Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
di. dt. n tte e- ıyı diz, ize ni hiç uza , İ rir- ları 've ar- rli- — —a No. 185 Yazan: MITHAT CEMAL Salondaki insanlar onun elmaslarına, ipeklerine lâzım olan kalabalıktı » — Bu Adnan yök mu Madam, dedi, ünyanm en kıskanç adamıdır; be- him nazırlığımı, senin antikalarını, Eer şeyi kıskanır. bakarada getede İ inlerce lira vereceğine Adnan bhey efendi de evine böyle sanat eserleri Ooldursa ya... Raşel sanki bilmiyor mıydı; tabii | ki Adnan onları kıskanıyordu. — Asker nazır tasavvurlu gözlerle Kaşele bakıyordu, Moiz bu gözlerin taarruzunu görmemek için başka Şeylerle meşgul olmak istedi. | Birdenbire sordu: — Yarın gece baloya gidiyormu- Pnn Adnan? - Adğnan — BSefarethaneye mi ? | Moiz — BEvet. - Raşel sefarethaneyi duyunca yü- hüz:ti; Adnana bir aşk mektubu gibi Adnan, iki nazırı göstererek, Möi- F tevap verdi: — — Vükeâ ef kadınm amusunu hâlâ bohçada saklıyorlar: âlâ çarşaf namusu! hâlâ kümaş is- eti! hâlâ çuvala emanet edilen aile zı! Bir merkez kı d hamleyle kendini atan Raşel'in eflâ- tun renkli kap'ı kavasım sırmalı kas- /(ketine sürünür sürünmez kadının kmda kadmları kümese tıkaya- tak! baloya kadımsız — gidilir mi ? kendi karımı götüremem; başka ki- Min karısıle gidebilirim? - Müöiz — Meselâ benim karımla... aşelle.. Rqol._ı içinde kuşlar orvıldayan Sile: | — Benim zaten yarın gecem boş Adnan bey! kocam, yarım Viyanaya gidiyor; yalnızım; dedi. "Adnan — O halde beraber gideriz Madam. — - | Adnan ve Raşel nihayet barış- Asker nazır, çarşaftaki bohça göv €ye, peçedeki kutu çehreye acıyor: — “ Kadm ” nı helledemedik, di- ğordu: omuzumuzda bu kafa varken Yağımız bir adım atamaz. Amerika Ha Bossouto kabilesi bir kadın al- ak için on öküz verirmiş. Biz bir erkez kumandanmı azil etmemek İGin milyonlarca Türk kadınımı fe- :îzedlym'uz. onu bir türlü atamıyo- f Mebuslar kendi seslerinden korka İ k başlarile tasdik ettiler. T İ Sivll_nu.ır — Merkez kumandanı- tı Hatice Sultanm kocası (*) tutu- Or; at atabilirsen... LeAsket nazır — Zaten başımıza her lâ Hatice Sultanm kocasın - YOr ya; neyse... pZ | Sivil nazır coştu: | — Ne kafadasmız? yahu! dedi; Memlekette öyle adam var ki Berg- ;om: okutur; Sonra da “domuz kilm- an” diye diş fırcası kullanmaz; ğşmîeken tanımıyormusunuz efen- diler! ; Mebuslar sallandılar, bu sefer vü- '?utlarile tasdik ediyorlardı. - Moiz — Balo n tak Addnan? Semihü a | lĞı:l.ı_ıım — Hayır... neden sordun? Oiz — Kostümlü olsaydı bir ta- avvurum vardı da.. Ra- Bu sefer Moiz alay ediyordu. Fa- t Adnan yarm gece Raşelle balo - a gidecekti; alaya kızamıyorgu. ,3_ Mmeb'ustan bu gece 3ses çıktı. Tincisi esnedi şikincisi öksürdü; ü- Nikayet ! Satm almdığı günden beri yalnız hağazaların, yalnız evlerin önünde dekliyen Raşelin talisiz otomobili bu. ğece nihayet bir sefarethane kapısı- hi önünde durdu. Kavasın göğsün- Heki bu sarı düğmeleri bu otomobil kaç aydır beklemişti. Sefarethanenin açık kapsndaki &- cehennemine - yayaş sandığı ları var, | & özüne herşey güzel göründü. Adna- nmm kıravatındaki acemi düğüm, hat tâ bütün Adnan kadımın acele mu- hakemesinde güzeldi. Kadın her adımda “arzı mevud” a basıyordu. Adnanı unuttu; tek başı- na seefarethanenin koridorlarında hızlı hızlı ilerliyordu. Sefarethaneye girmişti, Adnan artık lü dü: sederken ve vücutlarınım yere değen nısıflarmı tuhaf bir adale hasbüha- lile birbirlerine bırakırlarkön - bile Raşel uzaktan bakan Adnanı çok gü- zel buldu. Ve bu höşlanış o kadar çoktu ki bu gece bitmiyecek, hafta- larca sürecekti. Şimdi Raşel ve Adnan, Molizin hu- susi otomobilinde balodan dönüyoör- lardı. Tuhaftır; bir gün üçü -Adnan, Ra şel ve kocası- hu otomobilde gider- FAYDALI mmmmamma mamrana BİLGİLER Bugünkü Program İstanbul Oda musikisi (plâk); 10; Haber- Ter; 19,15: Öperet plâkları; 20: Halk mu- sikisi; 20,30: Stüdyo örkestraları; 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonta Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile- cektir. Budapeşte 21: Budapeşte könser örkestrası; 22,20: Haberler; 22,40: Könferans; 24,05: Çigan musikisi, K Bükreş 18,15: Orkestra konseri; 19: Aktüalite; 19,15: Konserin devamı; 20,20: Plâk; 21,05 Andre Vhenler İsimli Giordano'nun öpera. sı plâk ile); 24: Orkestra; 1,05: Plâk. Moskova 18,30: Halk şarkıları; 20: Oda musikisi; 21: “Kar'ın kızı” adlı Rimski - Korsakovun operası; 22: Yabancı dillerle neşriyat. Prag 20,30: Eğlenceli musiki; 21,55: Şarkılar; 22,10: Orfoy& adlı radyo piyesi; 23: Has berler; 23,15: Plâk, Ki$ Sinemalar, Tiyatrolar . —— ——— r . ERETİ : Taksim bahce ::ıâğıbıu ş:um saat 21,45 de HALIME öpereti. Pek yakmda, (Rahmet Ef.) opereti. * TÜRK : (Trivoli Cambazhanesi) ve (Voronzoflarm Esrarı). * TAN : (Tangolita) ve (Altın Zincir). * MELEK : (Marahuana) ve (Aradığım Kadm). * İPEK : (Buhran Bitti) ve (Bir Göce nin Skandali). * SÜMER : (Firtmadan Sonra) ve (Ha yat Avcıları). * YILDIZ : (Hayat Kurbanları) ve (Mi kinin Şen Saati). * * ŞIK : (Singapur Korsanları) ve (Çıl gim Kız). * SARAY : (Monte Karlo Geceleri) ve (Güldüren Gözler). * FRANSIZ : (Prensesin Çılgmnlıkları) ve (Fedailer Alayı). * ALEMDAR: (Petersburg Geceleri) ve (Morg Sokağı Cinayeti). * ÜSKÜDAR HALE : (Mumyalar Mü zesi, Davetler, Toplantılar Bilet gibi, Dans salonunda sevincinnen — ba- yılacaktı. O kadar cok bayılacaktı ki Adnanın kollarma düşebilirdi. Bu sa londaki bütün insanlar onun elmas - larma, ipeklerine lâzım olan kalaba- lıktı. Burada onun incileri anlaşılı- lerken Moiz yarı yolda inmiş, onları yolun devam edecek uzun kısmı için yalnız bırakmışt. Fakat Raşel bu yalnızlığın. Adnanla bir “başbaşa kalmak,, olmamasına o kadar çök dikkat etmiş, birdenbire öotomobilin köşesine topl ak aralarna o ka- yordu. Sonra bütün gözlerle kendisi nin güzel olduğunu görüyor, zengin ve güzel olmak lezzeti içinde uçuyoör- du. Kadınlar, ona bakarak konuşu- yorlar; onu görerek erkekler yanla- rındaki kadınlarla konuşmuyorlardı. Raşele göre bu Bsefa- rethanede kürei arzcen- net, iki buçuk milyar insan melekti. Herşey o kadar güzeldi. Hattâ Ad- nanın tanıttığı sefaret kâtibi ile dan- dar mesafe sokmuş, ve bu mesafenin tesadüfen olmadığını o gün o kadar açık tavurlarla anlat- mâak istemişti ki bu gece aynı otomoöbilde o mesafe büsbütün kaybolduğu halde Adnan o acıyı hâ- lâ unutamamıştı, terbiyeli bir erkek tevekkeli ile oturuyordu. (Arkası var) ASKERLİK İŞLERİ HARP MALÜLLERİ İLE ŞEHİT TAN e $ —— Her gün bir Hikâye KANLI PARDOSUÜU Hâdise pek ani olmuştu. Tam kapıdan girerken, ayağı ©o Buretle kayıp yere düşmüştü