28 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

28 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ d TAN EKONOMİ | Okuyucu Mektupları Zeytinyağları Bu seneki rekoltenin ne olacağı bilinmiyor İstanbul mıntakası, zeytinyağı re- koltesinin ihtiyaca kifayet edecek mikdarda olacağı umulmaktadır. Fi yatlarda bir değişiklik yoktur. Eğge mıntakası zeytinyağı piyasası durgundur. Gerek ihracat yapılma - masından ve gerekse yeni rekolte - nin büyük olacağının katiyetle anla- şılmasından dolayı piyasa işsiz ve gevşektir. Fiyatlar şunlardır: Son hafta Sabunluklar 37 - 37,50 5-6 asidli yemeklikler 38 - 39 3, 5,5 asidli yemeklikler — 39-40 İskenderiye piyasasma Filistinden mal gelmemektedir. Suriye yağları için istenilen 40 - 41 sterling fazlaca | $ görülmekte olduğundan verilen sipa- risşler nisbeten azdır. İhracat tacirleri birer ruhsatname alacaklar Ticarette tağşişin men'i ve ihraca- tm mürakabesi ve korunması hak - kındaki kanuna ilâve edilen ka- nun Türkofise ve ticaret odasına teb liğ edilmiştir. Kanun neşri tarihin - den altı ay sonra tatbik edilecektir. O zamana kadar ihracat tacirleri, ka nunun hükümlerine göre vaziyet- lerini tanzim edeceklerdir. Kanunun 4 üncü maddesine göre, ihracat ya- pacak tacirlerin rühsatname alma- ları mecburidir. Ihracatı mürakabe eden İktisat Ve kâleti yeni bir teşkilât yapacaktır. Bu teşkilâtta çalışacak memurlar ve- kâlet tarafından açılacak ihtisas kurs larında ehliyetname alacaklardır. Kanunun 7 inci maddesine göre, İktisat Vekâleti Hizum gördüğü mın takalarda muayyen malların ihraci- le meşgül ruhsatnameli tacirlerin birlikler kurmalarını temin edebile- cektir. Birliklerin teşkilâtı ve müra kabesine ait nizamnameler İktisat Vekâleti tarafmdan tanzim edilecek tir. Birliğe girmiyen tacirler, birli - gin iştigal mevzuu olan malları ihraç edemiyeceklerdir. İstanbul mısır piyasası biraz gevşedi İstanbul mısır piyasası gevşemek- tedir. Fiatlar 5,50 - 5,75 kuruş ise de Ziraat Bankasmın satın aldığı mı sırlar piyasaya gelince fiatların 5,87 5,50 kuruşa düşmesi beklenmekte - dir. ç Samsun mıntakası mısır piyasasın da kayde değer bir başkalık olduğu bildirilmiştir. Fiyatlar Samsunda çu valı 6,25, çuvalsız 6 kuruştur. İskenderiye mısır piyasasında son hafta içinde ecanlılık görülmüş ve fi- yatlarda bazı yükseklikler kaydedil. miştir. Nabelgemel ardebi 8? - 83 Mısır u, Faymu Rafia ardebi 86 - 87 Mısır kuruşu Sudani sarı ardebi 78 - 80 Mıisır kuruşu. No. 66 Âdemle Havva Bürhan CAHI) Ve adresi verdim. — Otomobili tam saat on ikide' . Kapıda bırakacaksın. Bu sarfı da vcrocokıln. Bu bir Ermeni şofördü. Eline tutuşturduğum Tİngiliz lirası gözlerini açtı. Türkçe olarak; — Başülstüne efendim! dedi. Artık benim için bir mesele kal- Bir taksiye işaret ettim. İçimde hiç mi hiç bir acı yok. Ö kadar tabilyim ki gider gitmez khıliılmbıılıdm. Mektupta ona herşeyi Üstü kapalı anlatmıştım. Ne dün gece otomobili- ni gördüğümden, ne de oraya Prens cera belki daha evvelden başlamıştı. Onlır hemen her sabah teniste bu- rlar. Olabilir ki daha heyecan- ıı günleri de geçmiştir. Böyle üstü kapalı anlamış görünmek daha iyi. |. Pamuk tiftik ve yünler Egede pamuk fiatleri bu hafta beş kuruş kadar fırlamıştır Ege mıntakası, İzmir piyasasında pamuk üzerine muameleler son haf- ta içinde fevkalâde hararetlenmiş ve fiyatlar kiloda 3-3,5 kuruş kadar ,yükselmiştir. Bu tereffüün evvelki satışlarını kapamak mecburiyetinde olan ihracatçıların istenilen fiyatları vermeleri, stokların çok azalmış ol- ması ve yeni mahsule daha epey müd det bulunmasından ileri geldiği kay- dedilmektedir. Fiyatlar: Prese I. 46,50 - 46,75 kuruştur. Kars mıntakası pamuk piyasasın- da kayde değer bir değişiklik yok- tur. İğdir pamukları fiatı 48 kuruş- İskenderiye piyasasında pamuk fi- yatlarının yükselmesi muamelelerin artı sebep olmuştur. Diğer ta raftan pembe kurdun şimdiden ge- çen seneden daha fazla tahribat yap mağa başlaması bu seneki rekolte ü- zerine yapılacak tahminleri geciktir diğinden tüccar mütereddit bulun - maktadır. Hafta içinde neşredilen bir bültene nazaran kat'i surette tah min edilen geçen seneki pamuk re - koltesi ile evvelki sene rekoltesile mükayeseli olarak aşağıda gösteril- 1935-36 1934-35 Kantar — Kantar Sakellaridis 901.137 1.002.452 Diğer uzun telli 1.754.483 1.215.258 cinsler Vasat telli cins. 208.241 - 212.050 5.478.537 4.960.760 192,529 — 164.769 Kısa telli cins İskarta Tiftik İstanbul tiftik piyasası son hafta içinde durgun geçmiştir. Bu durguün- luk fiyatlara tesir etmemiştir. Elin- de mal bulunanların fiyatları kırma yacakları tabii görülmektedir. Fi - yatlar geçen haftanın aynıdır. Ankarada son hafta içinde mua - mele göre tiftik fiyatları 104-105 ku ruüştur. Hamburgdan bildirildiğine göre, son hafta içinde dahi Türk ihracat- Çılarile Alman tüccarları arasında tif tik üzerine muamele olmatıştir. Yün ve yapak İstanbul yapak piyasasında dur - gunluk artmaktadır. Bu durmun fi- yatların gerilemesine sebep olduğu bildirilmektedir. Son fiyatlar şöyle- dir : Son hafta Trakya 66 - 67 Anadolu ince 56-57 Anadolu sira 54-55 Ankarada son hafta içinde yapak üzerine muameleler 50 - 52 kuruş Üüzerinden cereyan etmiştir. Al ya yün piy da son haf ta içinde Türkiyeden alman teklif - lerde 100 kilo başma cif Hamburg Anadolu malları için orta hesap 65, daha iyi yünler için ise 76 lira isten- diği haber verilmektedir. BORSA ÜSÜ KT Paralar Alış Satış Sterlin 625,— 630,— 1 Dolar 123,— 126,— 20 İsviçre fr. Bl4— 8Bl4 — 20 Belçika F'angı Sü— Bi— 20 Drahmi 2li— 23,50 20 Çek kuron Bl— B8 — 20 Ley 13— 16 — 20 Dinar 48,— $2.— Liret vesikalı 190 196,— Florin B2— S4— Avusturya şilin — 22— M — Mark 28,— 30— Zloti 19,— 22.— Pengo 22,— — Leva 22— 25.— Yen 32.— S İsveç kuronu 3l— 383— Altn 973— 975,— Banknot «245.— Z4b— Çekler Paris üzerine 12,06 İngiliz üzerine 630,— Dolar 0,79,45 Liret 10,14,58 Belga 4,72,15 Cenevre 2,40,25 Sofia 63,15,82 Florin 1,17,46 Çekoslovak 19,16,45 Avusturya 4,19,37 Mark a 1,97,87 İsveç kurönü 3,08,90 İspanya pezeta 5$,82,50 Öğleyin Özbekiyeyi gittim. Şu saatlerde Mery herhalde mek- tubu okumuş olacak. Villanın kontu ratı benim üzerimde olduğu için ne vaziyet alacağını merak ediyorum. Bu neticeye kadar otelde kalacağım. Fakat o kadar sevdiğim halde maat- teessüf Semiramis'de değil, Skephe- ard'da pek lüks. En iyisi Savoy ve- yahut Continental. Yemekten sonra gazinonun koyu gölgeli bir köşesine çekildim. Gaze- telere daldım. Sıcak, bunaltıcı sıcak. Gözlerimin önüne Boğaziçinin serin, mavi suları geldi. Şimdi Tarabya ne serindir. Tarabya! Tarabyayı daima Hayal ile beraber hatırlıyorum. Hayal, şimdi kış yaz açan gülle- ri arasmda şimdi çocuğ büyütü- 27 HAZİRAN CUMARTESİ — aai Esham İş Bankası llü. 85 — v ” 9,90 Huıillııı 9,90 Anıdvlu 95 60 '4,60 94100 ti— Slı'kethydyı 16,50 Tramvay 18,75 Bomonti Nektar 9,70 Terkos 12,50 Aslan Çimento Kupon kesik 9,35 Merkez Bankası 67,50 İ lı Bankası Kuponsuz — 28.— $Şark Merkez Eczanesi 440 İstikrazlar Türk Borcu I 20,87,50 » » II 19,50 " ” 19,65 İstikrazı dahili 96.— Ergani A. B. C. 95 — Srvas Erzurum I 97,75 ” . b 97,78 Mısiır'tahvilleri 1886 1 —- —— 1903 TI 97,50 98,50 v o d9ll TIT 92,— d3 Tahvilât Rihtim 10,30 Anadolu I velI 42,85 » K 44,50 Anadolu Mümessil $1,23 Saat üçten sonra büroya geldi- |. ğim zaman masamın üstünde — bir mektup buldum. Mery'den geliyordu. Nekadar olsa zeki kadım ve ter- .biyeli kadın. Hiç münakaşa kapısı açmadan kabül ediyor. Bana ait eşyayı gön- dermesi için yazdığım satıra o da bir satırla cevap veriyor: “— Bana yirmi dört saat müsaa- de veriniz. Evin anahtarı gönderile- cektir.” Bu pek tabil benim hakkımdı. Fa- kat ben artık Helyopolis'te oturmak istemiyordum. — Mery otursa idi da- ha memnün olacaktım. Her halde bunu teklif edebilirim. Onun kendisi için bir yer hazır- yor. İçimde onun sönmiyen ve sol- mıyan bir yeri var. Hayal adınm aksine benim için öyle kuvvetli bir hakikat ki! Fakat her hakikat gibi act ve sert. Onun haksız küskünlüğü çocuğumun yüzünü bile ıöıtemi yor. Asıl muamma o! Hayatımın, kalbimin muamması, ÖOnu ne zaman çözeceğim bilmem ? . 1 meydan vermeden bunu haber vermek lâzımdı. Derhal bir k bu arzumu anlat- tım. Konturatı kendisine devrede- bileceğimi söyledim. Mektubumu götüren garson biraz geç geldi. Mery evde imiş. Fakat cevap vermek için bir müddet bek- letmiş. Her halde ya epey düşün- müş, yahut telefonla akıl danışmış olacak. Teklifimi kabul ediyor ve bana ait eşyayı saat yediye kadar göndereceğini ilâve ediyor. Bir okuyucumuzun haklı bir şikâyeti 4935 senesinin birinci teşrin aym- da Bursa birinci icra dairesine mü - racaatla bir borçludan alacağımı tah sil için lâzımgelen muameleye başla- dım. Üç ay zarfında icra dairesi ala- cağımı tahsil etti. O tarihten bugü - ne kadar, yani altı aydır, bu parayı icra dairesinden almağa imkân hâsıl olmadı. Her müracaatımda ayrı ayrı cevaplar aldım. Bir seferinde “tahsil dar yoktur,, denildi. Bir başka defa, *“tahsil edilen para, başka bir dosya ile Istanbula gitti,, cevabmı verdiler. Bir aralık, dosya ortadan kayboldu. Borçludan alacağımı icra dairesi vasıtası ile aldım. Fakat, icra daire - sinden bu parayı almak için acaba hangi daireye müracaat etmeliyim?. Makamı aidinin nazari dikkatini cel betmenizi rica ederim.,, (Adres ve imza mahfuzdur) . (TAN: Bu mesele üzerinde alâ- kadarların nazarı dikkatini celbe - deriz. Vaziyet, akuyucumuzun yaz dığı şekilde ise, cidden üzerinde du T , / ) * bi'lı.l J'. Bul * 28.6-9360 ae SevısMelgr İenmeler Mıhc'up bir genç Usküdardan M. O, D. İi il “Ben askerliğimi bitirmiş bir gen- cim, Vazifemden erken çıktığım va- kit bir ahbabımın evine gidiyorum. Ben bu eve gideli bir iki sene oluyor. Eve hiçbir tereddütle girmiyordum. Yine bir akşam bu eve gittim. Her vakitki gibi beni misafir odasına al- dılar. Odaya girdiğim vakit çok heyecan içinde kaldım. Çünkü ora- da yirmi iki yaşlarında bir kız otu- ruyordu. Tabii selâmlaştık, otur - duk, konuştuk, ondan sonra ben onun müsaadesini alarak gittim. Başka bir akşam yine bu kızt orada bul - dum. Ben ne vakit o eve gidersem onu hep orada buluyorum. Yine bir akşam maaile sinemaya gitmek için teklifte bulundu. Ben de kırmayıp kabul ettim. Böyle birkaç defa ma- aile sinemaya gittik. Bazı ben de ©-| na kıymetli hediyeler götürdüm. O alâkalı makamların tahkikat yapa- caklarını ümit ederek neticeyi bek- liyoruz: | & Haklı bir izah “A. Muzaffer,, imzasile aldığımız bir mektupta deniliyor ki: *“Sirkeciden Çekmeceye kadar tren istasyonlarımda kadın ve erkeklere mahsus birtakım helâlar vardır. Bi- ribirile bitişik olarak yapılan bu he- lâlarm ancak çok ince bir saç levha ile tefrik edilmş olması bazan mü- nasebetsiz vaziyetlere meydan ver - mektedir. Çok defa, saçlarda delik - ler açıldığı da vâkidir. Bunun önüne geçmek için bölmelerin kalm saçtan imali hususunda alâkadarların dik - katini celbetmenizi rica ederim.,, * Bir okuyucunun dileği “Sinir hastalığına tutuldum ve te- davi altına alihdım. Hiç kimsem ol « madığı için kendime bir baba arıyo- rum. San'atim tesviyecilik ve elek - trikçiliktir.,, Manisada Çaprazkebir mahalle- sinde Ahmedin yanında Rifat f 3 i Otobüs ücretleri Ramiste oturuyorum. Ancak aile - mi geçindirecek kadar gelirim ve ka- zancım Var. İşim Sirkecidedir. Oto - büsler Ramisten Sultanahmede ka - dar 14 kuruş alıyorlar. Gidip gelme 28 kuruş tutuyor. Günde yalnız 28 kuruş otobüs parası vermek, yalnız benim değil, şüphesiz birçok kimse- lerin harcı değildir. İşin garip tarafı şurasıdır: Bakırköyünde oturan bir adam Sirkeciye 15 kuruşla geliyor. Ramide oturan bir müşteriye ise bu yolculuk 17,5 kuruşa mal oluyor: 14 kuruş otobüs, 3,30 kuruş ta tramvay Sirkeci - Bakırköy aşağı yukarı 16 kilometrodur. Sultanahmet - Rami ise 6-7 kilometrodur. Aradaki fiat farkı, cidden nisbetsizdir. Alâkadar larm dikkatini celbetmenizi rica ede rim.,, Rami köyü yeni mahalle Rusçuk yaranı sokak Abidin dağlı Oh... Derin bir nefes aldım. Sanki ağır bir yükten kurtulmu- şum gibi.. Kafama saplanan bir çi- viyi çekip çıkarmışım gibi. O ka- dar ferahladım ki! Bu kadar güzel bir kadından ay- rilirken sevinç duyduğumu kime söylesem inanmaz, Zarif, güzel, zeki bir İngiliz kızı.. Artist bir kız. Lon- dra gibi bir yerde bile yıldız olmuş, zengin bir lordun teveccühünü ka- zartmış bir kız.. Öyle bir sevgili ki, bana bir zahmeti de yok. Masrafı da yok. Bunu kime gsöylesem ya çıldırdı- ğıma ya böyle bir saadeti kavrıya- miyacak kadar sersemliğime hük - meder. Muhakkak ki ruhlarımızım, tah- teşşuurumuzun verdiği hükümlerde daha samimi bir isabet var. Savoy'a telefon edip iyi bir oda hazırlattım. Saat yedide —çantalarım geldi. Gönderdim. Artık yeni bir hayata giriyorum. Bekârlık. Bunun Ç | F |  ı_”“ da iy kabulsttı.Beıı bir defa si Mektup gönderenlere Bize mektup gönderen sayın oku- yucularımızdan — çok — mühim Tica- miz vâr. 1 — Yazıları sayfanın yalnız bir tarafına y k, ark y mak, 2 — Mektupları mümkün olduğu takdirde makine ile, olmazsa satır aralarını geniş bırakarak, okunaklı yazmağa çalışmak, Bu iki noktaya dikkat ettikleri tak dirde, hem bizim işimiz kolaylaşmış olur, hem de kendilerine daha çabuk cevap verebiliriz. gâne çare iradenizi - sinirlerinize hâ- kim kılmaktır. Bunun için kadım ile erkeğin ayni haklara sahip, hayatta ayni ihtiyaç, ayni hislerle hareket e- den kimseler olduğunu, siz nasıl bir yalnız g için söyledim. "Beıı Size haber veri- rim” dedi. Ben şimdi bunu seviy genç kız ka da titriyorsanız, bir genç kızın da bir delikanlı karşısın- rum. Acaba o da beni seviyor mu? um. Acaba başkasile bir seugia& mi var, yoksa beni aldatmak mi istiyor? Bunu anlıyamıyorum. Şimdi ise ben bunu öyle seviyorum ki hergün onu görmesem içim rahat etmıyor çok müşkül bir — vaziyet karş kaldım, ne » y Vazıyetmızın muşkül bır tarafı yok. Yalnız siz fazla mahcup, ve lüzumundan fazla çekingensiniz. Va- ziyet açıktan açığa bu kızım size Kkarşı bir meyli olduğunu gösteriyor. O aile de b kızla sizin birleşmenizi arzu ediyorlar. Doğrudan doğruya kızla görüşüp eğer bunu yapamaz- sanız ahbabınız vasıtasile onu iste- yiniz. Göreceksiniz ki müspet cevap vereceklerdir. Daha fazla mütered- dit ve sıkılgan olmayınız, Sonra gü- lünç olursunuz. a “Çekingen ve sıkilgân Mersinden H. V. imzasile: “Gazetenizi her zaman okuduğum- da öyle olduğunu düşününüz. Kendi- nize bunu telkin ediniz ve nihayet aşkın tabil bir hâdise olduğunu, bun- da bir fevkalâdelik olmadığını kendi kendinize tekrar ediniz . * Ondan vazgeçeyim mi? “28 yaşınday Memlehetimdi bir resmi iş dolayısile hariç bulunu. yorum. 6 senedir evliyim. Hattâ üç buçuk yaşında bir oğlum — var. Fa- kat karımın anası evimize yakın, bi zim ilerlediğimizi istemiyor. Her zaman için kızının bende durmama- sını istiyor ve kızını üç beş sefer ya- nımdan kendi evine kaçırdı. Karım iyidir .Yalnız anasının ağzına baka- rak evini mahvetmeğe çalışıyor. Bu kadar söyledim: “Kat'iyyen ananla konuşma. Böyle olursa biz üç para- ya hasret yideriz” diyuorum. Ollmadı. Kendisi de 22 - yaşındadır. Oyle ya altı senelik evliyim. Daha bir adam dım. Bu iyette giderse 100 da muhakkak iş ve evli sayfasını da okumağı unutmam. Bu sebeple herkesin kendine mahsus bir derdi varmış. Benim de kendime mahsus derdimin sizden — cevabını beklerim. Bendeniz 19 yaşında bir gencim, ilk tahsili bitirip tahsile de- vam edemedim. Bir ticarethaneye girip maişetimi temin etmekteyim. Şimdiye kadar hiçbir kızla sevişme- dim. Sebebi ise çok utangacım. Pek sıkılırım, hiçbir. kızla konuşamam. Konuşsam bile bende bir hal olur, âsabım, kalbim, çarpar, yüzüm kı- garır, hemen kaçmak isterim. Fakat arkadaşlarımın sevgilileri ile gezme- leri beni çok üzüyor. Düşünürüm ben de bir insanım, niçin onlar gibi olmuyayım? Sevişmek için her an kalbim çarpar, Fakat âsabım müâni olur. Lütfen bunun benden izale ol- ması nasıl mümkündür. Tavsiyede bulunmanızı rica ederim.” Sizin bu haliniz saf, temiz kalpli bütün gençlere mahsus bir haldir. Bunlardan sıkılacağınıza memnuni - yet ve iftihar duyabilirsiniz. Biraz sonra bu hal geçer, Fakat onun geç- mesini tacil etmek istiyorsanız, ye- Hoş avunmağa pek ihtiyacım yok ya. Onun da bazı tahammül edil- mez tarafları vardı ya... Zaten ka- dmların kusurları onlardan bıkıp usandığımız zaman meydana çıkar. *İlk aşk günlerinde gözümüze bir şey görünmez. Fakat o sevgili kadın da bütün cinsleri gibi et ve renkten ibaret tabit mahlük haline geldiği zaman bütün kusurları, ayıpları, si- nire dokunan tarafları meydana çı- kar. Hattâ gimdi Mery'nin bile hoşuma gitmiyen taraflarını çarçabuk bulu- yorum. Bir kere ıslık çalması sini- rime dokunurdu. Bilmem neden bir kadının ıslık çalmasını hoş görmüyordum. Daha ziyade külhanbeyi, sokak kadımları- na yakışan bu hareketi bu kadar gü- zel ve zarif bir kadmdan beklemi- yordum. Mery'nin bu ıslık çalışmı hoş gör- mediğim halde ilk zamanlar bunu bir kusur gibi görmüyordum. Hattâ Londra'da iken kendi kendime: — Şu Ingiliz kadımları, diyordum, de pek kestiremiyorum. Evlıllge ol- masa bile bir kadınla yaşamağa alış- tim. Şimdi Alis olsaydı, beni avuturdu. kadar olsa ince ruhlu mahlüklar. Islık çalarken bile hoşa gitmesini biliyorlar. Evet. Bu ıslık çalışı adeta onun kendine mahsus bir ekxentricit& gi- Si a bi İi el sene daha dursak yine adam olamı- yacağım. Tabii ben de Türk genci olduğum için bu geçimsizliğe razı de- ğilim. Ben de şu fikre Msmet ed&- yorum. Bundı ne bakayım dıyorum Sız ne fıkır ve- rirsiniz?” Doğrusunu isterseniz, mektubu - nu-dan “rih bir şey anlavyamadık. “Bir resmi iş” den * ücediyorsun"”, demek bir şeyle meşgulsunuz. Son- ra “adam olam” 'ım ” diyorsunuz. bundan " -sdiniz ne” Terakki el2me diğinizi mi söyliyorsunuz? Eğer böy- le ise, size, ';inize *-ha sıkı sarılma- nızı tavsiyet ederiz. Ailevi vaziyeti- nize gelince, karınıza dahâ& hâkim ol mağa çalışınız ve onunla ciddi- ola. rak gör”£”-“ <:. Kendisine annesinin sözlerine uymamasını, evi ile meşgul olmasını bildiriniz. Aksi halde böyle bir hayatın daha fazln uzamasının her iki taraf için azap olâcağını bil- diriniz. Fakat bunları, sert. acı bir dille değil, tatlı bir dille söyleyiniz. Çürtkü hir ailc. in b>-zulmasını kat'i- yen istemediğimiz gibi tavsiye de et- meyiz. bi geliyordu. Fakat son zamanlarda bu hareke- ti o kadar adi buluyordum ki! Bar ve meyhane kadınlarında işittiğimiz bu ıslık sesleri Mery'nin dudaklarm- dan çıktıkça sinirime dokunuyordu. Şimdi hep bunlar hatırıma geli- yor. Bir fena tarafı daha vardı. Pek düşkün olmamakla beraber arasıra morfin yapıyordu. Buna Londra'da müzikholde alış- Mmış. Orada iken bana da yaptırmak istedi. Yüzümü buruşturdum. Israr etmedi. Mısıra geldikten sonra bu- ranın afyon düşkünü dejenere zen- ginlerini gördü. Belki muhitin de tesiri. Burasını biraz da exotigue bulduğu için işi sıklaştırmıştı. Bu morfin düşkünleri kendileri farketmiyorlar ama o kadar çabuk bozüluyorlar ki! Son zamanlarda Mery'nin o ger- gin yüzü adeta porsumağa başla- mıştı. Ben bunu buranın ağır hava- sımna, iştahasızlığma — veriyordum. Fakat sonra kendi itiraf etti.ki bu pis alışkanlığın dozunu kaçırdığı — için iştahası kesilmiş ve vücudu has- sasiyetini kaybetmiştir. X (Arkası © r)

Bu sayıdan diğer sayfalar: