No. il Bir defa karaya çıktıktan ve bu korsanların ellerinden kurtulduk sonra adanın içlerine doğru, Yanlış yollardan bambaşka yerlere Bidecekti. Bu sefer eskisi gibi genç karşı saygı göstermemeye ka- Tar vermiş bulunuyordu. » Herkes iş başmdaydı. Anskar, Türk kadirgasmın kovaladığı Dani- gemisinin onu biraz uğraştır Masınr istiyordu. Çünkü leventler Yukarıda meşgul oldukları sırada dir aralık onun merdivenlerden am- Fa inmesi, orada genç kızla bir - kaç söz konuşabilmesi milmkün ola- "| “aktı. Bir defa genç Kızı birlikte kaç | Mak için kandırabilirse yapacağı iş Yarı yarıya kolaylaşmış olacaktı. il gemisi güzel bir rüz - Bâr altında iyi yol alıyordu. Bu gidişle onu uzun zaman kovü- lamak gerekti. Recep Reis emir verdi: — Yedekteki gemiyi bırakın... 'Türk kadirgasındaki kürekler bir Miyi bağlayan palamarlar gevşedi. #aşkın dönerek zikzaklar çizi - lü, Recep Reis dümeni kullanan Ka- a Mahmuda emretti: | Baş Döşmanı önce sancağı alaca > İİ e bir hizaya geldiği semen acep Reis provadaki toplarım başımda du- yerl ii bağla!.. umandaları duyuldu. ikadan daha az bir zaman- talar atılmış, bağlanmış ve le Yalım kılıç Danimarka ge - me güvertesine eli başında Recep Rel en- Yarı. Tayfalara göz attı. Bunla Pağiyasında kaptan kılıklı kimse — if, om kendisini boşluğa dakika için durunca yedekteki ge - | Kaptanla görüşmek istiyorum. Sisin kaptan.. Ben konuşacağım. Beni ora- ya gö türün... köpüklendi, karıştı. Dana büyüklü: günde kara ve parlak balık sırtları, iki sıra hançer dişli canavar ağızları görüldü: — Bakım, bakın! Oraya bakın! Genç bir levent böyle bağırmıştı. -İ Bakmıyanlar da oraya bakmışlar. dı. e vE FE m Şe Sonra sular Kızardı. Iki kocaman köpekbalığı kaptanı orta yerinden İkiye biçmişler, her- biri birer parçasmr alıp götürmüş. lerdi. Çil Ali gözleri dehşetten büyü- müş olmasına rağmen: Transit gemiler ve sıhhi kontrol Boğazlar mukavelesine göre nasıl yapılacak ? Yeni boğazlar mukavelesi mucibin- ce, bu aym 15 inden itibaren Büyük- dere ve Çanakkale sahil sıhhiye mer- kezlerine gelecek transit . gemilerine ne şekilde muayene yapılacağı alâ- kadaralra bildirilmiştir. Bu tebliga- tan esasları şunlardır; «1 — Boğazlara transit geçmek üzere gelen — bayrak farkı olmak- sızm — bütün ticaret gemileri her iki boğazdaki sahil sıhhiye kurumla. rı önünde durarak sıhhi kontrolları- nı yaptırmağa mecburdurlar, (Havâ fenalığı ve makine sakatlı ğt gibi bir sebep altında bu merkez- ler önünde dürup bu kontrolu yaptır mıyan ticaret. gemileri, bundan önce olduğu gibi merkezlerden “Geçiniz” işaretini aldıktan sonra yollarına de- vam eğerek İstanbul limanında (Ga- lata sahil sıhhiye merkezi tarafm - dan) bu koütrölu yaptıracaklardır. Sihhi kontrol yaptırmak üzere sa- hil sıhhiye merkezi önünde durmı - yan transit gemileri süvarileri, usulü veçhile ve rÜsumu:sihhiye kanunu mucibince cezalandırılacaktır. 