Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Londrada tevkifler Bazı yerlerde silâh ye cephane bulundu ——— Kral hanedanmın emniyeti için tedbirler almiıyor İ Londra, 19 (A.A.) — Geçen 8 i kast dolayısile kral huedınmmmeî niyetini “ğıımımıîkvi erra tuf tedbirler yakında ye DĞ cektir. Daha şimdiden Wiyedu— yat tedbirleri Ş Emnu a müumiye idaresi, gece gündüz : darm şahsını muhafazaya ıxıel:ııuiı güzide kuvveti ırtımşı.k için yeni mi fettişler tayin etmiştir. eIIî!giîğereyli;ralmm yakında Fransa- ya yapacağı seyahat esnasında eğıb; niyeti meselesi derin teıtnkğıl_dnîrepom Fransız - ha ei da görüşmeler ya - makamları arasın pılmıştir. Londreda YARlA, Z poja tirçek dra, 19 .) — " yerıîoe:de araştırmalar yıpmıâ îerm:ıi_ him miktarda patlayıcı madi şî';ıdn lâh ve cephane bulmuştur. raaki i cümhuriyet partisine mensup ş tevkif edilmiştir. sisi Sulh yolunun alemdar[ğgfz 1 incide) bütün bi çıktığı zaman D” mühaı; h:irmizle kendimizi biribirin- a Ka ydanlarına attık. me den uzak h”;Peb,hini mü- diğerine sormuştu: — Türkiye acaba neden harbe ka- Tni verdi: iğeri cevap ş —Iıığ';ürklerin bir harbe karışmaları için sebep arsmak lâzım mı? Ortada G togu uu Ha p l““'kiı :ıîıiîsine tâbi oldu, kouuî:ı.m binlerce ıemııâ;rp lcusu e- yollarmın devamlı bir Hkşmi ç dilen bir millete bugün S“’_*ı' Zâ'ı:. nun alemdarı,, ünvanının vertö " Si, tarihin en beklenmez bir MU Bidir. ç Bu mucize birtakım tarihi he::;iılâı lerin neticesi değildlr.kB::ıiın doğrudan doğruya sev gee B i te aramak icap ü v lşybagi tehdit eden fl.’l'ş- edi mil ve asırlardan beri ilk defa â mizin sahibi olduğumuz zaman bin türlü macera siyasetlerine & ll Gik. Dünyanın hali buna çok m ti, büyük askeri < elde etmiş programlar vardı. ŞuriCe. nı veya burasını kurtarmak, bi ol Burada veya burada nüfus “h:nine : mak gibi bir yaldızlı program " ” tin önüne konulsaydı büyük bir FU âurden sonra bunu cazip daşlar belki eksik O Genedış: inkişaf ve kalkınmaya has: redilen kuvvetler, macera arkasım heba olup gidebilirdi. ü İlk günden macera hp'îe Gr. Maziden kalan bütün h.mbıdtutul- arzular tam bir t;lfâ)l'ı?; tâ u. Günün birinde " hakiki bir Türk - Yunan dostluğunu! haberini alınca hayretten ıııyr:ı_ geüştu. Sonra Balkan t::îııh:edl:?' rleri bunu son de e Bir vakit dünyanın bir tarafı karışın ca: “Balkanlaştı,, tabiri Halbuki Balkanlar, Moskof husumetinin yerine en dü- Tüst ve temiz bir Türk - Sovyet dost- Tüğu kaim oldu. AM Milletler Cemiyeti.mtğhmn“ ye, mü ik emniye! Samimi taraftarları arasında mevki aldı. Dünyanın emniyetsizlik karşısımda günün birinde kapısına kilit vurmak ihtiyacını duyunca bu- Ht da yoliyle, erkâniyle yaptı. Mev- Cüf sartlara uymayan taraflı bozmadı, Mmaksadına hukukfh;:'şıudın varmayı tabil Bördü. İ Bu vaziyetlere bakınca, Milli gu Turdan tamamile tecerrüt şartile de Şu neticeye VarıyOr “h:"m hi alemdarlığı ünvanı, tedilmiş ıuhun 5 e. dB' dakikada sarfedilmis bir SÖZ bir lmazdı. Onbes | Y pürüzsüz, | YO kullanılırdı. dün- î: kolaylıkla kabul etmiyecektir. "|Beck, pek yakm fikrinin €N | termiş Yugoslavyada Mühim bir kaçakçılık rezaleti meydana çıktı Belgrat, 19 (Tan) — Bütün Yugos lavyada büyük heyecan ve nefret u- yandıran bir skandal meydana çık- mıştır. Hâdise şundan ibarettir: Bodi ve Novakoviç isminde iki es- ki nazır, İspanyanın Belgrad elçisile birlikte bir kaçakçılık teşkilâtı yapa- rak hükümet hazinesini milyonlara baliğ olan bir zarara uğrat.