——— 4 Avusturyadaki kabine meselesi Rejimin esasında hiçbir tebeddül yoktur, yalnız şimdi iki diktatör yerine bir diktatör vardır Şuşnigle Starhemberg arasındaki ihtilâf Heimderlerin lâğvından çıkmıştır Sağda: Viyanada bir geçit resmi, solda yeni kura efradı Avusturyada o Starhemberg Şuşmig arasındaki iht gin tam bir galebesiy Prens Ştarhemberg sadece kabine - deki mevkiini kaybetmiş değil, ayni zamanda memlekette icrai faaliyet etmesine müsaade edilen yegâne fir- atanperverler © cephesinin Starhembergin mevkii Şugnig ta. rafından işgal edilmiş olup başbakan | hem eski mevkiini muhafaza ediyor, hem de partinin başkanı oluyor ki, bu onu rakipsiz kılıyor demektir. işikliğe karşılık olarak fa- şistlerin husumetlerini celbetmemek için faşistlerin aleyhtar oldukları i- ki bakan istifa ettirilmiş ve yerlerine şimdi iki diktatör iktatörü vardır. Bunun | he gibi değişikliklere yol açacağı heniiz tebarüz etmemiştir. Şimdilik ne iç, ne de diş siyasada hiçbir ta - havvüle intizar edilmemektedir. İyi saklanmış bir sır migin kabinede değişiklik pıp bütün idareyi eline alması kurduğu plân iyi muhafaza ed tir. Değişikliğin vukubulduğu gü - nün sabahı bile Avusturyal! getelerini açtıkları zaman bir şey görememişlerdi. Şuşnig ile Star he © re arasmdaki ortaklığın bitti-| yoktu. 1934 senesi temmuzunda Dol- fussun katli ile başlıyan idarenin sü- 1.p gideceği zanntdiliyordu. Ancak öğleye doğru ikinci tabılar öramatik değişiklikten halkı ha - İetin dilmiş, garnizonlar ihdas | Halbuki bu sefer hiçbirine başv anız birkaç ti tedbir almmıştı. Bazı € hirletinin garnizonları hel kargaşalık çıkarmaları ihtimaline karşı bu suretle Heimverlein garni- zon kuvvetleri ile sıkı bir mlnase - bet tesis etmiş olmaları mahzuru - nun önüne geçil şnig aleyhine pazar günü bir sokak gösterisi yapan Hetmverlerin nderlerin atılmış olmasını protes » çbir harekette bu- edilmişti Imuş değildir. kaybetmiş ol - de Helmvere Yanl bu Ştarhemberg İstediği tak- dirde bu adamların kabineden ayr: masmı emredebilir demektir. Maa - mafih “doktor Şumizin bu bakan. kendi -ametmekte ği zannedil Dışişleri bakanı, Helmvere mensup Baron Berger - Valdeneg$te İstifa k Buna sebep olarak Şuşni- gin dışişleri bakanlığını kendi idare etmek arzusu gösterilmektedir. Çün kü Şuşnig bu bakanlık siyasetinde Heimver nüfuzunun kullanılışmdan müteaddit defalar şikâyet etmiştir. Ki Kızılay bebek berdar ediyorlardı, Bundan daha birkaç hafta evvel ineni r erkânına ihtarlarda bulunan ve Helmverin ancak kendi | ölüsü üzerinden geçtikten sonra si- Tâhsızlanacağmı ilân eden prensin | İstifasmı gezintiler veya tehditler takip etmedi. Prens Starhembergin sıhhati mü kemmeldir ve elân İtalya ile Avus- turya arasındaki maçta hazır bu - lunmak üzere Romada bulunmakta- | dır. Heimverler silâhlarından tecrit ediliyorlar Helmverler o silâhlarını yakında teslime mecbur olacaklardır. Yal - nız içlerinden seçilen ufak bir kıs - mın silâh taşımalarına müsaade edi- lecektir. Fakat milis kuvvetini teş- kil edecek olan bunlar Starhember- gin kumandası sltında olmayıp va- tanperverler cephesi yeni lideri olan Şuşnigin kumandasında bulunacak- lardır, Böylece Helmverler silâhsızlandı - | rıldıktan sonra Avusturyada 1927 senesindenberi mühim bir rol oyna- mış olen hususi ordular sistemi ni - hayete ermiş olacaktır. | Prens Ştarhembergin istifasma müncer olan esaslı fikir ihtilâfı pren te- esi ve Şuşnigin İse bu “husu- #i" orduyu tutacak ve Jaşe edecek parayı bulmayı reddetmesi idi, Viyana ve eyaletlerde sükün Bü- kümfermadır. Viyanadaki Helmver mahfelleri eyeletlerdeki Heimver- lerin o kargaşalıklar çıkardıklarını zanendiyorlardı. Fakat bunun aslı olmadığı çabucak meydana çıktı. Eyaletlerdeki helmverler ise Viya - nada kargaşalık (çıkmasına intizar etmekte idiler. Doktor Şuşnig | binbaşı Feyi ge çen ilkteşrinde istifaya davet ettiği hinalan wa. Kızılaylar ve Kızılhaçların iştira- kile milli elbiseler giydirilmiş Bebek - Kukla -sergisi idare heyeti teknik mütehassısı ve yardımcı komitelerin de iştirakile akşam kız sanat mekte- binde toplanarak serginin $ ağus-| tosta Kermes vesilesile Taksim bah- çesinde açılması, halktan arzu eden- lerin sergiye istirak etmeleri ve mü- sabakada kazananlara mükâfatlar Arşidük Otto evleniyor mu? Roma, 19 (A. A.) — Yarı resmi mahafil, Arşidük Otto de Habsbür- gun prenses Marie de Savole, ile ev- leneceğine dair ecnebi memleketler- de ortaya çıkarılmış olan şaylaları tekzip etmektedir. Beck Belgrada geliyor Varşova 19 (A.A.) — Beck, bu aym yirmisinde Belgradı resmen sivaret edecektir. ni kuvvetler tarafından takviye e - | Maama: bu tedbirlerden (len telgraf meselesinde mida' , |Mussoliniye gönderilen elbise aliyorlar Valdeneggin arkadaşı Ştarhembergi Mussoliniye gö mek için çekildiği de varit ihtimal- ler haricinde değildir. /felgraf Bu telgrafı resmi yle değil Heh deri göndermiş olduğunu sıfatı | yatı buna delili oaddedilmektedir. Heimverler müteaddit defalar de - mokrasi aleyhinde olduklarını açık açık göstermişlerdir. Fakat ne de ol- sa ecnebi diplom. TAN A İZ İN A SAĞLIK ÖĞÜTLERİ TE AA Kaç türlü aşk vardır? Büyük adamların da, büyük ola - mıyanlar gibi, fani olduklarma her it acırım. Ama. büyük filozof flâtunun ölmüş olduğuna hiçbir vakit geçen günkü kadar acrmamış- de birdenbire uyanan birinden Bu saym okuyucu — ilkbahar mevsimi içinde bulunduğumuzdan 0- lacak — benden “Kaç türlü aşk diye soruyor. O büyük fi- ydı benim işim y . Adresini tah- kik eder, öğrenir, okuyucuma bildi- rerek sualini ona yazmasmı rica ederdim. Bunu k mümkün ©- lamadığı için benim hem de nekadar! Aşk denilen şey, bütün denizlere sığmı k sayıda edebiyat kitaplarını dol- durmuş. Bu kitapların herbiri 82 çok ayrı çeşitte bir aşkı tahlil et- Bunların herbirini okuyarak bir fikir edinmek, Sonra kaç türlü aşk bulunduğunu kısaca haber ver- mek nekadar güç İş! cumun bana yazdığı — Dünyadaki denizlerin hepsinin | içerilerine gir, hepsinin sularını tah- | ll et, sonra bu tahlilin neticesine göre yeniden bir terkip yap; fakat öyle bir terkip ki, bütün denizlerde- ki suyun hulâsası olsun! Demek Eflâtın, bildiği “Ziyaret” kitabmı yazdıktan sonra hiç kimse böyle bir işe girişmeğe e saret edememiş. Elbette ben de ce- saret edemem. Bununla beraber sa- yın okuyucunun sualini cevapsız bi- İdış bakanı