22 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

22 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 22-7-936 İspanyadak Birçok $ silerin © T da bulunan şehirlere göııdel'iyo" Hükümet, işgal altın yeniden asker Lonüâra; Zt (Craü)— IBT Gir isyan hareketi hıkkmberıet göyle * membalardan 8—11;“ ha H çe hülâsa edilebilir: im mer- Cenubi Iipanyamn,en.;âh altında :îııleri “;î;: hâknaz hududünü yakm San Sebastiyen âSİl0F VA dan zaptedilmiştir. zmen KIYAr ti bütün gayretlerine ükg:nün e- mi durduramamıştır. Hiıtu | linde kalmış bazı radyo , nın hükümetin vaziye iya ğuna dair yaptığı e Baat geçmeden zip edilmektedir. yinan Gene Tntilalcilerin başında bul yan ral Franko, halka 9 name neşredeff İ ; yegâne gayesin nizmden kurtarmak Miştir. da vazi)leteu__ 5 diüşurı. Kwo müsftesnadır * hükümete li— Se ücum kuvvetler, asilere ğ dir. Çi 5 j ile givil mü 2.— Cadix'de, Vâl rına fızlar, asilerin taarrüzla vemet etmektedirler. 3.— Valladolid Ve * u, birleri, halihazırda tarıt lerin elinde bulunmakte kuvvetle- Hükümet, Fastan gel l a yo rin Malaga'da karay çıetmektedîf- lundaki haberi tî(k'xede Yalnız, yerli fas kuUV) kat püs- m':x: kîrıw_q'km”ı“ fakat P kürtülmüşlerdir. Hükümet, kaçmak arzusun reisi Franco için bir Ka diğini de bildirmektedir. Yüzlerce zabit tev' Fanjoul da Bunlar arasında E_en"'l bir takım vardır. İsyan etmiş eç yvetlerine Barnizonlar, hükümet teslim olmuşlardır. , İs- - Donanma, hükümmyendl;tbîüed. yan etmiş olan i psine —& harp gemilerinde göZ ae Lmnmışlardır: Asiler, Fasta ve Cerubi N iyorlar ııpanygda yerleşiyo' SKİ Londra, 21 (A.A.) — Fo sağındı. Remtefi glaniN . n ha telgraflar, İspanyol huki!m; dahil lihazırda Madrid ve Sevil d€ vazi- Olmak üzere başlıca ”hlî'mıîwdir. Yete hakim DIĞUğ"-nu ta kuv- Bununla beraber asiler, Fas o Vetli surette yerleşmiş bulun . Hendaye'den gelen - bir tâlgsğ Saint-Sebastien'de örğî i çeti dildiğini bildirmektedir. Pek YAT gelmeleri beklenilen asılererleşu- $T sokaklara mitralyözler Y€ — Cenubi İspanyada vaziyet. gi de hüîümlestıı?n aleyhinet dönme:dt:' , Alman haberler, umumiyetle, Mübhemdir. Fransız hududunu ıeçenlîı;ed İ Paris, 21 (A-A.) — Dün öğlede nra asiler, Sevil, Grenad, Malaga, ha- ge- asi asile da — büne ee iste. miştir. sansü- gelen ğ - |nı “Valladolid ve Burgos'da hakim- VE- | V arid Ziyette bulunmuşl,: HÜKÜÜE haj id ve Barcelone ği rdusüu Öğrenildiğine göre hava — OTCUE Ve zabite kîi:'ıveü, hükümete sadık ehirler e ğ son kart IW'W daki | etmiş Sevil hwyonün"n' Ci 'da — vaziyete | SIN n —— i isyan hareketi ——— henüz lindedir şıklıklardan bir sahne olan halk cephesi mensupla- kırk kişinin Fransız memur- î:;u;nfmdn silâhları almmıştır. Umumi seferberlik ilân ildi adrid, 21 (A.A.) — Hükümet, mâ(kemmel surette —müsellâh beş 'a askere asilerin son — mukave- et merkezlerine hücum etmek Ü- zere Tolede, Valladolid, Saragosse ve Burgos üzerine yürümeleri için emir vermiştir. ü Paris, 21 (A.A.) — Bir çok ga- zeteler, Madrid hükümetinin — dün t 17,30 da otuz yaşından aşağı pütün erkeklerin umumi — seferber- Jiğini ilân etmiş olduğunu haber vermektedirler. 4 Sevil'deki asilerin teslim oldukları bildiriliyor Seville, 21 (A.A.)— Dün akşam neşredilmiş olan bir tebliğ, ıailere teslim olmalarmı emretmektedir. mi Kendilerine âncak bir gün mühlet “ErHmişLir. — — Hendaye, 21 . (A.A.)