2 — Boğazları ve Marmarayı tran sit geçen ticaret gemilerinin sıhhiye resmi olarak — tonilatosu kâç olur- sa olsun — bütün ticaret gemilerin- den beher safi ton başma (0,075 al. tm frank yani 7,5 altın frank santi- mi hesabiyle) bu günkü karşılığı o- ilan 3 Türk kuruşu olarak almacak ve bü resim 6 gemiye vize aldığı ve dönüş esnasında durmağa ve sihhi kontrolunu 'yaptırmağa mecburol'- ,duğu sahil sıhhiye merkezine gös- İZLANDAYA Kaptanın atladığı yer birdenbire |ambâra giden merdivenin başına | Ekmek ucuzladı TA Ku AKINI — Yazün * Kadircan Kafi — Atılan gülle Danimarka gemisinin burnunu yaliyara! geçti ve denizde büyük bir su sütunu yükseltti iş “si : di “. — Yazık oldu... Geç kaldık! Bu sırada Anskar güverteden| gelmiş, kimsenin oralara bakinadı. ğını görünce basamakları üçer llçer inerek görünmez olmuştu # Bir karar... Danimarka Kralı Dördüncü Kris- tiyan tarafından Izlarıdaya vali ola» rak gönderilmiş olan Halger Rozen- krans o zamanlarda adanın garp ta- raflarındaki Bessastadir kâsabasın- da oturuyordu. Vaktile Danimarka- dan gelerek Vestman adasında yer- leşmiş olan tüccar Lauritz Bagge- nin kız kardeşile evlenmişti. (Arkası var) Narh. komisyonu 20 para tenzilât yaptı Narh komisyonu dünkü toplantı- sında francalaya 20 para noksanile| 16 kuruş, birinci nevi ekmeğe on pa-| ra noksaniyle 11 kuruş 18 para ve| ikinci ekmeğe gene on para eksik 0- larak 10,5 kuruş azami fiat koymuş- tur. Bu yeni fiatlar yarından itibaren on beş gün devami edecektir, İnhisarlar Vekilinin tetkikleri Gümrük ve İnhisarlar Vekili Rana Tarhan dün İnbisarlar umum müdür lüğüne gelmiş ve akşama kadar meş- gul olmuştur. ——— termesi şarttır. Dönüş seferinde makbuz göstermi- yen gemiler ikinci bir transit resmi , imzasile? kötül, bir sürü apartımatilarla doldu. Fakat yol denilen-en iptidai medeni lüzum burada hissedilmemiş olacak ki, yapılmıyor. Geçen gün, üstelik, komşularımızdam. birisi, yol parası vermedi diye tevkif. edilip götürüldü. Buralara yol ne z&man yapılacak? Haklısınız. Fakat yolun ne zaman yapılacağını bilmiyoruz. Zannedersek bunu -belediyedahi bilmiyor. Bir ressam Kadıköyünden N. K. imzasile: Gazetelerde glli senelik resmimizi gösteren bir sergi yapılacağını oku - dum, Bu sergiye her ressam iştirak edebilir mi ve 'edebilirse nereye mü- racaat etmek lâztmâtr?. Sergiden maksat, $on elli sene için- deki ressamlarımızın eserlerini bir arada göstermektir. Sergiye gayet tabii olarak bütün ressamların eser. leri konulacaktır. Sizin de iştirakiniz kabildir.' Güzel Sanatler Akademis: Direktörlüğüne müracant ederseniz memnüniyetle karşılanırsınız. Sizin gibi, hiç bir teşekküle mensüp olma- yanların eserleri de aranmaktadır. Satın almak zevki Beyoğlundan K. imzasile: İki senedir evliyim. Karını çok s6- viyorum. Zannedersem o da beni sw- viyor, Fakat çok sinirli. Kendisine | birşey almak istersem, bunu bana bı- rakmıyor, ille, parasım ver, ben ala- yım diyor. Bu yüzden münakaşalar ediyoruz. Ona, birşey almak zevki- mim, benim için Kiymelli olduğunu asıl arlatayım?. 