18 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e—0 18-8 - 936 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. Günün meseleleri ; Kâğıt normları Bir işin kolay kontrol edilebilir şe- kilde olması ve mükemmellik vasfını için p tır. Dün- yanım her köşesinde, ezcümle bizde askeri teşkilâtın fazla muvaffakıye- tinin sırrını, fertlerin istidatlarında olduğu kadar, dissiplinde, sarih ni - zamlarda aramalıyız. Bu gibi işlerin ekserisinde yeni ka- idaler icadı mecburiyetinde — değiliz. Bizden evvel tecrübe edilmiş, araş- ftırma ve tadilât safhalarını geçirerek tekemmül etmiş hazır sistem ve u- Büller vardır ki, onlarım dikkatle tat- biki neticesiinde müşkülümüz halledil- miş olur. Konulmak istenen yeni bir kaide- hin az çok keyfi gibi görünmesi, mü- nakaşa götürmez makul veya fenni esasa dayanması, onu tatbik mevkiinde olanların itirazlarına yol açabilir ve belki zamanla tavsama- sına meydan verebilir. Onun için kaide vaz'ında bu psikolojiye itina edilmelidir. Kırtasiyenin — nizama bağlanması hususunda riyazi bir düs- turdan hareket edilmiş ve tatbikatı hükümet otoritesi ele almıştır. Bizde de öyle olacağı tabildir , Tetkikler neticesinde anlaşılmıştır ki, insanlarım resmi ve ticari, hattâ Pek çok hususi muamelelerinde bir- kaç mahdut büyüklükte kâğıt bütün İhtiyaçları tamamen örtmektedir. Kâğıt intihabmr her ferdin gayrişuu- Ti olarak namütenahi mütenevvi bi- al diseinli Dünyanın en ı:cfaI( ve müşfik “ana” sı olan köylü kadını evinin içine ve ço cuğunun beşiğinin ğiz: Türk köyünde pinekleyen erkek kalmıyaca ktır, KöÖy için seferberlik liaşma gönderece- Ziraat mühendislerimiz köyde tetkiklere başlıyor Milli gelir tesbit edilecektir - Ziraat istatistikleri yapılacaktır - Çiftçinin geliri, borcu, hayat şartları ve istekleri tayin edilecektir Ankara, (Hususi muhabirimiz- den) — Ankara Yüksek Ziraat Ens- titüsünü geçen yıl bitiren ve bir yıl da seminer mesailerinde tatbikat gören 15 gençten mürekkep bir kafilenin, üç kişilik gruplar halinde ve değerli profesörlerle, İktısat Vekâleti müte- hassıslarının idaresinde, Türkiyenin beş mıntakasına dağılarak tetkikat yapmak üzere hazırlandıklarını bil- dirmiştim, Büyük davanın kazanıl- masında haklı bir pay alacak olan bu t hhi Simde seçmesinde, işin şekli ve ihti- Yacın icabı gibi amiller kat'iyyen Tevzuubahs olmamaktadır. —Bunu Almanlar çok iyi düşünmüş- <* e Dinarm veya Din tabir ettik- İ bir eb'at sisfemini bulmuşlardır. Esas eb'adın eni ve boyu şöyle bu- ı’"llııuştur: Satıh mesahası bir metre murab- olan ve eni ile boyu aralarındaki 1 rakamı ile 2 nin cezri mu- Tabbar gibi bulunan bir mustatilin tesbiti, Riyaziye kaidelerine göre bu — en Ve boy 841 ve 1189 milimetredir. Re- Sim kâğıdı eb'adı olan bu büyüklük Yazı işlerine gelmez, fakat onun ya- Tsı, dörtte, sekizde, on altıda biri İâh... da vardır ve muhtelif ihtiyaç- lara cevap verir. . Listesi şudur: no. — ismi Eb'adı (Mm.) .0 — Dört tabaka 841:1189 1 — Çift tabaka 594:841 2 — Tabaka 420:594 8$ — Yarım tabaka 297:420 4 — Dörtte bir tabaka 210:297 5 Yaprak 148:210 -8 — Yarım yaprak — 105:148 ;' Dörtte bir yanrak 74:105 Sekizde bir yaprak — 52:74 © Bizim, üzerinde en çok duracağı - Tüz kâğıtlar şunlardır: * — Dörtte bir tabaka 210:297 $ — Yaprak 148:210 Birincisi, her zaman kullanılan :*lne kâğıdıdır. —Mühim yazılar- _.:nn metinler ona yazılır. Kısa