18 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

18 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FAN ÇİFTCİLİK VE BAGCE . —— : [îkirve düşünceler » İstanbul / sebzeciliği Günden güne sönmiye başlıyan ziraatin bu mühim san'atini hem canlandırmak hem ko- rumak lâzımdır. İstanbulun havası, suyu ve topra- Ği iyi sebze yetiştirmek için birinci- dir. Burada yetiştirilen sebzelerin hepsi de iklimin müsait tesirlerile çok lezzetli oldukları gibi besleyici mad- deleri de o nisbette boldur. Sebzeler- de aranılacak canlandırıcı kuvveti ha- İz vitaminlerin en iyi teşekküllerini İstanbul sebzelerinde bulabiliriz. Bu- Nun sebebi, sebze bahçelerimizin iyi Vitamin şartlarını havi ve müsait hisbette kimyevi unsurları toplamış toprak cinslerinden olan arazide ku- Tulmuş — bulunmasıdır. — İstanbulun Bemt semt kara toprak, kırmızı top- Tak bahçeleri adını alan bostanlarda Yetişen sebzelerden birer misal alır- Sak meselâ: Lânga ve Maltepenin daki gevreklik, koku ve Sertlik, Kartalım pırasasındaki İnce- lik ve yumuşaklık, Yedikule marulla- Tmdaki yağlılık ve tat, Bayrampaşa Ve Tuzla enginarlarındaki yumu$ak - lik ve lezzet gibi şekerlilik, koku, tav e dünyanm en nefis sebzelerini hakikaten İstanbuldan başka bir yer- de bulmak imkânsızdır. Hava, su, toprak gibi üç esaslr amil İstanbul Rüneşinin canlandırıcı, — vitaminleş- Ötici kudretile imtizaç ederse; — bu altında yetişecek mahsulün Tefasetine artık diyecek söz kalmaz. Memleketimizde senelerce yaşamış Ve ağzımım tadımı bilen bir Fransız Tostum, İstanbulun üç şeyini beğe - hir ve daima söylerdi: (Boğazın içme suları, yaş sebzele- Timiz ve Silivri yoğurtu... Bunların fadı damağımda kalmıştır. Eğer bu ÜÇ kuvvet ve sağlık membaları Fran- Keşifler - Tecrübeler - Yenilikler - Hadiseler Böcek kapanı Ziraatte bir kısım zararlı böcek- ler geceleri çalışırlar. Karanlıkta u- çanların içinde öyleleri vardır ki yap tığı zararların önüne geçilemez. Bi- zim ada çamlarına zarar veren tır- tıllarım böcekleri de böyledir. Gece- leri çalışan böcekleri, kelebekleri ya- kalamak için bir kaç türlü kapan ya- pılmıştır. Fakat bu kapanların hepsi de pratik,değildir. En iyi ve pratik kapanı Liyonlu bir Fransız icat et- miştir. Bu kapan elektrikle işliyen ampullu ve telden yapılmış bir kuş kafesi gibidir. Elektrik cereyanile ampul kuvvetli bir ziya verdiği gibi elektriklenen tel kafesi 800 — 1000 derece hararetle kızar,. Ziyadan gözleri kamaşan gece ke- lebekleri, böcekleri kafese doğru u- çarak elektrikli tele çarparlar, Kimi- nin kanatları, kiminin başları yana- rak kafesin yanımna veya üstüne dü- şerler. Bir gece teerjibesinde Liyon- da bir meyva bahçesine topraktan bir buçuk metre yükseklikte asılan tek bir kapanla 2300 böcek yakalan- mıştır. Elektrik kapanı için evlerimi- zin elektrik cereyanı kâfidir. * Caddeler için yeni bir ağaç Her memleketin iklimine göre cad deleri gölgelendirecek, süsliyecek a- gaçlar dikilmektedir. Bizde çınar, a- kasya, ıhlamur, at kesfanesi, karaa- gaç, Dişbudak, sofora kullanılır. Sı- cak yerler için de hurma ağacı cins- leri kullanılmakadır. Tunus betledi- yesi bu sene sık gölge veren, çabuk büyüyen yeni bir ağaç ile caddeleri süslemeye başlamıştır. Bu ağacın ismi Tipuana Speciosadır. — Rize, İz- Mir, Antalya, Mersin, Adana gibi ge- hirlerimiz için tavsiye edebiliriz.” » Yaprak çeliği Yıldız sovanlarını cam fanus veya limonluk içinde ve tazeliiğini kaybet- miş gübre ile örterek sürdürmek ve Sakallı nebatlar süren filizleri diplerinden keserek çelik yapmak en son bir usul idi. Bu usulün daha pratiği bulunmuştur. Bu da yıldız. yapraklarını, sapları- nın dibindeki tomurcukla beraber keserek kumlu yaprak çürüğüne dikmekten ibarettir. Bu yeni usul çelik Nisandan Ağustos ka- dar yapılır. » Gümüş renkli hurma Floridada yaprakları gümüş gibi beyaz ve parlak bir nevi hurma ağa- cı yetiştirilmeye başlanmıştır. Bu ye ni cins ağacın sakı üzerinde kendi kendine üreyen asma filizi gibi uzun filizler, toprağa -dikilirse köklenerek büyümekte ve bu ağaç kolayca çoğal tılmaktadır. Ağacın fenni ismi: Co- ceothrinal Garberi'dir. * Sakallı nebatlar Kaktüs sınıfı nebatları arasında çok garip şekilli olanları vardır. Pek çoğu dikenli ve bir kısmı da tüylü ve kıllı olurlar. “İhtiyar kafası,, denilen bir cinsin üzerindeki kıllar, insan başını andırır. Fakat Teksasta bu- eee : | lunan yeni bir kaç cins kaktüslerden bilhassa Ekinosereüs grupundan ba- zıları beyaz sakallıbüyük bir kafayı andırırlar. Bunlar tohumlarile yetiş- tirilir. * Hınzır otu Orobanş denilen. ve ziraat | mahsu- lâtı üzerinde tufeyli (parazit) olarak yaşıyan hir ot vardır. Bu otun bil- hassa bakla tarlalarında yaptığı za- Farlar çoktur. Bu sene adalarda bile baklaları mahvetmiştir. Bu parazitin önüne geçmek için tohumları ilâçla- mak bile kâfi gelmemektedir. Yeni yapılan tecrübelerde hınzır otu — gö- rülmüş olan tarlalara ö sene yalnız keten tohumu ekmek kâfidir. Keten üzerinde Orobanşlar tohumlarını ke- male erdiremeden keten fidanları ke- male erdiğinden ketenler toplanır ve kurutulursa bu zararlı nebat ta mah- vedilmiş demektir. Tarlada dahi to- humu kalmıyacağından önüne geçil- miş olur. * Kromozomlar Höcre ilmi çok ileri gitmiştir. Biyo loji âlimleri geceli gündüzlü çalışı- yorlar. Höcrenin çekirdeği — içinde renkli iplikleri vücuda getiren Kro- mozomlar hakkında bir çok yeni tec- rübelerle meydana çıkarılan izlerin izahmma uğraşılıyor. Her nebat ve hayvanın nevilerine göre kromozom- larm şekil ve adetçe değiştiği sabit olmuştur. Bunlar nebatların bazısın- da tek tek ve bazısında çift olarak bulunmaktadır. Her nebatın kromo- zomu sayılabiliyor. Verasetin, evsafı intikalinin esbabı - kromozomlardan ileri geldiği kabul edilmeye başlandı. Çeşitlerin değişmesinin, Hibridasyo- Mist sebepleri hep kromozomlara atfedil- mektedir. İnsan ve hayvanlarda kan benzerliği gibi, nebatların da yaban- cı bir tohumdan husule gelip gelme- diği o nebatların Nüsglerini tetkik e- derek anlamak kabil olacak demek- tir. Sada bulunsaydı bize de “Türk kadar Vvetli” söyliyeceklerdi) derdi. DA İstanbul sebzeciliğini söndüren ve tehlikeye düşüren; ikliminin Müsaadesi, suyunun bolluğu, arazinin Zenişliği ve amelesinin çokluğu gibi Vaziyetlere malik olan birinçi dere- *&de Adana, Mersin, Antalya ve ikin- ::eme garbi Anadolu mmtaka - da bahçelerde ora mah- SĞ Dalen Tahederie oe y YT S | n A - dlmasıdır. Gerçi oraların mahsulâtı turtanda yetiştiği için İstanbulun Yâlnız turfanda mmtakası olan Kar- İu, Adalar, Maltepe bostanlarma h'!' koymuş gibi görünürse de bun- tan bütün İstanbul bostanlarının za- Bgörmüş ve görmekte olması pek . İstanbulun turfanda mınta- bu sene yüzde elli nisbetinde mahsul yetiştirmiştir. Flu nis- sene gittikçe artacaktır. Son ve orta mahsul mıntakası ir hududundaki ve şehir için- da bu sene mahsu- le altmış noksandır. Bunun rinden biri de Anadolu bos - mahsullerinin ikincikânundan kadar İstanbul halkını ka- kadar piyasaya gelmesi ve mahsul karşısında bos- haklı olarak ürkmesidir. İstanbul sebzelerinin halde bulmakta olması da bunun delilidir. İstanbul sebzeci- rmak ve korumak için garbi Anadolu mahsulleri- kapamak gibi ekono- ve vatandaşlık hüküm tlamlarile yakışık almıyan almmasını istemek hem olur, hem de yanlış bir dü- * Bu işi başarmak için çare- değildir. Hattâ bu çareler Un müsait muhitinde çok iyi verebilir. Yetişir ki, yapıl- tenilsin ve istenilen başarıl- g Lf Tf z Ti Fi < T FE F f TT z #f Lütfi Arif KENBER ş Nebatlarda galatı tabiat Gazetelerde arasıra okuyoruz. Ör- dek başlı domates, ikiz ve yapışık el- ma, horoza benzeyen armut, üçü veya dördü yapışık incir, yamrı, yumru sapsız şekillerde birçok meyve ve seb zeler görülmektedir. Anomali denilen böyle garip şekilli haller nebatlarda her vakit vukua gelebilir. Bu hâdise- leri tetkik eden biyolojistler bunun sebeplerini birer birer izah etmişler- dir. Fransız âli inden De Vries 1895 den 1909 senesine kadar bu gi- bi hâdiselerin sebeplerini araştırmış, tecrübeler yapmıştır. — Meyvalarda, çiçeklerde, dallarda rastgelinen bu garibelerin belli başlı sebepleri mor- folojik değişmeden ileri gelmektedir. Bu değişme nesilden nesle intikal ede bildiği gibi fertlerin üzerine tesir e- den ârızalardan da husule gelebilir. Nesillerden intikal şeklinde olursa o zaman çelik ile tohumla ayni şekiller devam ettirilebilir. Arızalarla vâki o- lursa devamı kabil olamaz. Dallarda ve çiçeklerde husüle gelen Fasciation . ' BLEĞ Kaktüs Beş on senedenberi Amerika salon- larında “Salon nebatı,, olarak kulla- nılmakta olan kaktüsler, Avrupa sa- lonlarında da bütün hıziyle yerleşmiş tir. Meksikanın bu garip, dikenli, tüy lü, kıllr Nebatlarmın asırlardanberi Avrupada mevki tutmuş olan palmi- yelerin yerine geçmesi ve bu geçişin bir moda halini alması hiç te sebep- siz değildir. Palmiyelerin bakımında- ki itinaya ihtiyacı olmayan kaktüsle- rin hem yetiştirilmesi kolay, hem de bakımı çocukların bile elinden gelebi- lecek bir iştir. Bu nebatların acaipli- ği de gözönüne alınırsa tabil garibe- modası kaktüsler lere pek düşkün olan milletlerin di - kenli olmalarına rağmen kaktüse ne- den kiymet verdikleri anlaşılır. Fa- kat unutmamak lâzımdır ki şekil ve yapılışça bize çirkin görünen bu ne- batlara, tabiat o kadar güzel ve ca- zip bir çiçek ihsan etmiştir ki seyri- ne doyulmaz. Kaktüslerin 15 - 20 san tim kutrunda çiçek açan cinsleri ha - kikaten görülecek şeydir. Kaynana dili dediğimiz ve dikenli bir dil şekli- ni andıran frenk incirlerinin bile çi- çekleri ne kadar güzeldir. Kaktüsle- rin Meksikada 3 - 15 metre yükselen ve 8 - 10 ton tartan ağaçları yaşar. un şekilleri muhteliftir. Hemen her şekil o nebatın tohumlarile yetişen nebatlarda bulunabilir. İlim lisanın - da sitojenik olan bu gibi hâdiseler ek- seriya kendi kendine husüle gelmek- tedir. Fakat bazan böceklerin, man- tar hastalıklarının tesirile de ârızi o- larak vâki olmaktadir. Anomali hâdi- sesi ekseriya kabak, hiyar, karpuz, kavun nevilerinde görülür. Resimde görülen küçük ve korminson nev'in- den bir hiyar iken kâz kafası şeklin- de ve kaz boynu kadar uzamıştır. Bunlar tohumlarile, birer dip sürgü- nü ile, üzerinde üreyen yavrularile çoğalırlar. Ayrıca çelik ve aşı yapıla- bilir. Bakımı da; kışım ayda bir de- fa, yazın haftada 1 - 2 defa sulamak- tan ibarettir. Bu nebatlarm korktuğu şey fazla rutubet ve soğuktur. Kalö-” riferli odalarda kışm mükemmelen yaşar, büyük ve çiçek açarlar. Aşı u- suliyle kaktüşlerin şekilçe çok garip olanları yetiştirilmiştir. Kaktüs mo - dası bizde de başlamıştır. Bu moda z;ıe Almanya ve Fransadan gelmiş- KüREİ. Ziraat DA LA SA Takvimi Ağustos, mevsimin en sıcak ayı ol- makla beraber, bu ayda ekilen birçok çiçek ve sebze tohumları vardır. Eki- len tohumlardan alınacak fideler Ey- lülde şaşırtma edilirse fideler kuv- vetli gelirler. Şayet havalar Birinci- kânuna kadar müsait giderse hem turfanda çiçek, hem de turfanda zer- zevat alınır. Ekilen çiçek tohumları: Kan damlası (Adonit), Manisa lâlesi (Anemon), buz çiçeği (Fikoid), Gö- yardia, Ölmez (İmmortel), Arslanağ- z1, Farekulağı, Nemofilla, Çin karan- fili, Pesnet karanfili, katmerli haş- haş, hercai menekşe, ipek çiçeği, mu- habbet çiçeği, gül hatmi, Nakil, Ner- gis, ve bunların muhtelif renkli çeşit- leri. Sebze tohumları Skorçina, muhtelif şekilde ve boy- da olan turp çeşitleri, semizotu, pra- sa (karanten nev'i), havuçun muhte lif Avrupa çeşitleri, muhtelif hindi- ba çeşitleri, Avrupanın turfanda lâh- na ve karmıbaharları, su teresi, may- danoz, Viktorya ispanağı, sonbahar ispanağı, kış nev'i yeşil salata, muh- telif şalgam çeşitleri, beyaz sovan, kırmızı sovan, kuzu kulağı, ve bunla- Turfanda sümbüller rın erken yetişen çeşitleri. Neler dikilir? Ağüustosta artık dikilecek ağaç kal- mamıştır. Yalnız bazı genç fidanları topraktan çıkarıp, saksılara alırlar. Bunun için fidanları bir hafta veya on gün kadar susuz bırakırlar. Sak- sıların harcı hazırlanır. Fidanlar bir gün evvel sulanarak toprağiyle bera- ber çıkarılır ve saksılara dikilir. Di- kilmiş saksılar gölgeli bir yerde tu- tulur ve her gün sabah akşam sula- narak, yapraklara, dallara birkaç de- fa su serpilerek serinlendirilir. Serin bir yerde böylece hazırlanan fidanlar yeniden canlanırlar. Güller, leylâklar, yaseminler, 'Ort 2 Ağustosta neler ekilir ? Yeni bir Türk fâlesi topraktan çıkarılarak saksılara alınır lar ve kışın çiçeklenmiş olarak paha- hya satılır. Turfanda yetiştirilecek lâle, sümbül, zeren cinsleri için hazır« lıklar başlar. Lâleler, sümbüller sake sılara dikilecek ise harçları olan bir. kısım eskimiş, çürümüş beygir gübe resi, veya koyun gübresi; bir kısım mu, yarım kısım yaprak çürüğü ha« zırlanır, saksılara doldurulur. Her saksıya büyüklüğüne göre 1 - 5 tane sümbül, 1 - 10 lâle sovanı dikilir. Bu saksılar toprağa gömülür ve üzerine 10 santimetrelik bir tabaka toprak Y örtülür. 20 - 25 gün böylece bırakte lır, haftada iki defa sulanır. Eylülde saksılar topraktan çıkarılır. Bu müd- det içinde sovanların kökleri sürmüş- tür. Sovanlar dahi kuvvetini kaybet« miyerek köklerile topraktan gıdasını almağa başlamıştır. Fakat yaprakla- T1 henüz sürmemiştir. Zira toprak ale tında ve karanlıkta kalmıştır. Bunlar da yavaş yavaş sürer ve büyürler. Bahçeye, toprağa dikilecek olanları da dikilmelidir. Toprakta bulunan ze- ren sovanlarile beraber hepsine de iki defa bol su vermeli ve toprak üze- rine hasırlar örterek gölgelendirmeli- dir. Eylüle kadar bu tarzda baktılan sovanlar erken köklenerek yaprakla- narlar ve İkinciteşrinden itibaren Çi çek verirler, Bağlarda, bahçelerde çilek işlerine e Ağustös doğru Ziraat sahifesi ve ziraat müşkülleri Toprakla uğraşan okuyucularımı- zım ziraat ve ekonomi bakımımdan karşılaşacakları zorluklara mümkün olabilen çareleri göstermek, memleke- tin ziraat işlerinde umumi alâkayı arttırmak, yenilikleri, keşifleri haber vermek, salonlarda, bağ, bahçe ve tarlalarda ziraat hayatına ait sual- lere cevap vermek gibi faydalı mak- satla bir “ziraat sayfası” açıyoruz. “Ziraat sayfası” nı teknik yazılari- le ve kıymetli eserlerile tanımnmış üteh arkad Lutfi Arif Kenber hazırlamaktadır. Okuyucularım — ziraat — sayfasın- da/ ziraate dair sordukları her sualin cevabmr bulacaklardır. a 1— Suallerinize cevap almak için, sorulacak şeylerin sıra ve nu- mara ile, ayrı ayrı ve kâğıdın bir tarafma yazılması, 2 — Sorulacak şeylerin cevapları sırasile yalnız ziraat sayfasın- da verilir. 3 — Acele istenilecek cevaplar için posta pulu gönderilmelidir. & dir n | | Köyhaberleri * Konya Halkevi Yarma, Hatip ve Karaaslan köylerine nümune köyü yaptırmaya karar vermiştir. * Ordu Halkevi köycülük şubesi; köyleri biribirine tanıtmaya karar verdi ve her hafta yakın köylerden birine diğer komşu köylerden misafir götürerek köylülerin biribirile tanış- ması ve köy için mübadelesini artma- sı çarelerini arayacaktır. * Trakya köylüleri için yaptırılan pulluk tipi çok verimli olmuş ve eki- nin verimi üzerinde iyi neticeler bı « rakmıştır. Vekâlet bu pullukları di« ğer umumi müfettişliklere ve vilâyet lere de tavsiye edecektir. ; j * Yüksek Ziraat Enstitüsü talebe. sinin geçen toprak bayramında dikti- ği ağaçlar inanılmayacak kadar gü- zelleşmiş ve büyümüştür. Talebe bun- lara çok iyi bakmakt ave iyi sulanan, fenni dikilen, iyi seçilen bir ağacın en çorak toprakta bile pek güzel yeti- şeceğini isbat etmektedir. 4 — Sualler, mektüplar “Tan” zi. raat muharrirliğine yollanına.

Bu sayıdan diğer sayfalar: