricat, çok iyi plâna başlangıç Fransızların, Kuvayı Milliye tara- fından Urfadan tardedilmeleri; Ib - rahim Paşazadeleri bir müddet da- ha teenniye sevketmişti. Fakat, mağlüp Fransız kuvvetleri kâfi de- rooede tekviye edildikten sonra, — 336 haziran aymın iptidaların - da — ikinci defa olarak (Urfa) üze- rine yürüdükleri zaman, artık Ibra- him Paşazadeler de harekete geç mişler; (Siverek) istikametine iler- Jemişlerdi, Ve bu ilerleyişte de mu- vaffakıyet göstermişlerdi. Vak'a, Ankaraya skseder etmez. o civarda bulunan 5 inci Fırka, yine o havalideki milli kuvvetlerle takvi- ye edildi. Mütecavizlere karşı gön- derildi. Tbrahim Paşa zadeler, bu kuvvet karşısında derhal ricat ettiler. Fran sızlarm işgal ettikleri mıntakaya çe- kildiler. Fakat bu çekilmek, bir nedamet &- #eri değildi. Bilâkis çok İyi tertip e- dilmiş bir plânm tatbikma başlangıç tan ibaretti... Nitekim aradan 34 g geçer geçmez, atlı ve develi süvariler le piyadeden mürekkep takriben dört bin kişilk bir kuvvet, - bu sefer de - Viranşehir istikametine doğru ilerle- d Bir taraftan bu kuvvet ağır ağır Viranşehire yürürken, diğer taraftan da İbrahim Paşa zadeler tarafından askeri ve mili müfrezeler kumandan larına mektuplar gönderildi. (Maksadımız, tecavüz ve taarruz değildir. Ancak, kalplerimizde ha- sıl olan nedameti izhar etmekten İ- baretir. Ankara Hükümetine deha- let etmiye geliyoruz. Debaletimiz kabul edildiği takdirde, ne askere ve ne de Kuvayı iMlliyeye bir tek silâh bile istimal Oetmi- yeceğiz. O Hatti © babalarımızın yurduna yerleşir yerleşmez; biz de Kuvvayi Milliye'ye iltihak edeceğiz. Ve mlşterek düşmanlara karşı borç- lu olduğumuz müdafaa vazifesine iş- tirak edeceğiz.. İcap edenlere meri veriniz. Kardeş kanı dökülmesinin ü- nüne geçiniz.), Denildi . Bu mektuplar, samimi telâkki 6 - dildi. Ihtiyatlı bulunularak mühim ve cidâf tedbirler almmak lâzımgelir ken, bunlar ihmal olunarak sadece Ankaraya: , (Ibrahim Paşa zadeler dehalet ve istiman etmişlerdir. Haklarında, ne suretle muamele icra edelim.) Diye telgraflar çekildi. Ibrahim Paşa zadeler; askeri ve milli kuvvetlerin muhtelif müfrezele re ayrılarak dağınık bir hale geldiği ni, ve gönderdikleri mektuplarla da kumandanları iğfal ettiklerini - ca- susları vasıtasile - öğrenmişlerdi... Bu fırsattan istifade ettiler O mek- tupları gönderdiklerinin ertesi günü derhal şiddetli bir taarruza geçerek perakende Türk müfrezelerinin üze - rine yüklendiler, Mühim zayiat verdi rerek ricate icbar eylediler. Ondan sonra da Viranşehire girdiler. Bütün telgraf tellerini kestiler. Kasabada, | No. 37 — Safder dö tam gelecek zamanı buldu... Ve plânını hemen kurdu, ağır adım larla salondan çıktı, vestiyerden şap kasını aldı, Amca Safder, eğilmiş, Iclâlin etini | eği! sıkıyordu: aza ömürler versin.. .Sabahle yin de tasdi etmiştim . Genç kadın, gülüyordu: — Sabahleyin, misafirim vardı, si zi kabul edemedim, #ffedersiniz Saf- der Bey... Çok üzüldüm ama, mecbu- riyet ! Idâl, Celil Mehirin yaklaştığını duymuş, ona İşittirmek, onu iğnele - mek için mahsus söylüyordu. İhtiyar aktör şapkasını elinde çe- viriyordu: — Ne demek rica ederim, aramiz- da teklif mi var? Böyle söylerseniz, darılırım, vallâhi... Ev hali efendim, hepimizin başmüa.. İnsanm, misafiri de olur, ziyaretcisi de olur. Değil AcıHakikatler Yazım : Ziya Şakir tertip edilmiş bir teşkil ediyordu kendi namlarma bir hükümet idare- si tesis ettiler, Ibrahim Paşa zadelerin gördükle - ri bu zafer rüyası, ancak on beş gün devam etti... Evvelâ, mahirane bir hile; ve sonra da çok İfsik bir kuv - vet karşısında bir hayli telefat vere- erk ricate mecbur olan beşinci fırka, o civardaki askeri kıt'alarla ve Bü - yük Millet Meclisine sadık kalan aşi- retlerle takviye edilerek Viranşehir Üzerine gönderildi. Şiddetli bir mü - sademeye girişldi. Aziler; yapılan fe dakürane hücumlara mukavemet e -| demediler. Mühim mikdarda zayiat erdiler, Perişan bir surette, - Fran sırların fsgali altında bulunan - çö- le firar ettiler. # | Bu kanlı vak'a Ibrahim Paşa za - delerin tekrar çöle firar etmelerile bitmemişti. Ancak, muvakkat bir sü | kün devresine girmişti. Çünkü; Bü - yük Millet Meclisi hükümetinin mad di ve manevi varlığını ancak ve an- cak kan ve ateşle boğmak isteyen i (stanbul feşat şebekesi), Forahim Paşa zadelerin bu muvaffakıyetsizlik lerini telâfi için daha mühim teşeb- büslere girişmişlerdi. Bunlar; bir taraftan Ibrahim Pa- şa zadeleri takviye edecek esbabı te mine çalışırlarken, diğer taraftan! da şimalde - Ankaraya, nisbâten da-| ha yakm olan Sıvas vilâyeti dahilin- de « bulunan Kürt aşiretlerini elde etmek için büyük mikyasta faaliyete geçmişlerdi. Bu faaliyet bekledikleri neticeyi vermişti. O bavalide, derhal birta - kım eşkiya çeteleri türemişti. Bu çe teler yolları kesmişlerdi. Şark ve Ce- nup vilâyetleri ile Ankara arasmda seyahat ve nakliyat, âdeta mümkün- süz hale gelmişti. Birkaç yerde, pos- taya pusular tertp edilmiş muhafız jandarmalar öldürüldükten Sonra, posta çantalarmm muhteviyatı ele ge çirilmişti. Bir defa da, Ankaradan cenup mmntakasıma geçen Nihat Pa-| Işa - refakatinde birçok muhafızlar bulunmasına rağmen - yolda, bu Kütr İ çeteleri tarafından tevkif edilmişti. |Gerek Nihat Papa, ve gerük male - fızları derhal müsademeye girişerek, İdüştükleri bu pusudan Hayatlarını İgüçlükle kurtarabilmişlerdi. Bu çete hareketleri üzerinden çok geçmeden, (Koçkiri iayanı) baş gös termişti. Bu isyan, Anadolu fesat ha reketlerinin en kanlı ve en fedii idi. Birçok zabit, asker ve masum halkm hayatına mal olan bu İsyan, takip et tiği safhalar itibarile de çok acı ha- kikatleri ihtiva etmekte idi. Fakat; Ibrahim Paşa zadelerin çö- le firarı ile, bu isyanım başlangıcı a- rasında Ankarada da mühim hâdise ler başgöstermişti. * Bu hâdiselerin en mühimmi, Bü - yük Millet Meclisinde de - tıpkı, eski Osmanlı Mebusan Meclisinde oldu - ğu gibi - şahsiyata taallük eden bir İtakım münakaşaların zuhur etmesi idi. (Arkası var) Mahmut YESARI mi ya, efendim?.. Celil Mahir, şapkasmı elinde tuta- rak, hafif bir baş selâmile: — Allahaısmarladık! Dedi . Amca Safder, onu görünce, hemen dü: — Vay Celileiğim.. Elini uzattı ve Celil (o Mahirin el vermemesine aldırış bile etmedi: — Ne o, yeni mi geldin? Yoksa gidiyorsun galiba?.. Tiyatroda bir işin mi çıktı? Demin tiyotro kapısı- nın önünde rastgeldim, hani, o de - koreu çocuklar vardı, seni onlar bek liyorlar. Bezleri almışlar, para vete- cekmişsin de, boyaları da alacaklar- miş... Birdenbire