ya- CÂr ikinciye yazılır. ; Sicil varakası, cetvel ve saire gibi :: Yyazılar 3 ve 2”numaralara ya- “'hll" iki veya dörde katlanarak Talr edilir. Zarf eb'adı da, 4 numa- b kâğıdı bükülmeden, 4 numaralı- b'lıı“üye bükülmüş ve 5 numafalıyı İi Ve nihayet, birini dörde, diğerini ya © bükülü olarak kabul eden a, b %e tiplerinden ibarettir. Eb'atları; :810, fıeo:zzo, 115:160 dr. Bu #min aydaları sayılamıyacak ka- N Soktur. Mühimleri şunlardır: y_:_Resmî. ticari ve hattâ birçok hür, İ dosyaların intizamı temin olu- %mmmm kullanma lür, ilk imkânı hazırlanmış v- -© v..': Mühim tasarruf ve ucuzluğa kıh;" Fahrikamızın yaptığı yazı %.H]"m-m en mühim İcısmı, resmi Hday Muhaberelere, faturalara ve is- - ıı,.“'rl sarfedilir. Fabrikanm iki üç bi Ş ün etrafında yaptığım tahki- katı bildiriyorum: Seyahatin gayesi milli gelirin tesbitidir. İlk bakışta basit bir tetkik seyaha- ti maehiyeti arzölAt'bu al büyük adımlarından biri atılmış olu- yor. Başlarında tecrübeli profesörler ve mütehassıslar bulunan bu beş gru- pun, yurdun beş mıntakasında yapa- cağı incelemelerin mânası şudur ; 1935 - 1936 mahsul yılı içerisinde Türkiyede çiftçi ailesinin durumu hakkında köyde ve bizzat çiftçiden malümat toplamak. Teşebbüsün ga- yesi milli gelirin tesbitidir. Memleke- timizde ziraat sahasında elde edilen gelirin rakamla ifadesi isi en çok zayıf kalmış bir cephemizdir. Ticaret, endüstri, münakale gibi iktısat şube- lerinde sarfolunan para ile elde olu- nan menfaatin, gelirin hesabı nisbe- ten kolay, ve yine nisbeten, istatis- tiklerle ve hususi teşebbüslerin vü. cude getirdiği, - sayısı pek mahdut ta olsa - eserlerle temin edilmiş bulun- maktadır. Halbuki ziraat sahası bun- lardan tamamen mahrum ve binaen- aleyh tarladan devlet hazinesine Bi- den milli gelirin hesabı da bu mahru- miyet nisbetinde güçtür. Mesahamı- zın yüzde 84 ünü teşkil eden köyümü- zün ve nüfusumuzun 14 milyondan çoğunu teşkil eden köylerimizin umu- mi vaziyeti hakkında, bugüne kadar yapılmış olan etütler esaslı olarak 1927 ve 1935 umumi nüfus sayımla- rmma inhisar etmektedir. Halbuki, mMemleketin tabif coğrafyası, son yıl- larm baş döndürüşü endüstrileşme faaliyetini unutmuş olmamakla bera- ber diyebiliriz ki, bizi ziraatçi olarak tavsif etmektedir. Memleketimizin mümeyyiz vasfı budur. Ziraatçi ol- mak, köylüye dayanmak demektir. Köylüye dayanacak memleket kuv- vetli köylü ve bakımlı köy ister. Bu en tabif neticeye varmak için de ta- kip edecek yol,»bugünkü vaziyetle ıslaha, bakıma, candan alâkadar ol- zırlaması ucuzlukta mühim amildir. Kırpıntılar da temiz olarak fabrika- da kalır. Hattâ, tezgâhta ru'oları, taksimden sonra kırptntı çıkmıyacak tarzda tanzim de mümkündür. D) Muamelelerde dissiplin ve in - tizam temin edilmiş olur. İş o derece Basit ve makuldür ki, tatbikata neden çilemediğine in- san sebep bulmakta müşkülât çeker. — “Üzerine vâsi mikyasta kâğıt ha- Mıv_...- bipir ı in A tında köy kalkınması davasının en maya, bir kelime ile üzerinde canla başla işlemeye mühtaç köylerin içi- ne girmektir. Ziraat istatistikleri yapılacak.. Türkiyede tarladan çiftçinin eline ve devlet hazinesine giren paranın hesabı bütün memlekete şamil ziraat istatistikleri yapmakla mümkündür. Fakat bu, istilzam ettiği paranın a- ğırlığı iktiham edilmiş olsa bile, uzun bir zamana mühtaçtır. Bir zaruretle bir imkânsızlığın arasında kalınmış- tır. Kısa zamanda, daha az masrafla, ve en iyi neticeyi elde edecek bir şe- kilde hazırlanan Dü son araştırma te- şebbüsü işte bu ahval ve şeraitin mahsulüdür. Bu iş için bir yıldan be- ri Ziraat ve İktısat vekâletleri ara- sında müzakereler yapılıyordu. İkti- sSat Vekâleti köy ekonomisi mütehas- sısı Vilbrand'ın da iştirakile alıman son karara göre, Eylül ayının sonu- na kadar devam edecek olan sondaj faaliyetinden alınan umumi neticeler, yine iki vekâlet arasındaki teşriki mesaiye ve köy kalkınması' davası üzerindeki etütlere esas teşkil ede- cektir. Gruplar bu iş için yetiştirildiler.. Sondaj ameliyesinden en iyi neti- ceyi almak için, gruplar, daha Tem- muzun ilk haftasında “seçilmiş ve bunlar için Ziraat Enstitüsünün iktı- sadiyat servisinde, Dr. Şevket Raği- din idaresinde bir kurs açılmıştı. Kurs Ağustosun ilk haftasına kadar, yani tam bir ay devam etmiştir. Mü- tehassısların hocalık, araştırmaya gidecek gençlerle başlarındaki asis- tan ve şeflerin talebhelik ettiği bu kurslarda» gençlerin nazari — bilgisi sondaj ameliyesinin mühtaç olduğu teknik malümatla kuvvetlendirilmiş- tir; ve kendilerine, gidecekleri mınta- nım tabil ve iktısadi vaziyeti hakkım- da lâzımgelen izahat verilmiştir. Araştırma yapılacak mıntakalar.. Araştırmanın tatbiki cephesinde Türkiyede beş mıntaka seçilmiştir. A, N, PERELMEN Bu mıntakalardan birincisi; Karade- SALN aüti ği d İ | vari? * ea el n . a — “Kurulan Devlet Endüstrisinin büyük gayesi; Türk köylüsünü bu hale sok- mü ktır. nizin sahilini takip etmek ve doğu ve batı olmak Üüzere iki kısma bölün- müştür. — Bu havalide karakteristik vasıflar taşıması itibarile doğuda Ri- ze ve batıda Samsun ve Kastamonu vilâyetleri intihap edilmiştir. Marma- ra mıntakası da, tip şehri olârak İz- mit, bu mıntakaya ithal edilmiştir. İkinci mımtaka; Trakyadır, -Burada da Kırklareli ve Tekirdağı vilâyetle- rinde araştırmalar yapılacaktır. Ü- çüncü mıntaka; Ege mıntakası ve tip şehirleri, Manisa, İzmir ve Aydındır. Dördüncü mıntaka olarak Cenubi A- nadolu havalisi seçilmiş ve Seyhan, Mersin, İçel ve Antalya vilâyetleri tip şehir olarak intihap olunmuştur, Be- şinci mıntaka Orta Anadolu mıntaka- sıdır. Kurs tatbikatı sırasında Anka- ra köyleri üzerinde çalışıldığı ve doğ- Tu neticeler alındığı için bu mıntaka- da yeniden bir grup araştırılmasına lüzum görülmemiştir. Sondaj ameliyesi şöyle yapılacaktır. Mıntakalar dahilinde seçilen ve tip olarak alınan vilâyetlerden her birin- de, vilâyetin intihabında Ââmil olan düşünceye tâbi kalınarak, o şehrin mahalli ziraat bünyesini tesbit ede- cek üç köy seçilecektir. Bu köylerin intihabt oranın salâhiyetli memurla- rile, giden grupların başındaki şefle- re birakılmıştır. Her üç köyden altı köylü ekonomisi intihap edilecektir. Bunlardan ikisi büyük ve zengin çift- çı aileleri, ikisi orta halli, orta büyük- lükte, ikisi de fakir ve küçük aile o- lacaktır. Esas itibarile fakir, orta halli ve zengin olarak üç tip halinde toplanan köylüden her köyde ikişer tipin tetkikine girişilmesi neticenin doğruluğunu garantilemek — içindir. Köyün içinde bu üç enmuzecin ayrıl- masma kıstas olarak ta, temellük ettiği arazi mikdarile elindeki servet ve nüfus kalabalığı olacaktır. Araş- tırma için hususi defterler bastırıl- mış ve gruplara dağıtılmıştır. Defter. de 27 cetvel vardır. Cetvellerdeki su- allerin topu 194 dür. Bu sualler dört Brup etrafında toplanmaktadır: Köyün umumi vaziyeti: Birinci grup, köylü işletmesinin DA Bi GUU Va Güreşlerde Geçen gün güreşlere gittim, Ayıp- tır söylemesi, şimdiye kadar hiç profesyonel güreş seyretmemiştim. Meğerse bunun tadıma doyüm olmu- yormuş. — Çok enteresan bir şey! Aman tavsiye ederim, Bir daha pro- fesyonel güreş olursa sakın kaçırma- yın. ; Ne oyunlar, ne hünerler, ne mari- fetler var bu gürteşte. Aklınıza, ha- yalinize gelmez. Meselâ iki güreşçi- den biri tam yatıyor veyahut sırtüs- tü gelmesine ramak kalıyor da yine müthiş bir meharet, bir oyun göste- rerek bu tehlikeli vaziyetten bir mu- cize kabilinden kurtuluyor. Akla gelmişken yazayım. Siz Par- diyanları veyahut Mişel Zavekonun bunlardan birisini okudunuzsa, vazi- bunlardan birisini okuduysanız, vazi- yeti anlarsınız. y : Bir Pardiyan yahut bir roman kahramanı seksen yüz muharibe kar- şı nasıl meydan okuyorsa, burada da vaziyet böyle olüyor. Yenecek güreş- çi işin içinden bir baş darbesile ve- yahut bir silkinme ile kurtuluyor ve bu sefer öteki alta düsüyor.. Haydi bakalım işin yoksa yen! İki taraf, seyircileri heyecana dü- şürmek için hiçbir şevi esirgemiyor- lar. Soluyorlar. Birihirlerinin bacak- larımı kanırtıyorlar. Biribirlerine ha- fif tertip tokat vuruvorlar, Terliyor- lar. Kan tere bulanıyorlar. Ve bövle para kazanıyorlar. Ha - kikaten ben nara kazanmanın bu ka- dar zor olduğuunu bilmiyordum. Orsanizasvon Güreslerde organizasyon sıfırdi. Hangi pbehlivanların güreşecekleri bi- le malfim değildi. Pehlivanlar zuhu- rata göre güreştiler. Hattâ kalabalrktan biri bir aralık beklemekten usandı: — Mademki, diye haykırdı. daha pehlivanlarınızt seçmediniz; bizi bu- raya niçin topladınız? Kendisine şu .cevabı verecektim amma. biraz ydı; , n Pestival mü betile bayım!.. * Kördüğüm Dinarlı ile Yunan şampiynou Mar- kos yaman güreştiler. Evvelâ oyün- larının alfabesinden başladılar. Biri- birlerine karşı parmaklarını oynatı- yorlar, biribirlerini yakalamağa çalı- şıyorlardı. Birisi sordu: — ; — Bunlar biribirlerile güreşmeğe mi, yoksa biribirlerini gıdıklamağa mı çıktılar? . Nihayet anladık ki bu da bir oyun- muş. Nitekim sonradan biribirlerini öyle kenetlediler, öyle sardılar ki az kalsın kördüğüm oluyorlardı. Ve bu düğümü de mintarafillaâh hakemin D | Bilginizi yoklayınız Sorular S — Yunanistanı Osmanlı ordu- sile fetheden kumatdan kimdir? S — Kazıklı Voyvodaya niçin bu isim verilmiştir? Asıl adı nedir? S — Ostiaklar kimdir? S — Anubis kimdir? Dünkü soruların cevapları S — Devlet tarafından demiriyolu inşaatına ne zaman başlanmıştır? C — 1 Mart 924 te. S — 15 - 20 Teşrinievvel 1927 de eereyan eden en büyük mMilli ve tarihi hâdise nedir?, O — 15 - 20 Teşrinievvel 1927 de Reisicümhur Atatürk büyük, tarihi nutkunu söylemiştir. S — Fotoğraf makinesini bulan kimdir? Hangi tarihte?. O — Fotoğraf makinesini Dager, 1831 de bulmuştur, S — Telefon hangi tarihte ve kim ftarafından icat olunmuştur?. C — Telefon 1876 da Raham Bel tarafından icat olunmustur. düdüğü gözebiliyordu. Vesaiti nakliye oyunu Halk bağırıyordu: — Tayyare oyunu isteriz!., Bu bağırışlarda gayet ince bir mana vardı.. Halk, demek güreşte kimin galip geleceğini merak etmiyor, oyun bekliyordu. Ne Markos, ne de Dinarlı tayyare oyünu göstermediler. Fakat — öbür vesaiti nakliye oyunlarının hepsini tatbik ettiler. Meselâ “çuh, çuh” di- ye soluyarak şimendifer oyunu yap- tılar. Biribirlerine geçerek bir sürü el ve bir sürü bacak halinde tramvay oyunu yaptılar. Yandan çarklı sekerek vapür oyu- nu yaptılar. Ve ahali de bu esnada tünel gecti. Çünkü stadyoma' girmek için turni- keden geçiyördu. Hartiyim y Yağlı güreş Mülâyimle Kara Alinin mazisin- den uzün boylu bahsetmiveceğim, Söylediklerine bakılırsa bunlar — iki ahbapmış. Biribirlerini yenmek iste- mezlermiş. Biribirlerile cok sevisir- lermiş, Bunlar zaten yağlı #üres va- parlarmıs. Yine yağmur imdatlarma vetişti. Vücutları tslandı, Cürar a& l güreş mahiyetini aldı. Soğuk dusş Yağmur dehşetli yağıvordu Bar- daktan baoşanırcasına — yağıyordu. Ahali bu güreşten çıkarken soğuk bir duş yemiş gibiydi. içinde bulunduğu köye ait umum! ma- lümatı aramaktadır. Köyün coğrafi vaziyeti, yıllık suhunet ve yağış de- receleri, münakale vaziyeti, yolları, pazarları ve pazar yolları, köyün ge- nişliği, köyün 936 yılı için işlediği ve işlemediği arazi mikdarı, köyün ye- kün nüfusu, erkek kadin nisbetleri, köyün bu yıl içinde ödemeğe mecbur olduğu ve ödediği hayvan, arazi ve yol vergisi, hayvan Sayım listesine göre hayvan adedi bu grup etrafında toplanan suallerdir. Çiftçinin 935/936 mahsul yılı içinde faaliyeti: İkinci kısım, çiftçinin ailesine taal- lük etmektedir. İşte fakir, orta halli Ve zengin olarak ayrılma bu sahada kendini göıterecelmr. Bu kısmın cet- vellerile ailenin adı ve sanı, ökür ya- zarlığı, başka işlerde çalışanları, mı- safirleri, işletmesindeki eşhası, köy- lü listesi, para veya ayhi veya diğer şekilde ücret mukabili işletmede ça- lışan yabancı işçi kuvvetleri -sorul- maktadır. Köylünün serveti: Üçüncü kısım köylü için hayati e- hemmiyeti haiz olan sualleri ihtiva etmektedir. Çiftçinin mahsul senesi başında ve sonundaki serveti, çiftci ailesinin arazisi, kira veya ortakçılık- la kullandığı arazi. kiraya veya or- taklığa verilen arazi, çiftçi ailesinin 985 - 36 yılı içinde işlediği arazi ge- nişliği. Çiftçinin arazisinde yaptığı ıslahat, ciftçinin bağ, bahçe ve orman b LO MAF L Si eee mevcudu, çiftçinin ;ıalik olduğu bi« nalar (ev, ahır, samanlık, ilâh). Çiftçinin makine ve alet mevcudu; Çiftçinin hayvan mevcudu; Çiftçinin yardımecı maddeler ve çiftçi ailesinin evi içinde kullandığı levazım mevcudu; Çiftçi ailesinin evindeki eşyası; Para mevcudu; Çiftçinin alacakları; Şimdiye kadar yazılmayan diğer mevcut servetleri; Çiftçinin ve ailesinin borcları; Çiftçinin servetile borçlarının kar- şılaştırılması; Çiftçinin ayni varlığı: Dördüncü grupta çiftçinin aynf he- sabma taallük eden hususlar araştı- rılmaktadır. Çiftçinin gayri safi is- tihsalâtı ve muhtelif şekilde ayni o- larak aldıkları; ve bu aldıklarının kullanılış yerleri. Çiftçinin para hesaiıı, nüfus mas- rafları; yiyeceğe, giyeceğe, ve evine ait masrafları, vergi ve salmalar mas rafları, hükümete verdiği vergiler, ve nihayet nüfus varidatı. Hülâsa itibarile, umumi vaziyeti, mahsul yılı içindeki iktasadi faaliye- tinin seyri, tarlasmi, ne ile, ne zaman ekip biçtiği, kaç adam çalıştırdığı, topluca, bir yıl için ekönomisine müs- bet veya menfi tesir yapan hâdiseler araştırılmaktadır. Son gruplarda köy lünün bir yılda yaptığı istihlâke ne. ticede elinde kalan tesbit edilmekte» dir. y BT G H4 Haf oA a

Bu sayıdan diğer sayfalar: