maz 28.6.986 No. 180 Yazan; MITHAT CEMAL “Ah, demir kemikli, kömür dişli harp! Büyü ik kalpli Yahudi gencini ne hale soktun" Mölz anlatırken Adnan düşünü- yordu: “Adnan ve Moiz memleketin ber felâketine yaşları biribirine ka- rışarak beraber ağlamışlardı. Güle- ceklerse dişleri biribirine karışarak bep yanyana gülmüşlerdi. Yunan za- ferine beraber sevinmişler, Abdili- hamide atılan bombaya sevinçlerin - den beraber sıçramışlardı. Bir Fran- sız gemisinin (1) mürettebatından bir Fransız zabiti Konkordiya ti- yatrosunun önünde bir Osmanlı za- bitini tabancayla vurduğu gece kati- Ututamıyan “Capitulatlon” gibi Os- manlı polisine Adnan ve Moiz gecö- nin bir vine ayni kızıl gözler- nüyordu: “Moiz Bdirneden Istanbu- la bir gömlekle gelmişti. Sabah ga yetesine hergün ayrı mevzuda üç ma- kale yazar, imtiyaz sahibinin o be- ğendiğini verir, haftada altmış ku- rug alırdı.” Adnan puroyu yaktı, yine düşü- nüyordu: “Moiz o zaman Irgat Pa- zarmdaki han odasını Tevfik Hocay- la ortak kiralamıştı; bir oda ki bü- tün eşyası, yatak, tencere, kitap her gey yerdeydi. Oda kapısının önünde pabuçları ayıran tahta çubuk vard. Möiz kundurayı çorapsız giyerdi. Elbise- si insan eti kokardı. Ve han odâsin- daki Moiz Marmaros dağındaki Ya- hudiler gibi sefaletten üçüncü cineti. Öyleyken Adnan Moizin çok kirli fa- kat çok faziletli kafasına sarılır, öper, evine geee yatısima gelirse ona yatağını verirdi Şümdi 2 Şimdi Moiz'in yüzü her istasyonda bir başka hükümetin kâğıdı yapışan seyyah çantası gibiydi. Şimdi, Moiz adma bir “de” partikülü sokmuş, Moiz de Navara olmuştu. Yıkılan memleketin parçaları biraz da onun ökçelerinden sarkıyordu. Harbi U- mumide ölenlere Borsadan bakıyor- du.” Adnan, bu adamla könuşurker her adımda bir pisliğe basıyordu. Bu adamın namusunda dalâk hâsta- lığı vardı. Ruhunda, ahlâkmda, ka- sasında adı konmıyan bir hastalığın “bacille” leri vardı. Bu adamm yü- süne çok yakından bakmak, bunun Için de çok eğilmek lâzımdı.” Adnan bu uçuruma eğildi; ve gözlerinin ka pâkları yırtılarak geri geri çekildi: Bu Moiz'in içindebir “gey” ta. gınmış gitmiş, ve bu “bir şey” onun İçinde nekadar göy varsa hapsini he. raber almış, götürmüştü. Derisi Ta kam dolmuştu. Kımıldadığı zaman vücudu tıkır, tıkır ötüyordu, Srkâs- lar insan kanı damlıyan muharebe haritaamda bu adam bir Meksika keşfetmiş, oradan elinde, kolunda kı- Bil bir yangınla dönmüştü. Adnan, kendi kendine: “Ah, de. mir kemikli, kömür dişli harp! Bü. yük kalpli Yahudi gencini ne hale soktun." diyordu. Kolundan çıkarken karar verdi, Onun elini artık sıkmıyacaktı. İftira.. hep iftira... Bir zamandanberi hekimin tarifi. le yemek yiyen, üyku uyuyan Adnan bugün de Beyoğlunda hekimin tavsi- yesile yayan yürüyordu. Kızdı: Zen- Ein olmak insanın mutfağının, yata- ğımm, sokağının kendi elinden çi kıp hekimin eline geçmesi demekti. Yayan yürüdüğü için sinirliydi: Moi- sin yangından çıkanlara ianc diye verdiği elli bin liraya öfkelendi. Ken- disi iane verse halk kıskanır diyen Adnan, şimdi Moiz'in bu yardımm- dan servetinin nekadar ko: ç ol - salarmda yapılan yeni evleri hatır- ladı: “Fıkara çocuklarımın bayram - lık elbiseleri gibi bu yenilik te o ku- Tübelerin sefaletin! arttırıyordu. Son- ra Moiz'in gözlerini düşündü: Moizin içinde vaktile tutugan büyük hisler bir anda nasıl sönmüş, kül olan ba feziletler eski kavimlerin muharebe meydanlarında yaktıkları ölülerinin dali dumanile Moizin gözlerinde ne #i- yah