'Bu zevki duymak hakikaten tatlı ise de, anladığımıza göre karmızin sizden, alacağınız şeyin parasmı İste mesi şu sebeptendir. O, alınacale'eş- yayı daha ucuza alabilir ve artan pa- ra İle de başka birşey daha alabilir. | Sizin zevkinize mâni olmakla, onun zevkl iki misli artacağına göre onun istediğini yapınız. Fakat bunu her zaman yapmak ta doğru değildir. Ara ira da bu zevki kendinize inhisar et- tirebilirsiniz; “Ne zaman evleneyim? Ankaradan 8, V, imzasile: 25 yaşındayım. Çok sevdiğim bir kızla on aydan beri nişanlıyız, Bir kaç gün evvel askere çağırıldım. A- caba şimdi mi evleneyim, yoksa as- kerliğimi bitirdikten sonra mı? Bu mesele tamamile size ve aileni- te bağlı. İster şimdi evlenin, ister da- ha sonra, Bize kalsa, askerliğinizi bi- tirip öyle evlenmeniz daha makül o- lar. Fakat yine, nişanlınız ve siz da- ha-iyi bilirsiniz. Gitmek lâzım Sisliden M. K. imzasile: Bir seneden - beri bir gençle gizli söviyiyoruz. Birden bire allerile bera- ber Mısra yerleşmek mecburiyeti hâst oldu, Deli gibiyim, Gitmek iste miyorum. Fakat gitmem Tâsım. Sev- diğim adamilan nasıl ayrılacağım?. Aman bana bir akil öğretiniz, vermeğe mecburdurlar ve bu ikinci resimle yehi bir dönüş hakkını kuza- nırlar, Sevdiğiniz adima vaziyeti olduğu gibi anlatınız, Eğer sizi cidden sevi- yorsa, evlenmeği teklif edecek, o 2a- Dönüş seferleritide transit resmi - | *2” Ailenize söylersiniz ve mesele nin evvelce ödenmiş olduğu ancak ballolunur, Eğer sizi sevmiyorsa sizi bu makbüzün gösterilmesile ispat e teselli etmeğe kalkacak. O zaman da dilebileceğinden kaybolduğu hakkın- | 29Tİmanız daha hayırlı olur. Herhal. da hiçbir mazeret ve ikinci bir nüg-|9© Soğukkanlılığınızı muhafaza edi - ha verilmesi hakkındaki istekler kar | bul edilmiyecektir, Zorla evlenmiş 4 — Boğazları transit geçen tica-| Tünelâri P. D, imsasile: ret gemilerinin — mübrem ihtiyaçla | Ailem beni corla, benden 20 yaş rm temin için — İstanbul limanında | büyük, ve zengin bir adamla evlendir duracakları azami 48 saatlik müddet | di. Evleneli bir sene oluyor. Bir türlü transit sıfatları bozmıyacaksa da, | Kocama twmamadım. Müthiş betbah - ber nie sebep ve suretle olursa olsun, | m. Bu vasiyette ayrılmam daha ha- bu gemiler gerek İstanbul limanında) yerlı değil mi? ve gerek boğazları. çıktıktan sonf8| Ayrılmadan evvel cok düşünmeniz veya boğazlara girmezden. evvel bir |lizim. Hakikaten kocanızm hiç bir m e e meziyeti yok mu? Yoksa siz m! ba- p arı, bozulacağından | nu böyle görüyorsunuz. Ayrılırsanız ve diğer ticaret gemileri gibi 500 No. daha mes'at'ulddağinıza einlh miti - Lu rüsumu “uye kanunu mucibin- | niz? Kı zenginmiş... Zenginlik ce resim vermeleri lâzım geleceğin - , | den, evvelce eksik alımmış olan resim farklarmı öderler ve resim vermek» sizin transit olarak döüş haklarımı kaybederler.,, eğer saadet getirmezsede hayatı müthiş kolaylakştırır. Herhalde iyi Güşününüz. Birkaç zaman daha tec- rübe ediniz. Belki geçinebilirsiniz?, Vagona girer girmez gözüme kana- pelerden: birinde: unutulmuş, küçük yılan derisi bir çanta ilişti. Vagon- da benden başka kimse yoktu. Sa- 'hibini bulup, vermek üzere çantayı yanıma aldım ve eve gelikiöe“ belki sahibinin adresini bulurum düşüncse- #i ile çantayı açtım. İçinde bir za- rif ruj tüpü, Küçük beyaz bir men-| dil, bütün bir beş biralıkla bozukluk paralir vardı. Küçük gözünü karış- tırmeâ elime bir kadın resmi geçti. Parlâk bakışlı gözleri, çök siyah saçları ve uçları yukarı doğru şey- tani bir manâ ile kıvrılmış kızıl du- dakları olan bir kadındı bu.. Tatlı, tatlı gülümsüyordu ve bu resmin “ya-| nında iki kat bükülmüş bir mektup duruyordu. Mektuptan çantanm sa- hibini anlarım diye, açıp, okudum.| Şöyle başlıyordu: “Bahar geldi, seni tabiatın ken- dinden çiçeklediği bu yeşili ormanın kuytu köşesinde, her zamanki yeri- mizde bekliyorum sevgilim, seni ba- har çiçeklerinin arasında bekliyo rum. Geçen bahar üzerinde mes' ut dakikalar geçirdiğimiz ağaç kütüğü- nü, küçük, sarı çam sakızlarından beyaz eteklerini korumak için her zamanki gibi yeşil yapraklarla ört- tüm. Geniş çam ağacınm gölgesinde yolunu gözlüyorum. Kuşlar bile cr viltularına, — berrak kahkahalarınla cevap vermeğe geleceğin günleri | bekler gibi dallarda boyunlarını bük- İ müşler ve mor salkımların biraz ö- tedeki geniş havuza vuran gölge leri sanki sularda aksini arıyor. Da rin, berrak sular: olsn bu havuz ba- hatırlıyorsun değil mi sevgilim? Ha- ni durgun sularda süzülen yeşil yap- rakları seyretmek için başını sık sik uzatırdın ve ben birdenbire sularda İbir su nergisi gibi açan güzel vüzü- ne bukarak kendimden geçerdim. Sonbaharın fik tşütücü rüzgâr ları omuzlarını titrettiği gün o ha- vuzün kenarında bani ettiğin ye- mini unutmadın değil mi? “Gelebek bahar yine beni“buruda, bu bahar ç ri 5 Bahar - geldi sevgilim. Ve hen işte o geniş havuzun beyaz taşlarında sessiz oturmuş, gölgeni arar gibi ha- vuzun üzerine boynu bükük uzanan mor salkımlarla beraber sulara eğil miş seni bekliyorum, Bahar geçi- yor, birkaç gün sonra serin mel- | temlerin nefesi ağaçlarda kesilecek ve senden hâlâ haber yok!.. Fakat bu mektubumu aldıktan sonra beni bekletmeden buraya koşacağına öy- 9 m — # il okuduktan -— sonra “cebime koymuş- , İtum.-Maheup bir tebessümle af dile- yerek gikarıp, kendisine verdim. A- Gıp ik satırlarma şöyle bir göz att. Sonra başını kaldırdı;: Gözlerinde çapkın.bir. gülümseyiş. vardı. Ve bu tebessiimle yaliız beni değil bir çok erkekleri o mahvedebilirdi. Bu genç kadının karşısında fazla kalmanın tehlikesini arladım. O gözlerindin dudaklarıma geçen şöytani (tebes- sümle bana biraz yaklaşarak yavaş- ça sordu: — Okudunuz değil mi?. Cevap vermeyerek susdum. Sükf- tumdan her şeyi anladı ve beni kapı- ya doğru tesyi etmek İster gibi yü- rüdü, Arkasmdan incecik uzun ba- caklarına gözlerim ilişince garip bir heyecanla sarsıldım. Fakat birden- bire çantada bulduğum mektubu o- Kuduğum zaman duyduğum merka yeniden ayaklandı. Çantasını getir- diğim için teşekkür ederek uzattığı ince uzun elini sıkarkan sordum; — Affedersiniz, bu bir küstahlık olasik ama.. Mektup o Kadar ateş- li yazılmıştı ki sormadan yapama- yacağım. Çağrılan yere gittiniz mi? Pembe dudakları çapkm bir şekil. de gerilerek, uzun uzun güldü. Son- ra kelimeyi uzatarak cevap verdi: Hayır)... Hayretle irkildim: —Ya öldü ise!.. Şapkasınnm kenarmdan ince kıv- rımlarla inen parlak siyah saçları- nr itinâkâr bir hareketle düzelterek omuzlarını silkti ve gaşkınlıktan bu- şında geçirdiğimiz güzel dakikaları dala gibi gözlerimi açmama sebep olan bir cevap verdi: — Gazeteler de artık intihar ha- berlerini yazmıyorlar ki bilelim... Feride CELAL Mektep tayyaresi dün Almanyadan geldi Türk Hava Kurumu umumi merke» zi sârafmdan bir'müddet evvel Al - > iki” p tayyarcsi Cİ ai geç vakit Yeşilköye inmiştir. Tayya- ve, bugün Ankaraya "gidecektir. İçin- de iki Alman pilot bulunmaktadır. Bunlar tayyareyi Ankarada teslim e- deceklerdir. Münhal Türkçe muallimliği Ecnebi ve ekalliyet mekteplerinde 60 türkçe muallimliği münhaldir. Bu münhüllere evvelâ açıkta olan Mual- Je inanıyorum ki... Aksini düşünün. ce tüylerim ürperiyor, korkunç ka- rarlar veriyorum. Eğer gecikirsen kenarma oturup, yolunu gözlediğim havuzun sularm- da sürüklenen bir ceset bulacaksın Bunu kuru bir tehdit sanma. Dü. şlin ki, gözlerimde yaktığın ateş ne- ler yaptırmağa kadir değildir. Fa- kat sen geleceksin sevgilim, biliyo. rum ki geleceksin, ve seninle bera- ber geçen baharki gibi çılgın gün ler yaşayacağız.” Mektup böyle - bitiyordu ve 'yaz geçmek üzere idi. İçimde müthiş bir merak uyandı: Acaba bu mektubu yazan adamın: “geleceksin.” diye. feryad eder gibi çağırdığı kadın o- raya gitmiş miydi? Hemen çantanm sahibini bulmak için acele ettim. Ga- zetelere verdiğim bir kaç satırlık (- lânın cevabı çabuk geldi. Gaip çan- tanm sahibi adres olarak Şişlide bir apartman göstermişti. Oraya gittim. Beni kız bir hizmetçi küçük bir sa- lona aldı ve orada sokağa çıkmak üzere olan çok şık giyinmiş genç bir kadınla karşılaştım. Onu hemen ta- nıdım, Çantanm içindeki resmin sa- hibi.. Ayni parlak gösler, yukarıya doğru kalkıkca pembe dudaklar. Fa- kat bu yüzde resimde pek belli ol- mayan öyle çekici bir ifade ve göz- lerde öyle çapkın bir parlayış var. dı ki, zavallı mektubun sahibine hak verdim, Nasıl bulduğumu anlatarak çan. tasmı uzattım. Tavırları telâşlı idi. Ben belki de çantayı ve bu vesile ile o ateşli aşk mektubunu da bulduğu için sevindiğini sanmıştım. Fakat o| çantaya sarılı kâğıtları telâşla açar- ken bir davete geç kaldığı için acele ettiğini söyledi. Müsaade istiyerek kalktım. Tam vedalaşatağım sırada aklıma geldi. Çantadaki mektubu Yim mektebi mezunları, sonra hayati- nı kazanmak mecburiyetinde olan li- se mezunları tayih edilecek, yine münhal kalırsa bu münhallere de Ü- biversite müdavimleri vekâleten gön derileceklerdir. Mektep kitapları ucuzlatılıyor Maarif Vekâleti bu yıl mektep ki- taplarımı ucuza satılmasını temin et imeğe karar vermiştir. Köy alfabele- ri beşer kuruşa satılacaktır. Ankarada Tıp Fakültesi Ankarada bir Tıp Fakültesi inşasi- na, karar verilmiştir. Fakülte Ankara lisesinin bulunduğu sahada yaptırıla- caktır, İnşaat Eylül ayında başlaya- cak, gelecek sene ikmşi olunacaktır. Alman sefaretinde resmi kabul Tarabyadaki Alman sefaretinde pa zar günü saat 11 de bir resmi kabul yapılmıştır. Şehrimizin Alman kolo- isi hususi vapurla Tarabyaya git - mişler ve evvelâ umumi harpte ölen Almanların 'Tarabyadaki mezarlığını ziyaret etmiştir. Burada bir dakika sükât edilmiş ve bilâhara elçi Keller bir nutak söylemiştir. Bundan sonra sefarethane bahçe « sinde tertip edilen şenlikler başlamış fakat, yağmur dolayısile hazır bulu- nanlar vapurd sığınmak mecburiye- tinde kalmışlardır. / Bugün gelecek seyyahlar “Empres of. Australya” ovapurile bugün 500 den fazla İngiliz ve Kana- İdalı seyyah şehrimize geleceklerdir. “Astorya” vapurile Italyan seyyahla rm da geleceği evvelce haber verilmiş se de, bilâhara bu seyahat geriye bi- rakılmıştır.