aklma gelmiş gibi, elini havaya kaldırdı: — Ha, aklımda iken söyliyeyim... Fakat lelâle bakarak durdu ve Cs- lil Mahire yaklaştı, elini siper ede - rek söyledi: — Kuvart, bu akşam, seni Karloda Sağlık Öğütleri Sporculara yemek Spor yapmak, axçok kuvvet sarfet mek demek olduğundan, spor yapa - cak adam en ziyade kuvvet verecek şeyler yemeğe dikkat etmelidir. Spor | cuların meselâ daha ziyade fikir ig -| lerile uğraşanlarınkinden ayrı bir yemek rejimi olur. Fakat yeni spor | yapmaya başlayanların dikkat etme- leri lâzım bir nokta vardır.: Uzun zamandanberi alışılmış (bir rejimi, bundan sonra spor yapacağım, diye birdenbire değiştirmek fayda yerine zarar verir. Onun için sporcu yemek rejiminde yapacağı değişmeleri ya - vaş yav:«; yapmalıdır. Bundan bâşka yeni bir yemek rejimine girildiği va kit ark sık tartılarak yeni rejimin vü cut ağırlığında fazlalık yahut eksik- lik getirip getirmediğini aramayı da unutmamalıdır. Sporculara en iyi kuvvet verecek gıda şekerli yiyeceklerdir. Şekerin sporlarda, bayağı yürüyüşlerde bile faydası birçok yerlerde tecrübelerle sabit olmuştur. Bu mevsimde geker- li yiyeceklerin en iyi şekli şüphesiz meyvelerdir. Meyvelerin bulunamadı ğı zamanlarda bal, bayağı şeker on- ların yerini tutarlar. Şekerden sonra ekmek, unlu yemek ler, pastalar, patates kuvvet vere - cek yemeklerdir. Bunların hepsi ko - Jay hazmedilirler ve kolay temessiil olunarak kuvvet verirler. Fakat yeni len bir yemek ne kadar elverişli ol. sa onun vereceği kuvvet hemen o - gün için değildir. Koşu yarışlarmda, | insan bir gün önce yediği yemekle koşar, derler. Bu söz daima doğru - dur. Insan #por yapacağı günü düşü. nerek, gıda bakımmdan ona önce - den hazir bulunmalıdır . Yağlar, yağlı yemekler de kuvvet verirlerse de onların hem hazmi da- ha gilçtür, hem de yücutte temsil et dilerek kuvvet vermeleri uzun zaman sürer, Etlere gelince, yakm vakitlere ge- inceye kadar sporculara kuvvet ve recek en elverişli yemekler etler sa- nilrdr. Halbuki et hazmolunarak vü cut arasında temsil edildikten son - ra birçok zararlı maddeler bırakır, hem da bu zararlı maddeler sporcu- nun en mühim uzuvları olan âdaleleri arasmda toplanırlar. Bununla bera - ber et yemekleri insan vücudüne lü- zumlu gıdadır. En kuvvetli, en ziya- de koğan bayvanlarm da et yiyici ol- maları, dikkat edilmesi Hizm bir mi saldir. Balıklarla yumurta da etlere yakm sayılırlar.. Tuz spor için yal nız faydalı değil, lüzumlu bir gıda -| dır. | Demek oluyor ki sporcunun yemek rejiminin esası şekerli, unlu yemek- ler olacak, onlara biraz da - günde| yüz gram - et ilâve edilecektir. Kısa bir zamanda büyük kuvvet sarfetti - ren sporlarda et yemekleri daha zi- yade artırılır. Uzun zaman devamlı bir surete kuvvet sarfettirecek spor| larda sebzeler, en ziyade kuru sebze ler daha faydalı olur. Sporcunun içeceği geye gelince, bizim memleketimizde bunun sin biç tereddüde Mizum yoktur; sade su. | İyi ve temiz su, Kahve, çay, çikolata, | az mikğarda olunca kuvveti tenbih TAN | BRIÇ |Sinemamevsimibaşladı Briç meselesi BAR yaz 5.2 v2 gi — A4v.v Yrv/0.9 v3 #2v0 *.4 »- SR .: Yap *.A.D $a3 Kozsuz oynanıyor. (S8) oynar ve bütün leveleri yapar. Bu meselenin halli 12 Eylül Cumar tesi sayımızda. çıkacaktır. 8 Eylül Salı sayımızda çıkan meselenin halli ax Yav; *-— *8.7.6 43.8 Em v: .109.9.7 *5 **» *o.v 4 r.6.s “ * A.D.6 — Koz kör. (5) oynar vs bütün leve- leri yapar. 1 — (S) Elinden karo (R) sini oy. nayıp yerden bir trefl atar. 2 — Elin. den karo (6) sm: oynayıp yerden koz (V) si ile keser. 3 — Pik (R) si ile el alır. 4 — Elinden pik oynayıp yerden koz (A) st ile keser. ö — Yer den koz (7) sini oynayıp kozları dü-| gürür. 6 ve T — Elindeki karo (D) si ve! pik (6) st sağlamdır; zira ikinci leve- de (EB) bir pik atmak meçburiyetin- dedir. Şayet ikinci levede (E) bir pik st- mayıp trefl atarsa (8) yerdeki trefi- lerden birini elinden koz (10) su ile keser, müteakiben pik (R) simi alır ve ondan sonra elinden bir küçük pik oynayıp yerden (7) kozla keser, Son iki leve, koz (A) si vetrefi (8) lisi ile yapılır. TAN ABONE VE İLAN ŞARTLARI için için Bur ayi 3 Le vyalik Min için İlkacıdık Şirketlerine mü racaat edilmelidir. Küçük ilânlar doğrudan doğruy» daremizce almabilir, Küçük iinlarm $ süurlğn be defalık 30 kuruştur. $ satırdan fa» las İçin satır başıma S$ İuruş alınır Bir defadan fari icin o yekündar * 16 karş indirilir. ederek fayda verirler. LOKMAN HEKİM bekliyecek...” Celil Mahir sinirlenmişti, eliyle Safderi itti: — Çok gevezesin, be, amca! Ve o hizla apartımanm kapısını açtı, gekti. Yaşlı aktör, donup kalmışt: — Buna, ne olmuş, böyle?.. Kime bu cakaaı?.. İclâl, bir kahkaha attı: — Beyefendi, bugün sinirli! Amca Safder, Iclâlin arkasından ağır ağır yürürken, kalım, tok sesile söyleniyordu: — Kime siniri, küçük beyin? Ka- bahat, onda değil ki. Telâl, yaşlı aktörün huyunu bilmek le beraber, yine şaşarak dinlemekten kendini alamıyordu. Tanışmalarma Celil. sebep olmuştu; ve apartımana geldiği zaman da, Celil Mahiri ara- yor, görünlüyordu; şimdi, ne çabuk, ağzı ve havayı değiştirmişti. Genç kadın, ihtiyar adamın, İnsay ları, hâdiseleri, hâdiselerin doğur - dukları vaziyetleri, havadan kokla - yıp anlayışma şaşıyordu. Ielâlin sinirleri bozulmuştu; dön- dü: Günü gecmiş oüshaler $ kuruştur siniz, değil mi? Amca Safderin, gözleri parlayıver- mişti; yutkunarak gülümsedi: — Eh, bir iki kadeh içerim... Ve yemek odasından kapıdan girip te, hazır sofrayı görünce, dayanama dı, samimtleşti, teklifsizleşti: — Demek, kismetime gelmişim.. Hemen bir iskemleye oturdu, ceke tinin yan cebinden çıkardığı mendil- le boynunun, ensesinin, terlerini ku- ruladı, sonra pantalonunun arka ce- binden çıkardığı kadife parçasile is- karpinlerini temizledi. Oturduğu iskemleye iyice yerleşti, usun bir oh! çektikten sonra: — Kızım, dedi. Ve Iclâlin yüzüne bakarak başını salladı: — Sen benim kızımsın... Ben, sizin ailenizi de çok iyi tanırım. Eski ki- bar ailedir. Efendim, kabahat Celil- de değil. Fazla yüz veriyorsunuz. Bunlara, o kadar yüz vermeğe gel - mez.. Genç kadm, bir kadehe rakı dol- durarak yaşlı aktöre uzattı: — Buyurun.. Bir tane içer misi - niz ? Saray sineması bu akşam(Kahraman| haydut ) filmi ile açılıyor İki gündür haber verdiğimiz 1936 - ; 1937 İstanbul sinema mevsimi bu ak. şam “Saray,, sinemasmda. gösterile- cek olan “Kahraman haydut, isimli bir macera filmi ile başlıyor. Bir ma- cera filmi? Evet, Fakat bu filmde, Back - Street kahramanı ren Dunn'ü göreceğiz , Dramatik ve hissi rollerde büyük bir kabiliyet gösteren bu artiztin he- men her filmi görülebilir. Nerede kal. dı ki, onunla beraber, oldukça sevilen | ve macera filmlerinde muvaffak o- ian Richard Dix'te oynuyor. Kahra- manlıkla haydutluğu bir araya getir- | diğinden, mevzudan Ye artistlerin isimlerinden ,filmin bir Amerika! filmi olduğunu anladınız. Sinemact- lığın vatanında yapılan hemen her film, mevzuu fena dahi olsa, tenkit ve oyun bakımlarından iyidir “Kahraman huydut,,ta bu cins filmlerdendir. Vak'a geçen asırda cereyan etmekte olduğundan, “İrene “Kahraman Haydut, filminde Irene Dunne ile Richard Diz Dunne,, u o devrin modası tarzında giyinmiş göreceğiz. Esasen, eski mo- da tuvaletlerle oynamak ona çok yakıştığı içindir ki, onu, bu filmin yıl- dızı olarak seçmişlerdir. Şarlo'nun geçen senedenberi haber granat İPEK — Aman, ne zahmet kizim!.. Ben, kendim içerim... Rakıyı, bir yudumda içti: — Oh! Mükemmel rakı.. Bir iki lokma meze aldı, yerine 0- turdu: — Bu akşam misafiriniz mi var? Ielâ), bir iskemle çekerek, ona yak laşmıştı: — Benim, isim günüm... Davet, fi- lân yapmıyorum, arkadaşlar arasm- da oturup eğleneceğiz. Sizin de gel - diğiniz iyi oldu. Ielâl, Amca Safderin, para, hava, #u, rakı gibi, dedi kodu ile geçindiği- ni de biliyordu. Celil Mahiri, “çatlat mak için. Amca Safderi arada bir âlet gibi kullanamaz mıydı? İelâl, yaşli aktörün elini tuttu: — Sizi, çok seviyorum, Safder Bey.. Amca Safder ,saygı ile önüne bak- makla beraber, göz ucuyla, genç ka- dıma kaçamak bakmaktan da geri kal mıyordu: — Tevecciihünüz.. — Çok baba adamsınız. Amca Safder, göğüs geçirdi: — Eh; biz, ne zamanın adami - — Safder Bey, bir iki kadeh icer-İ Amca Safder, yerinden fırlamıştı:| yız! 3 ÖNÜMÜZDEKi CUMA AKŞAMI sineması yeni sinema mevsimine başlıyor. MARTA EGGERTİ tarafından emsalsiz bir surette yaratılan; “GÖNÜL DEDiKODULARIİ eğlenceli şarkılarla süslenmiş nefis bir komedi Ayrıca Paramount dünya havadisleri, en son haberler. 10 - 9. 998 ee mi 20 Teşrinievvel Cümhuriyet Baf” ramı günü "Saray, sincmasıni” gösterilecektir. Floryanm imarı için hazırlan projenin birinci kısmı eylül sonun tamamlanacak ve derhal ikinci W mın tatbikma geçilecektir. Bu ç mevcut kabinelerin arka cihetlerin ve iki kabine ortasma yeniden b kabine inşa edilecek ve tren hattı arkasındaki araziye sayfiyelik kö$' ler yaptırılacaktır. İzmitte at yarışları İzmit, (Tan) — Sonbahar at kof arma bu hafta da devam edilmişi” 1400 metrelik koşuda birin minin Uğuru kazanmıştır. 2200 metrelik ikinci koşuda ciliği Ahmedin Sevimi, ikincilği um Aklanı kazanmışlır. & VEM E6 | fe LİSTESİ) Fakat fazla yaşlı görünmekte ” kuvermişti: — Daha kırk sekizindeyim. «4 Altmışma ferah yaklaşmış “ Ames Safderin iddiasını, Telâl b9 dı; 4 — Daha genç görünüyorsun" if. Ihtiyar aktör, gevşemişti; genç kadının elinden sıyrıldı, kalktı, masaya yaklaştı, doldurup içti, Iclâl onun bu halinden, bu t8“ dan, “Kaleyi içinden aldığını, mişti: var, — Estağfurullah, buyurun. # Genç kadm, oynayacağı roll” yade, bu rolün neticesini düşü” du; Celil Mahire nisbet verme yi! “çatlatmak için”, kurduğu kendi düşüverirse... Telâlin maksadı, Celil Mah kandırmaktı, O, bir kere il muş: Teldlin, birisini sevmiyo'”, . i (