8 EKONOMİ | Fındıklar Samsunda mevsim icabı durgunluk var İstanbul fındık piyasasındaki dur- -gunluk devam etmektedir. Fiatler no minal olarak içler için 42 ve kabuk- lular için ise 25 kuruştur. Samsun mıntakası piyasaları dur- gundur. Bu durgunluğun mevsim ica bı olduğu kaydedilmektedir. Trabzon mintakasında mahsulün geçen sene- ye nisbetle âz olacağı tahminleri ne- ticesi olarak ekserisi köylü elinde bu lunan stoklarım gelecek mevsime sak landığı bildirilmektedir. Fiatler aşa- ğıki şekildedir; Orduda: Tonbul iç 40 kuruş ” — kabuklu 19 yi Giresunda: Tonbul iç 40-41 x bi kabuklu 18,50 r Hamburg piyasasınca eski mahsul lerden derhal yükselme şartde yapı lan teklifler için pek o kadar bhyuk alâka gösterilmediği bildiriliyor. Se- bebi fiat meselesinde anlaşılamama- sıdır. Şöyleki Türk ihracatçıları iç fındıklar için 100 kilo başma 44 - 45 Hira istemektedirler. Bununla bera - beraber bazı evler, yine geçen hafta- ki gibi 46 -46,50 lira talep eylemiş- lerdir. Dikkate değer ki bu defa da ha ucuz teklif yapanlar ikinci veya üçüncü derecede ehemmiyetli ihra- catçılardır. Tanınmış evler ise düşük teklife yanaşmamaktadırlar. Büyük ihracatçıların eski mahsul için hattâ 49,50 lira istedikleri görülmektedir. Yeni mahsule gelince, levantinler üzerinden Eylül - I. Teşrin yükleme- si şartile 46 liradan teklif yapıldığı bildiriliyor. Rakip ürünlerden 1935 mahsulü I- talyan Roma fındıkları yüz kilo başı na 125 mark, 1936 Roma fındıkları ise Eylül yükselmesi 116 mark fiatle ithalâtçılar tarafından dahile teklif edilmiştir. 1935 mahsulü Sicilya ka- buklu fındıkları ise Eylül - I, Teşrin yükselmesi şartile cif Hamburg 45 marka teklif olunmuştur. Italyan ka buklu fındıklarının 100 kilobaşma cif Hamburg fiatleri 44 - 45 mark raddesinde bulunmaktadır. İthal eşyası için “ambalâj maddeleri Muvakkat kabul suretile memleke timize ithal edilen ihracat eşyasına mahsus ambalâj maddeleri hakkında hazırlanan yeni talimatname, birta - kım şikâyetlere yol açmıştır. Alâka- dar ihracatçılar, talimatnamenin ba- zi hükümleri yüzünden bir çok gücç- lüklere maruz kaldıklarını ileri süre rek İktısat Vekâletine müracaat et- mişlerdir. Bu şikâyetler bilhassa, ih- racatçılar tarafından getirilmesi mec buriyeti olan ve memlekette kalma müddeti iki seneden bir seneye indi- rilen ambalâj kapları üzerinde top - lanmaktadır. No.87 Ademle Havva Bürhan UArili. Fakat üç, dört adım ileride hare- ketlerini hissettiğim bu Beni İsrail kızı kafama Musa'nm asası gibi saplandı. Yanıma gelen muhabere şefile ko- nuşuyorum. Keskin bir telefon. Açtım. Birdenbire tanıyamadığım — bir kadın sesi. — Evet benim, ya siz. O kadar sersemlemişim ki! Eğer adını söylemese.. Fakat bu bir muamma. Emili'nin görümcesi telefon edi - yor. Sabahleyin gelmiş. Bugün öğle yemeğinde Semiramis'e gelip gele- miyeceğimi soruyormuş. — Kendisi nerede! dedim. İyi bir cevap. Yorgun geldiği için banyoya gir- Miş. — Hay hay, dedim. On ikide ora- da bulunurum. Telefonu kapattım. Bu hatırımda yoktu. Emili beni İskenderiyeye bekliyordu. Ve gele- Pamuk pıyasalarında Ege mıntakası pamuk , piyasası hafta sonuna doğru tekrar sağlam- laşmıştır. Stokların azlığı da azal- mağa bir kat daha kuvvet vermek- tedir. Birinci prese pamukların fi- yatları 43 - 43,5 kuruştur. Mersin mmtakasında: Adana bor sasında son hafta içinde birinci ia- ne ve kapı malı pamuklarının beher kilosunda 4 kuruş bir yükseliş kay- dedilmiştir. Dahili — fabrikaların stokların azalmasını görmeleri üze- rine piyasadan mübayaatta bulun- malarının bu dürumu meydana ge- tirdiği yazılmaktadır. Elde pek az pamük kalmıştır. 1935 - 36 senesi pamuk mahsulünün son piyasası da hararetli ve memnuniyet verici bir safha ile kapanmak üzeredir. Son fiyatlar şunlardır: Adana borsasında: Stokların azlığı piyasayı biraz daha sağlamlaştırdı İane I. 41,5-46 İane I. 40 -40 Kapı malı 38 -40 Klevland 38 -38 Mersin Borsasında: İane I. -2,50 Dış piyasalarda : Nevyok ve Liverpool borsaların - da geçen hafta görülen hararetli muâmelelerin bu hafta da devam etmesi, İskenderiye borsasında — da talebin artmasını intaç etmiş; gerek hazır mal ve gerekse birinciteşrin teslimi yeni rekolte üzerine bir hay- li muameleler olmuştur. Bilhassa' Sakellaridis gibi uzun telli pamuk - lar üzerinde temerküz eden bu mu- ameleler filâtörlerin yeni rekolteden yapacakları stokları şimdiden temin etmek arzusunda olduklarını gös - termektedir. Tiftik piyhsası istekli devam ediyor İstanbul tiftik piyasası geçen haf- tanın ayni olarak istekli devam et- mektedir. Hafta içinde oğlaklar 105 110, Kastamonu, Eskişehir, Yozgat tiftikleri 100, Bolvadin malları 96, Maden güdül tiftikleri de 95 kurüuş- tan muamele görmüştür. Alman ilgili kontrol dairesinin son hafta içinde verdiği müsaadeler de tasdik edilen fiyatlar, kilo başı- na cif Hamburg oğlak için 112 - 115 kuruş, Kastamonu, Konya, Kırşehir ve benzeri için 104 - 105 kuruş. Jel- low için 93 - 95 kuruş olduğu bildi- rilmektedir. Bir ticaret heyetimiz Avrupaya gidiyor Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz- den) — Bir ticaret ve iktısat heyeti bu hafta içinde, ve kuvvetli bir ih- timalle cumartesi günü Ankaradan hareketle Avrupada bir seyahate ÇI- kackatır. Heyetimiz La Haye, Pa - ris, Londra ve Berline gidecektir. Heyette Türk ofisi İngiltere masası şei. B. Talha ile Cümhuriyet Mer- k-- Bankası ve Hariciye Vekâle- tinden delegeler vardır. Seyahatin sebebi bu devletlerle a- ramızdaki ticaret ve klering anlaş- maları üzerinde müzakerelerde bu- lunmaktır. KA PU BLR AAA 18 TEMMÜUZ Paralar Alırg Satış Sterlin 624,— 630,— 1 Dolar 123,— 126,— 20 İsviçre fr. S12,— 820,— 20 Belçika fr 80, 84— 20 Drahmi 22— 23,50 20 Çek kuron 85,— 94 — 20 Ley 13,— 16,— 20 Dinar 48.— S$S2.— Liret vesikah 190.— 196 — Florin 82.— B4— Avusturya gilin — 22.50 24 — Mark 28.— S$0,— Zloti 19 22— Penga 22 2i Leva K aa 25,— Yen $e Sâm İsvec kuronş t — * 3ö Altın 969,— 9, — Banknot 241, 242,— Çekler İngiliz üzerine 630,— İngiliz üzerine 630,— Dolar 0,79,65 Liret 10,09,10 Belga « 4,71,75 Cenevre 2,43,50 Sofia 63,— Florin 1,17— Çekoslovak 19,11,68 Avusturya 4,18,32 Mark 1,97,64 İsveç kuronu 3,07,75 İspanya pezeta 5,80,40 cek cumartesi günü gitmeğe karar | vermiştim. Hayret. İşlerime devam ettim. Bugünlerde şirketin işlerinde bü- yük bir hareket var. İstihsal fazla oluyor. Rozina'nın yuvarlak kocası her halde memnun olacak, Aksiyon- lar kırılıyor. * Bir aralık otele telefon ederek ar- tık benim meclis odası adı verdiğim taraslı odaya yemek hazırlamaları- nı tenbih ettim. Bu telefon muhaberesi akabinde ecamekânın arkasındaki tiktakların hafiflediğini hissettim, Telefonu ka padığım zaman Raşel'in parmakları sert, hırçım hareketlerle makineyi parçalar gibi işine devam etti. Sinirlendim. Tam on ikide çıkarken yan gözle baktım. Başını makineye davamıs uzun bacakları sandalyasınım altına tıpkı ölen bir kuşun açık kalmış ka- natları gibi uzanmıştı. İçim sızladı. Bu kıvırcık kızıl saçlı kız herkesin serin yerlerde buzlu içkilerle nes'e- lendiği saatleri bu daracak yerde vantilâtörün sun'i rüzgârına göğüs verip garsonun getireceği çerezlerle karnımı doyuracak ve genç kızlık BORSAA CUMARTESİ — meişsü aa eh salirardninan KYASA Nİ İş Bankası Mü 85 — ” N 9.90 Hamiline 9.90 Anıdolu 94 60 25,45 » « 7ol00 41,50 $Şirkethayriye 16.50 Tramvay 18,25 Bomonti Nektar 0,30 Terkos 12,50 Aslan Çimento 9,35 Merkez Bankası 68.25 Osmanlı Bankası Şark Merkez Eczanesi Kımm 3.70 İstikrazlar Türk Borcu I 20,97,50 üA gp 19,20 Tetlkrea y dakte Pai sti ahi Ergani A. B. C. 06,— Sıvas — Erzurum T 98,75 ” - 98,75 Mısır fahvilleri 1886 1 —— -— 1908 TI 97.,50 98,50 1911 TI 92.— 93— Tahvilât Rıhtim 10,25 Anadolu I ve II 44,40, n TI 45,75 Anadolu Mümessil 46,35 rüyaları guden başmı şımdı oldugu gıbı makinesinin demirlerine bırakıp uyuklıyacak. Hayat göründüğü gibi değil. Acı tarafları da pek çok. Fakat bu hayat bir yanda uyuş- turucu güzellikleri, raşeleri bir ta- rafta acıları ile yürüyüp gidiyor. * İçeri girerken metrdotel gülüm- sedi. — Misafiriniz bekliyor! Geç kaldığımı ben de biliyordum. Raşel'in hali bana o kadar dokun- du ki buraya kadar otomobili adeta bir deve ağırlığı ile yürütebildim. - Fakat yukarda bekliyen ve bu bir kaç saatlik başbaşanın zevki için İskenderiyeden buraya kadar olduk- ça uzun bir seyahat yapan Yunan güzelinin nefis vücudu gözlerimin önüne gelmişti artık. Merdivenleri ikişer atlıyarak fır- ladım. İçeri girdiğim zaman kimseyi gö- remedim. ğ'andaki banyo odasına baktım. OŞ. Balkona yakın hazırlanmış masa- ya el değmemiş. Gümüş buzluklar, çiçekler olduğu gibi duruyor. Emili muhakkak odanın bir tara- Kızılay Kermesinde Dans ve gürbüz çocuk müsabakaları Kermese iştirak edecek artistlerden Râna ve Esat bir prova esnasında Kermeste 9 Ağustos Pazar günü saat 10 dan 11 e kadar bir de dans ve gürbüz çocuk müsabakası yapıla- cağını yazmıştık. Dans müsabakası şeraiti şöyledir: 1 — Yapılacak danslar (fokstrot, vals, tango) dür. Her dansta muvaf- fak olan ikişer çifte hediyeler verile- cektir, 2 — Müsabakalara iştirak edecek- ler saat 10 buçukta dans yerine ho- parlörlerle çağırılacaklardır. Gürbüz çocuk müsabakasına işti - rak edecek çocukların yaşı yediden yukarı olmıyacaktır. Bugünlerde Kızılay cemiyeti Tak- sim bahçesindeki şenliklerde bir de meşher açmasını kararlaştırmıştır. Bu meşherde cemiyetin sulh ve sa- vaştaki çalışmaları mücessem levha lar ve grafiklerle canlı olarak göste- rilecektir..Ayrıca kuruma üye olmak isteyenlerin kayıtlarını yapmak için bir de gişe bulundurulacaktır. Orada üye kaydolanlara birer kermes hedi yesi verilecektir. Meşherin dekorlarını. Güzel San- | a.tler Akademisi profesorlermden ba- zıları hazırlamaktadır. Kiymetli genç Bale ve Balerimiz Bayan Râna ve Esat Kermese iştirak edeceklerdir. Bunlar sabık Rus Devlet Tiyatrosunun en büyük ve en kıymetli san'atkârların dan Bayan Lidia Krassa Arzumano - vanın talebelerindendir. Genç artist- ler Kızılay kermesinde 8 ve 9 Ağıs- tos Taksim bahçesi sahnesinde nev'i kendilerine hâs danslarını halkımıza göstereceklerdir. Ceviz piyasası İstanbul ceviz piyasası durgun - dur. İşler az miktarda kabuklu mal- lar üzerindedir.Kabuklu ceviz fiyat ları 10 kurüuştur. Almanya ceviz piyasasında bir hafta öncesine nazaran bildirildil - meğe değer yenilikler ve değişiklik- ler kaydedilmemiştir. Türk ve Al- man tacirleri arasında yeni mahsul satışları için temasa başlandığı bil- dirilmektedir. 1)£fina saklandı. Bana bir oyun yap-. mak istiyor. Sıra ile gardrobu, bü- yük şezlongun arkasını aradım. Yok. Eğer bir kanapenin kenarında gö- züme ilişen hasır kadın şapkası ol- masa Şüphe edeceğim. Bir aralık uzun geniş ipek perde- lerden birinin sallandığını gördüm. Ve keklik görmüş bir avcı gibi atıldım. İpek perdelerin altından iki el uzandı. Fakat bu eller... Evet. Bu eller Pireden İskenderi- yeye kadar bana arkadaşlık eden eller değil, Bir hamlede ipek perdeyi kaldır- dım. Ve hayretle haykırdım! — Frosso!, Evet. Karşımdaki kadın, o bon - marşe bebeklerine benzettiğim sarı saçlı, derin, mavi gözlü Yunan ka- dını. Emili'nin görümcesi idi. Hiçbir şey söylemeden onu bir be- bek kucaklar gibi kaptım, kaldır - dim. Herkesin hayatında tatlı hatıra- lar bırakan sürprizler vardır. Ben böyle birkaç lezzetli hatıra sakla - rım. Fakat bugünkü sürpriz kadar beni şaşırtan, sevindiren olmadı. Şüphe/yok ki buraya gelirken F. Z. K. imzasile: “On dokuz yaşında bir gencim. 32 yaşında bir bayla üç ay çılgınca se- viştik. Üç ay sonra bay, dostum var diye benden uzaklaştı. Beni unuttu. Ben ise gece gündüz, hep onu düşünü yorum. Kendisi buradadır, tekrar o - nunla konuşmağa muvaffak olamaz Benden 'kagiı. fakat arıyorum , mak derecelerine geldik. Aw cuklarımızın bağı olmasa Kot ayrılmak derekesine gıdecey"“' disine: “Ben hayata gözümü kapar M yegâne bu mülküm (altı bin l tır) senin ve çocuklarımızındı!