ı_nışlan.in-: Elçinin teşrii masuniyetinden isti fade ederek memlekete büyük mik- darda muhtelif kıymetli eşyalaı « .<- muş olan bu iki nazır 25 milyon dı_ - nar tazminat vermeğe mahğco.m edil- miştir. Elçi ise derhal uleı.lılıerek ge- ri çağırılmıştır. Hükümet iki nazırın bütün menkul ve gayri mer_ık_ul emva lini haczetmiştir. Lâkin hâdise bu - nunla bitmemiş ve halkı ha_yretlere düşüren yeni bir vaka buna ilâve ol- muştur. Bu defa, hariçte bulunan ve tevkif edilen kaçakçı nazırların va - ziyetinden haberdar olmıygın_şer_ıkı cürümleri, Bodi ve Novakaviç ismine 63 parça Âcem halısını — iki Yagona yükliyerek Belgrada göndermıslyer - dir.Hükümet bu halılara da vaz'iyet etmiştir. r' Küçük Haberler | ©o Ankara, (Tan) — — San'atkâr Salâhaddin Refik Ekonomi Bakan - lığının hariçte ve dahilde tert._ip ve iştirak edeceği sergilerde fahri mü- virlik vazifesini üzerine almıştır. Salâhaddin Refik ihtisası dahilinde olan dekorasyon işlerile meşgul ola- caktır. © Ankara, (Tan) — Devlet Hava Yolları yeni bir çalışma proğramı hazırlamaktadır. Bu programa gö- re, önümüzdeki yıl içinde memleke- tin muhtelif yerlerine hava seferle- ri tertip edilecektir. İdare bu ser - visler ikmal edildikten sonra, kom- şu memleketler arasında servisler kuracaktır. * Ankara, (Tan) — Yüksek Zi - raat Enstitüsü talebesinden Tk) ve orta Anadolu mın- %W profesörleri e 'beraber yaptığı tetkik seyahatleri, enstitü ile alâkalı mahfellerce alâka ile ta- kip edilmektedir. Gençlerimiz yap- tıkları bu tetkikleri bir rapor halin- de Ziraat Bakanlığına verecekler - dir. Tetkikler bilhassa Drayforming kuru tarım Üzerinde olacaktır. Daznig'te vaziyet vahim (Başı 1 incide! nında bir mahalde bul Mümaileyhin General Orlisz Dres- zer'in cenaze merasimi dolayisile günü Dantzig hükümeti er kânile görüşmesi muhtemeldir. * İhktilâf nereye varacak ? ' Paris, 19. (A.A.) — Figaro gaze- inde d'Ar yn, Dantzig mese- lesi hakkında şöyle yazıyor : “ Tki ihtilâf karşısında bulunuyo- ruz. Birisi Milletler Cemiyeti ile Almanya arasında diğeri de Alman- ile Lehistan arasında. Birinci ih- Hilâf bahsinde Almanya, Milletler Cemiyetinde reylerin parçalanacağı- nı hesap ederek buna güvenmekte- dir. Fakat ikinci ihtilâf dolayisile Leh efkârı 'umumiyesinin artık sa- bırsızlanmağa başladığı zannolunu- r. Londrada, Fransa ile İngiltere- nin “büyük deniz devletlerinin si_l— kütu' nun nizam ve emniyet için arze'ttiği tehlike hakkımnda teemmül etmeleri fena olmaz.., Populaire gazetesi, diyor ki : — « Leh efkârı umumiyesi, Dantzig bir hükümet darebesi yapılması- da bunun farkına Hum:i%e"gmteılndnn