— merkezi ve kalesi olan Sevil, hükü- İsyanın ğ met kuvvetlerinin eline geçmiştir. Dün bütün gün asilerin haberle- rini neşretmiş olan Seville telsiz is- tasyonu, Saat 22 den iubafen hü- kümetin tebliğlerini vermeğe başla- mıştır. Bir şehir daha bombardıman altında Cebelüttarik, 21 (ALA:) — Sşn- echez Barcaiztegui torpido muhribi, dün akşam Cöta şehrini bombardı- etmiştir. Dört Ispanyol harp misi, dün öğleden sonra Cebellüt- ge ta görülmüştür. Bu gemilerde öta üzerine ateş açmışlardır. Şeh- erkezine bile obüsler düşmüş olduğu görülmüştür. elon'da sükünet B::melone, 21 (AA.) — Burada Isiz telgraf istasyonu, dün akşam "“ 22,20 de geceleyin Barcelone'da Süfizam ve asayişin temin edilmiş olduğunu bildirmiştir. Bir tayyare düşerek 1 İ 21 (A.A.) — Dün tayya- mLııl:bon. girmek teşebbü- 'pulunmuş olan ;üu:jîe'ıun bindiği tayyare yere dü- üp ğu—çılınm!ı ve kendisi ölmüş- Ş . tür. Barb: G Fransız mahafilinin is, 21 (AA.)— Siyasi m'ıhı. filP;?l:lS" İ'P“nyldfld vaziyete i 1 büyük bir alâka göstermekte- bi Bü mahafil, Ispanyol hüküme- d'ı Si bu işte muzaffer olacağı mu- a da bulunmaktadır. Mc_lk hui ra ne olacağını sua- irler, zira hükü- rma “ü:_: karşı mücadele etmek bu neşriyatı, ây- mevceler kullanan ları ara- den müş ol sefarethane- Avrupadal Ve Otin halihazırda Ti Erkân D iyle kongrolu al- memleketi tanı v lll zunu be- şlardır. Hududu geçmiş Fransaya BileR tında bulundur TAN Eskrim Federasyonreisi Peşte maçlarını anlatıyor Olimpiyatlardan evvel beynelmilel eskrim âleminde büyük şöhretlere malik olan Macar eskrimörlerile çalış mâlar yapmak üzere Peşteye giden es krimcilerimizden bir kısmmın dün avdet ettiklerini yazmıştık. Peştede yapılan bu çalışmalar hakkında ma- lümatına müracaat ettiğimiz başkan, bir muharririmize şunları söylemiş- tir: #“— Olnimpiyatlar arifesinde Ma - caristanın en kuvvetli takımlarile maç yapmak ve sporcularımızın bil- gilerini arttırmak gayesile ongün ev- vel Peşteye gittik. Peştede ikametimizğe tahsis edi - len beden terbiyesi mektebinde bir eskrim takımına lüzumu olan malze- me ve sahadan azami istifadeyi te - min ederek sporcularımızı çalıştır - mak üzere tefrik edilen Macarista - nm en kıymetli iki eskrim antrenörü nün nezaretinde çalıştık. 14 Temmuz Salı günü akşamı sa- at 18 de A, S, A. B. eskrim klübün- y de dünya kılmç şampiyonu Macar Piller'in baş hakemliği altında kılmç ve epe olmak üzere iki kategoride mü sabaka yaptık, Birinci sınıf eskrim- ci olarak son Olimpiyat seçmelerine iştira keden 18 mübarizin arasından milli takıma ayrılan altı eskrimci ha riç olmak üzere karşımıza çok kuv- vetli bir Macar ekip çıkarılmıştı. Memnuniyetle söyleyebilirim ki En - ver, Halim, Cihat, Orhan, İlhami - den mürekkep kılınç takımımız yaptı ği 10 müsabakanın altısını kazana - rak Macarlara 4 - 6 tefevvuk etmiş- tir. İkinci olarak yapılan epe karşı - laşmasını 12 müsabakanım ikisi be- rabere olmak üzere 7 - 3 kaybettik. Bu netice karşısında federasyonu- muz kılınç takımının Olimpiyatlara iştirakine ve epe müsabakalarına da girmemeye karar verdiğinden beş ki- şiden mürekkep olan epe takımını İstanbula getirdim. Diğer müsabıklar ayın yirmi ge- kizine kadar Peştede beden terbiyesi mektebinde idmanlarıma devam ede- cek ve oradan Berline gideceklerdir Macar Federasyonunun bize karşı gösterdiği derin alâkadan son derece mütehassisiz. Macar Milli