ı ç ka mımsçım yoktur” - diyoru çüh"’ sam deli olacağım. Acaba ne yap h?” Yapılacak şey gayet bhasit. O siz- den nasil uzaklaştı ise sizin de içi- nizde beslediğiniz sevgiden o kadar uzak kalmanız zaruri. Tehlike kam- panası vurmuş. Belki ilk günlerde onu unutmağa muvaffak olamıya - caksımız. Fakat sizi filen kandırmış, aldatmış ve nihayet kaçmış bir sev- gilinin arkasından da koşamazsınız ya... Kaldı ki, üç aylık bir bağlılık çabuk kopmuştur. Bunu tekrar ya- şatmağa çabalamak, kendinizi daha feci neticeler verebilecek olan bir tehlikeye atmaktır. Ğııyret ediniz, unutacaksınız. * Tek evlât biraz şımarık olur Izmirden “N. E.” imzasile: “Ailemizin yakınlarından olan bir kizi tanıyorum. Henüz 19 yaşında. *engm olduğu gibi, mıı.hılın oldukçu ileri gelenli . Şim- dıkı h.alde kı..m bir dediği iki olmu- yor. Bu kızla evlenmek niyetinde - yim. Ancak, aldığım paru ,53 lira gi- bi az bir ştır. Bul adcı bir farkru zaruretin tesınle kıza, dolayısile babasına — boyun eğmeğe mecbur olaçağım diye korkuyorum. Ne dersiniz?” Hakikaten, tek evlât biraz şıma- rık olur. Bu şımarıklığı, hâd bir hodgâmlık perdesi altında ileriye de gidebilir Böyle şımarık ve hodgâm. olanların sureti umumiyede tatmini güçtür. Kızım anasından, babasın - dan gördüğünü sizde bulamaması, şimdi gsizi ikaz eden bir tehlike işa- reti gibidir. Bundan başka, tek ev- lâtların ailelerine pek düşkün olduk İtarmı da kabul etmek lâzımdır; Ta- nıdığınız kız;'sizi zayif bir bağla ge- viyorsa, ilerde aile muhabbetinin, koca sevgisinin ikiye bölüneceğini ve geçimin hakikaten güç bir saf - haya gireceğini düşünmelisiniz. Ma- amafih şimdiye kadar öyle kızlar da görülmüştür ki, ailelerinin biricik gözbebekleri oldukları halde kocala- rma sadık kalmışlar, şımarıklıkları- nı unutmuşlar, kendilerini hakiki yuvalarına vermişlerdir. . Bu kızla evlenmekte ısrar ediyor- sanız, nişan müddetini bir parça uza- tmız. Onun karakterini iyice anlayı- nız. İlerde zuhüru muhtemel bir teh.'keyi şimdiden önliyebilmek için hemen evlenmemek ve biraz bekle- mek fedakârlığına katlanmanız za- rüridir. » Hayatımız zehir gibi geçiyor Akyürekli imzasile: “35 sene evvel evlendim. Altı ço- cuğumuz oldu. Yirmi beş sene sızıltı- sız, tatlıca yaşadık. Halen idaremiz de iyidir. Fakat eşim birkaç senedir emlâk bağışlamaktan mütevellit bir haırsa kapıldı, aramız açıldı. Ayrıl - Emılı nin o inci dişli, iri siyah göz- lü Yunan güzelinin hayaline takıl - mıştım. Fakat şimdi ayni ırkın mavi göz- lü ve altm saçlı bir kadını ile kar- şılaşınca o esmer hayal derhal uzak- laşıverdi. Frosso tam bir bonmarşe bebeği.. Fakat o kadar canlı, o ka- dar kıvrak bir mahlük ki! Ve temiz ve titiz bir kadın. Şüphe yok ki bu irkın kadınları aşkı daha başka anlıyorlar. Kendi hisleri ve zevklerile beraber erkeğin hoşüna gidecek ve kendilerini daha çok sevdirecek fırsatları keşfediyor- lar. Bu çilek tenli genç kadın taze bir pembe gül kadar temiz ve garip de- gil mi süründüğü hafif gül kokusu ile bende öyle hatıralar uyandırdı ki! Bu cerva gibi ele avuca sığmaz pem be, sarı bebek beni o kadar meşgul etti ki saatin ilerlediğini; güneşin alçalmasından anlıyabildim, Benimle beraber çıkmak istemedi. Koridora kadar çıkardığım zaman bir defa daha dudaklarını uzattı: — Rahatsız etmedim ya! Bu sevimli bebek her hareketi ile hoşa gitmesini biliyor. Dedim ki: — Bütün ömrümce beni böylü ” bu ar gdıübe ggçn' yor. Dargınlığını günden gün€ rıyor. Ben yetmiş, eşim ellıy! tir. Bu kadâr sene yaşayıp G ü rümüzde biribirimize muşflka”’ | refiki hayat olacakken hi sehralüt olmaktadır. Başımı akrabanın yanına gideyim dıyofw da evinde rahat edemiyen blf N"“ adam el yanında nekadar 15 edebilir. Bu düşünme ile sab"m' rum. Bu hale bir çare bulunuz:” # Fikirlerinizde tam bir ısabatvj Bravo... Yaşı yetmiş olan bh' ile elli yaşındaki bir zevcenin M lerinin son demlerinde biribi zehirlemelerine mana verılem“' # cak, eşinizin hırçınlaşmasındâkı“, gâne sebebi bulmuşsunuz. Bu ”'”" bi ortadan kaldıramaz mısmZ? Öj selâ, şimdiden hakkı olan mül kendisine bırakmak, size hakiki istirahati kalp temin edeceği € | bu zehrâlüt hayat yerine tavsif ©& niz hayatı da bir anda hırstan, M sizlikten uzak bir şekle 80! Öyle değil mi? a Sinirli damadından HIIIA kaynana Beşiktaştan Feride ımzaaîyı’ “Kızımı bundan bir. buçuk evvel bir muallimle evlendirdim y çocukları var. Her ikisi a » münasebetler, bir sene çok iyi de devam etti. Hırıltı olmadı- * men ö - 6 ay var ki, damadım kasıp kavurmadık adam bıraki, asabileşti, hırçınlaştı. Ufak bİT kızıyor. Bazan müdahale ediy0 Kendisine haksız olduğunu anidt'” rum, Bu sefer, kızımı, beni de İW? hyor we bu asabi hava, evin İf günlerce devamsediyor. Diğer t tan, kızımın gördüğü hakar€” | tahammül edemiyorum,ne yapd? Anlaşılıyor ki damadınız, Ö beri asabiyülmizaç, hırçın ve bir adammış. Bidayette yeni & makta olduğu yuvada esen tat” gi va, belki bunun dışarıya aksetm' î mâni olmuştur. Fakat sonra * bu mizaç, kendisini belli etf tezahürleri görülmeye başlaf Size söyliyeceğimiz şeyler, bâ kısa olacak: Kızınızla dama rasındaki hadiselere kat'iyyeni dahale etmeyiniz. Büyüksünüz- vanın bütün işlerini tanzim © bir mevkidesiniz. O halde evin nunu temin etmek vazıfeaı düşer, Bu vazıfeyı başarabıl l evvelâ yapacağınız iş, her)'nwıı “! müdahaleden içtinap etmek, bi ” g dahalelerle kızınızın şiımarması” sizden cesaret almasıma mâni © tır. Daima hiçbir şey yokmu d hareket ediniz, duyduğunuz $ $ işitmemiş gibi olunuz. Hafif V? A lâyim muameleniz, belki bu 8” madın tehlikeli hareketlerine 'i olacaktır. j ; B d DA hatsız etmeni isterim,. Çapkm bir hareketle güld“’ Ve bir kelebek gibi kori” — loşluğunda knyboldu. Saat dörtte büroya geldiğini , d man Raşel'i ayni vaziyette gör” - Kızıl kıvırcık saçlı başı hâlâ ” Ü nesinin demirleri üstünde B l “Bugün Istanbuldan bir aldım. Meral yazıyor. Artık bu kış Misir. s€ kat'i sürette karar vermişler" Bana Istanbulda kendıle!'l“e birçok havadis verdikten 80! le birkaç satır da eklemiş: “Bir tesadüf beni Hayal'in h“ kadaşile tanıştırdı. Hayal onâ Öigi dığı mektupta bir çocuğu old! ö “Sonkaya” koyduğunu u Sen bir mektubunda çoc a adını “Morkaya” koyduğunuz! yi mıştın. Yeni tanıştığım bu la iddiaya giriştik. Söyle #& | Hangisi doğru...” - Meralin bu mektubu beni ? sir etti. —'»râım ',.r ÇArkaf' $