bunların telgraf aleyhin- de protestolarma (maruz kalmıştır. Protestolar Şuşnigin Starhemberg en idareye nihayet vermesi hususunda son sebep oln Bidayettenberi iki ki nler rejimin tarihi bir in- i detmektedirler. Eski siste - min büyük meselelerin hallinde bir engel olmadığı iddin edilmekle bora İber teferriiatlarda birçok mi re yol açtığı ve bu suretle bir taha ül icap ettirdiği zannedilmektedi Bundan sonra Şuşnigin tek elle idaresi ultında gerek iç, gerekse diş siyasada bir vahdet elde edilmiş ola- cağı temin edilmektedir. Helmvere mensup bakanlı de elan mevki işgal etmekte oldukları naza- rı itibara alınırsa rejimde esas de- İ öişmemiştir. sergisi heyeti verilmesi kararlaştırılmış, heyet a- rasmda iş bölümü yapılarak, jüri, tezyinat, ve sair kol ve komiteler geçimi yapılmıştır. İkoca arasmda aşk olmaz demiş. rakmak pek ayıp olacak. Onun için, edebiyat denilen © içine girmeden, aşkın şekillerini #k- İlm erdiği kadar ayırmağa çalışa- ce aklıma gelen aşk şekli — okuyucumun belki hiç te sormadığı — karı koca aratmdaki Buna o okuyucumla bi siz de güldünüz. Meşhur hi vedeki Iğz hoca. bile sövlemiş, Karı. Bununla beraber benim aksine kanaatim vardır. Karı koca srasın- da aşk, nadir olsa da, bulunabilir. Hem de en ziyade fikirlerile çalışan, aşkı sırf zihni ve yüksek bir duygu derecesine çıkaran adamlarda görü- | lür. Bunlar evlenirken aşkı belki hatırlarma hiç getirmemişler. Ancak maddi istirahatleri için kendilerine bir eş aramışlardır. Fakat geçtikçe, fikir adamı karısma âşık olur. Ondan da ayni suretle muks- bele görürse dünyada en bahtiyar aile fikir adamınm ailesi olur. Ya ayni mukabeleyi göremez ve göre mediğini anlarsa? O zaman da dün- yada en talihsiz erkek o fikir ada - mıdır. Böyle karı koca arasmda aşkm misallerini — az olmakla beraber — bazı romanlarda da bulursunuz.Bi- zim hekim kitaplarmda yüksek bir misali vardır: On altıncı asırda meş- hür hekim Frenel karısı öldüğü va- kit acısma dayanamıyarak on iki gün sonra ölmüştü. O zamanın hekimleri bunu ayıplamışlar: “Hekimlik insa- na filozofluk verir, filozofluk ise a- ciya dayanmağı öğretir” demişlerdi. Fakat bu yakm zamanım en yüksek fikir adamlarından Berthelot karısı- nm ölümü üzerine birdenbire ölün- ce bütün dünya karı koca arasında aşk olabileceğine ve aşkın filozof - luktan da Üstün olduğuna inandı. zaman Sergi hakkında. tafsilât için ve İsergiye iştirak edecekler bebeklerini 28 temmuza kadar Istanbul « Eminö nünde Kızılay cemiyetinde sergi komitesine göndereçeklerdir. lüçeşme istasyonu | bugün açılıyor | Halkın talebi ve alâkadar makam- İların teşebbüsü üzerine devlet demir- İ yolları idaresi Kızıltoprakla Haydar paşa arasında bir istasyon ihdas edil mesini kabul etmiştir. Söğütlüçeşme- de yeniden yapılan bu istasyonun bu-| glinden itibaren açılacağı ve Banliyö | trenlerinin giderken ve dönerken bu| istasyonda da durmaya başlıyacakla. ri devlet demiryolları idaresinden alâ kadar yerlere bildirilmiştir. Siz de, #ayın okuyucum, aşkın bu en temiz, en güzel şekline şimdiye | kadar inanmadmızsa bundan sonra | İnanımız. Lokman HEKİM Osmanlı Bankası genel direktörü dün geldi Osmanlı Bankasının Paristeki ida- re merkezi genel direktörü Boissler, dün sabah şehrimize gelmiş ve Akşam Ankaraya gitmiştir. Boissier, yeni bir istikraz verilme. si hususunda imzalanan mukavelena- menin tatbik sureti etrafında görüşe cektir. Direktör, Ereğli kömlir şirke- ti imtiyazmın hükümete devri müza- kerelerile de meşgul olacaktır, bujt Harafından.. ka: larak öldürülmi MERGUN BiR ROPO Adliye dok 20-5-936 a RTAJ toru Enver, dikkate değer hatıraların Kör bir adam, karnıma bıçak sokularak öldürülmüştü ı anlatıyor: Biz gittiğimiz zaman bıçak hâlâ karnında duruyordu. Adliye hekimi Enver önüne ge- n cılız bir çocuğu, inceden in- “eye muayene ettikten sonra; yüzü- urarak, annesine döndü , bu çocuğu biraz gidesız bırakmışsnız! İyi besliyeceksiniz; on gün sonra, yeniden göreceğim... dedi, Annesi, elinden tutarak çocuğu dı- sari çıkardı. Kapı önünde bir sürü basta daha bekliyordu. Enver, bun- larm hepsine, birer birer bakacak, ra için dahi vakti yoktu. Ne zamandanberi, onu söyletmek | istiyordum. Enver, her defasmda be: | »İ atlatıyordu. Fakat buğün, ayak diredim ve tatlı tarafndan açarak: — Kim bilir, dedim; hekimlik ha- mıZdA, âcı tatlı ne hatıralarmız vardır? Enverin neçeli bir saati i a » dedi, ye heki ecanr, bir tramvay kazasına kur- ban olan genç bir Siirti çocuğu gör- düğüm zaman tattım. Şimdi, senesini hatırlamıyorum. Bir gün; Saraçhane başma cele çağırdılr. Vaka mahaline yetiştiğim zaman, feci bir sahne İle karşılaştım: Belden aşağısı kesilmiş küçük bir çocuk, bağırsak ları param parça, yolun üstünde yatıyor ve ölüm halinde olduğu hal- de: Ana. Diye haykırıyor Yavrucuğu hemen karakola kal- dırttım, oradan bir otomobille ecz; neye gönderecektim Fakat çocuk.bi raz sonra öldü.Zaten,o zamana kadar İa anasını imdada çağırması bana çok dokandı Sahne, hiç gözümün önünden git- mez, bir gün de, Fındılıda, iki gö- zü kör bir adam, karısının kardeşi msm İlm İamnie le üştü. Eve gittiğimiz zaman, biçak, halâ zavallı adamm karnında idi. elimle çekip çıkardım. Fakat katil meydanda yoktu, Körün arısına sorduk. Kardeşini ele ver- mek için hakikati bizden gizledi, ka tlin çıkıp gittiğini söylüyordu. Biz- de buna inandık. Müddelumumi mu- ni ile, cinayetin işlendiği odada ir kanepe üstüne oturarak tahkikat | ile meşgul olduk. Aradan birkaç gün geçti Katili ze gönderdiler. Herife o gün böyle çabucak, nere ye kaçtığını sordum. — Hiç bir yere kaçmadım! de- di, — Ya, neredeydin? zin oturduğunuz kanepenin altmda!., Meğerse, biz içeri girince, katil kaçmak için vakit bulamamış, bizim oturduğumuz kanepenin altına girip saklanmış. Elind. tetiği çekilmiş brovnik tabancası İle, biz oradan gi- dinceye Kadar, beklemiş. Şayet, içi- mizden biri, azıcrk kıpırdanacak ol- sa, tabancayı gümletecekmiş. Hiç far kmda olmadan, ne müthiş bir kaza atlattığımızı, ancak o zaman anlaya bildik. Gözünlü kan bürüyen katil, diyor kiz de çekip vuracaktım. Ne taliiniz var muşki, kanepenin atında gizlendiği- min farkma varmadmız?.. Bir gün de, Keragümrükte polis Karakolu karşısında bir eve gittik Kaçakçınm biri, ayakyolunun içine bir rakı fabrikası yerleştirmiş, ora- da aylardenberi, gizli gizli rakı çeki- yormuş. fakat bir g'in, ocağa kömü rü fazlaca mı koymuş, ne olmuş, kö mür çarpması yüzünden öteki dün- yayı boylamış. Çağırdılar. Kalktım gittim. fakat, ölü, ayak yolunun al- tndâ İdi. muayene etmek için aptes hanenin taşmı kal “ıp, içeriye gir- mek lâzımdır. Sırtımdaki elbise ile bu işi yapacak olsam üstüm başım berbat olacaktı. i akıl öğ Evdeki kadınlardan bi rettiz — Benim gecelik elbisem var, bil mem giyermisiniz? dedi. İster İste- mez razı oldum. Ceketimin üzerine dantelâlı kadn entarisini geçirdim. potlarını yazacaktı, Başını kaşımak | imliğimde en büyük he. “ yakaladılar. Yaşınm tayini için bi-| — Herşeyi göze almıştım. İkinizi | Adliye doktoru Enver tam, ayak yolunun taşmı kaldırtıp eri gireceğim sırada, güzete fotoğ ünç bir kıyafetle karilerin karşı- | sına çıkmak tabii, hoşa gider birşey değildi. Yalvara yakara fotoğraf al- mamalarını temin ettim. Fakat, çek tiğim yürek çarpıntısını hiç sörma- yn? Edirne kapıda, bir vak'a var. diye haber verdiler, gittik. O gin hapis- haneden çikmiş bir azılı katil, ser- best kalışını kutlulamak için daşlarma bir ziyafet ç bu arada hiç yoktan bir pılarak bir polis memurunu öldürü- yor. Ne dersiniz, herif bir gin bile evinde yatmak kısmet değilmiş, Ha- pishaneden çıkması ile oraya girme- ldü. Adliye hekimliğimin korkulu bir hatırası da şudur: Vahdettinin doktoru Reşat paşa- ünü Sanremodan İstanbula getirmişlerdi. Veresesi, paşanm öldü rülmüş olduğunu iddia ediyorlardı. | Bunu tetkik etmek için, Adliye heki ği puavenesine Uzum. rai, Ceset geldiği gün BiZ / iştar. lunduk. Paşanm ölüsü, kurşundan yapılmış bir tabut içinde idi. Tabu- tun kapağını açarken elim, sivri bir kurşuna çarparak hafifçe şıyrıldi. ilkin ehemmiyet vermedim. Fakat aradan bir kaç saat geçince, kolum birden bire şişti, O kadarki, kangı- İran oldum diye müthiş surette telâş etmeği başladım. Tamam bir hafta müddetle gözüme uyku girmedi. Teh likeyi atlatıncaya kadar epice heye- can geçirdim. Enverin bana anlatabilecek kim İ bilir daha ne meraklı hatıraları var dı. Fakat dışarda bekleyen hastala” rı sabırsızlanmağa başlamışlardı. Na İzik hekimin yanından istemeye iste meye ayrıldım. Salâhaddin GUNGOR ————> MP Veznedar Remzi 1 seneye mahküm oldu 1550 küsur İirayı zimmetine geçir” mekten suçlu, Galsta rüsumu bab” riye veznedarı Remzinin duruşmaği üçüncü ceza * mahkemesinde bitir” miş ve Remzi hakkınha karar veril” miştir. ; Geçen celsede iddia makamı, bi” çok sebeplerden dolayı vezni Remzinin beraetini istemişti. Mahkeme, dün kararmı bildirmi”” tir. Suçlu Remzi, bir sene hapse V* bir sene müddetle memuriyet“ mahrumiyet cezasına mahküm hm miştir. Ayrıca, zimmetine geçirdi 1590 küsur lirayı da tazmin ede” ve muhakeme masraflarını yecektir, — Remzi, mahküm olduğunu öf nince, tecssüre kapılmış ve 8# mağa başlamıştır. pu. *Lilelide, Genç 'Türk sokağı... 18 numarada oturan Istanbut rai tülüğü memurlarından 60 yasli da Hasan Fehmi isminde evinde, şüpheli bir vaziyette öl rak bulunmuştur. Ölüsü, otopsi * yapılmak morga kaldırılmıştır. ii © Nuri isminde birinin dükkân dan bir teneke zeytin Y Mustafanın birinci sulh cez ; kemesince 20 gün hapsine verilmiştir