akisler birakmıştı. Maneviyatı Gen adamlarda gözler ne korkunç o- Tuyordu yarabbi!..” Caddede birdenbire hususi bir oto- | kınalı, esmer bir el sadaka istiyordu. mobil durdu. İçinden Moiz fırladı. | Otomobil hızla kalkmca Adnan fena- Otomobilin lâcivert karanlığında saç | aştı: Çarşafın müsâlles deliğinde ları altın gibi parlıyan karısma | duran buruşuk yüz Zehra idi: Fran. — saplı gözlükle, süzük gözlerle ba- | #ızca muallimi Kağrinin karısı!. kân kadma — Adnanı takdir etti: | Zehra, dileniyordu demek? Yüzünün Sarışın, beyaz, dar omuzlu kadın. (iki tarafı o kadar buruşmuştu ki bu Adnan ötömöbile girmemek için/çehrenin bir tarafında artık halep çök ısrar ettiğini zannettikten sonra | çıbanı yoktu. nihâyet Möizle karısı Raşel'in orta-| oMöiz, Adnanm yanağmı iki par - sma geçti. Tam otomobil kalkacak- | mağile sıktı; tı. Pencereden kara yeşil bir çarşaf (Arkas var) KREM BALSAMIN Esmer, sârışm, kumral her tane teva- fik eden güzellik kremleridir. Sıh- hi usullerle hazırlandığından cildi besler ve bozmaz. Çil, Lâke, Sivilee ve Buruşuklukları kâmilen giderir. 4 Şeki'de takdim edilir 1 — Erem Balsamin yağlı göce için pembe renkli, 2 — Krem Bilsamin yağsız gündüz için beyaz renkli, 3— Krem Balsamin acıbadem g60e için 4 — Krem Balsamin acibadem gündüz için. Kibar mehfillerin takdirle kullandıkları yeğâne sihhi krömleridir. MEROCANEN NUMUNE : Önzetenin bu parçasını altı kuruğ- luk posta pulile biza gönderiniz. Yazacağınız adresinize dört şekil Krem Bâlsamin nilmunesi meotanen takdim edilir. İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ, Beyoğlu - Istanbul Bir çok mühtelif marka © tıraş bıçakları vardır, fakat; MOND - EXTRA bir tanedir ve (ROTBART) mamulâtındandır. Her yerde satılır. TAN J ortasından sivrileşti, uzandı, ucunda | 2 FAYDA man BİLGİLER Bugünkü Program Istanbul 777 Muhtelif plâiklar ve halk musikisi; 18: Dans musikisi (plâk); 19: Haberler; 19, «f plâklar veya transmisyon; olalar (plâk); 20,30: Stüdyo orkes- tralar:; 21,30: Son haberler, Saat 22 den sonra Anaddlu Ajansının gszetelere mahsus havadis servisi verile çektir Ankara 12,30: Plâk yayımı ve ajans haberleri; 19,30; Karık müzik (plâk); 19,50: Hor- İ morlarla yapdan tediviler hakkında | ko- nuşma; 20,10: Karışık müzik; 20,30: Ajans haberleri; 20.40: Dsns musikisi, Budapeşte Piyano konseri 20,10 2045: Skeç; 4340: Cuz; 24,30: Çizen muâikisi, » orkestrası; 2240: Haberler; 22,55: Şarki: orkestra, 72: Radyo opran şarkılar; 14,30: Radyo piye-| 12: Almanca nesi yat; 23: Yabancı dillerle neşriyat Prag 1850: Karlsbad'dan maki! könderi ; 19.50: ği 20,05: Masikili ler; 21,30: Skeç; Skeç; 23: Haberler; 23,10; Film 35: Maâ Reger musikisi; 2430: Dans musikisi Sinemalar, Tiyatrolar * HALK OPERETİ : Taksim bahçesin de buğün 17.30 da matina ve 21,45 de (Telli Turna) opereti, Yakında (Rah met EL) optreti. * TÜRK : (Tivoli Cambashanesi). ve (Voronrofların Esrarı). * TAN : (Tangallta) ve KAltm Zincir) * MELEK : (Marahüana) ve (Aradığım Kaâm). * İPEK : (Buhran Bitti) ve (Bir Gece Skandal). srumadan Sonra) ve (Ha * YILDIZ : (Hayat Kurbanları) ve (Mi kinin Şen Saati). * ŞIK ; (Singapar Korsanları) ve (Çi gn Kir). * SARAY : (Monte Katlo Geceleri) ve (Güldüren Gözler). * FRANSİZ : (Prensesin Çilgınlıkları) m. “ALEMDAR; (Peterebüre Geceleri) ve (Mörg Sokağı Cinayeti). * USKUDAR HALE: (Fakir Bir Deli kanham Hikâyesi). Davetler, Toplantılar TEŞEKKÜR Darüşşalakadar & Geçen pazartesi günü fenni sün Betçi Kmin Pidan tarafmdan Darüşşafaka daki sünnetsiz çocuklarm sünnetleri yapı! Mış, Sax, Hokkabaz, Kukla ve #ibi oyunlarla sfinnetli çocuklar eğlenceli bir gün geçirmişlerdir. Süniet ameliyatını seri ve arısasız bir şekilde ve hiç bir ücret almıyarak yapmış olan Emin Fidana #lenen teşekkiir ederiz. tene tel Çerrahpaşs hastanesi, 21643 Öurebs hastanesi Yenibançe 23017 Haseki kadmlar hastanesi 24533 Zeynep Kâmil hastanesi Üsküdar 60179 Kuduz hastanesi Çapa 22142 Beyoğlu Zükür hastanesi 43341 Gilihane hasranesi Gülhane (| 20510 Haydarpaşa Nümune Bastatesi 6010) Erfal hastanesi Sigli 42428 Bakırköy Akıl hastanesi 1640 Şark Demiryolları Sirkeci 23019 Devlet Demiryolları Haydarpaşa 42145 Tfalye Telefonları İstanbul İsfaiyesi 24222 Kadıköy ittai: iyesi 60020 Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, Üsküdar itfaiyesi 30629 Beyoğlu itfaiyesi 44040 Büyükada, Heybeli, Burgas, Kmah mm takaları için telelon santralmdaki memurt yanım demek kâfiğir. Çabık sıhhi yardım teşkilâtı Tu öamaradin imdür ordde İstenir Müracaat yerleri Deniz yollâr acentesi Telefon 42352 Akay (Kadıköy iskeleri) 43732 04998 Neden herkes SALACAK KIZKULESİ PARK ve PLAJINA gidiyor? Çünki; havası temiz ve Saf, 86 yahat masrafıaz olan İstan- bul'un biricik yeridir. Bilhassa denizi çok temizdir. Muntazam vapur seferleri mevcuddur. Göz Hekimi ŞÜKRÜ ERTAN Cağaloğlu Nuru Osmaniye cad. No.30 (Cağaloğlu Ecranesi bitişiği). Tel 22486 konser nakli; | Karagöz | HEP SENIN IÇINI Peride GELÂL —/ Sonraları kulağıma çalman bazı u| fak tefek çapkınlık vak'aların işleri- ”İnin neden bu kadar fazla olduğunu aydınlattı.O zamana kadar aramızda | ki bağm biran için bile gevşemediği- ne emindim. Fakat o günden sonra dikkat ettiğim birçok şeyler senin nekadar değişliğin! bana anlattı. O zaman seninle aramızda başiryan kü çük kavgalara, elimden gelmiyerek yaptığım kıskançlıklara nekadar kız - | dımı hatarlıyorsun değil mi? Fakat yazık ki, bunlarm hiçbiri fayda ver. medi ve sen büsbütün benden uzak- laşmaya başladım. Seni yine evine köndime bağlamak için çok şeyler düşündüm. Sevgilim. nihayet İyi ne- ticeler alacağımı sandığım çocukça bir çare buldum. Seni ktskandır - mak! İşte öndün sonra senin önünde birçok erkekleri ümide düşürecek ha reketlerde bulundum. Bunların ara- sında eski nişanlım Müfit de vardı ve zavallınm gözlerinde ilmide düşen insanlar sevincini gördüğüm za - man bu çirkin oyundan vazgeçmek istiyordum. Fakat seni yeniden ka- ganmak üntidi her şeyden üstün çıkı yardu. Halbuki arada sırada üzeri - | me şüphe ile çevrilen bakışlarma rağmen benden çök Ouzaklardaydm ve her gün yüreğimi parçalayan ha- er imlerini kulağıma fısılda - makta gecikmiyordu. Sade Müfit senin aleyhinde hiçbir şey söyleme - mişti. Ve benim başkalarına da ken- disine yaptığım gibi ümide düşüre - cek hareketler yaptığımı gördüğü za man birdenbire değişmeye basladı. Gözlerine daha derin gölgeler düştü. Muhakkak benim bu kadar değişme me hayret ediyordu. Kendisine senin yanmda biraz Utifat etsem bakışları değişiyor. içimi anlamak ister gibi gözlerime uzun uzun bakıyördu. Mektubum çok zadı değil mi? kat seni daha ziyade sıkmıyacağım. Hiç beklemediğim bir gün Müfit evi mize geldi. Ö gün ben de evde yalnız dım, Kabul günüm de değildi. Fakat onu kabul etmeye mecbur oldum. İç- | te sen birdenbire eve gelip beni onun kollarımda görmeden biraz evvel biri birimize ağır seyler söyemiştik. O, benim bu son zamanlarda oynadı - ğım roltin, aldığım serbest bir kadı. na yakışacak tavurlarm hesabım 66 vor, kendisini de neden birçokları İgibi #lmide düşürdüğümü anlamak İs tiyordu. Fakat bu sefer bakışları Kızem. bana hitap ederken sesi nok yeri. Nihayet stbredemiyerek ona her şeyi anlattım. O zaman hiddeti büsbütün alevlendi. Beni öldürmek ister gibi üzerime yürüyerek: “koca- na yaptığım iyiliğe mukabil sen be- nimle bir köpek gibi alay ettin ha. Diye, bağırdı. Onun bu hareketi beni hem hayrete dilştirmüş, hem de müt iş kızdırmıştı. Biranda onun ö&ki dürüst hareketlerini unutarak ben de: “demek yaptığınız iyiliklerin mu kabilini isteyecek kadar alçaksmız!” diye bağırdım. Bu sözlerim beni kur taracak kadar Müfldi sarattı. Bir - denbire sakinleşerek, kızgın bir 808- le: “Bana çok acı sözler söyliyorsun Ferda, dedi. Böyle şeyleri aklma ge- tirtecak kadar sefil bir insanım de - mek?" O zaman nasil oldu bilmem, onun gözlerindeki elemli, mana mı? Yüksek ruhunun yüzüne akseden &y dılığı mar? Beni çekti elimde olmıys rak öna doğru koştum. Ve biranda kendimi kollarım arasmda buldum. Yüzlimde ateşli nefesinin dolaştığını hissediyordum. İşte sen “birdenbire kapıyı açarak bizi bu vaziyette gör- müş, yüzün nefretle buruşarak, titre yen parmağımla ikimize de kapıyı | göstermiştin. Bilmem ki, bu mektubu okuduk- tan sonra bana hak ar k misin. kadar bütün yaptıklarım bep ai emdi Fakat nihayet ben de kadındım. Zayıf dakikalarım olabilir idi. Nihayet biran için seni unutabilir dim, Yazık ki, bu unutmak yalnız o dakika içinmiş, çünkü şimdi çok is- tememe rağmen biran aklımdan çik- muyorsun. lacağımı düşündükçe sanki omuzları ma büyük bir yük alacağım gibi şim diden boynum bükülüyor. Müfit o - kadar iyi, ve yüksek ki. Belki onu bana yıllar sevdirecektir. Hasan bi - raz sonra bitecek olan bu üzün kö- Pa | huşmada sana sevgilim dömek saa- detini tattığım için beni affet, son İbir arzum daha vâr. Seni ne kadar sevdiğimi bilmeni, hakikati anlayıp o gün yüzünü bürüyen nefretin silin mesini istiyorum. Çünkü o, biranlık | zaafımdan başka ne yaptıysam hep I senin içindi sevgilim.” Hasan bu mektubu dairesinde al» dığı zaman önlindeki kâğrtlarla pek meşguldu. Ve zarfın Üzerinde karısi- bım yazısını tanır tanımaz açip oku madan mektubu avuçlarında burus- turarak kağıt sepetine attr. Dişleri- nin arasından hiddetle mırıldandı: “Sefil şimdi dö yalvarıyör muhak - kak..” Hava Okulları Komutanlığından: Hava Okulları için 126 lira ücretle bir mimar alma- caktır. Şerait aşağıda yazılıdır. Ücretlerine ( gösterecekleri . iktidar ve liyakate göre ve talimat veçhile iki senede bir zam yapılacaktır. İsteklilerin istida ve diğer evrakı ile beraber Eskişehir Hava Okulları Komutanlığına müra- caat etmeleri lâzımdır. I — Türk Olmak. « 2 — Diploması bulunmak. 3 — Askerliğini bitirmiş olmak. 4 — Hüsnühal varakası ve sıhhat raporu almak. 5 — İki sene hizmeti teahhüt edeceğine dair Noterlik- çe musaddak senet vermek, (3577) Usküdar Cumhuriyet müddei umumiliğinden: Üsküdar Ceza evinin 1 Ağustos 936 dan Il Haziran 937 tarihine kadar beher mahküma günde 960 gramdan yevmiye en çok 250 en az 200 ekmeğin birinci nev'i un- dan imal edilmek üzere kapalı zarfla münakasası yapı- lacaktır. İhale tarihi 15 Temmuz 936 saat 10 dur. Ta- liplerin şartnamesini öğrenmek ve 100 de yedi buçuk pey akçele: Direktörlü ini yatırmak için hergün Üsküdar Ceza evi ne müracaatları ilân olunur. (3632) kmda Müfidin karısı 0 mean SüRİ Nİİ Seyakide