ki, so- kaktan geçen ötomobil ne durabil - miş, ne bir tarafa çekilebilmiş ve onu ezmişti. Ve ölüm, birçok alâkadarların itirazlarına rağmen daha birkaç gün evvel yerleğmiş olan bu çiftin aşkı- na değilse de, şefkatine bir nokta koymuştu. Zavallı kız kimsesizdi, işsizdi, ve.. Aaçtı. Bu elli yaşındaki adam onu görmüş, sevmiş, yarı aşk, yarı şef- katle sevmiş ve çocukları, yetişmiş gocukları ol rağ l evlenmişti. Genç kızın saf, berrak, mavi göz- leri, kendini, seven bu adamın ha- gindaki beyan saçları görmemişti. O, hayatında kendine ilk defa ola- rak gösterilen samimi alâkanm, de- rin şefkatin karşısında gülünç ol - mağı, dedikoduları unutmuştu. Bu sebepten, ve aralarındaki yaş farkı- nâ rağmen, öna temiz, sadık bir his- le bağlanmıştı. Fakat felâket, bu aşk ve şefkat nekadar çabuk geldi- se, © kadar çabuk gelmişti. Ve elli- lik âşık, genç kadını koruyacak hiç- 'bir tedbir alamamıştı, yeni bir vasi- yetname yapmak, saadeti içinde, ak- lma bile gelmemişti. Genç kadım, saf ve temiz' olduğu için, birdenbire kendini sökakta bu- lunca, birtakım iğrenç mirasçılar ta- rafından daha yeni kurulan ve an- cak bir rüya kadar süren saadetinin geçtiği evden dışarı atılmca şaşkım bir halde kalmış ve zevce sıfatile bir şey istemek aklına bile gelme - mişti. , Bir taraftan, mirasçılar, aleyhine bin bir iftira atarken, “Ihtiyar ada- mı kandırıp parasını çekti” diye ma- sumi bir kalbi kıranken, o, sadece, za- valli zevcimi düşünüyordu, ve, evin kapısından çıikarken, kocasıma ait bir hatrra istemek cesaretini, ona, bu hissi vermişti. — Ne, demek hâlâ ona ait bir ha- tıra istiyorsun! Şimdiye kadar ye- diklerin, çaldıkların yetişmiyor mu? Mamafih al... Bu sözleri söyliyen mirasçılardan biri, ona, köocasınım ötomobille çiğ - nendiği zaman üzerinde bulunan | YETİMLERİ ÇAĞRILIYOR Kadıköy Askerlik Şubesinden : — — Harp malülleri ile şehit yetimlerinin tü tün paraları gelmiştir. 10 Temmuz 936 dan itibaren para tevzlatına Kadıköy hü Ytit bi d n 1 * et a nacaktır. Çarşamba ve Cuma günleri şehit yetimlerine. Perşembe ve günle pardesüyü fırlatmıştı. , O da, üzerinde çamurlar, kan le- keleri, pıhtılar bulunan bu pardesü- yü mukaddes bir şeymiş gibi alıp, itiraz etmeden, gitmişti. Nereye gitmişti? Bir tavanarası bulmuş, su parası ile orayı kirala - ri de harp malüllerine dağıtılacak dağı zamanı sabahları saat on ikiye kadar devam edecektir. Temmu zun 6 ve 7 inci pazartesi ve salı günleri nu “mara almak için şubeye müracaat edile cektir. Resmi senet, maaş cüzdanı, nüfus cüzdanı, ve üçer fotoğraf - beraber getiri lecektir. « * BEYOĞLU HALKEVİNDEN : * Evimizin &osyal yardım şubesi üyeler den adları ve ihtisasları aşağıda yazılr he kimler, bakım kartlariyle ıîdesek _ı!ıd!ıç mıştı, Ve bu küçük tavanarasında, o kanlı ve çamtırlu. pardesüyü, bir sandalyenin üzerine koyarak düşün- meğe başlamıştı. —— — < « O gün hava güzeldi. Fakat genç dulun karnı açtı. Daha üç gün ev- vel, merhum kocası ile Büyükdere- ye gitmiş, orada yemek yemişler, akşama doğru, vapura binerek köp- rüye çıkmışlardı. Evlerine dönerlerken, kocası, öna, sinemaya gitmeği teklif etmişti. Be- yoğluna çıkmışlardı. — Sinemadan sonra, bir de pastahaneye oturmuş- lar, bir dondurma yemişlerdi. Pasta- hanede, karşılarıma bir adam dikil- miş: — Bir tane alınız, belki kazanırsı- nız! - Diyerek onlara bir tayyare bileti uzatmıştı. Genç kadın kocasının gözlerine bakmıs, o da bileti alarak: — Bakalım, demişti, senin talliini deneyelim, Eğer çıkarsa, parayı S8- na vereceğim. Ne istersen yaparsın! — Ya büyük ikramiye çıkarsa! — O zaman herkes beni kıskanır, Kârlı bir izdivaç yaptın der. Ve âdeti veçhile bileti, pardeşüsü- nün cebine koymuştu. Genç kadım karnının açlığı — ile aklma gelen bu vak'ayı hatırlayın- ca, kalktı, gidip kanlı pardesünün cebine baktı. Bilet orada duruyordu. Hiçbir ümidi olmamakla beraber, al- dı, göğsüne sokup sakladı. Aradan günler geçti. Genç kadın iş arıyordu. Her taraftan kapılar yüzüne kapanıyordu. Veyahut ka - pılar, istemediği gekilde acılryordu. Onun güzelliğini ve gençliğini is * tismar etmek istiyorlardı. Eğer bu, iki gün daha böyle devam ederse, genç kadın, naçar, bu vaziyeti de kabul edecekti. Cebinde elli kuruşu kalmıştı. Ancak iki gün daha sab- redebilirdi. Fakat ertesi gün ayın on biri idi. Piyango çekiliyordu. Genç ka - dm, elli kuruşun beş kuruşunu feda edip bir gazete alamazdı. Giyindi, bir tayyare piyango bayiinin came- kânında kazanan numaraları oku- mağa başladı. Lâkin, rakamlar gö- zünün önünde dans ediyorlardı, © - kuyamıyordu. Niçin? Niçin başı dö- nüyordu? Yanında duran birisine sordu: — Lâütfen, büyük ikramiyeyi han- gi numara kazanmış... Ben göremi - yorum. — 87965 numara! Bu, kanlı pardesünün cebinden çı- kan biletin numarası idi. Genç ka- dın, büyük ikramiyeyi kazanmıştı. Türk Anonim eder. ni bulmuştur. abonelere karşı taahhüdata ÜSKÜDAR ve KADIKÖY Abonelerine ilânı Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi, tesisatmın hali hazırile yaz aylarında, şebekesinin yüksek mahalellerinde ve husu- sen Göztepe cihetlerinde bulunan abonelerine bilâ inkita su tevzi eylemek mümkün olamıyacağını ihbar - ile kesbi şeref Bu imkânsızlık, ancak mukavelede derpiş kılıman ve icra- sı mutasavver olan ameliyatın icrasından sonra bertaraf edilebilecektir. Buna intizaren terfi edilen su mik'abı tez- yit edilmiyecektir. Çünkü, şimdiki sarfiyat azami raddesi- Bu şerait tahtında şirket, abonelerinin lüzumsuz su sar- fiyatından kaçınmaları hususunda nazarı dikkatlerini cel- beder ve Göztepe ile ilerisindeki mahaller için zuhur edecek Su Şirketinin girişemiyeceğini ilân eyler. 50.000 MANITNIC INN ıı?ırıııı:ımnıırı;ııııfıııumıııı'mıımııımmıısııımıımm NE Türk Hava Kurumu Büyük DİYANGOSU! Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir 3 3 cü keşide 11- Temmuz - 936 dadır. Büyük ikramiye Ayrıca: 20.000, 12.000, 10.000 liralık ikrami- yelerle (20.000) liralık bir mükâfat vardır... KATATTTATADARAAKATIITADYUTTATADADAKIAAIAA III KITTTTCAK TI D YAT Liradır h fakir ları parasız Ji Bakım kartları evimiz direktörlüğünden ve ir. İbrahim Hanif Denker: İç hastalıkları; Nihad Sezai: Kadm ve cerrâhi hastalıkları; Cafer Tayyar: Kadın ve Doğum hastalık ları; Profesör, Bahaeddin Lütfi: Böbrek, mesane, idrar yolları; Fuat Hamit Bayer: Böbrek, mesane, idrar yolları; Muammer Nuri: Böbrek, mesane, idrar yolları; İs mail Kenan: Zührevi hastalıklar; Profe sör, Fahreddin Kerim: Ruhi ve Asabi has talıkları; Naci Sumersan: Çocuk hastalık darı; Mezbur: İç hastalıkları; Psalti Diş; hastalıkları; Nihad İffet; Diş hastalıkları; Vahram Ekmekci: giı hastalıkları. BEYOĞLU HALKEVİNDE Beoyoğlu Halkevinden : Partimizin — Genel — başkanı Atatürk'ün ve genel başkan vekili İsmet İnönü'nün evimize armağan buyurdukları imzalı fotoğrafları, 4 Temmuz 936 çumar tesi saat 16 da törenle evimizdeki yerle rine asılacağından bütün üyelerimizin bu törende bulunmalarımı dileriz * Mürettipler Cemiyeti — tarafından Boğaziçine ve Adalara yapıl Kamâl -| Kız Kulesi Parkında büu Cuma ve Cu- martesi akşamları saat 6 1/2 tan itibaren Darüttalim Saz Heyeti Salacak'tan — dönüş vapuru Cuma 23,15, Cumartesi 23,15 « 24,15. Memur aranıyo Ciddi bir Şirket, İstanbul'da, Beyoğlu'nda Kadıköyünde, Üs- küdarda, ve Adalarda, koömis- yonla çalışacak ve iyi teminat BEte ae karar verilen gezinti için hazırlığa başlanmıştır. Şirketi Hayriyenin 67 numaralı vapuru bu gezinti için ki- ralanmıştır. Vapur, köprüden Bo- ğaziçine gidecek, Altınkum, Beykoz 'gibi Boğazın başlıca iskelelerinden geçerek köprüye uğrıyacak, köprü- ver ELEKTRİK TESİ- SATI YAPTIRMAK İSTEYEN MÜŞTERİLERİ BULACAK A- DAMLAR aramaktadır. “Satış servisi” rumuzile 2248 posta kutusu adresine tahriren müracaat edilmesi, den akşam üzeri gezintiye gelecek. — |leri de alarak Adalara gidecektir. Vapurda büfenin ve eğlencelerin güzel olmasını temine çalışılacaktır. — | Gazete, Kitap, Mecmua ve Risaleleri hazırlayan mürettipler, bu gezinti münasebetile çoğunu münevver iş â- damları teşkil eden — okuyucularile tanışmış olacaklardır. Mürettipler Cemiyeti bu gezintiyi şimdiye kadar ilk defa olarak hazır- ladığından, gezintide bulunmak iste- yenlerin fazla olacağı tahmin edil- mektedir. Bu gezinti, ayni zamanda Z| Mürettiplere ve —Mürettipler Cemi- yetine müzaheret ve yardıma da bir fırsat hazırlamıştır. » Hastane telefonları Gureba hastanesi Y gi EReam . Be hastanesi Zeynep Kâmil hastanesi Üsküdar 60179 Kuduz hastanesi Çapa 221 Beyoğlu Zükür mg Gülhane hastanesi Gülhane 20510 Haydarpaşa Ni hastanesi 60107 Etfal hastanesi 42426 16.60 Bakırköy Akıl hastanesi k 23079 Iları Sirkeci Devlet Demiryolları Haydarpaşa 42145 İtfaiye Telefonları Cerrahpaşa hastanesi 21693 İstanbul İtfaiyesi 24222 Kadıköy itfaiyesi < 60020 Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, Üsküdar itfaiyesi 50625 Beyoğlu İtfaiyesi :-44640 Büyükada, H Kmalı mm takaları için telefon san daki memura yangm demek kâfidir. ; Çabık sıhhi yardım teşkilâtı Bu nümaradan imdat otomo bili istenir 44008 | BULMACAMIZ | 1234045678090N ©0 0Ü â WW « “ SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI 1 — Eğgeli (3). Bir nevi kahva ©- yunu (5). 2 — Aile (7). ? (43 — Arzu (4). Kokulu bir neba!t ). 4 — Zam (5). Istifham (2). 5B — Vilâyet (2). Yanardağ (5). 6 — Bir göz rengi (6). Göğüs (4). T — Şafak (3). Münkariz bir im- paratorluğun üç hecesinden biri (2). 8 — Eski bir Bizans kilisesi (8). 9 — Bir şark vilâyetimiz 10 — Genişlik (2). Abide (4). l1 — Beygir (2). Merkep (4): U- zak nidası (2). DÜNKÜ BULMACAMIZIN HALLI 1 — Tarak (5). Sırat (5).- 2 — Azak (4). Teke (4). 3 — Rab (3). Rakı (4). Ah (2). 4 — Âz (2) 5 — Kar (3). Ada (3). Tek (3). 6 — Kandırmak (9). T—Arı (3). 8 — Iİtir (4). Tasa (4). 9 — Re (2). Takat (5). 10 — Akâ (3). Ek (2). Tı (2). 11 — Tehir (5). Sarık (5). Ş