K EPA TA Yaşa, Olimpiyat direğine Türk bayrağını çektiren Yaşar ! Yüzbin kişinin ayakta hürmetle marşımızı dinlemesi ne kadar haşmetli bir sahnedir Olliripiyatlarda dünya "birinciliğini | almak ne büyük şereftir". Her ml - Ist o'görefin peşinde koşar. Her şâm- piyon dört sene rüyasindâ Kendi mil: etihin Bayrağını Olimpiyat”direğine öekilmiş görür. Yaşarm bize Berlinde kazandırdığı dünya birinetliği, in yaptığımız bütün mas. rafları ödettirecek kadar büyük ol - du, Helâl olsun o güreşçilere dökülen emeklere!.. Helâl olsun dört gür çektiğimiz heyecana!,. Helâl olsun o gerefli çocuğu bugüne kadar yetişti Ten ana babanm zahmetlerine!.. Yaşarm bu olimpiyattan bize getir diği birinciliğin çok büyük şerefi yal nız bu seneye münhasır kalmanıs. itibarile şimdiye kadar bulamadığı - mız bir kazanç oldu. O kazancımız; bi | zim yalnız mağlüp olmak için olimpi yatlara gitmediğim! fikirlerimize leştirmek ve sporcularımız ara - sında galibiyeti bir iman haline koy- mak noktasındadır. Bir Olimpiyatta dünya birinelsi ol- manın azametini beynelmilel büyük mü Jamamışlara tasvir etmek güçtür. Fa kat yine çalışayım. Berlin stadyomun da galibiyetimizin kutlulandığı haş - metli sahneyi gücüm yettiği kadar anlatmaya uğraşayım: İ Büyük stadda yüz bin kişiden faz- la Insan var. Dünğa birinciliğini ikin ciliğini ve üçüncülüğünü kazanağla - rm yüzbin kişi tarafından seyredile - bilmesi için yapılmış üç basamaklı kürsü boş duruyor. Basamaklardan #kisi biraz alçakta, bir ikisinin orta- sında daha yüksek... O yüksek yere dünya birincisi çıkacak, Yanmdaki i ki bastmağa da dünya ikincisi ve ü- üsü çıkacaklar. Birdenbire büyük stadın uğultusu duruyor. dikkat kesiliyor. Nefeslerini kısıyor- lar. Olimpiyat direğine yavaş yavaş çekilen Türk bayrağının yükselmesi- ne, Türk marşı tempo veriyor gibi... Basamakların en yükseğinde dimdik duran Yaşarm bütün vücüdünde do- Taşan heyecan “sağnakları çocuğun âsabını çelik gibi germiş. Yüzbin ki- şinin birden hürmetle ayakta dinle- diği marşın ortalarına doğru gözle - rinden iki damla yaş geliyor. O hey betli sahne marşm bittiği zamans kadar öylâce devam ediyor. Yüzbin kisinin merakı, bayrağı çekilen mille — Bu gece hüsilat, fena (değil. İkinci perde Kapanmca, hesaba otur malı... Fakat o siyah saçlr kadin, ne harikülâde şeydi. Celil Mahir, gişeye yaklaşırken, bir ara durdu; soluk aldı: I, ateş dudaklı kadını, nımıştı, fazla dinlenmedi, adımları - | nı açtı ve genç kadm yanıma gelin ce, iğildi: — Ne şeref bizim için bu... Tem- silimize de tenezzül buyurur musu- miz? Ellerini yordu: — Vallahi. gözlerime inanamıya » cağım. geliyor. Genç kadın, sol yanağını çukurlaş tırarak gülüyordu: — Neden efendim? Biz, sizl ara - masak, sizlerin bizi hatırlıyacağınız yok © Celil Mahir, çok utanmış gibi göz- lerini kapamıştı: — Ne müşkül şerait içinde çalıştı uğuşturuyor, simdiye kadar Olim | abakaları seyretmek fırsatını bu| Yüzbin kişi bir an içinde| gülümsü- | gımızı bilmediğiniz için, sitem etmek Olimpiyatta onun marşına, o milletin müzisi-| ne Ve tarihine, bügününe bir anda | takılıveriyor... İ İşte Olimpiyatta kazandığımız bi » e böyle oldu. | te, rici yarattığı 8 Birincilik neden bu kadar istenir”. Atletizmde üçüncülük, dördüncü - | Tük te bir millelin tanınmasına yar- dım edilir. Çünkü bütün seçme müsa- bakaları ve şampiyonların” milletleri hesabına sarfettikleri büyük çnerji, büyük stadde dplenmış binleree insanın gözleri önünde geçer, Halbu ki büyük stad haricinde yapılan gü: reş, eskrim, yüzme gibi sporlarda üçüncülükten aşağı alman derecenin | tesiri anlaşılmaz bile, Çünkü en he yecanlı -koşuların devam ettiği sıra- larda hoparlörün söylediği bu sporların dereceleri gözönünde ya yan helecan arasında mutlaka kay mağa mahkümdur. Seyirciler dör. düncülüğe, beşinciliğe gelinceye ka - dar bir şampiyonun sarfettiği enerji- yi takip edemediklerinden tasavvur larmın delâletile bulmak isterler, Fa- kat, hayalin vasrtalık ettiği o anla rı da tamamile duyacak imkânları ol maz. Çünkü gözlerinin önünde doğru dan doğruya asaplarina ve kalplerine giren atletizm beyecânı yaşamkta - dır. Yaşarm birinciliği Türk kafilesinin Olimpiyada iştirakini şerefli bir şe de Berline toplanmış bütün ecnebile- re bildirmiş oldu. Böylece şimdiye ka dar gittiğimiz Obütün Olimpiyat- ların masrafları ve emekleri ödendi. Yarısı < Mahmut YESARI te haklısınız. Genç kadın, ciddileşmisti: — Biliyorum, Celil Bey, şaka edi- yorum. İki temsilinizde bulundum. Celil Mahir, inanmıyarak, inn - mak istemiyerek bakıyordu — Aman, hanımefendi, man? Genç kadın, gülümsedi: — Biri Heybelide... Bir arkadaşı» ma misafir gitmiştim. Siz de tesa - düfen o gece, Heybelide temsil veri. yordunuz.. Özdemirin, hatırasma hürmeten bir dakika süküt rica et - tiniz. Matmazel Fofonun heyetinize itihakını söylediniz. Fofonun o ge- ceki hali, hiç gözümün önünden git- miyor.. Oyunda: Anam öldü, babata, | başkasını aldı, geçindi; ben, yapa - yalnız kaldım dünyada! Diyip eğ İarken, ben de gözyi madim... Benim gibi, orada bulunan tekmil ahali de ağladı... Celil Mahir, o kadar şa cevap veremiyor, kekeliyordu ne z2- aştı ki, yüzme havuzlarında yapılan müsabakalar İğı diğer dereceleri bugünkü gibi az8- , |nelmilel temaslarda bi . İyük galibiyetleri hake -İtik bundan — Peki... Fakat... Sey... Ben, na Olimpiyatlarda Çoban dördüncü Nuri beşinci ilân edildi Bisiklet yarışında birinci Fransızla onuncu Talât arasında 1,5 saniyelik fark var Berlin, 15 Ağustos — Yaşar birineilik bayrağı merasimi yarın yapı- lacak, bayrağımız merasimle şeref direğine çekilecek ve istiklâl marşı ça- macaktır. Grekoromen güreste kendi sınıflarında Çoban dördüncü Nu- Tİ beşinel oldu, Umumi tasnifte Isveç, Finlandiya, Almanya, Estonya ve Girdiğimiz iki smıf yelki İ Macaristan arkasından altıncı geliyoruz. yarışmın birinde 12 millet arasında 18 sayı e 11 nci ve diğerinde 25 milet arasında 63 sayı İle yirminci olduk. 100 kilometrelik bisiklet yunsında fert itibariyle Ankaralı Talât 2 sa- at 83 dakika 6,5 saniyede onuncu geldi. İlk gelen 37 kişilik kafilede başka Türk yoktur. i Müsabakada on beş yirmi bisiklet beraber gelmişti, Birinci ve ikincinin , lay ini için alınan filmlerin develwpe edilmesi beklendi. Fransız Şarpantiye'nin birinci olduğu anlaşıldı. Birinci olan Fransızla ! Talâtm arasmda bir buçuk saniyelik bir fark vardır. Millet itibariyle teb- ş1iğ edilem tasnifte bes millet vardır: Fransa, Isvicre, Beldiks,, alya ve Avusturya, i Norveçliler İtalyanlara mağlüp Bugün futbol çeyrek finali maçında İtalya Norveç bir bire berabere * kaldılar. Öyün yarım saat temdit edildi. Ve ilk çeyrek saatte Italyanlar bir gol yaparak 2 - 1 kazandılar. Masmafih Norveçliler daha canlı ve i daha hâkim oynadılar, Peru - Avusturya maçında ahali sahayı işgal ede- i rek bir Avusturyak oyuncuyu yaraladığından maç tehir edildi. Peru ma- / en gelmedi, Avusturya galip ilân edildi. Yarın Polonya ile Avusturya karşılaşacak Ve bu maçın galibi Halya alamasa seyirciler- ı kazandı Güreşte bir birincilik güreş salonuna toplanmı den maadası Türk takı emtli bir sahneden farketmiş olmaz lardı. Bugün bütün dünyanın baş ati Berlin stadda marşımızı gyak ta dinlemiş, bayrağımızın direğe çe kilmesini görmüş olan ve Yaşarımı- zın dimdik bir heykel gibi duran adla li vücudünü seyretmiş. « yüzbin. kişi. l merasimi erteşi günkü gazeteleri yan milyonlarca insan Türk çocuğu nun kudretli varlığını hayranlıkla bil miş oldu. Yaşar bize yalnız dünya birinciliği sonraki bey m de en bil - ileceğimizi ni kazandırmadı. Bun öğretti. Berlin Olimpiyadından bu galibiyet imanı kazandığımız dün ya birinciliği kadar kıymetlidir. At sonraki müsabakalara bep mağlüp olmak için, yenilmeğe ev velden razı olmuş vaziyetlerde gitmi yeceğiz. Bizim de kazanmak hakkı - mız olduğunu biliyoruz. Kazanamedı- ğımiz zaman hesap soracak, Bebeple- | rini araştıracak kadar da gözlümlz â- gılmaştır. Yaşarın Türk sporcularına açtığı | galibiyet ufku bundan sonra Şerefli | Olimpiyat senelerinin bize müjdecisi- dir. Varolsun o çocuk! aldığımız sıl oldu da, sizi göremedim! Genç kadın, önüne bakıyor, çan - tasile oynuyordu: — Görüyorsunuz ki, yalan söyle- | miyorum.. — Estağfurullah münasebet! — Bir gece de, Bakırköy tiyatro- sunda gördüm... Bu gece de köyü- müze geldiniz... Loca bulsaydım, si- zi rahatsız etmiyecektim... Celil Mahir, hemen toparlanmıştı: demek efendim? Gücenir- dim, vallahi... Bir dakika müsaade buyurur musunuz? Gişeye yaklaşarak sordu: — Loca yok mu? — Hepsi satıldı... | — Angaje edilip te gelmiyenler var mı? — Iki tane. — Bir tanesini Aç... — Ya gelirlerse? — Bekledik, gelmediniz; sattık! dersin... Bir masal okuyamaz Om sin ? Bana, bir loca lâzım... — Kaparo bıraktılar. — Geri verirsin... Pefdeyi şimdi açacağız. — Karışmam sonra, kavga çık- masin. — Peki, hiç gelmiyecek olurlarsa, efendim... Ne ile final maçı yapacaktır. Bizim futbolcüler ayın 19 unda Beuten şampiyonu İle bir maç yap- tıktan sonra Türkiyeye dönecek'erdir. Burhan FELEK Muhtelif müsabakaların neticeleri Berlin, 10 (Tan) deniz yarışlarında hazır Olimpiyadın Hitler, İtalyan amirali Rikardo Pa- ve İngiliz filo kumandanı Bedfaordu kabul etmiştir. Berlin, 10 (A. A. )— Greko - Ro- men güreş: Yarı orta sıkletler finali; Birinci: Svedberg İlsveç) İkinel affer (Almanya), Hafif sıkletler finali: Birinci: Hoskela (Finlandiya), İ- vi il (Şire ağam Olimpik Şole müsabakaları: Birinci: Felemenk, olimpiyat gali- bi, İkinci: Almanya, Üçüncü İngilte- Star tipi: Birinci: bi. İkinel: Su topu: Felemenk Uruguaya galip, Fele- menk Amerikaya galip. Hendbol: Romanya, 10-3 Amerikaya galip. Tramblenle atlama, erkekler: Mecburi atlamalarm neticesi: Birinci: Degener (Amerika) 7486, ikinci: Vayne (Amerika) 7247, ü - çüncü: Sehihahiara (Japonya) 7002. Jimnastik; “Yedi ekzersizden sonra ekiplerin tasnifi: Birinci: Finlandiya, 483,089, ci: Yugoslavya; — 463,001, Japonya, 443,228. Su topu: Fransa Çekoslovak takımmı 3 - yenmiştir. Macaristan 10 - 0 İngilte- reyi mağlüp etmiştir, İsveç 6 - O İs- Almanya, olimpiyat gali- İsveç, üçüncü Felemenk. bulunmak | üzere bugün Kül limanma gelmiş olan | Viçreyi yenmiştir. Avusturya İzlan- dayı 6-0 mağlüp etmiştir, Bisiklet: 100 kilometrelik yol yarışı: Birinci: Charpantler (Fransa) 2 sat 33 dakika, iki (Fransa) 2 sart 33 dakika 5 üçüncü: Nievergelt (İsviçre), 33 54/10. Milletler arası tasnifte: Birinci: Fransa, ikinci İsviçre, ü - güncü: Belçika. 1/10, 2 saat va arerilayi öv ing” İp etmiştir. Hindistan takımı 9 - 0 Japon takımını yenmiştir. Berlin, 10 (A, A.) — Aşağıdaki beş rekor beynelmilel atletizm fede. rasyonu tarafmdan resmen tasdik e- dilmiştir: 6 Ağustos 936 110 metre manialı, 14 1/10, Forest Tovns (Amerika). 6 Ağustos 975, 1500 metre, 3 daki- ka 48 8/10, Jak Lovelock (Yeni Ze- landa). 6 Ağustos 936, tiç adım uzun at- Isma, 16 metre, Tajima (Japon), 7 Ağustos 936 4 x 100 metre bay- rak yarışı, 39 8/10 (Amerika) “O. vens, Metenlfe, Draper, Vykoff,.. 7 ve 8 Ağustos 986 dekatlo, püsr, Glen Morris (Amerika), Boğazı geçme müsabakası T. S. K. İstanbul Bölgesi Başkan- “İluğından: İstanbul belediyesi tarafmdan ter- 2İ tip edilen ve 20 - 8 « 1986 perşembe günü yapılacak olan (Boğazı geçme) müsabakâsma müttefik (klüplerin La Peble| 1900| 8-086 EE Bugünkü Program Istanbul Hafif musiki (plik). 19: Haberlef. 19,15: Muhtelif plâklar. 20; Keman selo. Stüdyo sünatkiirlar: © tarafından, 20305 Stidyo orkestraları. 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile cektir. Budapeste 20,10: Ttalyanca könferans. 20,40: Karı #ik neşriyat. (Gozon - rupu). 21,30 Haberler, olimpiyat neticeleri, 21,55: Ders plâkalrı. 2240: Haberler, 23: Çigan musi" kisi, 23,40: Askeri bando, Varşova 18: Senfonik orkestra, 18.50: Konuşma» lâr, 20: “Yukarki katta, adi! operet piye sl. 2130; 22: Oda musikisi. Konuşmala; 23: Olimpiyat neticeleri, 23,35: Dans mu“ sikisi, 24: Dans plâkları. ? Muhtelif, 19,20: Operet musi 19,45: Konuşmalar. 20,10: Askeri banda: Zi: Konferans, 21,20: Halk musikisi, 22.05 Beethovenin oda musikisi eserlerinden. Olimpiyad neticeleri, 23: Dans mu- 20,55: Şar» Plâklarla senfonik konser, 2230: Haberler, 22,455 Senfonik kenserin devamı, 23520: Gece konseri. 23,45: Farnsızca haberler, Belgrat 20,501 Karışık ve 21,20: Plâk. — Radyo piyesi. 22. alk şarkılı Berlin olimpiyadı serenler 23415: Habari er, 23,30: Konser nakli. Moskova 18,10: Konser, 1918. nik konser, 20,30: 20,05: Salzbargdan: Hugo Volf'un “Çef rekidor,, operası. 23: Haberler, 23.10; O limpiyad neticeleri, 23,30: Avustarya m” Cezair müftüsünü, ulemanın şefi öldürtmü$ Cezair, 10 (A. A.) — Müftünü8 katilinin isticvabr neticesi olarak W Jemanın şefi olan Tai Edelokbi yakm” Janmıştır.. Sucluların söylediklerine lima m adama denki GR EE : vandetmek süretiyle cinayetin asi müsebbibi olmuştur. “Terakki, kli Filistinde vazivet vahim Küdüs, 10 (Tan) — Pilistinin hef tarafinda ve bilhassa Hayfada vaf” yet günden güne vahamet kespef mektedir. Arap liderleri yahudi mi hacereti durmadığı takdirde tah" kâttan vazgeçmiyeceklerini söyle * mektedirler. Yüksek harp meclisini” yarm mühim kararlar alacağı habf' İ veriliyor. Umumi hizmetlerde, ilân edilmesinden korkulmaktadır. girmenin bölgece müsaade edilmi Bütün yüzücülerin bu müsabak* ya girmeleri bölgemizce şayanı dur. Gireceklerin bölgemiz su spori#” ri ajanı Kadri Nuri Küksal'a mür” caatla kayıtlarını yaptırarak icap den izahatı almaları tebliğ olumu!” zarar mi edeceği — Pek dara gelirsem, yalnız tak- se keserim, partere gönderirim, olur mu? — Mis gibi olur. Sen, bileti kı 'Taksesini; masraftan düşür, — Size mi yazayım? — Ortadan çıkarıver. Celil Mahir, bileti aldı ve genç kadma yaklaştı: — Buyrunuz hanımefendi. Kadın, çantasını açıyordu: — Nekadar? Celil Mahir, gücenmiş gibi baktı, dudaklarını isırğı: — Vallahi, bunu tahkir seyarım. Midafirimizsiniz! Kapıda duran kendi adamlarm- din birine işaret etti: — Hanımefendiye, on bir nume- rayı açtırt... Kapıda, - biletleri kontrol eden gel naliye memuru “misafir!” içeri giren genç kadmın yolunu kes- İti; sert bir sesle, dargm dargın sor- | du: — Biletiniz hani? Celil Mahir, dişlerini sıkmıştı: du- dakları arasından bağırdı: — Bilet buradr... Genç kadınm önüne düştü: — Buyrunuz efendim... Bendeni- zin vaktim yok, sahneye çıkacağım. Perde aralarında da tasdi edemiye- ceğim... Eğer kulise teşrif öderse- nİZ... Genç kadmın, yüzü pembeleşmiş- ti: — Ah, pek merak ediyorum, Celil Mahir, sevinçle titredi — ve elinde loca biletini tutarak arkada duran gence döndü: — Aziz, bak, hanımefendi, ne za- man emrederlej kulise getirirsin. Aziz, başını dı: — Peki, Celil Bey. Celil Mahir, eğildi: — Bana, müsaade efendim. Ve genç kadınm elini öptükten sobra döndü, gişenin önünden kıv- rıldı, kulis tarafına yürüdü: — Heybeliadadaki tesadüf... Olur a, tesadüf diyelim. Bakırköydeki de mi tesadüf! Burası, kendi köyü... Oyunlara, Heybeliden başladık. Ba- kırköy ikinci, burası üçüncü... Ben, bu tesadüfleri, biraz manalı buluyo- rum... Temsillerin birini kaçırma- miş, demek... "Tahta bölme odasına girdiği zs- man, öbür bölmeden Tayyarın sesi- ni duydu: — Celil, kimdi o parça? Kuru bir öksürük te araya kar mişti. — Öhhö! Anlıyalım. Tayyar, kısık sesile bağırdı” — Bu süflör milletinin de a0” kulağı deliktir. Celil Mahir, makiyaj kutusu!” açmış, patları, krepleri karı du; yapmacık bir #inirlerişle çi tı: — Vakit yok.. Fethi, ikinci yu vur, vet "Tayyar, yan bölmeden cevap — Uyuyorsun yahu! İkinci ii vuruldu... Şimdi üçüncü vini Sen, kapı önünde âşıkdaşlık Gine, biraz da sahne tarafma Ki arsı kırık, yarısı çe çük aynanın « önünde, yüzünü “ iy yarken, Celil Mahir, düşünse, — Temsillere gelişi, manalı. 4 lise, gelmek, girmek istemesi. “ğer manair.. Pek merak ediyorum edi di. Hem benimle konuşacak. de kulisi görecek... Neyi merak yor? Neyi görecek? Sahnenin “e smda bir şey varisanıyor! © e”