t « Cumartesi günü —buraya gele- cek olan Fransızlarla İngilizlerin ve Belçikalılarım bir yangınm baş gös- ve Almanyanın bir hududu zorlamış olduğunu — bilmiyorlarmış hali | gibi davranmaları mümkün değil- dir.» Alman teslihatı Muayyen bir hadden fazla arttırılmıyacak Frankfurt, 19 (A.A.) — Frankfur ter Zeitung, diyor ki: “Almanyanm sulh plânı konferans lr veya konferanssız ve müşterek bir metot kabulü mümkün olmadığı tak dirde bir taraflı olarak merhale mer- hale tahakkuk ettirilecektir.., Ayni gazete ilâve ediyor: “Bizim silâhlı kuvvetimiz her tür- Ki adaletsizliği defetmeğe kâfidir. Biz bunu 7 mart tarihinde isbat et- tik. Almanyaya karşı yapılacak her türlü tecavüz ve her nevi ittifak bizi hiçbir veçhile şaşırtmıyacaktır. U - çüncü Reich, komşularımımızın itti- faklar siyasetinin kayak yolundaki hakiki veya zahiri teslihat artırma- larını telâfi edecek derecede kuvvet lidir. Bununla beraber Almanya ilk vermiş olduğu sözün ilerisine geçmi yecek ve bir hadden ziyade silâhları nt artırmıyacaktır. Radosta Almanlar Tayyare karargâhı mı kuracaklar ? Sofya, 19 (Tan) — Dnevnik gaze tesine Romadan bildirildiğine göre, Italya ile Almanya arasmda hâsıl olan bir hava itilâfı mucibince Rodos adasında Almanyaya, İtalyanlar ta- rafından bir tayyare karargâhı te- min edilmiştir. İzmirde dolnadırıcılık yapan bir kadın İzmir, 19 (Tan) — İzmirde muh- telif namlar altında dolaşarak saf kızları dolandıran ve hırsızlık eden 45 yaşlarında genç bir kadın yaka- lanmıştır. Bu kadın, şgimdiye kadar Saniye, Emine, Ayşe, Fatma adlarile hayli iş görmüş, nihayet yakayı _ele vermiş ve adliyeye teslim edilmiş- tir. Hırsız kadın, bundan bir müddet evvel, bir doktora müracaat ederek altı ay kadar yanmda çalışmış, bu aarda oğluna ait olduğunu- söyliye- rek gösterdiği bir. fotoğrafla birkaç saf kızı mevhum oğluna nişanlama; istemiştir. Zavallılara birçok hazır- lattıran ve onlarm bir miktar para- larını alarak ortadan kaybolan hır- sız, bir müddet sonra Bergamalı Fatma ismile meydana çıkmış ve ak- rabalık iddiasile bir Bergamalıyı da kandırmış, tekrar kaybolmuştur. Şimdi mevkuf bulunan bu kadının Torbalı belediye ebesi Mediha ismi altında birçok doktorları kandıran dolandırıcı olduğu — anlaşılmaktadır. Tahkikat derinleştiriliyor. Karahan da dünkü trenle geldi Sovyet Rus sefiri Karahan dünkü- trenle Ankaradan şehri- mize gelmiştir. Ayni trenle şeh- rimize gelen Başvekil İsmet İ- nönü, hususi vagonunda Kara- hanı kabul ederek görüşmüşler- Wi v H eti TAN Memlekette heyecan Ordu Salı sabahı saat 9 da Çanakkaleye giriyor Başı birincide rak imza haberini gece yarısına ka- dar bekleyeceği gelen malümattan anlaşıldığından lâzım gelen tedbirle- rin alınması için valilere direktifler verilmiştir. Gerçi, fener alayları ya- pılacak, salı günü ise konferanslar verilecek, bütün memleket donana - caktır. Miting hazırlıklarına şimdi - den başlanıldığı bildiriyor. Gayri askeri mıntaka, ordu tara - fından imzayı müteakıp derhal işgal edilecek, salı sabahı saat dokuzda Bayramiçteki müstakil fırka, halkın tezahürleri ve alkışları arı da Ça- nakkale sehrine girecektir. Ayni gün, Çanakkalede mitingler yapılacak ve gehitliklere gidilerek Cümhuriyetin büyük zaferi olan yeni Boğazlar anlaşması etrafında konfe- ranşlar verilecektir. Bundan sonra, İngiliz ve Fransız mezarlıklarma gi- dilerek merasimle çelenk konacaktır. Ankarada heyecan Ankara, 19 (Tan) — Anlaşma ha- beri, Ankarada tarifi imkânsız bir sevinç ve heyecan uyandırmıştır. Bütün şehir, bayram içindedir. Hal- kın tekâsüf ettiği Samanpazarı, Ye - nişehir, Ulus meydanı gibi yerlerde yapılacak toplantı hazırlıkları şimdi den başlamıştır. Bu meydanlarda top lanacak halka könferansın imzasını dakikasiyle bildirmek için tertibat a- lmmaktadır. Atatürkün heykeline ce lenk konacak, Ankaralılar yeni dev- leti kuran Milli Şefe ve Büyük Baş - bakan İsmet İnönüne minnet ve şük- ranlarını bildireceklerdir. Ulus gazetesi gece yarısı yapacağı ikinci tabı'la anlaşmanın imzalandı- gını Ankaralılara müjdeliyecekler - dir. Ankarada miting salı günü tam saat 16 da yapılacaktır. Ankara rad yosu gece saat 21 de Boğazlar hak- kında bir roportaj yapacaktır. Bügün Cümhuriyet Halk Partisi Misakı Milli Nahiye Ocağınm birin- ci gezintisinde bulunan Parti Genel sekreteri ve Dahiliye vekili Şükrü Kaya, orada bulunan kalabalığa: *— Sizi salı günü Ulus meydanm- da yapılacak Montrö bayramıma da- k | Vet ediyorum.,, demiştir. Boğazlar komisyonu mülga! Ankara, 19 (Tan) — Boğazlar ko- misyonu anlaşmanın — imzalandığı dakikadan itibaren mülga olacaktır. Hariciye Vekâleti, Amiral Mehmet Ali Dalayın istifasını kabul etmiştir. Komisyonun şimdiye kadar toplar - muş olan evrakı ve arşivleri Cenev- rede Milletler Cemiyetine gönderile - cektir. Resmi tebliğ Montrö, 19 (A.A.) — (Resmi teb- liğ) — Montrö konferansı, dün saat 1,30 da aleni bir celse akdetmiş ve yeni mukavelename projesinin kati Mmetnini tasvip eylemiştir. Lord Stanley, konferansın muvaf fakiyetinden dolayi memnunivetini izhar etmiş ve başkana, genel sek- retere ve konferans sekreterlerine hararetli teşekkürlerini bildirmiştir. Za / Avukat Ahmet Sabri İnhan an- lattı: — İkinci Abdülhamit, bir tarih- te şiripençe çıkarıyordu. Hastalığı ilk günler iyi teşhis edilmediği ve yahut gizli tutulduğu için Avrupa gazetelerinde türlü rivayetler mey- dadn aldı. Bu aralık, Pariste çıkan 'Meşveret gazetesi,, Abdülhamid enragö” başlığı altında padişahın kudurduğunu yazmıştı. Ben henüz Galatasaray lisesinde talebe idim. “Meşveret,, in bu nüshası, her na- sılsa elime geçti. Gizli gizli — sınıf AAA AAA AA aa a /a OT A A Za Za HERGÜN BİR FI BAA AA AAA A A A aA A, Sobada yanan "Meşveret,, KAR A li AAA görünmeğe mecbur olduğu içindi. en, merh Hadlakbi g "eT yi alarak; yeminlerle onu mağa çalışıyordum; — Vallahi, içinde ne olduğundan haberim yoktu. Yolda bulup cebi- me koydum. Bu gazete., Böyle söylenerek sobanın yanına kadar yürüdüm, Abdürrahman Şe - ref; benimle meşgul olmuyor, yal- nız hidetli hiddetli söyleniyordu. Bir aralık, gizlice sobanın kapağı nt açtım, Meşveret gazetesi, bir. sa- niye sonra, alevler arasında idi. Ab- d arkadaşlarıma okurken gördü. Elimden gazeteyi kaptı. Be- ni de doğruca mektep müdürü Ab- dürrah Şeref merh yanı - na çıkardı, Hiç unutmam. Bir kış günü idi. Müdiriyet odasının sobası gürül gürül yanıyordu. Abdurrah - man Şeref, Meşveret gazetesini tit- gildir. Atatürk Türkiyesi için pek ye- bir |Fihde, pek haklı bir ünvandır. günkü karışık dünyanın en mü- hıî,“iıtikrır unsurlarından biri Orta Avrupa ile Asya arasındaki geçitle- rin “Sulh yolunun alemdarı,, sıfatı- na İâyik bir milletin emniyetli ellerin: de bulunmasıdır. TAN rek parmakları arasında buruştura- rak haykırdı:: — Bu gazete, sende, ne arıyor;.. İtidalimi kaybetmemeğe çalışıyor dum: — Sokakta buldum! dedim. Abduürrahman Şeref, çok heyecan kylı. Daha doğrusu, böyle her tara- fi sapır sapır titremesi, heyecanlı durr Şeref, gazeteyi ateşe at- tığımı görünce, ilkin: — Ne yaptın? diye ürsüme yürü mek istedi. Fakat sonra, tekrar yu- muşadı: — Çocuğum, dedi. Böyle tehlikeli şeyleri bir daha eline alma! Sonra, hem sen yanarsın, hem ben yana - rım!.. “ Geniş bir nefes alarak: — Fena mı ettim, müdür — bey, dedim, kendimi de, sizi de yanmak- tan kurtardım. Her ikimizin hesabı- na Meşveret yandı!.. Abduürrahman Şeref, yüzüme bir Baba tokatı indirip, beni sınıfıma gönderdi. Salâhattin GÜNGÖR Bütün murahhas — heyetleri şefleri, bu teşekkürlere iştirak etmişlerdir. Japon delegesi Sato, Boğazlar mukavelenamesinin, Milletler Ce- miyetinden çekileliden beri, Japon- yanın imzaladığı ilk mukavelename- yi teşkil edeceğini — kaydeyledikten sonra, Türkiyenin isteklerine müza- haret için hükümetinin yaptığı gay- retlerde karşılaştığı güçlükleri teba rüz ettirmiş ve ileri sürmek mecbu- riyetinde kaldığı ihtiraz kayıtlarına rağmen Japonyanın mukavelename yi kabul eylediğini görmekten dola- yi sevincini izhar eylemiştir. wolitis, Türkiyenin muvaffakiyeti nin, Yunanistan için de bir muvaf- fakiyet olduğunu tebarüz ettirmiş ve Türkiyenin, konferanstan bütün dünya huzurunda, enternasyonal meşruiyete alemdar, milletler | ara- sında medeniyet şampiyonu ve sul hun teşkilâtlandırılması müdafii o- larak, manen bir kat daha yüksel- miş olarak çıkmakta bulunduğunu kaydeylemiştir. Paül Boncour da, Montrö konfe- ransgının, bu kadar tam bir muvaffa- kiyetle biten pek nadir enternasyo- nal konferanslardan — birisini teşkil etr 2kte olduğunu tebarüz ettirmiş- tir. Bu muvaffakiyet, bu konferan- sa İştirak eden bütün — devletlerin göstermiş oldukları anlaşma zihni yetine medyun bulunmaktadır. Paul Boncour, enternasyonal meşruiyete sadakatinden ve hali hazir şeralte ar tik uymıyan bir. mukavelenamenin tadili için intihap ettiği yoldan do- layi Türkiyeye karşı gösterilen tak- dir hislerine iştirak eylemiştir. Başkan Bruce ise demiştir ki : “ Politis, Türkiyenin — meşruiyet alemdarı olduğunu söylemekle, kon- feransa iştirak edenlerin hepsinin hislerine tercüman olmuştur. Tür- kiye yalnız kendisinin önünde bu- lunduğu bir davayı halletmekle kal- mamış, fakat ayni zamanda, Millet- ler arasındaki ayrılıkları hal için ta- kip edilecek güzel bir nümune gös- termekle dünyaya yol göstermiştir. Ümit edelim ki bu nümune, yeni bir idealin döğmasma yardım etsin.,, $ ——— FELEL Veznedar gururu Bu yazımdan veznedarlarım kız - mıyacaklarından, hattâ bana hak ve- rerek ve gülümsiyeceklerinden emi- nim. Efendim. Bizde çok tesadüf edilen bir tip vardır. Bugün ondan bahse - dip onu gülünçleştirmiye çalışaca - ğım. Bu tipin karakteristiğini (vezne - dar gururü) sözile izah edebiliyo - rum, Bu tipin kendine ait hiçbir şeyi yoktur. Ne bilgi, ne geçmiş hizme - ti, ne sermayesi ve ne sadakati. O - nun yalnız gurürü vardır . Başında bulunduğu iş sanki tama- men kendi malı, kendi eseri ve ken- di sahası imiş gibi atar, tutar, yapar ve yıkar. Tıpkı bir darm başkalarınım parasımı alıp verdiği, harcayıp top- ladığı gibi. Bu tipler maalesef veznedarlar - dan çoktur ve veznedarlar gibi emin de değildir. Onların başlıca hüneri gururlarıdır. Ben gerçi bunlara (veznedar guru- ru) teşhisini koydum ama bunun da bir sakat tarafı vardır. Veznedar hiç değilse o kadar para kendisine emni- yet ediliyor diye bir gurur hisseder. Ya bunlar?!. B, FELEK hürmet hissi beslediklerini gösterme ğe de parlak bir vesile teşkil etmiş- tir. Bunlar, arasında Paul Boncour un, Japon murahhası Sato'nun, — |- kinci reis Politis'in ve bütün Bal- kan devletleri murahhaslarının söz- leri ehemmiyetle kaydedilmek İcabe er. Tezahürat arasında Türkiyenin bu konferanstan bir kat daha büyümüş ve yükselmiş olarak çıktığı yalnız bizlerin nazarı dikkatini celbetmek- le kalmamış, #yni noktaya bir çok murahhaslar tarafından nutuklarım-” da işaret edilmiştir. İmza merasimi, pazartesi akşamı Tsviçre saativle saat 22" de büyük merasimle Montrö-Palas salonların da yapılacaktır. Radyolar yarın18 den itibaren mütemadiyen Evvelki günkü toplantıya dair Ajans muhabirinin verdiği tafsilât r Montrö, 19 (A.A.) — Anadolu a- jansınm hususi muhabiri bildiriyor: Montrö konferansı dün — yaptığı iki mühim celse ile, en nihayet can- li günlerinden birini yaşamıştır. Bunlardan gizli yapılan birinci top- lantıda, tahrir komitesinin muhtelif akorlara göre tertip ederek tabet- tirmiş olduğu yeni mukavele projesi reis tarafından madde madde reye konmuş, ve bazı maddeler hakkımda küçük birer müzakereden sonra ka- bul olunmuştur, 10 dakikalık bir teneffüsten son- ra yine gizli celseye devam olundu- ğu vakit, Doktor Tevfik Rüştü A- rer Lozan muahedesinin 23 üncü maddesinin derdesti imza olan mü- kavelede tatbik şekli tespit edilmiş, olduğunu ve Türkiyenin Lozan sulh muahedesinin diğer ahkâmına, bü- tün teahhüdatıma olduğu gibi sadık kalması tabil bulunduğunu, ve bu meyanda askeri — mezarlıkların ba- kımma, murakabesine ve ziyaretine lâzım gelen teshilâtı şimdiye kadar olduğu gibi göstermekte bittabi de- vam edeceğini söylemiştir. Bundan sonra büyük salona geçil miş, ve bu sefer gaztecilere ve sa- miine de açık bulunan resmi celse- ye başlanmıştır. Reis Bruce, yeni tanzim — edilen mukavele metninin hususi celseler- de madde madde okunarak kabul e& dilmiş olduğunu ve bu vesile ile şim di mukavelenin heyeti umumiyesi- ni reye koyacağını söyledikten son- ra, kimse söz istiyor mu?,, sualiyle bütün delegasyonların reylerini sor- muştur. Hiç bir taraftan itiraz vaki olma- dığını gören reis, yarım dakika ka- dar bekledikten sonra dar bekledikten sonra “Yeni Boğaz- lar mukavelesi ittifakla kabul edil- miştir,,, cümlesiyle Türklerin bu en haklı davalarını konferansta hazır bulunan bütün milletlerin tasdik et- V Biz, 22 Haziranda miş olduklarını bütün dünyaya il etmiştir. Bunu müteakip Lord Stanley ile baş'tyan nutuk serisi, bir taraftan konferansı cidden yüksek bir liya- katle idare etmiş olan reis Bruce'e karşı bütün heyetlerin teşekklir düy gularını bildirmekle beraber bit ta- neşriyat yapacak Ankara, 19 (A.A,) — 24 temmuz 923 tarihli Lozan muaheldesi ile kabul edilmiş olan Boğazlar rejimini, bey- nelmilel vaziyetin yarattığı huzur » suzluk karşısında yurduniuzun em - niyetini temin maksadiyle yeni.şera- ite intibak ettirmek için hükümeti - mizin daveti üzerine alâkadar devlet lerin iştirakiyle Montröde toplanmış olan konferans, dünkü toplantısında, yeni mukavele projesini tasvip etmiş bulunuyor. Yurdumuzun müdafaası bakımım - dan olduğu kadar, Avrupanın bugün kü siyasi durumu itibariyle de, dö - nüm noktası teşkil eden bu netice, yarın İsviçre saati ile 22 de yapıla- cak olan imza merasimi ile Türkiye harici siyasetine daima hâkim olan dürüst ve açık hareketin bütün mil- letlere imtisal nümunesi teşkil ede - cek bir vesikası haline gelmektedir. Bizim emniyetimiz ve dünya barı- şinim emniyeti için yıllardanberi üze- rinde © kadar hassasiyetle durarak hallini büyük bir sabırsızlık'a bekle- diğimiz Boğazlar meselesinde varıl - mış olan bu netice, bütün memleket içinde büyük bir sevinçle karşılan - mıştır. Bugün muhtelif yerlerden aldığı - mız telgraflar bunun en güzel ifades leridir. Anadolu Ajansı, bu tarihi hâdise- nin safha safha memleket içinde ya> yılmasını temin için elinde bulunan bütün imkânlardan istifade ederek yarın saat 18 den itibaren devamlı bir neşriyata başlıyacaktır. Gerek Ankara ve gerek İstanbul radyoları, yarmki emisyonlarında Boğazlar mu — kavelesine ait haberlere en geniş bir yer ayırmakla beraber saat 23 den itibaten de daimi olarak açık büulu- nacak ve Montröden, imzaya tekad- düm eden saatlerdeki hava ile imza merasimine ait olarak alacağımız ha :ş:leri devamlı surette neşredecekler ilk toplantısını yapan ve Milletler Cemiyeti konseyi ve asamble toplantılariyle inkıtaa uğ ramış bulunmasına rağmen Boğazlar konferansının bir ay kadar kısa bir zaman içinde ve beynelmilel miünase batta ender tesadüf edilen bir muvaf fakıyetle bu davamızın halledilmis bu lunmasından dolayı karilerimizi en raftan da Atatürk Türkiyesi hak- kında ayni heyetlerin ne derin bir İçten hislerle tebrik etmeği bir vazi- fe savarız.