kılımç ta - kımı müsabakaların yapılacağı 9 A- ğustos tarihinde Berline gidecektir Daha evvel takımlarını gönderme diklerinin sebebi oyun tarzlarını ha- riç milletlere göstermemektir.., Boğazlar kemisyonun- da tasfiyeye hazırlık Yeni Boğazlar mukavelenamesile, Boğazlar komisyonu da tarihe karış- mıştır. Bundan 12 sene evvel 1924 de Boğazlar komisyonuna, Tophanede Tophane köşkü denmekle maruf bi- na, tahsis edilmiş ve komisyon Ora- da çalışmağa başlamıştı. Komisyon 15 Hazirandan itibaren yaz tatiline girmiş olduğundan yalnız umlumi kâ tip Salih gelerek evrakın tanzimiyle meşgul olmaktadır. Mukavelename mevkii meriyete girince son bir t0 lantı yapılması muhtemeldir. Bu toplantıda işler tasfiye edilecektir. Bir kısım dosya ve evrakın Hari- ciye Vekâletine, bir kısmının da Mil letler Cemiyeti bürosuna gönderil- mesi muhtemeldir. Maamafih bu hu- susta bugünlerde verilecek talimata intizar edilmektedir. Komisyonun tarihçesi Boğazlar komisyonu, ilk içtimamı 1924 Teşrinisanisinde akdetmiştir. Komisyonun son içtimar 12 Haziran 1936 da yapılmıştır. Bu on iki sene içinde 375 içtima yapmıştır, Bu müd- det içinde Boğazlardan 650 harp Be- misi ve Mmuavin gemi geçmiştir. lik geçen gemi bir İngiliz torpidosu, son gemi de bir Romen tahtelbahri ile bir talim gemisidir. Boğazlar komis yonunun mesaisi zamanında bazi nok tai nazar ihtilâfları zuhur etmiş İse de bunlar hüsnü suretle halledilmiş- tir. yan etmektedirler. Sevil teslim oldu Madrid, 21 (A.A.) — Royter mu- habirinin haber aldığına göre Sevil şehri akşamleyin hükümet kuvvet- lerine teslim olmuştur. v satik NOTLAR Son senelerin zevki selimini kat - letmiş olan “kübizm,, ismi altında yapılan hezeyanlara artık nihayet verilmiş. Bu haberi bana, tanıdığım bir mo- bilyeci verdi ve dedi ki: — İki ay oluyor, herkes evinde “kübik,, nâmı altında ne varsa hep- simi satıyor, ve yerine eski mobilye alıyor. Demek şimdi de eskiye rağbet baş- ladı. Ve Bit pazarma yağmur yağa- cak. Lâtife bertaraf, bu rücuun sebebi nedir? Niçin bir vakitler kimsenin #demode,, diye başmı bile çevirip bakmadığı eski eşyalar şimdi revaç- ta? Bunun sebebi gayet basittir. Çünkü “kübizm,, diye her eline ke- ger alanın çaktığı iki üç tahtadan alelâcayip ve sahte mobil- yalar, bu mobilyaların üzerine vu - rulan boyalar, cilâlar en berbat, en çürük ve en kötü cinsindendir. Bu eşyalar, almıp kullanılmak için de - gil, sadece göz aldatmak ve came - kânda saklanmak için yapılıvermiş- tir. Hattâ k bile maz, birkaç gün güneşe karşı durdu mu, hem boyaları bozulur, hem de tahtaları çatlar. Bütün dünyaran ucuz iİle sağlam mefhumlarını bir araya getirdiği bir sırada, bizim hâlâ ucuz ile çürük mefhumlarında ayak — direyişimiz, korküyorum ki, yalız marangozcu- luğu değil, birçok zanaatleri de or - tadan kaldıracaktır . Makine devrinde el isi, Avrupada, bir lüks haline gelmiş iken ve bü- yük bir rağbet kazanmışken, biz 0 nu iptizale uğratıyoruz, ve seri ha - Hinde makine mamulâtına rağbete yol açıyoruz. Hazin. Çok hazin. Fikret ADİL ând İel Hasta adam Anadolunun dinç adamı o'du Dün, İstanbul gazetesinin Montrö ,hden saat,11,50, de,almış , olduğu bir hususi telgrafta ise şunlar söylen - mektedir: Politika mahfelleri, İtalyanm, Mon trö konferansıma iştirak etmemiş ol- makla beraber, Boğazlar hakkında Türkiveye karşı açılmakta gecikmi - yeceğini —tebarüz ettirmektedirler. Türkiyenin an bean İtalyanın teseb- büslerine intizar ettiği haber alın - mıştır. Deyli Telgraf gazetesi Baoğazlar meselesine dair yeni anlaşma ve yeni Türkiye, ser levhalı bir makale yaz- mıştır. Bu makalede diyor ki: *Yeni anlaşma mucibince, Türkiye bundan sonrası için Boğazların salâ- hiyettar bekçisi olmuştur. Avrupanın hasta adamı iki asır evvel (ölüm hastalığı) zannedilen hastalığından kurtulmuş ve Anadolu nun dinç ve kuvvetli adamı ölmüş- tur, Bu Anadolu da yirmi sene alâka darlar arasında Taksime uğramıştı. Boğazlarda ticari hareketleri kos laylaştırmak için Türkiyenin bizzat gösterdiği müsaadekârlıklar şu ümi- de hak veriyor ki bizzat Türkiye, Şar ki Akdenizin sulh dairesinde inkişafı sahasında devamlı bir terakki âmili kalacaktır.,, Dil Kurultayına iştirak edecek gazeteciler Istanbul, 21 (A.A.) — Türk Dil Kurfumu Genel Sekreterliğinden : 24 Ağustos 1936 da - toplanacak olan Türk Dili Kurultayında yerli ve yabancı gazete ve mecmualar a- dına bulunmak isteyen gazeteciler, muhabirler ve fotoğraf muhabirleri için ayrıca fotoğraflı kartlar verile- cektir. Kurultayda basın adına bulunmak iıtexenlerln mensup oldukları gaze- te veya mecmua direktörlüğünden öz adları söy adları, ödevleri, adres- leri Kurum Gehnel Sekreterliğine bil- dirilmeli ve üç tane vesika fotoğra- fisi de iliştirilmelidir. Yabancı veya dışarı gazetelerine miensup olanlar, bu müracaatı kendi imzalariyle de yapabilirler. Gazete ve mecmua adımma Kurulta- ya gelecekler için bu müracaatlar 5 ağustos 1936 akşamına kadar Dol- mabahçe sarayında ,Kurum — Genel Sekreterliğine gönderilmiş olmalıdır. Boğazlar hem Türkiyenin Sulhperver bir kuvvete — dayanan çok haklı bir müdafaadan sonra dev- letler Çanakkale ve Karadeniz boğaz ları üzerindeki açık hakkımızı tasdik etmiş bulunuyorlar. Bu iş her şeyden evel askerlik bakımından büyük ma- na ve ehemmiyeti hgizdir. Montörde boğazlar mukavelenamesinin imzası günlerinde bünları gözden geçirmek dünya siyasetinde almakta olduğu- muz birinci sınıf devlet rolünü daha iyi kavrıyabilmek için esastır. Askerlik bakımımndan Çanakkale - nin ehemmiyeti iki zaviyeden görü- lür: 1 — Türkiyenin — müdafaası için boğazların haiz olduğu ehemmiyet. 2 — Bir cihan veya Avrupa har- bi muvacehesinde boğazların haiz ol- duğu ehemmiyet. Türkiyenin müdafaası bakımın - dan boğazların haiz olduğu büyük e- hemmiyet meydandadır: -Memleke- timiz biri Asya, diğeri Avrupada ol- mak üzere iki parçadan mürekkep- tir, Bunları boğazlar ve Marmara a- .| Yırır. Türk vatanımın cek parça ha- linde müdafaa edilebilmesi için her şeyden evvel bu yarığın kapatılma- sı gerektir. Bu yarık yabanet organ- larm girmesine açık bulundukça meselâ Avrupa parçasında tam ve kat'i bir müdafaa çok müşkül olur. Hattâ belki stratejik mülâhazalar burayı terki icbar edebilirlerdi. Hal- buki bizim Avrupa varçumız her ne kadar Anadolu parçası yanında u - fak görülebilirse de haddi zatında orta çapta Avrupa krallıklarından birini teşkil edecek kadar geniştir. Kaldı ki bizzat Aradolunun müdafa- ası bakrmından da bu Avrupa parça- sı bir köprü başı vaziyetindedir. Bir nehrin beriki sahili ancak öte sahil- de birtakım köprü başları tutmakla esaslı surette müdafaa edilebilir. Nihayet Marmara gibi memleketi- mizin en verimli bir mımtakası, İs- tanbul gibi nüfus ve sanayi itibarile memleketimizin en zengin bir parça- sı Akdenizle Karadenizi biribirine bağlıyan bu tuzlu su yolunun kenar- larmdadırlar. Yalnız buralarım ya - bancı donanma veya orduları tara - fından işgali:bizim müdafaa kaynak- larımızı, yarı,yarıya azaltabilir. Son- ra uzun Türk sahillerinin yarısı Ak- denizde ve Ege denizinde ise diğer yarısı da Marmara ve Karadenizde- dir. Harp halinde bo$azlarmın kanatıl- ması Akdenizdeki devletlere karşı sahil müdafaa külfetimizi yarı yarı- ya azaltır. Boğazlar sayesinde Türk deniz filosu hem Akdenize ve hem de Karadenize karşı çok emin üslere sahin olur. Hulâsa Türk yurdunun birliği ve tam olarak korunulması bakımmdan ilk gart boğazların Türk topları tarafmdan kapatılması, iki vyanmm Türk askeri tarafından mü- dafaasıdır. Vakıâ Lozan muahedesi de bir harp halinde bu hakkı Türkiyeye bahsediyordu. Fakat unutmamak ge- rektir ki; istikbalin harpleri çok ani olaca k ve harp ilânma lüzum gör- meden mütearrız devletler saldıra - caklardır. Halbuki boğazlar gibi mü- him mımtakalarm dünyanın en mü- tekâmil deniz donanmalarına karşı müdafaasına gereken tesisat bu ka- dar çabuk zamanda meydana gele- mez. Binaenaleyh Lozan muahedesi- nin şek'e ait tasdikma rağmen mü- tearrız büyük devletler her vakit boğazları geçebilirlerdi. Hazardan yapılacak esaslı bir tahkimden son- ra ise, dar, uzun ve binaenaleyh ka- demeli müdafaaya çok müsait boğaz.- lar en büyük deniz filolarına karşı bile mükemmel. surette dayanacağı için (çok eski silâhlarla yapılan Ça- nakkale müdafaası buna ** delil- dir) artık kötü gözlerin bundan son- ra bu tarafa çevrilmiyeceğini kat'i olarak kabul edebiliriz. Şu — haliyle boğazlar her şeyden evvel Türkiye- ye taarruz düşüncesini ortadan kal- dıran birer sulh âmili olmuşlardır. Şurası da var ki; eğer- boğazlar yalnız Türkiyenin müdafaası bakı mından ehemmiyeti — haiz olsalardı meselâ bizim cenup veya şark hudu- dumuzun müdafaası gibi tabit görü- ürler ve ne Lozanda uzun bovlu mü nakaşayı mucip olur, ne de Montrö- de büyük devletlere haftalarca çene yarıştırılırdı. Bunlara sebep olan bo- ğazların dünya - ölçüsündeki kıymet ve ehemmiyetleridir. a) Boğazlar Akdeniz ve Karadeniz kıytlarıyle Hinterlandlarmda oturan takriben ikişer yüz milyonluk insan kütlelerinin ve devlet manzuümeleri- nin en kestirme muvasala vasıtala- rıdir. b) Akdenizin üç kapısımdan biridir Askeri * : ahit | Askerlik bakımındanBoğazla Eskiye rağbet — bt ' bi müdafaası bakımından hem de cihan emniyeti için ehemmiyetlidir c) Akdenize gelen en yakın petrol ve ham madde yoludur. d) Akdeniz yollarını ve bilhassa Hinde giden yolu tehdit edebilecek Karadeniz donanmaları bu yol vasıta siyle Akdenize çıkabilecekleri gibi taarruz yaptıktan sonra kendisine en emin ilticagâhı bu boğazların ge- risinde bulabilir. e) Nihayet şarki Akdenizde en ta- bit ve emin bir üs olan iki boğaz ile bunlar arasındaki kapalı denize sa- hip olan veya bu sahiple müttefik o- lan donanmalar hem stratejik büyük üstünlük, hem de emin bir melce (de- nizaltı gemilerine karşı dahi) elde e- dilebilir. Bütün alfabe harflerini alacak ka- dar sıralıyacağımız bu maddeler ve fakat bunlardan daha mühim olarak dünkü bir mazi yani büyük harbin tecrübeleri boğazların dünya sivaset ve stratejisinde oynadığı rolleri va- zih olarak gösterir. 1915 senesi ilkbaharında sıkışan Rus ordularının başkumandanına iti- lâf devletlerince ne istediği soruldu- ğu zaman, “Bogazları açinız, çünkü ağır topçum ve cephanem artık kal- madı,, demişti. Büyük hartbe ait hiçbir siyasi ve askeri eser yoktur ki, Rus orduları- gin münhezim olmasında ve harbin bir hayli uzamasında boğazların te- sirini tasdik etmemiş olsun. Vakıâ bu şerait bugün hayli de- gişmiştir. Rus ordusu topunu ve cephanesini artık dışardan getirmi- yecektir. Fakat bunun yerine diğer daha mühim bir âmil meydana gel- miştir. Avrupada ve Alman tehlike- si karşısıda mukadderatı Ruslarla bir olan devletler (meselâ Fransa) ve bütün gayretlerine rağmen kapa- ir birer Akdeniz devleti olarak kala- cak memleketler (meselâ İtalya) harp zamanında Karadenizden. gele- cek petrola ve ham maddeye muh- taçtır. Bu defa da cihan ve Avrupa harvlerinde bu noktalar — tamamen kendisini gösterecek, beriki veya ö- teki manzumenin zafer veya felâke- tini ihzar edebilecektir. İşte boğazla- ' rın oynadığı en büyük stratejik rol de buradadır: Bu rol o kadar büyük- /tür ki, ciddi bir, harn tehlikesi karşı- sında mütearrız Akdeniz devletlerini derin derin düsünceye sevkedecek, milletler cemivetinin veva A kdenizin diğer iki kapısını elinde tutan küuv- vetlerle üçüncü kapıyı elinde tutan Türkivenin sulhün devamı bahsinde anlaştıklarını görürse mutlak suret- te bütün taarruz fikirlerini terke ie- bar edecektir. Çünkü artık her dev- let ve ordu yarmki harnlerin her sevden evvel bir malzeme harbi ola- cağma ve Akdenizde bunun da bo- ğeazlardan geleceğine kanidirler. Bunlardan sonra akla. boğazları müdafaaya ne dereceye kadar muk- tedir olduğumuz gelir. Vaktâ en fena şerait altında en kuvvetli iki devlete karşı en fevkalâde neticevi istihsal etmiş olan Çanakkale müdafaasından sonra bizim boğazları hem de tam manasiyle müdafaa — edeceğimizde kimsenin şünhesi olmıyacağı aşikâr- dır. Ancak filolarm hacmi, kudreti ve toplarının tesiri arttıkca bu de- gişmiş şartlar altında müdafaanm ne şekil kespedeceğini düşünen va- tandaşlara da rasgelmiyor değiliz. Bunlar daha ziyade askerlikten an- lamıyan kimselerdir. Meseleyi kökün den izah için söyliyeyim ki, deniz kuvvetlerine karşı müdafaa vasrtala- rınm inkişafı bugün deniz taarruz yasıtalarının inkişafından daha çok fazladır. Top, — tayyare, mayn ve mayn atma vasıtaları hir kara lima- nni veya karalar arasına sığınmış dar suları artık yanaşılmaz bir hale sokmya yetişecek kadar inkişaf et- miştir. Hele tayyareler bu hususta başlıbaşına bir fasıl olmuştur. Tek bir top veya bataryanm şuradan kal- kıp buraya yerleştirilmesi bir dev- let meselesi olduğu Osmanlı devleti zamanlarından çok uzaktayız. Mem- leketi en modern vasıtalarla müda- faa azminde olan ve bunu her vakit temin eden, hattâ kisa bir müddet sonra bunların hepsini memleketin - den çıkaracak olan bugünkü Türki- ye ordusu için dünden çok daha mü- teveffik ve mütekâmil müdafaa yap- mak bugünden dabi mümkündür. Bu itibarla yeni boğazlar mukavele- siyle biz bir taraftan memleketimi- zin taarruzu en çok celbedecek bir parçasımı, bir port antreyi kat'i ola- rak kapar ve müdafaamızı sağlam- laştırırken öte yandan da dünya öl- çüsünde muazzam bir işi kendi eli- mize alarak yakm şarkm dostlufu en ziyade özlenir bir uzvu ol ve İngilizlerin elinde bulunmıyan bi- ricik kapısıdır. maktayız. öi

Bu sayıdan diğer sayfalar: