11 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

11 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇKN .ç K Hi ei < Mi e e el B SAA | | T A 11.8-. 956 Sigoria Tekniğinin modern esasları üzerine kurulmuş yeni bir müecssese ANKARA ANONİM TURK SİGORTA ŞİRKETİ Yeni postahana karşısında Büyük Kınacıyan hanında faaliye'e geçmiştir Sigortaya ait her müşkülünüz hakkında gişelerinden meccanen malüm :t alabılırsınız BÜYÜK #TÜRK AcıHakikatler İNKIİLAB! No. ll Muğlada başlıyan hareket derhal akamete mahküm edilmişti — Suret — (Şifre) Antalya: 16-5-36 Radostan mevsukulkelâm bir zat- tan alman mektupta (1) (.... meb'u- Bu... ve ... ile -.. meb'uslarından ,. beylerin; memleketlerine gitmek üze- re Dersaadetten Radosa geldikleri; ve bunların Kuvayı Milliye aleyhin- de oldukları ifadelerinden anlaşıl - mış ve hattâ Nazilli ile Ankaranın arasını açmağa memur olduklarını, ve resen propagandaya memur bu- lunduklarını ahval ve evzâlarile his- settirmiş oldukları, ve müttehii ha- reket iken vapura Trakip olamayıp, Milâslı .... beyin vekilinin oğlu o- lan ihtiyat zabiti bir efendiyi diğer iki arkadaşile memleketlerine sev- kettikleri bildirilmiş olmakla......) Birkaç gün sonra, bu mebu'slar gelmişlerdi. Ve gelir gelmez de, An- karaya gönderilmişlerdi. Görülüyor ki, Hürriyet ve Itilâf Fırkasının fesat şebekesi, milli mü- dafaa kuvvetini kırmak için her ça- reye baş vurmakta, ve hiçbir fırsatı da kaçırmamakta idi... Vakıâ, Muğ- lada başlıyan hareket, alâkadarların basiret ve dirayetleri sayesinde der- hal akamete mahküm edilmişti. Ve Hattâ, nasılsa bu teşviklere uyarak Yörük Ali Efenin yanından kaçan ve bu kadar velveleye sebep olan Şeyh Mehmet ve Mıstık Efeler bile haki- kati anladıktan sonra nedamet et- mişler; kızanlarını toplıyarak, der- hal cepheye gitmişlerdi. Fakat bütün bunlar, Hürriyet ve Hilâf Fırkası mensuplarının ihtiras- larını — dindirememişti... Muğlanın münevver ve hamiyetli halkınm ba- sireti sayesinde burada felce uğr- yan mefsedet ejderi, hiraz sonra yi- Le bu civarda, başka hir sohada baş göstermiş; kanlı facialara sebebiyet vermişti. * Anadolunun en hücra köşesinde cereyan eden en kücük bir hâdiseyi bile gözden kaçırmıyan - (Mustafa Kemal Paşa), milli kuvvetler arası- na böylece nifak ve şikak sokulmak istenilmesini de nazarı dikkate alı- yor, yurdun müdafaasını daha se- lâmet ve daha muvaffakıyetle — te- min etmek için, bir an evvel ordu- nün ıslâhma çalışıyordu Vakıâ, İzmirin işgali gününden itibaren başlıyan, ve bahsettiğimiz tarihlere kadar devam ederek her- gün kuvvet ve kudretini arttıran (milli müdafaa); hiçbir zaman kü- cük görülemez: ve ehemmiyetsiz ad- dedilemezdi... Fakat, İstanbulun mü- temadiyen vuku bulan - tahrikât ve ifsadatı karsısımda, günün birinde bu kuvvetlerin inhilâl edivermesi de muhtemeldi. Ayni zamanda, Paristeki sulh kon- feransının aldığı vaziyete nazaran, bu milli mücadelenin çok uzun sü- receği ve çok çetin safhalara gire- ceği de istidlâl edilmekte idi. Bunun için artık memleketin müdafaasını muntazam bir ordunun kudretine havale etmek elzemdi. Fakat.. elde mevdüt asker kuvvet- lerini çarçabuk çoğaltmak, ve böyle kudretli bir ordu yaratmak, kolay bir şev değildi. Silâh, cephane ve sa- ir askeri malzeme mevcudu, pek noksan bir halde idi. Bolu ve Düzce isyanlarının bastı- rıldığı ve (Kuvayı İnzibatiye) ordu- sunun perişan bir halde kaçırıldığı zaman, bir miktar silâh ve cephane ele geçirilmişti. Lâkin cinsleri çok muhtelif ve cephaneleri biribirine uymuyân bu silâhlar matlup derece- de fayda temin etmemişti. Gün geçtikçe; ordunun bir an ev- vel ıslahmı temin etmek ihtiyacı, giddetle baş göstermişti. Çünkü alı- nan haberlere nazaran, Yunan or - dusu yakımda büyük bir taarruîa eçecekti. t değildi. Alman haberler, yanlış Yazan : Ziya Şakir Yunan ordusunda, büyük mikyasta taarruza geçmek için hummalı bir faaliyete girişilmişti. 1 — Karesi mıntakasında Anza- vur kuvvetlerinin imha edilmesi, 2 — Bolu, Düzce ve havalisinde çıkarılan isyanların bastırılması, 3 — Büyük —Üümitler beklenen (Kuvayı İnzibatiye) ordusunun, üç dört gün süren bir harp neticesinde — artık bir daha toplanmasına im- kân olmıyacak şekilde — dağıtılma- SI, 4 — İki ay zarfında bu muvaffa- kıyeti kazanan (Büyük Millet Mec- lisi Hükümeti) nin, müdafaa kud- ret ve kabiliyetinin hergün biraz da- ha artması. Başta Padişah Vahdettin olmak üzere bütün muhalif kuvvetleri fe - na halde sinirlendirmiş; yeni hükü- metin kudret ve zindegisi daha zi- yade artmadan, Yunan ordusunu büyük mikyasta faaliyete geçirerek bir an evvel Ankara hükümetini im- ha etmek tasavvurları kat'i bir ih- tiyaç halite gelmişti. Yunanldlar da; istilâ hudutlarını genişletmekten, çok büyük fayda - lar beklemektelerdi. Çünkü, — sulh meclisinde kendi - lehlerine verilen kararları bir an evvel tatbik etmek kendilerine engel olan Ankara hü- kümetini imha ettikten sonra, artık kendilerine gösterilen hudutlar içi - ne yerleşerek Tahat Tahat işlerini görmek istemektelerdi. Ancak şu var ki; yukarda yazdı- ğımız sebepler dolayısile, Yunan or- dusu bir tereddüt ve ürküntü içinde idi. Yunanlılar, Türk müdafaa kuv- vetleriniş adeta objektifle görmekte- lerdi. İstanbulda bulunan Yunan askeri mümessili (Miralay Katahaki) ken- di hükümetine bir rapor göndermiş: 1 — Anadoluda seferberlik ilân edildiğini, 2 —İsyanları imha eden Türk kuv vetlerinin birleştiklerini, 3 — Tam (45.000) Türk muhari- binin, Salihli ve Alaşehirde içtima ettiğini, 4 — Türklerin, yakında büyük bir taarruza geçeceklerini; bildirmişti. Ve.., Miralay Katahaki bu raporu- na 'garip bir madde daha ilâve et- mişti. Ve; (Mustafa Kemal Paşa ordusu, İstanbul hükümeti ile bir - leşmiştir.) ' Demişti. Miralay Katahaki'nin bu raporu — mübalâğadan ziyade — korku ve evham mahsulü idi. Çünkü: Büyük Millet Meclisi teşekkül et- tiği dakikadan itibaren - başlıyan (Büyük Türk İnkılâbı) na esas ol- mak üzere, milli müdafaa kuvvetle- rinin ıslâhma girişilmiş, ve filhaki - ka seferberlik emri de verilmiş ise de, silâh altına çağırılan efrat, an- cak birkaç senelik efrada inhisar etmişti. Sonra.. Isyanları imha eden kuv- vetler, adeta birer kuvvei seyyare halinde idi. Milis ve nizamiyelerden müteşekkil olan bu küuvvetler, henüz isyan sahalarını terkedememişlerdi. Daha sonra.. Miralay Katahakinin istihbarat kuvveti, lüzumsuz yere ortalığa bir telâş vermişti.. Vakıâ Alaşehir ile Salihli arasında bir kuv- vet toplıyarak Yunan ordusuna bu- radan bir darbe indirmek bir aralık düşünülmüş ise de, — biribirini ta- kip eden isyanlar yüzünden — bu tasavvur tatbik edilememişti. Ve.. Miralay Katahaki bu raporu hükü - metine takdim ettiği zaman — yal- faa hattındaki mecmuu, ancak ve ancak Türk muharibinden ibaretti. Hattâ, nız o mintakada 45 bin Türk askeri- nin içtimar şu tarafa dursun — Ed- remit körfezinden Anadolunun ce - nubuna kadar uzayan Türk müda- bütün küvvetlerin (17.000) mevcudun bu kadar olması bile, pek Sağlık Öğütleri DE Aşk mevsimi Okuyucularımızdan biri — plâjlar üzerinde güneşe karşı serpilmiş gü- zel endamlardan ilham almış olsa gerek- aşk için en münasip olan han- gi mevsimdir, diye soruyor. Rivayete göre Eflâtun'a da bir de- likanlı bu suali sormuş. Onun için, beni de ayni suale muhatap ettiğin- den dolayı, okuyucumuzun mektubu pek hoşuma gitti... Büyük feylezo- fun verdiği cevabı belki unutmuşsu- nuzdur, hatırmıza getireyim. O deli- kanlıya: — Ne vakit kendini büyük birsşey kaybedebilecek halde bulursan... de- miş. İki bin dört yüz yıl sonra Eflâtun'un sözü yine doğrudur, çünkü herkese üyabilecek bir kaide koymak müm- kün değildir. Aşk zamanı iklime gö- re, mevsime göre, herkesin haline göre değişir. En doğrusu feylezofun sözüne uymak, kendini en kuvvetli duyduğu zamanı seçmektir. Herhalde, bizim iklimimizde en münasip aşk mevsimi bu yaz mevsi- mi değildir. Plâjlar üzerinde gördü- ğünüz o güzel vücutlar, sayın — oku- yucum, görenleri aşka davet için de- ğil, daha sonra güneşin gizlendiği mevsimlere kuvvet toplamak için serpilmişlerdir. Herkes bilir ki, bizimki gibi mute- dil iklimlerde, ilkbaharda çiçekler açtığı vakit, ne olduğunu bilemediği- miz bir kuvvet insanları aşka davet eder. Bundan baska halk süzünün, pek çok defa, hak sözü oldüğunu da unutmamalıdır: —Sonbaharın zevki hoştur, tut elinden bari koştur! - de- meleri sonbaharın da aşk davetçisi olduğunu gösterir. Zaten çiçek mevsimiyle sonbaha- rın en münasip aşk mevsimleri — ol- ması Eflâtun'un koyduğu kaideye de aykırı değildir: Yazım insan küvvet: ten düşer, büyük birşey kaybedecek halde değildir. Kışm şişmanlar, ağır- laşır. Bu iki mevsim aşka uygun gel- mez. —Halbuki sonbaharda insana yeniden kuvvet gelir, ilkbaharda ise -kişm topladığı yağlar çıkmaya baş- ladığından- kan adeta bir cilâ peyda eder. Ancak, aşk mevsimi sağlık bakı- mından düşünüldüğü — vakit, aşkın mahsulü olacak çocuğu da düşün- mek lâzımdır. Yeni doğan çocuğun imkân olduğu kadar, kişın sonuna doğru dünyaya gelmesi onun sağlığı için en münasip olur, çünkü kişın s0- nundan sonra bahar gelir, o vakit çocuğu büyütmek daha kolay olur. Çocuk ilkbaharda doğarsa önü yaz, sonbaharda doğarsa önü kıştır. Bun- ların her ikisi de çocuk hastalıkları mevsimidir. | Bu hesapça, yani çocuğun dün- yaya geleceği mevsim düşünülünce, aşk için en münasip mevsim Mayıs sonu ve Haziran olur. O vakit hâsil- olan çocuk Şubat sonuna doğru dün- yaya gelir ve ilk ayları bahara tesa- Görduğüm î DEs aa li Kimlere hürmet etmeli Tramvaya Karaköyden biniyoruz. Uzun boylu, ve şişman yani tam eni- ne boyuna bir kadın, tramvayın kala- balığı üstünden âdeta bir tank gibi geçiyor. Plâjda yanan ince uzun kol- larının birile askılara tutunan bir genç kızı, sağa, mütemadiyen terini silen kısa boylu bir erkeği sola itiyor. Tramvaya önden binmiş olmasına ve hantal vücudüne rağmen usta bir ko- şucu — çevikliğiyle bir iki adımda en arkadaki sıranın tek tarafındaki is- kemleye, tramvayın arka kapısından girmiş olan yaşlı - bir kadıncağızdan daha evvel yetişiyor ve kalın gövdes: le o iskemleyi örterek ileriye sesleni- yor: — Gel,. Ali.. Gel çabuk ol... Yetmişe yaklaşmış görünen ihti - yar bayan iki kişilik yerin arkasını tutarak müvazenesini bulmağa çaba- larken tramvay hareket ediyor. Şimdi yürüyen tramvayın içinde halk usta bir oyuncu elinde kalmı. bilürdo topları gibi biribirile çarpış- mağa başlıyorlar. Ve meğafonla bağırır gibi o külın sesiyle hepimizin başı üstünden ses- leniyor: — Hey Ali.. Gelsene... Fakat bu. Ali nereile acaba? —COnu yöremiyoruz... Yalnız iki sıra dır daki incecik yoldu sılaşmış olan hal- kın dalgalandığını seçiyoruz.. Sonra eteklerin ve pantalon paçalarının uru sından bir ses yükseliyor: — Geliyorum anne! İhtiyar Bayanu her tramyay ara - basında her kadına, bilhassa her ih- tiyar kadına yapılan muamele yaynlı- yor. Yer mi veriliyor zannediyorsunuz? Hayır... Yer verilmiyor... Himmet! delikanlıların, genç kadınların, otur - duğu bu urabada biçare kadın eliyi: tutunacak bir kayış, bir iskemle ar- kası bile bulumadan sağa sola çarpıp duruyor. Fakat öteki, iri pembe güllü imprime elbisesinin bDütün dikişlerinden taş - mak iştiyakındaki vücudile siper et- pembe yYanaklı ve gayet sıhhatli vü- cutlü oğlunu oturtuyor.., büsbütün “tahammülsuz,, ediyor. kendi lisanlarile konuşuyorlar. rakıyorlar. Suat DERVİŞ tiği iskemleye, altı yedi yaşlarındaki Ve kendisi de ayakta durduğu i- çin mütemadiyen yıkılarak 2avalh yetmişli" bayanın üzerine düşüp, ona bu kısa tramvay seyahatini Tramvayın arka sahınlığında be - nim Yünımda iki ecnebi aralarında — İstanbulda çocuklara ne büyük bir hürmetleri var. Bir erkek çocuğu rahat etsin diye ihtiyarları ayalkta bı düf eder. Kediler gibi... diyeceksiniz. Onlar- da da Mart yavruları daha makbul- dür, kabak yavrüularını yaşatamak güç olduğu için, iyi sayılmaz. İnsan | yavrusunu kedi yavrusuna benzet-l mek yerinde bir teşbih olmamakla | beraber, tabiatin kurduğu kaideye ' karşı kimsenin elinden birşey gel- mez. Şubat sonunda dünyaya gelen çocuk daha gürbüz büyüyeceği için, tabiat insanı çiçek mevsiminde aşka davet ediyor. Bununla beraber, Rumelinin dağ- lik yerlerinde yetişen meşhur peh- livanların hepsi güz mevsiminde do- ğarlarmış. Bu da aşk mevsiminin iklime göre değiştiğini gösterir. Be- Ü (1) İsimleri dercetmeyi, münasip görme dik. | ı BŞ VA İ a şüpheli idi. ÇArkası var) Y F R ABONE VE IİLAN ŞARTLARI Türkiye Dışarı için ç ŞK Bir aylık . , , , 150 —— $ e ee ae 4#— 8— 6 n e' e e 750 14 —- Pyıllık ,, , ., M— 98- Hân için İâncılık Şirketlerine mü cacaat edilmelidir. Küçük ilânlar doğrudan doğruy: daremizce almabilir. Küçük ilânların 5$ satirliığ bu letalık 30 kuruştur. $ satırdan far lası icin satır başma $ kuruş alınır Bir defadan fazla için yekündar *, 10 kuruş indirilir. Günü gecmis nüshalar $ kuruştur SRTE| Briç meselesi 5'H0 N 85 .<» < Ş Koz kör. (S) büyük şlem yapmayı taahhüt etmiştir. (S) tarafından yor. (W) oyuna (5) li pik ile başla- (Bu meselenin halli perşembe sa- yımızda çıkacaktır.) 8 Ağustos sayımızda çıkan br'ç meselesinin hallj: ADV © ..z A RV H AR VS Ş AMlb sE & —'N—9952 wW7 yr3bs 9642 |W E Çicz.s d 312 0$ 2 $ 49 e. 3 &74 VADVIOSI DY3 D Kaozsuz. (S) î)ynar ve bütün Levele- ri yapar. (8) trefl (V) sini oynayıp yerden (D) ile alır ve yerden trefl (7) sini oynayıp üstüne elinden bir küçük kör atar. Bu ikinci Levede (W) nin atacağı kâğıda göre birkaç ihtimal peyda ölür. “(E) deki kâğit bu oyun- da hiçbir rol oynamazlar.” L — (W) ikinci trefl üstüne ya bir karo veya bir pik atarsa: (N) karo (A) smı alır ve sonra pik (D) 1 ile eline geçer ve (W) nin (E) ve (W) nin kâğıtları görülmü- |* mıştır. (8) nasıl muvaffak olabilir? |* Hilâliahmer Kermesinde büyük ve muvaffakıyetli bir konser veren Kor radina Mola bu akşam saat dokuzda | İstanbul Valisi Muhittin Üstündağın himayesinde Tepebaşı yazlık beledi. ye tiyatrosunda bir konser verecek « | tir. | Sinemalar, | iya'rolar, laydalı adresler ve h—.lpfnn niümaraları- Ç * HALK OPERETİ: Taksim bahçesim « de bu akşam 21,45 te (Florya) * ÜSKUDAR HALE — (Ast Bandosule * Bağlarbası Hâle Bah v 'Sekoya « Kaplan Kız) ltfatve Telefonları Istanbul İtfaiyesi 24222 Kadıköy İtfaiyesi 60020 » 50625 — Yeşilköy. Bakırköy. Büyükdere Üsküdar İtfaiyesi Beyoğlu itfaiyesi 44644 Büyükada. Heybeli. Burgaz. Kmalı mr takaları için telefon santralımdak <emmr3 yangın demek kâfidir Müracanat çerleri evvelce-pik veya karo atmış ol na göre ya karo veya pik (10) lusu- nu oynıyarak (W) yi tekrar bir kâ- ğit atmağa icbar eder ve 'bu suretle (S - N) kâğıtlarından biri daha kur- tularak leve yapar. ? 2. — (W) bir kör atarsa: (N) kör (A) sını ve müteakiben kör (8) lisini oynayıp bunun üstüne pık (10) lusunu atarak (W) yi ikinci bir kâğıt boşaltmıya icbar eder. Ve (W) nin atacağı bu kâğıda göre son üç el şöyle oynanır: a) (W) karo (D) nı atarsa (N-S) karo (A), pik (D) ve karo (10) ya- parlar. b) (W) pik (S) lisini atarsa (N-S) pik (D), karo (A) ve pik (5) yapar- lar. Tayyare haftası hazırlığı Bu seneki tayyare haftası 30 A- ğustosta başlıyacak ve 5 eylüle ka- dar devam edecektir. Hafta hazırlık- ları ilerlemektedir. Yeni alman tay - yarelere ad konma merasimi bu se- ne memleketin her tarafında teşrini- (evelde yapılacaktır. Şehrimizin or - duya hediye edeceği dokuz tayyare- Deniz yolları acentesi Teleton 42362 Akay (Kadıköy iskelesi) 43732 Şark Demiryolları Sirkeci 23079 Devle: Demiryolları Haydarpaşa 42145 vame tn'n! * —— İnmema 4 Cerarhpaşa hastanesi 21698 Güreba hastanesi Yenibahçe 23017 Haseki kadınlar hastanesi 24553 Zeynep Kâmil hastanesi Üsküdar 60179 Kuduz hastanesi Çapa 22142 Beyoğlu Zükür hastanesi 43341 —| Gülhane hastanesi Gülhane 20510 — | Haydarpaşa Nümune hastanesi 60107 Etfal hastanesi Şişli 42426 —| Bakırköy Akıl hastanesi 16,60 | Çabık sıhhi yardım teşkilâtı | Bu numaradan imdat otomo bili istenir 44993 Taksim Bahçesinde 15 ve 16 Ağustostaki büyük mü samere ve sünnet düğününün tafsilâtı ilân sütunundadır. Kayit için Bahçeye müracaat sakekl - Dr. NACİ S! SOMERSAN Çocuk Hastalıkları Mütehassısi Şişli, Halâskârgazi, Meşrutiyet AP” kat 2, No 5 Her gün saat 3-6. Telefon 42;;; ye ayni zamanda ad konacaktır. v zekkl| nim sözüm bizim iklimimize göre. ' Lokman HEKİM Tiyatro Festivali 11 Ağustostan 16 Ağustosa kadar TEPEBAŞI Bahçesinde Bu akşam saat 21 de MEDDAH - Saat 1 den sonra için tramvay ve vapur temin edilmiştir pâalr olduğu takdirde temsil Fransız Tiyatrosunda KARAGUZL . Hava kâ” FE S verilecektir- d ETEY 4 EÇ EENEİFESĞERESELEFERLESŞER B - f BEPERELES AD S n Fi : EFELCLEEERE « P TETPEFERES S DA yeae F !ğ. L EREE EEİDELE LEEÇEELİ n SA L a

Bu sayıdan diğer sayfalar: